Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ET/4 KÜLTURYAŞAM 24 EYLÜL 1983 İZYON .ondon'dan Bir Öykii (Renkli) Jzine Yumurta" bölümüyayınlanıyor. David Resr,.. .cilerin altın aramak için kuzeye akm eimesi üzerine Klondıke bolgesinin başkenü Davson 'a bir düzine yumurta götüriip satmaya karar verir. Zorlu bir yolculuktan sonra Davson 'a varmayı başarır. TV'de Sinema Özetle Ankara Devlel Balesi Kıbrts'ta Kıbrıs Türk Federe Devleti Basbakanı Nejat Konuk taraftndan davet edilen Ankara Devlet Opera ve Balesi 5 ekime kadar adada gösteriler verecek. Lefkoşe, Girne, Magosa ve Güzelyurt'ta sahneye çıkacak olan Ankara Devlet Operası Sabahatıın Kalender'in "Ateş ve İnanç''ını, Nüvit Kodallı'nın "Atatürk Oratoryosu"nu sunacak. Ankara Devlet Balesi de, Gülova Aruoba'mn Ulvi Cemal Erkin'den esinlenerek sahneye koyduğu "Diiğu'n" ve Pergolesi'nin "Hizmetçimn Fendi'' adlı yapıtlarmı sahneleyecek. BRİÇ ŞİAR YALÇIN 124 Vanderbilt Kupası • A V 10 5 3 19.15 Spor 20.00 Tarihte Bu Ay Programda Preveze Deniz Zaferi, Savaş Kongresi, Sakarya Zaferi, Mustafa Kemal'e TBMM'nin Gazı ünvanı ve Mareşallik rütbesinin verilmesi ile Uşak, Eskişehir, Bilecik, Balıkesir, Aydın, Manisa, tztnir ve Bursa'nın kurtuluşu konu ediliyor. OD732 • R 10 7 6 • D8 <y A 10 8 7 O A V 10 5 4 • 8 3 9R52 OR9 6 • A DV 542 Batı trefl üçlüsünü çıktığına gdre, her savunmaya karşı PÖTİŞLEM TREFL yapmak için nasıl oynamak gerekir? 20.30 Haberier 21.05 Hava Durumu 21.10 TV'de Sinema: Hayatımızın En Güzel Yıllan (Ayrmtılı bilgi yandaki sütunlarımızda). 23.55 Haberier 00.00 Kapanış Dil Bayramı kutlanıyvr Dil Bayramı, 26 eylül günü Türk Dil Kurumu 'nda kutlanacak. Kurumdan yapılan açıklamayagöre, kutlama töreni Atatürk 'ün Birinci Türk Dil Kurultayı 'm topladığı 26 eylülün 51. yıldönumu dolayısıyla düzenlendi. Cevap: Deklaran elden veya yerden alır, pik asını çeker, bir pike elden çakar, koz oynayarak yere geçer, pik valesini oynar, Doğu ruayı oturursa çakar (oturmazsa bir karo kaçar), kör kupu ile bir daha yere geçer, metr pik onlusuna bir karo atar ve yerin son pikini oynayarak elden çakar: İZLEYÎCİ GÖZÜYLE Yine "Hedef 90" ve cehalet üzerine Bu köşede gerek TV'mizJm yayın anlayışı, gerekse çeşitli izlencelerindeki aksaklıklar çok kez eleştihldi, tartısıldı. TV'mizin tam anlamıyla tarafsız olmadığından ve kültürel yaptırıcılığı olmayan kalitesi düşük programlarmdan söz edildi. Ben bunları tekrarlamayacağım. Sadece soracağım: 7 mayıs 1983 çarşamba giinu akşamı yaymlanan "Hedef 90" adlt ve yartşmaya benzetilmeye çalışılmış izlencede biz izleyicilere ne hakla yanlış bilgi verilmiştir? Kim hazırlamıştır bu izlencede yanşmaalara yöneltilen sorulan? Evet, "David Copperfleld" ve "tki Şehrin Hikâyesi" ünlü tngiliz roınancısı Charles Dickens'in iki ünlü eseridir. Fakat, Amerikah yazar Mark Tweün'in "Tom Savvyer'in Maceralan" adlı yapıtını Charles Dickens 'e mal etmek kimin aklına gelmiştir acaba? HALİL CÜRDAL GÜRAK / İstanbul 6 OSCAR ALMIŞTI 2. Diınya Savaşı sonrasının çok beğenilen filmlerinden biri, VVilliam VVyler'ın yönetliği 6 Oscar'lı "Hayatımızın En Güzel Yıllan"ydı. Filmin başrollerinden uçunde, Frederic March. Teresa VVright ve Dana Andrev»s oynuyordu. •5 OD 7 3 2 • 10 Önemi yok Müzelerin satınatma gücii artırılacak Yurt dışına kaçtnlan eski eserlerin Türkiye 'ye geri getirilebilmesi için müzelerin satmalma gücünün artınlması kararlastmldı. Kültür ve Turizm Bakanhğı yetkilileri, Türkiye 'den yurt dışına kaçmlan eserlerin geri getirilmesiyle ilgili çahşmalann sürdürüldüğünü açıkladtlar. Eski eser kaçakçılığtmn önlenmesi için güvenlik kuruluşlanyla yapılan işbirliği sonucu sıkı bir denetim sağlanması için çalısmalar yapıldığını belirten yetkililer, ayrıca bitimsel kazı ve arastırmaların artınlması ve uluslararası düzeydeki çahşmalann yoğunlaştırılmasının tasarlandığını söylediler. Hayatımızın En Güzel Yılları (The Best Years of Our Lives) / Yönetmen: Wiliam Wyler / Oyuncular: Fredric March, Myrna Loy, Teresa VVright, Dana Andrews, Virginia Mayo, Cathy O'Donnell, Hoagy Carmichael. Harold Russell, Gladys George, Ray Collins / 1946, yapımı / 170 dakika. İkinci Dünya Savaşı bitmiş ve bir Amerikan kasabasında yaşayan üç erkek, milyonlarca savaşan Amerikah gibi ülkelerine ve evlerine geri dönmüştür. Hepsinin de geride bıraktıkları ınsanlarla, çevreyle çeşitli sorunları olacak ve toplum hayatına yeniden uymakta güçlüklerle karşılaşacaklardır... Savaş sonrasında Amerikan sinemasınm yaptığı filmlerin hemen hemen en unlusü.. O dönemde savaşa katılmış her ulke, bir yandan savaşın yaralannı sararken, diğer yandan sinema aracılığıyla yaşananların korkunçluğunu perdeye nakletmeyi deniyordu. Italyanların YeniGerçekci filmleri, Fransızların 'Direniş filmleri', vs. Amerikalılar da birçok film yaptılar. "Hayatımızın En Güzel Yıllan" bunlardan savaşertesi ustüne olanlann en unlusü olarak kal*,,. Robert Shenvood'un senaryosunu, unlu görüntu yönetmeni Gregg Toiand çekmişti. (Toland'ın bu filmde uyguladığı 'derinlik' kuramı ustune Andre Bazin'in uzun bir incelemesi vardır). Oyuncuların hepsi görevlerini yaptılar. Ekonomik sorunlarla aile sorunlan karşısında bocalayan, orta yaşlı, anlayışlı ve tipik Amerikan ailesini temsil eden çiftte Fredrich March Myrna Loy, özellikle başarılıydı. March. bu filmle ikinci Oscar'ını alırken, yıllar boyu ince, zaril, gizemli, 'sofislike' kadını oynamış olan Lo>, ilk kez bu filmle " a n n e ' rollerine adım attı ve bu rolleri daha yıllar boyu surdürdü... Genç pilot ve sevgilisinde Dana Andrevvs ile Teresa VVright, savaşta kollarını yitiren ve el yerine takılan made RADYO TRTI 05.00 Açılış program ve kısa haberier 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Beraber ve solo şarkılar 06.00 Köye haberier. 06.10 Bolgesel ya>ın. 06.30 Günaydın. 07.30 Haberier. 07.40 Bölgesel yayın. 09.00 Kısa haberier. 09.05 Çocuk saati. 10.00 Arkası yann. 10.20 Sizlerle başbaşa. 10.30 Hafta sonu. 11.55 Radyo tiyatrosu. 12.55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberier. 13.15 Hafif muzik. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 15.00 Kısa haberier. 15.05 Şarkılar geçidi. 15.30 Türkuler. 15.45 Bando mUziği. 16.00 Kısa haberier. 16.05 Çeşitli müzik. 16.30 Soiistlerden birer şarkı. 17.00 Dilek kutusu. 18.00 Kadınlar fasiı. 18.30 Bölgesel yayın. 18.55 Reklamlar. 19.0041.00 TRTII ile ortak yayın. 19.00 Haberier. 19.30 Dünyadan muzik. 20.00 Turizm. 20.20 Şarkılar. 20.40 Türkçe sözlü hafif müzik. 21.00 Kısa haberier. 21.05 Mahalli sanatçılarımız. 21.30 Şarkılar. 22.00 Gecenin sesi. 23.00 Haberier. 23.15 Cumartesiden pazara. 00.55 Günün haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0005.00 Gece yansı. 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberier 07.40 Turküler ve oyun havaları 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Şarkılar. 09.15 Kaynaktan antene. 09.45 Türkçe sözlü hafif muzik. 10.00 Erkekler topluluğu. 10.30 Turküler geçidi. 10.50 Operalardan seçmeler. 11.20 Solistler geçidi. 11.45 Hafif müzik. 12.00 Turküler ve oyun havalan. 12.30 Turk sanat müziği konseri. 13.00 Haberier. 13.15 Saz eserleri. 13.30 Türkülerle Turkiye. 14.00 Çeşitli müzik. 14.20 Nasıl yasadılar. neler besıelediler? 14.50 Türkçe sozlu hafif müzik. 15.05 Ezgi kervanı. 15.30 Şarkılar. 15.50 Hafif müzik. 16.05 Bağlama takımmdan oyun havalan. 16.20 Arkası yarın. 16.40 Kuçük konser. 17.00 Türkuler ve oyun havalan. 17.30 Klasik koro. 18.00 Her plagın bir oyküsu var. 18.45 Şarkılar. 19.0001.00 TRT I ile onak yayın 07.00 Açılış ve program. 07.02 Gune başlarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Türkçe haberier 09.03 Cumartesi sabahı. 10.00 Muzik köşesı. 10.45 Ankara Radyosu çoksesli korosu. 11.00 Stüdyo FM. 12.30 Muzik dergisi. 14.00 Müzik bahçesinden. 15.00 Cumarfesı diskotegı. 16.00 Her plagın bir öyküsu var. 16.45 Bilınce sevdiklenmiz. 17.00 Haoerler. 17.12 Görünüm. 17.20 Çay saali. 18.00 Gençler için. 19.00 Haberier. 19.12 Görunüm. 19.20 Çağdaş Turk sanal muzığı. 20.00 Gramofon. 21.00 Günümüzde caz. 22.00 Haberier. 22.12 Görünum. 22.20 Gecenin getırdikleri. 23.00 I I . Uluslararası İstanbul Festivali'nden. 24.00 Gece ve müzik. 01.00 Program ve kapanış. •( TRT III ni parçalara alışmaya çalışan erle nışanlısı rolünde Harold Russell \e Cathy O'Donnell, tum Amerika'yı, sonra da dunyayı etkileyen \e duygusal titreşimler yaratan kişiler çizdiler. Harold Russell, gerçek bir savaş gazisiydi ve filmdeki 'otantik' oyunuyla bir yardımcı oyuncu Oscar'ı aldı, sonra da reklamcılığa gecerek sinemayı bıraktı. Kritik bir dönemde, gerçekçilikle duygusalhğı çok iyi harman eden bu film, Amerika'yı can evinden vurdu, uzunluğuna ve görece olarak durgunluğuna karşın, en iyi film, senaryo, yönetmen, müzik (Hugo Friedhofer) ve iki oyuncu ödülüyle 6 Oscar aldı, büyuk iş yaptı. VVyler'in ustaya çıkmış adını pekiştirdi. Çevrildiğinden 37 yıl sonra ve aradan başka savaşlar da geçmişken, filmin nasıl bir etki yapacağı kestirilemez. Ama ne olursa olsun, "Hayatımızın En Güzel Yıllan" sinema tarihinde >eni olan bir filmdi ve izlenmesi gerekır. Film, zamanında bizde de oynamış ve ilgi gormuştü, ancak TV'de ilk kez (inşallah) tam uzunluğuyla seyredeceğiz. Güney son pike çaktığında Batı bir karo yemek zorundadır (yoksa deklaran yere bir kör çaktırarak kör ruasını sağlar ve sadece bir karo verir). Bunun üzerine Güney karo ruasını oynayarak eli Batıya verir (Batı almak zorundadır, yoksa Güney bir karo daha oynar ve altı koz, iki pik, iki karo ve iki kör kupu ile oyunu yapar). Batının yapabileceği en iyi şey karo valesini oynamaktır, fakat Kuzey damla alır ve bir karo kupu yerin son karosunu sağlar (kör kupu antredir). Aslında dört el göründüğünde çözüm yolunu bulmak o kadar zor degıldir. Biz okuyuculanmızın biraz gözünü korkutmak ve yanlış pistlere sürüklemek için 1 gün süre tanıdık!.. Hossein'in İsa^sı Hazreti 125 Sol Minör Senfoni Mozart'ın 40 numaralı sol minör senfonisini herhalde seversiniz. O halde bu bol minörlü problemi, whist oynamaya vakit bulup bulamadığını bilemediğimiz çağlann gelmiş geçmiş bu en büyük bestecisinin anısına ithaf edelim: Fransız sinema ve tiyatro adantt Robert Hossein, yıüardan beri sürdürdüğü dev tiyatro yapımlaruıa bir yenisini ekledi. Hossein bu kez de, Paris 'teki Spor Sarayı'nda "Isa Adlı Bir Adam" oyununu sahneye koyuyor. 80 kişinin rol aldığı oyunu, Hossein, "Kutsal Kitap"tan esinlenerek A lain Decaıvc ile birlikte yazdı. 55 yaşındaki yorulmak bilmeyen sanatçının bu dev yapımdan da, oncekiler gibi yüzünün akıyla çıkacağı sanıhyor. • AD C>R D V O • V 9765432 TRT II DÜŞ EKMEĞİ 'Yok, dedim öyle bakıyorum işte! Ne kadar da büyüttünüz şu Suna'yı. Bak ben de Selma'dan bahsederim sonra sana... Selma dokuzuncu sınıfta ince bir kızdı. Piyano çalar, şarkı söyler, sınıfın birincisi. Enver eibi.. Birden kızardı arkadaşım. Konuyu değiştirmek için mi, yoksa iyice acıktığından mı? 'Şu sandviçleri yesek mi ha' dedi. Lambalar sönmemişti. 'Biraz bekle' dedim. 'Ayıp, göz göre göre'. Neyse yerimiz arkalardaydı. Birer de gazoz aldık. Salon karardı, gelecek programın filmı gösterilmeye başlar başlamaz koca sandviçleri çıkardık. Gazoz şişesi dizlerimin arasındaydı. Bir yudum gazoz, bir lokma peynir ekmek. Cesar Romero'lu, Tyrone Povver'li bir salon filmiydi haftaya gelecek olan film. Sonia Hennie kayak yıldızı rolünde... Yemeği bitirince rahatladık. Kapıdaki perde arada bir kalkıyor insanlar giriyordu balkona. Gözümü ayırmıyordum ordan. Hale gelebilirdi her an. Bir ışık düşüyordu, o ışığın içinde girenlerin yüzleri azıcık görülüyordu. Derken dünya haberleri başladı. Savaş, uçaklar. devlet başkanları... Sinemanın içi bir anda değişiverdi. Gene aynı sinema beş altı yıl önceleri. 1935 yılının şeker bayramında buldum kendimi. Şöyle bir düşleyince olurdu bu; bir yandan başka şeyleri seyrederdim, konuşurdum, bir yandan da istediğim kadar gerilere giderdim zaman içinde... Derste, yolda, tramvayda, evde, sinemada, nerde olursa olsun. Milli Sinema'nın o yıllardaki hali şimdikinden çok farklıydı. Perdenin iki yanında localar vardı, balkondan bakınca içleri apaçık gorülürdü. Zaten loca bileti kesmezierdi, parterde yer bulamayanlar o yan localara dolarlardı ayakta. Üç bölümdü balkon, ortası boştu, projeksiyon ordan geçerdi, sinema dolunca o boş yere sandalyeler dizilirdi. Oturanlar kafalarını doğrultarnazlardı fazla, kaldırdıkları an, perdeye koca kafaların gölgesi vururdu. Sinema bir anda ayakianırdı "yuu, kafanı çek, kafan kopsun" sesleriyle, ıslıklarla... İlkokul son sınıftaydım, Hale bir sınıf aşağıda. Şehzadebaşı'ndaki evimizde toplanırdık, yedi sekiz çocuk, bahşişlerimizi, şekerlerimizi, mendillerimizi cebe atıp, doğru caddeye koşardık, sinemaya. O gün de öyleydi, Hale'yle yanyana seyTetmiştik Marta Egerth'in 'Bitmemiş Senfoni'sini. O sonsuz Macar kırlan, tarlalar, atlar, sevişmeler, muzik... Şubert'le sevgilisi kontes elele tutuşup Macar kırlarında koşuşuyorlardı. Şubert kiralık elbise yaftası taşıyan bir frakla giriyordu kibarların bulunduğu bir salona, herkes gülmekten kınlıyordu. Hale babasından, ağabeyinden bahsediyordu. Karadeniz kıyısında geçirdiği günlerden. Orada da böyle uçsuz bucaksız kırlar varmış. Üstelik bir de deniz 'Macaristan'dan guzel Karadeniz kıyılan" diyordu. Heyecanlanmıştı, birden elim elini buldu nasılsa. Ben on üçündeydim, o on iki. Farkına varmamış gibiydi. Parmaklarını avucumda sıkıyordum duymuyorsa da duysun diye. Anlamıyordu. O küçük parmakları birşeyleri yaşasın... Bugune yarına onunla girmek özlemımi, yaşamamı onunla doldurmak istediğimi... Ona sahip çıkmak hırsımı... Hiç bir şey yapmadı. Hiç bir şey demcdi. Nasıl olduğunu farkedemeden çekti elini. Oralı bile olmadı. Ne duymuş, ne anlamıştı. O gece düşlerim korkunçtu. Daracık odalarda başbaşa kalıyorduk, dolaplara kapatılıyorduk!.. Film başlamıştı. Deanna Durbin şarkılar söylüyor, ablalarına oyunlar oynuyordu. Düşlerimde Hale'nin yerini alırdı Deanna. Akşam üstleri balkondaki asmanın altına oturur daJardım hayallere. Kopar giderdim çevreden. Bir film çevirirdik Deanna ile beraber. Benim rolum her zaman küçük, önemsiz olurdu. Mutsuz aşık rolüydü hep. Fred Astaire'le Ginger Rogers'e de yer vardı o filmde. iki sevgilinin en yakın arkadaşı olurdum. Deanna'nın şarkılarına kısık sesimle katılırdım. Fred'le step yapardım o parlak salonların geniş aynaları önünde, silindir şapka başımda, bastonumu ahenkle yere vura vura... Sandviçleri bitirdik bile. Ara verilince kalktık.Tek boş yer yoktu. Semt liselerinin öğrencileri doldurmuş sinemayı. Kızlar da çoktu, ama Hale'yi göremiyordum baktığım yerlerde. Birer gazoz daha içtik dışarda. Kenan'la Hayri de merdivenlerde göründüler. 'Balkonda yer bulamadık' dedi Hayri. Koltukta berbat bir yerdeymişler. Hayri: 'Filmi hiç tutmadım' dedi. 'Ne var yani. Kızılderililerle savaş falan olmalıydı. Yanda çıkalım mı ha?'. OKTAY AKBAL lıştığı şeyler. Hale'den bir haber taşırcasına... Derken ziller çaldı, hemen karanlık bastı, girdik, ite kaka yerimizi bulduk. Film nasıl bitti anlayamadım. Güldüler, alkışladılar, huzünlendiler. Başka yerdeydim ben. Selim'i duşünuyordum şimdi de. Nerdeydi? Geceyi nasıl geçirdi? Eve döndu mü? Sinemanın arka kapısından çıktık. Yağmur artmıştı. Kenan'la Hayri'yi bekledik köşede. Birlikte Şehzadebaşı'ndan Fatih'e doğru yürudük. İyice ıslanıyorduk. Hayri fırının orda ayrıldı Enver'le. Kenan'la koşar adımlarla bir sacak altına attık kendimizi. 'Bir kahveye girsek mi?' Aşıkın kahvesi duman dumandı, gürültulüydü. Hale'nin esmer arkadaşının bakışındaki anlamı çözememiştim. O gürültüde yitip giderdi o bakış. Bir daha gözümün önünde canlandıramazdım. 'Ne olacak Selim?' dedi. 'Evlerine gitsek.' Koşmaya başladık. Fatih parkından geçtik. Sokaklarına vardık. Kenan zile bastı, az sonra Selim'in kardeşi açtı pencereyi. 'Ağbeyim evde yok, annem de... Galiba Kırklareli'ne gitmiş'. Demek sabahı yapmış kahve köşesinde, sonra da atlamış bir otobüs Kırklareli'ndeki teyzesine gitmiş. Bu yağmurda o upuzun yollarda giden otobüsü düşundum. Varmıştır belki de. 'Peki' dedik. Caddeye indik. Bir Edirnekapı tramvayı geçiyordu. Neden olduğunu bilmeden atladım. 'Haydi Kenan" dedim. O bir an ne yapacağını şaşırdı, sonra koştu, hızlandı, yetişti. Soluk soluğaydı. 'Deli misin nesin' dedi 'Nereye gidiyorsun böyle?'. 'Birden esti işte. Ne olacak gider geliriz bir boy'. Arka sahanlık boştu. Pasolarımızı gösterip bilet aldık. Atikali'yi geçmiştik bile. Yağmurda bütün evlerin camlan ortük, perdeleri inikti. Yağmuru görmek istemiyorlardı sanki insanlar. 'Şu evde oturmuştuk' dedim. Kenan baktı, seçemedi. 'Şu caddedeki ikiz evlerin sağındakinde, hani birbirine yapışık balkonlar var ya, o.' Aradan yıllar geçti sanki. Oysa 1937'deydi. Babam ölünce taşınmıştık buraya. 1935'in yazı, güzü, 1936 kışı, bahan. Acılı zaman parçaları. Düşlerimde hep babamı görürdüm. Canlıymış gibi. GÜNEY 2 Trefl 7SA! 0? A OARD86532 • A R D KUZEY 2 Pik Batı pik valesini çıkar. Kontratın yuzde yüz çıkan yoktur. Mümkün olan iki devam yolundan hangisini tercih edersiniz? Cevap: Basit devam yolu ilk eli ruayla elden almak, kör asını ve trefl onörlerini çekmek ve karolara girmektir. Karolar 32 ise granşlemi yaparsınız, 41 veya 50 ise bir veya iki batarsınız. Görülmesi o kadar kolay olmayan ikinci devam yolu ise şudur: İlk eli yerden pik asıyla alır, pik damına elden kör asını atar ve yerin üç metr korüne deelinizdeki metr trefileri kaçarsınız! Şimdi yerden trefl valesini çeker ve trefiler 11 ise oyunu yapar, değilse yedi batarsınız. Bu iki yoldan hangisini tercih etmek gerekir? Elbette ki birincisini. Ve sadece birincisinde en çok iki batabilmenize karşılık, ikincisinde yedi batabileceğiniz için değil, aynca birincisinin rjftşarı olasılığımn çok daha yüksek olmasından dolayı. Bu gibi rf rumlarda rehberimiz ihtimal hesapları olmalıdır. İki kâğıdı dışarda olan bir rengin 11 dağılım olasılığı "?» 52, 20dağılım olasılığı ise ^048'dir. Demek ki, eldeki metr trefieri yerin körlerinc attıktan sonra trefl valesini çektiğimizde yeri sağlama şansımız sadece °7o 52'dir. Oysa, beş kağıdı dışarda olan bir rengin 32 dağılım olasılığı yaklaşık olarak % 68, 41 ve 50 dağılım olasılığı ise toplam % 32'dir. O halde Guneyin elini sağlama şansı, Kuzeyin elini sağlama şansına oranla Vo 16 fazladır ki bu da küçümsenecek bir yüzde değildir. Bu problem aslında AUTOBRİDGE ellerinden birinden biraz değiştirilerek alınmıştır. Orada Kuzeyin eli bir trefl eksiği ve bir karo fazlasıyla şöyledir: A D / R D V / 4 / V 9 7 6 5 3 2 . Yine 7 SA kontratını nasıl oynayacağınıza karar vermeniz gerekiyor. Okumaya devam etmeden biraz düşünün bakalım. Evet, bu defa ikinci yolu izlemeniz, yani ilk eli yerden asla almanız, pik damına kör asını atmanız, metr körlere metr trefllerinizi kaçmanız ve onluyu iki taraftan birinde tek bulmak umuduyla trefl valesini çekmeniz gerekir. Böylece şansınızı arttırmış olursunuz. Eğer trefl onlusu düşerse ne âlâ, yer sağlanmış olur. Düşmezse karo ile ele geçip karoları deneyebilirsiniz. Gerçi bu kez trefl onlusunu iki elden birinde tek bulma şansı sadece <Vo 26'dır (toplam 21 ve 12 dağılım olasılığı olan °?o 78'in üçte biri: Singltonun onlu olma şansı üçte birdir), ama karo partajı şansınızı kaybetmediğiniz için yine de denenmeye değer. Olsa olsa, iki minörün de azizlik etmesi halinde, bir yerine dört batarsınız. Bir kontratı yapma şansını az da olsa artırmak için fazla batmayı goze almak ise değer. Meğer ki 2 Trefl yerine Goren sistemine göre 2 Karo ile açmış olun ve 7 SA'ya iki rakibinizden biri kontr çekmiş olsun. O zaman dört karonun onda olduğu anlaşılacağından belki yine hemen karolara girip en çok bir batmayı göze almak daha uygun olur. (Önce trefileri denediğiniz takdirde, diğer renklerinizin onörlerini kullanmış olacağınızdan, karolann 40 dağılımı halinde dört batarsınız. Bu ihtimal normal olarak sadece °?o 9,6'dır.) BULMACA SOLDAN SAGA 1/ lzmir'e bagMı ilçelerden biri. 2/ O yer... Bir kimseye madalya ya da herhangi bir ayncalık verildiğini bildiren bdge. 3/ Alkollü bir içki... Bir ünlem. 4/'Sovyetler Birliği'nde bir ırmak... Filistin'de eski bir şehir... Beddua. 5/ Sağlık yurdu. 6/ tkide bir göz kırpma, omuz oynatma gibi istem dışı yapılan hareket. 7/ Hitiılerin Anadolu'da yerleştikleri ilk şehir... Kuzey Fransa'da bir nehir. 8/ Müstahkem mevki... Baş... Koku. 9/ Tencere, tava, sahan gibi mutfak eşyası. YUKARIDAN AŞAGlYA 1/ Rusya'da Moskova ile Smolensk arasında, Napolyon'un unlü bir savaş ve zaferine sahne olan kasaba. 2/ Iri taneli bezelye... Iktidar. 3/ Dua. 4/ Eski çağlardan ben kul lanılan tdli bir çalgı. 5/ Niyobyumun simgesi... Telkin... tlave. 6/ Ifade... Sopa. 7/ Karakter... Verme. 8/ Eski bir tann... Caka... Baryumun simgesi. 9/ Gerçekleşme. SATIŞ İLÂNI Bakırköy Birinci İcra Memurluğundan Dosya No: 1982/2495 Talimat Bir borçtan dolayı hacizli olup, paraya çevrilmesıne karar verilen 100.000 lira 00 kuruş muhammen kıymetli bir adet 75 76 66 sayılı telefonun intifa hakkı, Ejya 29/9/1983 günü saat 10,3010,45'e kadar Bakırköy Birinci İcra Dairesinde açık arttırma suretiyle satılacaktır. Birinci arttırmada verilen bedel, kıymetin yuzde 75'ini bulmadığı takdirde, ikinci arttırması, 30/9/1983 günü, aynı yer ve saatıe yapılacaktır. 1000 kunışluk posta pulu gönderildığı takdirde, isteyene sartname sureti gönderılecekıir. Alıcılann, mahallinde bulunacak memura müracaatları ilân olunur. Basın 10072 'Olmaz' dedim 'Nesi var filmin?' Deanna'ya karşı bu saygısızlık kırmıştı beni. 'Peki, o>leyse hatınnız için bekleriz beyim' dedi Kenan. 'Selim'i gordün mü bugün' dedi Hayri. Gönnemiştim, okula gelmemişti. 'Galiba babasıyla gene kavga etmiş' dedi. 'Dün geceyarısına doğru bizegeldi. Kapıda durdu durdu, bir şey demedi. Annem şaştı kaldı. Ne içeri girer, ne de gider. Morukla atıştık dedi. Yemekteymişler. Kızmış masaya bir yumruk indirmiş, çorbalar havaya sıçramış. Babası tokatı yapıştınnca fırlamış evden dışarı. Dur gitme, gece burda kaJ dedim. Bir de baktım eyvallah dedi çekti gitti. Ben size gitti sandım'. 'Dun gece evde değildik, geldiyse de bulamamıştır.' Sonra konu değişti. Bir kız bakıyordu kalabalıkta. Nasıl da seçilir bize bakan göz bunca kalabalık içinde? Hale değildi, ama uzun boylu esmer arkadaşı. Başka kızlar da vardı yanında. Selim'i, Kenan'ı, Hayri'yi falan unuttum. O bakış vardı yalnız. Bana anlatmaya, duyurmaya ça 126 Empas her zaman gerekli değildir • <?R 10 8 4 3 2 OA R V 2 • 8 4 3 B K G D • 65 2 0 8 53 •AD A D V9 7 SÜRECEK Kuzey Güney Batı Doğu I Kör 1 Pik 2 Pik 3 Pik 4Trefl Pas 4 Karo Pas 4 Kör Pas 6 Kör... "2 Pik" bir cuebid olup kuvvetli kör desteği ve pik kontrolü (as veya şikan) gösterir. "4 Trefl" trefl kontrolünü, "4 Karo" karo kontrolünu belirtir. Batı pik ruasını çıktığına göre, Guneyin yerinde olsanız nasıl oynard'nız?