10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURÎYET/5 ÎSMAÎL GÜLGEÇ NE MONT DEfeiL DERM OLDU&UNU İSR4T EDİNCEVE KAP&R. SEVEMA ATİLLA DORSAY HAYVANLAR Amacına varamayan dizi Kartallar Yüksek Uçar'da iki temel yanlış kümesi var. Biri senaryodan ye yapıtın genelinden geliyor. İkincisi ise çekimden kaynaklanıyor. Ancak, yanlışlarına ve eksiklerine karşın yerli dizileri sürdürmekte yarar var. TV dizilerini genelde izlemeyi de, uzerlerine yazı vazmayı da sevmiyorum. Attilâ Dhan'ın salı günu "Milliyef'tekı yazısına bu açıdan katılmamak olanaksız: Gerçekten de 'TV görselliği sinema görselliği değildir' ve 'TV filmlerinin uyduğu, sinemadan farklı standartlar vardır.' Eleştirmen genelde bir sanat yapıtını konu edinir. Başıylasonuyla, son biçimini almış, 'bitmiş' bir yapıttır bu... Oysa bir TV dizi filrni, kendi içinde başlayıp biten bir şey değildir. Başlar, ama uzun surer, bittiğinde bile geıçekten bitmemiş, ilerde yeni dizilerin yapılabilmesi için açık kapılar bırakılmış, tüm düğümler çözülmemiştir. Butunsellik oluşturmaktan çok olabildiğince sürup gıtmeye yönelik bir yapısı vardır dizi filmlerin... Bu amaca yönelik bir yapıtı, sahip olmamumuzla hiçbir ilişkisi olmadığı gibi, hiçbir sanatsal nitelik, hiçbir insanı yüceltici işlev taşımayan dizilerdeki Angela'lann, Chase'lerin, J.R.'lann, Louisa'lann ve benzerlerinin egemenliğine teslim edip gitmiştir. Bu açıdan 'Kartallar Yüksek Uçar'da sözgelimi Banazlı îsmaıl'in Şakrak Nimet'le Boğaz kıyısında oturup 'taksim' dinlemesi, biı 'rakı sofrası'nda hep birlikte fasıl geçilmesi veya Mebrure'nin ilk kez kızını tanıması gibi sahneler, bize özgü duyarlıkları ustaca eşelemeleri ile, TV'deki onca yabancı kahraman ve bize uzak duyarlüık arasında hemen ön plana çıkan, hemen benimsenen bölümler olarak akılda kahyordu. Dizinin temel çıkış noktası ise, Atillâ tlhan'ın özellıkle son romanlanndaki temel ilkenin yansıması olarak ilginçti: duğu, bir TV dizi filmi için gerekli birçok özelliğe sahip bulunduğu söylenebilir." Attilâ tlhan da, "Ben zaten TV'deki Amerikan dizi fılmleriyle rekabet edebilecek bir şey yapma>a çahşmıştım" deyip işin içinden çıkabilir. Ama bu kadan yeterli mi? "Yerli dizi olsun da, kusurlu da olsa ziyanı yok" deyip çıkabilir miyiz? Attilâ bhan / Huseyin Karakaş işbirliğınden ve bunca çabadan sonra, daha 'iyi' bir şeyler beklemeye hakkımız yok muydu? sıntmıyordu. Asıl eksiklik, sanınm dizinin senar>'o aşamasındaki örgusunden kaynaklanıvordu. Attilâ tlhan, vermek istediği birçok şeyi açıkhkla verememişti. Sözgelimi Çolakefe'nin kişiliği.. Seyircinin 'efe' kavramına olan peşin sempatisi, bir 'efe kansı' olan Hanımağa'nın gözu donmuş, insancıllığmı yitirmiş kişiliğiyle uyuşmuyor, Hanımağa, bir türlu, tipik bir Attilâ tlhan dişisi, güçlu, tutkulu, hırslı, erkekleşmiş' bir kadın prototipı olmaktan gerçek bir kişiliğe doğru dönüşemiyordu. Çolakefe'nin kişiliği, seyirciyı süreklı duraksatıyordu: 'İyi' mi, 'kötü' mu? Ancak son bolumde (yanı hayli gec) bu kişiliğın iki yanlılığı vurgulanıyor, Çolakefe'nin 'bir yanıyla efe, diğer vanıyla ise tam bir eşkıya' olduğu belirtiliyordu. 'Çolakefe'nin öldürulmesi' gibi bir olayın iki ailenin yaşamını 3040 yü sonra bile etkileyen boyutlara erişmesi, dizide hiç de inandıncı olamıyordu. 'Birbiri>le mücadele içinde bulunan iki büyük aile' temasını işleme ısteği, llhan'ı ailelerden bırini yukselmeyi yasadışı yollardan gerçekleştiren 'kötü' aile olarak sunmaya gotürmüştu. Ama bu 'yasadışılık' öylesine açık seçık, öylesine grotesk biçimde ele alınıyordu ki, sonunda Hanımağa ve çevresı, Turk Mafya'smın bir parçası olarak sunuluyordu. Turkiye'de yasadışı yollardan yıikselen burjuvazinin yasadışı eylemleri genelde bu denli açık mıydı, bir açık gangsterlik ola>ı biçiminde mi yaşanıyordu? Yoİcsa daha 'ustunıplu', kılıfına uydurulmuş bir yasadışılık mı soz konusuydu? Dizi, llhan'ın ilk savlarının tersine, Turkiye'de kırsal kökenli burjuvazinin son 3040 yıldaki ytıkselişi ustüne gerçekçi bir gözlem getıremiyor, birtakım 'dizi trukleri'nde boğulup kahyordu. KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK c»ğenmı yesin, bı gorim.harcanm.. Bn Kral arkodoşim İki temel yanlış kümesi "Kartallar Yüksek Uçar'da bizce iki temel yanlış kumesi var. Biri senaryodan ve yapıtın genelinden doğan yanhşlar. tkincisi ise çekimden doğan yanhşlar. Once çekim yanlış ve eksiklerinden söz edelim isterseniz... Basında da sozü edildiği gibi, oyuncular arasında bir türlü uslup birliğinin kurulamadığı, kargaşanın egemen olduğu bir diziydi, 'Kartallar Yüksek Uçar'.. Oyuncular genelde aksamıyor, Sadri Alışık, Huseyin Peyda, Can Gürzap, Selda Alkor gibi deneyimlı. Bülent Bilgiç, Selçuk ahnm lokmasın'.. yDksa . \Mvrvn) aâztna PİKNİK PİYALE \LiDK4 *90 saniye kuralı' ve ötesi Belki daha da önemlisi, Attilâ tlhan'ın dizide Amerikan TV dizilennın 'altın kuralı' olduğu söylenen bir kurah, '90 saniye kuralı'nı bunca önemsemiş, benimsemiş olmasıydı. Bu kurala gore, hiçbir sahne 90 saniyeden çok surmemeli, boylece dizi hız ve ritm kazanmalıydı. Ama her yapıtın kendi iç ve öz ritmine sahip olması gereği gibi temel bir kural böylece çiğnenmiş, bu nedenle karmaşık Attilâ tlhan tipleri ve ilişkileri, bir turlu tam sürecini tamamlayamayan, tam boyutları verılemeyen sahneler içinde güduk biçimde kalmış oluyordu. Attilâ tlhan. "Hangi Batı"dan Milliyet'teki yazılanna ve 'Sanat Olayı'ndakı (imzasız) başyazılarına hep eleştirdiği bir şeye, Batıdan Batıya ozgu şeyleri fütursuzca ıthal etmek alışkanlığına, kendısi kotu bir ornek vermiş olmuyor muydu? Bir Attilâ tlhan yapıtına ve genelde yerli bir dıziye, Amerikan TV'sinin bu 'altın kuralı'nın uygulanma gereğini hiç anlamadık. Her yapıtın ana eserden (romandan \eya senaryodan) kaynaklanan kendine özgu bir ritmi olmah ve sanatçı (yönetmen) bunu yakalamaya çalışmalı. Gerisi savunulamaz bir kopyacıhk olur. "Kartallar Yüksek Ucar"ı işte özellikle bu açılardan eleştiriyoruz. Ancak bu dizinin, bazı tipleri, bazı sahneleri ve ilginç duyarlıkları ile yine de uzun zaman anımsanacak bazı şeyler getirdiğinı yadsımıyoruz. Yerli dizileri ne olursa olsun sürdürme gereği ve zorunluluğu var. TARİHTE BUGUN MLMTAZ ARIKAS 28 Arahk AHMBT MtTHAT EFENDIOLUYOR.. DİZİNİN İKİ OYUNCUSU Alev Taşkm rolünde Meral Gökçe ve Hasan Çolakefe rolunde Selçuk Özer, "Kartallar Yüksek Uçar"ın önde gelen kahramanlarmdan ikisini canlandırıyorlardu dığı bir bütünlüğü ona yakıştırarak, tüm tiplerini, gelişimlerini, dramatik içeriğini yeniden algılaraaya çalışarak, bundan eleştiriye varmak, kolay değildir. Bu nedenle Batıda bir TV dizi filmini alıp üstüne ciddi biçimde yazan eleştirmene ben hiç raslamadım. Ne var ki, Turkiye'de çeşitli nedenlerden alabildiğine 'popükrlik' kazanan, kultürel / sanatsal tartışmalann odak noktasına çöreklenen bu tur diziler için yine de yazmak gerekiyor. Okur bunu bekliyor, istiyor. Bir dizi kişiliğin çeşitli insancıl duygular, tutkular ve seriivenlerle örtilü yaşamının gerisinde, genişçe bir toplumsal panorama çizmek ve dizi boyunca, Turkiye'de batı kırsal kesiminden iki 'eşrar ailesinin buyük kente (tstanbul'a) göçerek palazlanmasını ve büyük kent burjuvazisine dönüşmesini öykülemek.. Dizinin başlangıcında ifade edilen bu temel amaç, bizde yalnız bizden olmakla kalmayıp, yakın geçmişimizin toplumsal / ekonomik gelişmelerinden de çağrışımiar içeren, önemli, ilginç bir dizi ızleyeceğimiz izlenimini yaratıyordu. Dızinın sonuç olarak verdiğı, başlangıçtaki bu beklentileri doğruladı mı? Buna olumlu yanıt veraıek zor. Gerçi dizide Attilâ llhan'ın sozunu ettiğim "yerli' (veya Doğulu) duyarlıkları ustaca kullandığı bölümler, yine Ühan'a özgü biçimde çizilmiş ilginç tipler vardı. Dizi boyunca, bir TV dizisine özgü biçimde birçok tipin koşut olarak geliştirilmesi için ciddi bir çaba harcanmış, gerekli düğümler atılmış, merak öğeleri yaratılmıştı. Bu açılardan dizinin kuralına göre oynanmış bir oyun olÖzer, Serap Akso> gibi daha yenı oyuncularla birlikte, yerine oturmuş tipler çiziyorlardı. İyi olmayanlan saymak istemiyorum, ama özellikle dizide çok önemli bir yeri olan Alev Taşkın'ın nasıl olup da hiçbir açıdan göz doldurmayan Meral Gokçe'ye oynatıldığıru ben çözemedim. karakaş, bazı önemli sahneleri çözumleyememiş, dizide tam bir organik yapı sağlayamamıştı. Sözgelimi dizinin 'anahtarsahnesi' olan Çolakefe'nin öldürulmesi sahnesi, bir türlu yerlıyerinde, gereği gibi kullanılamamıştı.. Yine dramatik final sahnesi (Banazh'nın intiharı) akılda kalan, etkili bir bölume dönüşmemişti. Mekânlar, dizide anlatılan burjuvazinin yaşadığı (yaşayabileceği) mekânlar değildi. Hele Hanımağa'nın bankerlık şirketinde, duvarlarda elle 'alelacele' çizihniş banker afışleri (!) olsa olsa komik kaçıyordu. Özlem Onursal'ın Fransızca sözcuklen yanlış telaffuz edilıyordu. (Yine de genelde dizinin seslendirme açısından başanlı olduğunu belirtmek gerekir.) Bu eksikler, yanhşlar, dizinin genel teknik başarısı içinde çok 1$12'D£ 8U6ÜM, TAN2IMATPEVRİHİH ÜNLU YAZAZ VE GAZerSCtSİ AHMET MITHAT EF£AIC>/, 66 Mf'HM İSTANSUL'DA ÖLDU. ĞBHCLlĞlMO£ MıTHATPAŞA'NIN VANINDA MSMUR OLAtZAK ÇAU$MIÇ,ONDAN ÇOK Ş£Y O6Q£NMt?ri. "MrTUAT"ADIfJI DA KBNDlSİNE O VERMİÇTİ. SONRALAHl GAZErBCJUĞe 8AŞIAMIÇ Bu /frs c>e /aSA sueeos DtueAn ÇBKEC£K KADAR SAŞARlU OLMUÇTU. (8W'£>f'?E«CÜMANI HAklKAT* 6A2eTE£iNİ ÇtkARAN AHUET MİTHATEF£NCM, BU ARADA B'/RÇOK ĞYKÜ VERO MAfJ DA YAZIYOgfrU.tFZtATUN BEY'LE RAKIM EF£NPÎ* "HASAN M£UAU" VB) AHMBT MİTHAT EFEHDİ.SON YIUARINI OAftüŞÇAFAKA MEKTESl' NPE(SOLDA) OĞR67UENUKLE GEÇİRMİŞ VE OHADA OLMUÇTU. 19341984 jakır çocuklara mekteb müdurlerinin verdiği kağıtlarla paltolar vermeğe baslamıstır. Dun 20 çocuğa palto verılmıştir. Senebaşma kadar 60 palto daha verılecektir. Yabancı dizilerin Yabancı kişileri Yerli dizilere peşın bir sevecenlikle yaklaştığımı da hemen belirtmeliyim. Sözgelimi Fransa gibi biı ülke için, kültur bakanlanmn bir aralar ağzından düşurmediği "Amerikan kültüı emperyalizmi' türünden deyimler, biraz fantezi olabilir (çunkü Fransızların kültür hayatı, capcanlı ayaktadır). Ama Turkiye için bu yaklaşımın geçerliliği ortadadır. Yetersiz, cılız bir kultürel uretim ve tüm dünya sanatı yerine yalnızca Amerikan kökenli sanat ürünlerine açılma eğilimi, özellikle TV'mizi toplu 50 YDL ÖNCE Cumhuriyet 28 Arahk 1934 anlaıamamaKtadır. bu güfteler yoktur. Teşebbüse bir Büyük ve ulusal duruşile de şüphesız Rus, de gufie musabakası ilave İtalyan, Macar musikilerinden ettik ve bu işi ön plana aldık. musiki anlanılan manada millı 1 kanunisahide başlayacak müsabakamıs sayılamazolan musabakanm muddeti uç "Cumhuriyet" buyuk bir musiki musabakası açıyor. Alaturka musikiyı bir tarafa bıraktıktan sonra elımizde kalan, halk turkUlen ve oyunlanndan ibaret bir böluk musiki varlığıdır kı bütun karakter ınceliklerile ulusaldır. Fakat şimdiye kadar işlenmemış, butun milli benliğe yayılmamış olduğu ıçm ıptıdaidir, duygularımızı Yeni musıkiyi yaratmaya çalışırken ısteriz kı bu btiyük ulkuye gidişi bir se/erberlık haline koyalım. Müsabakamızın en büyük ulkusü zihınlerde hayalim yaşatttğımız ulusal musiki için bazı örnekler yakalayabılmektedir. Aynı zamanda düşunduk ki modern besteler yapabılmek için bılhassa öz dille aydır. Cüfte yarışmasmda birincıye 25, ikınciye 15, üçuncuye 10 lıra, beste yarışmasmda ise birinciye 100, ikınciye 50 ve üçuncuye de 25 lira mukafat verılecektir. JSoel günü ölenler Newyork 27 (a.a.) Noel günü Amerıkada vuku bulan kazalann bugune kadar sayılan kurbanları 166 kişiyi bulmuştur. Fakir çocuklara palto veriliyor Istanbul Çocuklan ~Esirgeme Kurumu ılkmekteblerdekı GALERILER A.İsmail Turemen Bıhrat Mavıtan Burhan U\gur Erol Akyavaş Komet' SclimTuran karma sergısi 26 Arahk5 Ocak hcreun 12»" 19" I pazjr lur*, I MUZIK SERGI 528 66 29 526 10 OO/412 NC R Şirketimizin 143 73 53 143 73 54 143 73 55 149 98 52 no'lu telefonları 28 Arcılık 1984 tavihinden itibaven apple computer ve siz... • Satış Yönetıcısı Adaylan • Satış Uzmanlan • Hardvvare Servıs Uzmanian (Dıjıtal Elektronık Mühendıslığ, konusunda yükseköğrenım görmuş) • Eğıtım Yönetmenı • Sekreter DCnyanın en ünlu personal computer ve busıness computer markası Aprjle Turkıye atılirnının eşığınde sızler arıyor Bılgısayar alamnda der.eyımlı konusunca uzman. • yuksekögrenım gormjş. Ingıl zce bılen öay ise asKerlık görevını tamanlamş ılgılılerın asağıdakı telefonlardan Sayın Fezal Akalın ıleen gec 4 Ocak 1985 akşamma kadar göruşerek randevu almalan nca olunjr (Başvurular kesınlık'e gızlı tutulacaktır) Bılgısayar ve Oze1 Egıtım Hızmetlen A 5 ELEKTRONIK SIS^EM^ER GRUBU Tel 146 20 70 71 NEŞET RUACAN RÛNE MACAROĞLU CAZ EMPROVIZASYONLARI 2930 Aralık b6 Ocak W . 18 00 Davetyeler Çetardek Sanalevmöen ve Ya>ı Knîasyc (AmavuikfyMen U t i 5UW>( P 351 Sarrafatı Sokak 37 (Suü kjaes Kjrsrs) Kaâ'köyiST 337 Ofl W 338 49 69 M ÛHÜRDAR < Sanat Calerisi I . Karma Sergi BEtCE SANAT EVİ SOYUT EMİN NACİ AKKUYU Resını Ser^ısı 18 Aıalık8 OcaK U3 45 » ıDosîü* T y Prof. Namık Bayık RESIM SERGISİ ÜHÛRDAR M Sanat Galcrisi 2. Bağdat Cad Noter Sckak 26 ıDenız Tara'] 5askmCafckal/iS*AN8UL UAnhk 19M 2 0cak1S*S tksfev Oerede Cad 126 Te^vıkıye Meydanı IST Tel 141 27 11 DUYU RU en galeri ÜMÎTYASAR SANKTGALERİSİ "TURKIYE'DEN ÇIZIMLER" Sergisi Istılüal Zvl Postac lar S « So 12 »toank Tunel SuSesı Van'nda Teı 149 23 64 \\vr ı,\ı mısı EincTuM* GALERI BARAZ Karma Sergi KEMAL ZEREN NAFİZ ÇAMLIBEL 24 Aralık 1984 19 Ocak 1985 ffaı» D«ı) 1219 *c*bf I NAİM ULUDOĞAN Resiııı Sergisi 25 Araltk9 Ocak N.spedye Caö 44 2 Ettler Tel 165 19 35 "200 RESİM" Türk Resoıinden Seçmeler 19 AraliK 198415 Ocak 1985 k 1u .5 :ad 191 Ki 27 Aralık 198415 Ocak 1985 "TURK RESIM USTALARI I I " Kaıma Resını Serfta IstıHaı Cad Paşaüadce yan Tetkos Cıkmaz Vapıkur Ham Ka» ı No 27 34 BeyoğlJ istanöu Teıelon • u 96 33 beşten sonra Hobby. kultür. sanat ve bilım etkınlıkierı OCAK AVINOA ACILACAK KURSLAR Buyuklet cm Arruıot loloqra<alık. resım *etana cocuk eğmrt» Kucukleı ıtın Resım e t o BILG1 ICtN HEFt GüN 14 0019 30 Tcı ' 6 3 67 13 ETILER YENİ BİR AŞAMA ATOLYE GAMSIZ'dan ÇAGRI X * denesi 2 gnıp resin, heyfcel miıqıatw, Turk susleme »e sanat tanN cah$maianna fca^amak uzeredır. Ûlkemmn üıriu ustaian denetimınde calısmak ısteyen herkea n akademı gırış sınavlanna kaııriamıak ısteyenlefi :aman yıtirmeden alolyemiıt davel edıyonız. Çocuklar icın ayrı program Beyo^hj Tuneı Biycz S<*a« 25J2 Tel 145 73 53 143 33 55 (5 hat) 143 34 15 (5 hat) olarak değişmiştir. 100. Yıhmızda Bilcfi Işlem çevvelerine daha iyi hiznıct snnabilmek için küçük bir adını daha. Galeıi Yaman 1985 Koleksiyonunu Suoar, Halil PaşaSüleyman SeyitNazmi ZiyaNamık İsmailHoca Ali RızaH. Avni LifijSami YetikNazmi ÇekliFuat SoyhanZeki KocamemiAyvazofski ValeryPresiozitürk Primitifleri 28 Aralık28 Ocak Mns: A M ip«k(i Cad. ••: 16/1 M*arta*İST. M : 146 54 41 RVJGAIJI SANAT GALERKI TURAN EROL! Resım Sergisi 29 Kasım 30 Aralık • jvuk BeOeCad C i a a ' Aol Dare 2 BeMk leı 163 1C 3' BEHÇET MALİKLER >5 Aram 19M » Oca< 198S POSTART tebrik kartlan Ajrazp^a . Kutlu Sok 27 / 5 Taksım tstanbul Tel 149 42 41 YILBAŞI ÇOCUK ŞENLİĞİ ŞAN Tiyatrosunda 30 Arahk Pazar Saat 10 ve 12'de. Gişe: 140 67 92 Sihirli Pabuçlar Balesi Orkestra Grup Buse Illüzyonist Sermet Akrobatlar Jonglör ve BİLGEN BENGU Konseri Konuklar: Mujdat GEZEN Perran KUTMAN Ayşen GRUDA Sunan: PALYAÇO YAMAN * Bu Bir Ç.E.M. Produksiyonudur. = = ^ Ş İMAJ Sanat Odası AYFER KARAMANİ Seraorik Pvtrder 27 Anlık 1964 17 Ocak 1965 İMAJSaotMası İ CM*a« b»W«iıııiM kqtM tea* Yıta SANAT GALERİSİ umszn 12 Ocak 19SS SEMA ÜNDEĞER Kaıikaiuı Restaı 22 Arahk 1984 Moda Cad Zuhal Sk No 11'1 KadıkAy Pazar Pazartea hanç her g u n 1219 arası aciğız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle