18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER olan aJnına, eiiyle, parmaklany la vuruyor ve Yapamam! Yapamam! diye mınldanıyor." Gerçekten de Mr. Nicolson'un yazdığı gibi, "Beklemeye sabrım yok," diyen Lord Gürzon'a İsmet Paşa'nın yanm saat sonraki yanıtı şudur: " Türk ulosal egemenliğine aykın hiçbir kaydı kabul etmem!" Ve 4 Şubat 1923'te Lozan Banş Konferansı'nın birinci bölümü kesilir. Anlaşmazlık, özellikle tutumsal (iktiss>di) konularda ve ayrıcalıklarda (kapitülasyonlar) düğümlenmişti. Bağlaşıklann sürmesini istedikleri tutumsal konular, Türkiye'nin egemenlik haklarını zedeleyiciydi... Görüşmelerin kesilmesi, TBMM içindeki karşıcılann çıkardığı tartışmaları da büyütmüştür. Hele Lozan öönüşü İsmet Paşa'nın, İzmir'den Ankara'ya dönmekte olan Mustafa Kemal'le Eskişehir'de buluşmasını, karşıcılar, (meclise ve hükümete bilgi vermeden) sakıncalı (!) bulurlar... GÖRÜŞMELERİN İKİNCİ DÖNEMİ Yine tartışmalı geçen, "yüzyıllık hesapların görüldüğü", "ölüm dirim sayılacak ölçüde önemli" (tırnak içindeki deyimler M.Kemal'in. B.A.) görüşmelerden çok, İsmet Paşa'yı, Bakanlar Kurulu Başkanı Rauf Bey'in tutumu yorar. Daha önce, Delegeler Kurulu Başkanı olmak istediğini M.Kemal'e söyleyen Rauf Bey, İsmet Paşa'nın, hükümetten yönerge isteyen tellerini yanıtlamakta gecikir; yanıtlamaz... Rauf Bey'e bundan dolayı güvensizlik duyan İsmet Paşa, M.Kemal'e, görüşmeleri kendisinin izlemesini istediğini bildirir. Bu konuda, M.Kemal şöyle söylemiştir: "İsmet Paşa'nın, durumu izlemem için dikkatimi çekmesi de haklı göriilmelidir. Çünkü sonın, gerçekten ölüm dirim işi sayılacak ölçüde önemliydi." (Söylev, C.2, s.539) Görüşmeler tamamlandıktan sonra M.Kemal, İsmet Paşa'ya, Antlaşmayı imzalamasını bildirir. Hükümetinden yanıt alamayan İsmet Paşa kıvançlı, sevinçlidir M.Kemal'in yanıtından. M.Kemal, bu durumu Söylev'de şöyle dile getirir: "İsmet Paşa'nın üzüntüsünün ne kerte olduğunu gösteren bu karşıhğı, onun temiz yürekliliğini, içtenliğini ve özellikle alçakgönüllülüğünü de gösteren bir belge olduğu için, bilginize sunuyorum: "Her dar zamanımda Hızır gibi yetişirsin. Dört beş gündür çektiğim ezinci bir düşün. Büviik işler yapmış ve yaptırmış adamsın. Sana baglılığım bir kat daha artmıstır. Gözlerinden öperim. Pek sevgili kardeşim, sayın önderim. İsmet" İsmet Paşa 24 Temmuz 1923 günü Antlaşmayı imzalar. M. Kemal'in o gıinkü kutlama teli şöyle başlar: "Lozan'da Delegeler Kurulu Başkanı, Dışişleri Bakanı İsmet Paşa Hazretleri, ulusun ve hükümetin yüksek kişiliginize vermiş olduğu yeni görevi başan ile sonuçlandırdınız. Yurda yarariı sıra sıra işlerle örlülıi olan ömriinüzü bu kez de tarihsel bir başanyla yücelttİBiz...." (Söylev, 2, s.541). Bakanlar Kurulu Başkanı Rauf Bey, İsmet Paşa'yı kutlamak istemez... M.KemaJ'in üstelemesiyle bir tel yazar veya yazdınr. Bu telde, Lozan Antlaşması'nı yapan İsmet Paşa'yı kutlama dolayısıyla Mondros Ateşkes Anlaşması'nı yapan kendisini savunur. Utku kazanmış ordumuzun başından Lozan'a giden İsmet Paşa'ya utkudan utkuya yürüyen ordumuzu anlatır... Rauf Bey, Lozan dönüşünde İsmet Paşa'yı da karşılamak istemez. M.Kemal'e, "Ben, İsmet Paşa ile karşı karşıya gelemem", der. "İzin verirseniz, o geldiği zaman Ankara'da bulunmamak için, seçim bölgemde dolaşmak üzere Sıvas'a doğru bir geziye çıkayım." M.Kemal, "Böyle yapmarını şerektiren bir şey olmadığını, Ismet Paşa'yı bir hükümet başkanına yaraşırcasma, görevini iyi biçimde sonuçlandırdığı için onu, sözle de övmesinin ve kutlamasının uygun olacağını" (Söylev, C.2, s.543544) söyler. Rauf Bey, "Kendimi tutamıyorum, yapamayacağım" deyince, Bakanlar Kurulu Başkanlığı'ndan çekilmesi koşuluyla geziye çıkmasına izin verir M.Kemal. Ve de öyle olur. SONUÇ 143 maddelik ana belge ile ona eklenen 15 ek belgeden oluşan "Lozan Banş Antlaşması" ulusal bir devlet olmamızı ve bağımsızlığımızı dünya kamuoyuna belgeleyerek duyurduğu gibi, emperyalizmin Anadolu'da yenilgisinden sonra, banş masasında da yenilgisinin göstergesidir. Emperyalizmin düş ve düşlemlerinin sarsılmasını sağlamıştır. M.Kemal, Lozan Banş Antlaşması için, "Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasal utku yapıtıdır" demiştı. Evet, askersel sivil savaşımızm, yani Kurtuluş Savaşımızın, bağımsızlık savaşımızın utkusundan sonra kazandığımız siyasal utkumuzdur Lozan Banş Antlaşması... Hemen hemen bugünkü sınırlanmızı çizdiğimiz, ayncalıkları sildiğimiz gündür... 24 TEMMUZ 1983 Lozaıı B a n ş Aııtlaşnıası BEHZATAY Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle "Her evresi ile düşü'. nülmüş, hazırianmış, yönetilmiş ve utkuyla (zaferle) sonuçlandırılmış olan savaşlar"dan sonra sıra barışa gelmişti. Istanbul'daki Fransız OlaŞanüstü Komiseri General Pele, Tzmir'de bulunan Mustafa Kemal'le görüşmek üzere İzmir'e gelir. M.Kemal'e, • Franklen Buyon'uTi kendileriyie • görüşmek istediğini bildirir. M.Kemal, F.Buyon'u İzmir'de kabul edeceğini söyler. Bunun üzerine F.Buyon bir Fransız savaş gemisiyle tzmir'e gelir. M.Kemal'e, kendisini Fransız hükiimetinin yanı sıra İngiltere ve ltalyan hükümetlerinin de görevlendirdiğini söyler. M.Kemal, F.Buyon'la görüşürkerı Bağlaşık Devletleri Dışişleri Bakanları imzasıyla, savaşın durdurulması ve banş yapılmasıyla ilgili 23 Eylül 1922 günlü bir nota gelir. M.Kemal bu notaya, 29 eylül günü verdiği yanıtta, 3 ekimde Mudanya'da konferansın toplan' masını uygun gördüğünü bildirir ve hemen Başkomutanlık adına Batı Cephesi Komutanı Ismet Paşa'yı olağanüstü yetkilerle görevlendirir. 11 Ekim 1922'de "Mudanya Ateşkes Anlaşması" imzalarur. Türkiye'ye Lozan kapısı açılmıştır. 28 Ekim 1922 günü Bağlaşık Devletleri Lozan'da toplanacak barış konferansına yeni Türk devletini çağınrlar. Durıımumuz: Yeni Türk devletinden önceki Osmanlı Devleti, birçok ayncalıklann tam anlamıyla tutsağıydı. Osmanlı ülkesinde yabancılar yargılanamıyorlardı. Yabancılardan vergi ahnamıyordu. Osmanlı Devleti, ülkede gerekli gördüğü işleri yapamıvordu. Sözgelimi demiryolu yapamaz, dahası okul bile açamazdı. Devlet o kadar borçluydu ki, faizini bile ödeyecek güçte değildi. Kısacası Osmanlı Devleti'nin dünyada onuru kalmamıştı... VE LOZAN... Lozan Banş Konferansı 21 Kasım 1922'de başlar. Görüşmeler tartışmalı, sıkıntılı geçmektedir. "Çünkü, Lozan Banş Masası'nda söz konusu edilen sorunlar, yalnız üç dört yıllık yeni evreye bağlı kalmıyordu. Bu denli eski, bu denli karışık, bu denli bulaşık hesapların içinden çıkmak elbette pek yalınç ve kolay olmayacaktı." (Söylev, C.2, s.482). Daha görüşmelerin başlamasıyla salonda hoşnutsuz bir hava belirmişti. Görüşmenin açılışını yapan İsviçre Konfederasyonu Başkanı Hap'ın hemen ardından bir konuşma yapan Lord Gürzon'dan sonra iisteleyerek söz isteyen Ismet Paşa, Türkiye'nin gördüğü haksızlıklan, yıkımlan, acılan dile getirerek, "Bu dakikada bile hâlâ, bir milyondan çok suçsuz Türk'ün, Kttçük Asya ovalannda ve yaylalannda evsiz, ekmeksiz..." olduğu gerçeğini vurgular ve arumsatır. Delegeler bu konuşmadan pek hoşnut kalmazlar. Yunan başdelegesi Venizelos'un, Türkiye'ye saldınlarını "onur yıiriiyiişü" olarak nitelemesini sert yanıtlayan Ismet Paşa'dan sonra aynı Venizelos şu itirafta bulunur: "Yunan ordusunun, kendi girişimi ile değil, müttefiklerin çağnsı üzerine ve Yunanistan"ın özel çıkarı için değil, müttefiklerin çıkan için İzmir'e çıkmış olduğu, yadsınamaz bir gerçektir." Bağlaşık devlet delegeleri (özellikle Lord Gürzon), Ismet Paşa'yı sıkıştırmaktadırlar sürekli. Ismet Paşa direnmektedir. Bağlaşıklann delegeleri karşjsında yalnız kalan İsmet Paşa'yı, konferansta Lord Gürzon 'un sürekli yanında bulunan sekreteri Mr. Nicolson, sonralan yayımladığı "By Lord Gürzon" adlı yapıtında Ismet Paşa'yı şöyle anlatır: "Ismet. rabatsız ve canı sıkkın. Oturmakta olduğu koltuğa adeta gömülmüş. Alıu (yüzii) kıpırdıyor. Mendilini sık sık dudaklanna götüriiyor. Çok rahatsız ve sinirti (...) Saat 6.45'te İsmet dönüyor. Bizim bütün öneriierimizi kabul ediyor. Fakat ekonomik paragrafı reddediyor. (...) Her zamanki gibi, bu kısa boylu insan için merhantet duyuyornm. İsmet... yalnız bir kez kendini kaybetti: Ankara'ya dönecegim ve ulusuma diyeceğim ki, Lord Gürzon'un başkanligındaki konferans, savaş istiyor! Tümü birden: Hayır, hayır hayır! diye haykınyoriar. (...) Lord Gürzon: tsmet Paşa, ülkenizi kurtarmak için ancak yanm saatiniz var, diyor. İsmet Paşa mendilini dudaklanna götüriiyor. Kendisini sandalyaya atıyor. Ter içinde kalmış PENCERE Mahpusun Özgürlüğü Bir dostum sordu: Salâh Bırsel'in "Bir Sarı At"ı için "Mahpushanede okunacak kitap" diye yazmışsın... Evet. Neden? Özellikle vurguladım. Çünkü yazlıkta okunacak kitap, uçakta okunacak kitap, fakültede okunacak kitap gibi hapishanede okunacak ve okunmayacak kitap ayrımı yaprtıyr Kim yapıyor? Değişik kişiler.. Çoğu zaman bir küçük yetkili, bir müdür, bir görevli, dışarda satılan kitapların, dergilerin, gazetelerin cezaevine girmesini yasaklayabiliyor, özgürlükleri ellerinden alınmış tutuklu ve hükümlülere yasadışı bir ceza uygulayabiliyor. Nereden biliyorsun? Mektuplar geliyor çeşitli cezaevlerinden, yazıyorlar, yakınıyorlar... • "Mahpushanedekilerin özgürlüğü" diye bir deyim kullansam bilmem doğru olur mu? Özgürlük hiçbir zaman sınırsız değildir, hep "kanun dairesinde"dir ve kişi, haklarını kullanırken yasaları gözetmek zorundadır. Kimi zaman bu yasaların çemberi daralır, insanın boğazını sıkmaya başlar. O zaman sağdan soldan sesler yükselir: Demokrasi çiğneniyor.. Özgürlük istiyoruz.. Ülkemizde şimdi bu dönem yaşanıyor. Kitap yasakları yalnız cezaevlerine değil, cezaevlerinin dışında yaşayanlara da uygulanıyor, ama sorun şu noktada düğümlenmektedir: Dışarda serbestçe satılan kitapların cezaevlerine girmesi neden yasaklanıyor? Dışardakilerle içerdekilerin okuma özgürlüğü bakımından eşitlenmesi gerekmez mi? Eğer bir kitap ülkede yasaklanmışsa cezaevinde okunması da yasaktır. Ama dışardakilerin okudukları kitapları, dergileri, gazeteleri içerdekılerden esirgemek, yargıcın verdiği cezaya hapishane müdürünün koyduğu cezayı eklemek değil midir? İşte bu soru bizleri mahpushanedekilerin özgürlükleri üstüne düşünmeye zorlar. Nedir bir mahpusun özgürlüğü? En doğal gereksinmelerden başlayalım, bir mahpus (ister gözaltında, ister tutuklu, ister hükümlü olsun) istediği zaman tuvalete (daha gerçekçi ve güzel adıyla ayakyoluna) gidebilmelidir, sağlığını koruyacak biçimde beslenebilmelidir, açık havaya çıkabilmelidir, yakınlarıyla insanca kcşullarda görüşebilmelidir, istediği kitabı da okuyabilmelidir. Boyalı basınımız yazıyor: Artık ne istersek bulabiliyoruz, Hollanda tereyağı, Fransız peyniri, İsviçre çikolatası, Macar salamı... Doğrudur. Geçenlerde tuzukuru çevrelerin alışveriş ettiği bir şarküteriye gittim, sordum: Gravyer var mı? Her halinden gecekondu çocuğu olduğu belli olan tezgâhtar tepeden baktı, azıcık onurh, biraz gururla ve Orta Anadolu şivesiyle şişindi: Bizde yerlisi yok, yalnız Alman gravyeri bulunuyor... Kaça? Dört bin lira... Başbakan övünüyor: Karaborsayı kaldırdık... \ Amerikan Dolan'nı 550 lira, Almsn peynirini 4000 lira yaparsan karaborsayı kaldırırsın, ama ne anlam taşır? Fransız peyniri yeme özgürlüğünü pek güzel değerlendiren toplumda okuma özgürlüğünü ne yazık ki yeterince önemsemiyoruz. Cezaevlerinin sorunları gündeme gelince kaçamak yoluna sapıyoruz: Olanaklarımız kıt... Oysa bu olanak sorunu değildir. Cezaevlerinde yatanlar ne Alman birası içmek, ne Fransız peyniri yemek istiyorlar. Bu türlüksözgürlükler 1961 Anayasası'nı "lüks" bulanların ayrıcalığıdır. Cezaevinde istenen şey çok yalın, ucuz ve açık: Dışarda yasaklanmayan yayınlar içerde yasaklanmasın... • Babıâli basını son günlerde Zeynep Özal'm özgürlükleri üzerinde duruyor. Gazeteler başyazılarında diyorlar ki: Zeynep Özal, özgür bir kadındır, istediği gibi yaşamalı eğlenmeli, flört etmeli, gezıp tozmalı... Bu özgürlük yazılarını okudukça, içimden geldi, ben de kitap okuma özgürlüğünü yazayım dedim, bir mahpusun doğal hakları konusunda okurlarımla birlikte düşünmeye çalışayım. OKTflY AKBAL , EVET/HAYIR Aynaya Kızılır mı? Ankara Gazi Lisesi'nden bir grup öğrenci, din kültüıü ve ahlak bilgisi öğıetmenlerinden M.BInin öğretim yıh boyunca Milli Egitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın kitabıru bir yana bırakarak kendi kafasına göre ders işlediğini yazıyorlar. Bu öğretmen aynca müfredat programıy ÖĞRETMEN/ÖĞRENCİ YÖNETEN MUAMMER TUNCER Dinbügisi öğretimi böyle mi sürecek? la hiç ilgisi olmayan bügilerden öğrencileri sorumlu tutmuş. Üstelik namaz kılmayan, oruç tutmayan öğrencileri yasalarla suç sayılan bir siyasal görüşe sahip Başbakan basına kızıyormuş! Başbakan basına dargınmış! Başbakan basın temsilcilerıni uçağına almayacakmış!.. Nedenleri: Uzakdoğu gezisiyle ilgili haberler... izmir'deki ko' operatif oJayı... Özal aüesini bir şov grubu gibi göstermek... Ulaştırma Bakanı konusundaki soylentiler... Enflasyonun azıcık düşmesinden övgüyle söz etmemek. Semra ve Zeynep Özal hakkında haberleri yayımlamak... İnsan kızar elbet! Yalan habere kızar. Olmadık soylentiler çıkarılmasına kızar O zaman ya adalete gider, ya da yalanlama gönderir. Bütün bunlar gerçek dışıdır der. Diyebilirse!.. Ama nasıl diyecek, hepsi gerçekse, neredeyse belgesel bir sağlamlıktaysa... Uzakdoğu gezisinden elde edilen nedir? Bu gezi için harcanan para ne kadardır? Çin ve öteki ülkelerde Özal grubunun geçirdiği serüvenler nelerdir? Özal uçağının tüm eşyaları gümrük ödenmeden geçmiş midir, geçmemiş midir? Çölaşan'ın/Nokta'da Bayen llıcak'a verdiği yanıtta dediği gibi: "Gelsin, açtk • lasın kendisi orada neler aldı? Çevresindekiler neler aldı? Bunları gümrüklü mü soktular gümrüksüz mü? Gümrük mukbuzlarmı çıkarsınlar ben de gazetecilikten istlfa edeyim?" Başbakan, Uzakdoğu gezisi üstüne yazılanlara neden kızıyor? Bütün bunlar olduysa, yaşandıysa, görevi sorumluları arayıp bulmaktır. Gümrüksüz geçirilen bunca eşyanın hesabını sormaktır çevresindekilere, yakınındakilere... İzmir'deki 'muttu azmlık' kooperatifi haberlerinin neresi yalan? Böyle bir kooperatif yok mu? Yoksa; niye kanıtlarla yalanlamtyortar? Başka kooperatiflere bu türiü ayncalıklar tanınıyor mu? Özal ailesi konusuna gelince... Ayiardır Sayın Semra Hanımla Zeynep'le Efe'nin serüvenleri gazetelerde hem de çeşitH resimlerle süslenerek yayımlanıyor. Bir Başbakan eşi defile yapar mı? Müren'lerle, Ajda'larla bu denli ilişkilere gider mi? Bayan Zeynep, Bodrum'lar, Marmaris'ler, bilmem daha nerelerde 'şen dul' havasında bir yaşantı sürmüyor mu? Ya Efe'nin pahalı arabalarda gezmeleri, hele Bodrum Kalesi'nde milletvekıli ve yazar Şardağ'la yer kavgası yapacak kadar kendinden geçmesi, daha neler neler, bir çeşit 'şov' oluşturmuyor mu? Geçmiş dönemlerde hangi Başbakan eşi, kızı, oğlu 'magazin gazeteleri'ne bu denli konu oldu? Ulaştırma Bakanı'nın gazetecilere 'Htyar" diye bağırması, bir şarkıcı bayanla ilişkisi, bu yüzden gazete toplatmalar, telefonla gözdağı vermeler günün haberleri arasında yer almıyor mu? . Basın, bir buçuk yıl Özal'a geniş yer verdi, çoğunlukla des. tekledi, demokrasiye açılış dönemini başlatacak diye umutla bekledi. Oysa Sayın Özal ne dediyse hiçbiri gerçekleşmedi. Ortadirek ta ortasından çöktü!.. Bütün bunları görüp yaşadıktan sonra basın, sağcısı solcusu, ortacısı ile onu nasıl tutsun, nasıl övsün? Özal hükümetinin neredeyse tüm bakanları her gün başarısızlığın, acemiliğin, bilgisizliğin örneklerini veriyorlar. Bir yandan da belirli görüşlerin yerleşmesi için çabalıyorlar, pot üstüne pot kınyorlar! Sayın Özal bütün bunları görmüyor mu, bilmiyor mu? Aynaya kızılmaz. Basın bir ayna gibi gerçekleri yansıtıyor. Daha önceki hükümetlerin bakanları, Başbakan ailesinin yakınları böylesine 'şov' malzemesi olmadı. Belirli bir saygınlık çizgisinde yaşıyorlardı da ondan... Basın gerçek görüntüleri yazıyla, resimle yansıtıyor kamuoyuna sunuyor diye kızmak, küsmek yersizdir... Yapılacak iş, aile bireylerini, birtakım yanlış işlerle ağır eleştiri konusu olan görevlıleri uyarmak, dengeli bir yaşam sürmelerini sağlamak... Yapamıyorsa bu ülkeyi yönetmek görevinden affını istemek, yeniden eski ticaret işlerine dönmek... olmakla suçlamış. Oğrenciler, yetkililere dilekçe verdikleri halde ilgüenen olmadjğını belirterek şöyle yakınıyorlar: "Üniversite Ji kazandıJdan halde, yasaJ bakımdan sorumlu otanadıklan bflgüer yüzünden, haksız yere sımft* bırakılarak bir yd bekletilen •rkadaşlanmıza yazık degil mi? Din ögretiminde böylesine baslaa bir tutuma yasalarda, yönetmelikkrde yer var mı? Yetkilikrce yerinde >apılacak bir inceleme tüm gerçegi ortaya çıkaracaktır." MEGS Bakanlığı'nın açıklaması 26.6.1985 tarihli gazetenizin 2. sayfa 4. sütununda MUfit AKGÜN imzası ile yayımlanan "Terfim gelmedi" başlıklı yazı incelenmiştir. Çandır Lisesi İngilizce öğretmeni Müfit AKGUN, 7.9.1984 tarihinde 2. derecenin 1. kademesine terfi ettirilmiş, terfi onayı Yozgat Valiliğine gönderilmiştir. Bilginizi rica eder, saygılar sunarım. Süreyya Tuna Basın ve Halkia tliskiler Müsaviri ORTADOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Yükseköğrenim Kununları arasında ö n Lisans ve Lisans Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslanna tlişkin Yönetmelik hükümleri ve üniversitemizin yönetmeliklerine uygun olarak 19851986 eğitimöğretim yıhnda geçiş yolu ile kabul edilecek öğrencilerde aranılacak vasıflar, gerekli belgeler, başvuru tarihleri ve diğer hususlarla, bölümlerimizce bu maksatla aynlan kontenjanlar aşağıda belirtilmiştir. A. KOŞULLAR 1. Yatay geçişler ancak eşdeğer eğitim programlan uygulayan yukseköğretim kurumlan arasında yapılır. 2. Hazarhk sınıfı ile birinci sınıflara geçiş yapılmaz. 3. Öğrencinin aynlacağı kurumdaki bütün sınavlarıru başarmış olması ve genel not ortalamasının en az % 60 olması şarttır. (son sınıfa geçiş başvunılannda V» 70 olması gerekir.) 4. Müracaatların kontenjandan fazla olması halinde sıralama not ortalamalanna göre yapılır. 5. ODTÜ'de eğitimöğretüıı İngilizce düinde yapıldığından adaylann dersleri izleyebilecek düzeyde İngilizce bilmeleri sarttır. Bu husus ODTÜ Yabancı Diller Yüksek Okulu tarafından yapılacak sınavla beürlenir. 6. Bir yükseköğretim kurumundan disiplin cezası ile çıkarılmış olanlar geçiş başvurusu yapamazlar. 7. Üniversite içinde yapılacak geçiş başvunılan yukandaki esaslara göre yapılır. B. GEREKLİ BELGELER 1. Not belgesi (transoript): Başvuran öğrencinin aynlacağı kurumdan alacağı, izlediği bütün dersleri ve bu derslerden aldıfc notlan gösteren resmi belge (kopya kabul edilmez) 2. Müracaat formu ODTÜ Öğrenci İşleri Dairesi Başkanlığı'ndan sağlanır. Bu belgeyi sağlayamayanlar aynı amaçla dilekçe kullanabilirler. Dilekçede başvunılan program belirtilir. 3. Yurt dışından yapılan başvurularda, adayın aynlacağı yükseköğretim kurumunu tanıtan katalog yeya benzeri dokümanın eklenmesi yararlıdır. 4. ODTÛ'de birden fazla program için başvuran adaylann, her program için ayn form doldurmaları (veya dilekçe yazmalan) ve her formda, o formda geçiş yapmak istedikleri programın kacıncı tercihleri olduğunun ilgili yere yazılması, her forma veya dilekçeye not belgesi (yalnız bir müracaat orijinal diğerleri fotokopi olabilir) eklemeleri şarttır. 5. Her müracaat için 1000. TL.'Iık başvunı ücreti (ODTÜ öğrencileri için 500. TL.) ODTÜ Muhasebe Müdürlüğu veznesine (veya T.C. İş Bankası Yenişehir Şubesi 3186 nolu hesaba) yatırmalı ve makbuzu (fotokopi olabilir) ilgili forma eklenmelidir. C. BAŞVURU TARİHLERİ Bütün başvurular belgeler tamamianmış olarak en son 2 Ağustos 1985 günü akşamına kadar; ORTADOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESÎ öğrenci İşleri Dairesi Başkanlığı ANKARA adresine yapılacaktır. Gaziantep yerleşkesi için başvurular ise, ODTÜ Gaziantep Mühendislik Fakültesi Dekanlığı GAZİANTEP adresine yapılmalıdır. Yatay geçiş yolu ile öğrenci kabul edilecek programların kontenjanlan aşağıdadır: Yatay Geçiş Kontenjanlan Programlar 2. sınıf 3. sınıf 4. sınıf Toplam Makine Müh. 1 10 6 3 Mühendislik Bilimleri 9 5 2 2 Endüstri Müh. 5 5 Maden Müh. 3 2 2 7 Jeoloji Müh. 3 3 2 8 İnşaat Müh. 12 6 4 2 Metalurji Müh. 3 3 2 8 Kimya MDh. 4 11 3 4 Çevre Müh. 3 3 3 9 Bilgisayar Müh. 8 6 2 Havacılık Müh. 4 2 2 8 Elektrik ve Elektronik Müh. 15 10 5 30 Mimarlık 3 3 3 9 Şehir ve Bölge Planlama 3 3 2 8 Endüstri Ürünleri ve Tasarımı 3 3 2 8 Fizik 11 4 4 3 Kimya 6 4 . 10 Matematik 5 5 15 5 Biyoloji 8 3 3 2 İstatistik 10 10 25 5 Psikoloji • 2 4 2 Sosyoloji 3 2 10 5 Felsefe 20 20 40 Beden Eğitimi ve Spor 10 10 Pisikolojik Dan. ve Reh. 5 5 Biyoloji Eğitimi 15 10 10 35 Fizik Eğitimi 15 10 10 35 Kimya Eğitimi 15 10 10 35 Matematik Eğitimi 15 !0 10 35 İngiliz Dili Eğitimi 2 2 4 İktisat 4 5 3 12 tşletme 4 12 5 3 Kamu Yönetimi 4 12 6 2 Uluslararası İlişkiler S. 5 5 11 A D I GAZİANTEP MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ PROGRAMLARI {IHjKAlVI ILAK1 Makine Müh. 5 13 3 5 Elektrik ve Elektronik Müh. 4 4 11 3 Gıda Müh. 5 5 5 15 Fizik Müh. 10 10 20 İnşaat Müh. 4 4 PIPO Temızleyicı (fitil) Avrupa'dan ithal edilmişıir. Topun, perakende. Ckleraeli de gönderilir. C.H. Sakarya C. 12, Konya lşhanı 4/20 Tel. (221) 3523222233 ESRA CAPLI ile evlendiler. Mutluluklar dileriz. TÜRKAY AİLESİ 22.7.1985 LEVENT KLRBAN SATILIK JAWA 84 model Jawa acele satılıktır. Peşin 300 bin. Tel.: 579 77 29 KARADENIZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Üniversiıemiz Rekıörluk Örgütü ile Uygulama Hastanesi'nde açık bulunan kadrolara sınavla veya naklen personel alınacaktır. Derecesi Adel Nitelikleri HUKUK MÜŞAVtRLİĞl A.H.S. 2.6 2 Avukat SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI Tabip SHS ı S.H.S. 2 3 4 Diş Tabibi 1 6 Psikolog 3.4 Fizyoterapist 5 Diyetisyen Ev Ekonomisi Yüksekokulu 5 Diyetisyen bölümü mezunu Hemşire Sağlık Koleji mezunu 8.11 Sağlık memuru 9.10 Sağlık teknisyeni 9.10 UYGULAMA HASTANESİ Diş Tabibi S.H.S 1 3 5 Psikolog 2.5 Fizyoterapist 2,3,4,6 Diyetisyen Ev Ekonomisi Yüksekokulu 2,3 Diyetisyen bölümü mezunu 3.4 Biyolog Sağlık fizikçisi 3.5 Sağlık memuru En az sağlık koleji veya 5,6,7,9, sağlık meslek lisesi mezunu Sağlık teknisyeni 3.4 Sağlık teknisyeni 5,6,7.8, 10 18 Başhemşire 3.4 2 Yüksek hemşirelik okulu mez. Hemşire 8 3.4 Sağlık koleji mezunu 51 5,12 6 Ebe 7.10,11 Kimyager 3.4 T.H.S 2 kimya dalında en az lisans düzeyinde öğrenim görmüş. 1 Başvuraeak adaylarm 657 sayılı kanunun 48. maddesindeki genel şartlan taşımalan, 2 1,2,3 ve 4. derece kadrolara başvuracakların 657 sayılı kanunun değişik 68. maddesindeki şartlan taşımalan. 3 Alınacak personele 657 sayılı yasa ve ekleri uyarınca ödeme yapılacaktır. 4 Alınacak personel tam gün çalışacaklır. 5 Yeniden (açık:an) atama için başvuracakların sınav tarihinde 36 yaşından gün almamış olmaları şarttır. 6 Naklen aıanma için baş\uracaklara değerlendirme sonuçları yazılı olarak bildirilecektir. 7 Başvtıracaklar, dilekçeleriııe me/uııiyet belgesi. oııaylı nıit'us cüzdan örneği, 2 adet yeni çekilmiş Ibtoğraf ve erkek adaylar için askerlik lerhis belgelerini eklcycccklerdir. 8 Duyuruda yer alan kadrolara başvurular 23 Ağustos ı985 günü saat 17.00'ye kadar K.Ü. Personel Daire Buşkanlığı'na yapılacaktır. Postadaki gıvikmeler dikkaıe alınmaşacaktır. 9 Açıkıaıı (yeniden) atanacaklarııı sınavları 10 Eylııl 1985 günü saaı 09.00'dan ilibaren Uygulama Hasıunesi'nde v.ıpıhıcaklıı (Dokıor ıe ,nıık;ifl;K hanVrir) Basın: 21153 Unvanı Sınıfı İŞBİRLİĞİ UCÜZ ve fAKSİ MOÎU SEKE H'R CıOl IIU NOTfl • • • • SU> KANP • BERLİN P1OTEL PARADISt KArtP • ŞİHŞEK P1OTEL OİRLİK KAHP • LETOO "tOTEL ÇETİN KAriP SİDE: KI.MfK JETTUR: Ziya Gökalp Cad. 13 Kızılay Tel: 31 78 83 31 97 09 ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle