19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24EYLÜL 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET 5 Geleneksel Tiyatro Şenliği bugün başlıyor ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'mn onaklaşa düzenledikleri Türk kulturünün bir parçası olan Karagözkukla ve ortaoyunu sanatlannı yaymak, yaşatmak ve uluslararası düzeyde tanıtmak amacını guden Geleneksel Tiyatro Şenliği 2430 eylül tarihleri arasında yapılacak. İstanbul, Ankara ve Bursa'da düzenlenecek şenlikte geleneksel Türk tiyatro örneklerinin gösterilmesinden başka, bir de açık oturum yapılacak. 26 eylül günu saat 15.00'de İstanbul Atatürk Kultür Merkezi'nde yapılacak açık oturuma, Uluslararası Kuklacılar Birliği GJNIMA) temsilcisi Michele Nicolas da katılacak. Şenlik sırasındaki bir başka etkinlik de, geleneksel tiyatro sergileri olacak. Yine söz konusu uç ilde düzenlenecek bu sergilerde, Kultür ve Turizm Bakanlığı folklor arşivinden seçilen tasvirler yer alacak. Gösteriler İstanbul'da Atatürk Kultür Merkezi ile Yıldız Sarayı Hasbahçe'de, Ankara'da Resim ve Heykel Muzesi tiyatro salonunda, Bursa'da ise Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu ile Açıkhava Tiyatrosu'nda yapılacak. GORDUK KONUSTUK Yakın Pehen "Bizim insana bakışımız çok değişik. Bazen kadın görürüm. Burnu acayip bir şey»' Ama ameliyata çok uygun... Hayran oİurum. Içimden "ah bu kadın gelse de ameliyat yapsam" derim. Iri kemikli, kıkırdakh burunlar ağzımın suyunu Atilla Oymak (sağda). kendi bumunun da kusurlu olduğunu kabul edivor, amaamelivat ojmuyor... (Fotograflar: ASENA ÖZKAN) anltir. â İKİ BAŞKAN ARASINDA Sürprizlerle dolu bir fılm olan "Zelig"de, Woody Allen bir fotoğraf hilesi sonucu iki ABD Başkam'nın, Calvin CooHdge'in ve Herbcrt Hoover'ın arasında görıiliiyor. 31. San Sebastian Sinetna ŞenliğVnden Ispanyol yaşamından kesitler MEHMET BASUTÇU Sinemanın büyuk ilgi görduğu Akdeniz ulkelerinden bin de Ispanya. Iberik yanmadasımn dört bir yanında sinema tutkusunun ateşini besleyen, İspanyollarla yedinci sanatın evrensel ürünleri arasında köprüler kurmaya çalışan uluslararası film şenliklerinın sayısı epey kabarik: San Sebastian, Valencia, Valladolid, Sevilla... Tum bu şenlikler arasında, hem en eskisi hem de dünya çapında en tanmmışı olan San Sebastian, bu yıl bir atılım yapma çabası içinde. Atılım amacı 'eski şenliklerin en •»enci'ni 1980 yılında yitirdiğı bi.nci sıruf şenlikler düzeyine. yani Cannes'ın, Venedik'in, Berlin'in yanındaki eski yerine yükseltebilmek. luğunu bile gidermeye yönelik, zengin bir şenlik görünumü kazanmak. Bu arada "Nuevos realizadores" (yeni yönetmenler) yarışmalı bölumu ağırlığını koruyor. Samuel Fuller'in başkanlığındaki altı kişilik seçici kurul, on beş yapıt arasından en başarıhsını gerçekleştiren 'genç' ya da 'yeni' yönetmeni odüllendirecek. Bu yıl otuz birinci kez 1524 eylul tarihleri arasında düzenlenen San Sebastian Şenliği yöneticiierı, ayrıca 'çağnlı film' etiketi altında Federico Fellini'nin "Ve Gemi YiizüyordıT'suyla Wood Allen'in "Zelig'Mni de programa almayı başarmışlar. Şenliğin açılışında Fellini'nin yapıtı sunuldu, kapanışta ise "Zelig"i yeniden izleyeceğiz. Hatırlanacağı gibi bu iki filmin de ilk gosterileri on beş gün önce, Venedik'te yarışma dışı yapılmıştı. ler), guncel içeriği, ciddi konulan mizah yuklu bir yaklaşımla irdeleyen senaryosu ve rahat ızlenebilen sinema diliyle alkışlanıyordu. Uyuşturucu madde kullanan gençler sorunu kuşkusuz Ispanya'ya özgü bir sorun değil. Ancak Franco'nun ölümünden sonra yeniden yeşeren demokrasi ağacında uzayan özgurluğun dalları. olağan olarak, eskiden tabu sayılan bırçok konunun sinemada işlenmesi sonucunu doğuruyor. İglesia'nın öykusu, Bilbao kentinde, 1979 yılında özerkliğine kavuşan Bask yoresinde geçiyor. Esrara yavaş alışan Iise öğrencisi iki arkadaş yıllar boyu birbirlerinin düşmanı olmuş iki değişik çevrenin çocukları. Laco'nun babası askeri poliste (Guardia civil) yuzbaşı, Mikel'in babası ise yıllar boyu bölgenin özerkliğine kavuşması için savaşım vermiş bir siyasal partinin milletvekili... 1983 Ispanya'sında günlük yaşamın birleştirdiği, ayni kişisel sorunları çözumlemeye çalışan, geçmişleri ve gelecekleriyle birbirlerinden değişik iki insan... Eloy de la İglesia'nın birçok soruna değinmesi "Esrarkeşler"i cekici kılarken, aynı zamanda filmin en zayıf noktasını oluşturuyor. Yonetmen çoğu kez yüzeysel kaJmış. Atilla Oymak: Çirkin kadınlara hayranım Dr. Atilla Oymak 20 >ılı aşkın suredir insanları kesipbiçerek gençleştırmeye \e guzelleştirmeye çalışıyor. Halk arasında bilinen adıyla "estetik cerrahlık" vapıyor. Ünlu doktorla "fiyaka cerrahisi" adını taktığı tşler uzerinde konuştuk. Sayın Atilla Oymak estetik cerrahların en eskilerinden biri olduğunuzu öğrendim. Galiba bizde yani Turkiye'de bu işi siz başlatmışsımz. Nasıl oldu bu başlangıç? Once şunu duzelteyım estetik cerrahi lafı biraz yanlış. Doğrusu plastik cerrahidir. Ayrıca bir estetik cerrahi yok mu? Yok... Bunun ticarı adı, piyasa adıdır. Plastik cerrah olabilmek için genel cerrahi ihtısasından sonra plastik cerrahi ıhtisası yapılır. Başka bir eğitim yok. Başka bir adı da yok bu işin. Ama yine de bir avırım var. Estetik cerrahi diye kullanıyoruz çünku... Kullanıyoruz şöyle: Plastik cerrahi tamir cerrahisidir. Sonradan bozulan bir organı duzeltmek.. Estetik cerrahi normal bir organın sırf görunumünü duzeltmek için yapıhyor. Fiyaka cerrahisi oluyor bu yuzden. Boyle bir laf da var mı? Yok ama söylenebilır. Hasta gorunum bakımından güzel olsun ıstemiyor mu? Yani fiyaka yapmak için yaptırmıyor mu? Ünlü estetikçi cerrahla, "kesipbiçme" üzerine Plastik malzeme mi? rahatlıkla yerleşmiştir. Şikâyetimiz yok.. Tülay Tura Börtecene'nin resim sergisi Ankara'da ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Tüla> Tura Börtecene, Ankara'daki Vakko Sanat Galerisi'nde bir resim sergisi açtı. Yurt içinde ve dlşında çok sayıda sergiye, bu arada da Sao Paulo, Venedik ve Tahran bienallerine katılan Börtecene, "Yiızler" adını taşıyan bu son sergisi için şöyle diyor. "Bu sergimde yaşadıgımız zamana ilişkin birşe>ler söylemek istedim. Ama her sanatta olduğu gibi resirade de sorun, en uygun biçimi bulmak. Yüzlerden başka hiçbir şe> bana zamanı daha iyi yansıtamazmış gibi geldi. Burada söz konusu olan yuzler, belirli bir kişiden >ola çıkarak yapılmadı. Hepsi son noklada bir genelleme>e gidiyor. Yıkılan, çürüyen, olülerle kuşatılan bir dünyada kalakalmış insandır bu. Bu insanlar bakıyor, kendilerini seyredenlere surekli birşeyler soruyor, yanıl isliyorlar... Yaşama ilişkin bir yanıt. Yansıttıklan vitiklik ve umutsuzluk duygusunu dagıtacak olan da bu zaten. Kendilerine bakanla kurmayı umduklan iletişim." Fellini ve Woody Allen Amaca ulaşma yönunde hamle yapıldığı gözlemleniyor: Ana bölumde daha önce hiç bir şenlikte sunulmamış özgun yapıtları toplayarak ilk gösterimi San Sebastian'da yapılacak nimlerin sayısını çoğaltmak ve toplam sekiz bölumden oluşan bir programla en doymaz sinema obur Olçüleri var İspanyol sinemasının seçkin örnekleri San Sebastian'ın ilginç bır başka yanı da Ispanyol sinemasının seçkin örneklerini ızleme olanağı vermesi. Toplum yaşamından değişik görüntüler getiren yapıtlar arasında Eloy de la İglesia'nın " E l Pico" (Esrarkeş Evet anlıyorum... Atilla Bey estetik cerrahların insanları guzelleştirdikleri sovleniyor. Peki güzelliğin olçüleri var mı? Varsa nedir bunlar? Güzelliğin olçusu vardır tabiı. Her şey olçuye dayanır.. Bir burnun güzel olması için olçü nedir mesela? Eskiden nasıldı bu ilgi? Yok denecek kadar azdı. Hiç kimsenin bu işten haberi yoktu. Ben ihtisaslarımı bitirip Fransa'dan dondüğüm zaman yapacak iş bulamadığım için 2 sene gazetecilik yaptım bu yuzden. "Plastik cerrahide plastik malzeme mi kullandıyor" diye çok sorulmuştur bana. O kadar bilinmeyen bir şeydi. Sayın Oymak, sanırım en çok kadınlar başvunıyor size? En çok kadınlar.. Yuzde yetmiş beşi kadındır.. Yüzde yirmiyirmi beşi erkek.. Şeyler ne oluyor? Şeyler dediğiniz şey mi 9 Haa... En çok onlar.. Kadınlardan da fazla... Homoseksuellerin yuzde doksandoksan beşi muşterimizdir diyebilirim. Onlar tabii sadece guzellik için değil, mesleki olarak da... Goğüs, gırtlak, çene kemiklerini zorunlu olarak değiştiriyorlar... Ne meslefi bu? Biliyorsunuz bunların hepsi meslekte çalışıyor. Ya pavyonlarda veya şurda burda... Sokakta yani... Çok rastlıyoruz kendi hastalanmıza sokak'a müşteri beklerken. Mecburen selamlaşıyoruz da... Bizi gorenler "müşteriyiz" sanacaklar diye de korkuyoruz. Halbuki onlar sizin muşleriniz oluyorlar bir yerde. Peki Atilla Bey normal erkekler ne yaptınyor? Pot kırıyoruz Ağa Han Ödülleri Batı basınında tartışılıyor Kiiltür Senisi Istanbul'da duzenlenen bir törenle sahiplerini bulan Ağa Han Mimarlık ödülü'yle ilgili haberler, Batı basınında da geniş yankı buldu. 10 eylül tarihli Le Monde gazetesinin birinci sayfasında yer alan ve Frederic Edelmann imzasını taşıyan haberde ödulün amaçları özetlendikten sonra şöyle deniliyor. "1980 yılında Seçici Kurul 15 yapıtı değerlendirmişti. Bu yıl 11 yapıtla yetindi. Ödıil alanlar arasında en şaşırtıcı örnekler de özellikle gelenege bağlı olanlardan geldi. Mısırlı Ramses VVissaWassefin gerçekleştirdiği sanat merkezi, eski Malezya saraylarının en çağdaşı haline gelmesinde sayısız katkının rolunun bulunduğu Tanjong Jara Vapısı, Türk geleneginin en doğru izlerini bulup bu izi siiren Nail Çakırhan'ın, kendi eli>le \e kendisi için yaptıgı ev. Bir de, toprak mimarinin teknik olanaklarıyla ozgurluğunu, fırsat verdiği zenginligi bir kez daha ortaya seren Malili usta Lassine Minta'nın başyapıtı biiyiik Nione Camiisi. Lassine Minta. saygı değer diplomalılardan degil. Yani mimar değil. Ama aldıgı odiil tartışma konusu edilmedi. Buna karşılık Türkiye'deki Mimarlık Okulu, mimar olmayan, üstelik de geleneksel mimarinin eski reçetelerine fazla bagımlı kalan bir Türk'e ödul verilmesini içine sindiremedi ve bunu açıga vurdu. Profesyonellerin bu tavn, Aga Han Vakfı'nın daha alacagı çok uzun bir yol bulundugunu gösterivor." Kadın kıhğındaki erkekler Kadın kılığına giren, kadın olmak isteyen erkekler dunyanın her yerinde çizgi dışına itilmiş, farklılıkları nedeniyle çoğu kez baskı altında tutulmuş insanlar. Antonio GimenezRico, "Vestida de AzuT'da erkeğin öykülerini belgeler eşliğinde, açıksözlülukle beyaz perdeye getiriyor. Ispanyol toplumundan, çoğu kez görmezlikten gelinen bir göriintü getiren, belgesel türe yakın bir sinema orneği olan bu yapıt San Sebastian'da alkışlanan filmler arasındaydı. Toplam iki yüze yakın filmle, Brezilya'dan Çin'e dek birçok ülkeden örnekler sunan San Sebastian, hemen ardından geldiği Venedik Şenliği'nin giderek ağırlık kazanmasına karşın, yedinci sanatın belli başlı aynalarından biri olarak işlevini surdurme kararlığında gözükuyor. "Güzel* iddialı kadınlar çok gelir. En küçiik bir defo için gelir. Bunlar için ynpılabilecek bir şey varsa ytıpıyvruz. \bksa ruhsal tedavi için başka doktorlara gön deriyvruz" Burun, alından çeneye kadan olan mesafenin üçte biri olacak. Şoyle anlatayım. Alında. saçlann başladı|ı yerden çene ucuna kadar olan mesafeyi uç eşit parçaya boleceksinız. Burun uzunluğu bu mesafenin uçte biri kadar olacak. Alından kaşa kadar bir olçu, kaştan burun ucuna kadar bir olçu, burun ucundan çene ucuna kadar bır olçu. Yuz guzelliğinin olçusu bu. Burun daha uzunsa uçte bire inecek kadar kısaltılır amelıyatla. Mesela sizin burnunuz bu olçülere uyu>or mu? Benim biraz uzundur, ama mesela sızinki tam yuzunuzün burnu. Mesela ben ameliyat yapmazdım MZI. Ama kendi burnumu 2 milinı daha kaldırabilirdim. Niye yaptırmıyorsunuz? Defosu çok buyuk olsa duşunebilirdim ama 2 milımetre ameliyatlık bır şey değil... Genelde burun... Aslında solunum zorluğu vardır. O arada estetiğini de hallettirmek için gelirler. Bir de çok genç kızlarla evleneceklerse yüzgerdirmek için mutlaka gelıyorlar. Daha genç gorünmek için... Biz de bazen pot kınyoruz. Ne gibi? Evlenecekleri kızları kendi kızlan sanıyoruz mesela. Bir kcresinde kız dışarda bekliyor. Ameliyat bitti. "Evladım," dedim. • Merak etme babanın ameliyatı çok iyi gecti." Meğer evleneceklermiş. Boyle potlar kırıyoruz. 4 İ Saplantı mı? Arın Karamürsel Küba'da başarılı bir konser verdi HAVANA, (a.a.) Piyanıst Ann Karamürsel, 20 eylul akşamı Kiiba'nın başkenti Havana'da, Jose Marti Kitaplığı konser salonunda başarılı bir resital verdi. Bach' Schumann, Adnan Saygun ve Rachmaninov'un yapıtlanndan oluşan bir program sunan sanatçı, izleyicilerden alkış aldı. Küba gazeteleri, Karamürselin Kuba'yı ziyaret eden ilk Turk sanatcısı olduğunu vurgulayarak, Turk ulusunun güzel sanatlara ve muziğe verdjği değerin sanatçının kişililğinde belirginleştiğini belirttiler. Özellikle Adnan Saygun'un bu konserle Kuba'da tanındığını da işaret eden gazeteler, Karamürsel'in resitalini övguyle verdiler. Atilla Bey, salt estetik ameliyat olmak için gelen insanlar normal insanlar mıdır sizce? Yoksa ruhsal açıdan bir bozukluk mu? Sız bana ruhsal açıdan normal birini gösterebilir misiniz? Kim bugun ruhsal açıdan normal..? O ölçüde mi anormallikleri yani?.. Biraz daha ustunde belki.. Bir saplantı ölçüsünde olabilir. Mesela ben en çok estetik ameliyat yaptıran kadınlar,güzel kadınlar oluyor diye duymuştum. Bu dogru mu? Doğru. Guzel, iddialı kadınlar çok gelir. En kuçuk bir defo için dahi gelir. Ona dahi tahammul edemez. Boylelerini ameliyat ediyor musunuz? Yapılabilecek bir şey varsa, bir kazancı olacaksa yapıyoruz. Eğer hiçbir kazancı olmayacaksa ruhsal tedavi için başka doktorlara gonderıyoruz. Süper fiyatlar uydurma Bir de ucretler konusu var. Mesela b'r milyon, iki milyon lafı geçiyor... Bunları uydurma kabul ediyorum. O paray; verecek hasta zaten dışarıya gidip yaptırıyor. Bizde bir göğüs ameliyatı uç yüz bin liradır en fazla. Hasta hava atmak için yalan soyler. Bir milyon, iki milyon diye bir şey yok. Veyahutta bana duşmedi. Nerdee.. Dort gozle beklıyorum boyle birini.. Genel olarak fiyatlar ne düzeyde? Burun iki yüz bin.. Yüzgerme, goğus, kann için üç yüz, üç yüzelli bin lira alıyoruz. Ayrı ayrı olmak uzere... Bütun diğer ameliyatlar bu paraleldedir. Türk Tiyatro Vakjı üzerine JAK DELEON Cumhuriyet'te yayımlanan son incelemelerim (Özel Tiyatrolara Yardım ve Batı'daki üygulamalar, 27.7.83; AmatörTiyatrolara Yardım Üzerine, 3.9.S3) özel tiyatro çalışanlan arasında kimi "spekülasyonlara" yol açmış; birkaç söyleşi ve bolca telefon konuşması sonucu, adı geçen iki yazımda değinip geçtiğim Türk Tiyatro Vakfı konusunu bu kez "yataylamasına değil de derinlemesine" irdelemem gerektiğine inandım... Özel tiyatrolara devlet yardımı açıklandı: Kenter (7 milyon), Ankara Sanat (6 milyon), Ankara Halk (5 milyon), Sururı/Cezkatkıda bulunmak olanağından yoksun olduğu göz onüne alınırsa, çozüm Türk Tiyatro Vakfı'nın (TTV) bir an once kurulmasında yatıyor. İlk aşama tüm ozel tiyatro yöneticilerinin (ortak çıkarlar, sağduyu ve heleiyiniyet sonucu) bir araya gelerek TTV tasarısını somutlaştırıp karara bağlaması ve konuya ilişkin yasal işlemleri karşılaması... 1983 ödeneği 80 milyon sterline ulaşan Arts Council (İngiltere) ve her tiyatro emekçisini koruyucu şemsiyesi altına almayı amaçlayan Dramatists Guild Fund (A.B.D.) devlet eliyle kuruldukları halde bağımsız kuruluşlardan önemli oranda parasal yardım gören önemli iki kurum. Koşutlarsak, Kultür ve Turizm lenme yurtlannda ya da hastanelerde bakımını sağlamak, Türk tiyatrosuna "mühür vuracağı" kesin gozuyle bakılan genç oyuncu/ yonetmen/ çevre tasanmcılannın yurt dışında kısa sureli eğitimlerini üstlenmek, Türk Tiyatro Müzesi'nin çok gecikmiş kuruluşu için bir an önce girişimde bulunmak, kapsamlı tiyatro kitaplıkları oluşturmak, oyun yayımlamak, tiyatromuzun uluslararası festivallere katılışını gerçekleştirmek, " d r a m a " bilimcileriyle eleştirmenlerin gorüşlerine başvurarak özel tiyatroların "repertuarlannı" düzenlemeye yönelik açık oturumlar yapmak, gereğinde yurt dışından uzman cağırarak Türk tiyatrosundaki kimi kuramsal boşlukları doldurmak ve ilk aşamada en onemlisi devlet yardımı alamayan özel tiyatroların parasal destek aracılığıyla yaşamalarını sağlamak!.. Kısa sürede gerçekleşse de gelişmesiyle urün vermesi birkaç yıl sürebilecek bir atılım Türk Tiyatro Vakfı; yine de (günumuzde Türk tiyatrosunun geçirdiği çalkantılar düşünülürse) ilk adımın zaman geçirmeden atılması gerek. Tasarı kurumlaşıp olumlu sonuçlar doğurursa, ardından Türk Muzik Vakfı (TMV), Türk Sinema Vakfı (TSV) ve Türk Bale Vakfı (TBV)'nın kuruluşuna bile tanık olabilir genç kuşaklar... Kimbilir? Her organ için Başka hangi organlara estetik ameliyat uygulanıyor? Vucutta estetik ameliyat yapılmayacak hıçbır organ yoktur. Saçlardan ayak bileğıne kadar... Hatta ayak kemiklerıne kadar... Çıkıntı yapmışsa... Her şey duzeltilebılir. Ayak bilegini de güzelleştiren var mı bizde? Çook. Bilek kalındır mesela, inceltilir veya incedir kalınlaştırılır. Bizim halkımızın estetik ameliyatlara karşı ilgisi nasıl? Yani sizin açınızdan işler nasıl diyelim. Eskiyle mukayese kabul etmeyecek kadar fazla... Yanı ıyi.. Malatya'dan, Diyarbakır'dan. Siırt'ten... Buralan uzak diye söylüyorum.. Bütün Anadolu'dan gelirler. Halkta estetik ameliyat fikri Kötü izleninı 19 Mayıs Oda Orkestrası ilk konserini ynrın veriyor Kültür Servisi Viyolonist Saim Akçü'ın Atatürk'un anısına kurduğu "19 Mayıs Oda Orkestrası" Beyaz Koşk'teki konserlerine başlıyor. Emirgan Korusu'nda Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nun onarıp bir müzik sarayı olarak düzenlediği Beyaz Koşk'teki bu ilk konser 25 eylül pazar gunü saat 11.30'da verilecek. "19 Mayıs Oda Orkestrası", Mimar Sinan Üniversitesi, Guzel Sanatlar Fakültesi, Devlet Konservatuarı ve İstanbul Belediye Konservatuan'nın yaşları 15 ile 19 arasında değişen oğrencilerinden oluşuyor. Orkestra'nın bu ilk konserinde Vivaldi'nin iki, Haendel'in bir Konçerto Grosso'su seslendirilecek. Kış aylarında Beyaz Köşk'ün içinde, yaz aylarında da bahçesinde düzenlenecek olan konserler halka açık. Özel yaşamınızda Atilla Bey, bir estetikçi olarak insanlann neresine bakarsınız en çok ? ilk yuzune bakarım. Bizim insana bakışımız çok değişik. Bu yuzden de bazı problemler oluyor. Mesela Beyoğlu'nda yürurken bir kadın gordüm mü tepeden tırnağa süzerim ve bu bakışım nedeniyle yanlış ve kötu izlenım bıraktığım olmuştur. Sırf mesleki açıdan mı bakıyorsunuz hanımlara? Ayrıca güzele bakmak sevap tabii... Fakat siz hep kusurlu olanlara baktıgınıza göre pek sevaba giremiyorsunuz galiba.. Evet oyle. Bazen kadın gorurum... Burnu acaip bir şey.. Ama ameliyata çok uygun. Hayran olurum.Yani çirkin kadınlara hayranım. İçimden " A h bu kadın gelse de ameliyat yapsam" derim. TARIHTE BUGUN Mümtaz Arıkan 24 Eylül PABLO NERUDA'NIN ÖLÜMÜ.. 1973'TB BU&ÛN,ŞİLILİ O2AN PABLO NERUOA, SANTİAGO'ÛA ÖLOÜ. ÖZELLİKLE TOPLUM&AL V£SİYASAL ŞİİRLERİYLE DUNYA ÇAPINCA ÜN YAPMlŞ OLAN NEfHJOA, 19SO'LE8DE,OUNYA BARtŞÖOÜ LÛMÛ KAZANMIŞTI.PİPLOMATOIAZAK, BİftMAN. YA,SEYLAN,İSPANYA,FISANSASl8> 8A2I ÜLK£L££DE,YILLARCA ŞİLİ AÛİNA OOGEVALMIŞ OLAN PABLO NERUDA, 197O'7E YAK/N OOSTU SALVADOfi ALLENOE'NİN SEÇJMKAMPANYAGIHA KATILMI$TI. O/Ç GÜÇLEBlN DE ETKlSİYLE,ÇİLİ SOS YALİST YÖNETIMİNİN ÜEI/Z/LMESİ VEBAÇMN' SALVAOOe. ALLENOE 'NİN ÖLDÜGÜLMESİ. ONDA $OK YARATMIÇT/. B/RKAÇ 3ÜN SOHRA, DEN ÖIDÜ.'CEHAZE 7ÖRENİ YAPILMIYACAKTI.. SOLDA, ÇİÜ BApCANLIKSARAYI MONEDfi BOMBALANIYOR Devletin her tiyntrocuyum diyvne parasal katkıda bıılunma olanağından yvksıın olduğu göz önüne altnirsa, çözünı Türk Tiyatro Vakfı'nm bir an önce kurulmasında yafıvor. zar (4.5 milyon), Poyrazoğlu (4 milyon), Fosforoğlu (4 milyon), Uygur (3.5 milyon), Ülkü/Özcan (3.5 milyon), Serezli''Aşkıner (3.5 milyon), Yeditepe (3 milyon), Gaziantep Ses (2 milyon), Malatya Şehir (2 milyon), Ankara ÇocukGençlik (2 milyon), Ankara Sanatevi (2 milyon) tiyatroları destek görurken, parasal yardımdan pay alamayan Kırca, Genç Kabare, Çevre, Özinel, Keskinoğlu, Küçuk Sahne, Fiskos, Tes, Gelenbe, Oraloğlu, Nokta Tiyatroları ve irilı ufaklı nice profesyonel/ amator oyuncu topluluğu "Tiyatro sanatının yaygınlaşıp sevilmesini" nasıl sağlayacak? Devletin her "tiyatrocuyum" diyene parasal Bakanlığı ile ozel tiyatrolann TTV'nın gelirı ozel tiyatroların biletlerine eklenecek pullardan sağlanır, Vakıf'a uye tiyatrolann TTV yararına yılda en az bir oyun oynaması koşulu getirilir ve devlet yardımının dağıtılmayan tutarı TTV bunyesine bağlanır (örneklersek, 19831984 oyun dönemi için ongörulen 75 milyon TL.nin yalnız 51.5 milyonu tiyatrolara verildi; geriye kalan 23.5 milyon "çiçegi burnunda" bir Vakıf için kuçumsenecek bir sayı değil). Zamanla birlikte güçlenmesi kaçınılmaz gorülen TTV'nın yararları sonsuz gibi: "Gözünün feriyle elinin hünerini" yitiren yaşlı ve hasta oyunculacın din 50 YIL ONCE Cumhuriyet Dolar ve sterlin niçin düşüyor? Üç hafta kadar evvel Borsada 148 kuruştan muamele gören dolar dün 135 kuruşa kadar duşmuş ve 137 kuruşta kapanmıştır. Doları takiben düşen Ingiliz lirast da ayni müddet zarfında 705 kuruştan 653 kuruşa inmişür. Pıyasada yaptığımız tahkikata göre, zaten, bu tenezzüllerden çok evvel frank ve filorin gibi sağlam dövizlerle muamele yapmağı kararlaştıran Türk tacirlerinin muameleleri uzerinde son vazıyetin şimdilik hiçbir tesiri olmamıştır. thracat Ofisi, bu ay başlıyan ihracaümızla geçen sene aynı zamandaki ihracc: hareketlerı arasında fark olmadığını, binaenaleyh endişeyı mucip bır vaziyet mevcut bulunmadığını tesbıt etmiştir. Fazla mal satmağı istihdaf eden Amerıkanm doları düşurmesı ve ingiherenin de rekabet yüzunden ayni tarzı hareketi taklit etmesinin dığer memleketlen n dünya piyasalarında mal satmak imkânlannı azaltacağı 24 Eylül 1933 söylenmektedir. Bu dovizlerin mürettep bir plân dahilinde bugünlerde daha ziyade düşürülmesi beklenmektedir. 19331983 Beyin bu maksaüa Galatasaray kulubüne yaptığı mürataaı kulüp ıdare heyetince kabul edılmiştir. KADIKÖY GÖZTEPE'DE SATILIK APARTMAN DAİRESİ Kadıkoy, Goztepe lstasyon Caddesinde dört oda bır salon çift tuva: let 140 M apartman dairesi satılıktır. Muracaai: 522 90 92 528 17 26 Galatasarayın antrenörü millî takım antrenörü oluyor Futbol federasyonu reisi Hamdi Emin Bey Galatasaray kulübU antrenörü Afr. Pödifutun mesai tarzını takdir ederek mumaileyhin millî takıma antrenörlük etmesini tensip etmiştir. Hamdi Emin Ateş tuğlası A\Ti:pın ıtc] tuflılın H* rtkabcı erat'ftrdir. H<r « n n | * « npmı ktbsl tdiltr. K t a u * borUc. Fı;nkt Dchsdız, Ç6»l<*pl« Sot No. 78 «0 T«L MJI* Vuıluae rju>m>Sfm H a No. 1013 Trl 41993 "ALEV,, 1700 dertcei hararet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle