11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 3 Özal Isviçre yoleusu m Sahıbı: Cumhurivel Malbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonim Şırketı adına Nadir Nadi, 0 Genel \ayın Mudurır Hasan Cemal, Mues«.ese Mudıırıı Hmine U>aklıgil. Yazı lşlerı Muduru: Oka\ Gonensin. 9 Haber Merkezı Vluduru )alçın Ba>er, Sa\fa Duzenı Vonetmenı ^li Acar. TAkVlM 2 E\lul 1984 Imsak: 4.53 Gııneş: 6.24 Temsıkıler ANKARA Valçın Doğan, IZV1IR: Hikmel Çetinkaya. ADANA: Mehmel Mercan. # Serus Şeflen: Kıanbul Haberlen: Reha Öz, Dış Haberler Krgun Balcı. Ekonomı Osman L laga), Kulıur A>dın Emeç. Maga/ın: Valvın Pek^en, Spor Danışmanı Abdulkadir Yucelman. Duzeltme: Refik Ourba,, Araşıırma: Şaiıin Alpay, IşSendıka Şukran Ketenci. lkındı: 16.49 Akşam: 19.43 Yatsı: 21 < Btırolar % Ankara: Zi\a Gokalp Bulvarı Inkılap Sokak No 19/4 TeH 33114147, 0 İ/mir: Halıt Zıya Bukarı No: 65/3, Tel 254709131230 • <Vdana: Çaknıak Cad No 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Busun \e Yavaır C'umhumet Matbaacılık ve Gazetecılık T.A Ş Turk Ocağı Cad. 39/41, Cagalo|lu. l>t PK 246Ist. Tel: 5209703 Telev: 22246 Öğle 13.09 Başbakan Özal, eşi ve DPT Müsteşan olan kardeşi dışında, Devlet Bakanı Yılmaz, Merkez Bankası Başkam Canevi de Isviçre'ye gidiyor. Başbakan salı günu de Almanya'da Başbakan Kohl ile görüşecek. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal, altı gün sürecek olan yurt dışı gezisine bugün başlıyor. Dun gece Istanbul'a gelen Özal bu sabah Yeşilköy'den Zürih'e hareket edecek. Salı günü Federal Almanya'ya geçecek olan Özal, çarşamba günu F. Alman Başbakanı Kohl ile öğle yemeğinde buluşacak. Özal'ın Başbakan olduktan sonra Batı ülkelerine ikinci ziyareti olan bu gezi,"resmi bir nitelik taşımıyor". Başbakan Özal'la bırlikte eşı Semra Özal, Devlet Bakanı Mesul Yılmaz, DPT Musteşarı Yusuf Özal, Merkez Bankası Başkanı Yavuz Canevi, DPT Yabancı Sermaye Bölumu Başkam Namık Kemal Kılıç, Dişişleri Bakanlığı AET Bolümu Başkam Sönmez Koksal. Başbakanlık Danışmanı Selim Egeli ile Başbakanın Danışmanı Nabi Şensoy da altı gun surecek geziye katılıyorlar. Gezinin Zürih bolumu bir yandan "özel" nitelik taşırken, bir yandan da bazı bankalar ve yabancı firmalarla çeşitii temaslan kapsıyor. Gezinin en onemli bölumünu Ozal'ın çarşamba gunu Alman Başbakanı Kohl ile öğle yemeğinde buluşması oluşturacak. Bir "iş yemegi" nıteliğındekı bu yemekte Turkiye'nin yapmayı ongorduğü nükleer santral, THY'ya alınacak Aırbus, Almanya'daki Türk işçilerinin sorunları ile Turkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu'na uyeliği ya da topluluk ile Türkiye arasındaki sorunlar uzerinde durulacak. Özellikle Alman tarafı Özal ile Kohl buluşmasının "hiçbir resmi nitelik taşımadığım" vurgulamaktan çekinmiyor. Ancak, özetlenen konuların yemekte ele ahnacağını Alman tarafı da açıklamaktan kaçınmıyor. Kohl ile öğle yemeğinden sonra Başbakan Özal Almanya'daki Turk ışadamlan ve Turk işçilerinin temsilcileriyle de birer gonişme yapacak. Diplomaside eylül trafiği Devlet Bakanı İsmail Özdağlar'ın yarın Türkiye'ye dönmesi bekleniyor. Şuudi Arabistan Veliahtı Prens Abdullah Bin Âbdülaziz 10 eylülde Ankara'ya gelecek. Federal Almanya Ulaştırma Bakanı yarın Türkiye'den ayrüacak. Ürdün Ekonomi Bakanı önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelecek. ANKARA (a.a.) Diplomatik trafik giderek artıyor. Eylül ayı, karşılıkh ziyaretler yönünden oldukça hareketli geçecek. Devlet Bakanı İsmail Özdağlar, halen Libya'da bulunuyor. Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi başkenti Trablus'ta "1 Eylul Devrimi"nin 15. yıldönümü törenlerine hükümet adına katılan Özdağlar. Lib>alı yetkilüerle iki ulkevi ilgilendiren konular uzerinde goruşmeler de yapacak. Devlet Bakanı İsmail Özdağlar'ın yarın Turkiye'ye donmesi bekleniyor. Suudi Arabistan Veliahdı Prens Abdullah Bin Abdulaziz, Başbakan Turgut Özal'ın davetlısi olarak, resmi bir ziyaret için 10 eylül pazar gunü Ankara'ya gelecek. Veliahd Prens Abdullah'ın Türkiye'yi ziyareti dort gün sürecek. Prens Abdullah, Ankara'dan sonra İstanbul'a gidecek. Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk İngiltere Savunma Bakanı Michael Heseltine'ın davetlisi olarak bugün Londra'da olacak. Y'avuzturk IngilizTürk askeri işbirliği alanında temaslar yapacak, Farnborough 84 havacılık sergısmı gezecek. Londra muhabirimizin bildirdiğine göre resmi görüşmeler sırasında İngiliz tarafı Turkiye'ye "Sea Squa" füzeleri ve Tornado jetlerini satmak uzere teklif de yapacak. Helıkopterlere yerleştirilen ve havadan denize ve karaya ateşlenebilen bu füzeler Falkland savaşlarında "basarılı" olmuştu. İngiliz askeri yetkilileri, bu füzelerin "özellikle Ege'de başanlı olabileceğini" belirtiyorlar. Bugun açılan Farnborough Havacılık Sergisi'ne 23 ülkeden 500 sivil ve askeri havacılık kurumu katıhyor. İngiliz Havacılık Endüstrisi'nin doğum tarihi sayılan çift pervaneli ilk Wright uçağının yapımının 75. yılında açılan Farnborough 84 Sergisı'nde en son modeller tanıtılacak. Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy'un resmi konuğu olarak Türkiye'ye gelen Federal Almanya Ulaştırma Bakanı Werner Dollinger, dun Istanbul'da ziyaretlerde bulundu. tzmir Fuarı'nı da ziyaret edecek olan Dollinger, yann Türkiye'den ayrılacak. Mısır Ekonomi ve Dış Ticaret Bakanı Mustafa El Said, Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral'ın davetlisi olarak Tiirkiye'de bulunuyor. İstanbul'dan Izmir'e geçen El Said, bugün Ankara'ya gidecek. Mısırlı Bakan, salı günü yeniden İstanbul'a dönecek. Irak Hafif Sanayi Bakanlığı Heyeti, temaslarını sürdüruyor. Turkiye Odalar Bırliği'nde duzenlenen toplantıya katılan Irak Heyeti'nin Başkam Cemil Alkas, hafif sanayide donatım açısından Türkiye'den büyuk desıek gördüklerini soyledi. Ürdün Ekonomi Bakanı Cevad Adjiane, önümüzdeki günlerde Tıirkiye've gelecek. Ankara'da yapılacak goruşmelerde iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi konusu ele alınacak. Vatikan Kültür Bakanı Bombart'ın eylül ayı içinde resmi bir ziyaret için Ankara'ya gelmesi bekleniyor. Suudi Arabistan Savunma Sanayii tşbirligi Heyeti, bu ay içinde Ankara'ya gelecek. Heyetin Ankara'ya gelişi, Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuzturk'ün haziran ayında Suudi Arabistan'a yaptığı resmi ziyaret sırasında kararlaştmlmıştı. AĞRI'YA •JLJ Y A R I ^ İMİT KIIAMÇMEHMET GÜLTEKİN * 3.200'DE V Ağrı tırmamşmda insanm "çevreye değil işine bakması" imkânsız denecek kadar zor. 3.200 metre yükseklikte kurulan an kamptan "aşağı" bakıncasürekli karşınıza gelen görüntünün unsurları bunlar: 4.100metreyedağcıgrubunun eşyasını taşıyacak atlaryemleniyor. L'zaklarda, puslar arasından büyükküçük Ağrı'ları çevreleyen düzlük. Doğubeyazıtfta dağ egemenUği Doğubeyazıt'tasınız ve dağın egemenliği altındasınız. Şu andan başlayarak, nereye gitseniz onu arkanızda, yanınızda, üstünüzde hissedecek, arada dönüp ona bakmadan sokakta yürüyemez olacaksınız. Dağa tırmanmak için Dışişleri'nden sağlanan izin yetmiyor. İçişleri Bakanlığı'nın bu izni okeylemesi gerekli. İçişleri izni okeylediğinde bunu yazıyla Ağrı Emniyeti'ne bildiriyor. Ağrı Emniyeti'nden Doğubeyazıt Emniyeti'ne aynı bildirim ulaştığında izin sorununun kâğıt üstündeki ilk aşaması halledilmiş oluyor. yı'ndan turist grubu geliyor. 2 AĞRI Doğubeyazıt otobüsü haldır huldur gidiyor. Motor gürultusunden başka ses yok. Arabesk kaseti bile çalmıyor nedense. Kimse de konuşmuyor. Derken bir çığlık. Üç Alman genç ayağa fırlıyor. Parmaklar ileri uzatılmış, gozler sekiz açılmış. Biri, alelacele fotoğraf makinesini kaldırıyor, sallantı var, otobus camı var falan demeden deklanşöre basmaya girişiyor. Sevinçten uçacaklar neredeyse. Buyük Ağn'nın olanca boyu posuyla kendini gösterdiği berrak günlerden biri. Otobüs Doğubeyazıt'a yaklaştıkça koca kütlenin ihtişamt belirginleşiyor. 25 kilometreye 40 kilometrelik bir aşağı yükselti uzerinde koskocaman bir koni. Az ötesinde Kuçuk Ağrı. HER TAR.4FTA DAG Artık Doğubeyazıt'tasınız ve dağın egemenliği altındasınız. Şu andan başlayarak, nereye gitseniz onu arkanızda, yanınızda, üstünüzde hissedecek; arada dönup ona bakmadan sokakta yürüyemez olacaksınız. Ne Doğu'nun hangi köşesine gitseniz sizi buyuleyecek olan içten konukseverliği zedeleyen paragozlerin bolluğu, ne Otel Ararat'ın lobisinde "ava" çıkan kadın turistseverlerin sıkıcılığı onu aklınızdan çıkaramayacak. lçiniz karardığında dışarı fırlayıp ona bir bakıp döneceksiniz. Çevresini karagri bulutlar sarmışsa ona üzülecek, kendinizi bir şekilde ona ait hissedecek, her zaman puslu, her zaman gölgeli yamaçlarında biriki noktayı olsun berrak biçimde görebilmek için gözlerinizi kısıp açıp çabalarken vaktin nasıl geçtiğini fark etmeyeceksiniz. Gözleriniz yukanlara doğru kayacak, koninin karlı tepe kısmına dalıp gittiğinizde birden "Fazlasına mı cüret ettim?" endişesiyle uyanacak ve ona doğru yaklaşan bulutlann yön değiştirmesini isteyerek kaygınızı büytiteceksiniz. DOĞUBEYAZIT'TA FİLMLER Kıpırdamadan yerinde duran bir koca volkanik kütlenin, senaryosunu kurgusunu kimsenin değiştiremeyeceği ağır tempolu bir filmi nasıl kendi başına ürettiğini ve sizi figüranhğa davet ettiğini çözemeyecek; çözmeye de çalışmayacak, bu anlasılmazlığın hayranlığınızı arttırmasına hayranlıkla razı olacaksınız. Doğubeyazıt'ta daha ne filmler izleyeceksiniz... İranTürk ortak yapımı ikinci film, Otel Ararat'ın yanındaki otoparkta geçiyor. Çarşaflarının kapalı düzenini bozarak yan açık cezaevine dönüştürmuş, bırazdan onları da çıkarıp makyajlannı yapmaya hazırlanan İranlı kadınlar, ellerinde tümenlerle otobuslerden inip para değiştokuşu, yapan kara bıyıkh adamlar, Otel Ararat'ın lobisindeki lüks koltuklarda üzerlerine battaniye örtulü uyuyan küçük çocuklar. Çuvallar, denkler, dağcı malzemeleri, sırt çantalarıyla yanyana. lran otobüsleri gelmeden otopark çevresine doluşan çocukgenç ticaret erbabı. Ellerinde paralar. Tümenleri bekliyorlar. Doğubeyazıt yerleşimine 6 kilometre uzaklıkta bir tepenin üstünden özellikle akşamustü ışığında turuncu selamlar veren görkemli İshakpaşa Saralran otobüsünün çevresindeki kalabalığı yararak otele giriyorlar. Lobi tıklım tıklım. Yemek salonunda gruplar için uzun tnasalar. "Avcılar" küçük masalardan sağa sola ulaşma çabasında. Turistler erken yatıyor. Geç saatlere doğru bir erkek kalabalığı. Sabah da erken başhyor. öğleye doğru belki bir grup iniyor dağdan. Yuzleri yanmış. Yorgun ama mutluluktan parıldayan gözler. Kamyon ya da kamyonetten eşya boşaltılıyor. Biraz sonra bir yenisi yüklenecek. Bir grup daha dağa çıkacak. Çıkabilirse tabii. Bunu son ana kadar anlamak güç. "Acaba Ağrı Dagı'na çıkabilecek miyiz?" sureci, ilkbaharda falan başlıyor. Yabancılar, 1982'de turizme açılan dağa tırmanış için Türk devletinden izin almak zorunda. Resmi kanallardan Dışişleri Bakanlığı'na başvuruyorlar. Dışişleri genellikle açık davranılmasından yana. Dolayısıyla genellikle başvurulara olumlu karşıhk veriliyor. İZİN YETMtYOR Denktaş ve Kipriyanu New lıbrkh davet edildi B Genel Sekreteh Perez de Cuellar kendisine olumlu yanıt veren Denktaş ve Kipriyanu'yla 10 eylülde aynı katta, ayrı ayrı görüşme yapacak. İZZET RIZA YALIN LEFKOŞETurk ve Rum tarafının BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın sunduğu çalışma konularına olumlu yanıt vermesinden sonra, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la Rum yonetimi liderı Kipriyanu, Genel Sekreterce 10 eylülde New York'a davet edildi. Cumhurbaşkanı Denktaş'la Kipriyanu, bu çağrı sonrasında Birleşmiş Milletler'in Nevv York'taki merkezinde aynı katta fakat ayrı ayn odalarda bulunacak BM Genel Sekreteri veya temsilcisi aracılığıyla görüş ve duşunce alışverişinde bulunacak. Böylece BM Genel Sekreteri iki ayrı odada Kipriyanu ve KKTC Başkam Denktaş arasında odalararası mekik diplomasisi uygulayacak. KKTC CumhurbaşkanhğTnın dünkü açıklamasına göre, Cumhurbaşkanı Denktaş'a Perez de Cuellar'ın daveti, Genel Sekreterin Kıbrıs'taki ozel temsilcisi vekili James Holger aracılığıyla iletildi. Daveti kabul eden Cumhurbaşkanı Denktaş, De Cuellar ile goruşmek uzere önumuzdeki günlerde New York'a gitmek üzere Ada'dan aynlacağını açıkladı. Kıbns Rum yönetimi sözcüsü de Kipriyanu'nun bu alandaki çağnyı kabul ettiğini ve gelecek cuma günü New York'a gideceğini duyurdu. KÜÇÜK KüÇÜK DAĞLAR Zirveyi gene bulutlar kaplamış. Kendini göstermiyor. Bu, dağcıların bir an önce yukanlara tırmanma şevkini kamçılıyor. Buyük Ağn'nın fotoğrafta hafif kavisler olarak görünen yükseltileri, aslında başlıbaşına birer tepe buyuklüğünde. i BRÜKSEEden HADİ ULUElNGtN Dışişleri'nden sağlanan izin yetmiyor. İçişleri Bakanlığı'nın bu izni okeylemesi gerekli. İçişleri Bakanlığı izni okeylediğinde bunu yazıyla Ağrı Emniyeti'ne bildiriyor. Ağrı Emniyeti'nden Doğubeyazıt Emniyeti'ne aynı bildirim ulaştığında izin sonınunun kâğıt üstündeki ilk aşaması halledilmiş oluyor. Butun bunlann aylar sürdüğü, Turkiye'nin bürokralik ortamuıda herhalde kolaylıkla tahmin edilebilir. Nisan ayında izin için başvurmuş üç Alman gencinin Dışişleri'nden izinleri 3 ağustos gunü çıkmış, 7 ağustosta üç genç Doğubeyazıt'a geldiklerinde henüz oraya ulaşmamıştı ömeğin. Doğubeyazıt Emniyeti'ndeki görevliler, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden kendilerine telefonla da bildirim yapılırsa gerekli izni sağlayacaklannı söyleyince üç genç otelden Ankara'yı, Emniyet Genel Müdürlüğü'nü telefonla arama mücadelesine giriştiler. Telefon için bir buçuk günlük azimli sebatlı bir mücadele yurütüldü, bu arada telefon birkaç kez bağlandı, ama karşıdaki sesi duymak mümkün olmadı. Gençler bunun üzerine "Bir umut", diyerek Ağrı'ya geçtiler ve 8 ağustos günü, iznin Ağrı Emniyeti'ne geldiğini oğrendiler. Arada başka yerleri gezerek 16 ağustosta Doğubeyazıt'a döndüklerinde, izin Emniyet'e hâlâ gelmemişti. Sorun, Ağrı Emniyeti'nin verdiği, iznin geldiğine ilişkin bir yazıyla çözüldü. Bu arada üç genç birkaç günü boşu boşuna otelde kâğıt oynayarak geçirmiş, boşuna para harcamış, korkunç bir stres yaşamıştı. Sonunda dağa yine çıkamadılar. Bu kez karşılarına dikilen engel, Alman Dağcılık Derneği'nin Türkiye'deki üç dağa çıkış için 4 bin mark ödeyebilen zengin üyelerinin koşullarına sahip olmayan turistleri Ağn Dağı'na karşıdan bakmak zorunda bırakan şeydi: Para. Ağrı Dağı çevresindeki turizm faaliyetinde henüz "sögüşteme" mantığının egemenliği sürüyor. Turizme yeni yeni açılan, sosyokultürel bakımdan iki arada bir derede kalmış bütün yörelerde olduğu gibi. Biftek ve Don... Güney kıyılarında geçirilmiş birkaç haftalık tatil dönüşünde her şeyi bıraktığınız gibi bulmak bazen ne iyi. Son ağustos güneşleri ile yıkanan bomboş ve kuzeyli bir şehir. Kütüphane rafında yamuk duran kitap. Duvardaki resmin her bakışta ve her ışıkta yenilenen perspektifi. Radyoda aynı spikerin Bugün de pek dişe dokunur bir haber yok' diyen aynı sesi. Tatilde bırakmaya söz verdiğiniz cigaranın ilk sabah kahvesiyle birlikt* ciğerlerinizi dolduran dumanı. Traş olmadan önce hızla mareetlerine bakılan tanıdık gazetelerde tanıdık isimler. Bildik diktilo makinesinin, bildik tefeksin dost klavyeleri. ' Kentsoylu alışkanlıklarının birbirini tamamlayan uyumuhda fışkıran mutluluk çizelgesi... • Sonra, gazetelerden birinde gözünüze iljşen bir başlık: ''Ekonomik bunahmdan dolayı gelir düzeyleri düşen Belçikalılar yemek ve giyinmek için daha az para sarf ediyor, ama boş zamanlarını değerlendirmek için yaptıkları harcamaları kısmıyorlarf' Bu, "boş zamanlan değerlendinve harcamalan" içinde tatile çıkmak, kitap gazete okumak, sinemaya, tiyatroya gitfrıek var. I Habere göre, Belçika genelinde son bir yıl içinde toplarn ticaret hacmi yüzde 4 oranında azalmış. Bu düşüş, besin sektöründe yüzde 7.4, ev eşyası ve dayanıklı tüketim maddelerinde yüzde 8.6, giyimde yüzde 4.7 oranlarında. "Boş zamanlan değertendirme" sektöründe ise düşüş oranı ancak binda 4. Durumu şöyle özetlemek mümkün: Cebine eskıye oranla daha az para giren Belçikalı, kasap dükkânına gittiğınde, biftek yerine ondan daha ucuz olan domuz kıymasını seçiyor. Eyine yeni stereo set alacağına Stravvinsky'yi eski pikabında dinliyor. Vitrindeki son güz modası pantolona camın arkasından bakmakla yetiniyor. Buna karşılık, kıyıdaki lokantada beyaz soslu di! balığı filetosu yerine salamura uskumru yese de, hafta sonlarında Manş sahillerine gitmekten caymıyor. Yeni ekrana gelen bilimkurgu filmini, yol üstü Belçika'ya uğrayan Miles Davisi seyretmeden, dinlemeden edemiyor. Her akşam tramvayda okuduğu gazeteyi, gazetenın övdüğü krtabı ne yapıp yapıp alıyor. Acaba Belçika'daki bu nesnel olguyu "Zaten tüketime doymuş bir toplum. Biftek ya da kıyma et yiyor ya, sen ona bak. Kıçına don almanın zor olduğu bir ülkede milletin kitaba para yermesini beklemek olur mu?" sözleriyle açıklamak yeterli mi? İçinde doğruluk payı olsa da. Elli milyonluk Türkiye'de geçen yıl zaten günde toplam üç milyon satan gazetelerin bu yıl iki milyonluk bir tiraja düşmesini "kıçına don alamamakla" bir çırpıda çözümlemek mümkün mü? Beğenisi üç arabesk kasetin plastik kutusu içinde katlanmış insanların evlerindeki milyonluk müzik setlerini, maroken kaplı ve hiç açılmamış ve hiç de açılmaya niyeti olmayan ciltlerin ölçülerıne göre ısmarlanmış kitaplıkları, yer masasında tahta kaşıkla ve her öğün yenen bulgur pilavından sonra edayla direksiyonuna kurulan özel arabayı, hep "kıçına don alamayan halk" edebiyatıyla, kestirmeden ve keskin formüllerle geçiştırmek, çözümlemek sağlıklı mı? Toplumlar, kültür bırikimlerini, vazgeçilmeyecek küçük alışkanlıkların bireylerde bir yaşam biçimine, bir hayat gustosuna dönüşmesıyle ediniyorlar. Belçikalı, biftek yemeyip konsere gidiyor. Kıçımızdaki dona yama vurup gazete alıyor muyuz? İsmail Gülgeç StRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle