16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 ARALIK 1985 KÜLTÜRYASAM CUMHURİYET/5 GÜLGEÇ S1NEMA HAYYANLAR İSMAİL S6V&L, MA/MUN SANÛ BK MÛTDEM VAR. NHAyET SiZ.N DA Kanh bir baleye dönüşen fihn İİCİLYALM (Scarface) / Yönetmen Brian de Palma ' Oyuncular: Al Pacino, Steven Bauer, Michelle Pfeiffer, Mary Elizabeth Mastrantonio, Robert Loggia, Miriam Colon, Murray Abraham, Paul Shenar, Harris Yulin / Bir CİC (Universal) fılmi / 2 saat 35 dakika.Bizde 20 dakikası kesilmiş olarak oynuyor. (Emek, As, vs.) Howard Hawks'ın 1932'de çeviıdiği "Scarface" fılmi, o yıllarda ABD'yi kasıp kavuran gangsterlik olaylanna ve özellikle Al Capone'ye sinemanın ilk kez gerçekçi biçimde eğilmesini, yasadışı güçler/iktidar ilişkilerini, gangsterlik olayının toplumsal ve ruhbüimsel yapısım irdeIemesini simgeliyordu. Paul Muni'nin açıkça Al Capone'den esinlenen Tony Camonte tipini benzersiz bir oyunla canlandırdığı fılmde, gangsterin paranoyak kişiliği de, bilinçsiz olarak nerdeyse âşık olduğu kızkardeşiyle arasındaki ustii kapalı "ensest" olayı da ilginç biçimde verilmişti. Polisiye sinemada bir dönüm noktası olarak görülen bu fılm, telif hakları vb. sorunlar nedeniyle yülar yılı izlenemiyordu, ancak geçen yıldan başlayarak yeniden görülmesi mümİcün oldu. Brian de Pahna'nın fılmini Hawks'a ve senaryo yazarı Ben Hecht'e adamış olması, bu açılardan yerinde bir davranış. ATILLA DORSAY KİM KİME DUM DUMA BEHiç AK BAMBAŞKA BİRİNSAN "Skilyah"da Al Pacino, film boyuncafiuğinideğiştirip bambaşka bir insan oluyor. Michelle Pfeiffer'in (sağda) soğuk sarifmlığından, Elvira tipini yaratabilmek başarı. edemeyince onun yerine devrim karşıtı iptenkazıktan kurtulmuş adamları gemilere doldurup ABD'ye yolladığı 1980 yıhnda başhyor olaylar.. Montana, kendisini "siyasi multeci" diye yutturup toplama kampında ilk cinayetini de işliyor, bir vatandaşım öldürüyor. Sonra uyuşturucu işine dalıyor ve Frank Lopez adlı bir patronun emrine giriyor. Kolombiya ile olan ilişkilerde (esrar çokluk ordan geliyor) inisiyatifi eline almak istemesi üstüne Lopez'le bozuşarak kendi patronluğunu ilan ediyor. Bu arada Lopez'in sevgilisi Elvira'ya tutularak kadınla evleniyor, serserilerle düşüp kalkmaya başlayan kızkardeşi Gina'yı da bu yoldan döndürmeye savaşıyor. Ancak Montana, çıkarlarına dokunduğu yasadışı çevrelerce gitgide sıkışan bir tuzağa düşürülmekte gecikrniyor... Hcmard Hanks'm filmi, sinema tarihine betimleyici gerçekçiliğiyle geçmişti en çok.. Korku ve gerilim filmleri ustası, bir aralar Hitchcock'un "varisliği" yakıştınlan De Palma ise, belli bir gerçeklik kaygısını korumakla birlikte, filmine daha çok belli bir üslupçuluk, belli bir "stilizasyoo" kazandırmaya, görkemli vuruşma, kıyım mizansenleri gerçekleştirmeye, gangsterlik, Mafya olaylarına belli bir duygusal içerik, belli bir "pitoresk" kazandırmaya çaiışıyor. "Sicilyalı", sanki De Palma'nın "Baba"sıdır, tek kusuru, Coppola'nın filmlerinden 10 yıl sonra gelmek olan film, kuşkusuz ABD'yle Küba, Meksika, Kolornbiva gibi komşu Latin Amerika ülkeleri arasındaki yasadışı ilişkilere, uyuştunıcu ticareti vb. şeylere oldukça ilginç ve öğretici bir bakış getiriyor. Senaryoyu yazan Oliver Stone'un yine bir "uyuşturucu hikâyesi" olan "Geceyansı Ekspresi"nin de senaryo yazarı olması, bu konuda anlatılanlann gerçekliğine bir başka gösterge olabilir... Gangster romantizmi Ama film, asıl gücünü gerçekçi, polemikçi yanlanndan çok, yineleyelim, belli bir "gangster romantizmî"nden alıyor. De Palma, tüm becerikli Amerikan yönetmenleri gibi, öncelikle bir karakter yaratma ustası. Filmin "tipleme"si olağanüstü, tüm kişilikler alabildiğine canlı. Oyuncu seçimi, yönetimi bir harika. Al Paeino. son dönemin büyük Amerikan oyunculannın (De \iro, Slreep) yapageldikleri gibi, yalnız rolünün ruhbilimsel yanını vermekle kalmıyor, sanki bir film boyunca fiziğini de değiştirip bambaşka bir insan oluyov. Michelle Pfeiffer'in soğuk sarışınlığından Elvira gibi bir tipi yaratabilmek, büyük başarı. Omar Suarez rolündeyse (helikopterden atılan gangster), Salieri rolüyle geçen yıl Oscar kazanan büyük oyuncu Murray Abraham'm oynadı|ını anımsatalım. Bu oyuncu malzemesine de dayanarak, olağanüstü etkili bölümler yaratıyor De Palma.. Başta, göçmen kampındaki cinayet sahnesi, Babylon Club'deki kıyım, Montana'yla kansının bir lokantadaki kavga ve ayrılma sahneleri ve kuşkusuz sinemada az görülmüş bir kıyımı yansıtan tüm uzun final.. Özellikle bu finalde, De Palma, bir yönetmenlik gösterisi yapmayı, değişik yerlere yerleştirilmiş bir dizi kameranm ahşılmışm dışındaki çekimleri ve çekim tempoları ile (Peckinpah'ı anımsatan kimi yavaşlatılmış çekimler de dahil) bir dizi cinayeün gerçek süresini değiştirmeye, sanki olupbitenlerin ruhbilimsel suresini sinemada yeniden yaratmaya çaiışıyor. Ve başarıyor da.. Kanlı bir baleye dönüşen, nerdeyse estetik değerler kazanan bu final bolümü, kuşkusuz filmin tümünün, giderek son yılların ("Baba"dan bu yana) tüm polisiye filmlerinin içerdiği temel bir sakıncayı. ölüm, kıyım, gangsterlik olaylarıru nerdeyse "estetizan" bir bakışla yansıtırken, onlann gerçek, kötü, kanlı özünü ikinci plana düşürmek, azaltmak, giderek mazur göstermek sakıncasını yeniden akla getirmiyor değil. Ancak günümüzde, yalnız TV dizilerinde değil, gerçek yaşamda da onca kan, ölüm, kıyımla karşı karşıya gelen bir seyirci kitlesi için, kuşkusuz bu alanda gerçek bir sakıncadan kolay kolay söz edilemez.. "Sicilyah", oldukça göTkemli, etkileyici, usta işi bir sinemanın son örneği. Rahatça, giderek, niye saklamalı, keyifle, zevkle izleniyor. Gormekte yarar var.. >2K P İ K N İ K PİYALE MiDfLA Ilkini izliyor De Palraa'nın filmi, anlaşıldığına göre ilkini oldukça yakından izliyor. Ancak Sicilya kökenli Tony Camonte, Kübalı Antonio Montana'ya dönüşmüş (Bu açıdanfilmingetirticilerinin koyduğu "Sicilyah" adı çok şaşırtıcı: Bu adamlar kendi getirdikleri filmleri izlemezler mi?). Fidel Castro'nun devrimi ihraç TV'de Sinema: Ko Vadis? "Jaws"ı sevdiniz mi? Ya "DeprenT'e ne dersiniz? Biraz daha ister misiniz"? Bir "yangın" veya "su baskını" filmi de seyreder miydiniz? Merak etmeyin, önümüzdeki aylarda onlar da herhalde küçük ekrana gelecek. Ne oluyoruz? TV'de Sinema nereye gidiyor? Oldukça olumlu bir değişim geçiren, son biriki yıldır ust üste en azından Amerikan sinemasının klasik, büyük fdmlerini bizlere göstermeye başlayan, daha yeni filmlerin seçiminde de akılhca davranan TV'de Sinema, birden ticari sinemalarla rekabete mi girişti? "En yenisi, en iyisi, en beyecanlısı bende" havası mı çakyor? Sinemalarda oynayalı daha biriki, büemediniz dönbeş yıl olmuş bu gösterişli fılmleri, "Jaws"ı, "Deprem"i, "Süpcrmen"i, "Caza Kardeşlcr"i, "Rocky"yi üst üste, art arda göstermekle kanıtlanmak istenen nedir? TRT'nin elinde çok parası olduğunu işitiyoruz, son zamanlarda.. Öylesine ki, bu parayla ne yapacaklarını bile bilmiyorlar deniyor. Bu paramn en azından bir bolümü, kuşkusuz oldukça pahalı da olması gereken yakın tarihlerin bu gösterişli fUmlerine mi harcanıyor? TRT, yabancı film seçiminde kaliteyi, sanatı, tarihsel önemi filan bir yana bırakıp mirasyedi davranışı içine mi girdi? fflZU GAZETECI SECDET Q m Ş da 50'lere ait olarak yalnızca iki film (1948'den "Hamlet" ve 1950'lerden "Çayhane")bulursanız, bir sinema yazan ve meraklısı olarak bundan memnun olmaya olanak var mı? Oysa biriki ay öncesine dek, her pazar akşamı, ilke olarak 1930'lardan kalma eski filmler izlemiyor muyduk? Film sayısı arttı, eski, klasik filmler de o oranda artacağına tam tersine azaldı, neredeyse tümüyle yok olacak... Sinema kapayan anlayış TV'de Sinema'nın görevi, en yeni, en parlak iş filmlerini göstermek değildir. Batının zengin TV yönetimleri bile böyle yapmıyorlar. Daha eski, ama değerli filmleri göstermeye, programlar arasında ülke, tarih ve sinema değeri açısından belli dengeler kurmaya, belli oranlar oluşturmaya dikkat ediyorlar. Böylece hem TV, sinema sanatını öğretici, açıklayıcı bir siyaset gütmüş oluyor, hem genelde geniş ekran filmleri olan bu tür üstiinyapımlann küçücük TV ekrarunda değerlerini, etkilerini yitirmesi önlenmiş oluyor, hem de sinemalara, sinemacıhk mesleğine hayat hakkı tanınmış oluyor. Zaten Türkiye'de sinemaya ağır darbeler vurmuş ve vurmakta olan bir TV anlayışının, bu kez bu türden ticari filmleri, "iş filmleri"ni sıralamakla sinemacıhğı nasıl öldürmekte olduğu farkedilmiyor mu? Yoksa istenen bu mu? Ankara'nm en gözde, en güzel sineması, DolbyStereo ile donanmış tek salonu olan güzelim An Sineması'nı bile parayı bastırıp alarak sinema kapayan bir anlayışın, sinemayı ve sinemacıhğı bundan daha çok düşünmesi zaten beklenir miydi derseniz, kuşkusuz siz de haklısınız. ÇİZGÎLIK KÂMİL MASAK4C1 1 alnızca iki film Kuşkusuz ki bu filmler ilgi çekiyor. Bir "Depreoı" veya "Supermen"den yakınacak kimseyi kolay bulamazsınız. Bu tür filmlerin de belli bir dozda gösterilmesi belki gerekli. Ama koskoca bir aralık ayı boyunca gösterilen yaklaşık 25 yabancı filmin içinde, sinema tarihinin, 30, 40 ya KARTALKAYA KARTAL OTEL "SICAK YVIVANIZ" BİLSAK'TA BUGÜN Açıklamah Klasik Gitar: saat 19.00 Misak TOROS CazCenter: saat 21.00 E.FINDIKOĞLL" ORKESTR\SI CafeFoyer: saat 10.00 Yerliyabancı basın, fotokopi. çay, kahve, kek, kahvaltı Lokanta: saat 22.00 BaşakMetin İkilisi Önceden yer ayırtmak için: BİLSAK: 14? 28 79/143 28 99 AĞAÇ YAŞKEN EGILIR KEMAL GÖKHAS YÜZMEHAVUZUDİSKO LÜKSOOAIAR SAUNA Har hBfta «onu 1 Wşi *bm pansiyan£jQj TOIUMBA 1Ü0I I 1611074161822616122813M16M ortur URART S.A>AT 1.A1İ U1SI Nüfus cüzdammı yitirdim. Hükümsüzdür. SECATİ YESER GALERILER "YUZ" RESMIYLE 2M.î2«> 10 <M)/U2 TARIHTE BUGÜN MIMTAZ ARIKAS 13 Aralık r£ BUGÜN, OSMAA1U DOUANMASIHA SASU M£SUDİYE ^ 2JRHUSI, Bîd TORPiL YAf&SlMA(lAK,ÇAHAKrALE gOÇAZt'*^ NOA BATTt. KASIM AYINPA,OSMANU DBVLETI, İN&İLTERB, FZAHSA VE RUSYA'YA SAVAŞ ILAUEDBREK. I.PÛfJYASAVAŞl'MA ICATILMlfnİNGİÜZLER, Su TA&nrEA/ SONRA ,DENtZALTI £EMlLE«tHl G/ZÜCE ArtABMAISA DEhliZİ'ME SOKMAYA SAŞLAMlfiAfZPf.ifTE, "Bfi"'PE guNLABOAAI 8iRİYPl. 2 TOKPİL KOVANt 8ULUNAN,313 TONLUK KÜÇÜK DENİZALTt, ÇAUAia&L£ BOĞAZl'MPA Su ALTtNPAhl GİfZE£EK, SARI SIĞLIK PEUEN YER&E OEMİftl£MİŞ, SA&İr TOP BATA&YASt OLARAK KVLLANILAN MESUDİY£ Z.IÜHUSI 'MA Bİ/Z TORPİL GÖNDe/ZMİŞTİ. İSK£LE KIÇ OfAUZU1ĞUNPAN ALP/ĞI yARA,GEMİHİN 9 PAKİKAPA SAKMA5.IMA YOL AÇTl.. 9ZSO TONLUK., 9TÜPLU,4O AŞ/MPAKİ Zl&HLIPA £4 TÜHK ÇEHİr OLPU i. M£SUDİYE'N/A/ TötiPfLLENfŞİL NURİ İYEM 2 20 Aral* İş Sanat Gaterisi lı H&r. Kai 2 »ar~akkap»öeyoğiv Te ı « 20 2 '• ABİDİN DİNO Heykel Sergısi 531 Aralık. RESMI YUCELTEN YAŞATAN ÇERÇEVE ÇERÇEVE FLORANSA'dır 526 M H ŞİŞLİ SANffT MERKEZİ tel HÜ6316 M. m M M • 5n « «• OESTEK SANAT GALERİSİ GUNGOR GUNER S£RAMİK n FOTOÖRAF serglsl 10 Artl* 1 U M Ocak 1986 Abflı Ipençı Cad 75 Macka JRESIM • ONARIM 1 MERKEZİ U d SAIAT UURISI Her kötü tamir bir cinayettir Cad. 73/1 Teşvikiye/lstanbul Tel: 146 32 96 GÜRDAL DUYAR 1985 YAĞL1BOYA RESİMLERİ 13 Aralık 1985 2 Ocak 1986 HGsrev Gerede Cad 126 TesviMys MeyCanı IST Tel 141 27 11 BÜYÜK USTA 50 YIL ONCE Cumhurivet Atatürkle İngiliz Kralı arasmda ANKARA 12, (Telefonla) İngiltere Kralı Beşinci Jorjun kızkardeşi Prenses Vikıoryanm ölümü dolayısiyle A tatürkle İngiliz Kralı arasmda taziyet tetgraflan teaıi edilmiştir. 13 Aralık 1935 suretle Kıbrısı herhangi bir ecnebi devlete terketmek niyetinde değildir.'' 1935/1985 karışık yağların sıhhate zararlı olduğunu iieri sürerek bu yağların yalnız sanayide kullanılması için boyanmasım teklif etmiştir. Bunun için encümenin karan tatbik edilmeden bir daha muzakere edilecektir. Bu ıneseleye dair dosya bugiınlerde daimi encümene verilecektir. BM Türkiye 6ravürleri Sergisi 531 «rahk BM. SIMONE SİGNORET Filmleri Room al the top Caujue D'or •B«ta VHSValıkonağı Cao 98n '46 93 21 CiJddKSUül G 1T0LYESI ve G1LEBISI III. Odulıiı Cocuk H£« TtS ICM KESIMSEMMİK BILOY SANAT MERKEZİ Iktad MaMttyatn kania «ynea «tdk, katt, «a**. Aures Bakif*(oy incırü Ca3 \o 21 Kal 3 (Santrai Mağ K 3) CUZZAMLA SAVAS DERNEĞİ Merhaba Yasamak SÇT^( Satonu KARMA HESIM SERGİSİ 10İG A t a t ^ Sabrı EnmftJ Perıfıan Bayha» letvta %ay. Scvqı Guielttrpan E&ın Kınmlı reî 'r Sotyc S V.ay.c rtar; Uc 32 ~i M 5 &3 ?6 U eilS'ANBJL ulısnlv Tel: 572 09 20'de 39 LONDRA 12. (a.a.) İngiltere'nin Kıbrıs adasını Yunanistan'a vermek niyeıinde bulunduğu hakkında çıkan rivayeilerle alakadar olarak sorulan bir suale cevaben müstemlekeler bakanı Avam kamarasmda demiştir ki: "İngiltere hukümeti hiçbir Kıbrıs adası Belediye daimi encümeni, piyasada satılan karışık yağlara etikeı yapıştırılması hakkında bir talimatname yapmışlı. Halbuki vilayet sıhhat işleri direktörlüğu Karışık vağlar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle