16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER mişten veya salt gelecekten değil. Tarihten pragmatik bir ders çıkanlmakta ve gelecek Batı uygarlığı ile birlikte algılanmaktadır. Bu diyalektiği yadsıyanlarla, anlamak istemeyenler, Türkiye^de şoyenizm yanlılan ile laisiyne karşı çıkanlardır. Devrimlerin tümünün başanlabilmiş olmalarının nedeni YALNIZ Batıya erişmek değildir. Çöken Osmanlı Devleti ile birlikte derin ve derin olduğu kadar korkunç sosyopsikolojik bir boşluk oluşmuştu. Devrimler bu boşluğu doldurmak amacı ile gerçekleştirildiler. Başka bir deyişle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, devrimsiz kurulamazdı. DEMOKRATtK SÜREÇTEN KOPMADAN... Demek ki, gençliğin aşın uçlara karşı duyarlı olması, gericilikten uzaklaşması gereklidir. "Sorun toplumumuzun demokratik süreçten kopmadan çağdaş uygariık düzeyine çıkarılmasında odaklanmakta"ise, Kemalist düşünceyi kopukluğu önleyen bir sistem olarak neden görmeyelim? Bu sistemin özünde değilse şeklen zaman süreci içinde değiştiği ortadadır. Ancak değisen koşullar ne olursa olsun toplumla aydın arasında ereği Batı uygarlığı olan bir diyalog kurmak genç aydının benimseyebileceği tek çözüm yoludur. Bu çözüme Kemalist sistemde varılır. Uygarlık belki uzak bir gelecekte herkes için BİR olacaktır, ama bugünün koşullannda Batılı düşünce, benimsenmesi gereken duşuncedir. Tekniği ve sanatı ile, müziği ve felsefesi ile, benliğini arayan Türk milletinin kendini ifade edebileceği, kabul ettirebifeceği ortamı yaratan düşuncedir, Batılı düşunce. Kuşkusuz Batılı düşünce Batı demek değildir. Batılı düşünce bir anlamda çağdaş uygarlık düzeyidir, fakat herhalde "Batı, yani Avrupa/Amerika" demek değildir. Batılı düşünce bir dünya görüşü, bir hümanizma ve belki bir siyasi felsefedir. Ama bu düşünceyi yüzeysel bir yaşam şekline, materyalist bir yapıya indirgemek, onu taklit demektir. Yıllar boyu Türkiye'de sürüp giden "Avrupa özentisinin" nedeni Atatürkçülüğün aydınlar tarafından halka az ya da hiç anlatılmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Öyle ki Atatürkçülük kimi çevrelerde boş bir gösterişe kadar gidebilmiştir. Aslında Atatürkçü düşüncenin en özgün niteliklerinden biri, bir yandan ileriye, Batıya gitmek, öbür yandan Türk ulusunu geçmişte yücelten olayları iyi bilmek, onlan özümsemektir. Genç aydının bu çifte gerçeği anlaması ve halkına anlatması, Atatürkçü düşüncenin evrensel boyutlarını saptaması çok önemlidir. Çünkü Türk insanının tükendiği bir tarih dilimi yaşanmış, bu tükenme bir başkaldınş, "olmak veya olmamak" arasında bir seçime dönüşmüştür. Hiç yoktan var olma olgusu ile karşı karşıya bulunduğumuza göre, her zaman ve her yerde geçerli insancıl bir tutum söz konusu demektir. Evrensellik buradadır. Çok geniş bir anlamda Orta Asya Türklerinin yaşam koşullarını bilmek belki de Batının ileri teknik öğretisi kadar önemlidir. örneğin sözünü ettiğimiz koşullar kadın hakları devriminin kolaylıkla benimsenme olgusunu geniş ölçüde aydmlatmaktadır kanımızca. Adnan Saygnn'un dediği gibi 'milli nıhla evrensel ruhu birlikte düşünmek' gerekmektedir.Ulusal ruh, genel ve soyut bir deyim değildir Atatürk için. Tersine somut ve çok uygar bir kavramdır. İleriye gitmeyi amaçlayanlann, doğru ve dürüst bir tarih bilinci içinde Batı teknik ve duşüncesini faydaü bir biçimde değerlendirmek isteyenlerin oluşturduğu kişiliklerdir ulusal ruh. Tutucu olmadan, bilimsel ve laik olarak. Bu tanımı benimseyip halka anlatmak aydın / halk ikilisini birleştiren süreçtir. Osmanlı aydının iflası bu süreci gerçekleştirememiş olmasındandır. Oysa Cumhuriyet Türkiyesi'nde bu fırsat tam olarak doğmuştur. SONUÇ Aydınlann, özellikle genç aydınların bu fırsatı değerlendirebilmeleri, mümkündür, gereklidir. Halkla diyalog kuranların demagojinin sakıncalanndan, laisizmin anlamından söz etmeleri bugün artık ivedi bir görev olmuştur. Şunu anımsamakta yarar vardır kanımızca: Büyük devlet adamlarının yazgısı çoğu kez uluslarının yazgısı ile kaynaşır. Tarihe o şekilde mal olur. Ülkemizdeki halk /aydın diyaloğu büyük ölçüde Atatürkçü düşüncenin açıklanması ve derinleştirilmesi demektir. Bu diyalog yaratılıp sürdürülmedikçe dikilen tüm Mustafa Kemal heykelleri tinsiz (ruhsuz) birer maden parçasından farksız olacaktır. Genç Aydın ve Atatürkçülük Atatürkçü düşüncenin en özgün niteliklerinden biri, bir yandan ileriye, Batıya giîmek, öbür yandan Türk ulusunu geçmişte yücelten olayları iyi bilmek, onları özümsemektir. Genç aydının bu çifte gerçeği anlaması ve halkına anlatması, Atatürkçü düşüncenin evrensel boyutlarını saptaması çok önemlidir. PENCERE 3 EKİM 1985 Altematifi Öğreniyoruz!.. İsmet İnönü: Ben, demişti, enflasyon sözcüğünü Başbakan olduktan sonra duydum, öğrendim. Kimse İnönü'yü ayıplayamaz ya da küçümseyemez; ismet, Osmanlı ordusunun en bilgili ve aydın subaylarındandı; Fransızcayı da bilirdi; ama, ülke yaşamında "enffasyon"sorunlaşmamıştı; ekonomi biiiminden haberimiz yoktu. Nasıl olsun ki!.. Ekonomi bilimi Batı'da ancak toparlanıyordu. Yıllar gececek Osmanlı devleti yıkılacak, Cumhuriyet kurulacak, ismet Paşa Başbakan olacak, enflasyonla karşı karşrya kalacak ve hesaplaşacaktı. Siyasal sözlükteki nice kavramla zaman içinde tanışmamız doğaldır. "Sosyal devlef'î 27 Mayıs devriminden önce kaç kişi biliyordu? İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okurken, bizim kuşak, hocalardan bile böyle bir deyim işitmedi. Ancak Tü rkiye'de baskı rejimi kurmak isteyen bir iktidara karşı halk direnmesine ordu da katılacak, her şey altüst olacak, yeni bir anayasa yapmak için Federal Alman Anayasası örnek alınınca, "sosyal devlet" kavramıyla toplum tanışacaktı. "Koalisyon "un siyasal hayatımıza girmesi de 27 Mayıs devriminden sonradır. O döneme değin Türkiye'de koalisyon hükümetine gerek duyulmamıştı ki koalisyon konuşulsun. Yeni seçim sistemi partamentonun yapısını 1964'de parşelledi; devrimden yana ve devrime karşı güçlerin arabulucu ismet Paşa başkanlığında uzlaşması kaçınılmazlık kazanınca koalisyon hükümeti gündeme girdi. • 12 Eylül askeri yönetimiyle birlikte "altematif" kavramı siyasal tartışmaların kullanılır sözcüğüne dönüştü. Daha önce "altematif" fizik derslerinde bellenirdi. Şimdi köy kahvelerinde konuşuluyor ve soruluyor: 24 Ocak ekonomisine altematif var mt? Sosyal demokrat bir altematif nasıl oluşturulur? IMF bu işe ne der? Borç ekonomisi siyasal bir altematif yaratılmasını engeller mi? İktidar diyor ki: Alternatifimiz yoktur!.. Ne demek bu? Kamuoyu sıyasette veya ekonomide alternatifsizliğin ne demek olduğunu öğreniyor. Bu çıkmaz, Güney Amerika ülkelerinde yaşanmaktadır. Borç ekonomisınin boyunduruğuna giımiş ve tuzağına düşmüş bir ülkede, IMF programı dışında siyaset yapmak isteyen bir askeri ya da sivil hukümete olanak tanınmıyor. Eğer yönetim askersel ise IMF programının dışına kaydıgında ya da dışardan dayatılan koşullara karşı çıktığında yeni bir cunta eylemiyle devrilmeyi göze alması gen kiyor. Eğer yönetim sivil ise "destabilizasyon' uygulamasıyla iç fırtına başlıyor ve "dış kuşatma" demokrat hükümeti boğuyor. Çeyrek yüzyıl Amerikan denetimi altında yürüyen siyasetler, Türkiye'yi bir Latin Amerika ülkesine mi dönüştürmüştür? • Alternatifin anlamını artık siyasetle az çok ilgilenen herkes biliyor."Serbesfp/yasa"nın altematifi "planlı ekonomi"d\r; "özel girisimcilik"\n altematifi "kamu girişımciliği"öir. 27 Mayıs 1961 eylemiyle plancılığı benimseyen Türkiye, 12 Eylül Hareketiyle "serbest piyasa'yt niçin alternatifsız ekonomi siyaseti sayıyor? "Alternatifsizlik" iddiası, bağımsız bir siyaset midir? Yoksa dış güçlerle işbirliği yapanların Türkiye'ye metazori dayattıkları politika mıdır? Dış ekonomik güçierin güdümünde attematifsiz kalan bir ülkede demokrasi nasıl var olacak? Bağımsızlık nasıl savunulacak? Hele Atatürkçülük laftan öteye gidebilecek midir? JAK ALGUADİŞ Atatürkçü düşüncenin en belirgin özelliği "ilerici" bir nitelik taşıması, işlevinin ileriye dönük oluşudur. tyi anımsıyorsak televizyonda yapılan bir söyleşide Yakup Kadri Karaosmanoğlu şöyle demişti: "Atatürk her zaman ileriyi düşünürdü. Daima ileriye bakardı." Sözlerini ufukları göstererek tamamlıyordu ünlü yazar. Gerçekçilik, cesaret ve tarih bilinci Atatürk'ün siyasi dehasını oluşturan 3 öğedir. Ancak bu öğelerin kaynağı ünlü yazann sözünü ettiği ufuklar, çok uzaklarda bulunan tüm insanhk idealleridir. Atatürkçülüğün aydınla halk arasında bir köprü, her genç bireyin bu köprünün oluşumunda önemli bir etken olduğu inancındayız. Düşunen gençlik için Atatürkçülük bu bakımdan önemlidir. Şanını kıhçtan, büyüklüğünü buyruğu altında tuttuğu milletlere gösterdiği hoşgörüden alan Osmanlı Devleti, teokratik bir düzen oluşturuyordu. Bu devletin son 80yılı bile (18391918) bu düzenden sıynlamamış tarihsel bir kalıntıdan başka bir şey değildi. îlginçtir; imparatorluğun yükselme çagındaki Yeniçeri Ocaklan hemen tümüyle Bektaşi tarikatına bağlı veya yakındı. Fakat sonraları başgösteren çözülme kunımlarda olduğu kadar kavramlarda da kargaşahğa neden olmuş, boşalan "devlet" kavramına yeni bir tanım ve yaklaşım gerektirmişti. Atatürk'ün, bu yeni tanım ve yaklaşımı bir tek ilke üzerinde kurduğunu söyleyebiliriz: Benliğini bulma. Yani Türk milletinin tarih ve insanlık önünde 'ne' olduğunu anlaması ve bu olgunun bilincine varması. Yok olan teokratik düzen içinde yer aimış öbür uluslarsa, Türk ulusu ile birlikte, uzun vadede, yani "ilerde" aynı potada eriyecek veya dışlanıp gidecekti. "Zaten bu roillet içinde hak biriiği de yoktu. Hak yalnız orduyu teşkil eden ve onu idare edenlerindi. Başka cemaatler, başka kavimler, din farkı, dilek farkı gibi şeyler, üzerinde durulmaya defmez gibi ögretiliyordu." Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde ulusun 'ne' olduğunu % benliğini ve niteliklerini açıklamak kuşkusuz aydınlara, özellikle aydın gençlere düşen başlıca görevdir. Gençüğin, ürünü olduğu sosyopolitik tabanı tanıması sonraları yadsısa bile gereklidir, şarttır. Evet ama nasıl? Atatürk'ün yeğlediği yöntem: a) Tarih (kendi tarihini bilme gerekliliği). b) Çağdaş uygarlık düzeyine erişmek için öbür ülkelerin başanlanna ulaşıp, varlığıru kanıtlamaktır. Bu yöntem ilginç bir diyalektik içermektedir. Çünkü zaman nehrinin hem başında hem de çıkışındayız. Geçmiş, yalnız kıvanç duyulması gereken bir olaylar dizisi değil, çağdaş uygarlık düzeyine erişmek için gerekli bir aşamadır da. Bir bakıma tarih geçmişle geleceğin birlikte irdelendiği, sürekli devinimde olan bir nesne, bir milletin millet olarak öğrenebileceklerinin tümünün saklı olduğu bir olaylar birikimidir. Atatürkçü düşüncede tarihin gelecekle bir ; likte ele aündığı, ileriye doğru bir atılımdan söz edilebilir, salt geç OKT4Y AKBAL EVET/HAYIR Anayasa'mn 134 Maddesi Atatürk'e Karşıdır... TEŞEKKUR 20 Eylül 1985 günü aramızdan ayrılan RUHİ SU'nun Hastalığı sırasında, tıbbın bütün ikmânlarını kullanarak iyileşmesi ve fazla acı çekmemesi için, büyük özen gösteren, ona sık sık "doktorlarıma minettanm" dedirtecek kadar büyük şevkatle yanında olan İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi Üroloji Kliniği Başkanı Sayın "Kimsenin kendisini Atetürk'ten daha doğru hareket edecek sanması doğru değildir." Bu söz, SODEP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün... Evel, kimse Atatürk'ten daha doğru davranacağını sanmamahdır. Hele bu, Atatürk'le ilgili bir konuysa... Atatürk kalıtını hem de anayasa maddesiyle bozmak, ortadan kaldırmak aklın alacağı bir şey değildi. Kimsenin haddi miydi Atatürk'ün vasiyetini yok saymak!.. Arrta oldu, bütün bunlar oldu. Neler yazılmadı çizilmedi, hepsi boşa gitti! Erdal İnönü'yü dınleyelim: . "Bir kimsenin mirası onun iradesinin ürünüdür. Son istekleridir. Bu isteği bizim hukuk sistemimiz içinde, olsa olsa yargı kararıyla değiştirmek yolu olabilir. Bunun da süresi sınıriıdır. Atatürk'ün ölümünden 44 yılsonra mirasını bozmak, ne siyasal açıdan, ne hukuk açısından açıklanabilir. Üstelik, bizim hukuk sistBmimiz içinde bir özel hukuk tüzeikişisinin vahığına son verme yetkisi ve hakkı, ancak o demeğin genel kuruluna aittir. Bir \deyargı kararına bağlıdır. Cumhuhyet döneminde bir yasama jçlemiyle varlığına son verilen ye mallanna e/ konutan başka dernek olduğunu sanmıyorum. Öyle ise Türk Dil Kurumu'na ve Tarih Kurumu'na karşı yapılan işlem hukuka aykındır. Düzeltilmesi yerinde olacaktır." . Dil Devrimi'nin Atatürk devrimlerinin bir parçası, onu korumanın, ona sahip çıkmanın bütün gerçek Atatürkçülerin görevi olduğunu belirten İnönü, sözcük yasaklama eylemleri için de şunları söylemiştir: "TRTnin yasaklarla dili güdümlemek gibi bir yetkisi ve görevı yoktur. Dil Devrimi'ne karşı bir tutum, bir devlet kurumu olan TRTnin belli bir siyasi güdüyle yönetildiğini göstermektedir. Neresinden bakılırsa bakılsın doğruluğu söylenemeyecek bir iştir" SODEP Genel Başkanı, Atatürk'ün yaptığını ortadan kaldırabilecek, onun bıraktığı kalıtyazısını bozdurabilecek bir güç bulunamaz kanısındadır. Hepimizin yıllardır söylediği, savunduğu da budur. Büyük bir yanlışa, yanılgıya daha ağır bir söz söylemek istemiyorum düşülmüştür. Danışma Meclisi üyeleri böyle bir yanılgıya düşmekten, anayasaya 134. maddeyi gözleri kapalıymışçasına koydurmaktan, ardından da AKDTYK yasa tasarısını hazırlayıp benimsemekten tarih karşısında büyük bir sorumluluk yüklenmişlerdir. Danışma Meclisi'nde böyle bir yanlış tutuma karşı çıkanlar olmadı mı? Oldu.Başta emekli Kurmay Albay Ertuğrul Alatlı, eğitimci Nermin Öztuş ve daha birkaç üye... Ki ben, o günlerde bu sütunda çıkan bir yazımda Atatürk'e saygılı Danışma Meclisi üyelerinın adlarını bir bir saymış, kendilerine teşekkürlerimi bildırmiştim, ama Danışma Meclisi'nin büyük çoğunluğu, neredeyse birkaç kişi dışında hepsi, Orgeneral Şahinkaya'nın AKDTYK tasarısına oy vermişlerdir. Geçen salı günü Ankara'da Mülkiyeliler Birliği'nde 'Dilimizin Dünü Bugünü Yarını' üstüne konuşmalar yaptık. TDK'nin eski Başkanı Prof. Dr. Şerafettin Turan, eski Genel Yazman Şair Cahit Külebi, Prof. Dr. Cevat Geray, bir de TDK'nin 30 yıllık üyesi olan ben... Aynı gün, şimdi Osmanlıcacıların eline geçen eski TDK salonunda da sözümona Dil Bayramı kutlandı. Devlet büyükleri, bakanlar kutlama telgrafları çektiler. TV'de bile bu törenden görünüşler sunuldu. Ama kaç kişiydi katılan? Bunu belirtmek gerek. Bir avuç Osmanlıcacı, bir avuç, Atatürk'ün anısına saygısız kişi... Oysa Mülkiyeliler Biriiği tıklım tıklımdı. Toplantı salonu, odalar, koridorlar, bahçe dolup taştı. Göz yaşartıcı bir görünüştü bu. Gelişmeyi durdurmak, o gün söyledigim gibi bir ırmağı tersine çevirmek gibi olanaksızdı da ondan... Atatürk'ün kalıtyazısını yok saymak, bozmak, Atatürk'ün Dil ye Tarih Kurumları adlı bağımsız derneklere bıraktığı parayı bir devlet dairesi olan AKDTYK'ye bağlı uyduruk bir Dih Kurumu ile bir Tarih Kurumu: na bağışlamak olup bittisi kimsenin gözünden kaçmamıştı. Atatürk'e sevgiyle saygıyla bağlananlar, Atatürk'ün yapıtı olan TDK'nin, eski gücü, eski anlamı, eski kişiliğiyle kültür yaşamımızda yeniden yerini almasını istiyorlardı. Atatürk'ün yapıtını yıkanlann, böyle bir durumu onaylayanların ibretle izlemeleri gereken bir gerçekti bu... Sayın İnönü'nün şu sözü kulaklara küpe edilmelidir: "Atatürk'ün mirasını değiştirmek, Atatürk'ün mirası bırakırken yanlış yaptığı gibi kabul edilemeyecek bir düşünceye dayanır. Kimsenin kendisini Atatürk'ten daha doğru hareket edecek sanması doğru değildir." Prof. Dr. MUZAFFER AKKDJÇ'a Anestezi Uzmanı Sayın Dr. BİRSEN BURUNERLİ'ye Sayın Asistan Dr. İRFAN HÜSEYİN'e ve bu servisin tüm doktorlarına, hemşirelerine ve görevlilerine, Cerrahpaşa Hastanesi Onkoloji Kliniği Başkanı Sayın Prof. Dr. BÜLENT BERKARDA'ya Sayın Doç. Dr. SÜHEYLE SERDENGEÇTİ'ye, Sayın Prof. Dr. UĞUR DERMAN'a Asistan Dr. İSAN ÇtFTÇİ'ye, Sayın Asis. Dr. ÖMER ASKVbu kliniğin öteki değerli doktorlanna, hemşirelerine ve tüm görevlilerine, hastalığı boyunca ilgisini esirgemeyen Üroloji Uzmanı Sayın Dr. AYHAN KIZILIRMAK'a, ilgisini esirgemeyen diğer tüm doktorlara, örnek insan ve örnek hemşire, Hemşirelik Hizmetleri Müdürü AYTOLAN YILDlRIM'a, hastalığı sırasında ve cenaze töreninde onu bir an bile yanhz bırakmayan öğrencilerine, Dostlar Korosu'na ve gerek hastalığı sırasında gerekse cenaze törenine gelerek, çelenk, telefon, telgraf ve mektup göndererek ilgilerini esirgemeyen yurt içindeki ve yurt dışındaki tüm yurttaşlarımıza, HALKÇI PARJİ Genel Başkanı Sayın AYDIN GÜVEN GÜRKAN'a, Sosyal Demokrasi Partisi Genel Başkanı Sayın ERDAL İNÖNÜ'ye mesrek odalanna, ADAM yayınları ve AJANS ADA'ya, sendikalara, işçi kardeşlerimize, sanat kuruluşlarına, sanatçılara, yazarlara, tüm basına ve ayrı ayrı teşekkür etme olanağı bulamadığımız tüm dostlara teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunarız. EŞt: SIDIKA SU OĞLU: ILGIN RUHİ SU GrafikeR 5281622 TURİZM SUNAh H«r cuma k«sin harakct Oz*l ototnıy Yanm p«n«iyon AVIS Lüks Otomobil Servisi Özel konuklarınız için, sizin ve konuklarınızın prestijine uygun otomobiller kiralayın. ALANYA ALAADDİN OTEL 39.000 TL (Y.P.) MARMARİS MARTI HOTEL 60.000 TL (Y.P.) MARMARİS ATLANTİK OTEL 38.000 TL (Y.P.) K4JŞADASI ÖMER TATİL KÖYÜ 48.000. (Y.P.) 16110741618226 16122113361660 Seramikçilere duyuru SATILIK FIRIN Mercedes 280 SE Tel: 338 68 11 TELEFON NUMARASI DÜZELTME Videotheque için verilen ilanda Gaziosmanpaşa Şubesinin telefon numarası bir yanlışlık sonucu 54 17 00 olarak yazılnuştır. VİDEOTHEQUE GAZİOSMANPAŞA ŞUBESİNİN TELEFON NUMARASI 522 66 32'dir. Düzeltir, özür dileriz. Sayın Müşterilerimiz Yeni açmış olduğumuz Termo Teknik Yetkili Satış Bayisiyiz. Satışlarımız başlamış bulunmakta. Elektrikli radyatör, elektrikli termosifon, kat kaloriferi, brulör, hidrofor, güneş ısıtıcısı, bunların bakım ve tamiri, ayrıca her çeşit elektrik işleri; termo ızgara tamir ve bakımları ile her zaman hizmetinizdeyiz. ADRES: Türkiye'de 'otomobıli kiralayın" sisteminin öncusu Avis 1986 ve 1985 model Lincoln Limousine, Lincoln Town Car, Mercury Grand Marquıs, Mercedes 28OSE, Mercedes 190E, Ford Sierra, Ford Orion.Suzukı Jeep'ten kurulu bir filoyla yepyenı bir hizmet daha başlatıyor: AVIS TU 26672 0B00 2300 » B 2 08002300 26672 24 saat 26672 090C 1800 26672 O900 1800 26672 0900 2000 prestijine uygun bir servis vermeyi duşunduğunüzde; ya da ozel zevkiniz ıçin konforlu, luks bir otomobıle ihtiyacınız olduğunda Avıs'i araytn. Dunyanın lüks otomobillenni kiralayın. AÎLE YANINDA kahp çocuk bakabilecek kız öğrenci aranıyor Tel: 366 10 97 Yurtdışından mezun tecrübeli Modelist kalıpçı 140 56 50 Kalbinizi koruyunuz, lçki ve sigaradan, düzensiz beslenmeden kaçmınız... Muayene ve kontrol için Tel: 148 58 66 Türk Kalp Vakfı "Avis Lüks Otomobil Servisi". Yabancı ülke temsilcilerine, V.I.P.'lere, yabancı kuruluş yonetıcilerine, sizin ve konuğunuzun k | r a | a d ( ğ i n ı z o t O mobili bulunduğunuz yere kadar getırir İstersenız, yabancı dil bileh, ozel eğitimli rehberşoförlerınden bırini emrinıze verır. Avis Luks Otomobil Servisi sıze mükemmel hizmet sunar. • Lincoln Limousine Lmcoln Town Car Mercury Grand Marquıs, Mercedes 28OSE yalnızca şoforlu olarak kıralanmaktadır Brigı ve rezervasyor ıçın Avis burolar< emnnızdedır Arayın, 'otomobıli kıralaytn" hızmettennden sız oe yararlanın AVtSUMOLMI 1711» • JUMMA Z>ya Paja &Jvar UMMA K U U N M *âUHTA Hufcufnd Cad 1 (32311 • «MUUU T^jsCao (41) «MKAAA ESEN8OĞA HAVMjiUM .«KTA1.Y» TalyaHc«<FenerC»d 3ul>(31'> AKTALYA HAVALhlANI Tevf* Cad eo TU ÇALOMA SMTUHİ HEdGUH MCM5KKJ 62378 08 OC 180C ı«WI18«K*? K3?» UÇitrarto! «0B0 4G0B0 56066 56056 « 0 0 " !»Öo 0BO0 2300 OÖOD I80C 06002300 »VB BUROLMI •ISTMOUl TIL . *«I»uyuW C»o 4 « Elmadağl'l H1291M417B86 H17877l«7eeO « U f U 1AATLEM HBHSUH 3e6^080018X '.K"^ «VR BUROUMI «ÖlijB 5«f..; Neves 8ey Bulv» tğ ^^Ütüül.^ • IMOMArtS toİn ^ Sa?« An ,6 Sarm >o*u Mffli Ooksu ı^ham 75 Lıse Cad 24/6 TEL '511 f O t o Kır^ama A Ş Kaç HoMmg ın bır kurutufudur TLK 53666 5358B 56S67 53668 63378 82042 26704 ÇAUpâA SAATLERİ HERGON 09001900 0B00 2 3 » 08001600 »001800 OBOOiBOO 0900 '60C 09001600 BİROL ELEKTRtK Iskele karşısı, yaziık sinema arkası; Dirhem Sok. No: 12 Tel: 162 25 32 / YENİKÖY » " » 1M299 122820*70 1668319483 1'202/364 29660/364 (6(41) 2333 53568 0900 1900 *T^Î5TLAR<'*1J****" 5T31«K VEN< TEflVINAL 57364*^5734860 OtVAM HOTH. '465256 H l T O N HOTe. '«87752 KADKOV Bâ^tUI Ca1 Alaoey* Sw 196* 35536653504878 211226216139 291410 282 (6361) 1475 16121) 2T7I ı741! 2345024813 361ı 33288 ıil '636M21656660
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle