19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 SPOR 13 HAZİRAN 1984 Piontek: Şans Fransa'ya güldü CENGİZ ÇANDAR PARlS GörkemJi bir törenden sonra açılan Euro84'un ilk maçında Kupa'nın favori takımı Fransa çok zorlanmasına ve kendi sahasından yenilgi ile aynlma korkusunu sürekli duymasına rağmen Danimarka'yı 10 yenmeyi başardı. Gol, oyunda gerçek klasını çok az ortaya koyabilen takım kaptanı Michd Platini'nin ayağından 7 7. dakikada geldi. Danimarka Mılli Takım antrenoru Sepp Pionlek maçtan sonra duzenlenen basın toplantısında görüşlerini açıklarken, Fransa Milli Takımı'nı tebrik ettıkıen sonra Fransız defansından yakındı. Pionlek, Fransız defansını çok sert ve huzursuz bulduğunu söyledi. Takımlann oyununu karşılaştırırken, "Biri digerinden daha çok fırsal yakalamadı. Ama bu futboldnr. Şans da rol oynar, Fransa bizden daha fazla fırsal yakalamamasına ragmen, 10 kazandı" dedi. Danimarka Milli Takım antrenörü takımının bundan sonraki maçlaSTAT: Parc Des Princes HAKEMLER: Roıh (F.AImanya) 6 FRANSA: Bats (6) Ballıslan (5), Bossis (6), Le Rou.\ (5), Aıııoros (6) Fernanclez (6), Giresse 17). Tıgaııu (5). Plaıinı (X) Uı corbe (6), Bellone (5). DANİMARKA: Ovist (5) Bergreen 15), Bıısk 16), M. Olsi'iı (6), Sielsen (6) Lerby (5). Bertelsen (6), Simonsen (5) (Laıırıılscn 4), Arnesen 15), (F.Oİsen 4) Laudnıp (5), Ra.sıııııssen (4). GOL: Plalıni (Dk. 77). Avrupa Futbol Şampiyonası açıhş maçında FranscL, Danimarka'yı Platini üegeçti rını da aynı isteklilik ve guçle oynayacağını bildirdi. Piontek. Platini ile ilgili bir soruya verdifi karşılıkta şöyle konuştu. "Platini gerçek oyumınu gösteremedi. Yatıi Fransız stili oynayamadı, daha çok İtalyan stili göze çarp(ı. Bunda bizim İtalya'da oynayan futbolcumuz Berggreen'in sıkı markajının da rolu oldu. Ama kafa >ullan ile klasını orlaya ko>du." Pionlek lurnuvadan once kendisinin hucum fulbolu oynayacaklan yolundaki sozlerini hahrlalan bir gazeleci>e verdiği cevapla, "Defanslann saglam olnıası o>ıınun dcfansif olduğu anlamına gelmiyordu. Bence çnk açık bir oyun oldu, fakal şans HAFTALIK Kendini bilime adamış spor adamlan var. Bunlar kendi ülkelerinin sınırları dışına çıkıp sporun evrensellik niteliğini kanıtlarcasına yaptıkları çalışmalan yine dünya sporunun hizmetine sunuynrlar. ABD'ti bilim adamlarından bir grup da yaptıkları çalışma ve araştırmalardan sonra "aynı ntlelikle, aynigıiç ve kuvvette, aynı verileri veren iki sporcudan birisinin diğerine ustunluğıi miım kün olabiliyor" sonucuna varmışlar. Yani aynı güçte, aynı boy ve kiloda, aynı veteneklere sahip iki sporcudan birisi diğerine üstünlük sağlayabiliyor ve bugünkü tıp ve spor bilimi bunu soyut bir güce bağlıynr. \'edir o halde Abdülkadir YÜCELMAN Avrupa Şampiyonasuıda biz yokuz bu soyut güç? Biz söyleyelim, moral ve inanç. • * • Avrupa Futbol Şampiyonası basladı Fransa'da. Avrupa'mn futbolyıldızları kozlarınıpaylaşıyorlar. Ama bu 8 takım acaba gerçekten Avrupa'mn en iyi takımları mı? Bu futbolcular A