27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef 13 Sahibı: ( umhun>eı Matbaacılık ve Uazelecilik TUrk Anonım Şırkeli adına Nadlr Nndi, • (icncl Yayın MUdUrU: llasan ( t m ı l , MUcssese MUdUrU: Kmine Uşaklıgil, Ya/ı Ijleri Mudiırü: Okay Gönensln. # Habcr Merkczi Müdüıü: Valçın Baycr, Sayfa Düzeni Yönctmcnı: Ali Acar, # Temsilciler ANKARA:Valvınl)uüan.[ZMlR:llikmelÇellnkaya.ADANA:MehmelMen'an. T A K V İ M IX f.kim 1985 Inısak: 4.46 Günes:6.ll Isıanbul Habcrlcri: Rtha İ\ı, Dıı Habcrler: Ergun Balcı, Lkonomı: Osman Hlıgay, KullUr: Vvdın Kme(, Maga/ın: Yalçın Ptk>rn, Spor Danısmanı: Abdülkadlr Yücelman, DUzeltme: Rtflk Durbij, Araslırma Şahin Alpay, Iş Sendika: Sükran Kelcnd. Habcr Araşlırma: l'fuk Gıildrmlr, # Koordinatör: Ahmcl Koruhın, 0 Mali Ijlcr: Erol Krkul, llan: Zlya Krncne, Malkla llişkiler: Gulderen Ku^ar. Idare: HüMyln Giirtr, Ijlcıme: Sıdun SAnmtz. Ikindi: 14.56 Ak»aın: 17.28 Yalsı: 18.47 Hasun ve Yuyun: < umhııriyel Malbaacılık vc G?zelccilik T.A.Ş. TUrk Ocağı Cad. 39/41 Cağalojilıı Isıanbul, f'K: 246lslanbul. Tel: 526 10 00(9hat), Telex: 22246 • Hürolar: Ankanı: Ziya Oökalp Bulvarı Inkılap Sokak No: 19/4 Tcl: 33 11 4147, Ulex 42344 • Izmir: Halit 7.iya Bulvarı No: 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 Telex: 62155. Öğle: 11.54 MHP ordudan "darbe" istiyordu HP ilginçliğini yitirmeyecek bir konu orıaya getirdi: "Ordunıın yönefime el koymasını" istiyurüu. "...Bu iktidar süretle degiştirilmeli, komünist anarşiyi himaye etmeyecek, kanun ve nizamlara sanıimi ularak baglı bir hükiimet kurulmalıdır. Şanlı Tiirk ordusu, devletin ve demokrasinin düşmanlarını, vatan bölüciilerini susturarak huzurlu bir orlamı meydana getirdikten sonra, 1979 Senato seçimleriyle birlikte erken seçime gilmelidir..." Demokratik ilkelere bağlılığını söyleyen demokratik ilkeler ile siyasal yaşamım sürdüren bir parti, "ordu darbesi" istiyordu! Onca aydır çıkarılan "ordu" söylenlileri, böylece MHP tarafından "resmen" benimsenmiş ve açıklanıvcrmişti! Neye güveniyordu MHP? "Ordu içindeki MHP sempatizanlan"na dayalı söylenlileri bu bildiri ile kanıtlanmıyor muydu? MHP bildirisinin gazetelerde yayımlandığı gün, MHP'nin Istanbul il başkanıyla oğlu ve daha üç kişi kurşunlandı. MHP'nin oıduyu göreve çağırdığı ve 'rejimin askıya' alınmasını istediği gün işlenen bu cinayetleı acaba bir tepkiyi mi gösteriyordu, yoksa bizzat saldırılar düzenlenerek çağndaki haklılık kanıtlannıaya mı çaiışılıyordu? Liğur Mumcu anımsattı: "Ozaydınlı, evindeki 'özel brifingte' Türkeş'in radyo ve gazelelerdc yayıınlanacak bir demeç veya bildiriyle MHP'nin toplu harekete gecmesini örgütiine taıtıim ettiğini söylemiş, belgesini göstermişti. Acaba MHP'nin 'orduya çağrısı' bunu mu amaçlıyordu?" O denli karanlık içindeydik ki, doğruyla eğriyi birbirinden ayırnıanın zorluğunu duyuyorduk. ozaydınlı gcce 01.00'de aradı. lstanbul'da otobüsten kaçırılan ve yaralı olarak bulunan kişi, verdiği ifadede, kaçıranların sağcı mı solcu mu olduğunu bilmediğini söylemişti. "Pasam MİT size bilgi vermiyur mu hiç?" diye sorduğumda; "Vermez olur mu, daha biraz önce yarınki cenaze lörenleriyle ilgili bilgi getirdiler" yanıtını verdi. Adnan Ersöz Paşayla çok iyi çalıştıklarını, ancak MlT'ten "kinıi islifalar olduğunu, bunlarııı da zaten daha önce, 'çıkanlmasına' karar verildigini" ekledi. MİT'ten ayrılan kişilerin Aydınlık'a bilgi taşıdığını sanıyorlardı. Oysa bizdeki habere göre, "MİT iki aydır ütihbarat vapmıyor, kimi üyeler de can güvenligi korkusuyla örgütten ayrılıyordu." Eceviften IMF'ye: Bizi sıkıştınrsanız sosyalist ülkelerle de işbirliği yaparı M Sonun başlangıcına nasıl gelindi? DEMOKRASİNİN 977 SONBAHARI1978 CÜNEYT ARCAYÜREK Bütün basın, geçen günleri "kritlk" diye niteliyordu. Hava, bir 'darbe1 beklentisine dönuşmuştü. Doğru olsun ya da olmasın, kulislerde dolaşan söylentiler, gazetelere dökulmuştü. Anarşinin tırmanması, ekonomik zorlukların sürmesinden sonra bir "darbe" gclmesine alışıktı. Türkiye. Uu olguyu 197l'de izlemişti. O nedenle doğru, yanlışyadırganmıyordu. Fakat 1978 yıhnın sonlarında orduda belirgin bir "darbe" eğilimi yoktu. Ne var ki, orduda degerlendirmeler hızlanınıştı. Eleştirisel sözler daha çok duyuluyordu. Bu bir başlangıçtı. Hep böyle başlardı. kaktan ele geçirme, iktidarı sokaktan ele geçirme savaşı var) ve bunun silahlı mücadelesi. Yerlerinden alınanlar gitgide umudunu kesiyor, kestiler. Eskiden bunlar geri dönebilir, sığınacak bir yer bulabilirlerdi. Şimdi açıkta kaldılar. MC'nin avantajı muhalefetle bu konuda meselesi yoktu. Şimdiki iktidann muhalefetle böyle bir meselesi var, muhalefetin bir parçası MHP ile var... Mecliste düsürme denemeleri yaplılar, baktılar ki oy daha yilkseliyor. Ağustos hayalleri oldu. Silahlı Kuvvetlerle ilişkileri var. MMMM* nin darbe isteyen bildirisinden: Bu iktidar süratle değiştirilmeli, komünist anarşiyi himaye etmeyecek, kanun ve nizamlara samimi olarak bağlı bir hükümet kurulmalıdır. Şanlı Türk ordusu, devletin ve demokrasinin düşmanlannı, vatan bölüciilerini susturarak, huzurlu bir ortamı meydana getirdikten sonra, 1979 Senato seçimleriyle birlikte erken seçime gitmelidir... Sonra Feyzioglu'nun ayrılıııası bir umut daha verdi onlara... Bundan sonra orduya açık çağrıya geçtiler. Onlann sıkıyönetim istemlerini hukuksal açıdan ele almak lazını, onlar sıkıyönetimi idarenin tam olarak orduya devri biçiminde istiyorlar. Türkeş'ten beklenirdi bunlar, ama Demirel de katıldı. Milli Güvenlik Kurulu'nu 'görev yapmıyorsunuz' diye kışkırtması dikkat çekici. Adeta 12 Mart sürecini başlatnıak ister gibi. Milli Güvenlik Kurulu'na adcta 'no duruyorsıınıız' gibi sözler söylüyor'.' (Irab 9 Ecevit devam t'diyoı: "Gizli örgütler ne yaparlar bilemem ama çünkü başına buyrukturlar ABD ve Sovyetler Birliği yönetimleriyle hiçbir sorunumuz yok. Aslında tedirginlik Batı Avrupa'da. Türkiye'yi Sovyetler'e karşı bi: karakol gibi görmek, Türkiye'nin askeri gücünü arttırmasıyla Sovyet silah tehdidinin Kafkaslar'a kayacağını hesaplayarak bizi bu yönde tutmayı istemek, bir pazar olarak kullanmak ve nihayet Orta Doğu'da bir kuvvet olmanızı istemek Batı Avrupa davranışının özeti... E Ecevit savunu yapıyor cevit'in evinde yeni bir çaylı toplantı... Çankaya'daki konuta belirlenen saatten erken geldim. Salonda Ecevit ayaktaydı, Altan öymen, Orhan Birgll ve Lgur Mumcu konuşuyorlardı. önemsizdi bu ayaküstü söyleşisi. Toplantıdan çıkıp eve dönünce önemsediğim konuşmaları notlarımdan yeniden yazdım: Ecevit, hazırladığı notlara bakarak, günün tablosunu çizmeye başladı ve "Kuşkusuz, anarşide tırmı^nma var" dedi. Ancak şöyle sürdürdü: "Devleti o halde bulduk ki, eğer geçen hükümet sürseydi belki de ele geçireceklerdi. Yerleştirilmiş insanlar yerlerinden cdildi, ötekiler (sol demek istiyor) bizi bir aşama gibi kabul ediyorlardı. lktidara gelir gelmez gayet nazik ifadeyie bunu reddettiğimizi belirttim. Şimdi devleti (so Batı Almanya, NATO'da, Türkiye'nin "vasisi" haline gelmek istiyor. ABD, büyük, çok büyük devlet olduğu için durumu global KİME GÜVENİYOR? Ordunun yönetime el koymasını isteyen bir bildiriyayımlayan açıdan görüyor ve Türkiye'nin MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş'in bu bihliriyi kaleme alırken, ordu içindeki semkamp değiştirmesi halinde ne palizanlannüan deslek aldığı snyleniyordu... olacağını, dünya dengesinin ne kadar tehlikcli hale geleceğini hezon'daki konuşmasını örnek göslesi. Şu ya da bu olayda bakıyoPaşa'la ve Genelkurmay Başkasaplıyor. Bu yüzden WasingtonL terdi) "Komünizmin ayak sesleruz, hep aynı tabanca, oradan nı'yla uyum içinde çalışmasına da nasıl konuştuysak, Sovyetler'ri artık duyuluyor;' Sonra otoimkân sağlıyor. buraya gidiyor ve saptıyoruz ki, le de aynı biçimde konuştuk. büsten adam kaçırmalar.. Toplubu tabanca MHP'ye ait. Bunu Artık önceye nazaran daha so Sözlerimizi 'pertavsızla' inceliluklara bomba koymalar. anladığımızı gördüler ve şimdi mut istihbarat geliyor, bunu da yorlar. Büyük hesaplar yapan Bombaya nasıl yetişsin poli.s? tabanca değiştirme kararı almışha da somutlaştıracağız. Bir ga devletlere dürüst olmak son deBen bir /aıııaıı genelgelerle hallar. zete bana 'Genelkurmay Başka rece önemli. ötekiler bununla da kı ııyarmıstım. Nilekim buraya nı muhtıra verdi' diye ısrar edı yetinmiyorlar. Mesela Ingiltere'gelen Ingiliz polisler bana şöyle yor. 'Yok' diyorum, direniyor. nin bir tekstil hesabı var. Karandedi: Soruyorum tekrar Kurmay Baş lık oyunlara girerler mi bilmiyo"Sizin polis gittiği yerde önce kanı'na 'yok efendim' diye cevap rum. Mesela Sadıklar olayı (Ecoipuçlarını çiğniyor!' Bizde bir tek veriyor... ^omist'te Mr. Mackenzie) öyle bomba uzmanı yoktu, şimdi var. Olmadığı zamanlar patlatılıyor, 1974'te bir af çıkardım ve bu, hale getirildi ki, ncredeyse Sadıksühbarat meselesi önemli. deliller de ortadan kalkıyordu. bir çeşit sosyal mukavele idi. lar'ın gitmesiyle Batıdan kopaMİT'in verimi arttı. tçişleri BaBir de "gezen tabancalar" mese1974'te üzerine gitmediğim bir caktı Türkiye ya da kopmasının kam'nın asker olması, Adnan konuyu neden şimdi ele alacağım bir belirtisiydi bu. Aynı şeyi Feyve ne yararı olacak? Ne diye he zioğlu'nun ayrılışında da yaptıDEVLETİ ELE sap sorayım? 1974'te sormadığım lar. Feyzioğlu gidince hükümet GEÇİRECEKLERhesabı 1978'de niye sorayım? So de Batıda gidecekti! Dl "Kuşkusuz IMF ile son görüşmelerde çok nıut bir şey olsa elde, gideyim anarşide tırmanmu üzerine. Şu olmuş, bu olmuş ne çekiştik, sonunda yumuşadı. var" diyordu den gideyim eski şeylerin üzeri 'IMF'ye ambargo kalkmadan Ecevit ve hiçbir şey yapmayın, bu Turkler ne..!' sürdürüyordu belli olmaz, ambargonun kalkkonuftnasını: MHP'yi kapatma konusunda maınası onlara vız gelir ve baş"Devleti o halde tereddüt var mı? ka islcr çıkarırlar, aman yardım bulduk ki, eğer "Böyle, silahlı partinin de etmeyin' de dediler. geçen hükümet mokraside yeri olmaz. Mahkesürseydi belki de Taze para gelmesinde ABDmeler kararlarını vermiş olacakele geçireceklerdi. lar ki, kapatma işleminde elimiz nin tesiri olduğu kanısındayım. Yerleştirilntif de somut bir şeyler olsun. Son Sovyetler'le ilişkiler durmadı, her insanlar MHP bildirisi bile kapatma için gün izliyorum. yerlerinden edildi, yeterlidir!' ötekiler bizi bir Başsavcılık sordu mu hüküaşama gibi kabul mete, dosya istedi mi? edlyorlardı. "Hayır, istemedi. Henüz elilktidara gelir mizde yeterli delil yok. Demirel gelmez gayet nazik hâlâ 'faşizm yok' diyor. 'beynelbir ifadeyie bunu milel faşlzm'diye bir şey dolaşıereye kadar gidebilecereddettiğimizi yor dünyada. Geçenlerde Ispan gimizi her iki taraf biliyor. ABD belirttim." ya'da toplantı yapacaklardı!' eger umudunu kesscydi bizden, 1974'(e icabına bakardı. Diyar"AP ile diyalog?" Kongreleri var. Şimdi Demi bakır üssünü alıı, lran'a götürurrel'le konuşsam, Kâmran lnan dü. Güven istiyor bir defa. Eğer ortaya çıkacak gene 'Demirel'i Carter bir gün gelir de kötü rakurtanyor' diyecek. Bana hücum por verirse, Kongre'ye yeniden ederken, bu görüşmeyi yapmak ambargo gözukürse, o zaman biz nasıl olacak? Bu yüzden kongre de geçici statüyü kaldırırız. DeERSOZ I'AŞA Hem Fcevit sonrasına bıraktım Demirel'le mirel, şimdi niçin Meclise gelinhem de tçişleri Bakanı Ozaydıngörüşmeyi. 'Bize yardım edin' fi mediğini soruyor. 1975'te üsleri lı, MtT Müsteşan Adnan Ersöz lan demem, belki 'bazı konular kapatırken, Bakanlar Kurulu kaPaşa'yla uyuın içinde çalıştıklada işbirliği y^pabiliriz' diyeceğim • rarıyla bu işlemi yerine getirmişti ve Meclise getirmiş miydi? rını vurguluyorlardı. elbette." MfFİn verimi arttı I ABD, bizden umut kesseydi... N. Ambargodan sonra Dışişlerinin değerlendirmesi: ambargosu, öne sürüldüğüne göre kimi koşullarla kalktı... Ambargonun kalkmasından sonra Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı değerlendirmeleri bir belgeyle saptamak gerekiyor: " I . Konferans kararına ilişkın görüşler: 1) Kıbrıs sorununun çözümü, göçmenlerin dönüşü, görüşmelerin başlaması için iyi niyetle hareket Türkıye'den beklenmektedir. Başkan, Türkiye'nin böyle davrandığını saptayacak ve Kongre'ye yazılı olarak bunu kanıllayacaktır. ABD Aklı başında kimse Kıbns'ta yeni macera aramaz nin bu konudaki gayretlerınin ABD tarafından destekleneceği belirtılmektedır iki toplumun önerileri arasından çok buyuk farklar vardır. Türk önerısi azamısındedır. Uzlaşmak için Rum'un gerı, Türk tarafının ileri adım atması kaçınılmazdır. Atılamayacak adımı Kongre bızden beklemektedir ve fiilen isteme işini de BM'ye bırakmaktadır. 4) Amerika'nın, uyuşmazlıkların barışçı yollardan ve kabul edilmiş uluslararası yöntemlerle çözümünde faal rol oynayacağı, tarafları kışkırtıcı hareketlerden kaçınmaya teşvik edeceği, kuvvet ve kuvvet kullanma tehditlerine şiddetle karşı çıkacağı kayıtlıdır. Uyuşmazlıkların barışçı yollardan çözümlenmesı için Türkiye'nin, BM yasası dahil. birçok melınlârrden doğan yükümlülükleri vardır ve bu doğaldır. Ancak uluslararası yöntemlerin desteklenmesıne daır ılade. kıta sahanlığı sorununda Adalet Divanı'nda ısrar eden Yunanistan'a çiçek atmaktır ve hükümetin arzusuna ve ilan ettıği sıyasete ters düşmektedir. Diğer yandan Ege'de (ve hatta bir bakıına Kıbns'ta) halen talepkâr biz olduğumuza göre, özellikle Ege'de tahrik edıci davranışta bulunma dururnunda kalabılecek olan Türkiye olduğuna göre, ABD'nin Ege'de Yunanistan'a şemsiye mi sağladığı suali ortaya çıkmaktadır V Kıbrıs sorununda yükümlüluk yalnız Türkiye'ye ait değildir. Türkiye'nin NATO savunma planlamasındaki sorumluluğu Yunanistan 'a nazaran çok daha büyüktür. V Kongre kararıyla ambargo kalkmış, buna karşılık Kıbrıs ve Egeye ilişkin bekleyiş/er yürürlüğe girmiştir. V ABD üslerinin beraberinde getirdiği ek riskin karşılığı, herhalde halen sağlanan yardım miktan değildir. AB1I Konğre kararının analizi ysa Kıbrıs sorununda yükümlüluk yalnız Türkiye'ye ait değildir. Aynca, bazı hareketlere ilişkin koşulları Türkiye yalnız başına gerçekleştiremez Görüntüde Başkan (Carter), Türkiye yanlısı bir tutumla "öyle davranıyor" deyip, ambargoyu kaldırabilir. Bu saptama ve bildirim, bir defaya mahsus olsaydı hükümetin ileri sürdüğü gibi Başkan. bunu yapar, ambargo ve buna ilişkin durumlar tarihe gömülürdü. Ancak Başkan'ın ve Kongre'nin Kıbrıs sorunundaki gelişmelerden her iki ayda bir rapor vereceği ve durumun gözden geçirileceğini öngörmektedir. Böylece ABD idaresini ve Kongre'nin Kıbrıs sorunuyla çözüme dek ilişkisi bu dela kanun kuvvetinde olmak üzere kuruimuş ve devam sağlanmış bulunuyor. Esasen konferans metnı de bu aşamada ambargonun fiılen kaldırılma sından barisediyor Hukuken kalkması ise koşulların yerine getirilmesine bağlı kalmaktadır. 2) Denktaş Makarios mutabakatınm (şubat 1977) görüşmeler için temel olduğunun metinde yer alması iftihar vesilesi sayılmıştır Aynı paragrafta aynı şeyin Birleşmiş Milletler kararı için de geçerli olduğu kayıtlıdır. Bu unutulmaktadır. Nitekim paragraf, söz konusu mutabakatın BM kararları ışığında tefsiri sonucunu getirecektir ki. O Kuvvet 5) Türkiye ve Yunanistan'a, NATO sorumluluklarını yerine getirmelerı ıçın yapılacak yardımın, bugünkü askeri kuvvel dengesinı koruyacak şekilde biçimlendirilmesi mevzubahistir. nın 36 (B) maddesine tabı satışlarda da bu beş koşula uyumluluğu kanıtlayacaktır. Dış Yardım Yasası ya da Silah İhracı Kontrol Yasası; hibe yardımlarını kredili satışları ve savunma destek yardımlarını (Türkiye'de ekonomik yardım deniyor) kapsamaktadır. Kısıtlama varken hıbe y^rdımı almıyorduk. Kredili satışlar 175.000.000 dolarla tahdit edılmişti Destek yardımı ıse bu yıl ilk dela olarak 50.000.000 verildi. Eskiden 175 000 000 Kıbrıs sorununun çözümu yolunda gelışme olduğu takdirde onaylanıyordu. "Gelişme" genel bir deyımdır. Şimdi ıse gelişmenin ne olduğu konferans kararı ile iyice ayrıntıya kavuşmuş bulunuyor. Diğer yandan ABD'nin İhraç Yasası 36 (B) maddesi 25 milyondan fazla olan satışları Kongre'nin onayına tabi tutar Böylece Türkiye de diğer devletler gibi bu genel hükme tabı ıdi. Yani eskiden Türkiye bir firmaya başvurarak kendi olanaklarıyla sılah almaya kalksa. bu genel koşuldan başka herhangi bir koşula tabi değildi Bu defa Türkiye, bu konferans kararıyla, bu genel şarta ilaveten Kıbrıs konusunda kararda saptanan şartlara da tabı olacaktır Bu nokta üzerinde hiç durulmadı. 8) Gerekçe kısmında, ıktısadı yardımlarda aynı koşullara tabi kılınmıştır 9) Konferans kararına Yunanistan'ın ve Kıbrıs'ın ıthali şüphesız olumlu ve ılerı bir adımdır Ancak bu ülkeler için yükümlüluk getirilmemıştır Bu husus gözden uzak tutulmaktadır. Konlerans kararında ABD üslerınden dogrudan doğruya bir bahıs yoktur Ancak Sec 16. A. kısmında ve yine konferans kararının gerekçe kısmında yer alan "Türkiye ile tam askeri işbirliğinin ABD milli yararına ve NATO yararına olduğunun kanıtlanması" ifadesi kavram olarak üsleri de kapsamaktadır Gerçekten üslerin bir kısmı, hem ABD ve hem de NATO yararına olduğu gıbı bir kısmı da sadece ABD milli yararına çalışan askeri işbirliği unsurlarıdır Böylece, üslerin açılması da, ABD ıdaresinin ve Kongre'nin bekleyişleri, yani koşulları arasında yer almaktadır. 4) ilkeler ışığında çözümlenmesıyle mümkün olacaktır. Sovyet tepkisi üsler için bi zim Uzerimize değil, Amerika'ya yönelik oldu. ABD'nin önümüzdeki bütçeden bize vereceği para belli olduktan sonra ki daha fazla verecekler o zaman bizim üsler anlaşması da Kongre'den geçecek, zamanı berabere ayarlanmıştır. Aynca ABD'nin ulus • lararası bankalar nezdinde 'yeşil ışık' yakacağını biliyoruz (ekonomik ambargonun kaldırılacağını böyle söylüyor). IMF bizi sıkıştırdıgı zaman, 'Bizi duvara sıkıştırmayın, bu duvarda öteye gecebilecegimiz büyUklükte delik var! dedik.' Yani 'Sosyalist ülkelerle de işbirliği yapabiliriz' demek istedik, bunu anladılar. Ordu, bugiine kadar Cumhuriyel larihinde görülmemiş biVİmde iktidarla uyum icindedir. Isler koıııiMi J azetelerde. konferans kararının onayı ve üslerin açılacağına daır haberlerın beraber yer alması. bu mesut rastlantıyı kanıtlamaktadır 5) Ambargonun kalkmasına karşılık üslerin açılması ve askeri yardım sağlanması pazarlığının mantığı tartışılabılır. Ancak bu mantık içerisinde kalacaksak. eski tertıbe göre aldıgımız mı. yoksa şımdı sağladığımız mı daha iyıdır noktası da yıne tartışılabilır Yarın: K.HIaraş ola.yları G ve sıkıyönetim Oııoriler farklı Maraş hakkındakı ıkı toplumun önerisinin de olumlu olduğu ve BM Genel Se^reteri 3) ir defa Türkiye'nin NATO savunma planlamasındaki sorumluluğu, Yunanistan'a nazaran çok daha büyüktür ikincısı, Türkiye'nin |eostratejik konumu iki ülke arasında bir kuvvet dengesine izin vermez. Hal böyle olunca, denge kurulmaya çalışılması, Yunanistan'ı nıspetsiz ölçüde gözetmekten başka anlam taşımayacak buyuk bir haksızlık, bir sorumsuzluk teşkıl edecektır Yunanistan, Türkiye karşısında askeri denge kurduğuna. yanı caydırıcılığı sağladığına ınanmaktadır ve ilk çabası bu dengeyı korumaktır. Türkiye'nin mevcut mali güçlükleri devam ettiğı takdirde ve yine Türkiye çok yonlü bir tehdide karşı hazırlanma durumunda oldugu surece, dengenın korunması aslında Yunanıslan'a üstünlük sağlamak anlamınadır Esasen Kongre bu yıl ilk dela Yunanistan'a da denge fikrınden hareket etmiş olacak ki, aynı mıktarda dış yardım tahsıs etmıştır B Amerıka, bir anlaşmaya vanlıncaya kadar Kıbrıs'takı ateşkesın devamını sağlamak için nüluzunu kullanacaklır Bugünkü koşullarda, akh başında hıç kımse Kıbns'ta yeni bir macera aramaz. Ancak madalyonun dığer yönu şudur: Rurn yönetımı; uzlaşmaz. hatta ucu Türkiye'ye kadar varan çeşıtlı yıkıcı faaliyetleri ile, tutumuyla, böyle bir kalkanın arkasına saklanmaktadır. Türkiye'nin ya da Kıbrıs Turkunün eskalasyon opsıyonu elınden alınmaktadır Rum Yunan tarafı, bir üst madde de dikkate alındığında, kendı durumunu garanlıye almak, onun ötesı için mücadele verme hakkını saklı tutmaktadır. 7) Amerıka. Dış Yardım Yasası ya da Sılah ihracı Kbntrol Yasası uyarınca yapılacak güvenlik yardımlarının konlerans kararının (B) bölümunde kayıtla beş ilkeye (koşula) uyumlulugunu aramaktadır Başkan. yıne Sılah ihracı Kontrol Yasası 6) Oııcrilorinıfa ^*ıknıaıxsı M»kuldu II Genel düşunceler: 1) Kıbrıs yüzunden Türkiye'ye uygulanan ambargonun ızahı ve Türkıye'den beklenenler şım diye kadar şifahen ifade edilirken. bunlar adık ayrıntılı bir biçimde Kongre kararı haline gelmiştır 2) ABD idaresı eskiden ambargonun ya da kısıtlamanın kaldırılması ve toplumlararası görüşmelerın başlaması için bizden bırtakım jestler (asker çokme. iyi nıyet beyanları, Maraş için genelleme) beklerken ve bununla yetınırken. artık bunun çok ötesine geçılmıştir Sorunun bütun yönlerını kapsayan onerılerımız çıkmaza sokulmuş, Maraş önerımiz görüşmelerin başlaması koşulu haline dönüştürülmüştür 3) Başkan'ın konlerans kararını onaylamasıyla ambargo fiilen kalkmıştır. Ancak aynı onayla Kongre'nin Kıbrıs ve hatta Ege'ye ilişkin bekleyışlerı de yürürlüğe gırmıştır. Böylece ABD'nin dogrudan doğruya ya da BM Genel Sekreterı yoluyla sonuçları ve gelişmeleri izlemesı. konferans kararıyia saptanan ılkelerı (koşulları) gerçekleştirmek üzere faaliyete geçmesı donemı açılmıştır Ambaıgonun hukuken kalkması, bu sorunların. saptanan Kiskiıı karşıhgı 6) Uslerın beraberinde getirdiği ek riskin karşılığı. Silahlı Kuvvetlenn mevcut gereksinım büyüklüğü dikkate alındığında. herhalde halen sağlanan yardım mıktarı değildir Bu riskin karşılığı. ancak askeri entegrasyonun gereğine tarafımızdan ve muttefıklerımtzce tam uyularak sağlanabilır Halbukı hükümet. ayrı tehdıt değerlendirmesi ve yeni savunma kavramı yapacağını ileri sürerek. başka bir nıyete gorunüm sağlarken. aynı zamanda da üsleri de açmaktadır 7) •Maraş'ı peşkeş çekmek için almadık ' dendıgı halde Maraş ıçın yapılan son beyan peşkeşten başka anlam ifade etmez Gerçekten Maraş'a 35 bın Rum'un dönmesi, halen öngörülen ıdarı tertipler ne olursa olsun. bu sonucu doğurur ö) Batınm savunma geroksınımlerı ile bızım kı sıth olanaklarımızın koşullandırdığı gereksinımlerımız çok farklıdıı Bu nedenle pratikte Batı ile ortak savunma sanayıı kurulmasını beklemek büyıik yanılgı olur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle