16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 Ozetle HABERLER 29 EKİM 1985 SODEP Genel Başkanı Erdal İnönü, bazı dergi ve gazetelerde yayvnlanan "TKP'nSn SODEP'i de geçirme programı'' başlığı altmdaki haberler üzerine dün bir açıklama yaptı. SODEP'in, adı üstünde sosyal demokrat bir parti olduğunu belirten İnönü, "Bütün davranışlannda, demeçlerinde sosyal demokrasinin programımn gereklerini savunmuştur. Komünhm ile ilgisi yoktur. Tersine ben Türkiye 'de sosyal demokrasinin gelismesini komünizm tehlikesine karşı en sağUun güvence olarak görüyorum'' dedi. "SODEP'in komiinizmle ilgisi yok" Sert geçen kış, fuıdığı kırdı tjrün, son on yıl ortalamasımn yarısma düştü. MJreticiler, dikim alanları arttıkça sorunlarm da büyüdüğünü söylüyor. Fiskobirlik'in pazarlamada başansız olduğu belirtiliyor. Eylül ayı Karadeniz'de fındık mevsimidir. Çarşamba'dan başlayıp Terme Ovası'nı kapsayan; Ordu'yu, Fatsa'yı, Giresun'u, Trabzon'u çevreleyen hareketli topraklarda gün boyu süren telaş, ürünün bir an önce kuruması içindir. Çünkü bu mevsim Karadeniz'e yağmur getirir. Üretici için en büyük korku da fındığın sereide ıslanmasıdır. fnsanlar hırçındır, delişmendir. Hasat bitmiş, alacakhlar kapıya dayanmıştır. Tum borçlar hasat sonuna bırakılmıştır. Çaresizliğin getirdiği huzursuzluk yağmurla birlikte "çığ gibi büyür. yor. Bunlann yönetiminde bulunanlar pazarlamayı bilmiyor. Pazarlama yaptlamayınca da fındık ellerinde kalıyor. Bu yüzden eldeki stok fındığı nasıl eriteceğiz diye düşünmeye başlıyorlar." Bugün Türkiye, dünya fındık üretiminde birinci sırada yer alıyor. Ülkemizi Italya, İspanya ve ABD izliyor. Bir AET ülkesi olan ltalya, bu pazarda daha etkin. Dünya fındık tuketiminin bu yıl üretimin üstünde olması, Hamburg piyasasında ekonomik çalkantılara da neden oluyor. Fiskobirlik 470 lira verdiği fındığı, iç piyasanın hareketlenmesiyle 675 İiraya çıkardı. Nedeni, "manav" diye bilinen aracı tüccann serbest piyasayı 550 liradan açıp sonralan fındığa 700 lira değer biçmesiydi. Hamburg pazarında geçen yıl 250 dolar olan 100 kilo iç fındık bu yıl 350 dolardan işlem görüyordu. Karadeniz Fındık İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üvesi Ahmet Başkan, bu konuda bize şunlan söyledi: "Bu yıl Doğu Karadeniz bölgesinde iklim koşulları nedeniyle fındık üretimi 170 milyon kiloya düştü. Kabuklu fındık iç piyasada 788 İiraya kadar fıriadı. Şu gıinlerde 700 İiraya düştü. Üretici fındıgı elinden çıkarmak istemiyor. Bin liralık bir fiyat istiyor. Hamburg piyasasında alivre satış yapan üçdört yabancı firma var. Bu firmalar f ındığımızı aynı duzeyde tutmak istiyorlar. Biz ise 400 dolar istiyoruz." Ahmet Başkan konusmasında önemli bir konuya daha değinerek, "Fındık satımında "manav" diye adlandınlan kişiler fiş almıyorlar. Kimileri de KDV ödenmiş gibi naylon fatura kesip bunu cebe indiriyorlar. Niçin boyle yapıyorsunuz diye sorduğumuzda da 'devlet benim ney imi alacak' diye karşı koyuyorlar. Bu uygulama piyasayı bozuyor. Biz Ihracatçılar Birliği olarak üreticiden kesilen yüzde 15 vergîyi yine üreliciye iade etmek için ilgili bakanlığa ve müsleşarlıga başvurduk ama şu ana kadar bir yanıt alamadık." Fiskobirlik'in geçen yıl kabuklu fındık fiyatını 240 lira ilan etmesi bu yıl ise 470 liradan açıklaması, ancak şu aylarda 770800 liradan değer bulmasına karşın üreticinin bin lira fiyat istemesi, Hamburg piyasasını yakından izlemesinden kaynaklanıyor. Giresun'da uzun yıllardır fındık üreticiliği yapan SODEP İl Başkanı Kutay Larçin, fındık olayına ilişkin gözlemlerini şöyle aktarıyor. "Bu yıl Doğu Karadeniz'de kış çok sert geçti. Bu nedenle fındık bahçelerinde çiçekler zarar gördü. Onun için üretimin 150170 bin ton olması bekleniyor. Dogu Karadeniz'de üretimin 450 bin tona ulaştığını soyleyebiliriz. Geçen yıl 230 bin ton fındık üretilmişti. Ürünün düşük olması yüzünden fiyatlar yukanya çıktı." Görüşlerine başvurduğumuz bazı üreticilerle ihracatçılar, "Devletin fındık alanında günümüze kadar getirdiği politika, uygulama ve denetlemenin sonunda fındık bir çıkmazın içine sokulmuştur. Bu yılki hava koşullannı bir yana bırakırsak, yıllardır üretim. luketimden kopuk bir şekilde hızla artmıştır. Bu nedenle dış talepte ekonomik dalgalanmaların getirdiği daralmalar aşılmamıştır. Bir sektorün sağlıklı bir biçimde gelişebilmesi için liberal ekonomilerde var olan haksız rekabet öğelerinin ortadan kaldınlması gerekir" şeklinde konuşuyorlar. Doğu Karadenizli fındık üreticilerinden Mehmet Araz da sorunlannı dile getirirken, "Hükümet, fındık dikim alanlannı sınıriandırmalı. Biz atadan fındıkçıyız. Hükümet gübre ve ilaç fiyatlarını düşürmeli, üreticiyi desteklemelidir. Fiskobirlik bizim elimizden tutmalıdır" derken, Mustafa Işık da "Konuşacak çok şey var. Ama bizim söyleyeceklerimize kimse kulak vermez. Önce fındıktaki ihracat fonu üreticiye odenmeli. Ya da faizsiz kredi olarak bize verilmeli. Biz de bu parayla bahçelerimizi çagdaş bir hale getirmeliyiz. Gübre alamadığımızdan verim düşüyor. Bu yıl don, urünumüzü yarı yarıya düşürdu. Perişan haldeyiz" şeklinde konuşuyor. Ordu Ziraat Odası Başkanı Ahmet Kalpaklıoglu da Üreticinin borçlarının durdurularak faizsiz 4 yıl içinde taksitle ödenmesinin karara bağlanmasını isterken, halen dekarda 3 bin lira olan toprak barem değerinin 1015 bin lira gibi mantığa daha uygun bir düzeye çıkarılması gerektiğini vurguladı. Ahmet Kalpaklıoğlu'na göre, bu yıl ilk kez fındık üretıcısının olumsuz koşullara rağmen yaşamını sürdürebilmek için fındığa ek olarak halıcıiık, arıahk, ipekböcekçiliği konularında çalışmaya başlaması, 1985 yılının Ordu ili fındık ürünü için bir afet yılı olduğunun en belirgin göstergesi. SANCDJ TAREM / HÎKMET ÇETÎNKAYA Inönü'nün odası Cumhuriyetimizin kurucularından ikinci Cumhurbaşkanı Ismet tnönü'nün Pera Palas Oteli'nde ikâmet etmîş olduğu odanın açtbşj İnönü Vakfı Başkan Yardımcısı Özden Toker tarafından bugiin saat 17.00'de yapılacak. Şekerde ihracattan ithalata... Türkiye, 1983"te 500, 1984 'te 300 milyon dolarlık şeker ihracatı yaptı. Aynı Türkiye, bu yıl şeker ithaline gidecek. İnsanın iliklerine dek işleyen bir soğuk. Ekim ayının ortalanndayız. İç Anadolu bu mevsim kışlamaya başlar. Uşak Ovası'na, TınaztepVye çiğ düşer. Ilgm Ovası alaca bir yalnızlığın içindedir. Insanların içinde kimi zaman bir sevinç, kimi zaman bir burukluk vardır. Dört kişiler tarlada: Bir ana ve uç oğul. Günün ilk ışıklarıyla birlikte pancar topluyorlar. Erkekler pancarı topraktan çıkanyor, ana, elinde bıçak, kelleyi yapraklanndan biçiyordu. 60 yaşındaki Fatma Dakım soluk soluğaydı. Usulca yanına yaklaşıp sorduk: Bu yıl nasıl pancar? Ürün çok az. Yağmur yağmadı. Üretici zarar etti bu yıl. Geçen yıl iyi ürün vermişti tarlalar. Ama bu yıl sulayamayınca iyice düştü üretim. Üretici güç durumda kaldığı gibi tarlalarda çalışan işçiler de bu yıl para kazanamaz oldular. Üretici kazanamayinca işçiye ne verecek?.. Üretici Mehmet Ali Çiçekdağı Konya'nın Ovakavağı Köyu'ndendi. "Pancar üretimi zordur, bakım ister, emek ister, bol su ister. Ama bu yıl yağmur yağmadı. 12 ton ürün kaldırdığımız tarladan, ancak 56 ton pancar alabildik" diyordu. Sonra derin bir nefes ahp sürdürüyordu konuşmasını: Bu yıl susuzluk her şeyi mahvetti. Ekim dönemi çok yağmur yagdı, ardından kuraklık geldi. Ürün yarı yanya düştü. 124 değil, 18 lira fiyat verseler ancak kurtannz kendimizi. Şimdi ise giderlerimizi ancak çıkannz. Türkiye'de 1926 yılından bu yana sürekli olarak artan şeker pancan ekim alanları 1982 yılında en yüksek düzeye ulaştı. Ancak bu yıldan sonra ekim alanları giderek azalmaya başladı. Oysa aynı dönemde Türkiye*nin şeker tüketimi azalmıyor, aksine her geçen yıl artış gösteriyordu. 1983 yılında ekim alanlanndaki daralmaya karşın, birim alandan sağlanan verim artışı rekolte düşüşünü engelledi. Ama ekim alanlarında süren düşüş bir yıl sonra kendini rekoltede de hissettirmeye başladı. 1982 yılında 372 bin hektar olan Türkiye'deki şeker pancan ekim alanı, 1983 yılında 360 bin hektara, 1984 yılında da 353 bin hektara düştü. Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre 1982 yılında 12 milyon 732 ton şeker pancarı üretilmiş Türkiye'de. 1983 yılında 12 milyon 769 bin ton, 1984 yılında ise 11 milyon 110 bin tona düşmüş üretim. 1984 yıh FAO üretim yılhğına göre, 1981 yılında tüm dünyada 9 milyon 240 bin hektarlık alanda 284 milyon 572 bin ton şekerpancarı üretilmiş. 1983 yılında ekim alanları 8 milyon 951 bin hektara düşmüş, ancak üretim 287 milyon 772 bin tona yükselmiş. 1982 yılında ise 8 milyon 868 bin hektarlık alanda 271 milyon ton şekerpancarı üretilmiş. 1984 yılı verilerine göre dünyatTHALATÇI O L A C A G I Z " FINDIK, DOĞU KARADENtZLl İÇİN DÜĞÜNDÜR, DERNEKTİR, "AŞ"TIR Doğu Karadeniz deyince insanın usuna önce çay gelir, sonra fındık. Fındık, Doğu Karadenizli için düğündür, dernektir, "aş"tır. Dünya fındık üretiminde birinci sırada yer aUmTurkıye, bu ürünün rekoltesini 1934 yılından bu yana 5 kat arttırırken, dışsatım 51 yıl için ancak 3 misli arttı. (Fotoğraf: CUMHURİYET) Yılmas, SenegaVe gidiyor Devlet Bakanı Mesut Yılmaz, Dakar'da yapılan hlam Konferansı Teşkilatı Enformasyon ve Kültür lşleri Daimi Komitesi toplantısına katılmak üzere Senegal'e gidecek. Yılmaz, bugün Senegal'e hareket edecek ve 4 kasıma kadar bu ülkede kalacak. Mesut i'ılmuz'ın, Senegal'de bulunduğu süre içinde Devlet Bakantığı görevine Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu vekâlet edecek. SODEP tstanbul tl Başkanı Sadullah Usumi ve tl Yönetim Kurulu üyeleri dün yeni seçilen HP lstanbul yönetimini kutladı. HP'nin Aksaray'daki tstanbul tl Örgütü binasma gelen Usumi ve arkadaşlan, tl Başkanı Turgut Sarıca ve yönetim kurulu üyeleriyle bir süre görüştü. Usumi, daha sonra konusmasında, İnönü ve Gürkan 'ın doğudaki gezisinde polisin fotoğraf çekmesi olayına değindi ve "Sosyal demokratların Trakya ve doğu gezisi sırasında 1960 öncesi âdetlerinin yeniden hortlatıldığını görüyoruz'' dedi. Usumi: 1960 öncesi âdetler hortlatılıvor Karadeniz'de hava koşulları bu yıl sert geçti. Kışın dondurucu soğuğu, Karadeniz'de fındık bahçelerini olumsuz yönde etkiledi. Son on yılın ortalamasımn hemen hemen yarısı kadar fındık üretildi. Resmi veriler son on yılın fındık rekoltesini 300 bin ton olarak göstermesine karşın Karadeniz'de 1985 üriinü fındık rekoltesi yaklaşık 160170 bin ton. Rekollenin bu denli düşük olması hem üreticiyi, hem "manav" diye adlandınlan aracı tüccarı, hem de dışsatımcıyı tedirgin etti. Oysa Karadeniz'de 1984 yılı rekoltesi 230 milyon kiloydu. 1983 yılında ise Karadeniz'de 400 milyon kilo fındık üretimi gerçekleşmişti. 1934 >ibndan bu yana rekolte 5 misli artmasına karşın, son 51 yıl içinde fındık dışsatımı sadece 3 misli arttı. Fiskobirlik Yönetim Kurulu eski başkanlarından Osman Sütlaş, stok fındık toplamının son dört yıl içinde 260 milyon kiloya ulaştığını söylüyor. Siitlaş'ın "Niçin slok artıyor?" sorusuna ise verdiği yanıt şöyle: "Tarım Satış Kooperatifleri devlet desteğinde bir kuruluştur. Fiskobirlik'i de devlet destekli da şekerpancan üretiminde ilk sırayı alan ülke 82 milyon tonla Sovyetler Birliği. Ardından sırasıyla 23 milyon 955 bin tonla Fransa, 19 milyon tonla ABD, 16 miiyon tonla Almanya ve Polonya, 12 milyon tonla da Türkiye geliyor. "tHRACATÇTYKEN Türkiye'de şekerpancan üretiminde giderek daha belirgin hale gelen üretim düşüşüne dikkati çeken TZOB Genel Başkanı Osman Özbek, rekoltedeki düşüşü, uygulanan yanlış fiyat politikasına bağladı ve "Üreticinin durumu zor" diyerek anlatmaya başladı: Türkiye'de 1983 yılında 500 milyon dolarlık şeker ihracatı yapıldı. Ama 1984 yılında bu ihracat 300 milyona düştü. Bu yıl ise göreceksiniz, şeker ihracatçısı ülke Türkiye, şeker ithal etmek zorunda kalacak. Şekerpancannda hükümet uyguladığı bu hatalı fiyat politikasını sürdürecek olursa, bunun sıkıntısını önümüzdeki yıl hep birlikte çekeceğiz. Bu yıl biraz ithalatla götürürüz, önümüzdeki yıl ise daha büyük ithalat gerekecek. Yani önümüzdeki yıllarda da 1982 yılında ilk belirtilerini göstermeye başlayan şekerpancarı ekimindeki düşüş ve bunu izleyen Üretim duşüşü sürecek mi? Geçen yıl pancara verilen noksan fiyat üreticiyi pancar ekiminden uzaklaştırmıştır. Geçen yıl sadece yüzde 30'luk bir fiyat farkı verilmiştir üreticiye. Bu yıl da 11,5 liralık bir avans fiyat verdi hükümet. Demek pancara bu yıl da bakış açısı değişmemiş. Daha sonra taban fiyata 1 lira fark verdiler. Bu yine aynı politikada ısrar etmek demektir. Şimdi ithalat konusu gündeme gelmiştir. Türk çitfçisi pancara küsmüştür. Çiftçinin gelir getirmeyen bir uğraş dalına yönelmesini kimse bekleyemez. Zaten buna çiftçinin dayanması mümkün Taban fiyatın kaç lira açıklanması gerekirdi sizce? TZOB olarak bu konuda araştırma yaptık ve 15 liranın altında bir fiyatla çiftçinin bu işi yapamayacağım da araştırmalar sonunda söyledik. Ama hiçbir şey değişmedi. Bunun zarannı hep birlikte çekeceğiz. Çukobirtik'te ANAPb karşı DYP'nin zaferi . ADANA, (Cumhuriyet Gunej tlleri Bürosu) Çukobirlik'e bağlı 33 kooperatifte yöneticileri belirleyecek seçimler pazar günü yapıldı. Pazar günü gece yarısına dek süren oy ayırımı sonunda DYP yanlılannın ANAP yanlılanna ezici üstünluk sağladığı görüldü. En büyük kooperatif olan Mihmandar, kadirli, Ceyhan ve Tarsus'da yuzde 50'lik o> farkıyla seçimleri kazanan DYP yanlılarının 33 kooperatiften 30'unda yönetimi ele geçirdiği öğrenildi. DYP Adana İl Başkanı Remzi Zeytinli, kendilerine gelen sonuçlara göre, henüz 11 kooperatifte oy sonuçlannın kesin biçimde alınabildiğini, diğer tüm kooperatiflerden kendilerine kesin bilgi gelmemesine karşın, buralarda da kazandıklarını oğrendiklerini söyledi. Çukobirlik Kooperatiflerindeki seçimlerin DYP tarafından kazanılması ile ilgili olaiak gorüşlerini açıklayan DYP fl Başkanı Remzi Zey tinli, "Kooperatiflere politikayı sokmayacağız, diyen Başbakan Turgut Özal'ın Adana İl Başkanı Murat Yılmaz, Mihmandar Kooperatif seçimlerinde divan başkanlığına kadar miidahale etmiş ve salondan çıkarılmıştır. Genel seçimler sonrasında yapılan tüm kongrelerde DYP'nin küçüldüğünü iddia edenler, bizim büyüdüğümüzü görmüşlerdir. Kooperatif seçimlerini kazanmamız DYP'nin büyüdüğünün bir kanıtıdır" dedi. Pazar gunü yapılan kooperatif seçimlerinde yöneticilerin yanı sıra, iki yıl sonra yapılacak Çukobirlik yönetim kurulunu belirleyecek delegeler de saptandı. Pancar ekmeyeceğiz Ziraat Odası Başkanı Süleyman Kabak: Uşak çiftçisi olarak daha geçen yıl verdiğimiz pancarın parasını alamadık. Ziraat Bankası'ndan aldığımız kredilerin günü geçtiği için icra gırtlağımıza yapışıyor. Devlet alacağı için atmaca, borcu için serçe... UŞAK, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Pancar paralarını alamayan üreticilerin guç durumda bulunduğunu belirten Ziraat Odası Başkanı Süleyman Kabak, "Pancar ekmeyeceğiz, fabrikalar başının çaresine baksın" dedi. Şeker fabrikalarına urünlerini teslim eden ancak paralarını alamayan üreticilerin uyarılarının dikkate ahnmasını isteyen Oda Başkanı Kabak, "Üretici paramızı almadan, güvence sahibi olmadan pancan kesinlikle ekmeyeceğiz diyor"biçimınde konuştu. Kabak, de% letin alacağı için "Atmaca", borcu için "serçe" olduğunu öne sürerek konuşmasını şoyle sürdürdu: "Dün gübre bulunmuyor veya karaborsadan tedarik ediliyordu. Ama az veya çok alarak ihtiyacımızı giderebiliyor, yani alabiliyorduk. Ama bugun gubre çok, ortada alacak para yok. L'şak çiftçisi olarak daha geçen yıl verdiğimiz pancarın parasını alamadık. Ziraat Bankası'ndan aldığımız kredilerin günü gelip geçtiği için icra gırtlağımıza yapışıyor. Bizim şeker fabrikasından alacagımız var, bunu bilen yok. Yani devlet alacağı için atmaca, borcu için serçe.. tlk ekim için yeterli paramız, gübre alacak gücümüz, bu yıl ekeceğimiz pancarın parasını gelecek yıl erkenden almak için güvencemiz olmadığı için bu sene pancar ekmemeye karar verdik. Yarın büyuk bir sıkıntıya düşeceğini tahmin ettiğimiz şeker fabrikası joneticilerinin daha şimdiden bazı tedbirler almalarını salık veriyoruz." Üreticinin bugunkü koşullar karşısında haşhaş ekmek istediğini belirten Süleyman Kabak, "Fakat onun ekimi de hukümetler tarafından sınırlandırıldığı için istediğimiz kadar ekim yapamıyoruz. Pancar paramızı bir yıl kullandıktan sonra veren hükumet hiç değilse haşhaş ekim sahalarını serbest bıraksın. pancardan gelen zararımızı \e gecikmemizi haşhaştan çıkartalım" biçiminde konuştu. Paralarını alamayan üreticiler dertli: NATO Eğitim Merkezi kuruluyor NA TO ülkelerine mensup ülkelerin jet subaylaruun yetiştirileceği bir NA TO Avrupa Eğitim Merkezi'nin Türkiye'de kurulması bekleniyor. NATO'ya ve Federal Alman Savunma Bakanliğı 'na yakın çevrelerinden edinilen bilgiyegöre, Avrupa NATO Eğitim Merkezi'nin kurulması ile ilgili karar önümüzdeki aylarda verilecek ve 1991 yıltndan itibaren faaliyete geçecek. Tosya eşrafından merhum Ali Osman İmamzade ve Şerife İmamzade'nin kızı, Osman Boyner, Akile Maliki, Ruhiye Narin, Güzide Germirli'nin anneleri, Cem Boyner, Neylân Dinler, Oğuzve Cengiz Maliki, Hakan ve Feyza Narin, Esra, Mustafa, Ruşen Germirli'nin büyükanneleri, Ayten Boyner, merhum Feridun Maliki, Ali Narin, Ali Mustafa Germirli'nin kayınvalideleri, Bilgün Boyner, Semih Dinler, Ayfer ve Sema Maliki'nin büyükkayınvalideleri, H. Muammer ve H. Nadide Boyner'in eltileri, H. İsmail ve H. Fazıl Boyner'in yengeleri, Hulki, Necmi, Nihat, Mithat, Fuat, Latife, Lerzan, Leman Boyner'in büyükyengeleri, Muzaffer, H. Münir, Hasan ve Mehmet Saka'nın teyzeleri, merhum Hacı Hasan Ruşen Boyner'in kıymetli eşi, VEFAT 28.10.1985 Pazartesi günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 29.10.1985 Salı günü (bugün) Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Aile Kabristanına defnedilecektir. Mevla rahmet eylesin. HACI ŞERİFE RUVEYDE BOYNER ' AİLESİ NOT: Çelenk gönderilmemesi, arzu edenlerin Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunmaları rica olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle