22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 NtSAN 1985 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ISMAİL GÜLGEÇ SINEMA ATİLLA DORSAY HAYVANLAR Toktoy'a saygı, ^akılcı sinema' denemeleri ve Mikhalkov Percy Adlon, "Salıncak"la 1890'ların Almanyası'na göz atarken, Martha Meszaros "Anı Defteri" ile daha yakın tarihlere geliyordu. Straub'un "Sınıf llişkileri" sinemaya fazla akılcı bir bakış yöneltirken, Andrei Mikhalkov, "Maria'nın Aşıkları" ile izleyicileri etkiliyordu. Küçük kardeşi Nikita Mikhalkov ise, "Mekanik Bir Piyango tçin Bitmemiş Parça" ve "Beş Akşam"la bu yılki şenliğin doruk nokîalarmdan biri olmayı başardı. Sinema tarihe ve tarihsel kişiliklere nasıl yaklaşabilir? 79 yaşındaki Sovyet sinema ustası Sergey Gerasimov, "Tolsloy" filminde bunun yanıtını şöyle veriyordu: Saygıyla. Gerçekten de 2 saat 40 dakikahk film, bu unlü ve önemli Rus sanatçısına tam bir saygı gösterisi niteliğindeydi. Gerasimov, iinlü sanatçıyı uzun yaşamının son yıllarında ele alıyor, onun düşüncelerinden, geçmişi anmasından, ülkesini ve çagmı sarsan çeşitli olaylar karşısındaki yargılarından, kaygılanndan oluşan, bir hayli didaktik ve klasik türde bir fılmle karşıraıza çıkıyordu. özya$amsal film türiıne bir yenilik getirmese de fılmin ağır, dingin anlatımı içinde yine de son derece ilgi çekici ve etkili olduğu gözlemleniyordu. Bu, bir anlamda Tolstoy'un kişiliğinden kaynaklanıyordu: "Savaş ve Banş", "Anna Karenlna", "Kröyçer Sonaf'ın dev yazannın Çarhk Rusyası'nın korkunç yoksulluğu ve sefüliği karşısındaki davranışlan, zengin bir toprak sahibi olarak doğduğu ve yaşadığı halde, 'kesindeki haksızlık ve sömüni, isyan ederek köylülerin, ezi• İenlerin yanında yer alması ve bu nedenle kansı ile derin bir anlaşmarck'ın iktidannın son günleri altında karışık bir dönem yaşayan Münih'te, mali durumlan sarsılan, sanatçı eğüimli bir ailenin ana baba ve üçti kız, dört çocuğunun gündelik yaşamı, sonradan romancı Annette Kolb'a dönüşecek olan yeni yetme kızlan Mathias'ın gözünden anlatdıyordu. Dunımlan bozulunca kavgalan da artan ana baba, aklını yitiraıiş, kendini pencerelerden atmaya kalkan bir büyukanne, kızdığı zamarı ana dili Fransızca'ya sığınan duyarh, neredeyse saydam anne, herbiri kendi düşlerini ve büyüme sorunlannı yaşayan kardeşler... 'Kibar' toplantılarda şan sololan, ilk flörtler, yakışıklı delikanlılara yanaşan şişman ve eşcinsel prensler... Duzenli sabah yürüyüşleri, bir dağa tırmanma denemesi, bisiklet gezileri... Tüm bunlar, oldukça usta bir betimlemeci olan Adlon'un elinde ilginç bir çağ filmi niteliklerine kavuşuyor, füm "Masumlar"ın Visconti'si veya "Arabulucu"nun Losey'i gibi yönetmenlerden aldığı etkileri yadsımasa bile ilginç bir kişiselüğe erişebiliyordu. tlgınç Macar kadın yönetmeni Martha Meszaros ise "Anı türlü duygusallıktan anndınlmış, alabildiğine gerçekçi ve yahn bir gözlem eleştiriye indirgenmiş bir anlatım tutturuyordu. Film, kuşkusuz Stalin dönemi Macaristan'ına getirdi|i tanıkhkla ilginçti, öğreticiydi. Ama içinde bir gram bile düş ve sür bırakılmamış bu soğuk anlatımın beni hiç sarmadığını itiraf etmeliyim... Sinema Günleri'85'ten notlar (3): Y4TARIİV* BİR TIPMIK ATAfZlM. Evet, çünkü sinema bir yanıyla da bir düş sanatıdır, şiir sanaüdır. Sinemayı yalnızca akılcı bir zihin aüştırmasma, bir beyazperdede (veya beyazperde aracüığıyla) düşünme oyununa indirgeyen filmlerin sinemayla nasıl bir bağlantısı kalır ki? Alman yönetmeni Jean Marie Straub'un eşi ve ayrümaz iş arkadaşı Daniele HuUlet ile birlikte yönettiği "Sınıf ÎHşkiferT'ni izlerken, bu sonılan kendime sormadan duramadım. Straub ve sinemasını daha 60 ortalannda Sinematek gösterilerinden tanıyordum: "Banşmamışlar", "Anna Magdalena Bacfa'ın Öyküsü", "Tarih Dersi" vb.. 20 küşur yıl sonra Straub / HuUlet'nin hiç değişmemiş olduklannı gönnek ilgi çekiciydi (dünya hızla değişiyordu oysa): Yine sinemanın bir dram sanatı olarak geUştirdiği tüm kurallan, kalıplan yıkma çabası; bir öyküden, genelde klasik bir öyküden (burda Kafka'nın "Amerika" romanmdan) yola çıkarak bu öyküyu, alabildiğine durağan bir anlatım, uzun plansekanslar, son kerte yapay bir oyunculuk, metinlerini yanlış tonlamalarla, ezber okuyan öğrenciler gibi söyleyen 'kötü' oyuncular, her tür virdikleri surece hiçbir anlam taşımıyor. Sinemada 10 ve 20 tane Straub olsaydı, sinema kitle sanatı olma niteliğini çabucak yitirir, birkaç yüz aydm arasmda bir mastürbasyon oyunu haline gelirdi. Allahtan ki Sinema Günleri'nde bunca 'yüucı' ve 'akılcı' olmayan sanatçılar da vardı. Şiiri, lirizmi, duygusallığı, sinema tekniğini öylesine düşman gibi, belâ gibi görmeyen... Mikhalkov kardeşler vardı soz gelımı. genç Isvicreliler vardı, Bob Fosse vardı... Büyuk kardeş Andrei Mikhalkov Koncalovski'nin, "Maria'nın Aşıklan"m görenler sanınm uzun süre unutmayacaklar... Rus kökenlı Amerikalı îvan'm savaşın en zor, acıü günleri boyunca düşlediği Maria'sına kavuşunca içine düştüğü 'iktidarsızlık', tıp ve ruhbilimi uzmanları için bir 'klinik olay' olmanın ötesinde, Konçalovski tarafından bir avuç insanın yaşamlanmn gizini çözmek için bir çıkış (veya bir odak) noktası olarak alınmıştı. Nastassja Kinski'nin tüm kışkırtıcılığını tasıyan Maria, peşindeki yakışıklı Al'a karşın, kendisine bir türlü (evlendikten sonra bile) sahip olamayan ilk sevgilisine bağlı kalacak, çocuk ise kadını terk edip gidecek ve ancak onun gezginci ve 'avare' bir folk şarkıcısı tarafından igfal edilerek' kadın olmasıyla, iki sevgili yeniden bir araya gelebileceklerdi... İnsan nıhunun karmaşık yapısım, binbir gizini didik didik eden film, sanki Amerikan fonu üstünde çekihniş tipik bir Rus yapıtıydı, tum Sla\ hüznünü, karamsarlık ve aşırı neşe ikilemini Özünde taşıyan... Başta Kinski, John Savage, Keith Carradine, Robert Mitchum gibi sanatçılann oyununu da uzun süre unutmayacağii P I K N I K PİYALE MADRA BIBTOPMU, BİR ELAİA M\ M\, VOKSA DUMA B/İU9EDIP DURIPOCSÜN. UEDİQ BU? HIZU GAZETECİ SECDRT SEX Çehov, yine sinemada... Kuçuk kardeş Nikita Mikhalkov da, 'Sinema Günleri'ni haberleyen yazılanrnızda öngördüğümuz gibi, şenliğin donık noktalanndan olmayı başardı. Henüz göremediğimiz "Aşk Kölesi" dışmdaki 2 filmi, "Mekanik Bir Piyano İçin Bitmemiş Parça" ve "Beş Akşam", bu kendine özgü Rus sanatçısının değişik sinemasının tadım getirdiler. "Mekanik Bir Piyano...", Çehov'un bir gençlik oyunu olan "Platonov"dan uyarlanmıştı ve başlar başlamaz, insam tipik bir Çehov atmosferi içine sokuyordu. 'Bir taşra çevresinde, bir Ukyaz günunun miskin atmosferinde\ buyük bir evin yemyeşil çayırında toplanmış olan bir avuç BA TIDA İLK FÎLMİSovyet yönetmen A ndreı Konçalovskı 'nin Batı 'da yaptığı ilk filmi olan "Ma 'kibar', hem ulkenin (siyasal ria'nın Aşıkları", bu yılki "Sinema Günleri'8S"in de en büyük ilgiyi gören gösterileri arasmdaydı. olaylar, kolera salgım, vb..) sorunlarım, hem de kişisel sorunFilmin basrollerini Nastassia Kinski ile John Savage paylaşıyordu. larını tartışmakta, yaşam karşımazlığa duşmesi ve tüm bu olay Defteri" ile daha yakın tarihle gerçek duygusunu (burda Ame sındaki kişisel tavırlannı, başarı ve başansızhk ölçütlerini günlar çerçevesinde gelişen düşünce re geliyor, 194754 arası Maca rika'da olma duygusunu) yıkan leri, tepkileri, örnek bir yasamın ristan'ından oldukça özyasamsal ters bir dekor / çevre anlayışı gi deme getirmektedirler... 35 yaşında, parlak eğitim döneminden '^ugün için de son kerte ilgüıç öğeler taşıdığı söylenen bir tab bi öğelerle, bu öyküyü anlatmak alçak gönüllü bir öğretmenlik jlan serüvenini perdeye getirir lo çiziyordu. Filmin kahramanı yerine anlatmamayı yeğleyen bir uğraşına kaymış olan Platonov, ken, şenlik boyunca aramızda Juli de, Meszaros'un kendisi gi karsı sinema anlayışı. Kimileri görmekten kıvanç duyduğumuz bi öksüzdu. Juli, babasının Sov Straub sinemasını, tümüyle akıl bu küçük grubun içinde çeşitli ilişkilerin, gelişimlerin odak noksanatçının ve gerçek kansı Ta yetler'de iken tutuklanmasından cı, sinema kalıplarını köktenci mara Makarova'nın Lev Tolstoy sonra Macaristan'a göçmüş.ora (radikal) biçimde değiştirmeye tası olur, çeşitli kadın kalpleriyle oynar... Bu estetik, zevkli, iyi ve karısı Sofya Andrevna, kişi da uzak akrabalarınca evlat edi yönelik tek çaba olarak niteliyor çekilmiş ve oynanmış fdmin tek liklerine getirdikleri olağanüstü nilmişti. Ancak üvey anası Mag ve beğeniyor, savunuyor. Bunu kusuru, biraz fazla Çehov kokyorum da bu filmi önemh", canh da'mn, Stalin'ci ve işçiyi alabil sinemada Brecht'çiliğin son domasıydı, hele bu turde yapümış kılmaya buyuk katkıda bulunudiğine çalışmaya, üretme rekabe ruk noktası diye niteleyenler de "Yaz Konuklan"ndan "Wükoyordu. tine iten "Stakhanov'cu" yön var. Oysa Brecht, sıkıcı ve ditemlerin tam baskısı altında bu daktik olmayı nasıl yasaklamış lu Kızlar"a bırçok film akla gellunan Macar toplumunda inan tı, biliyoruz. Straub, bence yal diğinde, film çok özgün durmuGeçmişten bugüne mış, inatçı bir 'parti üyesi" olma nızca yıkmaya yöneliyor, alışıl yordu. bir sahncak sı işleri düzeltmiyor, Magda'mn mış dramatik sinemayı, sinemazaman zaman hediyeler alması nın yarım yüzyılda edindiği ka Geçmişin peşindeki Percy Adlon'un "Salıncak"ı, na, 'moda defDeleri'ne göturme lıplan, tikleri yıkmaya yöneli Beş Akşam... bu ilginç Alman sinemacısmın sine karşın, bir türlü insan ola yor. Ne var ki bunun yerine ne Annette Kolb isimli bir kadın ya"Beş Akşam", yine bir oyunrak yaklaşamadığı Juli, sonun koyacağını, nasıl bir dramatürzann özyaşamsal romanından yola çıkarak, Kolb'un kişisel ta da isyan ederek kaçıp gidiyordu. ji, ne tür bir estetik yerleştirece dan esinlenmiş çağdaş bir öykü Meszaros, her filminde olduğu ğini bilmiyor. "Edebi sinema", anlatıyordu. Moskova'da 5 günrihine ve bu vesileyle 188990'ların Almanyası'na ge gibi yine kadın kahramanların "akılcı sinema" gibi deyimler, lük bir izin geçirmekte olan 11ön plana çıktığı yapıtmda, her sinemanın özüne bu denli sut çe yin, savaş öncesinde kaldığı bir tirdiği bir bakışm fılmiydi. Bispansiyona geliyor, orada ger;lik aşkı Tamara'yı buluyordu. 17 StNEMA GÜiyLERfr85TE YARIN StNEMA GÜNLERİ'85TE BUGÜN yıl öncesinden kalma bir sevgiydi Emek: "Fariaho" 12.00, 15.00, 18.30, 21.30 bu, tlyin de savaş sonrasmda birEmek: "1984" 12.00, 15.00, 18.30, 21.30. çok insanın yaptığı gibi, artık "ödül Töreni 21.30. JNtttyn. "Biz Üçtimüz" 12.00, 15.00, 18.30, her şeyin değiştiğini, yeni bir ha"Gaiibik" 12.00,15.00,18.30, 21.30. yatın başladığmı duşünmüş, es21.30. SUes "SiyahBeyaz Sinema" ve "AşkKölesi" Site: "Larissa" ve "BeşAkşam"12.00,15.00, kiye tümüyle 'veda etme' gereğini duymuştu. Ama 'yeni ha12.00, 15.00, 18.30, 21.30. 18.30, 21.30. yat', birçok kimseye olduğu giS İ N M M T V : "Carmen"12.00,15.00,18.30, SinemmTVt"Artist Olmak İsteyen Kız" bi ona da başan ve mutluluk ge21.30. ,12.00, 15.00, 18.30, 21.30. Moda: "Witkolu Kızlar" 12.00, 15.00, 18.30, tirmemişti. Ilyin, Tamara'yı elbette değişmiş, yaşlanmış, ama 21.30. "Beethoven"• 12.00,15.00,18.30,21.30. AK9İ: "Ve Recep ve Zehra ve Ayşe" 12.00, duygusal olarak hâlâ (ve hep) kendisini, dönüşünü beklemiş AKMt "Tutku" 12.00, 15.00, 18.30. 15.00, 18.30 olarak buluyordu. 17 yılhk bir yanlışı onarmak, elden kaçan mutluluğu yeniden yakalamak mümkün olabilir miydi? Mikbalkov, bu soruya 5 akşamın tablolar halinde sunulan öyküsüyle bir yanıt anyordu. Bu arada, 'ezeli edebi' mutluluk arayışı Kültür Servisi Türkiye'de günlerde Yasar Kemal'in "Al türlerinden çok uzağız. Çetin ilk kez "Uluslararası tstanbol Si Gözüm Seyreyle Salih" adlı öy Öner'in kitabı şiirsel bir dil içe çerçevesinde 1960'ların Sovyetler'inden gerçekçi yansımalar da nema Günleri'85" kapsamında küsunü filme çekmeyi düşundü riyordu. O yüzden ilgimi çekti. filmin bütünü içinde yerini alıosterilen, TRT ve Alman Pro ğünü belınti. Haase, bu nedenvobis Film ortak yapımı "Güli le Yasar Kemal'le bir ön görüş Bu ulke>e ve ulkenin insaalan yordu. Siyah beyaz olarak çena duyduğum ilgiyi bir çocuk kihniş film, sonunda ustaca bir bik"in yönetmeni Jurgen Haa me yaptıklarını söyledi. kahramana vererek, onun üze geçişle renkleniyordu;filminbirse, yazan Çetin Öner ve senaristi den kazandığı renklilik, sanki Ülkesinde 1970 yılından bu rinde yoğunlaştırmam daha da Cornelius Bischoff dün tstanbul yana birçok televizyon filminin Uginç oldu." baş kişilerin film boyunca süren Kültür ve Sanat Vakfı'nda bir umutsuzluk ve karamsarhklarıbasm toplantısı düzenlediler. yapımında çalışan Haase, "GüFilmin belgesel bir nitelik taToplantıya a>Ticafilminmuzık libik"le ilk sinema filmini ger şıdığını belirten Haase filmin nın da yeniden umuda, neşeye dönuşmesinin simgesiydi. Nikilerini yapan Zülfü Livaneli, ile çekleştirmiş. Jurgen Haase bir Türk senaryosu seçmesinin ne kahramanı Ali'nin, horozla ve ta Mikhalkov, Sinema Günleyapımında görev alan Rauf Mehmet'le olan arkadaşlığının Ozangil de katıldılar. Toplantı denini şöyle açıkladı: çok gerekçi bir biçimde Anado ri'85'in bize tamttığı en ilginç da "Gülibik"in yapımı ile ilgili lu insanının yaşamını anlattığı birkaç yönetmen içinde yerini "Almanya'da çok sayıda bilgi veren Haase önumüzdeki Türk yaşıyor. Ve biz onlann kul nı söyledi. alacak kuşkusuz... OUJM'U .. V<z sonunda IN5AN doğmey? Cestı.. Ve yalnız kendini deöti, cte ypkztti: Arl\\c ortads, n<2 o yıkırn draçlar, ns. dz yokolazdk canlı kalmtştı .. ijmten . O'unydyd karan\ık Q.g<Zm<zn oldu... ...y« gün ouü, daöıldı...VıldızJ3r öu \ \ . . Topradın içlndz b>ir kıpır kıptr <zW... 26 Nisan TARIHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAS MDENBURG DEVLET BAŞKANI ISZS'TE BU6ÜN, UKLÜ ALMAN KOMUTAMIPMJL VOH HINOEH&LM6,76 YAÇlNOA DEVLET BAŞKANLtğtNA SEÇİLDİ. 1910'LARPAN SONRA,ALMANyA'HlH YAPTI& ÇEŞlTtl SAVAŞLARA KAT1UP ADINI OUYUÜAKJ HINDBNBUHG,ASIL ÜNUNÜ,I.OUNYA SAVAÇl SlKASINDA RUSLAR'A K4&Ç/ 6£eÇ£KL£ŞT/£/L£N VİNNENBSffG Z4FBRIYLE ELOB BTMIÇTİ. I.PÜHYA SAK4ŞI SOHUNDA,itoPA&VVRll WI1MEIU VtHTl TBİKBOINCE, CuMHURıYET (LAfJSDİLMIŞ, SOSYAL D£ ÇJLMlÇV. ONUN OUIMUYLB 8OŞALAN MAKflMA BU K£Z SAĞ PAKTtLERIM APAYI UINPfNSllfdS S£ÇLPİ.SONRAKI YtUARbA,ALMANYA'NIN OURMAOANU>TİILEÇEH İKTISADÎ V£SOSML gUNALIU^NASyONAL SOSYALtm£RlN(NAZ()GÜÇl£NMESINE UEDEN OCAOU07. Ankara 25 (a.a.) Rıyaseticumhur Umumi Katiblığinden: Reısicumhur Atatürk 23 nisan bayramım kutluyanlara sevinç ve teşekkürlerinin iletılmesini entir buyurmuşlardır. 50 YIL ONCE Cumhuriyet 26 Nisan 1935 merkez Atatürkün Matbuat kongresi haftada ve mülhakatınca çıkan uç veya daha az teşekkürü Ankara 25 (Telefonla) sıyasi hususi gazetelerin 19351985 ve lsıanöul serbest muharrirlerıyle tstihbarat işleriyle meşgul gazetecilerin seçecekleri birer murahhastan, Matbuat kongresi 25 Mayıs namlarma kendi aralarından 1935 cumartesi gunii saat 15'te seçecekleri birer murahhastan Cumhuriyet Halk Partisi, Anadolu Ajansı, Matbaacılar Ankarada toplanacaktır. her vilayette turkçe olmayan Cemiyeti, Kıtabalar Cemiyeti Bu kongre, gundehk hususi gazetelerin dillerine göre murahhaslan ve Vekaletlerinin gazetelerin sahiplerinden veya ayrüacak gruplar için birer bunlann göndereceği mUmessilinden, tstanbul Basm seçecekleri birer mutehassıstan mümessıllerden her vilayet Kurumu Başkanmdan, Ankara murekkeb olacaktır. 528 66 29 526 10 00/412 TIYATRO GOSTERI DOSTIAR TİYATROSU • 144 81 37 ORTAOYUNCULAR KY0&.U K0ÇÛ* SANK1K TeJ: 143 64 17 144 43 27 HAYATI DOĞRU YAŞAMAK Gergınlıklerden annarak, sağlıklı başanlı mutlu bir hayat yaşamak ıçın MAHARIÇI BIRLEŞIK ALAN TEKNOLOJISINI uygulamalısınız ASİYE NASIL KURTULUR? EŞEK ARILARI Yazan: Artstofanes Bozan: Ferhan Şenssy Çarş. Perş, Cuma 18 30 umanesı. Pazar 15 00 MAHARİŞİ BİRLEŞtK ALAN TEKNOLOJİSİ DERMEĞİ Tamtma Konferanslan (Gınş Ûcretsızdır) Her Carşamba 14 00 ve 19 00 BODRUM JAZZ CLUB Taksım Meydam No 7 Otağ Restoran altı TAKSIM 149 11 99 Her Cumartesi 14 00 ADRES Macka Cao Macka Palas 4 1 7 Tesvıkıye Te! 147 10 05 147 64 73 YASAKLAR Yazaa: MN0EMİR «MDUK SUADİYE ATLANTİK SİNEMASINDA Her gecc 21.30. Matine Pazar 18.30 TeJ: 3554378 KARARI: ZEKİ METÎN ALASYA AKPINAR IMzikal Istanbul Beledivesi HUHSIN ERTUGRUl 1140 77 20i E Reşıl REYC Reşıt REY SEHIR TIYATROLARI Oktay ARAYICI KENT OYUNCULARI Har&ıye 146 35 89' 22 28NIŞAN 1985 TARIHLERINDE LÜKOS HAYAT Yöneten Haldun OOflMEN Robert BOLT Semra KARAMURSEL RUMUZ GONCAGÜL Yonelen Gül GULGUN (Pa^ar 15 0018 30) COCUK OYUNU C M K 21.00 Ctni: 14.(0Pazar 14.» stm orımuR BİR KADIN BİR ERKEK GÖNÜL SUÇLARI C.ltti 17.H SM 0TW Jürgen Haase, "Al Gözüm SaUh"i beyazperdeye aktaracak Istanbul Beledivesi SEHIR TIYATROLARI PAMUK PRENSES YALNIZ ADAM VE YEDİ CÜCE Yöneten Engın ULUOAG (Pa2ar 15 0 0 18 30) (Çarşamtoa 14 30C tesı 11 00) Muzeyyen Engın ERIM tcatro z horrtan abav I. ÇOCUK TİYATROLARI ŞENLİGİ 23 Nısan 5 Mayıs 1985 C testoazar 11 00 Dıfler günler 14 30da HARBİYE M.ERTUtRUÜFATİH/ÜSKÛDAB TtYATROURINDA Recep BIL6INER KARIM VE KIZIM Yöneten Penhan TEDU HULUSİ BEYİN KIZLARI Yöneten Engın GURMEN ÇOCUK OYUNU s sevgilitn Komedı 2 holııi" Cum.ı 2 i 00 C.tesi 16 00 Komedı Tıvatıosu Pangallı Tel: İIEsVı Idıl Sıntmasıi 141 27 37 KÜL KEDİSİ GİRİŞ ÜCRETSCDIR Genel istek uzerine TUNÇOKAN (Carçamba 14 30C tesıPazar 1100) merı Salıl8 30 CJ' Per Cumj 20 30 C ttiı Pa;jı 15 00 18 30 II m Istanbul Beledivesi SEHIR TIYATROLARI OTOBÜS Pangaltı INCI Smeması nda 24 Nısan Carşamba gunu başlıyor 140 45 95 HARBİYE M ERTUGRUL / FATIH / ÜSKÜDAR GÖNÜLDEN SAZA I SON OYUNLAR LÜKÜS HAYATMİSAFİR KARIM VE KIZIM HULUSİ BEYİN KIZLARI RUMUZ GONCAGÜL BILETLERİ 25 NISAN 1985 saat 12 OO'de saöşı çıkartılacaktır ARİF SAĞ (TEKKONSER) 4 MATB C.teti 21 Mt» $AH TtYATMSirrta BıleHer satışa sunulmuştur Telf 149 67 92 Tİ.YATR0. .GÖSTERİ ILANLARI HER GÜN BU KÛŞEDE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle