22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ARALIK 1985 CUMHURİYET/11 6 yi müzığin insanı yüceltici, insanları W ınsanlara, toplumları toplumlara yaklaştıncı bir etkinliği vardır. Bu da ancak eğitimle olur. Atatürk çoksesli evrensel müziği toplumumuza kazandırmak için boşuna çaba harcamadı. Çunku, Baü demiyorum, evrensel muzığe yabancı kaldıkça, çağdaş uygarlığa ulaşmamız da o ölçüde ertelenecektir. Yalnız muzikte değil tüm sanatlarda hayatiyetin başlıca belirtisi toplum yaşamını yansıtabilmesi, bir başka deyişle zaman içinde değişebilmesidir. Bugün Batı müziğinde barok öncesi, barok, klasik, romantik, vb. diye birbirinden farklı evreler olduğu bilinir. Şu sıralarda doğumlannın 300. yıldönümlerini kutladığımız Bach, Handel, Scarlatti gibı bestecilerden bugüne değin kaç kuşak geçmiştir, bir hesaplayın. Biz tek sesli klasik muziğimizle hâJâ Itrilerde, Dede Efendilerde, Hacı Arif Bcylerde kalakalmışız. Bunu eskı Ustatları yermek için yazmıyorum. Onlar Osmanlı müzik tarihinde şerefli yerlerini koruyorlar. Ama o gunden bugune ne yapmışız? Bir adırn ileri gitmek şöyle dursun, tam tersine gerilemiş, Türk Müziği dediğımiz sanat dalını alabildiğine yozlastırmısız. Bizim tutumumuz neye benzer, bılir misiniz? Resim sanatını ele alalım; Türkiyemizde evrensel resim sanatma ilgi, ancak XIX. yüzyıhn sonuna doğru uyanmıştır. Daha önceleri hep minyatür ve yazı üzerine çalışır, estetik zevkimizi bu yönden karşılamaya bakardık. Üç boyutlu resme merak sarınca Batılılar gibı resme başlayıp minyaturden vazgeçtik. Arap harfleri bırakılıp da Latın harflenne geçince de yazı sanatı bir yana atıldı. Bu uygarhk alanında bizim için bir devrim niteliği taşıyordu. Şimdi "Atatürk ilke ve ınkılaplan" parolası altında eskiye dönmek isteyenlerin durumlan da işte böyledir. Yanlış anlaşılmasın, minyatür ve yazı sanatımızı aşağılamak aklımın köşesinden geçmiyor. Eskı yüzyıllarda pek iyı minyaturcuJer yetiştirmişizdir. Hattatlığı Şark dunyasında gerçek bir sanat dalı düzeyine yuceltenler arasında Türkler de vardır. Müzelerimızde saklar, bunlarla gurur duyanz. Muzik de böyle Eski saz yapıtlannı, aletlerini yozlaştırmadan, zamanında nasıl icra edilıyorsa öyle çaiar, öyle dinleriz. Hatta festivallerde dış dunyaya tanıtmak uzere yabancılara bunlardan örnekler de sunabilirız. Türk Sanat Muziği dediğimız bu muziğe pek tutkun olanlanmız varsa (ki herhalde çok var) aralannda dernek kurup tarıhe mal olmuş gerçek Osmanlı muziğıni yaşatmaya rahatça çalışabilırler. O müziğın soysuzlaşmasını I Dostum Mozart Requiem için de çok şeyler ortaya atıldı. Bu yarım kalmış yapıtın, öğrencisi Süssmayer tarafından bitirildiği bilinir. Ama neresi ne kadarı? Senaryo meraklısı kimi yorumcular, yükun asıl ağırlığını Süssmayer'in taşıdığmı Requiem'in ilk baskısuun kapağt. W. söylemişler, Böhm, Kininger'in bir tablosundan esin hatta birkaçı Unerek kapaktaki deseni çizmif. yapıtın tümünü kendi yazdığım (el yazıları çok benzermiş) ortaya atmışlardır. Requiem 'in yarıya yakın bir bölümünü Mozart kendi tamamlamış, bir bölümünü de eskiz halinde öğrencisine bırakmış, arkası için de ona düşüncelerini aktarmıştır. Mozart'm 27 yaşındayken Joseph Lange tarafından yapümış bir portresi. adamını Mozart'a gondererek bir requıem ısmarlamak ıstediğını, şayet kabul ederse ucretın ne olacağını sonıyor. Yalnu bir koşul ilen suruyor: Requiem'in kım tarafından ısmarlandığı sorulmayacak! Her zaman yaptığı gibi karısına danıştıktan sonra kabul yanıtını venyor. Istediği de 50 düka altın! Kontun adamı efendısine danıştıktan sonra geliyor. Mozart'a 50 yenne tam 100 altm sayıyor ve ekliyor. Yapıt tamamlandığında kont cenaplan, üstadı ayrıca memnun edecektir! Ve Mozart öluyor. Çoğu ınsanlar gibi yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak yatağında öluyor. Bu lasa yaşamın dramatik yanını artistlere, sanatçılara, şairlere, film senaryoculanna btrakalım da bız bırkaç sözle kitabı noktalayalım. Yaşama bir harika çocuk olarak başlayan Wolfgang Amedeus Mozart, yine bir harika çocuk olarak yaşamdan ayrıldı. t ln.ozart üstüne en doğru tanıyı sanınm Goethe yapmıştır. Aklımda kaldığı kadarı ile Goethe, Mozart hakkında şöyle demiş: "O Tanrı'nın yarattığı bir mucizedir. Biz ona hayran oluyoruz, ama açıklayamıyoruz." Omrunun son >ıllarında kaleme aldığı yapıtların çoğu (Sihırlı Flut dahil) ilk bakışta sankı çocuklar için yazılmış izleniminı verebılir. Yapıtın derın, ınsancıl anlamını kavramak için olgunluk gerekir. Son piyano konçertosunun (K. 595) son bölumü, doğrudan doğruya çocuklar için besteledıği "Komm lieber Maı" temasını ıçermektedir. En huzunlu yapıtlarında bile bıze umut vaat eden bir müjde sezilir. Böylece, huzunle mutluluğun aynı anlama gelebileceğini anlanz. Bu konçertoda daha önce bol bol kullandığı goz kamaştıran galant (zarif) bıçemden eser yoktur. Butün guçluk ıcradadır. Goethe'nin sözleri Kıtabın başlangıcında da"Mozart, 18. yuzyıl biçemini temsil eder" demıştim. Bu sözun gelişi! 1750 sonrası klasik çağın en ünlu dehalanndan biri olan ustamız, hıçbır zaman kalıplaşmamış, kendi içinde surekli olarak ilerıye doğru gelışmıştir. natımız budur diye Tann'nın günü radyolarda, televizyonlarda zorla halka dinletmek, kusura bakılmasın, bence Turk kultürune yapüabilecek en büyuk bir kötüluktur. Çağmın koşulları nedeni ile Atatürk de alaturkaya alışkındı, içinde yetiştiği çevrenin gereği olarak o da o muzikten zevk auyordu. Bu açıdan Atatürk zevkleriyle geçmışe bağlı idi. Ne var ki Atatürk bir dâhi idi hem de büyük bir dâhi idi. Aklıru dinledi ve onun buyruğuna kendi zevkini feda etmekten çekinmedı. Kuşaklar gelip geçti, Mozart renk, dü, din ayrımı gözetmeden insanîara mutluluk dağıtmayı sürdürüy Çoksesli 'ulusal' Türk müziği olarnaz mı? Şimdi o artık aramızda değil. Kendi başımıza kala kaldık. Devlet katında yol gostericimiz yok. Çağdaş uygarbğa özlem duyanlanmız, bilimde, teknikte, kulturde, sanatta, özelhkle muzikte büyuk guçluklerle savaşmak zorundalar. Ulusal sözcuğunu TV'den afaroz eden yonetıciler (Milli musikimiz) diye tek sesliliğe sanlmışlar sankı çokseslilikte milli olunamazmış gibi halkı geçmiş çağların çıkmaz sokağında uyutmaya çalışırken, bır olçude başanlı da olabiliyorlar. Çoksesliliğin ulusallığa engel olamayacağını duşünemıyor, düşunseler de halkı yanlış yola suruklemekten çekinmiyorlar. Insanlığın yuzyıllar boyunca, onca emek karşılığı geliştirdiği çok sesli evrensel muzik ulusallığa neden engel olacakmış? Her biri evrenseı müzik kuralları ıçınae gelışıp serpildıği halde bugun yeryuzunde bir Italyan, bir Alman, bir Fransız, bir Ispanyol, bir Rus muziğinden söz edilmiyor mu? Aynı kurallar içinde yaratılan bir Turk müziği neden ulusal sayılmasın? Bereket versin ki, kısa ömru boyunca Ataturk'un başlattığı kultur devrimi ilk meyvelerıni icrada olsun, bestede olsun verdi ve venyor. Baslangıçta bir elın parmaklanyla sayabüdığimiz virtuozlanmız tum engellere karşın yıldan yıla artmakta, bunlar yabancı ulkelerde de alkışlanmaktadırlar. Bestecılerimızin yapıtları dalga dalga dünyaya yayılmaktadır. Bugun bir Adnan Saygun, bir Cemâl Reşit, bir Hasan Ferıt Alnar, bir Ulvi Cemal Erkin, bir Necıl Kâzım Akses, bır Muammer Sun ve şu anda anımsayamadığım daha niceleri, yabancı müzikseverlerin demeyeyim, ama yabancı muzik otoritelerinin beğeni ile sözunu ettıkleri "milli" sanatçılarımızdır. Bunlar ve bunların yolunda yetişmeye çalışan gençler şimdilik vöneticilerimizin koruyucu desteğinden yoksundur. Radyo ve TV bunları halkımıza iletmekten adeta korkar. Handıyse utanç duyar. Bırakalım bunları bir yana, radyo ve TV'miz tum evrensel muzıği kapı dışan etmeye, tek sesliligi egemen kılraaya çahşmaktadır. Arada bir yasak savmacasına evrensel muzikten birkaç >apıt programa alınırsa ona da şukredelim diyeceğiz nerdeyse! Belki burada kıyaslamanın yeri değil ama dunyanın birçok yerınde kötunun iyıyı arka plana ıttiğı, bir sure de basarılı olduğu az görülmemıştir. Işte Mozart! Kuçukluğunde harika çocuk dediler, alkışladılar, pohpohladılar, sonra tam bır sanatçı olarak meyve vermeye başlayuıca unuttuiar, ona sırt çevudiler. Ama olumunden sonra ona yenıden sarıldılar, gerçek değerini anladılar. Genellersek doğrunun yanlışı yen Goethe: O Tanrı'nın bir mucizesidir mesi de çok kez bo>le olur, uzun savaşımları gerektirebilir. Hele bizim gibı buyuk bir kultur değişimı geçirmekte oian uluslar ıçın bu yazgı daha bır onem taşımaktadır. Bızdekı savaşım daha da uzun sureceğe benzer. Ataturk'ten sonra bizim kuşak bu uğurda çok çaba harcadı. Bızden sonrakilerı ise daha da buyuk gayretler bekhyor dersem sanınm abartıya kaçmıyorumdur. Bununla bırlıkte yukarıda da değındığım gibi gerçek sanatı ilk sezen, onu halka beğendırmeye çalışarak bu uğurda savaşımı göze alanlar dunjanın her yerinde azınlıktadırlar. Onlann çabasıyla çevre genişler, dunku azınlık gittıkçe kalabalıklaşır, buyur, ama o her zaman gene bir azınlıktır. Kimbilir politıkada gorulduğu uzere sanatta da bir turlu (milli birlik ve beraberlik) kurulamaması demokrasinin, daha doğrusu msan yaradılışımn bır gereğıdir. Ben yaşamım boyunca Mozart'dan hoşlanmayan, Beethoven'i sevmeyen, Rıchard NVagner'den nefret eden nıce sanatçıya rastlamışımdır. Hem de öyle sıradan değil, dunyaca tamnmış sanatçıya. Mozart'ın yaşamı ve olumu uzerıne çok şeyler yazılmış, çok şeyler soylenmiştir. Oyle kı aradan kısa bir sure geçince koskoca bır Mozart edeb\yatı oluşmuştur. Onu Salieri'nin zehirlediğınden tutun da, doğuştan çelimsiz bırı olduğuna, vereme yakalanıp >an ömrunu hastalıklarla geçırdiğine değin neler neler uydurulmuştur. Onca yapıt besteledikten sonra, genç vaşta olen bu buyuk muzik ustası hakkında bundan böyle de daha pek çok şey kuşkusuz yazılacaktır. Oysa Mozart, çağdaşlarına göre sağlıklı bır adamdı. Çocukluğunda ve ilk gençlığınde uç kez ağır mikrobık hastalık geçirmış, o ddnemin koşulları gereği, her biri oldurücü olan bu hastalığı yenmışti. Salieri'nin zehırlemesi oykusu de tiyatro konusu, roman, senaryo konusu olarak pek ılginç gelse de yanlışlığı meydanda bır şey. Mozart'ı kurtarmaya çalışan doktorun olumden sonra koyduğu tanı, aşırı yorgunluk, soğuk algınlığı, fazla alkol nedeni ile meydana gelen ateşli böbrek ıltihabıdır. Gerçekten yatağa duştuğu zaman, elleri ve ayakları şişme>re başlamış, oyle ki, bır yandan oteki vana dönmekte guçluk çeker olmuştur. Requıem için de çok şeyler ortaya atıldı. Bu yarım kalmış yapıtın öğrencisi Süssmayer tarafından bitirildiği bilinir. Ama neresi, ne kadarı? Senaryo merak hsı kimi yorumcular, yukün asıl ağırlığını Süssmayer'in taşıdığıru söylemişler, hatta birkaçı yapıtın lumünu kendi yazdığım (el yazılan çok benzermiş) orta>a atmışlardır. Requiem'in yanya yakın bir bolümunü Mozart kendi tamamlamış, bir bolümunü de eskiz halinde öğrencisine bırakmış, arkası için de ona düşüncelerini aktarmıştır. Bugun bılinen gerçek şu: Kont Walsegg adında bir soylu kişı (ölen karısımn ruhunu şad etmek uzere) bır Mozart ustune en doğru tanıyı sanınm Goethe yapmıştır. Aklımda kaldığı kadarı ile Goethe, Mozart hakkında şoyle demiş: "O, Tanrı'nın yarattığı bir mucizedir. Bız ona hayran oluyoruz, ama onu açıklayamıyoruz (ızah edemiyoruz). Kuşaklar gelıp geçmiş, ama Salzburg doğumlu Wolfgang Amedeus Mozart insanlara (renk, dil, din ayrımı gozetmeksızin) mutluluk dağıtmayı surdurmuştur. Biz de gelip geçıyoruz. Bizden sonrakiler de geüp geçecekler. Ve Mozart bizlere sevgi, umut ve mutRıluk dağıtmayı yıne sürdurecek. Hoşçakal buyuk Mozart. Se\fgilı dostum! BITTI 'DOSTUM MOZART' YAKINDA ÇIKIYOR Gazetemizde 6 gün boyunca yayımkman "Dostum Mozart" dizisi, Nadir Nadi'nin Çağdaş Yayınlan arasında yayımkmacak olan "Dostum Mozart" adti küabmn baa bötümlerinin lasa bir özetidir. "Dostum Mozart" kitatn yakında çıkacaktır. ÇAĞDAŞ YAYINLARI OTOMARSAN ELEMANLAR ARIYOR Turkıye'nın en buyuk otomotiv yatırımını gerçekleştırmekte olan şırketımızın İstanbul'daki tesıslerinde gorevlendırılmek uzere yeteneklı ve dinamık elemanlar aranıyor I.İmalat Planlama Mudurluğumuzun FABRIKA, TESİS PLANLAMA ve PROJE HAZIRLAMA, YATIRIM PLANLAMA, KALIP TERTİBAT ve MAKINE KONSTRUKSIYONU ile URETİM PLANLAMA (bılhassa saç şekıllendırme) bolumlerı ıçın tercıhan konularında deneyımlı ve Almanca bılen Türk Ansiklopedisi 'Yazanyla, muhtevasıyla, bizim ansiklopedimiz' Yeni Tamamı hazır, hemen alabîlirsiniz. (pesin yada taksitte) "renı Turk Ansiklopedisi lercumoe Bunuı maddeİCTi Turkı\e de \ Î VA ılım adamları tarafındin haarlanmıştır Yenı ve çağdasnr Her madde gunumüzün en yenı bılgıtervvle donaülras ılmm en son venlenne dayandınlmıştır Herkese hıtâb eder Ukokuldar unıversıteve bütün oğrencıler' Ogretmenleı1 Nelîler' ^vdınlar1 Yenı Türk taklopedısı nde aradığınızı bulabılırsınız. Tamamlanmıstır ^i'k MİIarca fasıkul tâhb etmek zonında degıb.ı:ıız' Ister pesın Bler taksitte tamamuıı bır defada alab.Iırsınız Ucuzdur ve her turlu odeme kolaviıklamia te mın etmek mümkundur Her konuda guvenerek oasvu'abıiccegınız ^erı Turk Ansiklopedisi. ünıversıtelenmıze. egmm ve ılım havâlımıza mensup setkın tecrutv1! degerli bır grup avdının dort ullık emegının urunu olank hazıriandı Her turiü bılgının TDrk kamu ovuna duşunce ıstıklâiı ılml zıhnıyet ue fornasMin sâhıbı mıilî dıkkat ve hassâsnetlenne gıhçnılır a)<dınlanmızın kalemınden berâK bır Turkçe ile SLnulması başlıca prensıbımız oldu. Ifâde ve mutıtevâ olarak ılmî ve mıltî bır âhenk ve bmunluk saglaj'abıldığımızı sanıvoruz Bovie bır kavnagı kulturumuze kazandırabılmış »üiıaktan dolajı krvanciiMZ. MAKİNE MÜHENDİSLERİ ve TEKNİKERLER 2.Yardımcı İşletmeler Mudurluğumuzun KALIP ve TERTİBAT İMALİ ile BAKIM ve ONARIM bolumlerı için otomotiv sanayıinde çalışmış konulannda tecrubelı ve Almanca bılen MAKİNE YÜKSEK MÜHENDİSLERİ KONSTRÜKTÖR MÜHENDİSLER 3. Gelıştırme Mudurluğumuz için tercıhan Almanca bılen 4 Malzeme ve Yedek Parça Mudurluklerımız için Almanca ve/veya Ingılızce bılen İTHALAT UZMANLARI ve YEDEK PARÇA İHRACAT MÜMESSİLLERİ ötüken Nesrtyat A.S. 5 Dığer bolumlerımız ıçın Almanca veya Ingılızce bılen SEKRETERLER Adayların hangı goreve talıp olduklannı.açık bır şekılde betırttıklen gızlı tutulacak muracaatlarına Turkçe ve Yabancı dılde elyazılı ozgeçmışlerı ile fotoğraflannı ekleyerek Personel Muc e d e s B e n z d u r l u ğ u m u z e gondermelerı rıca olunur Ansıklopedık bOTda 12 hüvuk all 12000 Fızık • Kımj'a Astronomı Matemauk Geometn maddf 5000 savfı 6000 den fazla resını şekı! \« tıaım AvTca renklı savfalar 90 gram I hamur Botanık Zboloi! " Tıb Iktısal Turt \t Durnâ kigıda nefis bır olses baskı Tanhı ^ Türk \e Dılma Edebı\atı Turk \e Dumâ Cografvast " Feisefe . Manuk Dır Dmler Gcnd Dığıtım Tânhı s Ahlâk » San aı •^^hJ Vfozık Turk TUR YAYIN LTD. ŞTI. Musîkısı * Hukuk * Egınm Bnografı Spof 6 Inönu Cad. 37/6 Taksım/Istanbul * Folklör * ÂJe gibı ıhtnaı, duvulan her koıuda bınleroe ımdde Eı; gmış şekıldr Tel: 149 99 13 OTOMARSAN A.J. DAIMLERBENZ AG Turkıye Genel Mumessılı PK. 2 TOPKAPIİSTANBUL II Jğ BAŞSAĞLIGI Değerli eğitimci Boğaz'da oğrencılere pansıyon. Kalorıfer, sıcak su, telefon, kafeterya Tel: 163 43 43 AMGULER FOTOĞRAF SERGİSİ AKBANK Bahariye Sanat Galerisi Açüıs: 13.12.1985 Cuma Saat: 18 00 Sergısüıesı.13 31Aralık DUYURU Merkezi İstanbul Galatasaray Istiklal Caddesi No. 311 Mısır Apt. K. 4 olan BankaSigorta Işçileri Sendikası BASİSEN, 30 Kasım 1985 cumartesi günu saat 10.00'da istanbul Sheraton Oteli'nde yaptığı 1. Olağanüstü Genel Kurulu'nda Sendika Ana Tuzüğü'nün 13, 14, 15, 17, 20, 21, 22, 24, 26, 27, 29, 34, 37, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 60, 61, 64, 65, 68, 69, 70, 71, 77, 80, 82. maddelerini değiştirmış geçici 6 madde eklenmiştir. 2821 sayılı yasanın 9. ve 8. maddeleri gereğınce duyurulur. T.C Emeklı Sandığı cuzdanı ile Kadıköy Askerlik Şubesi'nden aldığım sağlık cuzdanımı kaybettım. Hukumsuzdur ŞÜKRC TAŞKIRAS ŞAHBAZ YILDIRIMER vefat etmiştır. Dostların başı sağolsun. Nufus Cuzdanımı ve Askerlik cuzdanımı kaybettım. Yenisi çıkarttığımdan, eskisinin hukmu yoktur. ÎBRAHtM CAN TEKÎN SATILIK Eyup'te mustakıl e\ Tel.: 526 56 87 HOl201267 no'lu hu\ıyet cuzdanımı kaybettım Geçersizdir UĞVR ALTUĞ CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ 9 6 1975 tarihinde Istanbul'dan almış olduğum 289948 sayıh ehlıyetım' 6 12.1985 tarihinde kaybcttirn. Geçersizdir. ATİLLA AKSOY BANKASİGORTA İŞÇİLERİ SENDİKASI BASİSEN Yönetim Kurulu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle