25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 5 AĞUSTOS 1983 TELEVİZYON 20.00 Vikingler Bilmedikleri bir iilkeye yolu düşen Vikingler birçok yeni hayvan tanırlar. Hayvanlara kendilerince isim koyarlar. Kızılderililerle karşılaşırlar. Önceleri çok korkarlar ama kızılderitilerin barışsever insanlar olduklarını anlayınca çok sevinirler. Unlu aktor Raymond Massey öldü Kiiltiir Servisi Amerikalı sinema oyuncusu Raymond Massey, 86 yaşında Los Angeles'te öldü. 1896 yıhnda Kanada'da Toronto kentinde doğan Massey, ilk başarısını 1930'larda Londra tiyatrolannda gösterdi. ABD'deki ilk ününü de, 1940 yılında John Cromwell yönetiminde çevirdiği "Abe Licoln in tllinoisAbraham Lincoln tllinois" filmindeki Lincoln rolüyle yaptı. Iri yarı bedeni, kişiliğinden taşan etkileyici güç onun, Kral II. Philippe ya da Richelieu gibi tarihi kişileri canlandırmakta büyük başarı göstermesini sağladı. Massey, 1950'lerin sonunda televizyonu sinemaya yeğlemişti. SATRANÇ NEVZAT SUER YAKINdtfoge YAKIN denge konusunu çok iyi anlatan bir örnek. Şah + Er oywnsonu'nda da sürekli karşılaşıyoruz. Bu nedenle güncel (AlekhineYates, Hamburg 1910): ^ Durumu inceleyen I yaz, iki özelliği saptar: nki: 1 Şd4 Şe6 ve şimdi oynama sırası Siyah'da olsa kazanabileceğini. tkincisi de: f5 Er'i yüzünden kazanamadığını. Bunların ikisini birleşBeyaz kazanıyor (54) tiren B, şöyle oynar: 1 e4! Er'i yok etmeye gidiyor 1 ..,f4 (1.., Şe6 2 exf5+ Şxf5 3 Şb4; 1 ...fxe4 2 Şd4 her iki yol da yararsız)2 Şd3 Şe6 3 Şe2ü hamleyi karşı tarafa veren "bekleme" hamlesi. Eğer ahrsa 3 ..,Şxe5 4 Şf3 ve Zugzvvang yani hamle sıkışması. Aynı amaca şu uygulamayla da gidilebiliyor: 1 Şd3 Şd7 (1 ..,Şe6 2 Şd4) 2 e4! f4 3 Şe2 Şe6 4 Şf2ü Şxe5 5 Şf3 Şe6 6 Şxf4 ve kazanç. BİR YETENEK: Satranççılarımızdan Hüseyin Saltık, dinlenmek amacıyla bulunduğu Kemer/Antalya'dan şu haberi yolladı (17/7/1983): "Küçük Ferhat'la bir neden seftucu tamştım. Satranç bilen birine gereksinim duyunca babasıyla birlikte gelip beni buldular. Olağanüstü ilginç! Ferhat için satranç, denizden, kumdan, her türlü oyundan hatta yemeden içmeden bile önde geliyor. Annesiyle babasına, satranç oynamasını bilmediklerinden çok kızıyor. Bazen hırsından ağhyormuş. Elinde satranç takımı ve kitabıyla gelip, "Hocam! Rahatsız etmezsem . . . " demesi var ki, sormayın gitsin. Hayret edilecek derecede bir kavrayış gücüne sahip. Yalnız, çevresi yok. Geleceğin kesinkes yıldızı durumundaki bu küçük satranççının yaşam öyküsü şöyle: Fprhat Bingöl, 21 ağustos 1976'da Antalya'da doğmuş. Barbaros IİKokulu 3/C öğrencisi. Satrançı 1980'de oynayanları izleyip öğrenmiş. Kısa sürede zayıf alanları yenmeyi başarmış. SATRANÇ Sözcüklerinde Birlik: Satrancın Ulkemizdekı yaygınlaşması hızla sürüyor. Gazete ve dergilerdeki satranç köşelerı bu olayın çok sevindirici sonuçlan. önümüzdeki yıl bir çok kıtabın yayını gerçekleşebilir. Ancak, kullanılmakta olan sözcüklere bakarsak ne yazık ki birlik beraberlik yok. Aynı yazının içinde, piyade, paytak.'Er denilebiliyor. Böyle değişik uygulamalar yerine bir ağızdan konuşmanın herhalde geleceğe yararı vardır. Seçiminde de Türkçe sözcükler kus. kusuz önde gelmeli. TÜRKİYE 18'inci SATRANÇ BİRİNCÎLİĞ1 Başladı: Kent Birinciliklerinde hak kazananlardan bazılan Istanbul'a geldi. Gelemiyenlerin yeri de TSF'ce dolduruldu. 31/7/1983 akşamı tSD 1943'de yapılan çekiüşe göre oyuncuların sıralaması şöyle: 1 Rıza Öney 2 Bülent Pekand 3 Enis Bilyap (tzmir) 4 Suat Taner (Bursa) 5 Nevzat Siier 6 Can Yurtseven 7 Murat Pamuk 8 Fahri NemUoglu 9 Siracettin Bilyap (tzmir) 10 Cem Karadağ (Ankara) 11 Adnan Şendur 12 Aptullah Vatansever 13 Ali tpek 14 Hayri Özbilen 15 Cihat Türkoglu 16 (Boş). Oyunlara 1 ağustosta başlandı. Üç gün oyun, bir gün askılı düzeninde sürdürülecek. Son üç tur gün aşın oynanıyor. İzlemek serbest: İSD 1943, Tepebaşı, Meşrutiyet C. Nr: 109. (Not: Tur sonuçlannı spor sahifemizden ideyebilirsiniz). OYUNLAR Şahhint; Miles(lNGlLTERE) Mortensen (DANlMARKA) Avnıpa Takım BirincUigi; Filibe 1983: 1 d4 Af6 2 c4 g6 3 Ac3 Fg7 4 e4 d6 5 Fd3 e5 6 d5 00 7 Fg5 Aa6 8 Vd2 Ve« 9 Age2 Ad7 10 Ag3 Adc^ 11 Fe2 Î6 İ2 ¥&%,İ$j3m&fa}4 f4 e4 15,00 Vg6 16 Kbı Ad7 17 Ah5 Fh8 İfe b4 Âf6 1^ JSi6 + Fxf6 20 Kb3 KH 21 c5 Kg7 22 Fxa6 b7xa6 23 c6 WU'mşh'7 25 Fd?Kg8 26 Adı Fxd4 27 Vxd4 Vg7 28 Vxg7 + Şxg7 29 Kg3 + Ş P 30 Kxg8 xg8 31 Kb2 Kb8 32 a4 Şf7 33 a5 Şg6 34 h4 Kb5 35 Ac3 Kb8 6 Şf2 Şf6 37 Se3, (10). Sicilya; Short (İNGİLTERE) Holm (DANlMARKA), Avnıpa Takım 8, Filibe (Plovdiv) 1983: 1 e4 c5 2 Af3 e6 3 d4 cxd4 4 Axd4 Ac6 5 Ac3 a6 6 g3 Age7 7 Ab3 b5 8 Fg2 Ag6 9 00 Fe7 10 Ad5 Fb7 11 Axe7 Vxe7 12 a4 b4 13 a5 00 14 Fe3 d6 15 Keı Age5 16 Ve2 Kac8 17 f4 Ad7 18 Kadı Kfd8 19 Vf2 Acb8 20 vd2 Af6 21 Fb6 Kd7 22 Ad4 d5 23 e5 Ae4 24 Ve2 g6 25 g4 Ac6 26 Ab3 Ab8 27 Kfı Şh8 28 Kf3 Kg8 29 Ad4 Ac5 30 f5 g6xf5 31 g4xf5 Aa4 32 Kh3 Kg5 33 f6 Vf8 34 Af3 Kg6 35 Kd4, Bayrak düşttt (10). Vezirgambiti (Alınmış); Petrosyan (SSCB) Radulov (BULGARİSTAN). Avrupa Takım B, Filibe (Plovdiv) 1983: 1 d4 d5 2 c4 dxc4 3 Ac3 e6 4 e4 c5 5 d5 exd5 6 Axd5 Af6 7 Fxc4 Axd5l 8 Fxd5 Fd6 9 Vh5 g6 10 Vh6 Ff8 11 Ve3 Ad7 12 Vb3 Ve7 13, Af3 h6 14 Ff4 fg7 15 000 c4 16 Vxc4 00 17 Fd6 Ve8 18 Fxf8 Vxf8 19 Şbı Ab6 20 Ve2 Axd5 21 Kxd5 Fe6 22 Kb5 Kc8 23 Kxb7 Vc5 24 Kdı a5 25 Kb5 Vc7 26 Kbd5 Fxd5 27 e4xd5 Vd6 28 Kd2 a4 29 a3 Kb8 30 Şa2 Vb6 31 d6 Vb3 + 32 Şbı Vxa3 33 d7 Vf8 34 Ae5 Fxe5 35 Vxe5 Kd8 36 Vd6 Vxd6 37 Kxd6 Şf8 38 Şa2 Şe7 39 Kd2 Şe6 40 Şa3 Şe7 41 h4, Terk. YAZIŞMALI SATRANÇ: Kümelerde sonuçlanan oyu. ları bildiriyorum. Sonuna dek oynananların yani sıra, herhangj bir nedenle Terk'edilmiş olanları da var: Sicilya; KÜRKÇÜ (Çorum) KANGÖZ (Sumç/Urfa) Küme Yl; 1 şubat 1983 7 temmuz 1983: 1 e4 c5 2 Af3 d6 3 d4 cxd4 4 Axd4 Af6 5 Ac3 a6 6 g3 g6 7 Fg2 Fg7 8 00 00 9 Fg5 Abd7 10 Keı h6 11 Fxf6, Terk (10). tspanyol; ANGI (Ünye/Ordu) KÜRKÇÜ (Çorum), Küme Yl; 1/2/198321/6/1983: 1 e4 e5 2 Af3 Ac6 3 Fb5 a6 4 Fa4 Af6 5 00 Axe4 6 d4 b5 7 Fb3 d5 8 dxe5 Fe6 9 c3 Fc5 10 Abd2 00 11 Fc2 Ff5 12 Ab3 Fb6 13 Afd4 Axd4 14 cxd4 Fg6 15 f3 Ag5 16 Fxg5 Vxg5 17 f4 Fxc2 18 Vxc2 Ve7 19 f5 Vxe5 20 Terk (01). Benoni; KÖFTECİOĞLU (Kurtuluş/Ankara) ANGI (Ünye/Ordu), Küme Yl; ŞubatHaziran 1983: 1 d4 Af6 2 c4 e6 3 g3 c5 4 d5 exd5 5 cxd5 d6 6 Fg2 g6 7 Ac3 Fg7 8 Af3 00 9 00 a6 10 a4 Ke8 11 Ad2 Abd7 12 a5 b5 13 axb6 Axb6 14 Ab3 Ac4 15 Ka4 Ab6 16 Kaı Ac4 17 Ka4 Ab6 18 Kaı Vc7 19 AaS Fd7 20 h3 Fb5 21 Fe3, Terk (10). Vezirgambiti; KÖFTECİOĞLU (Kurtuluş/Ankara) İLKEN (Küçükyalı/lzmir), Küme Yl; ŞubatTemmuz 1983: 1 d4 d5 2 c4 e6 3 Ac3 Af6 4 Fg5 Abd7 5 e3 c6 6 Af3 Va5 7 Ad2! dxc4 8 Fxf6 Axf6 9 Axc4 Vc7 10 g3 Fe7 11 Fg2 00 12 00 Fd7 13 Keı Kad8 14 a3 c5 (Aksi takdirde Beyaz b2b4 ile alan üstünlüğü kazanır) 15 Ae5 Fd6 16 Axd7 Vxd7 17 d4xc5 Fxc5 18 Vb3 b6 19 Kfdı Ve7 20 Va4 a5! 21 Vh4 Kxdı + 22 Kxdı Kc8 23 Ae4! Axe4 (23 ..,Ad5? 24 Axc5! Vxh4 25 gxh4 Kxc5? 26 e4 + ; 24 ...Vxc5 25 Fxd5 exd5 26 Vd4! Kd8 27 e4 + vb) 24 Vxe4 g6 25 h4, Berabere (Yorum: Köftecioğlu ve tlken). Şaheri; ÇUBUKÇU (Kadirli/Adana) EYÜBOĞLU (Şişli/îstanbul), Küme 1/1; 1/4/1983Temmuz 1983: 1 5254 5755 2 7163 4866 3 3233 6835 4 4244 5544 5 3344 3546 6 2133 3736 7 3175 6676 8 8284 8786 9 8485 7687 10 6143 7776 11 8576 8776 12 5455 7656 13 4132 7857 14 7566 8878 15 5131 7876 16 4376 5776 17 3325, Terk (10). 20.30 Haberler 21.00 Hava Durumtı 21.05 Magnum (Renkli) Dizinin "Esrarengiz Bantlar " adlı bölümü ekrana geliyor.Doyle adında bir güvenlik uzmanı, yazar Robin Masters'in güvenliğini sağlamayı üstlenir. Higgins'in oluşturduğu güvenlik sisteminin yetersiz olduğunu ispatlar. Yazar Robin Masters romanlartnı banta doldurmaktadır. Bazı kişiler, bu bantlan kaçırmakta, yazarı da öldürmekle tehdit etmektedirler. Magnum ve arkadaşlan olayı çöziimlerler. Bantlan yayıncılara teslim ederler. 21.50 Yarışma83 Ankara Televizyonunca hazırlanan altı dizilik yeni yanşma programı ekrana geliyor. Spor, müzik, tiyatro konularındaki yarışmanın jüri üyeleri ünlü konuklar olacak. 22.40 Uluslararası tstanbul Festivalinden Görüntüler Gitarcı Pepe Romero'dan bir bö'lüm. 22.55 Haberler 23.00 Kapanış NAZMİ ZİYA'NIN KENDİ PORTRESİ Nazmi Ziya, resmimizde gerçekten giineşin eşya üzerindeki değişikliklerini yansıtan iki ressamımızdan biridir. AVNt LtFİJ'tN KENDİ PORTRESt Avni Lifij, akşamın melâlini sevmiştir. O da, Nazmi Ziya gibi, giineşin eşya üstiindeki azizliklerini tablolarına yansıtabilmiştir. RADYO TRT I 05.00 Açılış program ve kısa haberler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Şarkılar ve oyutı havaları. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 Cuma sabahı. 07.20 Özel tanıtıcı reklâm programı. 07.30 Haberler. 07.40 Günün içinden. 10.00 Arkası yarın. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Hafif müzik. 11.20 Bizden sazlar bizden sesler. 11.40 Şarkılar. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 Öğle üzeri. 12.55 Reklamlar ve radyo programları. 13.00 Haberler. 13.15 Saz eserleri. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Şarkılar. 16.20 Hafif müzik. 16.40 Türküler. 17.00 Olayların içinden. 17.30 Fasıl. 18.00 Çocuk bahçesi. 18.15 Çocuklar şarkı söylüyor. 18.25 Türküler 18.40 Şarkılar. 19.0001.00 TRTII ile ortak yayın. 19.00 Haberler. 19.30 Oyun havalan. 19.45 Çok sesli koro. 20.00 Köyümüz köylümüz. 20.20 Şarkılar. 20.40 Türkçe sözlü hafif müzik. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Yuman sesler. 21.30 Beraber ve solo şarkılar. 22.00 Türküler ve oyun havaları. 22.30 Çağdaş Türk sanat müziği. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günün haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanvş. 01.0005.00 Gece yarısı. 07.40 Türküler ve oyun havalan. 08.00 Sabah için muzik. 09.00 Şarkılar. 09.15 Eski başkentler. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 Türkülerimiz ve konuîan. 10.40 Tarihin dönüm noktaları. 11.00 Solistlergeçidi. 11.30 Tangolar. 12.00 Erkekler topluluğu.12.30 Kuçük koro. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif muzik. 13.30 Türküler. 13.45 Bir roman/ Bir yazardan hikâyeler. 14.00 İki solistten şarkılar. 14.30 Yabancı dil öğrenelim. 15.15 Şarkılar. 15.30 Küçük konser. 16.00 Turkuler geçidi. 16.20 Arkası yarın. 16.40 Şarkılar. 17.00 Olaylann içinden. 17.30 Yurttan sesler. 18.00 Solistlerden seçmeler. 18.30 Çeşitli müzik. 18.45 Türküler. 19.0001.00 TRT I ile ortak yayıa Yanlış anlaşılan bir kavram: Resimde safyüreklilik EŞREF ÜREN Resimde safyüreklilik, "irienimcilik" (empresyonizm) gibi yanlış anlaşılmıştır. Soyut çalışmayanlara sorun: Ya empresyonistirler ya da detaya fazla önem vermelerinden ötürü klasiktirler! Bunun gibi, yaptıklan iş eciş bücüş ise naiftirler. Halbuki ikisi de değildirler; yaptıkları işin başına "pseudo" (yapmacık, sahte) etiketinin takıldığından habersizdirler! Birçoğumuz dış görünüşün kurbanıyız. Çünkü güneşin emrinde çahşmıyoruz, nasıl izlenimci olalım? Resmimizde gerçekten güneşin eşya üzerindeki değişikliklerini, azizliklerini tablolarına yansıtan iki ressamımızı hatırhyorum: Nazmi Ziya Giiran merhumla Avni Lifij merhum. Öbür arkadaşlan bağımsızdılar, sanırım. Claude Monet gibi, nangimiz aynı yerin günün muhtelif saatlerinde çeşitli resimlerini yapmıştır? Nazmi Ziya'nın Üsküdar'da Bülbülderesi'ne giden bir yerdeki türbeden değişik peyzajlar çıkardığını hatırlarım. Avni Lifij akşamın melâlini (hüznünü) sevmiştir. Empresyonizm her önüne gelenin kârı olamaz. Resimde safyürek ressamlık da her aceminin fırçasına takılı değildir. "Naivetf safyüreklilik" adı altında "zayıf nahiflik"tir yapılanların çoğu, Naif ressamları düşünüyorum; yapmacıksız ve samimidirler, içtendirler. Safyüreklilerin babası Henri Rousseau'ya ait bir "anekdof'u belirtmek isterim burada. Rousseau'ya bir talebesi elindeki çeki bozdurmasını rica eder. Rousseau bankaya gider, çekin sahte olduğu anlaşıhr. İşe zabıta el koyar. Rousseau mahkemeye verilir, kimseye de derdini anlatamaz. Mahkemenin son celsesi gelip çatmıştır, Rousseau mahkum olacaktır. Avukatı koltuğunun altındaki tabloyu çıkararak.mahkemeheyetine ve jüriye gösterince bir gülüşmedir kopar. Avukat, "Bu kadar safyürekli bir sanatçıyı nasıl mahkum edersiniz?" der ve Rousseau'yu bu naif tablosu kurtanr. Vivin, Bombois, Bauchant, S6raphine ve diğer naif ressamlarda da safyüreklilikten gelen gülünçlükler vardır; bu da her kula nasip olmaz! Bizdeki nasipsizJere ise safyürek değil, para yürek demek daha doğru olur. Lisede, ortaokulda haftada bir saat resim dersi ressam olmaya yetiyorsa, biz ne yeteneksizmişiz ki yıllarımızı, yaşamımızı harcamışız bu uğurda... Samimiyet, saflık, sadelik, bugünün insanında Diyojen'in feneriyle aranacak kadar azdır! Safyürekliler bir çeşit meczubu ilâhidirler, resim yapışları da ibadettir. Mikrofon başında, "Şöyle yapacagım, böyle yapacağım" diye tafrafuruşlukları yoktur. Resimlerinde de okuldan çok duyarlık önde gelir. Sadeliğin cennetine hasbilik yoluyla girmişlerdir de, farkında değildirler. Ozetle İdil Biret, 9 ağustos salı günü tbrahim Paşa Sarayı Türk Kahvesi'nde özel bir resital verecek. Brahms, Paganini ve Bach'ın yapıtlanndan oluşacak resital, saat 19.00'da başlayacak. Resitalin ardından, çağnhlara bir yemek verilecek. Idil Biret Saray'da Urart Galerisi sergileri Urart Sanat Galerisi'nin 198384 kış sezonu sergi programı belirlendi. Buna göre, 829 eylül tarihleri arasında Can Göknil, 627 ekim tarihlerinde Mehmet Güleryüz, 324 kasımda Erol Akyavaş, 829 aralıkta Timur Kerim încedayı, 526 ocak Balkan Naci Islimyeli, 929 Şubat Neşe Erdok, 829 mart Fatma Tülin öztürk, 526 nisanda Aydm Ayan, 324 mayısta Yasemin Şenel yapıtlanm sergileyecekler. TRT III 06.58 Açıhş ve program. 07.00 Gune başlarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Turkçe haberler. 09.03 Barok müzik. 09.30 J. J. Cale söylüyor. 10.00 TRT Ankara Oda Orkestrası. 10.30 Dünyadan muzik. 11.00 Öğleye doğru. 12.00 Haberler. 12.12 Diskoteğimizden 13.00 Konser saati. 14.30 Klâsik Turk muziği korosu. 15.00 Müzikli dakikalar. 16.00 Günün konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. 18.00 Popcaz. 19.00 Haberler. 19.12 Hafif muzik. 19.30 Besteler. besteciler. 20.30 Caz dünyası. 21.00 Muzikal portreler 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getir dikleri. 23.00 Cuma konseri. 24.0< Gece ve müzik. 01.00 Program v < kapanış. Şarkı sözü yazarı Howard Dietz öldü Beş yüzden fazla şarkının söz yazarı Howard Dietz, Netv York'ta öldü. Seksen yaşında ölen Dietz, son yıllarda Parkinson hastalığına yakalanmıştu 1918 yılından başlayarak 1930'larda ve savaş sonrası yıllarmda birçok revü ve müzikal için söz yazan Dietz, Jerome Kern, George Gershwin ve Ver TRT II 06.58 Açılış ve program. 07.00 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberler D. H. Lawrence'm resimlerine karşılık ünlü Elgin Mermerleri "' 'Kıiftür Servisi Safeî Karavas,,N£w York doğumlu, Yunan asıllş Meksika'nın başkentiNew Mexico'da yaşayan bir Amerikalı. Ancak, Karavas'ın bu niteliklerinin ötesinde asıl önemli özelliği, ünlü lngiliz romancı D. H. Lawrence'ın yaşamının son yıllarında yaptığı resimlerden onunun sahibi olması. Saki Karavas'ın tngiltere hükümetine ilginç bir önerisi var. Lord Elgin'in geçen yüzyıl başlarında Parthenon Tapınağı'ndan alarak Ingiltere'ye götürdüğü ve British Museum'a sattığı mermer yontu ve duvar süslemelerinin Yunanistan'a geri verilmesine karşılık, elindeki D. H. Lawrence tablolarını Ingiltere'ye geri vermeyi öneriyor. Karavas'ın, Elgin',Mermerleri '41e karşılık bjr buçıık mi]yqn dqlar değerindeki D. H, Lavvrente resimleri koleksiyonunu tngiltere'ye verme düşüncesine, Yunanistan Kültür Bakanı Melina Mercouri'nin Elgin Mermerleri'ni ülkesine getirmek için geçtiğimiz aylarda açtığı kampanya esin kaynağı olmuş. Şimdi Saki Karavas, D. H. Lawrence'ın tablolarını New Mexico yakınlarındaki bir otelde sergiliyor ve Ingiltere hükümetinin yanıtını bekliyor. Ancak Ingilizlerin, "Lady Chatterley'in Sevgilisi" yazarının cinsel duyarlığı ağır basan resimlerin daha 1920'lerde yasaklamış olmaları ve Elgin Mermerleri'ni Yu BULMACA nanistan'a • g y Ş K yetli görünmemelerJ; • ÎRgiltere h\TÜUie çatişt'î. Ajnia 1929'dan hükümetinin Khravas'irt'6He?lsi "iorirâ fafKlianni/i çoğuhu Arthur Schwartz'la birlikte yazdı. ne olumlu bir yanıt vermesinin çok uzak bir olasıhk olduğunu Salvador Dali ve gösteriyor. D. H. Lawrence bir süre Meksika'da yaşadıktan sonra 1925'de Avrupa'ya döndüğünde, sağlığının iyiden iyiye bozulduğu günlerde resim yapmaya koyuldu. İlk yaptığı resimler de, şehvetli çıplak kadın tablolarıydı. Tek resim sergisi, 1929 haziranında Londra'daki Warren Sanat Galerisi'nde açıldı ve büyük yankı uyandırdı. Ancak birkaç hafta sonra polis romancının tablolarından on üçüne ve bazı kitaplarına el koydu. ı 3$v tmrm ühta mmuru Bunuel f Ünlü tspanyol ressam Salvador Dali, gençlik arkadaşı, yönetmen.LouisBunuel'in öldüğünü bilmiyor. Barcelona yakınlannda Pubol Şatosu'nda yaşayan Dali'nin yakın dostlarmdan ressam Antonio Pixtot, yaptığı açıklamada, "Haberi alırsa moralinin ve sağlığının iyice bozulmasından korktuk" dedi. Pixtot'a göre, Dali bir buçuk aydır resim yapmıyor ve sağlık durumu ciddiliğini koruyor. Can çekişen kitapçılığımız 10 SOLDAN SAĞA 1/ Yargılama. 2/ Gökhan... Bir nota. 3/ Girilmesi yabancıya yasak olan kutsal yer... Ekmek.4/ Irak'ta bir şehir... Alelhesap. 5/ Kapıkulu askerlerinin Recep, Şaban ve Ramazan aylarına ait ulufesi. 6/ Amaç... Ateş tutmaya yarayan araç. 7/ Otomobilin bir parçası... Bir nota... Meşgale. 8/ Fransızca "ve"... Ayak... Kadeh. 9/ Bir kabın oylumunu hesaplama işi. YUKARIDAN A Ş A G I Y A iis ( r\ lııııı Bu çıkmazdan kurtulmak için ne yapmalı? Galiba hepsinin de önemli bir payı var. YAPILMASI GEREKENLER... Sanırız ilgililer bu konularda sil baştan düşünüp, tartışmaya başlayacaklardır. Bizce, bir an önce yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir: 1 Yazar kumluşlanmız, yayımcı örgütleri, hele hele ÜNİVERSİTELERİMİZ, Basın Yayın Yüksek Okulları, Fakülteleri ve KÜLTÜR BAKANLIĞI bir an önce KİTAPÇILIK TARİHİMlZ konusunda bilimsel çalışmaları başlatmalılar, genç bilim adamlarımızı bu konulara özendirmelidirler. 2 Devletçe kitapçılar güvence altına alınmalıdır. 3 Bütün yurt düzeyine yayılmış bir kitap dağıtım örgütünün nasıl kurulabileceği ciddi olarak düşünülmelidir. 4 Kitap fiyatlarının ucuzlatılması için vergi bağışıklığı vb.. yollarla kâğıt fiyatları indirilmeli, devlet desteği yayınevlerine de sağlanmahdır. 5 Mevcut bölük pörçük basım kapasitesi yeni baştan organize edilmeli ve yeni basım tekniklerinin ithali için özendirmeler getirilmelidir. Mevcut kapasiteyle ülkemizde yüzbin tiraj h kitap basma olanağının varlığı gerçek bir sorundur? 6 Telif hakları konusu yeni baştan düzenlenmeli ve güvence altına alınmalıdır. Dolayısıyla profesyonel yazarhk Özendirilmeli, geliştirilmelidir. Yazarlara telif ücretleriyle geçinme ve yeniden üretme olanakları verilmelidir. 7 İlk aşamada ise mutlaka GAZETE BAYİLERİ ARACILIĞIYLA kitap satma yolları aranmalı ve o örgütlerle yeni işbirliğine girişilmelidir. lama şeklinde beliren bir hastalık... Kalsiyumun simgesi. 8/ Hâlâ... Ayıncı nitelik. 9/ Muahede. Gerçekten Çağlayan Yayınevi'nin başarısı, o büyük İcitap patlaması, sadece, Ertem Eğilmez'in savladığı gibi dağıtım yüzünden miydi? Amacım Çağlayan Yayınevi'nin tarihini yazmak, ya da batışının nedenlerini araştırmak olmadığı için, bu konuda başka bir girişimde bulunmadım. Orneğin, en azından yayınevinin öteki ortakları olan Refik Erduran Ve Haldun Sel'le de konuşmam gerekirdi. Ertem Eğilmez, onlara yönelik bazı sert eleştiri ve yargılar, suçlamalar getiriyordu. Ama dediğim gibi, amacım bu olmadığı için, gerek görmedim. Kuşkusuz bu konuda onlar da bir şeyler söylerlerse, kitapçılık tarihimizin bu çok önemli olayının başka perde gerileri de aydınlığa kavuşmuş olur. Ertem Eğilmez'in, çoğu konu dışı sayılacak £n azından bu yazı sınırları içinde gereksiz görülebilecek) sözlerini de aynen aktarmam, sadece gelecekteki araştırmacılara bir ipucu bırakmayı amaçlamamdan. Görüldüğü gibi, ne yazarlarımız, ne de bilim adamlarımız, tarihçilerimiz kitapçıhk tarihi.mizle hemen hemen hiç ilgilen memişler. Değil kitapçıhğımızın uzak tarihini, şu 30 yıl öncesinin önemli olayından bile haberimiz yok. Oysa gerçekten üzerinde uzun uzun düşünmek gerek bu patlamanın. Çünkü 1954'lerde ülkemizin nüfusu 24 milyon dolaylarında. Bugünse nüfusumuz 50 milyona ulaşmış. Yani nüfusumuz bu süre içinde bir katından fazla artmış. Gene, o yıllarda ülkemizdeki okuryazar oranı ile bugünkü okuryazar oranı çok farklı. O yıllarda nüfusumuzun %80'ine yakın bir bölümü kırsal kesimde yaşarken, bu oran şimdi "7050 düzeyinde. Yani nüfusumuzun 1/ Konuşma. 2/Sanayi... Rosto. 3/ Isı. 4/ Kars'ta bir harabe yeri... tki borunun birbirine birleştirildiği yer... Platinin simgesi. 5/ Her türlü dokuma... Çoban. 6/ Aynştayniyum elementinin simgesi... Büyük sıçan. 7/ Gripten ileri gelen ve sürekli uyuk İZMIR VALİLİĞİNDEN 2487 sayılı Toplu Konut Kanunu'nun Ek geçici 1 nci maddesine göre özel kredi talebinde bulunan ve başvurusu onaylanan S.S. lzmir Sosyal Sigortalılar kurumu mensupları Yapı Kooperatifinden ayrılan (11) onbir haksahibi üyenin yerine aşağıda belirtilen yükümlülükleri kabul eden ve Toplu Konut Kanununa göre haksahipliği onaylanmış üyelerin dilekçe, nüfus cüzdanı örneği ve ilgili II İmar Müdürlüğünden alacakları haksahipliklerini gösterir belgelerle; işbu ilânın yapıldığı tarihden itibaren 15 gün süre içinde Valiligımiz II Imar Müdürlüğüne yapacakları aday başvuruları İmar ve Iskan Bakanlığının 22.4.1983 gün ve 102 sayılı genelgesi doğrultusunda değerlendirilecektir. Üye ahnacak kooperatifin adı: S.S.Izmir Sosyal Sigortalılar Mensupları Yapı Kooperatifi Kooperatifin toplam ortak say\sıl44 Konut inşaatlarımn yapılacağı Bornova Kayadibi Mah. Çaryer dak içi mevkii 3828 ada 15 pafta 2,3,4, parsel tnşaatı devam ediyor Kredisi Inşaat ve kredi durumu açı\mamış Ahnacak ortak adedi Ortakhk yükümlülüğü 11 Giriş ödentisi 208.000.TL Şubatl984'e kadar 4.500.TL aidat Şubat 1984 den sonra 15.000.TL aidat. Basm1: 927721970 KARAY'IN REKORU Çağlayan Kitabevi, Refik Halit Karay'ın da kitaplarını basmış ve o güne kadar görülmemiş satış rakamlarına ulaştırmıştı ünlü yazarın yapıtlanm. yarısı şimdi kentlerde yaşıyor. Ama hâlâ en ünlü yazarlarımızın bile kitaplarının ilk baskılarının tirajı 35 bin üstelik o 35 binlik tiraj da bir yılda satılıp tükenmiyor genellikle. O dönemdeki kitapçı sayısı ile, bugünkü kitapçı sayısım oranlama olanağımız yok. Bu konuda istatistiki bilgi bile yok elimizde. Genel bayilik, özellikle 1970'li yıllarda nedense birden pıtrak gibi patlamış. Hele hele istanbuPda nerdeyse kitapçı sayısı kadar genel ba/i var. Ama 6 milyon nüfuslu koca Istanbul'da bir kitabın ilk baskısının ilk dağıtımı 600/700'ü geçmiyor. Gerçekten utanç verici. Oran onbinde bir. Onbin kişide bir kişi ilgileniyor kitapla. Hem de dünyanın en eski ve en büyük kültürel mirasına sahip bir kentte. Bütun bu utanç verici durumların doğmasına neden olan aksaklıklar nerede acaba? Gerçekten denildiği gibi; Yayınevlerimiz mi hâlâ müesseseleşememiş? Tarihimizi iyi bilmediğimiz, kitapçıhk geçmişimizdeki deneylerden iyi yararlanamadığımız için mi? Daha 1857 yıhnda telif hakları konusunda nizamnameler çıkardığımız halde, hâlâ yazarların haklarını ciddiye bile almamamızdan, profesyonel yazarhğı özendirip geliştirmediğimizden mi bu aksama? Kitapçıhğın ve yazarlığm vergi bağışıkhkları, kâğıt fiyatlarında devlet sübvansiyonu vb.. gibi yöntemlerle devletçe desteklenmemesinden mi? Ya da, neden dağttımın bo SÜHA ÖZTARTAR H SANAT GALERİSİ KARMA RESİM SERGİSİ I 4 6 5 9 4 0 L i Haziran 31 Ağustos } * Devrim Erbil Hüseyin Hazan İhsan Şurdum Metin Niga/ Mehmet Tesen Nihat Akyunak Orhan Ersoy Refia Çıray Ruzin Gerçin Süha Öz.tartarZeki Kıral TÜRK HABERLER AJANSI ELEMANLAR ARIYOR Türk Haberler Ajansı merkezinde görevlendirilmek üzere, STAJYER MUHABİRLER lngilizce bilir SEKRETER tngilizce bilen asgari lise öğrenimli genç elemanlar aranıyor. Başvuruların Basın Sarayı Cağalcrğlu/lstanbul adresjndeki THA nel Müdilrlügü'ne vapılması rica olunur. Oe" "'"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle