13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EYLÜL 1984 KÜLTÜR YAŞAM CVMHURİYET/5 SEMEMA ATILLA DORSAY Gizli örgütlerin kirli işleri ÖLİJM VURUŞMJ (The Soldier) / Yönetmen: James Glickenhaus / Oyuncular: Ken Wahl, Alberta Watson, William Prince, Klaus Kinski, Jeremiah Sullivan / Amerikan filmi (Site, Yeni Melek, Şafak, v.s.) Mevsimin ilk ilginç fılmi, genç bir Amerikan yönetmeninin, Amerikan sinemasının belki de yeni "harika çocuk"larından olmaya aday James Glickenhaus'un.. Yazıp yönetip yapımcıhğını da yüklendiği "Olüm Vuruş u " , özgün adıyla "The Soldier" yani asker. CIA'ın en güvendiği eleman olan, alabilidiğine güçlü, güzüpek ve becerikli genç bir ajanın serüvenlerini anlaüyor. Ancak bu "CLA askeri"nin nefes kesen serüveni, fılmin karmaşık konusunun içinde nerdeyse ikinci plana duşüyor. Ön planda gözüken ise, çeşitli abartma, tuzbiber ve heyecan katma olgusuna karşın, günümüz dünya siyasetinin ve bu siyaseti oluşturan çeşitli olaylann ve güç dengelerinin ilginç bir sergilenmesidir. Sovyet gizli örgutu KGB'ye mensup olduklan anlaşılan bir avuç terörist ajan, Amerika'nın gobeğinde uranyum yttklü bir kamyonu soyarlar ve "malı" Suudi Arabistan'daki zengin petrol rezervlerine yerleştirirler.. Batıhların kısa sure sonra aldıklan ultimatom, lsrail'in işgal altında tuttuğu Batı Ürdün'ü hemen boşaltmasıdır. Yoksa Suudi Arabistan çolierinde, dünyadaki bilinen petrol rezervlerinin yarısını oluşturan bu doğal hazine havaya uçurulacaktır. Amerika Başkanı, yeni ve çok daha güÇlü bir petrol bunalımı yaratabilecek bu tehdidi ciddiye almak zorundadır. CIA, en güvendiği ajan» olan "asker"i, ultimatomcuların kimliğini anlamak amacıyla, Avusturya'daki bir "çifte ajan"ın peşine yollar. Ancak "asker", görkemli bir kayak sahnesi boyunca öldürülmek istenir. Bundan sonrası, zamanla yanşan çılgm bir kaçıp kovalamacadır... "Ölüm Vuruşu", kuşkusuz ciddiye alınacak bir siyasal film ömeği değil. Ancak öncelikle ustalıkla kotarılmış, ilgiyi sürekli ayakta tutan bir film olduğunu belirtmek gerekir. Dünyanın çeşitli yerlerinde çekiltniş bolümİer, konunun akışı içinde seyirciyi VVashington'dan Kansas'a, Londra'dan Paris'e, Berlin'den Moskova'ya, Suudi Arabistan çöllerinden Kudüs'e çekip gotürüyor. ölümcül bir kayak yanşı, Berlin duvarını arabayla aşma, Kansas'taki Amerikan nükleer vurucu güç merkezine sızma gibi sinema açısından ustalıkla gerçekleştirilmiş görkemli böİümler var. Ken Wahl ise sinemanın genç kuşağının en yakışıkh ve yetenekli oyunculanndan olarak göz dolduruyor. Ancak filmin bunlann dışında seyircide bıraktığı ilginç bir izlenim tortusu var. Bir buçuk saatlik bir film sıiresince, dünyamızın yalnız bilinen ve gözle görünen bloklararası güç dengelerine değil, bu dengelerin perde arkasındaki gözeticisi olan gizli örgütlerin karmakanşık ve başdöndürücü etkinliklerine ve yöntemlerine tanık olma duygusu uyanıyor seyircide... Tel Aviv'de İsrail gizli örgütü olan Mossad'ın teröristlere işkence yöntemlerinden KGB'nin CIA başkanına hazırladığı suikaste, CIA ajanlannm eğitiminden petrol üstüne oynanan oyunlara, çağımızda (biz dahil) birçok ülkede olupbiten ve genelde nedenleri ve kökenleri hep karanlıkta kalan birçok olay ve olguya değinip geçermiş gibi yapıyor film... Amerika'nın dünya petrol rezervlerini kaybetmek tehlikesi karşısında İsrail'e karşı çıkmayı bile göze alması ve İsrail'i Batı Şeria kıyılanndan zorla sökup atmayı düşünmesi, aslında günümüzün siyasal ve ekonomik gerçeklerinin doğruladığı bir varsayım değil mi? "Ertesi GünThe Day After" adlı TV filminden beri artık pek ünlü olan Amerika'nın Kansas yöresindeki nükleer vurucu güç merkezinin duvarlannda, filmde gösterildiği gibi gerçekten de "Bizim Işimiz Barıştır" adlı alaylı bir cümle mi yazıyor? Daha da ilginci, filmde anlatıldığınagöre, Başkan Nixon'ın son günlerinde durup dururken nükleer vurucu gücü harekete geçirmeye kalkmasıyla CIA'yı paniğe düşürmesi ve o gunden beri Kansas'taki merkeze artık Amerikan başkanlannın değil, CIA'nın beyninin egemen olması savı ne denli doğru? Bir serüven füminin kalıplan ve süresi içinde bile olsa değinilen bu çağdaş, güncel ve yaşamsal olgularda fantezinin dışında bir gerçek payı hiç mi yok? "Ölüm Vnruşu"na kuşkusuz iyi kotanlmıs sıradan bir serüven filmi diye bakıp geçmek mümkün... Günümüz siyasetini iyi izlediği anlaşılan Glickenhaus'un senaryosu, serüven sinemasının klasik motiflerini ve "üstün adam" mitosunu, günümüzün önemli bazı politik ve konjonktürel gelişmeleriyle ilginç biçimde dengelemiş. Ne var ki ben Amerikan sinemasının bu özelliğine, yani sıradan fümlerde bile çok önemli, yaşamsal ve güncel konuları söz konusu etme ve seyirciyi nükleer vurucu guçten CIA yöntemlerine, Nixon'ın yanhşlanndan Amerika'nın petrol için İsrail'i gözden çıkarma olasılığına bunca önemli olay ve olgudan, bir filmin fantezi sırurları içinde bile olsa haberdar etme özelliğine hep şaşrruşımdır. Bu filmde de bu şaşkınlığım bir kez daha doğrulanıyor... Attila tlhan'ın "KartaUar YüksekUçar*ı 7ekimde ekranlarda On iki bölümlük dizinin bir özelliği de. doğrudan TV için yazılmış bir senaryoya dayanıyor olması. Kültür Servisi Bugüne kadar çekilen dizi fümlerin en uzunu "Kartallar Yüksek Uçar" 7 ekimde ekrana geliyor. Daha önce TV'de yayınlanan "Sekiz Sütuna Manşef'te olduğu gibi bu filmin de senaryosunu Attila tlhan yazdı, yönetmenliğıni Hüseyin Karakaş üstlendi. İki aile arasındaki çekişmelerin konu edildiği "Kartallar Yüksek Uçar"ın çekimlerine 1983'ün mayıs ayında başlandı. İstanbul, İzmir, Foça, Turgutlu, Kuşadası, Selçuk ve Cumaovası'nda gerçekleştirilen çekimler ocak ayı başmda tamamlandı. 533 MİLYONA ÇIKT1 On iki dizi olarak yaymlanacak Kartallar Yüksek Uçar'da başlıca rolleri Sadri Alışık, Selda Alkor, Can Gürzap, Serap Aksoy, Selçuk Özer, Meral Gökçe, Bülent Bilgiç, Özlem Onursal, Hamit Yıldınm, Yurdanur Gerçeker, Hüseyin Peyda, Nuri Tuğ ve Nilgün Dizdar paylaşıyorlar. Dizi filmde, aynca on binden fazla figüran rol aldı. 533 milyon liraya mal olan "Kartallar Yüksek Uçar"ın yapımcılığını tbrahim Başar, yardıma asistanlıklarını Adnan Azar ve Celal Köse, goruntu yönetmenliğıni Kenan Davutoglu yaptı. RENKLİ tZLEYECEĞİZ İlk bölümü 60 dakika, öteki bolümleri 50'şer dakika olan dizi film, renkli olarak ekrana gelecek. "Kartallar Yüksek Uçar" adlı dizinin bir özelliği de, bir roman ya da öykü uyarlaması olmaması, doğrudan doğruya TV için yazılmış bir senaryoya dayalı olması. Duyduk Gördük htımle lcünflinty ^ n ' f l ' > ' a tskele Camii önündeki bu ahsap sırayı yapan, gerUlı Utt ntHlllint? yapmıs ki, buna "eser"denebilir. Hele baf c f c f e n öylesağlam zı kuruluşlann son zamanlarda her tarafa serpistirdikleri cicili bicili, gelgeMim dayantksız sıralara bakarsanız. Eser sahibi, üstüne de açıklama koymus: "Dikkat, kanma dünya fendine, sen de böyle eser bırak kendine. Mustafa Ekizler." (Fotoğraf: S. ORAL GÖNENÇ) Kahve yüzünden bozulan sabah keyfi Uzun süredir sütunlarınuza küskün olan avukat tnci Özol, geçenlerde Yıldız Parkı'na kaaar uzamp boyunun ölçüsünü alınca, küskünlüğünü unutuvermiş ve o öfkeyle bize aşağtdaki mektubu döşenmiş: "Turing ve Otomobü Kurumu'nun İstanbuVa hediye ettiği parklardan Yıldız Parkı'na geçen pazar günü apartman komşulanmızla birükte, nefes alıp sabah kahvesi içmeye gittik. Neşeyle Ada Kahvesi adlı bölüme geçip oturduk. Kalabahk olduğumuz için özettikle halk kahvesini seçmis, pahalı olduğu için köşklerin bahçelerinden uzak durmuştuk. Ama yanımıza gelip ne istediğimizi soran garona kahve dememizle basımızdan aşağı kaynar suların dökülmesi bir oldu. Garson Ada Kahvesi'nde kahve bulunmadığını söylüyordu. önce anlayamadık ve kahve bitti sandık. Ancak garson burada kahve satılmadığını söyleyince, nedenini öğrenmek istedik. Aldığımız cevap, 'Biz yalmzca çay satanz, kahve köşklerin bahçelerinde var' oldu.. Ister istemez akhmıza eski İstanbul Belediye Baskanlanndan birinin, ' 'Halk plajları dolduruyor, valandaşa denize girecek yer kalmıyor" sözü geldi. Demek halkrn kahve içmeye hakkı yoktu. "Ada Kahvesi" de ancak çay içilebilecek bir yer olarak tasarlanmıstı. Bu davranışın üstüne gidip köşklerden birinin bahçesinde sabah kahvesi içecek keyif kirnsede kalmadığından, toparlanıp kös kös evimize döndük. Olayı Sayın Çelik Gülersoy''un dikkatine saygılanmızla sunuyoruz." İNDEKS İ Ç İN Mctin yazarlan Deneyimli Deneyimli, deneyimsiz Grafıkcr Pikajör ilgılenenierın. 141 31 47 numaralı telefondan randevu alarak şahsen başvurmaları nca olunur Başvurular gızlı tutulacaktır Bir gençlik anısı ve bir ürküntü Savaş Büke'nin çocukluğu ve ilk gençliği, deprem kusağı üzerinde bulunan Balıkesir'de geçmiştir. O zamanlar ilk sallantıda sağın solun yerle bir olabileceğini düşünen yöneticiler, olası elektrik kontaklanna ve yangmlarına karşı önlem diyt kentin tahtadan yapılma tüm elektrik direklerini kesiverirlerdi. Geçtiğimiz günlerde yıllık izninin bir bölümünü Bahkesir'deki annesinin evinde geçiren Savaş Büke, bir gece elektriklerin şjp diye kesümesi üzerine ürperdi ve gençlik gü'nlerini ammsadı. Telaşlândı, ürktti. Elektrik kesilmesizelzele bağlantısı bilinçaltına yer etmişti ne olsa. Durumu sezinleyen annesi: Korkacak ne var, oğlum? dedi. Bak, zelzele falan yok. Kesintinin nedeni başka bir şey olmalı. Savaş Büke, kendine gelip biraz olsun ferahlamıştı. Yine de: İyi ama anrte, dedi, hazır elektrikler kesilmişken tann, şu Bahkesir'i bir saUayıvereyim derse diye korkuyorum. Hepsi bu. O giin elektrik kesintisi iki saat sürdü. IVeyse ki yer sarsıntısı olmadığı gibi, vangın da çtkmadı. ROBERTDENİRO DÜNYA SİNEMASININ ŞAHASERİ SERG.0 LEONE 4 S A A T Ü K D E V p j L M HAYYANLAR İSMAÎL GLLGEÇ (Once Upon a tıme ın Amerıcal 1 Ekim Pazartesi'den itibaren Beyoğlu SARAY Osmanbey GAZİ SİNEMALARINDA AMERIKA İlginç bir filmin kötü taklidi açılış istasyon sanat evi \etryork 201» 2019After the Fall of Newyork)/Yönetmen: Martin Dolmann/Oyuncular: Michael Sopkiw, Valentine Monnier, Anna Kanakis, George Eastman, Edmund Purdom/ltalyan yapımı (Emek.As, Melodi, Sinema 74, Zafer vs.) John Carpenter'in "Newyork'tan Kaçış" adlı unlü filminin ikinci sınıf taklitlerinden biri.. 1999 yıhnda çıktığı varsayılan nükleer savaştan 20 yıl sonra Newyork kenti... Yanıp yıkılmış, hastahk, sefalet, korku ve ilkelliğin egemen olduğu, farelerin insan cesetlerini kemirdiği bir karabasan kenti.. Asya, Avrupa ve Afrika'nın birleşmesinden oluşan " E u r a k " l a r a yenilen Amerika, Alaska'da gizliden gizliye yeniden örgütlenmeye, sağda solda kalmış güçleri bir konfederasyon çatısı altında toplamaya uğraşmaktadır. Ancak asıl sorun, atom radyasyonlanyla kısırlaşmış kadmlarla dolu dünyamızda yeni kuşakların gelmesini sağlayacak 'doğurgan kadınlar' bulmaktır. Böyle bir kadının New York'ta hâlâ var olduğunu bilgisayardan (!) öğrenen başkan, eski ve gözüpek bir ajanını onu bulmaya gönderir vs. ÖZGÜN YANİ YOK Film görüldüğü gibi Carpenter'in bizde de izlediğimiz ilginç filminin öykü şemasını izliyor. Ancak İtalyanlann ünlü Amerikan fılmlerinin taklitlerini yapma çabası, bu kez de tam bir başarısızhkla sonuçlanıyor. Grotesk tiplerin ortalarda boy gösterdiği, gerçek bir gerilimin hiçbir anında yaratılamadığı, özgün hiçbir yani olmayan bir film bu.. Ancak özellikle mevsim başının fümlerini izlerken, Luls BunueTin o güzelim deyişini anmamak mümkün mü? "En kötü filmde bile en az 5 dakikalık iyi sinema bulunuyor." *'Newyork 2019" un bu " 5 dakika"sı da, sözgelimi yarı insan yarı maymun yaratığın George Eastman'ın oynadığı "Bü>ük Maymun"un atom savaşı öncesi bilgin babası tarafından 'dondurulmuş' güzel Melissa'ya âşık olması sayılabilir. "Uyuyan Güzel" veya "Guzelle Hayvan" efsanelerinin bu bilimkurgu denemesine nakli, ilginç bir bölüm oluşturmuş. Bir de atom savaşının bu kez DoğuBatı bloklan arasında değil de, 3 kıtanın birleşmesiyle Amerika'ya karşı olacağımn varsayılması ilginç... İtalyan/Amerikan ortak yapımındaki bu ilginç varsayım, hangi bilinçaltı korkulardan, kaygılardan kaynaklanıyor dersiniz? AMAP KEVl KEME DUM DUMA BEHK AK ismırn RECEP, roeronun ) flldurrı... J Teşvikiye Maçka Cad. Macka Palas No: 41/11 Kat 1 Tel: 140 56 50 S.S. UMUT 2 SOSYAL KONUT YAPI KOOP. BAŞKANLIĞINDAN Kooperatifimizin 1983 yılı Genel Kurul toplantısı 21.10.1984 pazar günıi saat 13.00'te Bayrampaşa Vildan Duğün Salonu Cumhuriyet Cad. l'nci Sok. No: 3 (Berec Pü Fab. Yanı) Gundemde belirtilen maddeleri gorüşup karara bağlamak ilzere yapüacağından u>elerin işürak etmeleri rica olunur. ILAN T4RİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAS 28 Eylül PASTEUR'UN OLUMU.. 1895"TE BUGÜU, ÜMLÜ FKANStZ KİMYACISt VE MİKROBİYOLCJi'tJıM KURUCUSU LOUIS PASTEUR (PASTÖff) 73 YAŞ/AJPA ÖLOÜ MAYfiiAUMA (f€RMAUTASYON) SlRAStUOA OLUÇAH BAKTERlLERİ 8ULARAK İLK KEZ DİKK4TL£A PASTEUR, DAHA £OHRALARI OA, KEUbİ AMLACAK "PASTDRIZASYOM" YĞHTBMİHİ ORTAYA KDYACAKT7R. BuNLARI, ŞARBON HASTAU&NM TBuAVİSIÜİ BUUIŞU.ARDINDAN DA KUDUZ ÜZ£RİNPEKİ AMŞTfRMALARt IZLİYECEfCTİ. KUPUZ HASTALIĞI, BULACAĞl AÇl İLE ARTIK ESKİ KORKUUÇ.UJĞUNU YtTİ&YORDü •• 1888 VILINÜAN SONRA İSE, KURuLAN PASTEUR EMS TİTÜSÜ'NÜN 8AÇINA GETIRJLEM BİLG/H, ARAÇTJRAJALAR/NI BURAOA SOROueSCEK.Tr. Gt'NDEM: 1 .Yoklama, Acthş ve Saygı Duruşu 2.Dıvan Bajkanlığı seçimi. 3.Genel Kurul toplantı tutanağının ımzası hususunda Divan Başkanlığına yetki verilmesi 4.Yönetim Kurulu çalışma rapoırunun OKunması S.Büanço gelir ve gider hesaplannın incelenmesi. 6.Denetleme Kurulu'nun raporlarının okunup incelenmesi. T.Yönetim ve Denetim Kurullarmın ibrası. S.Yonetim ve Cenetim Kurullarının asil ve yedek üyelerinin seçimi. 9.Gelecek yılın çalışma kadrosu bütçe ve yapılacak iş programının görüşülmesi. lO.Dilek ve temenniler. n.Kapamş. 5 0 YIL ONCE Cumhuriyet 28Eymım4 kabutunün Asambleye tavsiye Gazi Hz.nin Dil Efganistan edilmesine karar verilmiştir. bayramı Akvam Efganistamn Cemiyete girmesinde Türkiye önayak tebriklerine Cemiyetine girdi olduğundan Hariciye Vekilimiz Tevfik Rüstü Bey cevapları Cenevre 27 (a.a.) Ankara 27 (a.a.) Riyaseti Cumhur Umumi kâtipliğinden gönderilmiştir: "Dil bayramımzdan ötürü Türk dili araştırma kurumu genel özeğinden, ulusal kurumlardan, turlü orunlardan birçok kutun bitikler aldım. Gösterilen güzel duygulardan çok kıvanç duydum. Ben de kamuyu kutlanm." Gazi Mustafa Kemal Efganistamn Milletler Cemiyetine kabuliı hakkmdakı müracaatı dün Asamble tarajmdan letkik editdikten sonra siyasi komisyona havale ediimişlir. Bunun üzerine Tevfik Ruştu Beyin riyaseti altında topbnan komisyon Efganiitanın vaziyetim tetkik ederek Milleılet Cemıyeline girmek için tcızun gelen şeraiti haiz olduğu gjrülmuş ve 19341984 • Nufus kâğıdımı, 15.5.1984 15.6.1984 15.7.1984 vadeli 50.000. 100.000. 100.000.TL'lik borçlusu SELİM AYIK olan protestolu senetleri kaybettim. Hükümsüzdür. HAYDAR TEPE • Nüfvs cüzdanımı, Î.Ü. kimlik kartımı ve İETT kartımı kaybettim. Geçersizdir. RÜSTEM YİĞİT • Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ÜMİT tZMEN mazbata muharriri intihap edilmiştir. Efganistamn Milletler Cemiyeti murahhası, Londra sefirıdir. Asamblenin içtimaında Efganistamn Cemiyet azası sıfatile yer alması muhtemeldir. Cenevre 27 (a.a.) Havas Ajansı bildiriyor: Efganistan müttefikan Milletler Cemiyetine kabul edilmiştir. Edebiyat Fakültesi Dekanlığı fakültenin bütün hocalanna ve memurlanna birer mektup göndererek bundan böyle okutma ve yazı işlerinde öz Türkçe kullamlmasını resmen bildırmiştır, Yoryunlulc Ayaklara Ishrap Verir «• Hkr, < M ntta «fcr: »ı ıı .ı . USO ULTS öz Türkçe için mühim bir tamim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle