16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 Ozetle HABERLER 11 EKİM 1985 Okul onarım ödeneği MWi Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlıği'na bağlı bazı okullann onanrnı için bir milyar 224 milyon 967 bin lira ödenek aynldu Bakanhktan yapılan açıklamaya göre, gönderüen ödenekler okullann tesisat, inşaat Ue ilköğretim kurumlan yapı tesis ve büyük onarımlan için kullamlacak. Açıklamada okullann ihtiyaçlanna göre ödenek gönderilmesine devam edileceği belirtildL Üniversite rektörleri, gerçekçi, çağdaş, öğrenciyi araştırmaya iten ve kalıcı bir eğitim sistemi istiyo Ortaöğretimde değişikliğe gidilmeli ASİYE UYSAL Üniversite rektörleri, ilkokul, orta ve liselerin öğretim sisteminde koklu değişime gidilmesini istiyorlar. Rektörlerin önerisi şöyle: Okul dergileri telif ücretleri Üniversiielerarası Kunıl Başkanhğı, üniversüelerde ders aracı olarak kullanüan kitaplar, teksbrler veyardımcı ders kitaplan dıfmdaki yayuüarda yer alacak yazılann telif ücretlerini yeniden belirledi. Yayımlanan ek yönetmeliğe göre, yayımlanan yazılara, Üniversiteler Yaym Yönetmeliği'nin 7. maddesinde ders kitabı ve teksirler için öngörülen telif hakkı ödenecek. Bogaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Toğrol: "Biz ortaöğretimden düşük seviyeli oğrenci gelmesinden son derece sıkmtı çekiyoruz" "Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlıgı, üniversiteler ile bir araya gelerek gerçekçi, çağdaş, öğrenciyi araştırma yapmaya yonelten ve kalıcı bir eğitim sisteminin çerçevesini çizmelidirler. Ezbere dayalı. her bakan ve ekibinin yenilenmesinde degişen belirsiz eğitim sisleminden vazgeçilmelidir." Yükseköğretim yöneticilerinin acıkladığı "rakamlanT göre üniversitelerdeki başan oranı *^fok" yuksek. Bu açıklamaların yanı sıra her yan öğretim yılı sonunda üniversitelerden "atılan" oğrenci sayılan da binlerle ifade ediliyor. Son yıllarda "ek sınav", alışılmış ve beklenen bir hak haline gelirken, atılan ve atılma durumuna gelen tüm oğrencilerin de, tüm umutlarını ek sınavlara bağladıkları görüluyor. Üniversite çevrelerinde bu durumun nedenleri; aşırı öğrenci yükü, bu yükü kaldıramayan üniversite koşullan, buna karşılık "deyici" bir sınav sistemi biçiminde açıklanırken, rektörlerin açıklamalanndan bu nedenlere bir yenisinin daha eklendiği anlaşılıyor; tlk ve ortaöğretimdeki yanlış egitimögretim politikası iiniversiteleri dogrudan etkiliyor ve bir de bu yüzden egitimin kalitesi düşüyor... Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karadeniz bu konuda "Talebe çok zayıf geliyor. Her ne kadar hoşgörölü olsak da başan seviyesi istedigimiz düzeye ulaşmıyor. Çocnklan sıkıştınyonız. Başan diizeyimiz yiiksek. Bizim de yardımımız var. Aslında çocuklar zayıf. Aldığı notu tutup tutup çıkanyorsun. Yine de kurtaramıyorsun. Bu zayıflık üniversite kapısında tıkanıyor. Çocuk, ortaöğretimden yetersiz geldiginden üniversitede trafik sıkışıyor" diyor. Bogaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ergun Togrol, "Ortaöğretimdeki başan düzeyini, üniversitedeki öğretim bakımından sakat buluyorum. Biz yeniden adam yaratamayız. Çocuk 11 yıl içinde şekilleniyor. Biz üzerine koyuyoruz." biçiminde konuşurken, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Kafalı da şunları söyluyor: "İlk sınıfiarımızda başan duzeyi düşuk. Sıralama niteiigindeki sınav sistemi nedeniyle İTÜ'ye gelenler matematik bilmiyorlar, temel bilimlerde çok zayıflar. Bu yüzden, daha ilk sınıflarda çoklukla okuldan atılma durumuna geliyorlar." Çeşitli Üniversite rektörlerinin bu konudaki sözleri ozetle şöyle: Prof. Dr. KEMAL KAFALI (tTÜ) "İTÜ'ye matematik veya fızik sorulannı ortalamamn çok altında cevaplayan öğrenciler girebiliyor. Ortaöğretimde te birlikte toplanıp günün ihtiyaçlarına göre ve çabuk değişmeyecek milli bir sistem belirlemeli ve yeni bir model oluşturmalıdır Yetiştirilecek öğretmenin formasyonunun ve ilk ve ortaöğretimin müfredatının belirlenmesinde üniversite ile işbirliğine gidilmelidir!' Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Büyükerşen: "Bizde her Milli Eğitim Bakanı ve ekibi değiştiğinde eğitimi kendilerine göre tarif edip çözmeye kalkışıyorlar.". Prof. Dr. CEM'İ DEMİROGLU (t.Ü.) "Ortaöğretimden gelen öğrencilerin durumları pek parlak değildir. Orta öğretimde yüzde SO başarısızhk, kabul edilecek bir durum değil. Hocaların eğitim sistemi doğru mudur? Öğretim programları doğru mudur? Eğer iyi yetişiyorlarsa, neden öğrenciler başarısızdır. Bugün bilgi o kadar gelişmiştir ki, insan beynine sığmamaktadır. Bunun için öğrencüere verilecek bilgi üzerinde önemle durulmalıdır. Oğrenciye, bilgiyi nasıl bulacağının anahtan verilmelidir. Imtihanlar ezber cev^plar verilecek şekilde düzenlenmemelidir!' Prof. Dr. NIHAT BALKIR (Bursa Uludağ Üniversitesi) "Ortaöğretim üniversiteye göre programlanmalıdır. Orta öğretimden sonra oğrenci mesleğe mi girecektir, yoksa üniversiteye mi girecektir? Klasik öğrenim değil de seçmeli oğrenim, ezberleyici değil de aşın yuklemeden araştırıcı bir öğrenim sistemi geliştirilmelidir. Çocuklar üniversite öğrenimine hazırlıksız geliyorlar. Örneğin üniversitede ara sınav vardır. Bu bir sistemdir. Oysa çocuk ortaöğrenimde sene sonunda sınava giriyor. Bu meselenin çözümü basit değildir. Milli Eğitim Bakanlıgı, üniversiteler, meslek kuruluşlan bir araya gelerek önce kendilerine 'Nasıl bir genç istiyoruz?' diye sormalıdırlar. Gerçekçi, bulunduğumuz ve Oğrenci kayıtları Ortaöğrenim kurumlannda öğrenci kayıtları, beden eğitimı ve spor üselerine önkayıt için başvurular Ue Anadolu liselerine nakil işlemleri başvurulan bugün sona eriyor. ITt Rektörü Prof. Dr. Kafalı: "İTÜ'ye gelenler matematik bilmiyorlar, temel bilimlerde çok zayıflar. Bu yüzden daha ilk sınıflarda okuldan atılma durumuna geliyorlar." mel unsur öğretmendir. Bu oğretmenlerin bilgi düzeyini yükseltmek lazım. Ortaöğretimde bir başka sorun da sınıflardaki oğrenci sayısının çok yuksek olması..!' Prof. Dr. YILMAZ BÜYÜKERŞEN (Eskişehir Anadolu Üniversitesi) "Üniversite öğretimini ortaöğretimden soyutlayamayız. Bizde milli eğitim bakanı ve ekibi değişti mi eğitimi kendilerine göre tarif edip çözmeye kalkışıyorlar. Sistem ikide bir değiştirilmemeli. Milli Eğitim Bakanlıgı. yükseköğretim ile 21. yüzyıla uyan, kalıcı bir eğitun sisteminin ana hatlarıyla çerçevesini çizmelidirlerT Prof. Dr. SÜHA TONER (Yıldu Üniversitesi) "Ortaöğretimde muayyen bir başarısızlığın olduğu muhakkak. Çocuklar çok değişik okullardan gelmektedirler. Bu da çocuğun üniversite başarısını doğrudan etkilemektedir. Ortaöğretime yönelik çaüşmaJar üniversite başarısım da etkileyecektirT Prof. Dr. AHMET KARADENİZ (Trakya Üniversitesi) "Biz burda bilgili çocuk yetiştirmek istiyoruz. Orta öğretimden zayıf gelen çocuk, üniversitede başan bakımından zayıf kalıyor. Fizik, kimya, matematik gibi temel bilgiler gereken fakültelere genel puanla girildiğinden çocuk pek başarılı olamıyor. Tıpta, yuksek puanla parlak çocuklar geldiginden başan yuksek. Ortaöğretime kaliteli iyi hoca bulmalı. İyi hoca bulmak için de ücret ve başka ne lazımsa devlet sağlamalı!' Prof. Dr. ERGUN TOGROL (Bogaziçi Üniversitesi) "Biz orta öğretimden düşük seviyeli oğrenci gelmesinden son derece sıkmtı çekiyoruz. Üniversitede okuyanlar, bu yaş grubunun yüzde 10'unu oluşturuyor. Gençliğin işsizlik sorunu var. Üniversitelerde oğrenci sayısı arttınlarak bu sorun bir ölçüde kapatılabiliyor. Ortaöğretimdeki bajarısızLk sorununu çözmekte Milli Eğitim Bakanlığı'mn işine karışmak haksızlık olur. Ancak orta öğretimde başarısızlık îstanbul Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, kendisini, "Bir gün önce verdiği sözü ve aldığı karan ertesi gün umursamayan, sanata karşı sevgisiz bir belediye başkanı Ue bir süre de olsa çalısmayı kabul ettiğim için kendimi uzun süre affetmeyeceğim" diye eleştiren Yıldız Kenter'e yamt vererek, "Yıldız Kenter elinden bazı olanaklar gitti diye birtakım yollara başvuracaktır. Bunu son derece doğal karşılıyorum" dedi. Dalan, sunları söyledi: "Belediye Başkanı olarak benim Yıldız Kenter'e söyleyecek bir şeyim yok. Sayın Yıldız Kenter, elinden bazı 'olanaklar gitti diye birtakım yollara başvuracaktır. Bunu son derece doğal karşılıyorum. Başka türlü olsa beni şaşırtır. Bu konuda polemiğe girmeme karanndayım ve kesınlikle girmeyeceğim." (THA) Dalan, Yıldız KenterH yanıtladı Îstanbul Cniversitesi Rektörü Prof. Dr. D e m i r o g l u : "Öğrenciye, bilgiyi nasıl bulacağının anahtarı verilmelidir. Imtihanlar ezber cevaplar verilecek şekilde düzenlenmemelidir." nedenleri ortaya çıkanlıp analiz edilmeli. Biz birtakım araştırmalar yaptık. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı'mn elinde bu konuda yapılmış yeterli araştırma var" Öğretim üyesi açığı: 40 bin 628 göre üniversitelerdeki toplam öğretim üyesi açığı 40 bin 628. Halen görev yapanların sayısı ise 22 bin 755. Y Ö K verdiği derste başarısızlık oranı fazla olan öğretim elemanından bunun nedenlerini soracak, bilgi isteyecek ve önlem alacak. bildirdiler. YÖK'e göre üniversitelerdeki mevcut boş ve dolu kadrolann miktarları şöyle: "Açılmış profesör kadrosu sayısı 2 bin 489, dolu olan prof. kadrosu 1884, açılmış doçent kadrosu sayısı 4 bin 644, dolu olan 2 bin 945, açılmış olan yardımcı doçent kadrosu 6 bin 301, dolu olan 2613, açılmış olan öğretim görev lisi kadrosu 16 bin 397, dolu olan 8 bin 922, açılmış olan okutman kadrosu 3097, dolu olan 1753 açılmış uzman kadrosu 1593, dolu olan 663, diğer öğretim elemanlan için açık kadro sayısı 106, dolu olan 76." YÖK yetkilileri bu durumda toplam açık kadro sayısının 40 bin 628 olduğunu ve 22 bin 755 öğretim elemanın ise halen görev yaptığını soylediler. ÖĞRENCI BAŞARI ORANLARI YÖK, "Öğretim elemanlan sayısı ve yüksekogrenimle ilgili istatistikierin zamanında açıklanmadığı eleştirilerine" karşılık olarak, bu yıl "YÖK formülü", hesapladığı üniversite öğrencilerinin başan oranlarını da bildirdi. Buna gore üniversitelere göre öğrencilerin 198485 öğretim yılı başan oranları şöyle: "Akdeniz Üniversitesi yüzde 89, Anadolu Üniversitesi yüzde 79, Ankara Üniversitesi yüzde 71, Atatürk Üniversitesi yüzde 77, Bogaziçi Üniversitesi yüzde 83, Çukurova Üniversitesi yüzde 74, Dicle Üniversitesi yüzde 83, Dokuz Eylül Üniversitesi yüzde 76, Ege Üniversitesi yuzde 87, Erciyes Üniversitesi yuzde 80, Fırat Üniversitesi yüzde 83, Hacettepe Üniversitesi yüzde 80, lnonü Üniversitesi yüzde 73, îstanbul Üniversitesi yüzde 83, İstanbul Teknik Üniversitesi yuzde 78, Karadeniz Üniversitesi yuzde 79, Marmara Üniversitesi yüzde 80, Mimar Sinan Üniversitesi yüzde 78. 19 Mavıs Üniversitesi vüzde 82, ODTÜyüzde 84, Selçuk Üniversitesi yüzde 85, Trakya Üniversitesi yüzde 80, Uludağ Üniversitesi yüzde 78, Yıldız Üniversitesi yüzde 81 ve 100. Yıl Üniversitesi yüz<1e 96." Üniversite rektörlerinin daha önceki yıllarda yüzde 95'ten aşap düşurmedikleri başan oranları ile YÖK saptamaları arasında bir farklılık gözlenirken, YÖK yetkilileri amacın "Başansızlıgı mikro düzeyde saptamak" olduğunu bildirdiler. Buna göre, verdiği derste başarısızlık oranı fazla olan öğretim elemanlarından, YÖK "Bunun nedenlerini soracak ve öğretim üyesinden bilgi isteyecek, önlem alacak" YÇK'ten ses geldi! Istanbul'Trabzon feribot seferi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK yetkilileri universitelerde öğretim elemanı sayısının duştüğünü saptayan araştırmalara yanıt verdiler. YÖK yetPozartesi gecesı yıtirdiğimiz Ce kilileri halen üniversitelerdeki mal Reşit Rey'in kardeşi Ekrem topiam açık kadro sayısının 40 Reşit Rey'le birlikte gerçekleştir bin 628 olduğunu ve 22 bin 755 diği "Lükus Hayat" opereti, 15 öğretim elemanının halen görev ekimden baslayarak Harbiyt yapüğıru, bunun "1981 yüına göMuhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda re önemli bir artış olduğunu" sunulacak, Geçen yü sezon sonu öne sürdüler. na kadar kapalı gişe oynayan ve Gazetemizdeki yayınlar ve öğAvniDilligilÖdülüne, eniyiyerretim elemanı sayılarının düştüli yapım dalında değer bulunan ğunü saptayan araştırmalar üze"Lukus Hayat"ta, geçen ay kalrine, Cumhuriyet muhabirine binden rahatsızlanan Birsen bilgi veren YÖK yetkilileri, 1981 Kaplangı nın yerine Şadiye rolüyıhndaki toplam kadro miktarınü Funda Postacı üstlendL nın 16 bin dolayında olduğunu "Lüküs Hayut" 15 ekimde Erkeklere etek, kadınlara smokin htanbulTrabzon arasında ilk kez feribot seferleri kondu. Türkiye Denizcilik /şletrneleri'nden yapılan açıklamaya göre, her hafta pazartesi günleri saat 16.00'da İstanbul'dan kalkacak olan "Ankara" feribotu, Samsun Limanı'na uğrayarak, çarşamba sabahı saat 08.00'de Trabzon Limanı 'nda olacak. Lüks vepulman olmak üzere ahnacak yolcu ücretleri şöyle: tsianbulSamsun arası lüks 15 bin, pulman 4 bin, htanbulTrabzon arası lüks 20 bin, pulman 5 bin lira. Bu arada her hafta "Yeşilada" feribotu Ue yapılan MersihMagosa seferleri dünden itibaren "Samsun" feribotu ile yapılıyor. Üniversitelerde 7 çeşit profesör var ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) YÖK'un kuruluşundan bu yana ortay'a konulan uygulamalar sonucunda universitelerde "yedi çeşit profesör" oluştuğu saptandı. Bulundukları konuma göre bu profesörler, "kadrolu, kadrosuz kadro zahiri, kadro işgalcisi, Cumhurbaşkanınca atanmayanlar, eski mevzuat profesorleri ve sanatçı profesorier" olarak adlandınlıyor. 1750 sayıb Üniversiteler Yasası'm yürürlükten kaldıran 2547 sayılı Yükseköğrenim Yasası ardından yapılan uygulamalarla oluşan profesör turleri şöyle: "1) 2547 sayıü Yükseköğrenim Yasası çıkmadan önce kadrolu olarak profesör olanlar. 2) 2547 sayılı Yükseköğrenim Yasası çıkmadan önce, 1750 sayılı üniversiteler yasası'nın geçici 10'uncu maddesine göre profesörlüğe yükseltilenler ancak kadrosu bulunmayanlar. 3) 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile fakültelerin ana bilim dallarına göre tahsis edilen kadro sayısının dışında kalan ve aynldığında kadrosu iptal edilen "ada bağlı kadro zahiri" profesorier. 4) Yine 78 sayılı Kanun Hükmündeki YÖK'ten sonraki uygulamalar sonucu "kadrolu, kadrosuz, kadro zahiri, kadro işgalcisi, Cumhurbaşkanı 'nca atanmayanlar, eski mevzuat profesorleri ve sanatçı profesorier" ortaya çıktı. Kararnameye göre, fakültelerin ana bilim dallarına tahsis edilmiş sayıdaki kadroyu işgal eden profesörler. Bu profesorier ölmeden ya da görevden ayrılmadan, bağlı oldukları birimde hiçbir şekilde profesörlüğe yükselme mumkün olmamakta. Bu profesorier "kadro işgalcisi" olarak adlandınlıyorlar. 5) 2547 sayılı yasa çıkmadan önce, ocakkasım 1981 arasında profesörlük işlemı tamamlanmış, atanmaları Cumhurbaşkanı tarafından yapılmamış olan profesörler. (Geçen martnisan aylannda bunların atamaları yapıldı.). 6) 2547 sayılı Yuksek Öğrenim Yasası çıktıktan sonra geçici maddelerden yararlan mak suretiyle (geçici madde 8), eski mevzuata göre unvan alan fakat kadrolan olmayan profesörler. 7) Halk müziği ve ses sanatçısı olan ve YÖK tarafından unvan verilen profesörler:' YÖK'ün kuruluşunu da içeren 2547 sayılı yasanın profesörlüğü bir "bilimse! unvandan" daha çok, 'idareci bir unvan" durumuna getirdiği öne sürulürken, profesörlüğe yukselmenin YÖK'ün tasarrufunda bulunması bunun "kanıtı" olarak gösterildi. Profesörlüğe atanma ve yüksel • tilme ile ilgili yönetmeh'ğin 18'inci maddesinin son fıkrasında yer alan, "profesörlüğe yükseltiime, bir profesörlük kadrosuna atanma işlemi Ue kesinleşir" hükmu, akademik yeterlik alsa bile YÖK'ün reddi karşısında profesörlük işleminin tamamlanmamasını beraberinde getiriyor. YÖK'ün aynca, Üniversitelerarası Kurul'un görevlerini de üstlediği ancak, Üniversitelerarası Kurul'un "aynı yetkilerinin sürdüğü, bu durumun kanşıklıga yol açtıgı" ileri sürülen diğer iddialar arasında.. kin giydirmeye karar verdiler. Aynca yütn moda rengi konusunda henüz bir karara vanlmış değil. Çünkü bazı modacılar yeşilin en canlı tonlannı savunurken, diğerleri mavi, san, kırmızı, kahverengi ve siyahlar üzerinde direniyorlar. İstanbul bu günlerde bir moda olayma sahne oluyor. Bu yargılar da dün Etap Marmara Oteli'nde başlayan '75. Vizon Shovv"modagösterilerinden çıkan sonuçlar. 14.00, 16.30, 19.00 ve 21.30'da olmak üzere günde dört seans olarak düzenlenen gösterilerde, 6 bin liralık bilet ücretini ödeyen izleyiciler bir buçuk saat içinde yılın sonbahar ve kış modasını öğrenebiliyorlar. Sigaralarıyla tantnan Dunhillfîrması tarafından 2 milyon liralık "Yılın en iyi stilisti" ödülünün de verileceği gösterilerden bazı ilginç sonuçlar çıkarabilmek de olası. Türk sonbahannda ortaçağ ttalyan giysilerinin giyileceği gibi... (Fotoğraf: MEHMET AKtF) Yurtlarda yer bulamayanlara çözüm: Oğrendpansiyonları Pansiyoner olarak oğrenci almak isteyenler Kredi ve Yurtlar Kurumu'na başvuruyor. Kurumun koyduğu fiyatlar, oğrenci başına ayda 1015 bin lira arasında. İstanbul Haber Servisi Kredi ve Yurtlar Kurumu Îstanbul Bölge Müdürlüğü yetkilileri bu yıl "oğrenci pansiyonculuğunun yaygınlaşacağım" belirttiler. "Araplara pansiyonculuktan" sonra bundan sonra her yıl "ögrenci pansiyonculuğunun" Istanbul'da gelişeceği belirtildi. İstanbul'daki yurtlann bu yıl da öğrenciye barınacak yer sağlamada yetersiz kalmasından sonra çözüm yolu olarak "pansiyonculuk" görüldü. Yaklaşık 7 bin oğrenci bu yıl yurda girmek için başvurdu, bunlardan 4 bin 25O"sinin başvunılan olumlu karşılandı. Kredi ve Yurtlar Kurumu önünde yedek listeler asılmış bulunuyor. Listelerde öğrencilerin kaç. puanla hangi yur da gireceği belirtiliyor. Kredi ve Yurtlar Kurumu Bölge Müdürlüğü yetkilileri, yazın Arap turistlere rağbet gösteren pansiyonculuğun, kışın da öğrenciler için geçerli olduğunu belirttiler. Şimdiye kadar evini pansiyon vermek isteyen toplam 51 aile, Kredi ve Yurtlar Kurumu İstanbul Bölge Müdürlüğü'ne şu ana kadar başvurmuş bulunuyor. Başvuranlann istekleri ise şu şekilde sıralanıyor: 47 aile kız öğrenci istiyor, 4 aile ise erkek öğrenci. Öğrencilerden ise şu güne kadar başvuranlann sayısı 11. Evlerini kız öğrenciye vermek isteyen ailelerin gerekçesi, kızlann evi daha temiz tutmalan. Kurum yetkilileri kendilerine mektupla ya da bizzat başvuranlann önerilerinin değerlendirildiğini belirtirken bazı kişilerin yüksek kira ucreti istediğini belirtiyorlar. Kuruma gelen mektuplardan birinde 150 metrekarelik bir eve pansiyoncunun istediği aylık kira 100 bin lira. Kredi ve Yurtlar Kurumu yetkilileri fıyatlan belirlemiş durumdalar. Buna göre çıplak yatak oğrenci başına ayda 1015 bin lira arasında. Buna kahvaltı ve yemek eklenirse 17.500 ile 25 bin lira arasında. Kurum yetkilileri başvuruda bulunan kişilerin evlerinin sıkı bir denetime tabi tutulduğunu belirtiyorlar ve kendi saptadıkları oda sayısı ve yatacak yer sayısının üzerinde kimsenin oğrenci yatıramayaca ğını belirtiyorlar. Denetimler şu kademelerden geçiyor: Önce savcılık kanah ile araştırma yapılıyor, daha sonra semt polisi ve muhtanndan pansiyon sahibi soruluyor, aynca siyasi polisten de bilgi alınıyor. Kurum yetkilileri bu nedenle pansiyon konusunda ailelerin tereddut etmemelerini, çocuklarını rahathkla pansiyonlara verebileceklerini söyluyorlar. Saç tıraşı zamlandt tstanbul'da hizmet veren berber ve kuaför tarifelerine yüzde 100 zam yapıldı. Yeni uygulamaya göre, birinci smıf saç kesimi 700, sakal tıraşı 400, çocuk tıraşı 500 liraya yapılacak. tstanbullu berberler, hayat pahahlığından dolayı muşterilerinin azaldığını belirttiler. Halkçı PartTde Demokratik Sol Parti karışıklığı (Baştarafı 1. Sayfada) HP'lilerin Rahşan Ecevit'le gönişraelerı uzerine "Herkes berkesle göriişür. Anlayamadıgıın bu gorüşmelerin ncden gidi yapıldıgıdır" dedi. Rahşan Ecevit'le görustükten sonra MKYK uyeliğinden istıfasını açıklamak üzere dun TBMM"de bir basın toplantısı düzenleyen Gaziantep Milletvekili Söleyman Koynucagil, SODEP'le birleşmeye kaışı olduğunu belirterek, bugune kadar HP yönetimınde kalmasının duygusal nedenlere bağlı oldağunu söyledi. Koyuncugil, HP Genel Baskanhğı'na gönderdiği istifa mektubunda şöyle dedi: "HP Olagan 1. Kunıltayında seçUdigim MKYK uyeliğinden karara ve vönetime bakış açımızda derin farkulıklar meydana gelmesi nedeniyle istifa ediyorum. Geregini sa>gılanmla dilerim." HP Genel Sekreteri Halil İbrahim Şahin de Koyuncugil'le telefonla bir görüşme yaptı ve Koyuncugil'e, daha iyi düşünmesi ve durumu bir kez daha degerlendırmesi önerisınde bulundu. HP Genel Sekreterı'nin Nuri Korkmaz ve Fikret Ertan'la birlikte görüşmeye katılan Şeyhmuz Bahçeci ile de bir kez daha gCrilşeceği öğrenildi. Koyuncugil, istifasını önceki gece HP Genel Sekreteri HalU tbrakün Şahin'e bildirdiğini belirterek, HP'nin SODEP ile birleşraesi konusunda alınan bazı kararlara katıldığını, bunda 15 ay aynı parti de mucadele veren arkadaşlarıyla duygusal yakınlığın rol oynadığım anlattı. Koyuncugil, "Arluulaşlanmla aramda derin farklar meidana geldiği balde görevimi serdurmem ahlaksızlık olacakd" dedi. İstifa kararı almasında Rahşan Ecevit'le görüşmesinin etkisi olmadığını öne sıiren Koyuncugil, "%eni keşfedilmiş bir davranış içinde değiliz. Partiden ne zaman istifa edeceguniz konusunda şimdilik kesin bir tarih beUi degil" dedi. Koyuncugil, gazetecilerin, "Bu arkadaşlannızla derin aynlıklanmz Rahşan Ecevit'le göruşmenizden SOD*ra mı uç verdi?" sorusunu da şoyle yanıtladı: "Belki bu gorüşme olmasaydı da istifa olacaku. Vönetiraden istifamın bugıine kadar uzamasuun nedeni arkadaşlanmla duygusal yakınlıgımdandır. Zamanlama bir olçude de kişinin davranışına baglıdır. İstifam İÇİB bugunü uygun buldam." Koyuncugil, HP yonetimı ile hangi koşullarda gönış aynlıgmın bulunduğu sorusunu ise şöyle yanıtladı: "SODEP'le ani birieşme karan bunda etken olmuşlur. Birieşme protokolundeki şimdive kadar duvmadıgımız ve Siyasi Partiler Yasası'nda da >cr aJmayan BaşkanJar Kurulu gibi bir kurula yer verilmesi ve bu kurala birdcn fazla seçim bolgesi olan illerde orgiitü oluştunna yetkisi verilmesi gibi kararlan yanlış buluyorum. İki parti de 2.5 yıla yakın bir sıiredir kuruluş çalışmalanm tamamlamaya ugraşıyor. Kurulu orgutleri fesbederek. bunun yerine iki baskan ve 80 kisilik yonetim kurulu) la yeni yönetimleri aUyacak. Bu iki partiyi de 25 yıl geriye goturecek." ANLATIM FARKLI Koyuncugil, Rahşan Ecevit ile gorüşmesi konusunda HP Genel Başkanı Aydın Giivea Gürkan ile Ecevit'in anlattıkları arasında fark bulunduğunu belirterek, "Bize şimdive kadar Sayın Gürkaa'm aracılığı ile ulastınlan bazı konufaın aracısız olarak ögrenme ve aydınlanma imkânı butduk" dedi. Koyuncugil, "Gurkan sizi yaniıs mı yönlendirdi?" sorusuna ise, "Ben o konudaki yonımUn size bırakıyorum" karşılığını verdi. Koyuncugil, bırleşmeyle ilgili kurultayda ve MKYK'da karşı oy kullanmadığının hatırlatılması uzerine de şunları söyledi: "MYKK'da bazı tartışmalar size ıdaşb. Ben de endişeierinıi acıUadım. Sayın Gurkan'a 'Siz once SODEP'e 4 tabanlı diyordunuz. Ben SODEP içindeki hangi tabanla birleşeceğim diyordunuz. Bu düşünceyi değiştirecek hangi gelişme oldu ' diye sordum. Kendimi biiyük bir psikolojik baskı içinde hissettim. Birleşmeye karşı çıkanın siyasi hayatı biter diye sözler v»rdı. Bunlann ne demek olduğunu anlamaya çalıstım. Benim için siyasi hayatın bitmesi insanın dusÛDcelerini gizlemesi demek değildir." "DSP'nin yeni bir partıleşme onerdiğini" anlalan Koyuncugil, DSP'den kurucu olmaları yolunda herhangi bir garanti almadıklannı da bildırdi. DSP'nin kuruluş hazırlıklannı sürdüren Rahşan Ecevit'le önceki akşam göruşen HP nulletvekillerinden Şeyhmuz Bahçeci de hiçbir konuda garanti almadıklannı söyledi. Bahçeci, "iyi bir gorüşme yaptıklannı" bildirerek, "Eski politikacılann yer almadığı bir oiuşumdan yanalar. Böyle bir oluşnm sağlandığı takdirde HP ve SODEP'i de kapsayan bir butualeşmenin uzun dönemde de olsa saglanabilecegi izlenünini edindün" dedi. HP içinde DSP'nin önde gelen savunuculanndan Adana Milletvekili Nuri Korkmaz, "Görüşmede herhangi bir gorev Ulep etmediklerini, ama onlar bir görev verirse onu yapabileceklerini soylediklerini" bildırdı. Korkmaz şöyle konuştu: "DSP kunıculugu ya da MKYK uydigi konusunda goriışmedik. Sayın Ecevit de bir gorev leklifinde bulunmadılar. Bizim şunu verirseniz olur diye herhangi bir pazarüga dayanan bir şeyiaıiz yok. Bu inanç meselesidir. Buna inanarak yola çıktık. Ama onlar bir gorev verirse biz bundan yuksunmeyiz. Biz, gorusmeye istifaya kararfa şekilde giltik. Hiçbir arkadaşımızın istifadan cayacak dnrumu yok." HP içinde kimseye DSP konusunda telkinde bulunmadıklarını, ancak kendileriyle aynı düşünceyi paylaşan bırçok milletvekili olduğunu bıldıren Korkmaz, davranışlarının sosyal demokratlann butunlüğunu bölduğü savları konusunda da, "Biz bir bolıiculük yapmıyoruz. Bir başkasımn parti kurması neden bolüculuk olsun? Öyle idiyse SODEP kurulmazdı, çunku o »rada HP kurulmuştu" dedi. ERTAN: OY ATMA YERİ Rahşan Ecevit'le göruşen milletvekillerinden HP'li Fikret Ertan HP yönetıminden yakınarak bugüne dek bir HP'lilik ideolojisi oluşturulamadığını söyledi. Ertan, yonetimin parti grubunu hıç yokmuş gibi saydığuu ve bir oy atma yeri olarak gorduğunu kaydederek, DSP konusundaki göruşlerini şöyle anlattı: "Biz DSP'ye giderken düz uyeligi kabul ediyorduk. Bu bile bugün olmasaydı bir iki y ıl sonra olacakü. Biz DSP'nin goruslerini benimsemiş olduğumuz icin başanya ulaştırmak amacıyla duz uyelikten millelvekilligine kadar her lurlıi konumda çalışmaya hazırdık. Her ne olursak olalım. Onun dışında da olsak mutlak onun başansı için çalısmayı kendimize bir gorev olarak kabul ediyoruz. DSP'ye alıoıp alınmamanuz bizi bu cabadan biçbir zaman alıkoymayacakbr. DSP modeli Türkiye koşullanna uyarlanabilecek, sagiıkJı bir parti oluşturabilecek yeni ve denenmesi gereken bir modeldir." Rahşan Ece\it'le gorüşenlerden Sakarya bağımsız milletvekili Turgul Sozer, demokratik sol bihnçle potansiyelleştiğinde halka arzu edilen hizmetin verileceği inancıyla DSP'den yana olduklannı bildirdi. Sozer. HP'den demokratik sol politıka üretebilmek için ayrıldığını belirterek, "Bu kadar emek verdigim içinde çok degerli arkadaşlanmın bulunduğu lopluluktan aynlmak benim için elbette kolay olmadı. Ancak çıkan yavralariD giıvercin değil. ordek olduğunu gören bir çok sevgili arkadaşımın bizlere fazla basret çektirmeyeceklerini biliyorum" dedi. Butun gucuyle demokratik sol inanışın içinde olacağını bildiren Sözer, "Ak güvereinler çogaldıkça mavi umutlann gerçekleşecegini ve çaresizliklerin tükeneceğini" de soyledı. HP MKYK'ca önceki gece Disiplin Kurulu'na verilmesi kararlaştınlan eski Genel Başkan Yardımalanndan Günseli Özkaya, eski Genel Sekreter Yılmaz Hasturk, Kırklareli milletvekili Şukru Babacan ve Adana Milletvekili Nuri Korkmaz'ın dosyaları HP Merkez Disiplin Kurulu'na gönderildi. Hasturk, özkaya ve Babacan hakkında parti aleyhine çalışmalar yapmak, partide karışıklık çıkarmak, pani program ve tuzüğune aykırı hareket etmek, Nuri Korkmaz hakkında ise bir gazeteye verdiği demeçte parti tüzel kişiliğine ve pani genel başkanına hakaret ve aynca HP grubunu "domuz agına" benzetmesi gerekçesıyle haklarında dosya tutulduğu belirlendı. Buna göre, daha önce Disiplin Karulu'na sevkedilen Sabit Batumlu ile birlikte Disiplin Kurulu'na sevkedilen mületvekili sayısı 5'e yükseldi. Öte yandan HP İstanbul Milletvekili Bilal Ştsınan hakkındakı dosya da önumüzdeki hafta MKYK'ya getırilecek. Disiplin Kurulu'na sevkedilen nulletvekillerinden savunma istendikten sonra önumuzdeki hafta Merkez Disiplin Kurulu toplanarak dosyalan goruşecek. HP Genel Başkanı Gurkan, HP milletvekillerinın Rahşan Ecevit'le göruşmeleri konusunda ne duşunduğunU soran Cumburiyct muhabirine şu karşılığı verdi: "Hiç kimse sayın Ecevit ile göntstiiler diye kmanamaz. Herkes herkesle goruşür, goruşmelerinden dolayı kıaananıayacaklan gibi, cezalandınlamazlar da. Ancak anladıgım nokta bu gönışmeler niçin gizli, saklı ve örtulu yapılı>or? Arkadaşlanm pekala bana bilgi vererek yine de goruşebüirterdi. Sayın Eceviı Ue goriıştuler diye arkadaşfaınmın Disiplin Kunılu'na verilmeleri kesınlikle soz konusu değildir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle