17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EYLÜL 1983 HABERLER CUMHURİYET MDP Genel Başkanı ile demokrasi üzerine söyleşi Turgut Sunalp: Değişmeyen Anayasa diye bîr şey olamaz ERBİL TUŞALP ANKARA MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp "dernokrasilerde hakim olan irade, çoğunluk iradesinden farklı olan railli iradedir" dedi. Sunalp "demokrasi sorunu ve arayışı" konusunda "Cumhuriyet" muhabirinin sorulannı yanıtladı. Sunalp'a yönelttiğimiz sorular ile Sunalp'ın yanıtları şöyle: SORU Siyasal ortara, demokrasinin yeniden kurulması amacına göre biçimleniyor. Demokrasinin yeniden kurulması aşamasında, siyasi partilere diişen giincel görevler nelerdir? YANIT Demokrasinin yeniden kurulması aşamasında, siyasi partilere düşen görev, demokrasinin müessese ve tekniklerinin, demokrasi değerlerine uygun olarak işlemesini sağlamak amacıyla faaliyette bulunmaktır. Bu faaliyet partilerimizin demokrasiye samimi inanç ve partilerarası ilişkileri bu inanca uygun olarak sürdürmeleriyle başlar. SORU Demokrasiyi nasıl tanımlıyorsunuz, demokrasi nedir, ne değildir? BÜTÜN UNSURLARI İÇERMİYOR YANIT Demokrasiyi tanımlamak için pek çok tarifler verilmiş ve pek çok vecizeler söylenmiştir. Bunlardan hiçbirinin 'emokrasiyi oluşturan bütün unsurlan içerdiğini sanmıyorum. raa uygun cereyan etmeyebilir. TEHLİKE BU NOKTADA BAŞLIYOR SORU O zaman ? YANIT O zaman bir tehlike başlaınaktadır. îşte demokrasilerin maruz kaldığı tehlike bu noktada başlamaktadır. Demokrasinin dejeneransmı teşkil eden bu olguya çare bulunup tehlikeli gelişme durdurulmazsa, siyasi sistem olarak anayasaların kağıt üzerinde demokrasiyi muhafazalanna rağmen rejim fiili olarak nitelik değiştirecektir. Demokrasilerin hep bu yoldan bozulduğunu unutmamak gerekir. Devlet, tüm kurumlan ve sahip bulunduğu otorite ile demokrasi düşmanlarını her zaman durdurabilmelidir. SORU Demokratik yaşamın kurumlan denilince aklınıza neler geliyor? GENİŞ BİR KAVRAM YANIT Demokrasinin kurumları, sadece belli menfaatlar yahut ilgiler etrafında toplanan kişilerin oluşturduğu, bir ölçüde homojen gruplar değildir. Ben kurumlar deyimini demokratik yönetimin bütiin araçlarını içeren geniş bir kavram olarak alıyonım. Seçmen, seçim, bağımsız yargı organı, hür ve sorumlu basın, sendika ve dernekler gibi. DEMOKRASİNİN YAŞAMA SÜRESİ SORU Sendika, dernek ve kooperatifier gibi demokratik kitle ve meslek örgütlerinin işleyişleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Üç bankerzede temsilcisi: Binlerce Kimler oy kullanabilecek? ailenin vefa duygularına güveniyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara'dan bağımsız adaylığını koyan Bankerzede Üst Komitesi Başkanı ernekli Kurmay Albay Necati Özdemir ile üst komite görevlisi emekli albay Metin Mutluer ile emekli müdür Kemal Vural başvurularını tamamladıklarında derin bir " o h " çektiler. Üst komite başkanı Çankaya'dan, Vural Altındağ'dan, Mutluer ise Yenimahalle'den adaylıklannı koymuşlardı. Metin Mutluer "tlk engel veto ondan sonra oy" derken, Kemal Vural, "Bizi veto niye etsinler?" diye düzeltti. Özdemir'e göre bu seçimde bankerzedelerin vefa duygusu ortaya çıkacaktı. Yüzbinlerce bankerzede için evlerini ihmal etmiş, ceplerindeki son kuruşları harcamışlar, günlerce de bu iş için koşturmuşlardı. Şimdi gorev sırası bankerzedelerde idi. Kendilerine "Paralannızı bankere kaptırdınız. Üstelik bunca zaman da üst komite olarak son kuruşlannızı hareadığınızı söyliiyorsunuz? Peki bağımsız adayİık için 68'er bin lirayı nasıl buldunuz?" diye sorduğumuzda emekli kurmay albay Necati Özdemir bir kahkaha attı. Ardmdan "Yaz öyleyse" diye ekledi: " P a r a bulmak için didindim, bulamadım. Evde kara kara diişiinüyordum. Eşim babire vazgeç bu işten deyip beni caydırmaya çalışıyordu. Bir gün kara kara düşünürken eşim (bana bak Necati, para için uğraşma. Altın bileziğim senin. Al bunu bozdur, gir seçime) dedi. Kulaklarıma inanmadım. Ardından (Ama bir şartım var. Eğer kaybedersen, bir daha ağzına banker adı almayacaksın. Bıktım ben bundan. Paraları da unutacaksın.) dedi. Benim hanım çok akılhdır. Sıkıştırmıştı beni. Elimi masaya vurdum (kabul) dedim. (çıkar bileziği). Bileziği bozdurup, yatırdım." Bu kez "Peki seçilebilecek misiniz?" diye sordum, ust komite başkanı Özdemir'e. Özdemir "Belli olmaz" diyerek devam etti"Hanım, (Sen onlar için koşturdun. Göreceksin hiçbiri oy vermeyecek. Onlar için bu kadar koşturmaman gerektiğini öğreneceksin) diyor. Bence bankerzedelerin vefa duyguları bu seçimle ortaya çıkacak. İki ihtimal de var. Kaybedersem hanım kazanır." Özdemir, bankerzede üst komitesi olarak Türk ekonomisini iyi bilip öğrendiklerini, seçilirlerse bir daha halkın soyulmasına izin vermeyeceklerini, halk için çalışacaklannı belirterek "aynen yazın. Herbirimiz Turgut Özal'dan iyi ekonomist olduk. Hataların, yanlışların nereden geldiğini anladık." dedi. Bu kez, "Ya veto olursanız?" diye sordum. "Veto edilmek için hiçbir neden yok. Çunkü bizler yasalar uyannca yüzbinlerce vatandaşın •sokaklara dökıılerek anarşi yaratmasını önledik. Bunu Başbakan da Devlet Bakanı Öztrak daiyi biliyor. Biz Askeri yönetime yardımcı olduk. Hukuki çerçeve içinde hükümelle diyalog kurup, bankerzedelerin umudu olduk, onlann sağlıklarını daha çok yitirmelerini önledik. Sonra bidm hukuk kurulunda yer alan bir arkadaşımız bir partiden liste bası olmuş, veto görmemiştir. Yarın demokrasiye geçildiğinde vatandaş paralarının tümünü alamadığı için sesini yükseltebilir. Biz mecliste tabanın scsi olup bunu önleriz. Aynca. kişisel olarak sayın Cumhurbaşkanı ile 2.5 yıl beraber çalıştık. Arkadaştan da ileri ilişkimiz olmuştur. Doğruluğumuzu. karakterimizi çok iyi bilir. Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun da beni iyi (anır. Onnn için veto almayız." BAGMSIZ ADAYLAR NE DIYOR? Seçim 83 kılavuzu Kamer Genç: Uç parti de sosyal demokrat değil ANKARA (Cumhuriyet Bıirosu) Bağımsız olarak Tunceli'den aday olan DM üyesi Kamer Genç "seçime katılan uç partiyi sosyal demokrat çizgide görmediğim için hiçbirinden aday olmadım" dedi. Kamer Genç, "neden bağımsız aday oldugu" konusunda Cumhuriyet'e şu açıklamayı yaptı: "Seçime katılan üç partinin kabul ettiği ilke ve programlannın ülkemizde sosyal banşı temin edecek biçimde sorunlara çözum getireceğine inanmadığım ve hiçbirisini de benim gönulden benimsediğim sosyal demokrat çizgide görmediğim için bu partilerden hiçbirinden aday olamadım. Ayrtca, sosyal demokrat dıişüncenin temsilinden yoksun gelecek bir Millel Meclisi'nin ise ana can damarından yara almış bir bünye hüviyeline gireceğinden. bu düşünceyi benimseyenlerle mecliste bütünleşmek üzere bağımsız aday olmaya karar verdim." Oy vermek için gerekli olan TC vatandaşlığı ve seçmen yaşını doldurmuş, seçmen kütuğüne yazılmış bulunan tum yurttaşlar yasalara göre oy kullanma hakkına sahip. Ancak Milletvekili Seçimi Yasası'nın geçici 9. maddesine gore bu seçimlerde, önceden kutüğe yazılı olduğu halde kısıtlı veya kamu hizmetinden yasaklı olanlar veya ceza infaz kummlannda hükumlü ve tutuklu olarak bulunanlar oy kııüanaınayacakiar. Yasaya göre, çeşitli gerekçelerle kütüğe yazılamamış olanların başvuru olanakları vardır. Bu haller şöyle sıralanabılir: Yazım veya güncelleştirme sırasında hükümlü veya tutuklu olduğu için kütüğe yazılamayanlardan, sonradan tahliye edilenler oy verme gününden önceki 15. gun 23 Ekim 1983 gunü saat 17.00'ye kadar ikametgahlarının bulunduğu yerin İlçe Seçim Kurulu Başkanhğt'na, tahliye edildiklerine ilişkin belge ile başvurmaları halinde oy verme yeterliliğine sahip bulundukları takdirde, surenin geçmiş ve kutuğün kesinleşmiş olmasına bakılmaksızın kütüğe dahil edilebilecekler. Kamer Genç Şener Battal: Hizmet etmeyi zorunlu sayıyorum ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Konya'dan bağımsız adaylığını koyan eski milletvekili Şener Battal "Ulusumuza ve yurdumuza yararlı hizmetler yapmaya kendimizi zorunlu sayıyonız" dedi. Cumhuriyet muhabiri'nin sorularını yanıtlayan Battal " b u yolda katkıda bulunan herkes kendini daha mutlu hissedecektir" şeklinde konuştu. Battal, daha önceki dönemde olduğu gibi partiler arası dialog da etkin olup olmayacağına ilişkin bir soruyu da şoyle yanıtladı: Şener Battal "Parlamento sözcüğü konuşma sözcuğünden luremiştir. Bu da dialog demektir. Hiç kimse tatlı dialog ve dostluktan daha etkili güce sahip değildir. Bu yüzden bize düşen olumlu ve yapıcı tutumu her zaman ve zeminde devam ettirmek başlıca amacımdır". Konya'dan bağımsız adayhğını koyan Şener Battal, parlamentoda en çok yasa önerisi veren milletvekili sıfatını almıştı. Edebiyat ve Hukuk Fakülteleri mezunu olan Battal, Içişleri Komisyonu Başkan Vekilliği, AET Parlamento Komisyonu Başkan Vekilliği ve Anayasa Komisyonu Başkanlığı görevlerinde bulundu. Battal halen avukathk yapıyor. Sunalp demokrasiyi şöyle tanımladı: "Demokrasilerde hakim olan irpde, çoğunluk iradesinden farklı olan milli iradedir. Bu da uzlaşma, hoşgörü ve çoğulcu zemin üzerinde o/ıtşur." SORU Peki sizce nedir demokrasi? YANIT Demokrasi ne sadece halkın yöneticilerini belirlediği bir rejim, ne de çoğunluk iradesinin yönetime hakim olduğu bir sistemdir. Demokrasilerde hakim olan irade, çoğunluk iradesinden farklı olan milli iradedir. Milli irade, uzlaşma, hoşgörü ve çoğulcu zemin üzerinde oluşur. Milli iradenin tezahürü ve hakimiyeti, demokrasinin kendine has teknikleri sayesinde olabilir. İNSANİ DEGERLERE DAYANAN SORU Demokratik hukuk devletini tanımlasaım? YANIT Demokratik hukuk devleti, herhangi bir hukukun egemen olduğu devlet değil, demokrasi ahlakına uygun hukukun yaşadığı bir devlettir. SORU Tiirk toplumunun demokrasi gelenegi konusunda toplumsal ve siyasal örnekler verebilir misiniz? YANIT Demokrasi insan haklan ve insani değerlere dayanan liberal düşünceden doğarak gelişmiştir. Türk toplumunun sahip bulunduğu hoşgörü ve insan sevgisi demokrasi için uygun bir zemindir. HUKUKİ DURUMA UYMAYABtLİR SORU Demokrasinin siirekliliği, temel hukuk metinleri olan anayasaların korunması ile doğrııdan ilgili demokratik rejimlerde anayasalar sizce nasıl korunmalı? YANIT Önce şunu söylemek gerek, değişmeyen "anayas a " diye bir şey yoktur. "Değişmeyecek" teminat altına alınmış anayasa maddeleri vardır. Biliyoruz ki, müesseselerin gelişmesine paralel olarak hukuk normları da değişir. Demokratik rejimi kuran anayasalar bu rejimi koruyan sistemi de bünyelerinde oluştururlar. Yani sistemin gerek amaç gerek ahlâk kurallannı vazederek bunlann işlerliğini sağlarlar. Bununla beraber fiili durum, her zaman hukuki duruYANIT Demokrasinin yaşama süresini bu kurumların güçlü olmasında ve ahenkli işleyişinde görüyorum. Sendika, dernek, kooperatif diye saydığımız kurumların, gene sizin ifadenizle demokratik niteliği, bu kurumlann özunde mevcut olan bir nitelik değildir. Ancak işleyişlerini demokratik hale getirmeleri şartıyla kazanabilecekleri bir niteliktir. Siz de bilirsiniz ki bu kurumlar, demokrasi ile hiçbir yakınlığı bulunmayan rejimlerde de mevcuttur. örgütlerin demokrasiye katkısı kendi iç yönetimlerinde demokrasiyi gerçekleştirmekle mümkündür. TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞME SORU Demokrasinin yeniden kurulması için zorunlu olan toplumsal biitünleşmeyi sağlayacak yol ve yontem sizce nedir? YANIT Demokrasi yönünde toplumsal bütünleşme, özellikle siyasi partilerden başlamak suretiyle bütün kişi ve kurumlar arasında hoşgörü, uzlaşma ve farklı düşünceye sahip olmakla beraber, demokrasi idealindeki birlik sayesinde olacaktır. TARTIŞMAYI GEREKSİZ BULUYORUM SORU Çağdas demokrasilerin temel ilkelerinden biri olan "doğrudan katılma" ilkesi konusunda göriişleriniz nedir? YANIT Teorik kavramlar üzerinde tartışmayı gereksiz buluyorum. Anayasamızın çizdiği demokratik model çerçevesinden hareketle, ülkemizde kişi ve kurumlann demokratik oiuşuma doğrudan veya dolaylı katıhmını şimdilik yeterli ve zorunlu görmekteyim. Müstakbel gelişmelerde ampirik davranış taraftarıyım. FARK GÖRMÜYORUM ANCAK SORU Türkiye'de şimdiye dek 20'den fazla milletvekili seçimi yapüdı. Seçmen olarak hangilerine katıldınız. Oyunuzu hangi siyasi görüş doğrultusunda kullandınız? YANIT Üç seçime katıldım. Üçünde de inancım doğnıltusunda oy kullandım. SORU Diinyada ve ülkemizde kadınlar çoğunluklanna göre temsil edilmiyorlar. Bu sizin partinizde de böyle. Kadın erkek ayrımı konusunda düşiinceniz nedir? YANIT Kadın ve erkek arasında hak sahibi olma bakımından hiçbir fark görmüyorum. Ancak, cinsiyet farkmın, davranış modellerinde de bir fark yaratmasını yadırgamamak gerekir. Sonra baz) alanlarda iki cinsin eşitliğinden ziyade, bunlann birbirlerini tamamladıklarından söz etmek daha doğrudur. SORU Siyaset alanında durum nedir peki? YANIT Kadınlarımızın siyasi faaliyetlere çok hevesli oldukları ancak meclislerde yer almaya pek itibar etmedikleri bir gerçektir. Bunu kendilerinin bir tercihi olarak değerlendirmekteyim. Her seçim devresi kadınlarımızın siyasete daha canlı katıldıklarını görmekten memnunluk duyuyorum. Yine kütüklerin eylül 1982'deki yazım ve mayıs 1983'deki güncelleştirmede, yurt dışında bulunan yurttaşlar 23 ekim günu saat 17.00'ye kadar ikametgahlarının bulunduğu yer İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'na pasaportlarıyla başvurmaları halinde kütüğe yazılabilecekler. Aynca, Yüksek Seçim Kurulu'nun 24 Temmuz 1983 gun ve 214 sayılı kararına gore, genel yazım veya güncelleştirme sırasında bulundukları yer seçmen kutüğüne kayıt olup da kütüklerin kesinleşmesinden sonra tayin nedeniyle ikametgâhlarını zorunlu olarak yeni görev yerlerine nakleden memurların ve bunlarla oturanların veya başka bir nedenle yeni görev yerlerine nakleden memurların ve bunlarla oturanların veya başka bir nedenle yasal ikametgâhlarını devamlı olarak değiştirenlerin, oy verme gününden önceki 20. gün, yani 18 ekim gunü 17.00'ye kadar durumlannı gösterir belgelerle bir Iikte bulundukları yer İlçe Seçim Kurulu'na başvurmaları halinde: Ilçe Seçim Kurulu Başkanı'nın başvuruyu yapanın eski kayıtlı bulunduğu İlçe Seçim Kurulu Başkanhğı'na yazdığı yazıya, ilgilinin kayıtlı olduğu seçmen kütüğünde isminin hizasında "Anayasa oylamasına katılmadı" ibaresinin bulunmadığı ve kaydının silindiği yanıtının gelmesi şartıyla bu kişiler seçmen kütuğüne yazılabilecekler. Tum bu başvurularda ilgililer, durumlarına ilişkin belge ile birlikte (Nufus kimlik cüzdanı, evlenme cüzdanı, şoför ehliyeti vb.) belgeyi muhtarlıklardan alacakları ikamet belgesini yanlarında bulundurmak zorundaiar. BİR ÖRNEK Görevi gereği devamlı yer değiştiren bir seçmen eylül 1983'deki genel yazım sırasında ikametgâhı Tstanbul olduğu halde Ankara'da "misafir"hanesine yazılmış ve bu kayıt İstanbul kutuğune gönderilmemiş ise; yine bu seçmen kütükler askıya çıktığında gorevi gereği yine İstanbul'da bulunamadığından takip ve itiraz edemediği icin seçmen kutüğüne yazılamamış ve bu nedenle Anayasa oylamasına katılamamışsa; aynı seçmen mayıs 1983'deki "Güncelleştirme" sırasında da askerlik hizmeti yaptığından yine kütüğe yazılamamışsa; yasa hükümleri ve YSK kararlarına göre bu kez İlçe Seçim Kurulu Başkanhğı'na başvurduğu takdirde seçmen kutüğüne yazılma olanağı doğuyor. Yüksek Seçim Kurulu geçtiğimiz 31 ağustosta bir bildiri yayınlayarak bu durumda olanların seçmen kutüğüne kaydolabileceklerini ancak bu seçmenlerin bulundukları yer İlçe Seçim Kurulu Başkanhğı'na oy verme gününden önceki 20 günun akşamına kadar (17 ekim pazartesi akşamına kadar) bu başvuruyu yapabileceklerini açıkladı. Abbas Gökçe: Bağımsız adaylar birer parti gibi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kars'tan bağımsız adaylığını koyan Danışma Meclisi Kars üyesi Abbas Gökçe "Bağımsız adaylar birer parti gibidir" dedi. Gökçe, "1983 seçimlerinde bağımsız aday sayısının rekor düzeye ulaşmasının normal bir oluşumun ibaresi olduğunu" söyledi. Abbas Gökçe dün yaptığı yazılı açıklamada, seçime katılan partiler açısmdan Türkiye'de partileşme hareketinin henüz tabana kadar inmediğini, partilerin gücünün il ve ilçe yönetim kurullanmn üye sayüanndan çok fazla olmadığını öne sürdü. Bu nedenle partilerin de bağımsız adaylar gibi olduğunu vurgulayan Gokçe, açıklamasında şunlan söyledi: "Vatandaş particiliğe rağbet etmiyor. Bu durumda seçmen oyunu partilere göre değil, adaylara göre kullanacaktır. Her bağımsız adayın da en az parti teşkilatındaki yönetim kunılu uyeleri sayısı kadar candan destekleyici ve sempatizanı vardır. Bağımsız adaylar da birer parti gibidir. Hatta memleketinde sevilen ve geniş bir tabanı bulunan bir bağımsız aday bir partiden daha kuvvetlidir." Sinop'tan yurda 250 bin mermi sokan 7 sanık hakkında dava açıldı Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 4 Numaralı Askeri Mahkemesi'ne açılan davada Suat Yıldız ve arkadaşlarının 1224 yıl arasında hapisle cezalandırılmaları isteniyor. ANKARA, (THA) Aralarında bir sure once silah kaçakçılığı suçundan 22 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum olan Suat Yıldız'ın da bulunduğu 7 sanık hakkında "1980 yılı haziran ayı içinde Sinop sahillerinden yurda kaçak olarak 250 bin mermi soktuklan" iddiasıyla yeni bir dava açıldı. Ankara Sıkıyönetim KomutanlıSı Askeri Savcıhğı tarafından 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Mermiler Yasası'na aykm davranmak suçundan 1224 yıl arasında değişen hapis cezalanna çarptırılmaları istemiyle haklarında dava açılan sanıklar şunlar: Hasan Canıklı, Hasan Ekmekçi, Mümtaz Ba^rak, Hasan Yetkin, Mehmet Unal, Yusuf Ünal ve Suat Yıldız. Iddianamede, deniz yolu ile gelen kaçak silah ve mermilerin Sami Karamanoğlu (şimdi ölmüş bulunuyor) tarafından karaya çıkarılarak Şoforler Cemiyeti Başkanı Nazım Durmuşoğlu'nun kamyonu ile Ordu'nun Burhanettin köyüne götürüldüğü, burada en fazla üç gün saklanan silah ve mermilerin başka illere satışının Mehmet Ünal tarafından, bu işteki nakliyatın da, sanığın kamyonu ile gerçekleştirildiği öne sürülüyor. Suça konu olan 250 bin merminin 6 milyon 300 bin liraya satın aiındığı belirtilen iddianamede şöyle deniliyor: "Çok gizli ve tahmin edilemeyecek yollarla yürütülen kaçakçılık eyleminin tamamen ortaya çıkanlmasının, aradan geçen zaman da göz önune alındığmda, imkânsız bulunduğu, ancak ifadelerle kısmen aydınlanmasının mümkün olduğu, olayımızdaki sanıklann ihbar sonucu, kaçak silah ve mermilerin ise sanıklann emniyetteki ifadeleriyle ele geçirildiği, bu nedenle sanıkların emniyet anlalımlannın doğru olduğu, savcılık ve mahkemelerdeki ifadelerin ise gerçek dışı olduğu belirlenmiş ve sonuç olarak sanıklann yurtdışı ile bağlantılı olarak silah kaçakçılığı yaptıkları anlaşılmıştır." • Aynı mahkemede yargılanan Ali Duman ve arkadaşları davasında mahkeme heyeti kararını açıkladı. Evinde 35 bin ''00 adet mermi yakalandığı için suçu sabit görülen tsmail Samaş ve 63 adet Arjantin yapısı Bersa tabanca yakalatan Ali Duman adlı sanıklar 7'şer yıl 6'şar ay hapis 22 bin 500'er lira para cezasına çarptırıldılar. Kartay, Avcı'yı ziynret edecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) Genel Başkanı Cezmi Kartay, bugun saat 11.00'de Doğru Yol Partisi genel merkezini ziyaret edecek. SODEP Genel Başkanı Kartay'ın, daha önce Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Dr. Yildırım Avcı tarafından yapılan ziyareti iade edeceği bildirildi. Abbas Gökçe Orhan Taylan savunma yapmadı (Baştarafı 1. Spyfada) Duruşmanın başlamasından hemen sonra söz isteyen Orhan Taylan, bir aydır gözetim altında olduğunu. bu nedenle savunmasına geçilmeden önce avukatları Turgut Kazan ve Gülçin Çaylıgil ile göruşmek istediğini bildirdi. Taylan ayrıca kendisine kâğıt kalem verilmesini de istedi. Mahkeme, Taylan'ın avukatlarıyla görüşme istemini kabul edip ve bu nedenle oturuma yarım saat ara verirken, kâğıt kalem istemi hakkında, dışanya mesaj iletme olasılığını da gözönüne alarak ve bunun tamamen cezaevi disiplinini ilgilendiren bir karar olduğunu belirterek, herhangi bir karar almadı. Yanm saatlık aradan sonra Orhan Taylan, savunması için kürsüye çağrıldı. Orhan Taylan şöyle konuştu: "tstanbul ve Ankara'da gözetim altında bulunduğum süre içersinde hücrelerde kaldım. Kâğıt kalem dahi bulma imkânım olmadı. TKP üyesi olmadığımı bildirdiğim halde Ankara'da zor kullanarak aksine bir ifade alınacağından endişe duyduğumu daha once verdiğim dilekçede belirtmiştim. Ankara'da bulunduğum süre içinde Aydan Bulutgil'in ifadesi doğrultusunda ifade vermem için çok agır baskı ve tehdit yapılarak bu yolda ikrarımı aldılar. Ben bu ikrarımı askeri savcılık ve mahkemede reddettim. Yaklaşık bir ay içinde yaşadığım dehşet ortamı içinde savunmamı bazırlama imkânı bulamadım. Kutsal olarak biiinen savunma hakkımı kullanabilmem için bir hafta süreyle İstanbul'da kalmamın sağlanmasını talep ediyorum." Mahkeme kararında ise. "30.6.1983 tarihli celse sonunda ahnan karar gereğince 5 ve 6 keza 7'nci fıkralarında sanık Mahmut Dikerdem ve diğer sanıklar ile vekillere savunmalannı hazırlamaları için kesin olarak mehil verildiğinden, bu nedenle Orhan Taylan'ın gözetim altına alındığı tarihe kadar savunmasını hazırlamak durum ve serbestliğine sahip olduğu ve diğer bütün imkânların da sağlanmış olduğundan isteğinin reddine, şayet tutuklu bulunduğu Ankara'dan yazılı savunmasını gonderdiği takdirde dosyasına konmasın a . . " denildi. Mahkeme daha sonra Orhan Taylan'ın öğleden sonraki oturuma katılmamasını ve kendisini getiren iki polisle birlikte geri gönderilmesini de kararlaştırdı. Öğleden sonraki oturumunda Siyasal Bilimler Fakültesi eski Dekanı Prof. Melih Tümer savunmasını yaptı. Mahkemeye •/erdiği 28 sayfalık savunma metnüıde Tümer esas hakkındaki mütaiaada kendisiyle ilgili herhangi bir suçlama bulunmadığını ileri sürdü ve "iddia makamının ortaya koyduğu kanıtlanmamış savlar bir gün tarih önünde yargılanacaktır" dedi. Bir hukuk devleti olan Türkiye'de sorgusuz sualsiz tutuklandığını, Askeri Savcıhkça ifadesine bile başvurulmadığını belirten Tumer bu davada suçlananın Barış Derneği olduğunu, kolektif bir suçlama ile karşı karşıya bulunduklarını bildirdi. Tümer, suçun şahsiliği ilkesine uyulmadığını belirterek, "Bu, toptan suçlamadır. Toptan suçlamaya daha çok totaliter rejimlerde başvunılmaktadır. Toptan suçlama çağdas ve demokratik hukuk anlayışına ters düşmektedir" dedi. Askeri Savcı tarafından suç ve suçlu üretilmeye çahşıldığını da ileri süren Tümer, 30 yıldır ülkesinde önemli görevlerde bulunmuş bir aydının sorgusuz sualsiz hapse atılmasının kolay bir davranış olmadığını, Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu kanıtlayacak olanın adalet olduğunu savunarak sözlerini şöyle tamamladı: "Bu dava şanlı tarihin içinden binbir deneyimle süzülüp gelerek • Almanya'dan bayrama gelecek oğluma gayrimenkul alacağu. İstanbut hudutlarında Beşiktaş, Ortaköy tercihimizdir. Muracaatınız mektupla şifahi PTT arkası Akmazçeşme Sokak 20/1 Beşiktaş. sonunda Misakı Milli ile sınırları çizilmiş bölünmez vatan topraklannda sonsuzluğu somutlaşan, üzerinde bağımsızlığına diişkün, gelişmeye kararlı, içi insan sevgisi ve kardeşlik duygulan ile dolu olan, sözüne güvenilir, olgun ve çok onurlu insanlann yaşadığı Mustafa Kemal Türkiye'sinin hümanist, barışçı ve adil olan gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koyacaktır. İnancım budur, karar sizlerindir." Melih Tumer'in sorgusuyla birlikte tum sanıklann savunmalan tamamlanmış oldu. Bu arada soz isteyen sanık Semra Özdamar'ın avukatı Turgut Kazan, İstanbul Sıktyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nden gönderilen ve Semra Özdamar'ın bu mahkemedeki davasının, Barış Derneği Davasıyla birleştirilmesini öngören istemine karşı çıktı. Kazan her iki davanın esasının aynı olduğunu yasaya göre 1 Numaralı Mahkemedeki davanın mükerrer bir dava olduğunu bildirdi ve "dolayısıyla TKP davasında Semra Özdamar hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekecektir" dedi. Mahkeme Kazan'ın görüşleri doğrultusunda "dava uzadığından ve birleştirilmesinde fayda görulmediğind e n " birleştirilmesine gerek olmadığı karannı verdi. Mahkeme daha sonra avukatlann savunmalanna başlanmasına, sözlü olarak yapacakları savunmalan yazılı olarak belgeleyen bir metni dosyaya konmak üzere hazırlamalanna ve savunmayı müteakip mahkemeye ibraz etmelerini, savunmalarda belirtilen tevsii tahkikat istemleri konusunda daha sonra bir karar vermek uzere duruşmayı bitirdi ve 8 eylül 1983 perşembe saat 10.00' erteledi. Barış Derneği davasının dünkü oturumunu, tngiltere ve Avrupa Parlamentolan üyeleri Rolan Boges ve Anne Clwyd ile tercumanları Adam Gainesdeızlediler. YDP Genel Başkanı istifa etti tstanbul Haber Servisi Yeni Düzen Partisi Genel Başkanı Ahmet Acar, karakteri izin vermediği için parti genel başkanlıgş ve kurucu üyeliğinden istifa ettiğini açıkladı. Aynı zamanda Parapsikoloji Derneği Başkanı olan Acar'ın isüfasına ilişkin dün yaptığı açıklaması şöyle: "Her saniyesinin hesabını veebileceğim 61 yıllık yaşantımın kısa ömürlü üç aylık politikacıIığını noktalıyorum. Parapsikolojik çalışmalanm, karakterim ve sağlığım izin vermediğinden Yeni Düzen Partisi Genel Başkanlığı'ndan ve kurucu üyeliğinden istifa ediyorum. Giderayak geleceğe dönük yorum yapmak istiyorum. tdeal insan, olanı değil oiacağı görebilendir. Hangi parti iktidara gelirse gelsin bugunleri, bu degerli yönetimi arayacağız. Yanılmak beni çok mutlu cdecektir." BAŞSAĞLIĞI Fakültemiz Doğum ve Kadın Hastalıkları Anabilim Dalı Oğretim Üyesi Yardımcılarından UZ.DR.ETEM SADIK KAŞO 3 Eylul 1983 Cumartesi günu geçirmiş olduğu trafik kazası netıcesinde hakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı 5 Eylül 1983 gunü Edirnekapı Aile Kabristanı'na defnedilmiştir. Öğrencilerine, meslektaşlanna ve tüm dostlanna duyurur, kederli ailesine başsağlığı dileriz. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞI Basın 24048 Sahıbinden hasarlı (Baştarafı 1. Sayfada) Bakanlık, aynca vatandaşhk durumlan duzgün olmayanlann geçici kayıtlarını tutabilecek ve geçici kimlik kartlan verebilecek. Tasarı ile resmi ve özel öğretim kurumlanndan her yıl mezun olanlar, resmi ve özel kurum ve kuruluşlarda çaLşanların yaptıkları işlerin biigi işlem ortamında tutulacak kayıtlara geçirilmesi de öngörülüyor. Askerlikle ilgili bilgiler Milli Savunma Bakanlığına gönderilecek. "Merkezi Nüfus Idare Sistemi"nde toplanan bilgiler ve tutulan kayıtlar gizli olacak. Bunlann gizlilik derecesi Bakanlar Kurulu'nca belirlenecek. Öte yandan, kişiler ve aile reisleri evlerinde çalıştırdıklan veya evlatlık gibi barındırdıkları kişileri, yurt ve bakımevlerinde kalan çocuk ve büyükleri de bu kuruluşların sorumluları kayıt yaptırmakla yükümlü olacak. Tasarıya göre, nüfus cuzdanlarının şekli ve kapsamı îçişleri Bakanlığı'nca saptanacak, Maliye Bakanlığı'nca bastırılacak. Sistemin işlemesi amacıyla "Nüfus Yüksek Danışma ve Değeriendirme Kurulu" oluşturulacak. Tasarı ile vatandaşlara ve kuruluşlara getirilen yükümlüluklere uymayanlara çeşitli miktarlarda çeşitli para cezalan verilmesi öngörülüyor. Buna göre, ilandan itibaren 90 gün içinde adreslerini, istenen bilgileri ve formları gerekli mercilere vermeyen kişilere üç bin liradan beş bin liraya kadar para cezası verilecek. Kendilerine verilen görevleri yerine getirmeyenlere de aynı miktarda para cezası uygulanacak, bakanlıkça ikinci kez yapılan ilandan itibaren 90 gün içinde istenenleri vermeyen vatandaşlara mahalli sulh ceza mahkemesi karanyla 7 bin liradan 15 bin liraya kadar para cezası, iki aydan dört aya kadar da hapis cezası verilecek. Herkese Türk Bricinin seçkin siması Burhan Ağabey BURHANETTİN ÖZĞUN 4 Eylul 1983 günü vefat etmiştir. Cenazesı, bugunkü salı günü öğle namazından sonra Hacı Bayram Camii'nden kaldınlarak Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa veriic>.ektir. Kederli ailesine ve tüm bricçilere başsağlıçı dılerız. Türk üric< ileri adına Şiar Yalçın AUDİ 80 GLS 1981 model Tel.: 520 78 51
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle