17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ARALIK 1985* • • • GOZLEM (Baştarafi 1. Sayfada) Nedir konu? Beş Avrupa ülkşsi, Türkiye'de insan haklarınm çiğnendiği savı ile Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na başvurmuş; konunun tam ele alınacağı sırada, bu beş ülke ile Türkiye bir dostluk anlaşrrfası imzalamış; anlaşmanın imzalanmasından sonra da bu beş ülke, aniaşmayı güvence sayarak, başvurularını geri çekmişler. Tabii, bu, bir bakıma "diplomatik bir zafer" sayılır. Niçin? Çünkü, bu yolla Türkiye'nın İnsan Hakları Komısyonu'nda tartışma konusu olması önlenmiştır. Türkiye, tarihinin hiçbir devrinde dış ilişkilerinde bu kadar yalnız kalmış değildi. Bu baktmdan tam bugünlerde Türkiye'nin yeniden insan hakları tartışmasına konu edilmesi devletimiz için büyük yaralar açardı. Dışişleri sanıyoruz, olaya böyie bakmaktadır. İyi ama konu bu kadar basit mi? Değil, hem de hiç değil... Anlaşma ile askeri ve sivil tutukevlerinde, Devlet Denetleme Kurulu insan haklanna uygun davranılıp davranılmadığını inceleyecek, hükümet, uygulamalar konusunda Avrupa İnsan Hakları Komisyonu'na sürekli olarak bilgi verecektir. Bu aniaşmayı hiç de onur verici bulamıyoruz. Keşke Türkiye bu noktalara sürüklenmeseydi.. Keşke Türkiye'de hiçbir Avrupa ülkesınde tanık olunmayan işkenceler ve antıdemokratik baskılar yaşanmasaydı.. Keşke insanlar işkence evterinde ölmeselerdi.. Keşke ınsanlar iki satırlık polis raporlarıyla çalıştıklan kamu kurumlarından kulaklarından tutuiup sokak ortalarına atılmasalardı.. Keşke çağdışı yasaklarla temel hak ve özgürlükler ortadan kaldırılmasaydı.. Keşke siyaset ceza yaptırımı konusu olmasaydı.. Keşke parti kurmak, dernek üyesi olmak, sekiz yıldan 15 yıla kadar uzanan ceza yaptınmına bağlanmasaydı.. öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, bütün ülkeler, birbirleriyte iç içe ve yan yana yaşıyoriar. Devletler, bir apartman ıçinde kat malikleri gibi ortak sorumluluklar taşıyoriar. Bir ülkedeki sorun kolaylıkla bir başka ülkeden de izleniyor. "Dünya uluslar ailesi" birbirleriyle, apartman komşuları gibi ilgıleniyorlar. Bu ortak yaşamdan, ortak değer yargıları çıkıyor. Onun için kimse "Sen bana kanşamazstn" diyemiyor. Ortak yaşam ortak biiinç, ortak duygu ve ortak sorumluluk getiriyor. Uygar bir dünyada ortak yaşama bilinci ülkemizde de artık iyice yerleşmelidir. Bu ortak yaşamın uygar dünyaca paylaşılan değer yargıları ülkemizde de saygı görmektedir. İste görüyofsunuz, işkencenin zaran yalnızca sanık ile sınıtiı kalmryor. Gün geliyor, iste böyie, bu işkenceler ülke saygınlığına da zarar veriyor. Ağır yasaklar ve yaptınmlar, devleti, uygar dünya önünde küçük düşürüyor. Sonra da sıra, iste boyle onur kırıcı anlaşmalara geliyor... Ne anti demokratik baskılar yap, ne de boyle anlaşmalar imzala. Ya da kendinden eminsen, boyle anlaşmalar imzalayıp, yabancı ulkelere, "siyasal komiserleri" aracılığıyla kendi eylem ve işlemlerini denetletme... "Anlaşma" dediğıniz yalnız bunlar değil ki.. Açın bakın 28 Mayıs 1982 günlü Resmı Gazete'de metni yaytmlanan anlaşmaya.. Uluslararası Imar ve Kalkınma Bankası'ndan alınan 300 milyon dolar karşılığı Merkez Bankası'nın altın ve döviz varlıkları başta olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı bütün kamu kurumlarının mal varlıkları ipotek altına alınıyor. KİT'ler, şunlar, bunlar... insan Hakları Anlaşması siyasal nitelikte anlaşma: Bu da ticari nitelikte bir başka anlaşma... Bir bu anlaşmalan düşünün, bir de Atatürk'ün "tam bağımsızlık" inancını ve ilkesinı... Nereden, nereye, değil mi? Şimdi, okullarda Osmanlı İmparatorluğu'nu mali ve siyasal ipotek altına alan dış borçlar ve Düyunu Umumiye yönetimi anlatılırken, öğrencinin biri kalkıp, "Ne farkı var Düyunu Umumiye'yh bugünkü şu anlaşmalann?" diye sorsa, ne denecektır? Boyle soru soran olursa hemen polise haber verin, savcılara dava açtınn, tutukJatın, fışleyin, hiçbir kamu kurumuna almayın. Sonra "Borç yiğidin kamçısıdır, kalkınıyoruz, ihracatımız arttı, falan, filan" deyin. Başka ne söyleyebilirsiniz bu "icraatın içinden"? Türkiye'yı düşünce ve örgütlenme yasakları, polis raporları ve işkencelerle yönetmeye kalkanlar, ya da şu ya da bu düşünceyle, korkuyla, endışeyie böyle bir yasak ve baskı düzenine karşı çıkmayanlar, halka da, ülkeye de devlete de zarar veriyorlar. Hâlâ anlaşılmıyor mu bu? MUMCU Ecevit: MSP'lüerin yasakları kalknıalı ANKARA, (Cumhuriyet Biırosu) Kapatılan CHP'nin eski Genel Başkanı Bülent Ecevit kendisini ziyaret eden kapatılan MSP'nin Genel Başkanı ve eski Başbakan Yardımcılarından Necmettin Erbakan ile 64 ay sonra dün bir araya gelerek 94 dakika görüştü. Görüşmeden sonra Ecevit, MSP yöneticileri üzerinden siyasi hak kısıtlamasının kalkraası gerektiğini söyledi. Dün saat 11.00'de özel şoförunün sürdüğü son model sarı renkli Mercedes'i ile beraberinde kapatılan MSP'nin yöneticileri Şener Battal ve Fehmi Cumalıoglu ile birlikte Ecevit'in Oran'da bulunan evine gelen Erbakan'ı, Bülent Ecevit 3 'uncükattaki evinin merdivenlerinde karşıladı. Erbakan'a "Buyurun önden geçin" diyen Ecevit"e, Şener Battal, "Yok siz geçin önden, biz de arkanızdan gidelim" biçiminde yanıt verdi. Konuklannı salona alan ve üçlü kanepeye Erbakan ile Cumalıoğlu ile birlikte oturan Ecevit'e, Şener Battal, "Hanımefendi çiçeklere çok ihtimam ederdi, ama bunlardan bazılan sararmaya başlamış" deyince, Ecevit "Çiçeklerte şimdi eskisi kadar ilgilenemiyor ama gene de Ugileniyor. Malum, eskisi gibi evle meşgul olamıyor. Burası sera gibi, çiçek yetiştirmeye çok müsait" karşüığını verdi. Girişte el sıkıştıklan halde el sıkışmayı görüntüleyeme>Fen gazetecilerin isteği üzerine bir kez daha Erbakan ile el sıkışan Bülent Ecevit, "Bizim banımın böyle tekrar tekrar el sıkışmaktan haberi yoktu, onun için epey sıkıntı çekti'" dedi. Erbakan, Curaahoğlu ve Battal'ın lacivert elbiseleri ile "tek tip" benzeri kıyafetle geldikleri görüşmede daha sonra basın mensupları dışanya çıkarıldı. Göruşme sırasında evde bulunmayan Rahşan Ecevit'in yerine halen DSP'de görevli bir hizmetli evde kalarak cay servisi yaptı. ERBAKAN: SİYASİ HAKKIM VERİLSİN Görüşmeden sonra Erbakan ve arkadaşlan salonda görüşme ile ilgili açıklama yaparken, Ecevit başka bir odaya geçti. Erbakan 5 yıllık bir aradan sonra ilk kez Ecevit'le bir araya geldiklerini, bir nezaket ziyaret yaptığını, kendileriyle son derece dostane ve samimi bir görüşmede bulunduklannı söyledi. Erbakan şöyle devam etti: "Sa> ın Ecevit 16 yıüık arkadaşımdır. 11 yıl birlikte partamentoda çalıştık, aynı zamanda hükümet arkadaşıyız. Bu çok nzerinde göriişlerimiz genellikie birbirine yakın olmuştur. Sayın Erbakan'la arkadaşianmız bu ziyaretleri >esilesiyle birlikte Türkiye'nin bugünku durumunu, olusumuzun karşı karşıya bulundugu sonınlan degerlendirdik. Türkiye'nin sorunlanna, demokrasi kurallan içinde ve ulusal balunsıztagınuzı güçlendirecek biçimde çözimler aranırken nasü davranılabilecegj, özellikle demokrasinin temel kurallan üzerinde toplumda bir genel anlayış biriiğinin oluşmasına nasıl katkıda bulunabilecegi konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Bundan çok yararlandım. Bu vesileyle, kapatılan MSP yönetkilerinin siyasal haklan konusundaki kişisel düşüncelerimi de snndum. Haklanndaki kovuşturmanın aklanma ile sonuçianması nedeniyie MSP eski yöneticilerinin siyasal yasak ve sınırlamalannın kalknuş olması gerekir. Bu konuda kendilerinin görüşlerine kablıyonım. Anayasanın geçici 4. maddesi siyasal yasaklar konusunda 2 ayn ölçü kullanıyor. Şöyle ki: 12 Eylül öncesinde iktidar ve ana muhalefet durumunda olan partilerin merkez yooetkUerine getirilen 10 yülık siyasal hak sınıriaması kesindir. Buna karşdık öteki partilerin merkez yönetkilerinin siyasal haklanna aynı sınırlamalar ancak kendileri hakkında bir kovuşturma varsa uygulanabilir. Benim hukuk anlayışıma göre, kovuşturma aklanma ile sonuçlanınca, siyasal hak sınırlaması da kendiliğinden sona erer. Anayasa, (kovuşturma aklanma ile sımrlanmasa bile) bu sınırlamalann sürecegini belirtmiş olsaydı, o zaman durum başka olurdu. Ama Anayasa'da böyle kayıt olmadıgı için hukukun evrensel temel kuralı işler. Yani hak sınırlamalan ortadan kalkar. Eger kalmazsa, o zaman gorüşüme gore Türkiye'de demokrasiden söz etmeyi bırakın. hukuk devletinden bile söz edilemez. Eğer Anayasa'yı hazırlayanlann amaci, bir vandan iktidar ve ana muhalefet partileri dışındaki bazı partilerin de merkez yoneticilerini 10 yülık kesin hak sınırlaması içine alıp, bazı küçük partilerin yönetidlerini kayırmak olsaydı, o takdirde Anayasa'nın geçici maddesinde 'TBMM'de gnıbu bulunan partiler' tanımını getirirdi. Öyle bir ifade kullanmamışlardır." Bir gazetecinin, "Sayın Demirel'le de gorusecek misiıüz?" sorusuna ise, "Bilmi>onım. Sayın Erbakan randevu istemişti, onun için göruştüm" karşıhğını verdi. HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Sonunda bir araya geldiler. (Fotoğraf: RIZA EZER) ESKİ ARKADAŞLAR Ecevit, Erbakan'ı uğurlarken... insan haklanna Batıdan daha layıktır" biçiminde yamtladı. Erbakan, siyasi haklan konusundaki soruya ise şu karşılığı verdi: "Anayasanın gecici 4. maddesi hukuken bizle ilgili değil. Çünkü rnahkemeye verilmiş olanlar diye bir madde var. Beraat edince kısıtlama kalkar. 'Beraat etseler bile diye bir hüküm koysalardı olurdu. Ama yok." Erbakan ve arkadaşlannı apartmanın önünde arabalan gidinceye kadar uğurlayan Bülent Ecevit daha sonra evinde görüşme ile ilgili uzun bir açıklama Solda zorunlu bir nezaket ziyureti DSP genel merkezinde Rahşan Ecevit'i kutlayan Gürkan ve înönü, ziyareti "yararlı bir görüşme" olarak nitelediler. Rahşan Ecevit de sosyal demokrasinin sorunlarını konuştuklanm söyledi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) iki sol parti SHP ve DSP'nin liderleri dun saat 13r 30'da "nezaket ziyareti" çerçevesinde göruştüler. SHP Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan ve Başkanlar Kurulu üyesi Erdal tnönii, partinin kuruluşunu ve Rahşan Ecevit'in genel başkanlığını kutlamak amacıyla DSP'ye yaptıklan ziyareti "yararlı bir göruşme" olarak nitelediler. DSP Genel Başkanı Ecevit de bu ziyaretten dolayı lnönü ve Gürkan'a teşekkür ettiğini bildirdi. DSP Genel Merkezine saat 13.28'de gelen Inönu ve Gürkan'ı, Rahşan Ecevit odasının kapısında karşıladı. Odanın çok küçük olmasından dolayı, fotoğraf çekmekte güçlük çeken muhabirlere Erdal lnönü, "Bizim değil, birbirinizin fotografını çekseniz daha enteresan fotoğraflar kazanacaksınız" diyerek güldü. Foto muhabirlerinin çalıştıklan sırada SHP'li başkanlann gülümsemelerine karşm, Rahşan Ecevit'in hiç gülmemesi ve arada neredeyse iki kisilik boşluk bırakacak biçimde durup, lnönü ve Gurkan'dan aksi yöne bakması dıkkati çekti. Foto muhabüierı bütün çabalanna karşın bu boşluğu kapatamadılar. 25 dakika süren görüşmeden sonra, DSP Genel Başkanı, konuklannı yine odasının kapısında uğurladı. SHP'li başkanlar gazetecilere açıklamalannı bekleme odasmda yaparken, Rahşan Ecevit odasına kapandı. Görüşme hakkında bilgi veren Erdal lnönü, Ecevit'i kutladıklarını ve bir nezaket ziyareti çerçevesinde konuştuklanm anlattı. Inönu, "DeneyimlerimizL, birikimlerimizi karşüaştırdık, sosyal demokrasinin başansına karşılıklı katkılanmızdan söz ettik" dedi. Sol bir partinin lideriyle görüşmenin nasıl bir şev olduğunu soran bir gazeteciye lnönü gulerek, "İçinde olmadıgım bir sol partinin lideriyle ilk kez görüsüyorum, biliyorsunuz daha önceleri de Sayın Gürkania görüşmeler yapmışük" diyerek yamtladı. SHP başkanlarının DSP'den aynlmalanndan sonra açıklama yapan Rahşan Ecevit de Türkiye'de demokrasinin ve sosyal demokrasinin sorunlarını konuştuklanm bildirdi. Ecevit, "Demokrasinin ve sosyal demokrasinin gerçekleşebilmesi için DSP, zor da olsa bir denemeyi başlatmıştır, başanya ulaşırsa sosjal demokrat egilimli olduğu halde bu saflarda türlü nedenlerle yer alamamış vatandaşlanmızın harekete katılacaklarına inanıyonız" dedi. Ecevit, bu katılmanın da sosyal demokrat oylan bölmeyeceğini, aksine çoğaltacağını sözlerine ekledi. önemli dönemde tarihi bir olay olan Kıbns Banş Harekâtı birlikte başanlmıştır. Bunlar her zaman muhafaza ettiğimiz tarihi olaylardır. 5 yıldır göruşememiştik. Bu görüşmede Türkiye'nin ana meseleleri nelerdir. bunlar nasü çözulür, bunlan dostane bir havada gorüştük. Son derece memnun oldum. Ülkemizin hur. güçlu ve müreffeh bir ulke olmasını tüm milletimiz gibi temenni ediyoruz." Erbakan'ın konuşması, bir foto muhabirinin çantasını çarptığı bir vazonun kınlmasıyla sona erdi. Erbakan'ın ziyaretinden sonra Ecevit bir açıklama yaparak, "MSP hakktndaki kovuşturmanın aklanma ile sonuçianması üzerine, siyasi yasaklann hukuk devleti gereği olarak kalkması gerektiğini" söyledi. Erbakan da "Eski arkadaşım Ecevit'le Türkiye'nin ana sorunlan üzerine dostane bir göruşme yaptık" dedi. Bir gazetecinin "Türkiye'nin ana meselesi sizce nedir?" sorusuna Erbakan, "Türkiye'nin hür ve insan haklannın Batıdan hiçbir noktadan noksansız olması. aynca güçlü ve savunma konusunda bağunsız kendi uretimini yapması ve ülkenin fakirleşmekten kurtulmasıdır. Ttirkiye^ nin ana meselelerini bu üç noktada görüyoruz " karşıhğını verdi. Bir başka gazeteci "Batıdan eksiksiz insan haklan istiyorsunuz. Komünist partisinin kunılmasından yanasınız öyleyse." sorusunu Erbakan, "Şu an detaya inecek değilim. Türkiye yaptı. Açıklama yaparken kendisini telefonla eşi arayınca, "Ben seni 10 dakika sonra ararım, şimdi konuşamam" dedi. Ecevit, Erbakan ve arkadaşlanyla tekrar görüşme olanağı bulmaktan mutluluk duyduğunu, kendisiyle oteden beri çok iyi ilişkileri olduğunu kaydederek şöyle konuştu: "Geride bıraktıgımız siyasal dönemde çok partili rejimin doğal unsuru olan, bazı görüş ve tutum ayrılıklarına karşın aramızda her zaman uygarca ve verimli diyalog olmuştur. Özellikle demokrasinin temel kurallan Türkiye'yi kuıama önergesine 'ret9 258 ölü \eşiller'in Italya'da yakalanan Paşa Güven'in Türkiye'ye iade edilmemesini isteyen önergesi de reddedildi BRÜKSEL (Cumhuriyet) Avrupa Parlamentosu, bir grup sol kanat mületvekili tarafından verilmiş bulunan "Tiirkive'de insan haklannın inlalinin kınanması" yolundaki karar tasansını 70'e karşı 81 oyla reddetti. Federal Almanyalı "YeşUler"e mensup Brigitte Heinrich ve bir grup arkadaşı tarafından parlamentoya sunulan karar tasansında, Türkiye'nin, insan haklarını ihlal ettiği ve siyasi tutuklulara işkence yapıldığı yolundaki iddialara yer verilerek, 21 ülkenin uyç olduğu Avnıpa Konseyi'ndeki uyeliğinin askıya ahnması isteniyordu. Parlamentonun onceki gunku oturumunda 81 uye tasannın aleyhinde oy kullamrken, 70 üye tasarıyı destekledi, 4 üye de çekimser kaldı. Avrupa Parlamentosu'nda ahnan kararla, Yeşiller'in, Italya1 da yakalanan yasadışı DevSol örgutü liderlerinden Paşa Guven'in Turkiye'ye iade edilmemesi konusundaki talebi de kabul edilmedi. Iadeyi durdurma konusundaki önergenin sahibi "Gökkuşağı" grubunun lideri Brigitte Heinrich, Paşa Guvenin Turkiye'ye verilmemesi gerektiğine gerekçe olarak, Türk makamlan tarafından "terorist" olarak nitelendirilen bu şahsın Ankara'ya iade edildiği takdirde ölum cezasına çarptırılabilece|ini öne sürmüş ve bu konuda İtalya Başbakanı Bettino Craxı'ye bir mektup göndermişti. NMO'dan ABD'ye tam (Baştarafi 1. Sayfada) nevre zirvesi hakkında getirdiği "aydınlalmalar" oluştururken, NATO toplanulannda Türkrye'yı temsü eden Dışişleri Bakanı VahB Halefoglu Belçikalı meslektaşı Leo Tindemans ile de bır ikilı görüşme yaptı. Turk Bakan, bu temasta, "Ankara'ya karşı her zaman çok olumlu yaklaşmış olan Belçika'nıo" TurkıyeBatı Avrupa ilişkilerinın i>*ileştirilmesj için daba çok "ağıriık koymasını" istedı. On altı muttefik ülke dışişleri bakanlarının yer aldığı ve yılda iki kez tekrarlanan "Kuzey Atlantik Konseyi"nin dunkü toplantısı "çok kısıtlı" adı verilen oturumla başladı. Yalnız dışişleri bakanları ve uye ülkelerin NATO nezdindekı daimi terasılcilerinın katıldığı bu oturumda, ReaganGorbaçov zirvesi ertesinde DoğuBatı Uişkilerinin genel bır değerlendirilmesi yapıldı. ABD Dışişleri Bakanı George Shulız, Cenevre doruğu hakkında müttefik bakanlara daha ayrınlıh bilgi verdi ve ittifak uyesi ulkelerin WashingtonMoskova ilişkilerinde Birleşik Amerika'nın "arkasında olmasını" talep etti. Bu istem, toplantıda hazır bulunan bakanlann çoğunluğu tarafından • olumlu karşüandı. Bakanlar, ozellikJ le, Beyaz Saray ın Kremlin'e yapmış olduğu yeni silahsızlanma önerilerini desteklediklenni ifade ettiler. Bu önerilerin başhcalan arasında, uzun menzüli nükleer füzelerin sınırlandırüması ve orta menzilli füzelerin sayısının dondurulması var. NATO bakanlannın dünkü oturumunda gundeme gelen diğer konulan ise, Afganistan'daki son gelişmeler, Ortadoğu ve Latm Amerika'daki duram, Varşova Paktı ülkelerindeki siyasi, ekonomik ve askeri durum, "Avrupa Güvenlik ve tşbirligi Konferansı'nda" (AG1K) Batüı ülkelerin izleyeceği siyaset ve yine aynı konferans çerçevesinde Bern'de yapılacak toplantı oluşturdu. HALEFOGLUTıNDEMANS NATO guz dönemi oturumlannda Türkiye'yi temsıl eden Dışişleri Bakanı Vahit Halefoglu dun de Belçika Dışişleri Bakanı Leo Tindemans ile ikili bir göruşme yaptı. Bu temasta, Türk Bakan Belçikalı meslektaşından Bruksel'in, TurkiyeAET ilişkilerinin "iyileşürilmesi" için daha çok ağıriık koymasını istedı. Halefoglu, Avrupa Konseyi İnsan Haklan Komisyonu'nunda Ankara'ya dava açmış olan beş ülkenin şikâyetlerinı gen almasının, Türkiye'nin Batı Avrupa ile olan ilişkilerinde onemli bır engeli kaldırdığım söyledi. NATO güz dönemi toplantılan bugiın yayımlanacak ortak bildiriyle sona erecek. (Baştarafi 1. Sayfada) alanı yetkilileri de, DC8 vipı uçağın dün oğle uzeri yakıt alarak havalandığını, ancak 4 kilometre yol aldıktan sonra düştuğunu belirttıler. Uçağın dılşuş nedenı henüz bilinmiyor. Görgu tanıklan, uçağın düşmesiyle birlikte buyuk bir patlama meydana geldiğıni ifade ediyorlar Gander Uluslararası Havaalanı yetkilileri. patlamadan sonra uçakta yangın çıktığını haber veriyorlar. Gander Havaalam'na gıden tura yollar trafiğe kapatıldı ve kurıarma ekıpleri kaza mahallinde çalışmalara başladılar. Ancak kazada kurtulan olmadığı sanılıyor. McDonald Douglas yapımı DC8 uçağımn düştuğu Newfoundland yakınlanndaki Gander Uluslararası Havaalanı, genellikie Avrupa'dan Kuzey Amerika'ya gıtmekte olan yolcu uçaklarının yakıt aldıklan bir havaalanı olarak kullanılıyor. 250 Amenkan askenni taşıyan Mıami Arrow şirketımn Amerikan Savunma Bakanlığı ile komratı bulunuyor. Arro* şırketi, askeri personelin yanı sıra, sivil yolcular için denizasırı caner seferleri düzenliyor. Penıagon'un bir sözcusu, Washington'da yaptığı açıklamada, Arrow şirketine ait DC8 carter uçağmda bulunan 250 yolcunun, Sina Yanmadası'ndaki çokuluslu guç içinde gorev yapan 101. Havalndırme Birhğı'ne bağlı Amerikan piyadaleri olduğunu söyledi. Pentagon sözcusu, uçaktaki Amerikan askerlerirun geçen temmuz ayından ben Sina Yarımadası'ndaki çokuluslu guç içinde görev vaptığını ve arahk ayı başın da ABD'nin Fort Lewis'teki 9. Pıyade Birliği'ne bağh 3. tabur piyadeleriyle yer değiştirdiğinı kaydetti. Görev sureleri dolduğu ıçın önceki. gun Mısır'dan aynlan 250 Amerikan askeri, ABD'nin Kentucky eyaletinin Fort Campbell kentındeki 502. Piyade Birliği'nin 3. tabunına bağlı bulunuyorlardı. Miami Arrow şirketıne bağlı bulunan DC8 tipi carter yolcu uçağı, 250 Amerikan askerini Kahire'den karargâhlarının bulunduğu Fort Campbell'e göturmekteydi. ABD dışında 9 ülkenin daha askerierinın bulunduğu Sina'dakı 3000 kişilik çokuluslu güç, 1982 yılının nisan ayında lsrail'in 1967 yılından beri ışgal altında tuttuğu topraklardan çekilmeye başlaması üzerine kurulmuştu. İş alanları ve gücü, Türkiyemizde, her ülkede olduğu gibi, kendi kendine oluşamaz. Ekonominin gelişimi için, yatırım yapmak; yeni pazarlar araştırmak; kaliteli ürünler üretmek gerektlr. Bunun içinde, para gerektir. Bankalar, halkımızm kendilerine emanet ettikleri paraları, ülke ekonomisinin istifadesine sunarlar. Böylelikle, iş alanlarının açılmasma ve iş gücünün artmasına yardımcı olurlar. Para, üretmeye; ham madde temin etmeye; makineler satın almaya yarar. Ve bu nedenledir ki, Türkiyemizin, ülke ekonomisinin gelişimine ve geleceğine, bankaların katkıları çok önemlidir. Türkiye Halk Bankası, ülke ekonomisine yaygın katkıda bulunan büyük devlet bankası. TlIRKnT HALK BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle