15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
// EKİM 1985 HABERLER CUMHURİYET/U BAHÇELİEVLER KATLIAM1 DAVASI CueUar, Kıbrıs için Papandreu 'yu yanıtladı Papandreu'nun bir konuşması üzerine açıklama yapan Cuellar, "Görevimi Güvenlik Konseyi kararlarma uygun yürütüyorum" dedi. SEDAT E R G İ N NEW YORK Yunanistan Başbakanı Andreas PapandreUvKjbns sorunu ile ilgili son sözleri nedeniyle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile karşı karşıya geldi. Cuellar, dün bir açıklama yayımlayarak Kıbrıs sonınunun çözumü için yürüttüğü iyi niyet görevi ile ilgili olarak Papandreunun kendisine yönelttiği eleştirilere katılmadığını bildirdi. Papandreu, hafta içinde parlamentod\ yaptığı bir konuşmada, BM Genel Sekereteri'nin Kıbns sorununa ilişkin çabalarını Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararları ile uyum içinde yurütmediğini ileri sürmüştü. BM Genel Sekreteri, Papandreu'nun açıklaması üzerine dun basına verilmeyen ve yalnızca BM'deki ilgili ulke delegasyonlanna dağıtılan bir açıklama yaptı. Cuellar diplomatik bir dille kaleme aldığı açıklamada, "Kıbns'a ilişkin iyi niyet görevinin G«nel Sekretere Güvenlik Konseyi'nin 367 sayüı karanyla verildigi çok iyi bilinen bir husustur" dedi. Güvenlik Konseyi'nin 20 eylüldeki karanyla Genel Sekreterin bu konudaki girişimlerine destek verdiğini de hatırlatan Cuellar, "Bu kararda Güvenlik Konseyi üyeleri, bütun larafları erken bir çöziim için benimle işbirliğinde özel bir çaba göstermeye cağırmışlardır" diyerek üstu kapalı bir şekilde Papandreu'nun çıkışınm bu doğrultudakı çabalarla ters düştüğünu de soyledi. Diplomatik çevreler, Genel Sekreterin açıklamasının Papandreu'ya karşı açık bir eleştiri niteliği taşıdığı gorüşünde birleşiyorlar. Savcı: KatUam emriniAbduUah Çatlı verdi TİP üyesi 7 kişinin öldürülmesiyle ilgili davada askeri savcı, sanıklardan Haluk Kırcı ile Ahmet Ercüment Gedikli'nin idam cezasına çarptırümasım istedi. ANKARA (ANKA) Kamuoyunda "Babçelievler katliamı" olarak bilinen TIP üyesi 7 kişinin öldürülmesiyle ilgili davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan askeri savcı, katliamın Abdullah Çatlı'nın emri üzerine gerçekleştirildiğini söyledi. Askeri Savcı Cumhur Söğüt, sanık Haluk Kırcı'nın suç tarihinden önce İstanbul MHP İl Başkanı Recep Haşatlı ve oğlunun İstanbul'da öldürülmeleri üzerine, misilleme yapmaya karar verdiğini, bu duşüncesini firari sanık Mabmut Korkmaz'a söylediğini, bu duşüncenin Mahmut Korkmaz tarafından ÜGD 2. Başkanı firari sanık Abdullah Çath'ya iletildiğini açıkladı. Sanık Abdullah Çatlı'nın teşvikiyle bir organizasyon oluşturulduğunu bildiren askeri savcı, katliam plarunın gerçekleştirilmesini şöyle anlattı: "Maktullerin kaldıklan ev belirlenmiş, olay akşamı Haluk Kırcı, Mahmut Korkmaz, Ahmet Ercüment Gedikli, Abdullah Çatlı ve Kürşat Po>xaz, Mahmut Korkmaz'a ait evde toplanmışlardır. Hazırladıklan plan bir kez daha gözden geçirilmiş, eylemin gerçekleştirilmesine kesin karar vermişlerdir. Abdullah Çatlı talimat vererek eyiemi dışandan idare etmek uzere aynlmıştır. Sanıklar Haluk Kırcı, Ahmet Ercüment Gedikli, firari sanıklar Mahmut Korkmaz, Kürşat Poyraz, maktullerin kaldıklan eve gelmişlerdir. Daha once oraya gelmiş olan sanıklar Duran Demirkıran ve Ömer Özcan'la birlikte kapıyı calarak içeriye girmişler, maktulleri silahla tehdit edip yere yatırarak ellerini bağlamışlardır." Askeri savcı esas hakkındaki gorüşünde, sanıklann maktullerin fazla olması nedeniv le tereddüte düştuklerini, durumu e%inde bulunan Abdullah Çath'ya ilettiklerini belirterek şu göruşlere yer verdi: "Bunun üzerine Abdullah Çatlı, beraberinde Mahmut Korkmaz, Kürşat Poyraz olduğu halde eve gelmiştir. Abdullab Çatlı'nın talimatıyla maktullerden Salih Gevenci ve Faruk Ersan'ı, Abdullah Çatlı'nın içinde bulunduğu arabaya bindirip Eskişehir yoluna gotürmüşlerdir. Uygun bir yerde sanık Haluk Kırcı, her birinin kafasına dokuz milimetrelik tabanca ile üçer el ateş ederek öldurmüştur. Sanıklar daha sonra eve dönmuşler, bu arada evde bulunanlar Mahmut Korkmaz tarafından eteıie bayıltılmış, maktullerden Osman Nuri L'zunlar, sanık Haluk Kırcı tarafından askı «eli ve havlu ile boğularak oldurulmuştür. Bu şekilde öld'irmenin zor olduğunu anlayan sanık Haluk Kırcı, diğer sanıkları 'Siz gidin, b e n hallederim' diyerek evden uzaklastırmış. Evde yalnız kalan Haluk Kırcı. 9 milimetre çaplı tabancasıyla sanıklan öldürmuş ve evden çıkmışür." Askeri sava, sanık Haluk Kırcı ile Ahmet Ercüment Gedikli'nin katliam suçunu işlediklerini belirterek idam cezasına çarptırılmalarını, diğer sanıklar Duran Demirkıran ile Ömer Özcan'ın 15'er yıl hapislerini talep etti. Askeri savcı, sanıklardan İbrahim Çiftçi, Ömer Yavuz Hacıomeroğlu, Abidin Şahiner, Mehmet Kundakçı ve Kadir Temir'in beraatlerini istedi. SUÇ DUYURUSU TALEBt Sanıklardan Duran Demirkıran, 21.9.1985 günku Cumhuriyet Gazetesi'nde Uğur Mumcu imzası ve "Çatlı Kim?" başlığryla vayımlanan köşe yazısının "Devam eden bir davayı etkileyici nitelikte" yazı olduğunu öne sürerek, gazeteci Uğur Mumcu ve Cumhuriyet Gazetesi hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep eden bir dilekçeyi nıahkemevre sundu. Mahkeme, söz konusu dilekçede belirtilen isteği inceleme yapıldıktan sonra karara bağlayacak. HALtÇ GÜZELLEŞECEK, YA IŞÇtLER? Haliç'in temiılenebilmesi için yıkım sırası bekleyen 622 fabrikada çahsan 25 bin civarında işçinin geleceği için alınmış hifbir önlem yok. Sendikasız, sigortasız çahştınlanlar, yıkım karanndan bu yana kademeliçıkartılanlarla birlikte, Haliç'in temizlenmesinin bedeli 25 binin çok üstünde işçinin işini kaybetmesi oluyor. Aileleri ile birlikte yüzbinin üstünde insan, işsizliğe, sokağa, yoksulluğa itiliyor. Haliç'in temizlenntesiprojesi kapsamında işçilere yeni iş bulma yolunda alınmış hiçbir önlem yok. Hükümet, belediyeler sorunda kendilerini tarafdahi görmüyorlar. İşverenler ucuz kredi, yeni arsa bulmada ve fabrikalannın yıkımım erteletmede işçileri gerekçe yaparken, işçileri yeni işyerlerine götürme konusunda hiçbir güvence vermiyorlar. (Fotoğraf: CUMHURÎYETj 25 bin işçinin gelecek kaygısı ŞÜKRAN KETENCİ Haliç'in temizlenmesi projesinde, yıkılan fabrikalarda çalışan 25 bin civarında işçinin geleceğine yer yok. Bugüne kadar yıkılan fabrikaların işçileri, yıkım öncesi işten çıkanldı. Henüz yıkılmayan asıl buyıik fabrikalardaki işçiler için de ortada hiçbir girişim yok. Belediye yıkımları birkaç yıl erteler, henuz başlangıç asamasındaki yeni fabrika inşaatlarının bitimini beklerse, belki birkaç büyuk fabrikadan sınırlı sayıda işçiye, biriki bini geçmemek uzere, yeni fabrikalannda iş verme olasılığı var. Fabrikaların yıkımı ile, işsiz kalacak işçilerin tazminat alacaklanna ilişkin bir guvence, ya da önlem dahi alınmış değil. Halıç temizlenirken, yıkılan fabrikaların işçilerinin işsiz kalmaması ve geleceğine ilişkin ne resmi, ne de özel bugüne kadar hiçbir girişim yapılmadı. Hükumet ve belediye, kendilerini konunun tarafı dahi görmüyorlar. tstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan. işçilerin geleceği, işsiz kalmamalannın kendilerine ait bir sorun olmadığını belirttikten sonra, "Ben belediye olarak, işçilerin can güvenliğinin lehdit altında olduğu, vıkılma tehlikesi içindeki binalarda uretim yapıimasına izin veremera. Fabrikalar en geç onümüzdeki bahar ayına kadar vıküacak" dedi. Haliç'te işçiler için belediye ile işveren topu birbirine atıyor Dalan: Ben belediye olarak işçilerin can güvenliğinin çlmadığı, yıkılma tehlikesindeki binalarda üreîim yaptırmam. işveren: İşçilerin ne olacağını belediye düşünsün. Dalan: Yıllardır biliniyor. Ciddi olan, önlemini alır. Yıkılacak fabrikaların işçileri için yıkım yokmuş gibi taraflar masaya oturup toplusözleşme imzalıyor. Bedrettin Dalan'ın verdiği bilgiye göre, Haliç'in temizlenmesi projesinde irili ufaklı 622 fabrika yıkılacak. fabrikalarını başka yere nakletme konusunda hiçbir girişimi yok. Bir kısmı arsa, ya da kredi aradıklannı söylüyorlar. Arsa ve de kredi bulan birkaç büyıik fabrika ise henüz proje, ya da inşaatın başlangıç aşamasında. İşçinin gidebilmesi açısından da sorun olacak uzak bölgele'deki yeni fabrikaların, en erken 12 yılda bitebileceği, makine projelendirilmesi yapılmadığı için de bugünden buradan işçi alınıp abnamayacağı, ya da ne kadarının ahnabileceği konusunda hiçbir şey söylenemeyeceği bildirildi. İşveren yetkilileri, "Yeni fabrikalar bitmeden, belediye eskileri yıkarsa, işçiler ne olacak?" sorusuna, " O n u da belediye düşünsün" yanıtını verdiler. Belediye Başkanı Dalan ise, aynı soruyu yanıtlarken, "Yıllardır bilinen bir dunım. Ciddi olaA önlemini alır, ancak gerçekten çok haklı ve ciddi gerekçelerle, birkaç aylık zamana ihtiyacı olanlara anlayış gösterebiliriz" şeklinde konuştu. Bu arada, yıkılacak fabrikaların işçileri için taraflar masaya oturup toplu sözleşme imzalayorlar. Fabrikaların yıkımı sonrası ne olacağına ilişkin hiçbir sözleşme hükmü yok. Yıkım olayı yokmuş gibi, sözleşmelerin imzalanması, buna bağlı üyelik ilişkisi, aidat toplanması yeterli çalışma sayılıyor. aynı süreç içinde yurütülemediğini, Eyüp ilçesinde bu yıl sonuna kadar, diğerlerinin de onümuzdeki bahara kadar yıkımların gerçekleşeceğini anlattı. Haliç'in temizlenmesi projesinin tamamının en geç 1987 ortalarına kadar gerçekleşmiş olacağını vurgulayarak, ancak çok ciddi nedenler, iyi niyet unsuru görürlerse, işçilerini yeni fabrikalarına nakledecek işverenlere, yıkımda çok sınırlı ek süreler tanıyabileceklerini belirtti. Eyup Belediye Başkanı Eyüp Uçak ise, yıkımı gündemde olan fabrikalar için son sürenin yıl sonu olduğunu açıkladı. Yörede ek sure tanınmayacağı bildirilen fabrikaların onemli bir bölümünde işçiler sendikasız. Işverenlerin yeni işyeri girişimi yok. İş akitleri feshedilirken hakları ödenmezse, alacaklar için ortada işyeri ve makine de olmayacağına göre, hiçbir guvence kalmıyor. Sendikalı işçilerin de bu anlamda bir guvenceleri yok. Sadece sendikalar ile işverenler arasında yapılan göruşmelere dayanarak durumlarını Öğrenmişler. Örneğin en çok işçisi bulunan ve başkanlığinı Türklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ın yaptığı Teksif Sendikası Eyup Şubesi'ndeki bilgi şöyle: Boyateks'te 130 uyeleri var. îşverenin taşınma projesi de yok. Fabrika yıkılınca işçiler işsiz kalacak. Tazminatlarına ilişkin bir guvence de yok. Boyasan'da 170 işçi var. Aynı şekilde işsiz ve guvencesiz kalacaklar. Hasteks'in Çerkezköy'de yeni inşaat girişimi var. Ancak buradaki 180 işçiyi alması konusunda verilmiş bir güvence yok. Yeni fabrikanın bitimine kadar yıkımın erteleneceği kabul ediliyor. Bahariye Mensucat'ın üç fabrikasının toplam 1030 işçisi var. Çerkezköy'de başlamış yeni fabrika inşaatı da var. Görüştüğumüz işveren yetkilileri, fabrika inşaatının en erken 12 yılda bitebileceğini söylediler. Ancak Eyup'te yıkılacak 3 fabrikadan ne kadar işçi götürulebileceğine ilişkin şimdilik hiçbir çalışmanın olmadığını bildirdiler. Sümerbank Defterdar Fabrikası'nın 1350 işçi ve memurla birlikte 1500 kadar çalışanı var. Sümerbank bu işçileri bır başka işyerine nakletmeyi düşünmuyor. Çok sınırlı bir bölürnu için, çok eski ve verimli olmadıkları için başka işyerine taşınması duşunülmeyen makinelerin, kıdem tazminatlan karşılığı verilmesi projesi var. Sümerbank işçileri, iş istiyorlar. Kendilerine tazminatlan karşılığı saulmak istenen makinelerin durumunu saptamışlar; 156 dokuma tezgâhımn 80 adedinin üretim yapar durumda olduğunu, 130 kadarının 1930'lardan kalma, dünyada eşi benzeri kalmamış, müzelerdeyer alabilecek hurdalar olduğunu açıkhyorlar. Tahar ve çozgü makinelerinin ahşap, soba tutuşturmaya elverişli olduğunu belirtiyorlar. "Sümerbank bu makinalar işe yanyor&a, bize bir başka yerde işyeri açsın. Biz iş istivoruz" diyorlar. Yörenin en büyuk fabrikası Türk Demir Döküm'de işçi sayısı son yılların kademeli çıkarmaları ile uçte bir kapasiteye duşmüş durumda. İşveren yetkiiileri, fabrikanın İnegöl'e taşınması projesi olduğunu bildirdiler. Henüz inşaatın başlamadığıru, en erken 12 yıl sonra tamamlanmasının ve uretime geçmesinin soz konusu olabileceğini belirttiler. Ancak halen fabrikada çalışan binin ustundeki işçinin yeni fabrikaya nakledilip nakledilemeyeceği, ya da ne kadarının nakledilebileceği konusunda hiçbir şey söylemeyeceklerini vurgulayarak, "Yeni fabrikanın henüz makinelendirme projesi yapılmış, teknolojisi seçilmiş değil. Ne kadar işçi çalıştırılacağı, ne tur elemana ihtiyaç gostereceği konusunda şimdiden bir şey sövlenemez" şeklinde konuştular. 6 2 2 fabrika yıkılıyor Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın verdiği bilgiye göre, Haliç'in temizlenmesi projesi kapsamında yıkılacak irili ufaklı 622 fabrika var. Kesin işçi sayısı saptanmış değil. Belediyenin tahmini 25 bin civarında. Sigortasız, sendikasız çalışttrılanlar, bir de Haliç yıkım projesi gündeme geldiğinden bu yana işyerlerinın önceden arahksız işçi çıkarmaları ile, Haliç yıkım projesi kapsamında işini yitiren işçi sayısı, gerçekte 25 binin çok çok üstünde. Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, kendi görevlerinin Haliç'i temizlemek olduğunu, yıkılacak fabrikaların işçilerine iş bulmakla sorumlu olmadıklarını söyledi. İşçilerin işsiz kalmasm diye, hayati tehlike içinde ve çok ağAr koşullarda çalıştınlmalarına izin veremeyeceklerini savundu. 5 ilçe belediyesine bağlı yıkım çalışmalarının her birinin Antonov, mahkemeye çıkımyor ROMA, (a.a.) Bulgar sanık Sergei tvanov Antonov, Roma'da sürdurulen Papa suikastı duruşmasına katılmak ıstemediğini bildirdi. Antonov, dun mahkemeye bir dilekçe yollayarak, sağlığının bozuk olması nedeniyle, mahkemeye gelemeyeceğini kaydetti. Antonov, Roma duruşmasında yargılanan tek Bulgar sanık. Diğer Bulgar sanıklar Todor Ayvazov ve Vasüiev Kolev, Bulgaristan'da bulunuyorlar. M.Ali Ağca, Antonov'un ve diğer iki Bulgar sanığın, kendisiyle birlikte Papa suıkastını planladıklarını ve suikasta katıldıklarını soylemişti. Roma dunışmasına Antonov'un başvurusu nedeniyle 14 ekime kadar ara verildi. işçiler için hiçbir girişim yok Işverenlerin çoğunluğunun Sarayköy Belediye Başkanı ile oğlunu öldüren Hasan Kopal'ın idamı istendi nizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde idam istemiyle yargılanmaya başlaııdılar. İki saat 35 dakika suren duruşmadan önce sanık Hasan Kopal'ın tzmirli Avukatı Mehmel Sürücü, davanın naklini istedi ve duruşmanın Denizli'de yapılmasının müvekkilleri açısından yaşamsal tehlike yarattığı endişesi ile Adalet Bakanlığı'na bir yazı gönderdiğini belirtti. Bu isteği geri çevrilince sanık vekili, sanı Başyazarımız Nadir Nadi'nin Kabaklı aleyhine açtığı davaya devam edÜdi tstanbul Haber Servisi . Başyazanmız Nadir Nadi'nin Tercüman Gazetesi yazarlanndan Ahmet Kabaİdı hakkında 2 milyon lira tazminat istemiyle açtığı dava^vukatlann bilirkişi heyeti ile ilgili gürüşlerİDİ bildinneleri için,5 kasım 1985 tarihine ertelenGazetemizde 23 Ocak 1983 tarihinde Nadir Nadi imzasıyla vayımlanan "Tuhaf Bir Tasan" başlıklı yazı uzerinejercüraan Gazetesi'nde 24 Ocak 1983 tarihinde Ahmet Kabaklı imzasıyla "At M»rtiai Debreli Hasan" başlıklı yazı yayımlanmıştı. Bu yazı üzerine,gazetemiz sahibi ye Başyazan Nadir Nadi 2 milyon lira tazminat istemiyle 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açmıştı. Tercüman Gazetesi avukatlannın itirazı üzerine 5. Asliye Hukuk HâTrimi davadan çekilmiş ve da"' va 9. Asliye Hukuk Mahke• mesi'nde göıülmeye başlanmıştı. 9. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, bilirkişi Prof. Ersin Çanoğlu, . Nadir Nadi'nin hakh olarak dava açtığını, Ahmet Kabak ' h'nm yazısında Nadir Nadiye hakaret ettiğini bildirmişti. Tercüman Gazetesi avukatlannın bu rapora itiraz etmeleri üzerine, mahkeme, 3 kişilik yeni bir bilirkişi heyetinin oluşturulmasına karar vermişti. Avukatlar Ziya Nur Enın 4le AU Çekiç'in katıldığı dünkfl oturumda, mahkeme, avukatiarm bilirkişi heyeti ile ilgili görüşlerini bildirmeleri için, duruşmayı 5 Kasım 1985 günü saat 11.30'a ertelcdi. 'Başkan ters baktı, sinirlendim' Hâkim, SODEP'li Belediye Başkanı ve oğlunu neden öldürdüğünü sanığa 7 kez sordu. Sanık ise, "Bana ters baktı, amcamm oğlunun nikâhlı eşinin ilişki kurduğu kişiyi koruyordu" gibi yanıtlar verdi. Hâkim ise, "Bunlar basit şeyler, gerçeği söyle" dedi. DENİZLİ, (Cumhurivet Ege Bürosu) Sarayköy'un SODEP'li Belediye Başkanı Ali Rıza Kapancıoğlu ve oğlu Ömer Suha Kapancıoğlu'nu 13 ağustos tarihinde öldüren Hasan Kopal ve üvey ağabeyi Ali Can Kopal ile olayda kullamlan tabancanın temin edilmesinde yardımcı olan Hasan HUseyin Polat, dun Değın bilincinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıbba gonderilmesini istedi. Ağır Ceza Hâkimi bu isteğin şahitlerin dinlenmesinden sonra düşünülebileceğini soyledi. lddianamenin okunmasından sonra savunması istenen sanık Hasan Kopal, hâkimin yedi kez sorduğu "Başkan ve oğlunu niçin öldurdun?" sorusuna, "Cinaveti işledigim kahveye giderken başkan bana ters ters bakmaya başladı. Bir ara kufretti.Ancak kufrün bana soylendiğinden tam emin değilim.Bana ters bakmasına çok siniıienmiştim. Nasıl olduysa tabancamı çektim ve ateş ettim. Bu sırada oğlu elini beline atınca tabanca çekecek sandım. Bu nedenle oğluna da ateş ettim. Kaç el ateş ettiğimi hatırlamıvorum" diye yanıtladı. Bir saat suren savunmasında Hasan Kopal, "Tabancayı nereden aldın, cinayeti işlemendeki asıl gerekçe ne?" sorulanna da şu yanıtı verdi: "SUahı olaydan 2030 gün önce Nazilli'de oturan Şah İsmail Çalış'tan temin ettim. Başkan ve oğlunu oldurmemdeki bir başka neden ise namus raeselesi.Amcamın oğlunun imam hikâhlı eşi bir başkasıyla ilişki kurmuştu ve o kişiyi başkan koruyordu. Bu arada başkanla traktör meselesinden de kavga ettik. Bana kufretti. Bu olaylardan dolayı içirai kin ve hırs kaplamıştı." Hasan Kopal, Hâkimin "Bunlar basit şeyler. Gerçeği söyle artık" sozu üzerine, "Başkan ve oğlunu öldürmemin nedenleri bunlar. Başka neden yok. Ardımda da başka kimseler beni desteklemedi" dedi. Sanığın uvey ağabeyi Ali Can Kopal ise savunmasında olay ile ilgisi olmadığını öne surerek suçlamalan kabul etmedi. Tabancayı temin eden Hasan Hüseyin Polat ise tabancayı paket haünde içinde ne olduğunu bıtmeden A'1 Can Kopal'a getırdiğinı söyledı. Mahkeme duruşmayı 12 ka* sım tarihine erteledi. 200 milyonluk kaçak kürk yon lira olan, çok sayıda kaçak kürk ele geçirildi. Kaçakçılık olayıyla ilgili dört kişi yakalandı. tstanbul Emniyet Müdürlüğu Mali Şube Ekipleri, Kadıköy ve Beyoğlu yakasında yaptıkları operasyonlar sonucu astragan, tilki, vizon, vaşak ve leopar cinsi 400 adet kaçak kürk ele geçirdiler. Kürk kaçakçılığı yaptıkları belirlenen Selahattin Aykanat, Agop Davit, Ohannes Karakaş ve Hasan Atabey gozaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma surdurülüyor. sadeğe Uşak'taki Islamî tabela soruşturması Uşak Valisi Nurettin Turan, müftülük binasının karşısına "Dünya Müslümanlanm Güçlendirme s Vakfı" yazıh bir tabelanın asıldığını doğruladı. UŞAK (Cumhuriyet Ege Burosu) Vali Nurettin Turan, müftülük bınası karşısına "Dunya Müslümaniannı Güçlendirme Vakfı"nın varlığını duyuran birtabela asıldığını doğrulayarak, bu tabelayı astığı belirlenen Şükru Elaldı (58) adlı kişinin yakalandığını açıkladı. Önceki gun muftuluk binası karşısındaki telefon direklerine "Yaşasın Dunya Müslümanlarını Güçlendirme Vakfı" yazılı tabelayı asan, daha sonra da Ulucami'de abdest alınan lavabo önlerine, 1 Eylul Ilkokulu duvarına ve Tuzpazan Camii duvanna aynı sözlerin yazıldığı afışleri yapıştıran Şükriı Elaldı adlı kişi yakalandı. Emniyet Mudürlüğü Siyasi Şubesi'nce sürdurulen soruşturmayla ilgili olarak dun bir açıklama yapan Uşak Valisi Nurettin Turan, "Olay mevzi ye ferdi olarak göriilmektedir" diyerek şunlan soyledi: "Dün Şükriı Elaldı adındaki bir yurttaş. uzerinde Dunya Muslümanlarını Güçlendirme Vakfı ibareli bir teneke üzerine yazılı tabelayı müftülük binası onune asmıştır. Aynca 1 Evlül İlkokulu duvanna, muftuluk binası etrafındaki telefon direklerine ve Ulucami'de abdest alınan lavabo onlerine 'Dunya Muslümanlarıhı Güçlendirme Vakfı' yazılı pankartlar asmıştır. Olay doğrudur. Ancak ilk araştırmalanmızda olayın mevzi ve ferdi bulunduğunu saptadık. Uşak'ta böyle bir dernek veya kuruluş yoktur. Dernek. Sünav'da kurulmuştur. Olayı çok vönlü araştınyoruz." Vali Nurettin Turan, Emniyet Mudüru ibrahim Acar, Siyasi Şube Müduru Mehmet Alptekin ve Jandarma Alay Komutanı Albay Rahmi Tüfekçi'nin de katıldığı bır toplantıyla olayın değerlendirmesini >aptı. SODEP II Başkanı Koray Atak, Olayla ilgili olarak, "Tüm yurtta olduğu gibi Uşak'ta da gericilik hareketinin hortlamış olduğunu gormek, son derece üzücudür. Olayın Uşak'ta cereyan etmesi ise düşündürücüdür. Bu olay bir kere daha göstenniştir ki Turkiye'de gericilik hareketi vardır. Bu hareketin tezgâhı bitmiş, iş tatbikata dönuşmüştur. Olay kapanamayacaktır, işi sonuna kadar takip edeceğiz. SODEP olarak olayın üzerine gidilmesini istiyoruz" dedi. Halkçı Parti îl Başkanı Hayri FJdem ise, olaydan büyük üzüntu duyduğunu, bu olayın Uşak'ta meydana gelmesini son derece anlamlı olarak karşıladıklarını belirterek, HP Uşak Milletvekili Yusuf Demir aracılığıyla olayı Meclıse getireceklerini, ayrıca partı olarak Cumhurbaşkanına telgraf çekerek olayı tum ayrıntıları ile duyurduklarını açıkladı. • Marmara Universitesi A.E.Fden aldığım kimliğimi ve pasomu kaybettim. Geçersizdir. ERDAL Y1LD1RIM >ÜLİTA.\ GENÇLİK DERGİSİ DAVASI Yazı Işleri Müdürü'ne 11 yıl 9 ay İstanbul Haber Servisi 12 Eylul'den once İstanbul'da yayımlanan "Müitan Gençlik" dergisinin Yazı Işleri Müdurü Dr. Ali Haydar Yıldınm İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nce 11 yıl 9 ay ağır hapis cezasına carptınldı. Yıldınm, Militan Gençlik dergisınin 21 Nisan 1976, 8 Mayıs 1976 ve 23 Haziran 1976 tarihli sayılarında komünizm propagandası yapmak, suç olan fiili övmek savlarıyla yargılanıyordu. TKP tLERİCİ GENÇLİK 1 Numaralı Askeri Mahkemede gorülen TKP İlerici Gençlik davasında sorgusu yapılan saruklardan Mihriban Meltem Eren suçlamalan reddederek emniyette işkence gördüğünu ve "tecavuz ederiz" şeklinde tehdit edildiğini ileri sürdu. 35 sanıklı davada sorgusu yapılan Mihriban Meltem Eren, "Eroniyete ahndığım zaman bir buçuk aylık haraile idim. Bebeğimin düşeceği şekilde, nişanlımın gözü önıinde bana aşırı işkence yaptılar. Ve ben daha sonra sakat doğmaması için bebeğimi aldırdım. Bana işkence yapan polisleri tanıyonım. (Tecavuz ederiz, ber şeyi yapanzl dediler ve ellerini üzerirode gezdirdiler. Selimiye'den (ahliye edildikten sonra beni Gayrettepe'de 5TIİ diye çağrılan polis odasına aldılar. Verdigim ifadeleri değiştirirsem zevk için de olsa işkence goreceğini söylediler." dedi. Sorgusu yapılan Mine Ozçakır da emniyette işkence gbrduğunü öne sürerek oraya yeniden donme korkusuyla askeri savcıya ve tutuklama yargıcına gerçeği anlatmadığını söyledi. Mahkeme duruşma sonunda Şehnaz Saadet ve Nail Güler'in tahliyesine karar verdi. Bir yandan da sözleşmeler Türk Demir Doküm, Birlik Teneke ve Kompeyir Meksan gibi yıkım adayı fabrikalarda, Otomobillş ile Turk Metal arasında yetki mucadelesi nedeni ile bır yılı aşan sürelerden bu yana işçiler aynı zamanda toplu sozleşmesiz. Yıkılmaya aday, Otomobillş ile sözleşme imzalanmış fabrika dokumu ise şöyle: Metal Kaplama 50 işçi, Sungurlar Kazan 260 işçi, Ayvansaray Demir Çekme 100 işçi, Endoksan 100 işçi, Tel Çivi 50 işçi, Yıldız Kazan 40 işçi, Rabak 525 işçi, Borankay 200 işçi, Detel 300 işçi, Temal 40 işçi. Sendikanın henuz sözleşme yapmaya çalıştığı Ramazanoğlu ve Dökyol Dokum Fabrikalan'nın ise, 40'ar işçisi var. Sendikadan sözleşmesi olsun olmasın, butün işyerlerindekı işçiler için, yıkım sonrasına ilişkin hiçbir iş güvencesi, hatta tazminat guvencesı bulunmadığı bildirildi. Van'da 11 kilo bazmorfin M. NURİ ERDOĞAN VAN Van'ın Başkale ilçesinde dış piyasa değeri yanm milyar lira olan 11 kilogram bazmorfin ele geçirildi. Van Vali Vekili Bekir Tnnç'tan ahnan bilgiye gore, Van Emniyet Mudüru Ferdi F.rzaim başkanlığında Başkale ilçesinde gerçekleştirilen Yıldınm3 adlı operasyonda bir kamyon uzerinde bulunan koyunlann bacak aralarına sarılmış 11 kilogram bazmorfin bulundu. Yetkililer, komşu ülkelerden yurda sokulduğu saptanan bazmorfinle ilgili olarak kaçakçılarla ilişki kurulduğu ve alıcı kılığına giren güvenlik guçl^iiıufl aaiıo^nıa idgjauıgı vc bO> lelikle kaçakçılığın ortaya çıkartıldığı belirtildi. Koyunlann bacak aralarına bcirılmış torbalar içerisinde ele geçirilen 11 kilogram bazmorfin ile ilgili Fettullah Güler, Sabri Dayın ve Srnnar Korkmaz adlı cu maude kaçakçılığı ile ilgili soruşturmanın derinleştırilerek surdurulduğü bildirildi. Yetkililer, 1985 yılı ilk 10 ayında 1 baskın duzenlendiğini, 1 operasyonlarda 53 kilo 304 gram bazmorfin, bir kilo 800 gram eroin, 645 gram esrar, 150 litre eroin yapımında kullamlan asit anhidrit, 5 gram afyon sakızı ele geçirildiğini bildirdiler. Kalbinizi koruyunuz, İçki ve sigaradan, duzensiz beslenmeden kaçınınız... Muayene ve kontrol için Tel: 148 58 66 Turk Kalp Vakiı • Marmara Ünıversıtesi A.E.Eden aldığım kımliğımi ve pasomu kaybettim. Geçersizdır. RIDVAN YAVU7.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle