Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 17 EKİM 1985 Çalışma hayatı kadın için bir "okul Kster erkek, kadın olsun, insanlann yaşaınlannda kışiliklerine yeni boyutlar katan, bilgılerını zenginleşıiren, olaylara bakış açılannı dennleştıren bazı "okullar" vardır. Yaşarna gozumüzu açar açmaz "okul dönemi" başiar, adımımızı attığımız "birinci okul", anababa ve kardeşlerden oluşan aüedır. Sonra ilkokul, ortaokul, lise gibı gerçek "okullar", daha sonra "evlilik" gibi, "askerlik " gibı hayat okııllan çıkar karşımıza.... Dunku bolümde Prof. Dr. Türkan Saylan'ın "ilk evliliğim benim için ikinci bir universiıeydi. " vollu söTİeri de bu gerçeğin allıtıı çızmektedir. Çalışan kıştler için günıın buyük bölümünü geçırdiklerı işyeri de gerçek bir okul nitelığmdedir. Bu okul, "evlilik okulu"nun yanı sıra kişinin yaşantısında en uzun süre devatn eden, en zengin bilgileri içeren, ama en zor okullardan biridir. Çunku disiplin ister, istikrarlüık ister... En onemlisi de mücadele gücıi ister ve muccdeleci bir kişıliği olmayan, direnme gucu zayıf olana sılınır gider, ya da "sımfta kalıp, okuldan atılır. " Çalışma hayatı, ister fabrikada vastfsız bir işçi, ister bir bankada memur, isterse büyük bir kurumda ust düzey yönetici olarak sürdürulsün, kadmlann kışiliklerine yeni boyular katmakıadır. Çeşitli kesımlerden kadınlarla yaptığımız soyleşilerde goze çarpan en önemli bulgulardan biri, çalışan kadının aile içindeki soz hakkının artmış olmasıdır. Alt gelir grubundaki ışçi kadmlann çoğu, aıle yaşantılarını aniatırken, gerek alt, gerekse orta gelır grubunda yer alan ve ev hanımlarma oranla daha az kadercı, daha az boyun eğen, daha etkili kişilık tablosu çizmiştir. Gerçi çalışan kadmlann çoğu, aile içındekı söz haklarının artmasım kendilerinin de para kazanmasına bağlamışlardır. Ancak "Paran kadar konuşurşun" diye vulgarıze edebıleceğımiz bu etkenden belkı daha da onemlisi, çalışan kadının ış hayatındaki deneyımleriyle "mücadele ederek başarmayı" oğrenmış olması, yani mücadele ederek aıle içinde de bazı hakları elde edebileceğınin bilincine varmasıdır. S'ıtekim Altın Yıldız'lı iplik işçisı Hatice Kaya'mn "keşke iş hayatı Anadolu'yada gitse de, Anadolu kadını çekmese... Biz ne kadar çekiyoruz desek, çektiğimiz sıkmtılar, onlannkinin yanında devede kulak kalır." yolundakı sozlerı de sanınz bu gerçeği vurgulamakıadır. Anketlerin DiliyleVeri Araştırma Modayı en çok orta tabaka çalışan kadın izliyor Kendi tanıştığı kışiyle ailesinin onayım alarak evlenen (% 67,8), örgun eğitim sürecinde ortalama 11 yıl kalarak lise mezunu olan, eşi ve evlenmemiş çocuklanyla birlikte yaşayan fçekirdek aile oranı % 77,7) orta toplumsal tabaka çalışan kadını, çalışan kadın olmaya devam etmek mi istiyor, yoksa ev kadını olmak mı istiyor? MERAL TAMER 4 "Ortadirek" çalışan kadını Sorunların bilincinde, ama çözümüne gücü yetmiyor "Eğer benim sorunlanm çözumlenmiş olsa, anne olarak, ev kadını olarak... Çocugumu rahalça bırakabileceğim bir yuva olsa. Ev işlerini kocamla rahatça paylaşabilsem. Ya da kazandıgım para, bir kadın tutup, bu yükü hafifletmeme >etse. Ulaşım sonınum çözülmiiş olsa, yemek sorunum çözülmüş olsa, neden çalışmayayım? Ama kadının çalışmasından yana olmama ragmen, bu koşullarda çalışmamayı tercih ederim." x \ y ş e Hanım'ın bu duşüncesini Dilek Hanım da paylaşıyor, ancak "evde oturmak da zor gelir bana" dıyor ve ekliyor: " N e yapacağım evde oturup. İşlerim bittikten sonra ev toplantılarına, günlere gideceğim. Her türlü iiretimden uzak, gittikçe yozlaşacağım. Bence ev işleri kadar, evde oturmak kadar kadını yozlaştıran başka bir şey yok. Buna rağmen arkadaşın dediği gibi, olanağım olsa ben de çalışacagım." Ayşe Hanım'la Dilek Hanım'ın en büyük kaygıları çocuklarımn eğitimi. Her ikisinin de çocuğuna anneleri bakıyor. Dilek Hanım, "Çocuğum okula başladığı zaman, onunla yeteri kadar ilgilenemeyecegim. Sanınm egitiminde aksamalar olacak" derken, Ayşe Hanım şunları söylüyor: "Çocuğun sadece egitimi degil, terbiyesi de aksıyor. Annemin çocuga tutumu ile benimki bir degil. Her şeyden önce kültiir farklılıgı var aramızda. Çocuğun giyiminden, uvkusuna. yemesine kadar her konuda farklı düşünüyonız. Ama çocuga o baktığı için daha etkili oluyor benden. Çocuk alabildiğine şımarık. Ögretmeni bir kaç kez bir kardeşi olması, sorunlanm çözerdi dedi. Ama böyle bir şansımız yok. İkinci bir çocuk doğurma özgürlüğümüz yok." Ayşe Hanım'la Dilek Hanım'a göre, çalışan kadının sorunlarını öyle yanm saatte, bir saatte ya da bir kaç sayfalık bir yazı ile dile getirmek olanaksız. En basitinden çalışan kadının cinsel yaşamı bile dengeli degil. Aşırı yorgunluk, sinir bozukluluğu eşleri ile dengeli bir cinsel ilişkiyi yürutmelerine engel. Bu da ilişkilerini çoğu zaman olumsuz etkiliyor. Duzenli giden ilişki böyle bir sorundan kısa sure için de olsa etkileniyor, aksayabiliyor. Çalışmak daha güzel Çalışan orta toplumsal tabaka kadınının, ev kadını / çalışan kadın olma isteme nedenleri ve oranları (V olarak) "o Ev kadını olmak isteyenler % 40,6 Aileye daha iyi bakabilmek için % 28,7 Çalışma guçluğü nedeniyle % 5,9 Ev işlerinden hoşlandığı için % 0,5 Neden belırtmeyenier % 5,5 Çalışan kadın olarak kalmak isteyenler. % 59.4 Ekonomik'nedenle % 22.8 Statü kazanmak için % 14.9 Topluma yararlı oimak için % 9,4 Ev işlerinden hoşlanmadığı için % 1.0 Neden belirtmeyenler % 11,3 TOPLAM % 100,0 Tablo orta toplumsal tabakada 10 çalışan kadından 6'sının çahşmaya devam etmek istedığinı ortaya koyuyor. Orta tabaka çalışan kadınının ev kadını olma isteği "ailesine daha iyi bakabilmek" duşuncesinden kaynaklanıyor. Buna karşılık, ekonomik nedenler, statü kazanma isteği, uretıci ve topluma yararlı olma duygusu orta tabaka kadınının çalışma yaşamını seçişinde etkili oluyor. Noter'de çalışan Dilek Tizsenve Ayşe Yaman: 'Çocuk doğurma özgürlüğümüz bile yok. İkinci bir çocuk doğurmak istesek bile bu şansıtnız yok.' Ayşe Yaman: 'Eşim bana ev işlerinde yardım ettiğinde, toplumun aydın sıfatını yüklediği kişiler bile kılıbık diye alay etti.' YURDAGÜL ERKOCA U i l e k Tizsen ve Ayşe Yaraan. îkisi de Noter'de çalışıyor. tkisi de çalışan kadının sürekli parçalanma halinde olduğunu savunuyor. Bir çok kadının rahatça kabullendiği "erkeğin mutlak hâkimiyeti" onlar için geçerli değıl. Somnlarının farkındalar, ancak çözıimlerin kendi ellerinde olmamasından yakınıyorlar. Ayşe Yaman; "Aslında biz şanssız insanlanz, sorunlan biliyoruz. Yapılması gerekenleri de, yaşanması gereken değerleri de... Ama ne sorunların çöziimii bizim eiimizde, ne de bildiklerimizle yaşadıklarımız aynı şeyler" diye ozetliyor duşündüklerini. Her ikisi de, "çocuk doğurma özgurlüğümüz bile yok" diyorlar. "İkinci bir çocuk doğurmak istesek bile, bu şansımız yok." Dilek Hanım'ın 4 yaşında bir kızı, Ayşe Hanım'ın ise 8 yaşında bir oğlu var. Her sabah 08.30'da işyerinde olmak için yola çıkıyorlar. Saat 17.30'a kadar çahştıktan sonra alışveriş yapıp evlerine dönüyorlar. Evin dağınıklığmı toplamak, yemek yapmak, çocuklarla ilgilenmek... derken bir sonraki gun aynı koşturmacanın içinde buluyorlar kendilerini. Hafta sonlan yine ev işleri, çamasır, utii ya da konuk ağırlamakla geçiyor. "Eşleriniz size ev işlerinde yardımcı olmuyor mu? sorusunu Dilek Hanım, " h a y ı r " diye yanıtlıyor. "Çünku eşim Anadolu erkeği. Erkeğin iş yapması ona ters geliyor. Ailesinde böyle görmüş. Butün evin işi benim omuzlanmda." ~~~~ '~ ~"~ Ev işlerini kim yapıyor? Orta toplumsal tabaka çalışan kadın ailesinde, ev işlerinin kimler tarafından ne oranda yapıldığı (% olarak) Aileden Kadın tek birinin Kadın hiç başına yardımıyla karrçmadan Temızlık Yemek pişırme Bulaşık yıkama Camaşır yıkama Tamırat Ahşvenş 73,7 83.8 89.2 90,7 7.0 29,7 13.7 12 6 6,4 10 3 6,9 3 9 5,4 3 9 8.5 84,5 30.2 4 0 1 SÜREKLİ PARÇALASMA li parçalanma içinde. HALtSDEYİZ \oter'de çalışan Dilek Tizsen 'e göre çalışan kadın, süreklıbık diye alay etti. Biz de bn sorunu demek ki öyleymiş deyip kendi aramızda çözümledik. Başkalarının yanında bu işleri ben yaptım." Her ikisi de genelde, kadının çalışmasından yana. Ancak evin geçimine katkıda bulunmak zorunda olmasalar, kocalarının maaşı evlerini geçindirebilecek düzeyde olsa, çalışmaktan hernen vazgeçecekler. Ayşe Hanım bunun nedenini şöyle açıklıyor: .iVyşe Hanım, bu konudabiraz daha şanslı. "Kocam bana yardım eder" diyor ve ekliyor. "Saiata yapar, kahvaltı hazıriar. Arkadaşın be>i gjbi benimki de Anadolulu. Feodal bir kültiir almış. Iş yapmaya kalktıgında ki hamileligim sırasında beline onlük takıp bulaşığa girerdi aydın geçinen arkadaşlannııt, toplumun aydın sıfatını yüklediği kişiler bile kı Orta toplumsal tabaka çalışan kadını gunluk ortalama 186 dakikasını ev işlerine ayırıyor. Alt toplumsal tabaka çalışan kadınından 14 dakika daha az ev işlerine zaman ayıran orta tabaka çalışan kadını, çamaşınnı % 24,3 oranında otomatik çamaşır makinesi ıleyıkarken, bulaşıklarım % 1,5 oranında makme ile yıkamaktadır. Temizlik işlerinde yaklaşık 10 orta tabaka çalışan kadınından biri ucretli yardımcıdan yararlanırken, yemek pişirmede bu oran yüzde 1 'e, çamaşırda iseyuzde 0,5'e duşüyor. Boş zamanı olsaydı... Orta toplumsal tabaka çalışan kadını. boş zamanını nasıl değerlendinr ( r o olarak) Ev dışı gezmeyle değerlendırırdım % 28,4 Eve ve çocuklarıma ayırırdım % 22,8 Dinlenmeye ayırırdım % 19,3 Kültürel faalıyetleri izlerdim % 12.2 Arkadaş zıyaretlerıne ayırırdım % 9.6 Sosyal faaliyetlere katılırdım % 4,6 Elişıörgü işleri yapardım % 2,5 Oyun oynamaya ayırırdım % 0.6 Orta toplumsal tabaka kadını boş zamanını değerlendirmede; doğada gezıp dolaşmaya, evine çocuklarına ve dinlenmeye önem veriyor. Bu uç faaliyet biçimi, 10 orta tabaka çalışan kadınından 7'sinın seçımıni ortaya koyuyor. DördUncu sırada sosyal kulııirel faaliyetlere katılmak ya da bu faaliyetleri izleme yer alıyor. Komşu arkadaş ziyaretlerinin çranı, yalnızca yuzde 9,6. Karıları çalışan erkeklere mesaj Evde huzur istiyorsanız ev işlerine yardımcı olun MjLer kesimden çalışan kadınlarla yaptığımtz söyleşilerden, sanımz eşi çalışan erkekler için de önemli bir mesaj çtkıyor: "Evde huzur anyorsanız, eşinizi mutlu etmek gibi bir amacımz varsa, aksamlan eve döndüğunüzde karşımzda güler yüzlü bir kadm görmek istiyorsanız, ev işlerinde kanmza yardımcı olun." Çünkii biz gerek bu yazı dizisine yansıyan, gerekse yer darhğt nedeniyle yansıyamayan söyieşılerimizde, ev işlerinde eşinden yardım gören kadının hayattndan memnun olduğunu farkeıtık. Bu arada çalışan kadının eğitim düzeyi yukseldikçe ve kazandığı para arttıkça, ya ev işlerini eşiyie dahafazia paylaşrığını, ya da evde işleri para ödeyerek üçüncu bir kişiye yaptırdığmı, dolayısıyla ev işinin Ust düzeydeki çalışan kadın için pek de önemli birsorun olmadığtnı beiirledik. "Her başarılı iş kadınının yanında bir erkek vardır O a d u n katipoğlu, 76 ulkede 250O'u aşkın Soroptımisı kulubun ust kuruluşu Uluslararası Soroptimıst Teşkilatı'nın Dunya Başkanı. " E n iyiyi amaçlayan iş ve meslek kadınlan" anlamına gelen Soroptimist derneklerinin toplam 75 bini aşkın uyesi arasında ingiltere Başbakanı Margaret Thatcher, Avrupa Parlamentosu eski Başkanı Simon Veil gibı ünlüler de yer alıyor. Yani Sadun Katipoğlu şımdi dünyadakı 75 bini aşkın meslek kadınının başkanı. Onun evliliğe, aile hayatına ve kadının toplunıdaki yerine bakışını oğrenmek ilginç olmaz mı? Sadun Hanımın yetişmiş bir oğlu, 2 torunu var. Şimdi devlet memurluğundan emekli olan eşiyie birlikte 2 kişi kalmışlar evde. Sadun Hanım Dr. Nejat Eczacıbaşı tarafından 1964'te kurulan Ekonomik ve Sosyal Etüdler Konferans Heyeti'nin genel yoneticisi. "Bir koltuğa üç karpuzu nasıl sıkıştırıvorsunuz?" diyoruz.. Ö>le ya hem Soroptimıstlenn Dunya Başkanlığı, hem Konferans Heveti'ndekı tam gun ça Dünya îş Kadınlarının Başkanı Sadun Katipoğlu Sadun Katipoğlu: 'Evin dışında bu kadar başarılı olabilen erkek, evdeki basii işleri neden beceremesin?' hşma, hem e\ işleri... "İki erkeğin desteğijle" diye söze başlıyor Sadun Hanım ve daima evde eşinden, ışyerinde de Dr. Nejat Eczacıbaşı'ndan buyuk anlayış ve destek gordüğunü ifade ediyor. Devamlı çalışan kadın olduğu için ev işlerini kanıksamasına fırsat kalmadığını ve bu vuzden evde seve seve iş yaptığtnı dile getıren Sadun Katipoğlu, " O konuda da en büyük yardımcım eşimdir. Alışverişi o yapar. Mutfağa beraber gireriz, ikimiz de işlerin birer ucundan tutarız. Zaten birbirimizin >uzünu aksamlan gorüyoruz. Hem ahbaplık eder, hem iş yapanz. Şükürler olsun, eşimle uyum içinde yaşıyoruz" diyor. Sadun Katipoğlu'na göre bir kadının iş hayatındaki başarısı evdeki huzura bağlı. "Öylevse size gore her başarılı iş kadınının arkasında ona destek olan bir eş var, değil m i " diye soruyoruz Sadun Hanıma. Ama Sadun Hanım derhal itiraz ediyor: "Havır, bir dakika, öyle on arka falan laflarını sevmiyorum ben. Kimse kimsenin onünde arkasında degil. Ben yanında divorum. Her başarılı iş kadınının yanında iyi bir eş vardır. Nasıl ki her başarılı erkeğin yanında bir kadın varsa..." Sadun Katipoğlu için erkeğin ev işlerine yardımcı olmamasını da anlamak hayli güç: "Evin dışında bu kadar başarılı olabilen erkek, evdeki basit işleri neden beceremesin. Ama evde ev işlerinin paralı yaptırıldığı bir düzen kurulmuşsa o başka... O zaman da karı koca el ele verip beraberce eğlensinler.." Modayı ne kadar izliyor? Çalışan orta tabaka kadınının modayı izleme oranı ve kaynakları ("fo olarak) Modayı izlemeyenler % 36,8 Modayı vıtrinierden ızleyenler % 38,2 Modayı çok kaynaktan izleyenler % 11,8 Modayı arkadaslarından izleyenler % 4,9 Modayı gazete ve dergılerden izleyenler % 6.9 Modayı radyoTV'de izleyenler % 1,6 Çalışan kadınlar içinde modayı en çok izlediklerini soyleyen kadınlar, orta toplumsal tabaka kadınlan. Aynı zamanda birden fazla kaynaktan modayı izleyenlerin en yoğun bulunduğu grup, yıne aynı grup. Orta toplumsal tabaka çalışan kadınlan, çalışan kadınlar içinde yalnızca modayı izleme açısından öne geçnıiyorlar, en önde oldukları bir başka konu da, ailelerinin karşı çıkmasma karşm ısıediklerı kişi ile evlenmeleri (% 14,6). Ve bunlara ek olarak, dünyaya ikinci kez gelmek olanakh olsaydı, "dünyaya yine kadın olarak gelmek isterdim"yanmnı en çok verenler (% 68,9), yani kadınlıktan en çok memnun olanlar, orta toplumsal tabaka çalışan kadınlan. £ Konken oynayan kadın, işçi kadın kadar bağımlı ? Türkiye'deki femininst hareketin öncülerinden olan 41 yaşındaki Stella Ovadya klinik psikoloji öğrenimi görmuş. YAZKO'nun 198283 yıllannda yayımladığı Somut dergisinde feminizmi savunan çeşitli yazıları çıkan Ovadya, geçen yıl faaliyete geçen ve feminist kadınlan çatısı altında toplanan Kadın Çevresi A.Ş.'nin de kurucularından. Stella Ovadya, 10 yaşındaki kızıyla birlikte yaşıyor. Ovadya'ya kadınlarla ilgili bir dizi yazı hazırladığımızı ve bu dizide toplumun çeşitli kesitlerinden farklı gelir düzeyi ve duşünce yapısına sahip kadınların aileye ve hayata bakışını ortaya koymak istediğimizi soylediğimizde ilk tepkisi, Anladığım kadanyla siz, toplumun çeşitli kesitlerinden kadınlarla konuşup, aralarındaki farklan, hatta tezatlan vurgulamayı düşünüyorsunuz. Oysa bence kadın açısından önemli olan kadınlar arasındaki benzerliklerin vurgulanmasıdır," oluyor ve hemen ekliyor: "Çünkü kadınlık durumu, toplumun tüm kesimlerini yukandan aşağı bölen bir durum. Ama boyle derken bivolojik bir ayrımdan söz ettiğim sanılmasın. Kadınlık durumu toplumsal bir durumdur, Erkekkadın ilişkisi bir toplumsal ilişkidir ve çelişki içerir." Stella Ovadya'ya "Demin bana önemli olan kadınlar arasındaki benzerliklerin vurgulanmasıdır, dediniz. Soz gelişi bir işçi kadınla, gunlerini konken oynamakla geçiren bir ev hanımını ele alacak olursak, bunlar arasındaki farklar, benzerliklerden daha çarpıcı değil m i ? " diye sorduğumda, "hayır'Ma başlayan şu yanıtı alıyorum: "İşçi kadınlar çift mesai yaparken. konken oynayanlar hiç mesai yapmıyormuş gibi gözükür. Bu son Bugünkü şartlarda bu topluma çocuk doğurmak, Ovadya'ya göre biyolojik ve ideolojik bir tuzağa düşmek. Stella Ovadya: Evlilik mesleğidir kadının. Bunu boğaz tokluğuna yapar. Boğaz tokluğu vizon kürkü de içerir, İsviçre'de kayak yapmayı da. Ama bağımsızlığı içermediği muhakkak. derece yuzeysel bir bakış. Türkiye'de tatil yapabilen bir turisti, kendi memleketinde zengin sanmak gibi bir şey. Oysa örnegin bir Alman işçisi İtalya, Ispanya, ya da Türkiye'de tatil yapabiliyorsa, bu onun kendi ülkesinde sömürülmedigi anlamına gelebilir mi? Olsa olsa Alman işçisinin Turkiyeli topraksız köylüden, memurdan, işciden daha iyi durumda oldugu söylenebilir. Gelir düzeyi. sınıf bilincini de degiştirmiş olabilir, ama durumunıın nesnel yanı, yani ucretli ilişki içinde artıdeger uretivor olması değişmez." Stella Ovadya, konken oynayan kadının da ışçi kadın kadar bağımlı olduğunu şöyle anlatıyor: Konken oynayan kadın, kocasını terkedebiliyor mu? Terkedildiğinde neden milvonlarca lira tazminat, yuksek nafaka ister? Çünkü toplum onu bagımsızlığa hazırlamamıştır. Seçimsiz bırakmıştır. Evlilik geçimi, mesleğidir onun, ve bunu boğaz tokluğuna yapar. Boğaz tokluğu, vizon kürkü de içerebilir, İsviçre'de kayak yapmayı da. Ama bağımsızlığı içermediği muhakkak." Bu diziyi hazırlamaktaki amaçlardan birinin de kadının aile içinde alınan kararlardaki ağırhğının ne olduğunu belirlemek olduğunu söylediğimde, Slella Ovadya yıne karşı çıkıyor: "Kararları kimin verdiği anlamlı olabilir. ama gerçek güç ilişkilerini yansıtmayabilir de. Buna karşılık kararlann içerikleri daha anlamlı ipuçları verebilir. Örnegin kadın karar verirken hangi değerlerle tartıyor durumu? Ya da bu değerler kimlerin çıkarları dogrultusunda biçimlenmiş? Yani kadın karar verme yetkisini kullanabildiği zaman kendi çıkarlannı kollayabiliyor mu? Bence hayır. Kocasının ve ailesinin çıkarlannı, kendi çıkarian sanmak, kendini ayırmamış, özne olmamış olmaktır. Cinsinin toplumsal bilincine varmamış olmaktır." Stella Ovadya'ya daha sonra biraz da çekinerek, "Bu diziyi hazırlarken, sizinle görüşmek istememdeki nedenlerden biri de hiç evlenmemiş olduğunuz halde bu toplumda bir çocuk sahibi olmaya cesaret etmiş olmanız" diyorum ve özgür kadın tipine çok iyi bir örnek oluşturduğunu ekliyorum. Ovadya ise bu sorumu şöyle yanıtlıyor: "bazı gazete ve dergiler gibi magazin peşinde olmadığınızı umarım. 10 yıl önce böyle bir karar verdiğimde ne feministtim, ne de sizin deyiminizle 'özgür'. Zamanla feniminist oldum, ama özgürleşme konusunda çok yol katettiğim söylenemez. İsterseniz özgür olmanın anlamlanna ve olanaklarına girmeyelim hiç. 10 yıl önce tüm hayatımı bağlayacak bir karar verdim, yalnız başıma verdim, ama kendim için önemli bir karardı: Böyielikle kendime, isteğime sahip çıktım. Bence asıl sorgulanması gereken evlilik dışı çocuk doğurma değil. Çünku evlilik dışı yaşadığıma göre evh'lik dışı doğuracaktım doğal olarak." Pekiyi, asıl sorgulanması gereken ne? Stella Ovadya'ya göre asıl sorgulanması gereken dupeduz kadının çocuk doğurma isteği. "İnsan bu toplumda, bu düzene neden çocuk doğurur? Hayatını onu biiyütmeye adamak için mi? Savaşta olsun diye mi? Benim bildiklerimi bile öğrenememesi için m i ? " diye ardı ardına ortaya attığı sorularla gorüşlerinı yansıtan Stella Ovadya'ya göre, bu şartlarda çocuk doğurmak istemek. "biyolojik ve ideolojik bir tuzağa düşmek". Bayan Ovadya, kendilerini bu tuzaktan koruyabilmiş kadınlara sonsuz saygı duyuyor. YARI*: E* kadınlan Kadını konu alan kitaplar • HASTA AÎLE Yazarv H. £ Richter (Yaprak Yayınlan) Evlilikte ve ailede çaıışmalann doğuşu, yaptsı ve tedavisL Kitapta çeviriyiyapan Prof. Dr. Giinsel Koptagel'in "De, ğişen Toplumda ve Türkiye'de Aile" başlıklı 30 sayfalık araştırması da yer alıyor. • AŞK MUTE4ĞI Yazarv Sophia Lortn (Bilgi Yayınevi) Yemek Kitabu • CÜLRlrtN MUTFAĞPNDAN Yazan: Gülriz Sururi (Karacan Yayınlan) Değişik ve pratik yemek tarifleri. • MUTLULUĞUN YOLLARI Yazan: Gail Sheehy (Altın Kitaplar) Kişi mutlu olabilmek için neler yapmalı? Mutluluğun yapı taşlarv Hayata iyimser bakabilmek, yaşamın bir anlamı var diyebilmek, uzun vadeli hedeflerin bir bölümune varmış olabümek, eleştirilere açık olmak, geniş bir çevreye sahip olmak, sevmek ve seviimek... • ACIAŞKLAR Yazan: Zahlr Güvemü (Varlık Yayınevi) Ünlıi ressamlarm kendilerine poz veren modelleriyte ilişkileri...