Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 EKÎM 1985 Herkes Türkiye'ye gelmeyi çok istiyor. Türkiye'ye göç eden Afganların olduğunu duymuşlar. "Ama onlar zaten Türk. Hiç Patan göçmedi ki size" dediler. Türkiye onlar için cennet. Kurtuluş arıyorlar. Mercan aracılığıyla, "Afganistan kurtulduğu zaman ben inşallah üçüncü kez geleceğim buraya. Ama Caci'ye değil, Kabil'e. Orada görüşürüz. Siz de Türkiye'ye gelirsiniz." dedim. Savaş ortamı aşk gibi bir şey. Dili yok. Hissedince, görünce insan, birkaç sözcükle çok şey anlayabiliyor, anlatabiliyor. CUMHURÎYET/7 ODANIM İÇİ Küçücük odanın içindeyiz. Vakit geçmiyor. Dışanda çatışma sesleri de durmuyor. Konuşmaya çalışıyoruz. fgan mücahitleri arasınd Yazı ve fotoğraflar RAGIP DURAN Serkumandan A llah, maksadcihad 5 Iskenderheyl, sivil mıntıka artık. Konvoy tuzağa düşürülüp imha edildikten iki gün sonra Mig'ler bombalanuş etrafı. Mücahitler de geri çekilmiş. Bombalanan yerler arasında Hizbi îslami'nin karargâhı ve mektep de var. Zaten Mücahitler esas olarak seyyar. Çeşitli bölgelere gidip savaşıp sonra ya kamplara ya da Peşaver'e dönüyorlar. Bir de mevsim sorunu var tabii. Çaiışmalar daha çok nisan sonu ile ekim başı arasında oluyor. Kjşın kar durduruyor savaşı. tmam Sedmuhtar hem Hizbi lslami'nin yerel komutanı hem de köyün önde geleni. Hint yüzlü. Gülecen bir Müslüman. Arapça ve Farsça biliyor. llk tanıştığımızda Istanbul'un camüerini sordu. Çizerek kağjda anlattım. Yüzü nurlandı. Türklerin çoğunluğunun SünniHanefı olmasmı aynca büyük bir sevinçle karşıladı. Bizim tercüman Mercan'ı cepheye çağırdılar. Bu nedenle yarı dilsizim. Ama Afganistan'da okumuş yazmışlann çoğu Farsça biliyor. Dari diyorlar Afganistan'da konuşulan Farsçaya. Ben de biliyormuşum. Arapça da bilmem ama Türkçe'deki eski sözcükleri kullana kullana anlaştım bayağı. Savaş ortamı aşk gibi bir şey. Dili yok. Hissedince, görünce, birkaç sözcükle çok şey anlayabiliyor, anlatabiliyor insan. Sözcükler yetersiz kalınca jestler, mimikler giriyor devreye. Başka çare yok. Farsça ve Arapçamı geliştirmenin yanı sıra oyunculuğumu da geliştirdim. Son 4 gün. Ben ki sadece ilkokulu bitirirken bir müsamere ile lise son sınıfta "şamata gecesinde" sahneyle tanışmışım, sessız sinema oynadım bir süre, çok hoşlanna gitti. Sedmuhtar bu iletişim güçlüğünü çözmek için harika bir şey yaptı. Bir akşam açtı çıkınını, on dokuza katlanmış bir kağıt parçası çıkanp okumaya başladı. Şiir yazmış: "Şurevi taanız, mücabidin müdafaa Karmal cehemmen, Cihad zindabad Serkumandan Allah. maksad istiklal Serkumandan Allah, maksad cihad Afganistan azad, Afganistan azad Russi şeytan, Müslüman zindabad Maksad cumhuriyeti tslami Zindabad Afean..." Sadece Sedmuhtar değil, Mercan, Gülahmet, Canresul, sabah kapı aralığından gördüğüm kız, mülteci kampındaki yaşlılar hep Türkiye'ye gelmek istiyorlar. Türkiye'ye göç eden Afganların olduğunu duymuşlar. "Ama onlar zaten Türk. Hiç Patan göçmen gitmedi size" dediler. Türkiye onlar için cennet. Halbuki 6 yıl önce sadece biriki kişiden gelmişti böyle bir talep. Kurtuluş arıyorlar. Ne desem ki? Redettim. Mercan aracılığı ile anlattım: "Afganistan kurtulduğu zaman ben inşallah üçüncü kez geleceğim buraya. Ama Caci'ye değil. Kabil'e. Orada görüşürüz. O zaman durumunuz müsait olursa turist olarak gelirsiniz siz de Türkiye'ye..." Bugün Spineşaga'ya döneceğiz artık. tşim bitti. Ama yakalanmak ve ölmek korkusu terk etmedi beni. Üstelik çantam çekilmiş film ve kaset dolu. Bu kadar iş yap, yakalan. Çok yazık olur. Sedmuhtar da bizle geliyor. Mercan döndü. Gülahmet her zamanki gibi hazır ve nazır. Koyulduk yola. Ceplerimiz elma dolu. 3 saat ya yürüdük ya yürümedik. Şaga köyüne vardık. Köyde iki taş yapı var. Biri mektep diğeri cami. Karmal yaptırmış. Diğer yapılar hep kerpiç. Köyü geçtik. Bir grup mücahite rastladık. Bizimkiler uzun uzun ve endişeli bir ifadeyle konuştular onlarla. Sonra geri göndük. Uzaktan çatışma sesleri geliyor. Yol tıkalı. Geçemeyeceğiz. Şaga'da AbdülcehTin evine girdik. Bizi hemen Hacı odasına aldı. Tsvanda krepon kağıtlan. Ve tam ortada bir traktör farı. Yapay ışığı görmüş insanın elektriğe özlemi müthiş. Duvarlarda Mekke ve Kabe'nin posterleri var. Oda sevinçli. "Avcı" ya da "fcve Dönüş" fılmindeki sahneler gibi süslemişler odayı. Ameki temsilcisi olan Şeyh aracılığı ile ahyor. Gülahmet geldi. Yüzünden durumu anlamak olanaksız. "Sabahi müşkilat namevcut!" Anlaşıldı geceyi burada geçireceğiz. Yemekten sonra en az 15 kişilik bir grup geldi. Yaşlı mücahitler. Sabah Spineşaga'dan çıkmışlar yola. Sağ salim varmışlar Şaga'ya. Bizimkiler onlardan bilgi aldı. Bölgede bir Şurevi kaGülahmet gitti. Bekliyoruz. rakolu var. Mücahitler sürekli Canım sıkılıyor. Ama boş durolarak uzaktan top atışı ile ramak da olmaz. Günlük ekonohatsız ediyorlar Rusları. mik yaşam konusunda bilgiler 10 metrekarelik odada gece 20 istiyorum. Aslında gördüğüm kişi yattık. Ben yine tek karyokadarıyla tamamen kapalı ve yeladayım. Uyumak zor. Heyecan var. Yarın Spineşaga'ya oradan da Pakistan'a ulaşamama tehlikesi. Mücahitlerse müthiş yorgun. Uykulan da o kadar derin. Yalnız gece bir ara yandaki ahırmalzeme, yakrt ve diğer giderler için "Sovyet kaynakları sürekli olarak dan hayvanlann tümü birden günde 3 ila 4 milyon dolar harcadığını Afganistan ekonomistnin son derece güç bağırdı. Sanki kafalarına bir şey saptamıştır. (Yeni Çin Haber Ajansı 12 düştü. Aradan 510 dakika geçdurumda olduğunu belirtir. Ancak Haziran 1981) Batılı bir uzman ise, Sovyetler ne askeri harekâtın ne de ti. Bu kez uyuyan mücahitler, Afgamstan'a gönderdikleri maddi, askeri harcamalar hariç, 1980 yılının ilk tükürük bombardımanının yanısıra yüksek sesle sayıklamaya ©konomik yardımtn kesin tutarını altı ayı içinde, Kremlin'in 600 milyon açıkiarlar. Çin, 1981 yılmda yapttğt bir dolar harcadığını belirtmişti (Economist başladılar. Bir şeyler oluyor. Belki 10 dakika sonra anlaşıldı hesaplamada, Moskova 'nın askeri 30 ağustos 80) Yine bir başka Batılı işin özü. Uçak uğultusu. MİG"uzman, askeri ve sivil harcamaların aynı ler ve MI24 helikopterleri kızıRakamların dili dönemde günde 1012 milyon dolan lötesi ışınlarla donatılmış. Gece bulduğunu yazmıştı. (Nayar Reporton de bombalayabilir. Demek ki al1978 1985 tıncı his, diye yorumladım ben. Koyun eti 45 (rupi) 220 {rupi) Afghanistan). Kuşkusuz her iki sayı da Çünkü uçak gürültüsü duyulmaKuzu eti (adet) 3300 20.000 iahmin olarak değerlendirilmeU. dan bebek gibi uyuyorlardı hepÇiçek yağı (7 kg) 70 220 İlginç oten, Sovyet hükümetinin si. Bu derin uykunun sırnnı Pirinç (7 kg) 95 375 ekonomik planlama örgütü Gosplan'ın, çok merak ettim doğrusu. PePatates (7 kg) 25 200 Afganistan ekonomisini sürekli olarak şaver'de "Afganistan İsveç KoDomates(7kg) 20 110 destekleme direktifı almış olması. mitesinde" çalışan Hollandalı Ekmek (adet) (500g) 2 6 Sovyetler Birliği'ndeki Bilimler Akademisi bir kızla konuşurken şöyle bir Odun (7 kg) 12 90 şey demişti: "tslamiyet ile HırisDoğu Araştırmaları Enstitüsü'nün bir tiyanlık arasındaki farkı mı soyetkilisi, ekonomik olarak Afganistan'ın (Afgan Rupisi olarak verilen bu sayrtar, Karmai tüm açığının ve kalkınma harcamalarının ruyorsun? Ben şunu gördum. yönetiminin egemen olduğu bölgelerde uygulaBiz Batıda doğduğumuzda/kanan fiyattardır.) artık Moskova'dan sağlanmast famızda bir süru sorıı işareti iie 1 Afgan Rupisi = 0.125 Pakistan Rupisi gerektiğini beürtmiştir." (FCO The dünyaya geliyoruz. tslam dünya1 Afgan Rupisi = 0.008 Amerikan Dolan Soviettsation of Atghanistan) sında ise bebek dogduğu zaman 125 Afgan Rupisi 1 dolar kafasında bir sürii hazır cevap (Afganistan Report No 5, 15 Haziran 1985 S. 26. StratejiK f A?shantet»t and Sovtet UıMon" Henry S.BcadctMr var." rikalı, Vietnam'dan sağ salim dönen askerini karşılıyordu böyle. Patanlar da Hac'dan dönen kardeşlerini. Bir de cam çerçeve içinde "kelimei şahadet" var. Ama çerçevenin kenanndaki kartpostallarda beklenmedik manzaralar. Moskova kenti. Kartpostallann arkasına baktım. Rusça yazılar. Nereden bunlar? Khost'tan gelenler getirdi. Cephede bulmuşlar, dedi. Şaga'da bakkal var. Çocuğu gönderip bir "Red and White" sigarası ile kibrit aldırdık. Kibrit Rus malı. Sigara da bizim " B a h a r " sigarası türünden. şekilde yine ötekinin sağ omzuna doğru yöneltiliyor. Son harekette de yine sağ ve sol omuzlar tokuşturuluyor. Tango sahhesinden özetler. Pakistan'da ve kamplarda sadece "Selamünaleyküm" deniliyor da, içeride daha uzun bir selamlaşma kelamı var. Herhalde " O nasılsın, eş dost nasıl?" filan diyorlar. pisi maaş ahyor. 10 dolar ediyor. Tabibin maaşı ise 4 bin rupi. Hükümet ordusunun bir subayı ortalama 3 bin rupiyle geçinmek durumunda. Yalnız evlenecekse yandı. Çünkü Patan geleneği uyarınca 'kadın' çok pahah. Başhk parası 700 bin rupi. Kadın kadar pahah silahlar da var. Örneğin Rus yapısı bir Kalakob 600 bin rupi. Kalaşnikovlarsa 200 bin. Kadın ve silahtan sonra en önemli şey, at.O da 80 bin rupiye pathyor. Karmal yönetiminin bütün çabalanna rağmen geleneksel üretim ilişkilerinde köklü bir değişiklik olmamış. Afganistan ve Sovyetler Araştırmatar Enstitusü/ isiamabad Pakistan) 1983, Dutol UflhMtrsJty Pres» ABO) İstirahat. Kendimizi 15 saatlik piyadeliğe hazırlarruş olduğumuz için 3 saat yol yormadı bile. Ama bu kez "Burada mahsur mu kaldık" endişesi. Müşkülat. Yemek yedik, çay içtik. Uyuduk. Sohbet ettik. Vakit geçmiyor. Çatışma sesleri de durmuyor. Sonunda Gülahmet'i göndermeye karar verdiler. Silahını taktı omuzuna helalleştiler, çıktı yola. Patan selamı güzel bir tören. Öpüşme yok. Karşı karşıya geldiklerinde sağ omuz ötekinin sol omzuna değdiriliyor. Sonra boyun hafif ama hızlı bir tebildiği kadar kendi kendine yetmeye çalışan bir ekonomik düzen var. Iskenderheyl mmtıkasında yıkılmış, bombalanmış ekili alan görmedim. Mısır ve buğday tarlaları çok. Hayvancılık da çok geri değil. Ama okul yok. Çocuklar bütün gün dışanda. Kuş avlıyorlar Kalaşnikovla. Pusuya düşmüş tank, kamyon ve zırhlı araçları söküyorlar. Haftada bir Khost'tan ya da Pakistan'dan deve kervanı gelirmiş. Bakkala malzeme. Karmal yönetimi altında çalışan ilkokul öğretmeni ayda 1200 Afgan Ru Kimse ürününü deviete saımıyor. Kafıre mal satılır mı? Yine köyün şeyhi, ağası, piri topluyor çuvallan. Yancıhk burada da revaçta. Pirincin kilosu 80, patatesinkiyse 40 rupi. 1 kilo et yemek için 120 rupi saymak gerek. Peşaver'deki örgütler sivil halkın kendilerine sonsuz yardım etmesinden memnum.Peki, mücahit örgütleri size paraca yardım ediyor mu? Ne! Ayrıca, mıntıkayı azadda, Karmal'in gücü ve yetkisi olmadığı için, aşar vergisini de bazen mücahit örgütü doğrudan bazen de bölgede Sabah üçtü saat. Kahvaltı etmeden ve namaz kılmadan çıktık dışarı. Köyün içinden bile sessizce, süzülerek geçtik. Abdülcelil en önde. Başka bir yoldan gideceğiz. 2 saat kadar dağ tırmandık. Tepeye geldik. Güneş yeni doğuyordu. Kızılhk. Arkamıza baktık. Uzakta beyaz bir baraka var. Taştan. "Şurevi" dediler. Sonra da gülerek "Müşkilat halas". Atlattık tehlikeyi. Yarın: Peşaver cephe geri merkezinde KÜÇÜK MÜCAHİT Yaztya gerek var mı? AÇILIŞ TÖREMİ Yeşilyurt'taki Hava Müzesi'nin açılış töreninde Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil Sözer fsağdan üçüncü) de hazır bulundu. (Fotoğraf: DESİZ TEZTEL) Türk havacılıgının gelişimi Hava MüzesFnde sergîleniyor 2 bin 750 metrekarelik kapalı alan üzehnde 10 ayrı bölümden oluşan müze, pazartesi ve salı günlerinin dışında gezilebilecek. İstanbul Haber Servisi Türk Hava Kuvvetleri tarafından yaptınlan Hava Müzesi dün düzenlenen törenle açıldı. İlk defa 1971 yılında İzmirCumaovası sivil havaalanında kurulan Hava Müzesi 197S kadar faaliyetlerini sürdürmüş ve müzenin gelişnrilmesi içiıv elverişli koşullann bulunmaması nedeniyle 1974 yılında İstanbulYeşilköy'e taşınması girişimlerine başlanmıştı. Hava Müzesi'nin açılış töreninde bir konuşma yapan Hava Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Ahmet Çörekçi, Hava Müzesi'nin kurulmasının geciktiğine değinerek şunları söyledi: "Bütün amacımız, kendisini fiziki güç ve ruhsal açıdan destekleyen silahını yaparken hem hir savaşçı, hem de bir sanatçı ruhu ile süsleyen geçmişimiz gibi, hiçbir süsü olmayan ve ölüm saçan çagdaş leKRulujının sılanını üa reıatı. mutluluk ve banş getireceği düşüncesiyle tüm insanlara sevdirmek, eğitim ve ilme hizmeti yanında kuçumsenmeyecek turistik değerinden azami yararlannvaktır." Hava Müzesi'ni açan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil Sözer de Atatürk'ün havacı Türk gençliğiniu yetişmesini istediğini, böyle bir müzenin açılmasınm bu isteme de katkıda bulunacağına inandığını söyledi. Hava Müztsi'nin açılış törenine Hava Kuvvetleri Komutant Orgeneral Halil Sözer, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Recep Ergun, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Doğan Cüreş, İstanbul Valisi NevzaC Ayaz, Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, emekli subaylar ve davetliler katıldı. Hava Müzes 12 bin 500 metre karelik aeık, 2 bin 750 metre karelik kapalı alan üzerinde 10 ayrı bölümden oluşuyor. Türk ve dünya havacılığının gelişiminin, pervaneli ve jet uçaklarının, deği>ik silahlar ile giysilerin yer aldığı Hava Müzesi pa7artesi, salı günlerinin dışında gezilebilecek. VİYANA Sosyalist Enter Sosyalist Enternasyonal gene! nasyonal büro toplantısına göz kongresinin haziranda yapılacalemci olarak katılan SODEP ğını, SHP'nin de kurulduktan Genel Başkanı Erdal İnonü. Baş sonra hazirana kadar üyelik başkan VVilly Brandt'ın kendisine vurusunda bulunacağını açıklasöz vermesi üzerine toplantının dı.İnönü, HP'den üç milletvekiikinci gününde >3ptığı konuşmalinin istifası konusunda ise koda HP'yle birleşmeyi anlattı. nuşmak istemedi. Sözlerine "tüm SODEP üyelerinden kardeş selamlarını getirdiği" cümlesiyle başlayan Inönü, Bulgaristan'daki Türk azınlığa uygulanan baskıların insan haklarına aykırı olduğuna dikkat çekti. İnönü, "Lmarım Sosyalist Enternasyonal, yüksek prestijini kullanarak bu sorunda Bulgaristan'ı insan haklarına saygı gösBLDAPEŞTE SOFYA. tererek bir çözüme teşvik eder" (Cumhuriyet) Türkiye, Avrudedi. pa Güvenliği ve İşbirliği Konfeİnönü, daha sonra HP ransı (AGİK) çerçevesinde bir SODEP birleşmesi yolundaki çaforum olan Avnıpa Kültür Konbalann kamuoyunda uyandırdıferansı'nın Budapeşte'de düzenğı olumlu etkiye dikkat çekerek. lenen toplantısında, Bulgaris"Amacımız Türkiye'de demokratan'daki Türk azınhğa yapılan sinin bütün kurum ve kurallarıybaskılar sona erdirilmedikçe ikili la gerçekleşmesi, özellikle insan ilişkilerin düzelmesi olanağınm haklarına tam saygı, özgür senbulunmadığını bildirdi. dikal faaliyetler. ekonominin yeKonferansa katılan Türk heniden yapılandırılması, üretimin art ınlması, hakça gelir dağılımı yetinin başkanı Büyükelçi Cenap nın sağlannıası, işsizligin önlen Keskin, Budapeşte'de yaptığı konuşmada, "Bulgar hukümeti, mesi ve bu amaclara demokratik yollardan ulaşılmasıdır" ifadesi toprakları üzerinde yaşayan Türk azınlığın ulusal kişilik ve ni kullandı. kültürünü yok etme politikasını sürdürüyor. Bu zorunlu asimiİnönü sözlerine devamla, lasyon ve Türk ulusal kültürünün "Daha önce Türkiye'den CHP, yok edilmesi siyaseli sürdüriildüSosyalist Enternasyonal'e girme ğü takdirde, Türkiye ve Bulgaşerefini kazanmış, bu üyelikte ristan ilişkileri ataletten kurtulasosyal demokrat mücadele veren mamaya tnahkumdur" dedi. Bülent Ecevit'in büyük katkısı olmuştu. Ecevit bugün de sosyal 35 ülkeden temsilcilerin katıldemokratların bir çeşit yılmaz dığı toplantı. amaç olarak bir savicdanıdır. Sos^l demokrat ola nat ve kültür forumu olmasına rak bugün de görev y^apmakta karşın, gündeme azınlık ve insan dır" dedi. hakları sorunları da getiriliyor. İnönü, Brandt'la görüştü HALKÇI PARTİ GENEL SHP, hazirana kadar Sosyulist BAŞKANLIĞINDAN EnternasyvnaVe başvuracak BILDtRİLMtŞTİR İnönü daha sonra CumhuriMEHMET İNHAN DUYURU yet'in sorulannı yanıtlarken de Halkçı Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi 2 Kasım 1985 Cumartesi günü saat 10.00'da Tunah Hilmi Caddesi Ses Sineması'nda aşağıdaki gündem gereğince toplanacaktır. Çoğunluk sağlanamadığı takdirde 9 Kasım 1985 Cumartesi günü aynı yer, aynı saat ve aynı gündemle toplanacaktır. Büyük kongre üyelerine duyurulur. Türkiye, Bulgaristan sorunıınu AGİK'e getirdi Prof.Dr. AYDIN GÜVEN GÜRKAN HALKÇI PARTİ GENEL BAŞKANI GÜNDEM: 1 Açılış ve yoklama 2 Kongre Başkanlık Divam'nın oluşturulması 3 Saygı duruşu 4 Genel Başkan'ın konuşması 5 Tüzük, program, kapanış bildirgesi komisyonlanmn seçimi. 6 Tüzük, program, kapanış bildirgesi komisyonlanmn raporlannın karara bağlanması 7 Siyasi Paniler Yasasf nın 109110. maddeleri gereğince SODEP'in katılımı nedeniyle mallannın kabulü hakkında karar alınması 8 Seçimler a) MKYK eksik üyelikleri için seçim. b) MDK eksik üyelikleri için seçim 9 Kapanış bildirgesi 10 Kapanış lİYATROSU Halide Avcılar'da öevenciye eşyalı oda Tel: 585 39 94