vrupa 'nın en büyük futbolculart mı? O halde nerde İngilizler, dalılar? İngiltere yok, onun yerine Danimarka var. O Danimarka ki tVembley'de tngiltere'yi 10 yenerek Fransa 'ya gitmeyi başardı. O Danimarka Fransa 'ya nasıl gitti? Ve biz 45 müyonlük Türkiye Konya 'dan küçük bir ülkenin yaptığını neden yapamadık, Fransa'ya gidemedik? Nedeni, niçini ortada. Onlar inançla gittiler, inancı olmayan bizler ise burada kaldık. Ve inancımız olmadığı sürece de burada kalacağız. Buna inanıyoruz. Fransa: 1 Danimarka: 0 Kransa'dan yanaydı" karşılığını vcrdi. HİDAI.GO ÇOK MUTLtYDU Galıp lakım Fransa'nın lcknik dircktoru Michel HidaİK» oyunla ilgili goruslerinı avıklarkcn, galıbiycllen çok memnun oldugunu, çıınku o>uıııııı son dakikasına kadar gaübıyct amacıyla mucadelc cdcn guçlu bir rakıpıen sıyrıldıklarını soylcdi. fran\}/ lakımının sağbekı Amoros'un oyunun son dakikalannda kırmızı karl gorerek. sahadan çıkanlmasını \c bundan sonraki iki maçla oynayamayacak olmasınin dcfansı zayıfiatlığını sovleıli Hidalgo'ya bir gazeıed sadece Bellone'yi kanatta bırakarak, 3 oyuncuyla takımını hucuma kaldırmasının gerekçesını sordu. Hıdalgo bu soruya %erdigi >amtla, "soru haksızdır;3 oyuncu da olsa amaç gol almaklır. Kaldı ki, 3 oyuncuyla hucum elmiyorduk. Ona sahamıı surekli gol anyordu. Nilekim gol orta sahadan alıldı. Giresse de. Plalini kadar surekli lehlikc altındaydı. Plalini sıkı markajda olduğu sırada Giresse lehlike yaralıyordu. Bunlar orta saha oyunculanmızdır. Dolayısıyla lum orta saha oyunculanmula gol anyorduk." dedi. Soyunma odası çıkışında maçın kahramanı Platini, Fransız ve italyan gazetecilerle iki dilden sohbet ederken, zafer kazandıklarını ve zaferi getiren golu attığı için çok mutlu olduğunu söyledi ve "Çok iyi bir maç oldu." dedi. Fransız takımının ileri uç oyunculanndan Lacombe de gazetecilere Danimarka takımının guçlu olduğunu, çok parlak bir oyun ortaya koymamaianna rağmen onemli oianın kazanmak olduğunu soyluyordu. Btümond Kopa: £ jjk Zor bir zafer aldık PARİS (Cumhuriyet) Fransız Milli Takımı'nın ve Real Madrit'in 1960 yıllarının büyük yıldızı Raimond Kopa, maçİa ilgili gorüşlerini Fransız televizyonuna anlattı. Bir zamanlann linlü futbolcusu maç hakkında "Sonuç olarak makul bir zafer, çok fırsal kaçırdık." dedi. Kopa daha sonra şöyle konuştu: "Platini'nin iki kafa şutunun golle sonuçlanmaması büyük sanssızlık ancak, gerçek(en de golün biraz şans eseri oldugunu söyleyebilirim. Çiinkii top savunma oyuncusuna çarparak kaleciyi şaşırtlı. Ancak genel olarak Fransızlar biraz daha iyi oynadı ve 10'lık galibiyetle bunu somutlaştırmış oldular. Ama çok zor bir zafer oldu. Maçın lek golünde topun savunma oyuncusuna çarpmasını maç sırasında göremedim. Sonradan lelevizyonda yavaş çeldm sırasında durumu farkettim. Herkesin penaltı diye bagırdığı Danimarka hücumunda bu takıma ait oyuncunun ayagının kayması yiizünden duştügüne de, gene aynı şekilde o bölıimü birkaç kez izleyerek inandım. Dün altşam aşırı ölçiiierde fiziğe dayanan bir oyun izledik. Bundan sonraki rakipleria de aynı sorunu yaratması beklenebilir. Belçika ve Yugosiavya ile de benzer dunımlar meydana gelebilir. Gene de dün akşamki zaferin Fransız takımını rahatlatacağını ve Fransızların teknik ve zekâlarını yeniden gorebileeeğiz." Bir yabancı gözüyle tnançtan söz açmtsken Galatasaray Teknik Direktöru İviç 'le yapnğımız söyleşiden de söz edelim. İviç'esordutn. "Anderlecht V A vrupa Şampiyonu yapttnız, sıra Calalasaray'da mı?" İviç iki eüni havaya kaldınp güldü, "Galatasaray bir Anderlecht değil ki. " Alacağım sorunun yanıtını bildiğim halde sormuştum ",\eyimiz eksik ki bizim", ' 'İnanç'' dedi, ' 'Bir şey için önce inanmak gerek. Biz bu yıl şampiyanluğu inancımız olmadığı için kaybettik. Biz bu yıl/uıbolculanmın düşunce yapısından kaybettik." "Bunlar düzelirse, yani Türk futbolcusunun inancı, düşunce yapısı tam olıırsa 1986 Dünya Kupasına gideriz o halde" dedim, "tnanırlarsa giderler. Bu inanç da düşunce yapısının içindedir" dedi. 1984 A vrupa Futbol Şampiyonasına katılamadık. 1986 Dünya Kupası için ise henüz işe baslamadık. Ne zaman başlayacağımız da meçhul. A vrupa 'nın 8 takımı şu anda A vrupa 'nın en büyüğü olmak için mücadele verirken biz bir yandan federasyonla uğrasıyoruz, diğer yandan trans/erle. Ya milli takım? Canım yumurta kapıya gelince işe başlarız nasıl olsa. Dedik ya inanç meselesi... İLK \14Ç Kııpa S4'ıın ilk ma\iıu!u c\ salıibı tran\u, Dantı, atak oyunla galibiyeti yakaladı. (Telefax a.a) \<ın /.' duhiku ınııadığı FRANSIZ TV'SİNİN YORUMU Danimarka savunması yorulunca, Fransız forveti rahat oynadı SABETAY VAROL PARİS Dün oynanan ve Fransızların 10 galibiyeti ile sonuçlanan FransaDanimarka maçını Fransız televizyonu maç arasında ve maçtan sonra şu şekilde yorumladı. "Fransız takımının iki oyun kurucusu Platini ve Giresse arasında oyunun ilk 70 dakikasında çok az anlaşma gözlendi. Bunun nedeni Danimarkalıların oyun boyunca savunma elemanları vasıtasıyla her ikisini de çok yakından izlemeleriydi. Eğer Danimarkalılar bu taktiği oyunun sonuna kadar sürdürselerdi, Fransızların maçı kazanma olanağı çok azalırdı. Danimarka savunması kalecinin en az 35 metre ilersinde oynadı. İki gerçek savunma oyuncusu Busk \e Nielsen'den baska M. Olisen orta sahayı guçlendirdiler. Fransız takımının üstun tarafı olan orta saha oyunu bu yuzden oyunun ilk 70 dakikası boyunca etkisiz kaldı. Oyunun ortalarına kadar Danimarkalılar topu karşı takımın sahasına taşıyan Fransız oyuneuyu 23 kişiyle adeta kuşattılar. Sağasola donmesini ve etkili paslar vermesini önlediler. Fransızların 2 hucum elemanıyla oynama taktiği maçın sonlarına kadar pek etkili olmadı. Battiston'un tehlikeli bir saldırısı dışında sağ kanat oyunu zayıf kaldı. Oyun ilk devre boyunca sol tarafta oynandı. Buna rağmen Fransız takımı 4 orta saha adamı ile tehlikeli oldugunu ispatlamış oldu. Oyunun sonlar:na doğru Danimarkalılar yoruldu ve Fransız hucum elemanları kendilerine daha geniş bir alan buldular. Daha önemlisi Danimarkalıların savunmadaki baskısını hemen hemen tamamiyle Jağıttılar." Maçın belleklere yerleşecek bir anı ilk yarının son dakikalarında dünya futbolunun unlu yıldızlarından Danimarka'lı 1.65 boyunda ve 63 kilo Alan Simonsen'in, 1.89 boyunda, 84 kılo ağırlığındaki Fransız stoperı Le Roux ile çarpışarak kaval kemığının kınlmasıydı. Danimarka antrenöru Piontek 32 yaşındaki Simonsen'in buyuk bir ihtımafle artık bir daha sahalara donemeyeceğini ve Simonsen'den yoksun kalmamn acı olduğunu söyledi. Turnuvanın ilk kırmızı kartını da Fransa'nın İspanyol asıllı solbeki Manuel Amoros gördu. Maçın bitmesine birkaç dakika kaJa Ajax'lı Jesper Olsen'in yaptığı faule sinirlenen Amoıos, Olsen'e kafayı yapıştınnca Akdeniz ateşliliğinin kurbanı oldu. trankfurter Allgemeine Zeitung'dan Oynadığın kadar kazan Futbolseverler neden türlü çeşitli ezîyetlere girip, saatlerce kuyrukta bekleyip bir de üstelik ceplerinden tonla para verip stadlara koşuyorlar, tribünleri dolduruyorlar. Yapılan bir anketle futbolseverlerin genelikle beğendikleri bir yıldızı seyretmeye gittikleri anlaşılmış. Ben hatırlanm Lefter'in hastaları vardı. O futbolu bıraktıktan sonra onlar da maça gitmez olmuşlardı. Evet futbolda yıldız futbolcu artık kolay kolay yetişemezken yıldız futbolculann da büyük bir seyirci kitlesi oluşturdukları bir gerçek tir. O halde futbol yıldızı da transfer olurken sadece milyonlar almamalı. daha başka olanaklara da sahip olmahdır. 4 vrupalı simdi yeni tip sözlesmeler yapıyor. Örneğin Maradona'nın sözleşmesine şu madde konulmuştur: "Hasılattan yuzde 25 "yani oynadığın kadar kazan. Bu bizim için de geçerlidir. Eğer bir futbolcu stadın tribünlerini dolduruyorsa onun da gelirden pay alması hakkıdır. Bunun bir faydalı yani daha var. Futbolcu tribünleri doldurmak için elinden geleni yapacak, velinimeti seyirciye kendini beğendirmek ve stada doldurmak için futbol gösterisinin en güzelini vermeyi amaçlayacaktır. Transfer başlarken bizim yöneticilerimiz de belki böyle bir yol seçerler diye düşündük, onun için Maradona örneğini verdik. İki tarafiçin de iyi birformülsanıyoruz. Bu arada belki biz de iyi futbol seyretmiş oluruz. Amatör tüccar Büyük futbolcu, büyük para, büyük transfer ve büyük seyirci. Kulüplerin yıllardan beri sürdürdüğü politika bu. Belki kısa vadede sonuca gidip para toplamak gibi gayet ticari bir düşünce. Ama futbolumuzun kaynağını oluşturan kulüplerin yöneticileri amatör oldukları gibi düşünce ve uygulamaları da amatör ce. Bakın A vrupalı ne yapıyor. Bir büyük futbolcu mu transfer edecek, büyük para mı verecek? Önce aldığı futbolcunun sağlık durumuna bakıyor. Örneğin Rummenigge. Almanların göz bebeği ve gol makinesi bu yıl Italya'ya transfer oldu. Rummenigge deyip gozü kapalı imza basmıyor eloğlu. Rummenigge''yi Inter Kulubu 'nün doktoru Colobo 'nun başkanlığmda, Prof. Boni, doktor Benazi'den kurulu heyet kontrolden geçirdi, sağlam raporu verdi ve kulup başkanı ondan sonra sözleşmeyi imzaladı. Bizde ise çoğu zaman gördük ki sözleşme imzalanan futbolcu asker kaçağıymış, sakatmış, ya da cezaüymış, hiç arayan araştıran yoktur. Biz daha bunlann bile farkında değiliz. Kupa 84'te ikinci gün GORUŞ HEVCAL ULUÇ Yugosiavya Belçika ile oynuyor PARlS Fransa'nın kuzeyindeki maden kenti Lens, bugün EURO 84'un ikinci randevusuna sahne oluyor. EURO 80'ın finalisti Belçika, Balkanların Avrupa futbolundaki temsılcılerinden Yugosiavya karşısında. Yugoslavya'nın Tiırk futbol seyircisı için diğer tüm Avrupa takımlanna oranla 0ze\ bir yeri var. Yugoslavya gerek futbolculan, gerekse antrenorleri ile Turk futbolunu ıstila eden ulke. Bu bakımdan, televizyonlarının başındakı Turk meraklılar bu gece büyuk bir ilgiyle Turkiye liglerinde seyretıikleri çok sayıda Vugoslav'ın en seçkin vatandaşiarının kimler olduğunu, nasıl oynadıklannı merakla izleyecek. Kimbilir belki de, Yugoslavlan diğer Avrupahlardan daha ucuz sayan ve hâlâ Yugoslav ithalatından umudunu kesmemiş kulüp idarecileri de gözlenni EURO 80 finalisti Belçika'dan çok Yugoslav Milli Takımı uzerine dikecek. Aslında gerçeği söylemek gerekirsc Paris'te toplanan uluslararası futbol otoritelerinin gozunde Yugosiavya finallerın en zayıf takımı sayılıyor. Komşulanmızın Fransa finallerine gelebilmesi şanslannın eserı. Split'te oynanan eleme grubunun son maçında 90. dakikaya Bulgaristan karşısında 22 berabere gıren ve boylece Brıianya futbolunun temsilcisi Galler'e Paris y olunu açnıış gibi gozuken Yugoslavya, oyunun son saniyelerinde geri dörtlu oyunculanndan Radanoviç'in uçarak kafayla attığı golle finallere kalılma hakkını kazanmıştı. Şimdikı Yugoslav Milli Takımı'nda dısarıda oynayan tuıbolculardan sadece futbol tekniğı ve usıalığı Plalini ile kıyaslanan Paris St. Germainli Saffeı Susiç ile Anderlecht liberosu Peruzoviç bulunuyor. Belçika'ya gelince. sınırının hemcn otesinde oynaması Belçika'dan gelecek binlerceseyirci sayesinde kendisine oyuna psikolojik bir avanlajla baslamasına olanak veriyor. Belçıka lakımının zayıf noktası yine psikolojik bir şike skandalına adları karışlığı için Standart Liegclı milli lakım luıbolculan, bu aradu detansııı belkemıği Meeuws. kadrodaıı çıkarıldı. En önemlisi, aynı nedenlo. ^imdı lulva'da oynjvjn kaplan Gercis de kadroda \ok. Lens'le hu gece oynanacık maç. altı cumhurıyeiın nıozaiğindcn oluşan ve koleklıf fulbol oynamayı beceremeyen Balkan takımı Yugoslavva ılc valon bir anırcııoıun elinde çoğunlukia Flaman oyuncıilarJan kurulu Belçika arasında ilginç etnik ozellikler çeki$mesine de sahne olacak. Soruştur maaaa, Bazı soruşturmalar var ki dosyaları açılmış ama hangi rafa kaldınlmış ya da hangi dolaba saklanmış kimse bîlmiyor. Biz ynllarca önce açılmış ancak halen sonuçlanmamışlan bir yana bırakıp daha mürekkebi kurumamış bir tanesinden söz edelim: "Atina'daki boks rezalen dosyası. " Once sonuçlandığı bildirilen ve uluslararası boks hakemi Burhan Türer'in ceza alması ile sonuçlanan, sonra da basındaki eleştiriler ve Burhan Türer'in açıklaması ile yeniden açılan Metin Ünüvar dosyası. Haklarında soruşturma açılan kişiler yurt dışına çıkamazlarken Metin Ünüvar şimdi Los Angeles kafilesinde görülüyor? Buna nasıl izin verildi doğrusu merak konusu. Ya dosya gerçekte açılmadı ya da kimseye duyurulmadan yeniden kapatıldı. Başka bir yolu varmı bunun? Bu arada dedikodu kumkumaları da ortalığa bir hayli çatlak sesler yayıyorlar. Seymiş? Metin Ünüvar'a Genel Müdür Yücel Seçk'mer birşey yapamazmış. Çünkü Seçkiner 'in kardeşi Osman Seçkiner Metin Ünüvar'm iş ortağıymış. Diyetim ki doğru, diyelim kiyanlış. Se ilgisi var bu iş ortaklığının Genel Müdür ile. Dedik ya ufacık sinek ama mide bulandırıyor. Sayın Seçkiner bu dosyanın sonucu mutlaka Los Angeles'den önce açıklanmalı ve siz Genel Müdürlük koltuğunda aklanmahsınız. Bıktık bu dedikoduculardan. Hosiç ve İviç!. Biz bu satırları yazarken, spor sayfalarında hâlâ "Hosiç Galatasaray ile anlaşamadı" haberlerı yer alıyordu. Şimdi durumnedir bilemiyoruz, zaten sonucun yazacaklarımızla pek ilgisi yok. Önce bir gerçeği vurgulayalım... Galatasaray yönetimi ile Hosiç arasında en küçük bir anlaşmazlık bile yoktur. Çünkü Hosiç Galatasaray'da kalmak için birşey talep etmemiştir. Hosiç'i istemeyen kişi iviçtir... Ama Bay İviç, bir vatandaşını istemez durumda görünmemek için kenara çekilmekte ve "Beni bu adamdan kurtann" demektedir... Hosiç'in varlığı İviç'i rahatsız etmektedir. Çünkü kadroda olduğu zaman onu yedekte oturtamayacağmı, ve kaybedilen maçlardan sonra, taraftann kıyamet kopanp Hosiç'i isteyeceğini bilmektedir. Zamanmda Baba Gündüz gibi Galatasaray camiasının taptığı bir adam, Metin Oktay'ı kenarda oturtabilmiş miydi?.. Gerçeği böylesine en açık şekliyle yazıyoruz ki, kamuoyu yarın, suçu boşuna Hosiç'te ya da Galatasaray yönetiminde aramasın... İviç. Hosiç'i niçin istemiyor? İstediği gibi koşmadığı için.. İviç^ in futbolunda iki santrforun iki görevi var. İlk görevleri, sağ ve sol beklerin de katılması ile gelişen kanat akınlarında ortalanan toplara kafa vurmak.. İkinci görevleri ise, zaman zaman iki kanada açılıp, kendilerini marke eden stoper ve liberoları da peşlerinde kanada sürüklemek ve ortadan driplingle atak yapıp 20 metre şutları atacak Cüneyt, Adnan, B.Metin gibilere koridor hazırlamak.. İlk görevi mükemmel şekilde yapan Hosiç, fizik kondisyon yetersizliği yüzünden ikinci görevini İviç'in istediği periyod ve sayıda yapamadığı için istenmiyor... Önce Hosiç kimdir ona bakalım?. Gerek kafa ve gerekse iki ayağı ile topa en iyi hükmeden futbolcumuz.. Metin Oktaydan bu yana Galatasaray'a gol krallığı getiren ilk adam.. Hem de nasıl gol krallığı... iviç onun gol atmasını önlemek için elinden geleni yapıyor nerdeyse.. Deplasman maçlarında ya hiç yok, ya da zaten İviç'in deplasman taktiği gol atmaya değil, yememeye yönelik olduğu için, gol şansı yok.. İstanbul dışında tek golü yok gol kralının.. Ya İstanbul'da.. Orada da oynadığı maçların çoğunu tamamlamasına izin vermemişler. Galatasaray, galip ve rahat oynarken, yani tam Hosiç'e rahat gol atma fırsatı gelirken, kenara alınmış hep... Bir adam bunlara rağmen gol kralı olabiliyorsa, gerçekten büyük futbolcudur. Bunu herkesten iyi İviç bildiği için de Hosiç'i istememektedir. Kaldı ki Hosiç, Galatasaray içinde en Galatasaraylı adam olduğu için de taraftann gözbebeğidir. Yarın bu taraftar, İviçHosiç ikileminde, Hosiç'i tutacaktır. İviç böyle bir tehdit ve riski göze alamamakta, ama Hosiç'ten yararlanmaya da yanaşmamaktadır • * • Teknik Direktör elindeki malzemeyi ve rakibi en iyi tanıyan ve takımını maça o malzeme ve o rakibe göre çıkaran kişidir. İviç'in elinde, çok güzel un helvası yapacak malzeme vardı. Bunu yapsa, herkes doyacaktı. Ama İviç, bu malzeme ile krep süzet yapmağa kalktı ve malzemesi yetmediğinden başaramadı. Ortaya çıkan rezil şeyi de çöpe attı ve böylece herkes aç kaldı. Bugün Türkiye'de futbolu en iyi bilen adam Hosiç'e kondisyonu düşük diye "git" diyen, buna karşılık futbol fundementalinin fsinden habersiz Cüneyt'i kaptan yapmağa hazırlanan İviç bu kafasını değiştirmedikçe, ya da yönetim, onun bu küçük komplekslerine engel olacak güce ulaşmadıkça, Galatasaray taraftarı gelecek yıl da "Ben takıma iyi futbol oynatmağa çalışıyorum, ama görüyorsunuz, adamlarım başaramıyor" nutkunu çok dinleyecektir. Transfer Kulisi G. Saray Seydiç'ten sonra Hosiç'i de gönderiyor Spor Servisi Galatasaray Yönetim Kurulu dün gece Kuruçeşme Adası'nda yaptığı toplantıda sözleşmesi sona eren YugosIav futbolcu Tarık Hosiç'in yerine bir başka yabancı oyuncu almayı kararlaştırdı. Seydiç'i Bursaspor'a veren sarıkırmızılılar Hosiç'i de bir başka kulübe verebileceklerini açıkladılar. Basın sözcüsü Atilla Oymak'ın verdiği bilgiye göre şu anda uzerinde durduklan birkaç yabanci oyunculardan birisi ile anlaştıklan takdirde Hosiç'i bir başka kulübe vereceklerini söyledi. Halen bu yabancı oyuncularla görüşmelerin sürdüğu şu anda kesin bir şey söylenemeyeceğini de sözlerine ekleyen Oymak, bir başka yabancı ile anlaşamazlarsa Hosiç'in durumunun yeniden gozden geçirileceğini açıkladı. Ote yandan, kalecisi Eser'i 35 milyon liraya satışta gösteren Galatasaray, kalcci Şenol için Giresunspor ile prensip anlaşmasına vardı. Pek çok birinci lig kulübünun talip olduğu Şenol için Giresunspor tercihini Galatasaray'a kullandı. Takas yoluyla yapılacak transferde Galatasaray Kulubu Şenol'a karşılık Giresunspor'a Rauf, Birol, Barbaros, Erdal ve Oktay'ı verecek. OZEL DOST USESIMN BAŞARI SIRRI Oğle tatillerinde çahşarak şampiyonluğa ulaştıiar HİLMİ TÜRKAY Yıl 1978. Yeni kurulan Özel Dost Lisesi yavaş yavaş eltopu, basketbol, atletizm ve masatenisinde faaliyet gostermeye başlıyor. Okulun öğrenci kapasitesi 800. Istanbul'un dort bir yanından gelen gelene. Sporun gençler üzerindeki önemini bilen okul yöneticileri daha ilk yıllarda okul içi faaliyetler için öğrencilerine her türlü olanağı sağlıyorlar. 37 yıldır sporun içinde bulunan ve şu anda da Dost Lisesinin Beden Eğitimi öğretmenliğini yapmakta olan ihtiyar kurt Şahin Köklü sporcuları gibi hareketli ve çalışkan. Spor branşları arasında eltopuna ağırlık daha fazla. Basketbol ikinci planda kalıyor, futbola ise yer yok. Yanlışlıkla okul içinde topa ayakla vuran öğrenciden "500" lira para cezası kesiliyor. Tesisleri yeterli, fakat koşullar spor yapmaya elverişli değil. Nedeni, öğrencilerin buyuk bir bolümunün uzak yerlerden gelmeleri, çalışmalan haliyle engelliyor. Boyle olunca da tum çalışmalar 45 dakikalık öğle tatilinin içine sığdırılmaya çalışıhyor. Özel Dost Lisesi'nde bu yıl okul içinde 243 yarışma olmuş, okullararası ayrıca 47 karşılaşma yapılmış. Okulun öğrencileri girdikleri yarışmalarda tum 11 kupayı muzelerine göturmuşler. Her yıl yurt içi karşılaşmalannın yanısıra dış temasları da oluyor. İtalya'nın Terome kentinde yapılan eltopu turnuvasına katılıyorlar. Beden Eğitimi oğretmeni Şahin Köklü, bugun eltopunun en çok ilgi gören spor dallanndan biri olduğunu belirterek "Futbolda 90 dakika içinde bir veya iki gol göriırsünüz oysa eltopu bol gol demektir" dıyor. Alınan başarıh sonuçlardan son derece memnunluk duyduğunu da saklayamıyor. Şampiyonlukları öğle ratilindeki çalışmaiarla kazandıklarını vurgulayarak "Bir de yeterli derecede çalışabilsek o zaman bakın bizi durdurabilecek okul zor çıkacak" dıyor. Şahin Köklu, önumuzdeki dönemde amaçlannın her branşta şampiyonluğu kazanmak olduğunu söylüyor. //.) I.V Uir gttıı anlw)iynı; bir «/»; yazgeçiyor İlytıs ile anlaşma sağlanamadt lenerbahcc liyas ile anlaşma sağlayamadı. Transfer sezonunun ilk gunlerinde Fenerbahçe'den gitmek istediğini belirten ancak sonradan bu kararmdan vazgeçen İlyas ile yöneticiler tekrar masaya oturdular. Ancak İlyas'ın fiyatını yuksek tutması sonucu yönetim bu futbolcu ile anlaşmaktan vazgeçti. Fenerbahçe Kulubu Genel Sekreteri ve Basın Sozcusu Altan Ayanoğlu, İlyas'ın bir günunün bir gunünu tutmadığınısoylcdi. Doping yaptığı saptanan 2 halterci cezalandınldı ANKARA, (THA) Beden Terbiyesi Genel Mudürlüğü Merkez Ceza Kurulu, İtalya'nın Lignano kentinde 1927 mayıs tarihleri arasında yapılan Dünya Gençler Halter Şarnpiyonasfna katılan iki haitercinin doping yaptığı saptandığı için l'er buçuk yıl hak mahrumiyetiyle cezalandınlmasına karar verdi. Şampiyonada 82,5 kiloda yanşan Talat Ünlü ile 75 kiloda yarışan Ali Eroğlu'nun doping yaptıklarımn kontrol sonucu anlaşıldığı bildirildi. Uluslararası Halter Federasyonu Genel Sekreterinin teleks notuyla durumu biidirmesi üzerine iki haitercinin cezalandınlmalan kararlaştınldı. TV'de bant yayuı Televizyon bugün Avrupa Futbol Şampiyonası'ndan YugoslavyaBelçika maçını banttan renkli olarak saat 22.15'ten itibaren yayınlayacak. DOŞT USFSr.XI\ BASAR1LARI lzmir'deyapılan Türkiye Şampiyonasındaikinciliğieldeeden Dost lisesihayaıt eltopu takımının amacı önümüzdeki yıl Türkiye şampiyonu olmak. Fotoğrafta bayan sporcular bir maç öncesinde görülüyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle