20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 FATSA DEVYOL DAVASINDA ITIRAFLAR HABERLER 12 MART 1985 Atasoy: (}rgüt, Belediyeden yurarlandı Terzi Fikri Sönmez, uzun yıllarını devrimcilerle birlikte geçirmiş olmasına rağmen bir gizli örgüt çalışmasının zorunlu gereği olan siyasi bilinç ve disiplinden yoksun bir insandır. Eskiden beri bölgede daha çok yalmzca bu düzenin yenilenmesini içeren ve fakirlik edebiyatı düzeyinde kalan konuşmalan söz konusudur. Bunlar, bir örgüt adamı olmak için yeterli değil. AMASYA, (Cumhuriyet) 3. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı'nın Amasya'da oluşturulan 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülen 268 idam istemli 792 sanıkh Fatsa Dev Yol davasında bir sanıkla ilgili kapaü otururnlar süruyor. Örgütün 1 numaralı samğı, DevYol'un Fatsa siyasi sorumlusu Yusuf Atasoy, kapalı oturumda yaptığı "itiraf'larında "Fatsa gerçeğini ortaya koyraak istediğini" belirterek, "Terzi Fikri bir örgüt çalışmasının zorunlu gereği olan siyasi bilinç ve disiplinden yoksun biridir. Devrimci Vol dıişüncesini tam anlamıyla bildiğine inanmıyorum" dedi. 25 aydan beri süren davada halen 220 sanık tutuklu bulunuyor. Amasya özel Askeri Ceza ve Tutukevi Komutanlığı'na başvurarak vicdanen rahatsız olduğunu ve itiraflarda bulunacağını bildiren Atasoy, son iki kapalı duruşmada, iddianamede belirtilen 118 olaydan 38'i ile ilgili bilgi verdi. Açıklamalan sırasında mahkeme heyetinden "samtmivetinden kuşku duyulmamasını" isteyen Atasoy, Fatsa eski Belediye Başkanı olan Fikri Söomez'İe ilgili açıklamalannda şöyle dedi: "Fikri Sönmez, bölgede güvenlik giiçleri de dahil olmak iizere herkes tarafından ne oldugu çok açık bilinen biridir. Deşifre olmuşlugu söz konusudur. Deşifre olmak, başlı başına bir örgüt içerisinde yer almayı kesin olarak engelleyen bir olay olmamakla beraber, Sönmez'in konumu daha farklıdır. Sönmez uzun yıllarını devrimcilerle birlikte geçirmiş olmasına rağmen bir gizli örgüt çalışmasının zorunlu gereği olan siyasi bilinç ve disiplinden yoksun bir insandır. Eskiden beri bölgede daha çok, yalmzca bu düzenin yenilenmesini içeren ve fakirlik edebiyatı düzeyinde kalan konuşmalan söz konusudur. Bunlar bir örgüt adamı olmak için yeterli şeyler değildir." Mahkeme heyetinin, "1979 y*lında Fatsa'da belediye başkanlıgına adaylıgını koyan Fikri Sönmez'in mi örgütten yararlandıgı, yoksa örgütün mü Fikri Sönmez"den yararlandığı" yolundaki sorusunu da sanık şöyle yanıtladı: Kemal Aytekin ya da Pertev Aksakal olmadıgını belirtmek isterim. 'Ali Hoca"nın kısa bir süre önce Tokat'ta öldüriilen Ahmet Pehlivan oldugu kanısındayım. Fatsa DevYol örgütüniin ilk .'.urulmasında ben siyasal sorumlu olarak görev alırken, Şehittin Tınç köyler sorumlusu, Kemal Atasoy mali sorumlu, Kemal Özdemir de askeri sorumluluk görevini üstlenmişti. Daha sonra görev dagılımı genişleyerek Aydın Akyazı'ya okullarda, Habil İrgıil'e Magazalarbaşı ye Çullu bölgesinde, Atıf Özgel'e Dumlupınar mahallesinde, Kemal Atasoy ve Veysel Algül'e Mandıra'da, Ahmet Özdemir'e de Belediye'de sorumluluk verilmiştir." 3. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı Erzincan Askeri Mahkemesi'nde yürütülen Fatsa Dev Yol davasının Amasya'da yapılan muhakemesinde yaptığı açıklamalarla bir anda ön plana çıkan Yusuf Atasoy, "Fatsa davasının bir numaralı sanıgı oldugunu, Fatsa gerçegini kendisinden daha doğru bilen birinin olamayacagım" belirterek konuşmasını şoyle sürdürdü: "Açıklamalanmı kişisel çıkar gözetmeden yapıyonım. Açıklamalarımın son günlerde TBMM'de, Bakanlar Kunılu'nda tartışılan 'itirafçılara yapılacak ceza indirimi' konusuyla ilgisi yoktur. Yaşanan süreç bunu kanıtlayacaktır. Ben Fatsa'da Devrimci Yol örgütünün gerçekleştirdigi eylemlerin ustlenilmesine taraftanm. Bunun nedeni de bazı eylemlerden dolayı suçsuz insanlann içeride yatmasıdır. Açıklamalanmdan sonra, vatan hainligi yaptıgım, bazı değerleri çignedigim söylenecektir. Türkiye ve Fatsa halkına bildirmek isterim ki, dün oldugu gibi bugün de vatan haini degilim. Başında bulundugum örgütün, iilkenin 12 Eylül'un eşiğine gelmesinde sorumlulugu vardır. Yaptıgımız eylemlerle yiireği yaralı, gözü yaşlı dullar, yetim çocuklar bıraktık." \abancı plakalı dokıız araç aranıyor Aralık ayında 72 saatliğine yurda girip bir daha çıkmayan araçlarla büyük miktarda kıymetli taş kaçakçılığı yapıldığı samhyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Edirne Pazarkule sınır kapısından geçtiğimiz aralık ayında yurda giriş yapan ve bir daha bulunamayan 9 otomobilin aranması surüyor. Emniyet müdürlüğü yetkilileri bu araçlarla yurda büyük miktarda kaçak kıymetli taş sokulduğunun sanıldığını belirtiyorlar. Pazarkule'den 1530 aralık tarihleri arasında giriş yapan yabancı plakalı 9 aracın 6 tanesi Marcedes, 1 tanesi Volvo, kalan 2 tanesi ise Peugeot marka binek araçlardan oluşuyor. Bu araçlarla ilgili olarak Pazarkule'de doldurulan irsalıyelerde, araçlarda da çok sayıda giyim eşyası, saat kayışı, bijuteri, pipo temizleyicisi ve gözlük olduğu kayıtlı. İrsaliyelerde bu eşyaların mühürlendiği ve araçların en geç 72 saat içinde Cilvegözu sınır kapısından çıkış yapmak uzere yurda giriş yaptıkları kayıtlı. Suriye uyruklu 9 sürücünün isimleri ve kullandıkları araçların plakaları şöyle: Radwan Sebahi (99DR75) Mustafa Hamdan (94VX60), Ömer Fallaha (35FZ6O), Muhammed Akhtannı (FK96PF), Yaşar Maggalı (96ZD81), Yehna Ahmet El Sayet El Sawwa (21GX38), Erda Dojessri (34PR80), Ali Sabahi (97MG87), Assam Urkman (97AZ92). Bu kişilerin Pazarkule'den giriş yaparken Gümrük Başmemuru Giilkan Ancan'a rüşvet verdikleri ve bu yolla yurda soktukları kıymetli taşlan, özellikle pırlantalan, Istanbul'da Süryanilerle ilişkili kuyumculara verdikleri belirtiliyor. Ayrıca bu kişilerin Gülkan Ancan'a araba başına 500 bin lira ruşvet verdikleri iddia ediliyor. Arıcan hakkında, "memurlann yargılanmalanyla ilgili kanunun" gereği olarak emniyet müdürlüğü mali şubeden bir eleman, gümrük muhafaza başmüdürlüğünden bir eleman ve Edirne gümrükleri başmüdürlüğünden bir elemandan oluşan bir kurul, yurüttüğu soruşturmalan tamamladı ve Arıcan tutuklandı. POLTITKA VE OTESI MEHMED KEMAL Herkesin Mali... Demokrasi salt bir partinin ya da kendini önemli sayan kişilerin mali değildir, hepimizindir. Hep birlikte demokrasiy© bekçilik edersek, malımıza kimse dokunamaz. Demokrasi için diyar diyar gezenler hapıslerde yatmayı göze alanlar, yasalar çıkarılarak dilleri bağlananlar var. Madem hepimiz açık konuşmalanmızda ülkenin demokratlaşmasını istiyoruz, o halde, bunun gerekleri ne ise yerine getirmeliyiz. Hem demokrasinin gereklerini yerine getirmek için çaba göstermeyeceksin, hem de ülkenin demokratlaşmasını isteyeceksin, bu hiçbir zaman olmaz. Yasalar bize demokrasiyi kullanmayın demiyor. Yasalar belki bazı haklarımızı kısar gibi görünüyor. Ama demokrasiye can ve gönülden inanmışsak, yasaların kısar gibi göründüğünün önünu açarız. Bunu tek başımıza yapamasak bile demokrasiden yana olduğunu açıklayan güçlerte elbırliği ederek engelleri kaldınrız. Geçiş dönemi bir kez kabul edildi diye sürgrt benimsenmez. Adı üstünde. geçiş dönemidir, biraz durur, sonra ya kalkar, ya kaldırılır. Sürgit geçiş dönemi olmaz. Geçiş dönemıni sürgit sananlar demokrasiyi istemeyen ya da yeterince istemeyen kişilerdir. Demokrasi partiye, basına, güçlü kişilere, şuna buna bırakılamaz. Demokratlaşmak süreci içinde gereği ne ise yapılır. Demokrat olduğunu söyleyerek iktidara gelmiş olan partinin demokratlaşmakta görünen bir çabası yoktur. Aldığı durumu nerdeyse aldığından da çok kısarak sürdürüyor. Oysa teorik olarak kısılan özgürlüklerın genışlemesine çaba göstermelidir. Bir sivıl iktidar demokrasiyi daraltmakla değıl, tersine genişletmekle yükümlüdür. Ûyle bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız ki, ekonomik özgürlukleri bir kesim için alabıldiğine genişletirken, siyasal özgürlukleri bir başka kesim için alabıldiğine dara/tmaktadır. Kimin siyasetle uğraşacağında, kimin uğraşmayacağında bir öneeki yonetim kuşkulara düşmüş olabilir Ama yerine gelen sivil yönetimin böyle bir kuşku ve kaygısı olmamalıdır Demokrasinin koşulları ve kuralları nedir bilmesi gerekir. Geçiş dönemini 'asıl dönem' kullanması, bunun da kimse ayrımında değil sanması en büyük yanılgısıdır. Geçiş dönemini birçok ülkeler bunalımlı yaşamlarında denemişlerdir Ama işbaşına gelen sivil yönetimler hemen geçiş dönemi koşullarını kaldırmaya yönelmişler, asıl dönemin yolunu açmışlardır. Bu yüzden seçim yitiren siyasal iktidarlar olmuştur. Aslolan demokrasidir, onun eveleme gevelemesi değildir. Geçiş döneminin uzamasmı bazı çevrelerin kendi çıkarlarına kullanma eğilimleri belirmektedir. Yönetimi de, geçiş dönemini de eline yüzüne bulaştıran bu siyasal iktidann yerine bir ulusal koalisyon hükümeti kurmak... Belki bunu demokrasiyi geliştirmek için yapmak isteyenler olabilir. Ama siyasal iktidar geçiş dönemini uzattığında bu eğilimler kendisi için de, ülkenin demokrasiye geçişi için de zararlı sonuçlar doğurabilir. İdarei maslahatçılık bir anlamda açıkgözfüktür. Konunun özüne eğilinmezse, "idarei maslahatçılık" kimsenin işine yaramaz. Dahası var, bunu uygulayan, idarei maslahatın altında kendi kalır. Kendi kazdığı çukura kendi düşenler gibi. Ne derler, rejimlerın en zoru, ama gene de en lyısi demokrasidir, idarei maslahatçılık' değil, savsaklamak hiç değil. Çoğu kişi gibi biz de bunu bilir, bunu söylerız. T/KKO6 davasının 17sanığmdan 6'sı hakkında ölüm cezası isteniyor. Sanıklar, 1978 martmda bir kahveden kaçırdıklan 5 işçiyi öldürmekle suçlamyorlar. (Foıoğraf: DENÎZ TEZTEL) 6 idamlı 1İKKO6 davası başladı 1 7 sanıkh davada kimi sanıklar ikinci kez idam istemiyle yargüanıyorlar. tstanbul Haber Servisi TKP/ML TİKKO adlı örgütü oluşturmak ve amaçlan doğrultusunda eylemlerde bulunmak savıyla 6'sı hakkında ölüm cezası istenen 17 sanığın yargılanmasına tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde dün başlandı. TİKKO6 adıyla açılan bu davayla birlikte Sıkıyönetim Askeri Mahkemeleri'ndeki TİKKO davalarında ölüm cezası istemiyle yargılanan sanık sayısı 66'ya, toplam sanık sayısı da 370'e yükseldi. Bu davada savcının, hakkında ölüm cezası istediği sanıklardan Mehmet Altıntaş, daha önce sonuçlanan TKP/ML TİKKO davasında ömür boyu, Celal Yüdız ise 5 yıl ağır hapis cezasına hüküm giymişlerdi. Mahmut Öztürk, daha once sonuçlanan MLSPB davasında ölüm cezasına çarptırılırken, hakkında en az 10 yıl ağır hapis cezası istenen sanıklardan Hamdi Eroglu da Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi'nde sonuçlanan Partizan davasında 5 yıl 6 ay hapis cezasına çarptınlmıştı. Metris Askeri Ceza ve Tutukevi'nin duruşma salonlarında dün başlayan yargılamaya 12 tutuklu sanık katıldı. Sanıkların kimlik tespitinden sonra Sıkıyönetim Askeri Savcı Yardımcısı Abdiilkadir Yavuz tarafından 40 sayfalık TİKKO6 iddianamesinin okunmasına geçildi. Kimlik tespiti sırasında duruşma Yargıcı Binbaşı Atilla Ülkü tarafından sanıklann kıyafetleri de tutanağa yazdınldı. Bu arada, tek tip elbiseyi protesto eden, şort ve atletle oturuma katılan tutuklu sanıklar Dogan Turan, Sabri Koçyigil ve Kâzım GUndogan, "duruşma inzibatını bozduklan" gerekçesiyle salondan çıkarıldılar. İddianamenin okunmasından sonra daha öneeki TİKKO da\asında ömür boyu hapis cezasına çarptırılan, bu davada ölüm cezası istemiyle yargılanan Mehmet Altıntaş'ın sorgusu yapıldı. Altmtaş, TKP/ML TİKKO Örgütü'nün Istanbul bölgesi askeri kanal uyesi olduğunu, bu örgüte lisedeyken sempati duyduğunu, ilk olarak okul komitesinde yer aldığını, daha sonra Avrupa yakası komitesinde çalıştığını anlattı. Altıntaş'ın bir sure sonra Istanbul ili ortaöğretim askeri sorumluluğuna getirildiğini söylemesi üzerine, Duruşma Yargıcı Binbaşı Atilla Ülkü, "Peki. sizi bu görevlere kimler getiriyordu, düğmeyi kimler basıyordu? tnsan, yaradılışı icabı merak eder. ögrenmek ister. Bu durumda insanın serbest iradesi kalmıyor, üstteki insanları hiç merak etmedin mi?" diye sordu. Altıntaş, bu soru üzerine, orgute 1516 yaşında girdiğini, duşünme imkânının olmadıgını, bu nedenle bazı eylemlere katıldığını beiirtti, " O dönemde illegalite gereği, sadece sonımlumuz olan şahısa bağlı olarak çalışırdık. Digerierini tanımazdık, eğer birtakım eylemleri merak edip sormuş olsaydık, örgüt disiplinine riayet etmemiş olurduk" yanıtını verdi. Daha sonra orgut tarafından gerçekleştirilen bazı eylemleri ayrıntılarıyla anlatan sanık, örgütün "Uzun Derj" kod adlı askeri sorumlusuna bağlı olarak çahştığını bildirdi. 5 işçinin öldürulmesi olayını anlatırken, soz konusu kahveye Uzun Derj ile gittiğini, bu sırada kahveye diğer orğutlerden de 5060 kişinin geldiğini, kargaşa çıktığını, üzeri aranan 5 işçinin tartaklandığını söyledi ve şöyle devam etti: "Linç edilme ihtimali dogmuştu. Biz 4 işçiyi alıp bir kulübeye götürüp sorguya çekmeye ba§ladık. Daha sonra Mahmut Oztürk ile Ali Bulut, 5. işçiyi getirdiler. Onlan döverek kim olduklannı ögrenmeye çalıştık, ama pek bir şey söylemediler. Bu kişüerden biri MISK temsilcisi imiş. Daha sonra Uzun, sorumlu arkadaşlarla gönıştü ve bu kişilerin oldurulmesi gerektigini söyledi. Beş kişiyi alarak, ben, Uzun Derj, Kel Ali, DevGenç'li Aşık Ferhat, Mehmet Öztürk, Celal Yıldız, Ali Bulut, Polat Zengin, öldüreceğimiz yere goturmek üzere yola çıktık. Küçükköy ile Dudullu arasına geldigimizde, 200 raetre ötede bir araba gördük. Ben buralann kaçakçılara ait olduğunu bildiğim. yine bir iş için arabanın geldiğini düşündüğum için önemsemedim. Benim arkamdan gelenler 'yolu ben gosteriyordum' Uzun'un dışında sempatizan olup, tecrübesiz arkadaşlar heyecanlanıp ateş ederek 5 kişiyi öldürdüler. Hepimiz silahlıydık. Arabanın polis olabileceğini düşünüp panik içinde arkadaşlar ateş etti." BİZİMLE ÇALIŞIR MISINIZ? GENÇ VE DENEYİMLİ İÇ HASTALIKLAR1 UZMANI (Bay): 9.0016.00 KBB UZMANI DENEYİMLİ DİŞ HEKİMt (Bay) Tam gün VE LABORANT Tam gun MERTER TEŞHİS KLİNİĞt 575 25 96 575 00 61 HABERLERİN DEVAMI (Baştarafı 1. Sayfada) cenaze törenini düzenleyen komisyonun başkanlığına seçilenler, Komünist Partisi Genel Sek"Fikri Sönmez'in de içinde reterliği'ne getirildiklerinden, bu bulnndugu birtakım kişilerin görevin Gorbaçev'e verileceği Fatsa'da karaborsa olayına mütahmin ediliyordu. dahale etmeleri hem Fikri Sönmez'e, hem de devrimcilere halÇernenko'nun ölumu nedeni kın gözünde iyi bir yer yaptı. ile Sovyetler Birliği'nde 11, 12 ve Halk arasında 'Belediye Başka13 mart günlerinde yas ilan edinııun Fikri Sönmez gibi bir kişi lirken, cenaze töreninin yapılaolmasf istegi yaygınlaşmaya cağı yann tum ülkede ilk ve orbaşladı. Bunun üzerine Fikri ta dereceli okulların kapalı kaSönmez, adaylıgını koymayı dii lacağı acıklandı. şündüğünü söyledi. Ben de buTASS ajansınca dün oğleden nun iyi olacağını, kendisini dessonra yayımlanan Çernenko'tekkyeceğimizi soyledim. Örgüt, nun ölum raporuna göre, 73 yaSönmez'in kazanması için çaba şındaki Sovyet liderinin ölümügösterdi. Seçimlerin kazanılmane amfizem (akciğerlerin esnekstnda Fikri Sönmez'in örgütten liğini yitirmesi) neden oldu. Önyararlandığından, seçimlerin kaceki akşam durumu ağırlaşan zanılmasından sonra da örgütün Çernenko'nun kalp durmasınbelediyeden yararlandığından dan yaşamını yitirdiği belirtildi. söz edilebilir." SOVYET TELEVİZYONU Açıklamalannda, "Ortaokul Çernenko'nun ölüm haberi teögrencisiyken, Mahir Çayan ve levizyonda üst üste iki kez okunarkadaşlannca L'nye Radar Üsdu. Siyahlar gi>inmiş başspiker sü'ndeki teknisyenlerin kaçınlİgor Krilov haberi ağır tempoda ması olayına kanştığı ve kuryeve üzgün bir sesle okudu. lik yapbgı gerekçesiyle 3.5 ay süÖneeki gün akşam olmadan reyle tutuklu kaldıgım" belirten Komünist Partisi Genel Merkesanık Yusuf Atasoy, Fatsa ve zi'nde ışıkların yandığı dikkati çevresindeki eylemlerle ilgili bilçekmişti. Dün sabah ise, Sovyetgüer de vererek şöyle konuştu: ler Birliği radyo ve televizyonunda programlar değiştirümiş, rad"Ortaokulda okudugum yılyoda sürekli klasik müzik yayılarda, devrimci düşünceleri beru yapılırken, televizyonda da tanimseyen bir çevrede yetistigim biat ve savaş filmleri ile klasik için ben de bu düşünceleri bemüzik konserleri verilmeye basnimsedim. Sözttnü ettiğim dülanmıştı. şünceler Atatürk Devrimleri ile ABD'yi ziyaret etmekte olan ilgili düşünceler değildir. MarkSovyet Politbüro üyesi Vladimir sist Leninist düşüncelerdir. Çerbitski başkanlığındaki Sov1972 yılında cezaevinden çıktıkyet heyeti ise ziyareti ansızın yatan sonra Terzi Fikri'nin diikkânda keserek öneeki akşam Mosnında çalışmaya başladım. Dakova'ya dönmüştü. ha sonra İstanbul'a gittim. 1977 yılında Fatsa Halkevi Başkanı GORBAÇEV: Kemal Kara'nın MHP'liler taraPOLİTİKAMIZ fmdan vurulması üzerine Fatsa'DEĞİŞMEYECEK ya döndüm. Fatsa'ya dönduMikhail Gorbaçev Genel Sekğümde gençler arasında ufak diireter sıfatıyla yaptığı ilk konuşzeyde de olsa kavgalar oluyordu. mada, Brejnev ve Andropov döDaha sonra aralarında Aslan neminde belirlenen politikaların Gümüş, Kemal Atasoy, Habil "degişmeyeceğini" söyledi. Gortrgnl, Aydın Akyazı, Cemil Yabaçev Merkez Komitede yaptığı kan, Halit Yüksel, Cumali Elikonuşmada üretimin arttırılmaaçık, Şehittin Tınç ve İlhan Dur sının önemli bir hedef olduğunu muş'un da bulundugu bir grupbildirdi. Silahsızlanma ve ilişkila Fatsa'da Devrimci Yol düşunler konusunda Batı'ya karşı üscesinin kavratılması için eğitim tünlük kurma niyeti taşımadıkçauşmalanna başladık. 1978 aralarını vurgulayan Gorbaçev, lık ayında İlhan Durmuş'la bir"Cenevre görüşmelerindeki mulikte, Fatsa MHP İlçe Başkanı hataplanmızın Sovyetler Birliği'Aydın Akın'ı yaraladıgım iddinin konumunu anlamasını ve ayasıyla cezaevine düştüm. 3.5 yıl nı biçimde karşılık vermesini yattığım cezaevinden çıktıktan sonra Sedat Göçmen benimle diliyoruz" diye konuştu. Gorbaüişki kurup 'Devrimci çalışma çev, " O zaman anlaşma mürnlan bundan sonra kendisine bağ kün olacak ve dunya halklan rah olarak yurüteceğimi' söyledi. hal nefes alacaklar" dedi. Cenaze töreninde ABD'yi Kabul ettim. Sedat Goçmen'i, Baskan Yardımcısı George Bush daha önce Fatsa'ya gelen 'Ali Hoca' diye birinin yanında gör ile Dışişleri Bakanı George dügüm için tanıyordum. Bu ara Shultz temsil edecek. PAPANDREU GİTMİYOR da 'Ali Hoca' kod adıyla anılan Yunanistan Başbakanı Pakişinin, davanızda sanık olan pandreu cenaze törenine katılmı Gorbaçev seçildî Dışişleri yor. Törene, Bakanı Haralambopulos'un katılacağı acıklandı. Papandreu, yayımladığı başsağlığı mesajında Çernenko'nun ölümünün "Büyuk bir boşluk yaratacağını" kaydetti. Italya Devlet Başkanı Sandro Pertini, Çernenko'nun ölüm haberi üzerine Guney Amerika gezisini yarıda keserek bugün Roma'ya döndü. Pertini'nin Konstantin Çernenko'nun yann yapılacak cenaze töreninde İtalya'yı temsil edeceği bildiriliyor. Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl. "Konstantin Çernenko'nun ölümünün Cenevre'deki silahsızlanma görüşmelerini olumsuz yonde etkileyeceğini sanmadığım" söyledi. Kohl'un Moskova'daki cenaze törenine katılacağı acıklandı. Çin Halk Cumhuriyeti Resmi Haber Ajansı XİNHUA, Çernenko'nun ölümü üzerine verdiği haberde, "Çernenko'nun lideriiği sırasında Sovyetler Birliği Çin ilişkilerinde iyileşme kaydedildiğini" beLrtti. Ajans, "Bu dönemde ABDSovyetler Birliği ilişkilerinin de yumuşadığını ve iki ülkenin diyalog kurmaya başladığım" kaydetti. Danimarka Başbakanı Poul Schlueter, "Çeroenko, DoğuBaü ilişkilerinde hepimizin umut ettiği gelişmeyi sağlayacak adımı alacak kadar yaşayamadı" dedi. Schlueter, "Çernenko'nun halefinin onun ABDSovyet ilişkilerinin yumuşaması yolundaki çabalannı sürdüreceğini umduğunu" söyledi. ÖZALGtDECEK Başbakan Turgut Özal, Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğln ile birlikte Çernenko'nun cenaze törenine katılmak uzere yann saat 15'te Moskova'ya gidecek. Özal, yann saat 10'da yapacağı basın toplantısını iptal etti, bu arada akşam gazetecilere vereceği yemek ise 12'ye alındı. Başbakan Özal ve Dışişleri Bakanı Halefoğlu, cenaze töreninden hemen sonra Türkiye'ye geri dönecek. EVREN'İN MESAJI Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Yüksek Şurası Prezidyumuna Başkan Konstantin Ustinoviç Çernenko'nun ölümü dolayısıyla bir mesaj gönderdi. Evren'in mesajı şöyle: "SSCB YUksek Şurası Prezidyumu Başkanı Ekselans Kons Shultz (Baştarafı 1. Sayfada} ceğini belirtiyorlar. Bu sertleşme politikası çerçevesinde her yıl Yunanistan'a verilen 500 milyon dolarlık ABD askeri yardımının kesintiye uğraması olasıhğı bulunduğu bildiriliyor. Bunun yanında Yunanistan'daki Amerikan üslerinin geleceğinin daha yoğun bir biçimde ele alınacağı da öne sürülüyor. Yetkililer, Papandreu'nun ülkesindeki Amerikan üslerini anlaşma süresi 1988'de dolduğunda kapatacağını açıklamasının zaten Washington'da huzursuzluk yarattığmı, bu konuda önlem olarak Yunanistan'daki 4 büyük hava ve deniz üssünün kapatılması yolunda planlar hazırlandığını belirtiyorlar. SHULTZ'UN SÖZLERİ ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, Senato Dış Yardımlar Alt Komitesi üyelerine bilgi verirken, Yunanistan hükümetinin tutumunu sert biçiminde eleştirdi. Papandreu'nun sözlerini eleştiren Shultz, "Eğer söylediklerine bakılırsa Yunanistan ile ilişkilerimiz ve üslerimizin gelecegi konusunda büyük soru işaretleri doguyor" şeklinde konuştu. Yunanistan Başbakanırun tavnnın NATO'nun Avrupalı müttefîkleri için de sorun yarattığım kaydeden George Shultz, Yunanistan ile NATO ittifakı arasında da gerilim olduğunu hatırlattı. Shultz, Yunanistan'ın bu tutumu ile müttefîklerinin de sabrını taşırmaya başladığım kaydetti. SORU İŞARETLERİ Bu arada, Alt Komite Senatörü Bobo Kastern, Shultz'a " P a pandreu ABD üslerine ilişkin yorumunu değiştirebilir m i " biçiminde bir soru yöneltti. Shultz, bu soruyu yarutlarken, Yunan Başbakanırun geleceğe ilişkin tutumunu kestirmenin güçlüğünden yakındı ve bu konuda bazı soru işaretlerinin bulunduğuna dikkati çekti. Papandreu daha öneeki açıklamalannda 1981'de imzalanan üsler anlaşmasının 1986'da sona ereceğini hatırlatmış ve bunu uzatmayacakJannı belirtmişti. George Shultz, Alt Komite'deki konuşması sırasında devlet yöneticilerinin sözlerine çok dikkat etmeleri gerektiğini de söyleyerek, Papandreu'nun kamuoyu önündeki konuşmalannda bu kurala uymadığmı ima etti. Bakan, Papandreu'nun üsler konusundaki olumsuz sözlerine de atıfta bulunarak, "Bir yetkilinin ilişkiler, usler ya da diğer konularda yaptığı açıklamalar çok ciddiye alınmalıdır" şeklinde konuştu. Yeni Adresimiz: Büyiikdere Cad. Nilüfer Han No: 103 Kat: 2 Gayrettepeİstanbul Telefonlannuz değişmedi: 172 99 38 39 / 172 18 8889 Corbaçev tantin Ustinov Çernenko'nun vefatını derin bir teessürie öğrenmiş bulunuyorum. Ekselans Çernenko'yu ülkesi ve halkının refah ve mutluluğu için çalışan, aynı zamanda TıirkSovyet dostluğuna önem veren bir devlet adamı olarak hatıriayacagız. Bu elim kayıp dolay ısıyla şahsım ve Turk milleti adına Sovyetler Birliği Yüksek Şurası Prezidyumuna, Sovyet halklanna ve Ekselans Çernenko'nun kederli ailesine en içten başsağlığı dileklerimi sunanm." Konstantin Çernenko'nun ölümü üzerine Sovyetler'in Ankara Büyükelçiliği'ne bir "taziyet defteri" açılacak. Sovyet yetkililerinden alınan bilgiye gore, isteyenler taziyet defterini bugün ve yarın imzalayabilecekler. Sıra gençlerde (Baştarafı 1. Sayfada) ye yaptığı gezide buyük prestij sağlamış, Muhafazakâr Başbakan Margaret Thatcher'in bile takdirini kazanmıştı. Gorbaçev 'ın doneminde Sovyetler'in iç ve dış politikasında onemli değişiklikler olur mu? Bu sorunun yanıtını ararken bazı noktaları gozden kaçırmamak gerekir. Once Sovyetler Birliği'nde tek lider dönemi, Stalin'in ölümu ile birlikte artık tarihe karışmıştır. Kruçev, gerçi buna özenmiş ve rakiplerini teker teker tasfiye ederek iktidann tek sahibi olmuştur, ama bir saray darbesi ile devrilmekten kurtulamamıştır. Leonid Brejnev, yetkilerini buyuk ölçude arttırmasına rağmen, başma buyruk olmayıp, Politbüro'nun denetımi altında idi. Stalin ve özellikle Kruçev'den sonra Sovyetler'de bir tür kolektif liderliğin uygulandığı söylenebilir. Bu sistemde Parti Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı kuşkusuz en güçlü liderdir, ama yönetime damgasını hemen basabilecek durumda değildir. Basmaya kalkıştığı an eskiye alışık olan çevrelerin direnmesi ile karşılaşması kaçınılmazdır. Bu olgu, reformcu eğilimleri olan Kruçev ve Andropov'un dönemlerinde açıkça ortaya çıkmıştı. Kruçev'in ekonomide ademi merkeziyetçilik uvgulaması Moskova burokrasisinin sen tepkileri ile karşılaşmış ve onun yerine gelen Brejnev, bu bürokrasinin ellerinden alınan haklannı iade etmişti. Yuri Andropov'un idari reform ve disiplin kampanyası da aynı şekilde çeşitli çevrelerin direnmesi ile karşılaşmış ve Konstantin Çernenko doneminde bu reform girişimleri rafa kaldırılmıştı. Çernenko'nun dışarıda Brejnev'in detant politikasını sürdürmesi, uluslararası gerginliğin anmasını engellemişti. Ancak Brejnev 'in politikasının içeride de surdurülmesi, reform umutlarının sönmesine ve muhafazakâr çevrelerin ağırlığını sürdürmesine yol açmıştı. Bu bakımdan Gorbaçev'ın Sovyet poıitikasında derhal önemli değişiklikler yapmasını beklemek herhalde doğru olmaz. Gorbaçev'in yönetime damgasını vurabilmesi için önce cevresini sağlamlaştırıp, durumunu guçlendırmesine gerek vardır. Bu olgunun da birkaç yıl alacağı duşünulebilir. Gorbaçev doneminde Sovyetler'in dış oolitikasında bir deeişiklik olacağını sanmıyoruz. Bu politikanın çatıları yıllardır atıImTştır. Gorbaçev'in içeride reformlar yapabilmesi için ise belirli bir zamanın geçmesi gerekiyor. KOZA İNŞAATSANAYİ veVCARETA^ İLAN İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINDAN Dosya No: 1983/1103 Davacı Pamukbank T.A.S. \ekili tarafından Hurriyet Cad. No: 27 Kağıthane Ist. Mukim. Tekstıl Kollektif Şirketi Yenal Ergudsr ve ortağı aleyhine açılan itirazın iptali da\asında \erilen karar gereğince; Davalıya gonderilen îebligann bila teblig iade edildigi ve dava dilekyesi davalıya ilan yolu ile tebliğ edilmiş ve duruşmaya gelmediğınden ilanen gıyap kararı tebliğine karar verilmiştir. Gıyap tebliği yerine geçmek üzere 5.3.1985 tarihli celseye gelmediğinden D.gunu olan 20.5.1985 gunü saat 11.30'da mahkerae kaleminde hazır bulunmak uzere gıvap kararı tebliği verine geçmek uzere ilanen eıyap tebliğ olunur. 6.3.1985 Basın: 2890 Ibni Siııa Hastanesi'ni Evren, yann açıyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Ortadoğu ve Balkanlar'ın en büyük sağlık merkezi olan İbni Sina Hastanesi, Ankara'da yann duzenlenecek torenle Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından açılacak. Yüksel İnşaat A.Ş. tarafından gerçekleştirilen İbni Sina Tıp Fakultesi Eğitim Merkezi'nde 1311 yatak bulunuyor. 16 katb hastanenin yapımı, Türk mühendis ve işçileri tarafından teknolojideki son gelişmeler uygulanarak gerçekleştirildi. Hastanede, 19modern ame'iyathanenin yanı sıra, yoğun bakım birimleri ve her katta 12 tane ozel teşhis ve tedavi odası bulunuyor. Ibni Sina Hastanesi'nin en ılginç bölümünu, modern teknoloji ile donatılmış kalp hastalıkları servisi oluşturuyor. ILAN ALAŞEHİR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN 1984 175 Esas Davacı Mehmet Genç \ekili avukat Ibrahim Birgul tarafından davalılar Mehmel lldız \e Mustafa Karakoç alevhlerine açılmış bulunan alacak davasının yapılan açık duruşmasında: Davalılardan Mehmet lldız'a daha once davetiye yerine kaim olraak üzere ilanen teblıgat yapılmış olup bu kere ilanen gıyap karan tebliğine karar \ erilmiş bulunduğundan adı geçen davalı Mehmet IIdız'ın duruşma gunu olan 25 3 1985 gunu saat 9.00'da Alaşehir Hukuk Mahkemeleri duruşma salonunda buzat hazır bulunması veya kendisinı bir \ekille temsil etr.rmesı, duruşma\a gelmediği veya kendisini bir \ekille temMİ ettirmediği takdirde bundan boyle duruşmanın gıvabında dcvam edıp sonuçlandırılacağı gı>ap kararı tebliği verine kaım olmak uzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 12952
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle