18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 8 HABERLER 13 EYLÜL 1983 Genelkurmay Başkanlığı seçim döneminde halkı uyanık olmaya çağırdı Sıkıyönetimin ilan edildiği son 5 yıllık dönemde, 40.083 ideolojik olayın meydana geldiği, bu sayının 12 Eylülden sonra gidirek azaldığı bildirildi. ANKARA, (Cumhuriyet Bü lan dış kaynaklan kurutabilmek rosu) Genelkurmay Başkan ve bunlann üremelerine yolaçan lığı, Sıkıyönetim'in ilan edildiği ekonomik ve sosyal sorunlann 26 arahk 1978'den 11 eylül giderilmesine caiışmak gibi sii1983'e kadar geçen sure içinde rekliliği gerektiren hususlann meydana gelen ideolojik olaylar önemini konıduğu" belirtilen Bundan da daha önemli olala ilgili bir açıklama yaptı. açıklamada, daha sonra şöyle rak 12 Eylül harekâtından bu yana anarşi ve terörle mücadelede Açıklamada belirtilen tarihler deniliyor: ulaşılan başan>a destek ve yararasında geçen yaklaşık 5 yıllık "Bu nedenle eylemlerin yok dımlanyla çok önemli katkıda sürede ideolojik amaçlı 40.083 denecek derecede azalmasına, bulunan vatansever halkımızın olay meydana geldiği belirtildi. mensuplannın büyük çoğunlusecim ortamına girilen bu döOlay Sayısının 12 Eylül öncesi ğunun yakalanarak yargı organnemde ve her zaman 12 Eylul tırmandığı ve yılda 23.841'e larına sevk edilmeleri ve bir kısulaştığı kaydedilen açıklamada, mının da çeşitli cczalara çarptınl öncesindeki karanlık günleri gözönünde bulundurması. iç ve 12 Eylül'den sonra sayının gide malanna, örgütsel yapılanmn rek azaldığı ve son bir yıl içinde büyük ölçüde dağıtılmasına, çok dış yıkıcı ve bölücü mihraklarla 231'e düştüğü bildirildi. miktarda silah ve patlayıcı mad bunlann parelelindeki beyni yıde mermi ve diğer mal/emelerin e kanmış vatan haini militanlann Genelkurmay Başkanlığı'nın devleli yıpratma amacına yöneaçıklamasmda çeşitli olaylarda le geçirilmesi ve silah kaçakçıltğıki azalma hakkında bilgi verilir nın önlenmesine, maddi gelir im lik ve çeşitli telkin ve faaliyetlerine karşı uyamk bulunulması kânlarının ortadan kaldırılması ken şöyle denildi: veya asgariye indirilmesine, ül Türkiye'nin 12 Eylül öncesi içi"Yapılan inceleroede önemli ke içinde faaJiyet imkânı bırakıl ne düştügü ortama yeniden döolay törierinden silahlı saldın ve mamasına rağmen yıkıcı unsur nulmemesi için zorunlu görülçaüşma olaylannın 7.010'dan mektedir." ların ülke güvenliği yönünden 12'ye, pallayıcı madde afma olaylannın 4.164'den 4'e, gasp ve soygun olaylannın 2.209'dan 45'e, öğrenci olaylannın 1.342 den O'a düştüğü görülmektedir." Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi dün başlanan daYıkıcı ve bölücü unsurlar larafından gerçekleştirilen 40.083 vada yetkisizlik kararı verdi. olayın yüzde 83'ü 12 Eylül'den ANKARA, (Cumhuriyet Bü suçun sona erdiği yerdeki mahönceki dönemde, yüzde 17'si ise rosu) Deniz Aktopuk'un ka keme olduğunu savunarak, dadaha sonraki dönemde cereyan çırılmasına ilişkin davanın dün vaya bakmaya Kartal Ağır Ceettiği belirtilen açıklamada, bu yapılan ilk duruşmasında Anka za Mahkemesinin yetkili olduğuayrıntının oranları şöyle: ra 4. Ağır Ceza Mahkemesi yet nu söyledi. Savcının yetkisizlik 12 Eylül 12 Eylül kisizlik kararı verdi. Mahkeme istemi üzerine müdahillerden gööncesi(<%) sonrası(Vo) kararı uyarınca kaçırılma dava rüş soruldu. Sağ 92 8 sına İstanbul Kartal Ağır ceza Deniz Aktopuk ve annesi MüSol 73 27 Mahkemesinde bakılacak. ruvvet Aktopuk, davaya AnkaBölücü 75 25 Ankara'da 4. Ağır Ceza Mah ra'da bakılmasım istediler. SaAçıklamada verilen öteki bilkemesi'nde dün yapılan ilk du nıklar ve avukatları Selahattin giler şöyle: ruşmada tutuklu sanıklar Ali Deniz, Nusret Güler ile Metin Sıkıyönetim ilanından bugüne kadar meydana gelen olay Hikmet Altay ve Kadri Eşdur ile Şekercioglu da davaya Ankara'tutuksuz sanık Mural Köseog da bakılması gerektiği görüşünü larda 3.841 vatandaş, 241 guvenlu'nun kimlik saptamaları yapıl savundular. lik görevlisi olmak uzere 4. 082 kişi dı. Kimlik saptamalarından sonYetki konusunda karar veröldu. 197578 yıllarındaki ölenra söz alan Savcı, sanıklar hak mek uzere duruşmaya bir süre lerle bu sayı 5.641 'e yükseliyor. kında " Adarn kaldırma suçun ara verildi. Bu arada gazetecilerYaralananların sayısı 11.312. 12 dan" dava açıldığını anımsata le bir süre sohbet eden Deniz Eylül sonrası oliı sayısında 12 rak, mahkemenin davaya bak Aktopuk'un olayın uzamasınmisli azalma oldu. maya yetkili olup olmadığı ko dan memnun olmadığı anlaşıldı. Ele geçirilen toplam nusuna değindi. " Adam kaldır Deniz Aktopuk, kaçırılma ola841.855 silahın yüzde 87'si 12 ma"nın devam eden suçlardan yından sonra uzun süre Emniyet Eylül'ü takip eden bir yıl içinde (mütemadi) olduğunu belirten Müdürlüğünde ifade verdiğini ele geçirildi. Toplam 5.714.351 Savcı, Deniz Aktopuk'un kaçı belirterek, yaklaşık bir yıldır merminin yüzde 52'si 12 Eylül'rılması olayının Jstanbul mahkemelere gidip gelmekten den sonraki ilk yılda ele geçirildi. Kartal'da sona erdiğini vurgula yakındı. Genelkurmay Başkanlığının dı. Savcı, yetkili mahkemenin Verilen aradan sonra mahkeaçıklamasmda üç yıldanberi sürdürülen etkin önlemlerle ülkemizin bir silah deposu durumundan kurtarıldığı, silah kaçakçılığı faalıyetlerinin büyük ölçüde önJendiği bildirildi. Yıkıcı unsurlann yönetici ve lider kadrolarının 12 Eylul öncesi amaçlarında önemli bir değişiklik olmadığı belirtilerek "Karanlık planlann bazı değişikliklerie yeniden yürürlüge konulması muhtemeldir" denildi. "Devlet otoritesini güçlü tutmak, destek buldukhâlâ tehlike teşkil etmekte olduğunu kabul ederek, devlet otoritesini güçlü tutmak. destek bulduklan dış kaynaklan kurutabilmek ve bunlann üremelerine >ol açan ekonomik ve sosyal sorunlann giderilmesine caiışmak gibi sürekliligi gerektiren hususlar önemini korumaktadır. Fuar 83: Çiğ köfteli POUTİKA VE ÖTESİ "Zülfiye Zülfü" MEHMED KEMAL Oyunda bol bol Ayten Gökçer'iri çingene göbeğini, ardından da kime ayak uyduracağım bilmeyen, göbek atmasını yeni öğrenen dans grubunu izliyorsunuz. BARIŞ KLDAR İZMİR Magazin basınının öve öve göklere çıkardığı, İstanbul'da büyük sükse yaptığı belirtilen "ZülfiyeZülfü" İzmir Uluslararası Fuannda çiğ kofte, kızarmış patates, meyveli bira ve sahnede çingene göbeği ile sürüyor. Üç gün sonrası için bilet bulunamayan ancak aynı gün ön sıralarda yer bulunabilen fuarın büyük hacimli "Bahce"lerinden birinde sahneye konulan "ZülfiyeZülfü" oyunu sahneleniyor. Hergün renkli fuar ilavesi verilen gazetelerimizde boy boy resimleri çıkan Ayten Gökçer'in eşinin yönettiği ve Sevgi Sanlı'nın yazdığı oyunu merak edip izlemeye gidiyoruz. Aynı gün önlerde yer bulamayacağımızı düşünerek üç gün sonrasına yer istiyoruz. Gişedeki memur ancak son sıralarda yer olduğunu duyuruyor. Bir umut diyerek yandaki günlük bilet satışı yapılan gişeye yanaşıyoruz. Çok onlerden olmasa bile 8. sırada yer buluyoruz. Oyunun başlama saatine 1 saat var. Fuarda bir tur atıyoruz. Belediye zabıta ekipleri dolaşıyor. Zaman zaman büfelere yonelip gözleri ile denetliyorlar büfeleri. Sanatçı çokluğundan hava kararmadan programı başlayan bir gazinoda bir kadın çığlık çığlığa şarkı söylüyor. Sözlerini anlamıyorsunuz, çünkü fuarın merkezi sistem ile yaptığı yayınlar baskın çıkıyor. Lunapark'ta ise oyuncakların her birinde sonuna dek açılmış disko müziği... Geçen yüzyılda İstanbul'un ünlü Sulukule semtinde çingenelerin başından geçen olaylan anlatan "ZülfiyeZülfü" oyununu seyretmek için "Bahçe"ye yöneliyoruz. Kapıda biri biletleri, diğeri girenleri sayan iki görevü var. 5 dakika kuyrukta bekledikten sonra girebiliyorsunuz çünkü bilet ve kafa saymak uzun süre alıyor. Sahnenin bulunduğu "Bahçe"ye girerken karanlık bir kapıda "numaralar, numaralar!.." diye bağıran ve arkasında 20'yi aşkın, koltukları minder dolu genç bulunan bir kişiye yanaşıyorsunuz. Numaraların nasıl olup da genç çocuğun eline geçtiğinin farkına bile varmıyorsunuz. İçeride sıralara bakınca belediye kararının ne denli küçüldüğunu anlıyorsunuz. TEPStLERDE NE ARARSANIZ VAR 20 dakika gecikme ile başlayan oyunda 25 kişi var. Hepsi de göbek atmak için birbirleriyle yarışıyor ve oyun sonuna dek sürecek kalıplaşmış 2 ya da uç çingene esprisi ve kufürunü dinlemeye başlıyorsunuz. Daha birinci sigaranızı sondurmeden sahne kararıyor ve siz ilk perdenin bittiğini anlıyorsunuz. İlk perdenin bitışinin şokunu atlatamadan bu kez çiğ köfte, kızarmış patates, patlamış mısır kokuları sarıyor her yanınızı. 30'a yakın yer gosterme hizmetini gören "teşrifatçılann" elinde bu kez minder yerine tepsileri görüyorsunuz. Tepsilerde ne ararsanız var. Çiğ köfte, kızarmış patates, sandvıç, patlamış mısır, çerez, ayran, tneşrubat, bira ve "teşrifatçılann" sesleri yükseliyor; "meşrubat, meyveli bira...", "çiğ köfte piddi...", "kaşariı sucuklu sandviç...", "pop kom (patlamış mısır) tazedir...", "yok mu buz gibi ayrandan içen... " 15 dakikahk ara 20 dakikayı geçtikten sonra başlayan oyunda bol bol Ayten Gökçer'in çingene göbeğini, ardından da kime ayak uyduracağım bilmeyen, göbek atmasını yeni oğrenen dans grubunu izliyorsunuz. Daha doğrusu izlemeye çalışıyorsunuz ve seyircilerden zaman zaman yükselen sesi duyuyorsunuz; "yazık oldu zamanımıza.." MÜZjK SETLERİNİN GÜCÜ • Normalde 2.5 saatte bitmesi gereken oyun perde aralannda verilen "ara'Marın uzaması nedeniyle 3 saatten fazla süruyor. Gecenin 23.00'unden sonra belediye denetimi azalmış olmalı ki "Bahçe"nin ardında bulunan satış standlarındaki muzik setlerinin gücünü anlıyorsunuz. Sahnede Ayten Gökçer şarkı söylemeye başladığı zaman "play back" için açılan teybin gürültüsü bile dışarıdan gelen gürultuyü bastırmakta güçlük çekiyor. Saatler 00.45'i gösterdiğinde "büyük final" ile biten oyundan sonra izleyenlerin oyunu çok mu beğendiklerinden yoksa son otobuse yetişmek içinmi ayağa kalkarak alkışladığım anlıyamıyorsunuz. Alkışlara yanıt veren sanatçıları aydınlatan sahne ışıkları sönunce "Bahçe" de kimse kalmıyor. "Bahçe"nin gırişindeki büfelerde satılamayan çiğ kofteler naylonlara sarılarak ertesi gune hazırlanırken, dışarı çıkanların koşturmacası tozu dumana katıyor. Karşı gazinoda bir kadın sanatçı şarkı söylüyor: "Affetmetn asla seni..." Şairler Suresi... Kuran öteki din kitaplanna benzemez, dünyada olup biten her şeyden söz eder, her şeye değinir. Eflatun'un devletine şairler nasıl giremezlerse, Kuran'ın cennetine de giremezler. kuran'da Şuara Suresi 227 ayettir. "Ta, Sin, Mim" diye başlar, "Musa dedi, Fravun dedi" diye bir süre uzayıp gittikten sonra sözü şairlere getirir. "Şeytanların kimlerin tepesine konduğunu size bildireyim mi? Şeytanlar günaha, yalana düşkün olanlann tepesine konarlar. O kimseler ki, şeytanlara kulak verirler, bir çoklan da yalan söylerler. Şairlere gelince, onların ardına yalnız sapkınlar düşerler. Görmüyor musun onlar her alanda aşırı giderler. Hem de yapmayacakları işlerı dillerine dolarlar" Kuran'ın İsmail Hakkı Baltacıoğlu çevirısınden 221 'den 226'ya değin ayetler. Bu ayetler Kuran'da yer alıyor diye şairlerın tepesine mi bineceğız? Şairlerı şeytanların adamları mı sayacağız? Şairleri cennetten de, cehennemden de kovacak mıyız? Yalnız bir şey yadsınmıyor, şairlerin her alanda ıleri gittikleri gerçeği dile getiriliyor. Şairler, bazı ayetlerde kötülense bile Arap toplumunun Ukkaz Panayırı gibi bir töresi vardır ki, bunda şairler baştacı edilmişlerdir. Sadece baştacı edilmekle kalmamışlar, peygamberlere eşdeğerde tutulmuşlardır. Şuara Suresi'nın bazı ayetlerinde şairler kötülense bile, bazı hadislerde de Peygamber şairleri öğmektedir. Kus b. Saide açık ve güzel konuşmasıyla ünlüydü. Ukkaz Panayın'nda konuşurken Peygamber onu dinlemiş ve hayran kalmıştı. Bir kızıl deve üzerinde konuşan bu şair ve söylevciyi kim unutabilirdi? Öleli çok olmuştu. Hz. Peygamber sordu: "İçinizde Kus b. Saide'yi bılen var mı?" Bilenler el kaldırdılar, bilmeyenler sustular. Onun deve üstünde, "V&şayan ölür, öten fena bulur, olacak olur" dediğini anımsadılar. Hz. Muhammed dinleyenlere döndü, "Umarım ki Allah," dedi. "Kıyamet gününde Kus b. Saide'ye ayrıca ümmet olarak kutlayacaktır.." Hz. Muhammed'e gelen vahiylerin çogu kısa parçalar halinde gelmıştır. Daha sonra bunlar Sure adı altında bölümler halinde toplanmıştır. Bazı ayetlerin hangi nedenlerle geldiği üstüne geleneksel söylentiler vardır. Bunlann bir bölüğü doğru olmakla. bir bölüğü de bırbirleriyle çelişir. Ayetler, parça parça bıraraya gelerek Sureler başlığı altında toplanmıştır. Tek tek ayetlere baktığımızda soyut bır yapı ile karşılaşırız. Bu soyut yapı kafesi somut olan yaşama yansıdığında siyasal, sosyal bir içerik kazanır. Hz. Muhammed, bir şair gibi önce imgelerle yola çıkmıstır. İmgelediğı toplum, yani tüm Araplann birarada olmaları bir simgedir. Ne vereceksin de bütün Arapları bir düşünce çevresinde toplayacaksın? Bunu ancak ımge yetısi güçlü sanatçılar, şairler, yazarlar yapabilir. Duyarlar, işitirler, kimsenin düşlemeyeceği sımgeleri düşlerler, bunları bır bıçime sokarlar (resim, heykel, şıir, dram, roman, müzik, ses). Peygamberlerde, keramet sahibi din ulularında hayal gücü çok yüksektir. Aşiretler düzeni içinde, çoğu Hıristiyan, Yahudi, putperest olari bir toplumu alacak, bir doğrultuda sürükleyecek, bir imparatorluk kuracaksın, dile kolaydır. Isa için durum kolaydı. başiangıçta kelam vardı ve hayat kelamın içindeydi. Onun için, "8er hayatım" diyor işi bağlıyordu. Hz. Muhammed için durum daha çok zordu. Hayat vahiyde ıdi. Yani,"gayba"aıt haberler veımek, yani bir tür şiir soylemek zorunda idi. "işte bunlar gayba ait haberlerdir ki, sana onlan vahyediyoruz. Bundan önce ne sen onları biliyordun, ne de kavmin biliyordu." Bilinmeyenı, Tanrı katında gercek, insan için hayal bile edilmeyeni getirıyordu, öne sürüyordu, ardından gelinmesıni istiyordu. Şair değıldi, Şuara Suresi'nde şairleri kınıyordu. ama kendi söyledıği, ya da ona vahıy olarak inen ayetlerin her biri birer dize, ikişer dize değil mıydi? Aruzun dilin ve her kelimenin özüne sinmiş kuralları ile gelmiyor muydu ayetler? Ukkaz Panayırında şiır okuyan buyük şairler neler söylüyorlardı, bu ayetlere benzer şeyler değil mıydı? Şairler mi onlardan esinlenmişti, o mu şairlerden? Ortak, geleneksel bir göbek bağları vardı. Kötülenseler de şairler Kuran'a girmişlerdir Ayten Gökçer Aktopuk'un davası İstanbuFda görülecek me karan açıklandı. Mahkeme karannda olayın sona erdiği yerin İstanbul Kartal olduğu belirtilerek, yetkisizlik karan verildi. Mahkeme, dosyayı Kartal Ağır Ceza Mahkemesi'ne iletilmek üzere Cumhuriyet Savcılığına gönderdi. NASIL KAÇIRILMIŞTI? Kaçırılma olayı, Murüvvet Aktopuk'un damadı Ahmet Ersavcı'nın 2 ocak 1982'de bankerlik işlerinden topladığı paralarla birlikte ortadan kaybolmasıyla başladı. Ersavcı ile bankerlik ilişkisi içerisinde bulunan bazı sanıklann paralarını geri almak için Deniz Aktopuk'u kaçırdıkları öne sürülüyor. Deniz Aktopuk 6 kasım 1982'de Ankara'dan kaçınlmış önce İzmir'e oradan da Kartal'a götürülmüştu. Deniz Aktopuk, kaçınlmasından 14 gün sonra İstanbul'da serbest bırakılmıştı. Deniz Aktopuk'un kaçınlmasından sonra da 300 milyon lira fîdvenin ödenip ödenmediği de anlaşılamamıştı. Önce 19 sanık hakkında açılan dava önce Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığına gönderilmiş. Askeri Savcılığın görevsizlik karan vermesinden sonra Cumhuriyet Savcılığına gönderilmişti. Cumhuriyet Savcılığınca açılan davada da yetkisizlik kararı verilmesinden sonra kaçırılma davası, üçüncu kez mahkeme değiştirmiş oluyor. Sanıklardan Müslüm Bakan, Kadri Eşdur, Remzi Aslan, Mural Köseoğlu, Ahmet Küçüksüslü, Abdurrahman Güney, Halil Hikmet Altay ve Faik Tamer Özonsov'un 30 yıla kadar hapis cezasına çarptmlmalan isteniyor. Sanıklar Mehmet Nabi İnciler (İnci Baba), Muharrem Kanbah, Kadir Kaya, Adil Yenice, Abidin Necimoğla, Ahmet Eşdur ve Ömer Gukaip haklarında takipsizlik kararı verilmişti. Sanıklar Ahmet Ersavcı, Cuma Şerek, Mehmet Şahin Güngör, Onur Ünal.tüm aramalara karşın yakalanamadıklanndan haklanndaki dava dosyadan aynldı. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORINLARI YILMAZ ŞİPAL BağKur sigortahlığının sona ermesi 26 ağustos 1983'de yururlüğe giren yönetmeliğe göre BağKur sigortalılannın; "a) Gelir vergisi mukellefi olanlann, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri, b) Gelir vergisinden muaf olanlann, kanunla kunılu meslek kuruluşlanndaki üyelik kayıtlarının usulüne uygun olarak silindigi, c) T.C Emekli Sandıgı'na tabi olarak çaiışmaya başlayanlann, emekli keseneğinin kesilmeye başladığı, d) Şirketlerie ilgisi kalmayanların, çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği, e) İflasına karar verilmiş olan tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklannın, özel işletmenin veya şirketin mahkemece tasfiyesine karar verildiği, Tarihten itibaren sigortalılıkları sona erer." BağKur sigortalıhğı sona edenler, "sigortaldıklannın sona erdiği tarihfen itibaren üç ay içinde işi bıraktıklannı" ilgili bulundukları BağKurBölge veya Şube Müdürlüklerine bildirmekle yükümlü kılınmıştır. Ayrıca, "Vergi daireleri, gelir vergisi mükellefiyeti sona erenleri vergi mukellefiyetinin sona erdiği, Kanunla kunılu meslek kunıluşları, gelir vergisinden muaf olanlardan üyelikleri sona erenleri, üye kayıtlarının silindiği, Sermaye şirketleri BağKur sigortalısı ortaklanndan. çalışmalanna son verenler ile şirkelle ilgileri kesilenleri, çaJısmalarına son verdikleri veya şirketle ilgilerinin kesildiği, Tarihten itibaren üç a> içinde ilgili BağKur Bölge veya Şube Müdürlüklerine bildirmek zorundadırlar. Ayrıca, belediye, özel idare ve diğer kamu kuruluşlan, sigortalılığa esas olacak bilgileri BağKur'un isteği üzerine vermek zorundadırlar." PUİS, Deniz Kuvvetleri VakfVna 1.3 milynr bagışlıyor ANKARA, (Curahuriyet Bürosu) Turkiye Petrol Urunleri İşverenleri Sendikası "PÜİS'in Deniz Kuvvetleri Vakfı'na 2 çıkarma gemisi yapılması için taahhut ettiği 1 milyar 300 milyon liralık bağışın ilk bölümü olan 100 milyon lira verildi. PÜİS Genel Başkanı Ismail Aytemiz bağışın ilk 100 milyon lirasınm Deniz Kuvvetleri Vakfı'na devredilmesi nedeniyle verdiği demeçte şunları söyledi: "Bundan 1,5 ay kadar önce 28 temmuz 1983'te yapılan bir törenle Petrolofisi bayileri tarafından finanse edilecek olan 2 çıkarma gemisinin omurgaları kızağa konmuştu. Gemiler bugiinkü fiyatlaria 1 milyar 300 milyon liraya mal olacaktır. Bugün bu meblağın ilk bölümü olarak, 100 milyon lirayı Tiirk Deniz Kuvvetleri V akfı'na takdim etmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Bu bağış Petrolofisi bayilerimizin kâr paylarından ayırdıkları kesintilerle toplanmıştır ve bakiyesi de toplanacaktır " Kara çarşaf. başörtüsü ve athkarmca kı örtmüş. Sıcak umurlarında bile değil, üstelik hiç etkilcnmi>oriarsıcakıan. Çarşafın karanlığı çocukca duygularıııı engellevememiş. Taribin en bağnaz koşesinden fııiayıveraıişler; dupduru allıkannca sevincıni amorlar. Mulluluk si?e dtyasal; değil. (Foioğraf: Ture> KOSK) cJ^fZ^&^^^Z^ Belediye Başkanları anlatıyor Ankara Belediye Başkanı Onder: Yıktırılacak gecekondularm sahiplerine arsa tahsis etlîlecek ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Ankara Belediye Başkanı Süleyman Önder, gecekondu bölgelerinde surdurdüğü incelemelerle ilgiJi olarak, yapılacak çalışmalar konusunda bir demeç verdi. Demecinde, yıktırılacak yapılarla ilgili karann yanlış anlaşılmasını önleyici açıklamalar yapan Belediye Başkanı, yapılan ve yapılacakların, yasaların uygulanmasından başka bir şey olmadığını yineledi. 21 Mart 1983 tarih ve 2805 Sayılı Yasaya göre, 2 Haziran 1981 tarihinden önce yapılmış gecekondular ve 1 Ocak 1983'den önce yapımına başlanmış gecekondular (İmar mevzuatına aykırı resmi ve özel tüm yapılarin ruhsat ve kullanma iznine bağlanmasında kolaylaştırılmış bazı şartları yerine getirdikleri takdirde) sınırlı ve bir defaya mahsus olmak üzere affedilecekler. Ruhsat ve kolaylaştırmaya ilişkin hususlar 2805 Sayılı Yasanın 19'ııncıı yor. Bu maddeye göre, kullanılan ve kullanılmaya hazır duruma getirilmiş yapılarin ruhsata veya kullanma iznine bağlanmasında gerekli belgeler yoksa, tapu senedi veya tapu senedi yerine geçecek belgelerden biri ile, mimari proje \e bır fen adamı tarafından düzenlenmiş, yapının statik yeterliliğini belgeleyen rapor geçerli oluyor. 2 Haziran 1981 ve 1 Ocak 1983 tarihlerinden sonra, mevzuata aykırı olarak yapıldıkları saptanan yapılar ve yasanın 18'inci maddesinin 18 fıkrasında belirtilen yapılar için uygulanacak işlemler, tesbit ve değerlendirme çalışmalan tamamlandıktan sonra belirlenecek. Ankara Btlediye Başkanı Süleyman Onder'in verdiği bilgiye göre, af kapsamına giren gecekondular, hisseli veya mu'itakil arsa üzerindeki yapılar ve hastane, cami, okul vs.. aynmı yapılmaksızın mevzuata aykırı bulunan rvçmi VP rt7Pİ tiim vanılar ivin, yapılacak ıslah imar planında mumkun olduğu kadar korunmaya, yani mevcut duruma u>oılmaya çalışılacak. Ancak burada bir istisna söz konusu. Yasanın 16'ıncı maddesinin ( 0 fıkrası ikinci paragrafında belirtilen. "Çevresivle u>um sağlama>an gecekondular, gerçek kişilere ya da özel hukuk tüzel kişilerine ait arsa ve araziler üzerinde ya da Askeri V asak Bölgeler ve Güvenük Bolgeleri kanunu'nun yapı yasağı koyduğu alanlarda, >a da Miili Sa>ıınma Bakanlıgı'na tahsisli olan, tahsisli olmadığı halde Milli Savunma Bakanlığı'nca kullanılan arsa ve araziler üzerinde bulunan ve haklannda yargıdan alınmış vıkım kararı olan gecekondtılara" arsa tahsis edilerek tasfiyede öncelik \erilecek. Islah İmar planıvla gecekonduiarı nıuhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bolgede ya da otekı gecekondu ıslah ya da öiısa, ya da hisse verilecek. Bu arsa ve hisselerin bedeli, İstimlak Kanunu'nda belirtilen usullere gore valilik ya da belediyenin ya da eşlerinin ya da reşit olmayan çocuklarının, herhangi bir belediye sınırı içinde ev yapmaya elverişli arsaya, ya da herhangi bir yerde bir ev ya da apartmanın ayrı bır dairesine karşılık olan payına sahip olmaması gerekiyor. Ankara Belediye Başkanı gecekondu önleme bolgelerinden biri olan Batıkent'teki çalışmaların bu amaçla sürdüıuldüğunü bildırdı. Süleyman Önder demecinde, muhafazasına karar verilecek gecekonduların tapuları verilinceye, korunamayacak gecekondularında tasfiyesı yapılıncaya kadar ahnması kararlaştırılan arsa kullanım btdeli için Ankara'da tek bır ölçu ^aptandığını ve bunun da metrekare başına ayda on lira olduğunu yineledi. SDP, mtuklu bir Türk'ün sınırdışı edilmesine karşı çıktı BONN (a.a.) Federal Almanya'da muhalefette bulunan Sosyal Demokrat Partisi (SDP) eylülden bu yana açlık grevinde bulunan Zeynel Altındağ'ın sınırdışı edilmesi için başlatılan ışlemlerin durdurulmasını istedi. SDP tarafından yayımlanan bildiride, Kemal Altun'un inıihar etmesınden beş gun sonra açlık grevine başlayan Zeynel Altındağ'ın 1978 yılında tutuklandıktan sonra serbest bırakaldığı ve geçen yılın başlarında yeniden tutuklanarak hakkında sınırdışı edilmesi işlemlerinin başlatıldığı ycr almakta. Saldırı \u uğrayun diplomat çoeukları bazı okullara sınavsız alınacaklar ANKARA, (ANKA) Yurt dışında saldırıya uğrayan Turk gorevlilerinin henüz öğrenim çağında olmayan ya da ilkokul duzeyinde bulunan çoeukları, "Bir kısım derslerin ögrenimin yabancı dille yapıldığı okullara" sınavsız alınacaklar. Bu konudaki düzenleme Resmi Gazete'de yaymlandı. Yurt dışında saldırıya uğrayan Türk diplomatlarının oğrenim çağındaki çocuklanna Türkiye'ye donmeleri halinde bu olanak daha önce tanınmıştı. Piyasaya düşuk ayarlı altın süren uç kişilik şebeke yakalandı. Polisin verdiği bilgiye göre, alınan bir istihbaraiı değeriendiren Asayiş Şubesi ekipleri sanıklann Çemberlitaş, Tavuk Pazan Ferah Han 3/12 sayılı imalathanelerine baskın yaptı. Fesih (Sami) Ortak, Keril Sögut \e Nadi Dorlkardeşler. çok sayıda düşuk ayarlı altın ıincirlerle birlikte yakalandı. Sanıklann 18 ayar olması gereken altınları 48 ayar olarak Anadolu piyavaMna sürdukleri oğrenildi. Sanıklar hakkında gerekli işlemlere başlandı. Altııı sahtekârları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle