19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 AĞUSTOS 1983 * • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 OLAYLARIN Işverenler ARDINDAKI (Baştarafı 12. sayfada) Transtürk olayında devlet aradan (Baştarafı 1. Sayfada) amansız rekabet sonucunda diğer bankerlik kuruluşlarının ardından içine düştüğü durum sonuçta Transtürk grubunun bütünüyle zaafa düşmesine neden olmuştu. Altı bine yakm ortağı bulunan Transtürk Holding'in büyük ortağı ve yöneticisi Fuat Süren'in iddiasma göre, geçen yıl haziran ayında, Banker Kastelli olayından sonra Meban'ın ayakta tutulması için kendisine Turgut özal tarafından vadedilen devlet desteği sağlanmamış ve bu nedenle Meban'ın büyüyen sorunlarının Transtürk'ü bugünkü durumuna düşürmesi kaçmılmaz olmuştu. Son bir yıl içinde Transtürk grubuyla Maliye Bakanlığı, arasinda ne gibi temaslar yapıldığı açıklıkla bilinmiyordu. Işin bilinen yanı Meban'a Menkul Kıymetler Tanzim Fonu'ndan 7 milyar liranın üstünde bir destek sağlanması ve geleceğe yönelik taahhütlerinin, Anadolu Bankası'na devredilmesiydi. Bu karardan sonra aradan geçen süre Meban'a tanzim fonundan sağlanan desteğin geri alınmasının mümkün olmayacağını ortaya koyuyor, bu arada Meban'a sağlanan desteğe karşın Transtürk'ün mali sorunları da çözümlenmemiş duruyordu. Maliye Bakanhğı'nın bankalara empoze etmeye çalıştığı çözüm önerisi işte bu ortamda gündeme geldi. Maliye Bakanlığı Transtürk grubunun çeşitli firmalarından alacağı bulunan bankalan, bir araya getirerek toplu bir protokolle bu borçları ertelemelerini istiyor, ayrıca gruba bir miktar taze kaynak sağlanmasını öneriyordu. Bu arada tanzim fonundan Meban'a verilen meblağın da devletin alacağı olmaktan çıkarılıp sözkonusu bankalann alacağı haline getirilmesi isteniyor; bütün bu operasyonun portesi 25 milyar liraya yaklaşıyordu. Maliye Bakanhğı'nın bankalara bu çözümü kabul ettirdikten sonra Transtürk'ün ihracat taahhütlerini ertelemeye ve bu operasyonun dışında kalan tahvil borçlarını kamu bankalan aracılığıyla erteletmeye niyetli olduğu da anlaşıhyordu. devlet arasında bir konuydu ve öyle kalmalıydı. Üçüncü olarak da önerilen çözümde Transtürk'e borçlarını ödemek üzere faizsiz bir süre tanınmak istenmesi ve önerilen faiz oranının piyasa şartlannın çok altında tutulması, bankalann itirazıyla karşılaşıyordu. Bankalann bu itirazlannda direnmeleri, Transtürk operasyonunun Maliye'nin istediği biçimde çözümlenmesini güçleştirdi. İş çevreleri ve kamuoyundaki tepkiler de genişleyince, önceki günkü son toplantıda Maliye Bakanhğı'nın kendi çözümünde israr etmekten vazgeçtiği görüldü. Sözkonusu beş banka, Transtürk'ün çeşitli firmalarıyla ayrı ayrı çözümler geliştirecekler ve ancak ondan sonra Maliye'nin karşısına geleceklerdi. Bir banka genel müdürünün devimiyle "top artık Transtürk'te veFuat Süren'de" idi. Grubun he şirketi, kendi borçları için ilgili bankalara bir ödeme planı sunacak ve karşılıklı görüşmelerle bir çözüm formülü aranacaktı. Böylelikle çözümün alışılagelmiş bankacılık kurallarına uygun biçimde kotanlması sağlanacak, ilerde pek çok sakıncalara yol açacak bir "kötü örnek" yaratılmamış olacaktı. Tanzim fonundan Meban'a sağlanan paranın geri alınması konusunda ise sözkonusu bankalar yeni bir rol üstlenmek istemiyor, bir kez daha, "bu Transtürk'le devlet arasında bir konu" diyorlardı. GERCEK (Baştarafı 1. Sayfada) mesinde ister istemez sakıncalı gelişmelere açık kapı bırakacaktır; her yönetime sokulup çıkarlarını gözetmeye bakan kişiter ve çevreler, demokrasiye ve ülke hizmetine adandıklan için değil, 't art niyetli hesaplarla bu par.,ye sokulmayı düşünebilirler. Halk kitlelerinde temel bulamayan ama fırsatçılar kesiminde rağbet gören bir örgütsel gelisme izlenebilir. Bu gelişme de gelecekteki çok partili rejimin sağlığını şimdiden bozacak nitelikler taşıyabilir. Çok partili demokraside siyasal partilerin amacı iktidara geçmek hedefine yönelmekle birlikte seçimde yenilgiye uğramak rizikosu da vardır. Bu rizikonun bulunmadığı yerde rejimin sağlığını korumak güçtiir. Hele çok partili demokraside "devlet+parti" özdeşleşmesinin sakıncalan sayılamayacak kadar büyüktür. Bunun içindir ki Sayın Sunalp'ın sağda ve Sayın Calp'ın "sol"da öteki siyasalpartilerle eşit olmayan biryanş içinde bulundukları izlenimini vermeleri bugünkü yönetime de zararlı bir görünüm yaratmaktadır. • • • ği üzerinde durdu. Çiçeksiz bahçe yerine işverenlerin çiçekli gül bahçesi istemeleri gerektiği üzerinde durdu. özellikle grev hakkının kullanılamaz biçimde kısıtlandığını anlattı. Doç. Devrim Ulucan toplu sözleşme özerkliği kapsamınm daraldığını, grevin sınırlanması gereken bir araç olmadığını, grevin varhğının toplu sözleşme özerkliği sistemi için bir zorunluluk olduğunu açıkladı. "Toplu sözleşme özerkliği sisteminin daraltılması aslında iki taraf lehine de değildir. Devlet kanşmasının çeşitli mahzurları vardır. Grev yasaklamaları yanında, grev ertelemeleri, olağanüstü hal ilanı toplu sözleşme özerkliğinin kullamlamamasına devlet miidahalesini getiriyor. Devlet karışmasının çeşitli mahzurları vardır. Soyut bir kavram olan devlet, uygulamada somutlaşarak siyasal bir iktidar olarak karşımıza çıkar," şeklinde konuştu. Prof. Kenan Tunçomağ eldeki Anayasa ile biraz daha farkh yasalar da yapılabileceğine işaret etti. Yapılacak iyi bir uygulama ile aksamaların önlenebileceğini, iki tarafı toplum önünde birbirlerini suçlamamaya çağırdı. Prof. Miinir Ekonomi ülke koşullanna uygun bir model yaratılmaya çahşıldığını, tabii ki bu model yaratılırken, uluslararası yerleşmiş temel haklardan vazgeçilmemesi gerektiğini belirtti. "Temel haklar sınırlanmışsa, Ueriye yönelik bu sınırlamalann mttcadelesinin yapılması lazımdır. Kanunlara kullanılmaz gözii ile bakmak yerine, iyi uygulama için çaba göstermek ve ileriye yönelik düzeltme miicadelesi gerekir" diyerek çeşitli yasa hükümlerine ilişkin görüşlerini açıkladı. Prof. Nuri Çelik de somut konulara yönelinmesinden yana olduğunu bildirdi. Prof. Kemal Oğuzman da taraflara yasaları tümü ile beğendiğini ya da red ettiğini açıklama, birbirlerini suçlama yerine, tek tek hükümler üzerinde gerekçeli görüş açıklamalan yapmalarını önerdi. Yasalann iyi uygulanması için herkese görev düştüğünü, iyi uygulama için bir yandan çaba gösterirken, diğer yandan da düzeltilmesi gereken konularda daha başından açık ve gerekçeli mücadele verilmesi gerektiğini söyledi. Bir Portekiz tedhiş örgütü Ermeniler için hükümeti tehdit etti "Orly Grubu"nun Tahran'da kaçırma girişiminde bulunduğu diplomatın ttalyan olduğu anlaşıldı. Haber Merkezi Ermeni terör örgütleriyle yandaş olduğunu bildiren "Batı Uygariığını Savunma Komandolan" isimli bir örgüt Portekiz Hükümeti'ni ellerindeki 250 gram dioksini kulIanmakla tehdit etti. Ermeni Terör Örgütü "Orly Grubu"nun pazar günü Tahran'da kaçırma girişiminde bulunduğu diplomatın Fransız değil, Italyan olduğu anlaşıldı. Portekiz tedhiş örgütü olduğu belirtilen "Batı Uygariığını Savunma Komandolan" isimli örgüt tarafından Fransız Haber Ajansı "AFP"ye gönderilen bir mektupta Portekiz hükümeti tehdit edildi. Mektupta, "Ermeni Devrimci Ordusu ile bir gerilla işbiriiği anlaşması imzaladık. Silahlanma konusunda kendilerine destek sağlayacağımızı belirtiriz. Bizi çıkmaza itmeyin" denildi. Mektupta ayrıca Ermeni tedhişçilerden "Ermeni kardeşlerimiz" diye bahsedildiği dikkati çekti. İTALYANMIŞ Ermeni Terör Örgütü "Orly Grubu"nun pazar günü Iran'ın başkenti Tahran'da kaçırma girişiminde bulunduğu diplomatın Fransız değil İtalyan olduğu ve isminin Renato Reggiani olduğu açıklandı. Tahran'da görevli İtalyan diplomat Renato Reggiani, pazar Barzanfnin (Baştarafı 1. Sayfada) gazetesi, îran kuvvetleriyle birlikte Irak birliklerine karşı savaşa giren Mesut Barzani (Molla \\ Mustafa Barzani'nin oğlu) ye bağlı Kürt peşmergelerinin Hac Umran adı verilen bölgede denetim sağlamalarının Washington'da savaş açısından stratejik bir dönüm noktası olarak nitelendiğini bildiriyor. Gazete bu konuda şöyle diyor: "Hac Umran'da Barzani ailesinin denetiminin yeniden kurulması Bağdat hükümetinin merkezi yönetimine karşı yıllarca savaşmış olan Kürt aşiretleri için önemli • bir simgedir." lran Birliklerinin desteğindeki Mesut Barzani'ye bağlı birlikler, lran sınınndan Irak içlerine uzanan 15 kilometre uzunluğun• h da Şuman Vadisi'ni boydanboo ya geçen karayolunu kontrol altına aldılar. Bir zamanlar baba n Barzani'nin Bağdat rejimine ;ı karşı silahh mücadelesini yönettiği Hac Umran Ussüne yerleştiler. Hac Ümran'm Barzani kuvvetlerinden 1974'de temizlenmesi Baas rejiminin Kürtler'e karşı yıllardır süren savaşta elde ettiği en büyük askeri başarıydı. Şimdi 9 yıl öncesine dönülmüş oluyor. !t SİYASt ANLAMI İşçi şirketleri KÎT'e (Baştarafı L Sayfada) KlT'leri yeniden düzenleyen yasa hükmünde kararname ile DESİYAB'ın bir kalkınma bankası olarak iştirak serbestisinin kalmadığını bildiren yetkili çevreler, DESİYAB'ın ve işçi şirketlerinin düştükleri durumu şöyle özetledîler: "DESİYAB'ın bağlı ortaklık haline gelebilecek ilişkili şirketleri olduğu gibi iştirakleri de bulunmaktadır. Bu şirketler devletleştirilme endişesi içindedirler. Şirketlerde yönetici ve kilit personel tedirgin durumdadır. Çok ortaklı şirketler kamu şirketi niteliğini bu kararname ile alabileceklerdir. Halbuki bankanın ortak olduğu şirketlerin tümü Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre faaliyet göstermekte özel personel rejimi uygulamaktadırlar. Amaç devlet eliyle yönetim değildir. İştirak kararları, payların daha sonra mevcut ortaklara ve diğer küçük tasarruf sahiplerine geri satılması kaydıyla alınmış ve bu husus şirketler genel kurullannda DESİYAB görevlileri tarafından beyan edilmiştir." DESİYAB ve iştiraklerinin kamu kurumu statüsünde calışmasmın, özel sektörü desteklemek üzere kurulmuş uluslararası kuruluşlarla ilişkileri olumsuz yönde etkilediğini kaydeden yetkililer, sermaye piyasası yasası sonucu, sermaye artırım işlemlerinin 6 ay uzadığını, böylece sermaye arttırımından sağlanacak kaynağın kullanılabilmesi için karar tarihinden başlayarak 9 aylık bir süre gerektiğini belirterek, şunları söylediler. "KtT'leri yeniden düzenleyen yasa hiikmiindeki kararname ile DESİYAB'ın garantörlüğü için Bakanlar Kunılu kararı gerektiğinden, çok ortaklı işçi şirketleri Banka'nın garantörlüğünde yapacakları sermaye arttınmında 12 ile 16 ay arasında beklemek zorunda kalacaklardır. Böylece bankanın iştiraki kurtarıcı olmayıp, aksine şirketlere zarar verecektir." günü evinden çıkarak arabasına binmek üzereyken silahh 4 kişinin saldırısına uğradı. Polis olduklarını ileri sürerek kendilerini izlemesini söyledikleri İtalyan diplomat, bu isteği reddedince silahla tehdide başvuran kişiler diplomatın kesin bir tavırla karşı koyması ve eşinin de kurtularak eve sığınması üzerine girişimlerinden vazgeçerek olay yerini terk ettiler. Kısa bir süre sonra Fransız Haber Ajansı'nın Tahran bürosuna telefon ederek bir Fransız diplomatını kaçırma girişiminde bulunduklannı haber veren Orly Grubu'na bağlı Ermeni teröristlerin belirttiği yer ve saatle İtalyan diplomatına yapılan kaçırma girişiminin yeri ve saatinin birbirini tuttuğu farkedildi ve iki değil bir tek kaçırma girişimi olduğu ve soruşturma sonunda Ermeniler'in yanlışhkla Fransız değil de bir İtalyan diplomatını kaçırmaya çalıştıkları anlaşıldı. ERMENtLERİN CESETLERİNE KİMSE SAHİP ÇIKMADI Lizbon'daki saldırıda ölen 5 Ermeninin cesetine kimse sahip çıkmadı, cesetler halen Lizbon morgunda bulunuyor, Lizbon güvenlik yetkilileri, kimsenin sahip çıkmaması nedeniyle cesetlerin Lizbon'daki bir mezarhğa gömüleceklerini bildirdiler. 1 Ozetle İki ev yandı Yenikapı'da dün saat 19 sıralannda çıkan yangında iki ev kısmen yandu Alboyacılar sokakta yanan 3ve4 katlı binalar terkedilmiş olduğundan can kaybı veya yaralanma olmadığı bildirüdi. Kerkük bombalanırsa (Baştarafı 1. Sayfada) dolar kazanıyor. Boru hattının lran'ın eline geçmesi, bu gelirin yok olması anlamına gelecek. Ayrıca, Irak'ın Türkiye'ye taahhüt ettiği yılda 7 milyon ton petrolün teslimi aksayacak. Rafsancani'nin açıklaması başka önemli sorunları da gündeme getiriyor: Irak'ın petrol boru hattını kaybetmesi, 34 aydır süren savaşta iyice yıpranan ekonomisini nasıl etkileyecek? Savaşı sürdürmek için büyük miktarlarda paraya ihtiyacı olan Irak, Kerkük petrolünü yitirince ne gibi sorunlarla karşılaşacak? Körfez savaşının Irak'ı, lrandan daha kötü etkilediği biliniyor. Savaşın başlannda Irak'ın Basra Körfezi'nden yaptığı petrol ihracatı kesilmişti. Ayrıca Suriye'nin Irak petrol boru hattını 1981 yılında kapatmasıyla, Bağdat hükümeti önemli bir gelir kaynağından mahrum kalmıştı. lran'ın petrol üretimi günde 2.2 milyon varili bulurken, Irak'ın KerkükMusul kuyularından günde 700 bin varil petrol pompalanıyor. Kısaca, Kerkük petrolü Irak için hayati önem taşıyor. Irak şu anda petrol ihracatının yarısını KerkükYumurtalık boru hattı üzerinden yapıyor. İhracatın diğer yarısı ise Kuveyt ve Suudi Arabistan üzerinden gizlice gerçekleştiriliyor. OPEC'in Irak için saptadığı günde 1.2 milyon varillik kotaya ulaşılabiliyor. Çeşitli kaynaklara göre ise, Irak'ın gelirleri resmen açıklanandan çok fazla. Bu kaynaklara göre Irak zor durumda olduğunu bildirip, Arap ülkelerinden daha fazla yardım alabilmeye çalısıvor. ABD'nin iyi haber alan, nüfuzlu Business Week dergisinde yer alacak bir yazıda Irak'ın petrol ihracatını bir yandan KerkükYumurtalık arasındaki boru hattına yapılacak iiavelerle bir yandan da BasraYanbu (Suudi Arabistan) arasında yapılacak yeni boru hattıyla artıracağı belirtiliyor. Yakında tamamlanması beklenen BasraYanbu boru hattından günde 1.7 milyon varil petrol ihraç edilmesi bekleniyor. Irak, bu boru hattının tamamlanması ile ilk kez, Suudi Arabistan üzerinden doğrudan Kızıldeniz'e çıkmış olacak. Bu arada, Suriye'nin de Sovyetler'in baskısıyla, Irak petrolünü Akdeniz'e akıtan boru hattının yeniden açılabilmesi için Bağdat hükümetiyle gizli görüşmeler yaptığı bildiriliyor. Suriye bu boru hatlannı 1981 yılında kapatmıştı. Bağdat ve Ankara arasındaki petrol anlaşmasına göre, KerkükYumurtalık boru hattının kapasitesinin yüzde 45 artırılması için çalışmalar sürüyor. Şu anda yılda 35 milyon ton petrol Kerkükten Yumurtalık limanına akıyor. Çalışmaların tamamlanması halinde bu miktarın 47 milyon tona çıkması bekleniyor. 1984 nisanında tamamlanması beklenen çalışmalar iki yönde sürdürülüyor. Bir taraftan mevcut boru hattının 80 kilometre Tutuklandı Izmir Karabağlar'daki evinde '•"ndisini aldatan karısını öldüı, aşığını ağır yaralayan tzmir Emniyet Müdürlüğü koruma şubesi görevli polis memuru Ali Tokgöz dün çıkarıldığı 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. Barış Derneği davası (Baştarafı 1. Sayfada) ları ve yönetiminde bulunmaktan onur duyduklarını belirttiği Barış Derneği'nin ne illegal olarak kurulduğunu ne de illegale dönüştüğünü söyleyerek, "Başbakanlarla mektuplaşan üyelerine Dışişleri Bakanhğı'nın ülke çıkarlannı savunma görevi verdiği delegasyonlarına devletin harcırah ödediği, brifing yaptığı gizli örgüt nerede görülmüştür" dedi. dir? Bu davada insanlar düşüncelerinden ötürü yargılanmaktadır. Türkiye'de Helsinki Sonuç Belgesi'nin imzalanmasından sonra hızla gelişen barış hareketinin sağlıklı her tür düşünceyi kucaklayan bir örgüte kavuşması için Barış Derneği'nin kurulmasına kaynaklık eden yüzden fazla ve toplumun her kesimini temsil eden aydınları kapsayan bir konferans düzenlemem mi? Evet bu konferansı düzenledim. Bu bana düşen görevdi, en doğrusunu yaptığıma inanıyorum. Derneğin üyesi olmam mı? Bir hukukçu olarak yasal bir derneğe kurucu veya kuruluştan sonra tüzüğündeki amacı benimse^erek üye olmak dünyanın hiçbir yerinde suç değildir." ERDAL ATABEK İstanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın'ın savunmasını tamamlamasından sonra Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Erdal Atabek'in savunmasına geçildi. 35 sayfalık yazıh savunma metnini okuyan Atabek, Askeri bir yönetim döneminde, askeri bir mahkeme önünde barışın savunulmasını, bu amaçla kurulup çahşan bir derneğin savunulmasının güç olduğunu düşünenlerin varolabileceğini belirtti. Atabek, Türkiye Cumhuriyeti'nin koruyucusu olan Türk Ordusunun Cumhuriyetin başından bugüne kadar "Yurtta Sulh Cihan Sulh" prensibine sahip olduğunu bildirerek şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti güçlü ordusunu yurt savunması için kurmuş, saldırgan olmamış, maceralara atılmamıştır. Büyük Atatürk Türkiye Cumhuriyetine gerçekçiliği, akılcılığı, yararcılığı miras olarak bırakmıştı. tşte bütün bunlardan dolayıdır ki, huzurunuzda banşı savunmayı güç görmüyorum" Ankara: (Baştarafı 1. Sayfada) * munu Dısişleri Bakanı llter Türkmer.'in ağzından önceki gün açık bir şekilde ortaya koymuş bulunuyor. Türkmen, bu konudaki soruları yanıtlarken, "Irak ve tran'ın savaş sırasında Tiirkiye'nin çtkarlanna zarar verecek harekctlere girmemeleri gerektiğini" vurgulamıstı. Diplomatik bir üslubu yartsıtan bu açıklâma îran'a boru h&tma saldırmaması beklentisini ifade etmekteydi. Bundan yedi yıl önce devreye giren petrol boru hattı Irak'ın petrol bölgesi Kerkük'ten çıkan petrolü, ihraç için tankerlere yükleneceği Yumurtalık'a kadar taşıyor. Iraklran savaşının başlamasından sonra petrol ihracı için Körfez'in Irak petrol ihracatına kapanması Irak'ı petrol sevkiyatında KerkükYumurtalık boru hattına bağımlı bir hale getirdi. Bunun sonucu olarak ilk yıllarda düşük kapasiteyle çalışabilen boru hattı son zamanlarda tam kapasite yılda (35 milyon ton) çahşıyor ve bu haliyle Irak'ın ihracatının neredeyse tek kalemi olan petrolün sevkiyatında tek çıkış yolu haline gelmiş bulunuyor. Söz konusu petrol boru hattın bombalanması sonucu devre dışı kalması, gUçlükler içinde Irak ekonomisini felç edebilecek. TÜRKİYE'Yİ NASIL ETKİLER Boru hattının devre dışı kalması Türkiye'ye dönük etkilerini ise iki şekilde gösterebilecek. Bunlardan birincisi, Tiirkiye'nin 640 kilometre uzunluğundaki bölümü kendi topraklarmdan geçen ve toplam uzunluğu 980 kilometre olan boru hattından geçiş Ucreti olarak sağladığı gelirden yoksun kalması olacak. Tiirkiye'nin boru hattından yılda sağladığı gelir 100 milyon dolar dolayında. Ikinci etki ise Tiirkiye'nin Irak'tan petrol ithalatının ciddi bir şekilde sekteye uğraması olabilecek. Türkiye'nin Irak ile yıllık petrol ithalatı bağlantısı 7 milyon ton, geçen yıl bu kontenjanın ancak 5 milyon tonu çekilmişti. Türkiye'nin yıllık petrol ithalatının 15 milyon ton olduğu hatırlandığında, Irak'ın petrol sevkiyatının yavaşlaması ya da durması Türkiye açısından çeşitli güçlukler yaratabilecek. Türkiye ile Irak geçen yıl petrol boru hattının kapasitesinin 35 milyon tondan 45 milyon tona çıkarılması konusunda anlaşmışlar ve teknik düzeydeki çalışmalara başlamışlardı. İlk aşama, petrole konacak bazı özel nyasal maddelerle boru hattından geçecek petrolün akışkanlığının artırılması, böylelikle pompalanacak petrol miktarının artırılması tasarlanıyor. Ancak, ilk aşamadaki bu yöntem petrol fiyatlarında varil başına bir dolarlık bir artış getiriyor. Ikinci aşamada ise petrol hattının dönemeç noktalan genişletilerek, petrolün daha hızlı bir şekilde akması sağlanacak. Yetkililerden edinilen bilgiler bu konudaki çalışmaların temposunun ağır bir şekilde seyrettiğini gösteriyor. Ozal: Zarar (Baştarafı 1. Sayfada) danışarak tahkik etmek ciddi gazeteciliğin görevleri arasındadır. Çok giiç şartlar altında yeniden kurmaya çalıştığımız demokrasiye geçiş döneminde Alman basınından düriist ve yapıcı bir tutum bekliyoruz. Çiinkii bunun Alman partilerinin ve kamuoyunun da arzusu olduğuna inanıyoruz. Alman Basın Kanunu'nun verdiği hakla bir tekzip yazısı göndermek yerine, bize sadece zarar verebilecek bir polemik açmamak maksadıyla gelecekte yayınlannızda daha hassas davranmanızı sizden özel olarak rica ediyorum. Anlayışınız için peşinen teşekkiir eder, saygılanmı sunarım." YILMAZ İLE GÖRÜŞTÜ Turgut Özal ve Anavatan Partisi yöneticileri dün Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ı makamında ziyaret ettiler. özal, şugörüşlere yer verdi: "Biz süratle ödemeler dengesini dttzeltmek mecburiyetindeyiz. thracatımızı artırmak mecburiyetindeyiz ve esas gaye de ileride kalkınma hızın yiizde 7'ye çıkarmalıyız. Bu gerçekleri görmeden birisi çıkar da (ben yatırımları arttıracağım, kalkınma seviyesini yiizde 78'e çıkaracağım) dediği anda bir yıl sonra ekonomi dama der." . f ürktş Genel Başkanı, partiler karşısında bağımsızlık ve eşitliğini koruyacağını belirtti •• Maliye'nin (Baştarafı 1. Sayfada) oğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Turgut, Turizm ve Kültür Bakanı llhan Evliyaoğlu, "kurtarmada uygulanacak ilkeleri" belirleyecek komisyonu oluşturdular. Komisyon bu hafta sonuna dek çalışacak ve belirlenecek ilkeleri yeniden Ekonomik Kurula getirecek. Ayrıca, kurtarılması için başvuran firmalar, "iş yaptıkları bankaların a " gidecekler ve kendi durumları konusunda önce kendi bankalarıyla görüşecekler. Maliye Bakanlığı'nın bu konudaki yetkilerini daraltan ve bundan sonraki uygulamalarda yeni ilkelere uyulması zorunluğunu getiren önceki günkü Ekonomik Kurul toplantısında, ayrıca Transtürk ile ÇavuşoğluKozanolu Firmalarının durumları da gözden geçirildi. Eğer daha önce bir değişiklik olmazsa, gerek Transtürk ve gerekse ÇavuşoğluKozanoğlu firmalarının durumlan Ekonomik Krulda bir kez daha görüşülecek ve yeni belirlenecek ilkelere ne ölçüde uydukları tartışılacak. Belirlenecek ilkelerin ise, bu hafta sonuna doğru hükümet tarafından açıklanması bekleniyor. Kamu bankalan ve İş Bankası, Maliye'nin bu çözüm formülünü benimsemiş görünüyorlar, ancak beş özel banka böyle bir çözüme karşı çıkıyorlardı. Ortak bir tutum takınan beş bankaya göre bir kere Transtürk Holding'e bağlı tek tek firmaların farkh bankalara olan farklı niteBabasının Atatürk'le birlikte likteki borçlarının tek bir proto Kurtuluş Savaşı'na katılan "Kekolle çözümlenmek istenmesi ve mal Doğan Bey" olduğunu, o böyle bir çözümün bankalara dönerride vatan haini olarak taempoze edilmeye çalışılmasıyan Tiımladijğını belirten Isvan, salıştı, bankacılık ilkeleriyle bağ vunmasının son bölümünde daşmıyordu. Doğrusu, her şirözetle şunları söyledi: ketten alacaklı bankalann bu şir"Bizi mahkum etmenin vatan ketle masaya oturması ve sorumillet yararına olacağına inana bir çözüm aramasıydı. Ikinci nanlar çıkabilir. Ama asıl olan itiraz noktası, Meban'ın tanzim fonuna olan borcunun bankala adalettir. Olaylara, insanlara, örgütlere bakış açıları değişebira aktarılmak istenmesiydi. Bu doğrudan doğruya Transtürk ile lir ama devletin temelinde adalet olduğu gerçeği değişmez. Adalete gölge düşerse, en güçlü devletlerin bile temelinden sarsılacağı hakikati değişmez." (Baştarafı 1. Sayfada) Sizin vereceğiniz hüküm yal1. Ordu Komutanı Orgeneral nız bizim özgürlüğümüzle derneHaydar Saltık, 2. Ordu Komuğimizin aklanmasıyla ilgili olmatanı, Mehmet Buyruk, 3.Ordu yacak. Bunlardan çok daha Komutanı Orgeneral Celal Buönemli, çok daha geniş boyutlu lutlar, Genelkurmay 2. Başkanı bir karar olacak. Toplum olarak. Necdet Öztorun, Ege Ordu Kodemokrasiyi, demokratik yaklamutanı Orgeneral Süreyya Yiikşımı benimsiyor muyuz, benimsel, Donanma Komutanı Orami semiyor muyuz? Yalnız kendi ral Zahit Atakan, Harp Akadehalkımız değil, dünya kamııoyu mileri Komutanı Orgeneral da sizlerden bu sorunun yanıtıt.Hakkı Akansel, Güney Doğu nı bekliyor." Avrupa Müttefik Birlikleri Ko APAYDIN'IN SAVUNMASI mutanı Orgeneral Sedat GiineIstanbul eski Milli Eğitim Müral, M.S.B. Müsteşarı Orgeneral Ragıp Uluğbay, MGK Genel dür Muavini Reha İsvan'ın saSekreteri Orgeneral Halit Toros vunmasının tamamlanmasından lu, Cumhurbaşkanhğı ve Milli sonra Barış Derneği davasının 3. Güvenlik Konseyi Genel Sekre sanığı İstanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın'ın savunmasına teri Orgeneral Necip Toruntay geçildi. ve Genelkurmay Dnt. Başkanı Bu davada Barış Derneği'nin Orgeneral T.Fikret Oktay. tüzel kişiliğinin yargılandığını TÖREN YAPILMADI belirten Apaydın, "Bu davada Dün başlayan Yüksek Askeri tstanbul Barosu Başkanı sıfatımŞura, öncesinde yapılan açıkla la temsil ettiğim kutsal savunma mada toplantı öncesi ilk gün hakkı yargılanıyor" dedi. Cumhurbaşkanı'nın GenelkurAv. Orhan Apaydın. Barış may'a gelişiyle birlikte bir tören Derneği davasının nasıl açıldığıyapılmasının tasarlandığı, ancak na, Dernek hakkında yapılan soEvren'in isteği üzerine bundan ruşturmaların nasıl başladığına vazgeçildiği belirtildi. değinerek, şunları söyledi: Cumhurbaşkanı, başkanlık et"Hazırlık soruşturması yeterli tiği toplantıyı bir açış konuşması suç kanıtları toplayarak kamu yaparak başlattı. Saat 12.30'a davası açılmasıyla değil, adeta kadar toplantıya devam edildi. benim de aralarında bulunduDaha sonra Cumhurbaşkanı ve ğum kişilerin tutuklanmaları Şura üyeleri toplu olarak Anıtamacıyla yürütülmüştür. İddiakabir'e giderek, çelenk koydular name, yasanın öngördüğü açıkve saygı duruşunda bulundular. lıkla düzenlenememiştir. Bu neÖğleden sonraki toplantı ise denle, mahkemeniz hazırlık sosaat 14.30'da başlayarak 18'e ruşturmasının fonksiyonunu iistkadar sürdü. Yüksek Askeri Şulenmek zorunda kalmış. Temdit ra, bugün ve yarın da saat ve ara kararlarıyla müdafi avu9.3018'arasında toplanacak. katların itirazlarına neden olan Şura'mn son ve 4. toplantısı ise bir yöntemle kanıt toplama yocuma günü 09. ile 10 arası yapıluna gitmiştir." lacak. Dernek yöneticilerinin kollekAskeri Şura'nın kararı aynı tif bir suçlama karşısında bulungün öğle saatlerinde açıklanaduğunu bildiren Apaydın, bucak. nun ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Apaydın, başkalarına ait eylemlerden ötürü yargılandıkla(Baştarafı 1. Sayfada) rına değinerek, toplantılarda yade bulunmalarının, kazandıkları pılan konuşmalarda, suç varsa okullara kayıtlarını yaptırabilmebunun başkalarına ait olduğunu, leri açısından kendilerine kolaykararlar altına imza atmayan kilık sağlayacağını ifade etti. şilerin de kararlardan sorumlu 27 haziranda yapılan 2. basaolamayacağını belirtti. mak sınava 210 bin dolayında Apaydın, savunmanın önceki aday katılmıştı. Bu adaylardan celse kısıtlandığına değinerek, 58 yaklaşık 130 bini bir yüksek öğsayfalık yazıh savunma metnini retim kurumuna kayıt yaptırma zamanın yetmemesi nedeniyle hakkı kazanacak. yeterince özetleyemediğine deği• Işçi Giriş Kartımı ve Sigorta nerek savunmasının son bölükartımı yitirdim. Hükümsüzdür. münde şunları söyledi: CELAL DASTEPE "Benim bu davada yerim ne Ytiksek Universite Atabek, Askeri Savci'nın esas hakkındaki görüşünde yer alan bazı kavramlara değinerek "Mütelaa bazı kavramlan özel olarak tahlil ederek Barış Derneği'ne yönelttiği suçlamaların dayanaklarını oluşturmaya çalışmaktadır." dedi. Faşizmin alternatifinin demokrasi olduğunu bildiren Atabek, faşizme karşı olmayı komünizmin gereği saymanın önemli bir yanılgı olduğunu söyledi. Barış Derneği ile ilgili iddianame ve mütalaadaki suçlamalan ayn ayrı yanıtlayan Erdal Atabek, daha sonra şunları söyledi: "Barış Derneği uluslararası politikada zor kullammına karşı çıkmakta değişik politik sistemleri olan ülkelerin barış içinde bir arada yaşamasını yani "Detanf'ı yumuşamayı benimsemektedir. Yumuşamayı benimserken de ülkelerin toprak bıitünluğune saygı gostenlmesini, bağımsızlıklarıa saygın göterilmesini, ülkelerin eşitliğinin asıl olduğunu açıklamaktadır" Dr. Erdal Atabek'in savunmasının tamamlanmasından sonra duruşma yarın saat 10.00'a ertelendi, önümüzdeki duruşmada (Baştarafı 1. Sayfada) resmî bir işleme geçmeyecekleriHarun Aykut Göker savunmasıni duyurdu. nı yapacak. Milletvekili aday adaylığı için Bir reklâm ajansı için primle çaSODEP'e başvuracakların, ilgi lışacak elemanlar aranıyor. Ücduydukları seçim çevresini ve özret dolgundur. geçmişlerini bildirmeleri, gerekiTel.: 149 79 00 yor. Ekşi'nin açıklamasından 145 46 71 sonra SODEP'e milletvekili aday adaylığı için ilk başvuruyu, • 302 499 nolu ehliyetimi kay emekli olan TBMM özlük Işlebettim. Hükümsüzdür. tSMAIL ri Müdürü Sabahattin Demirel KARATAŞ yaptı. MilletvekMiği Son lran harekâtının siyasi anlamı da en az askeri durumda ortaya çıkarttığı yeni durum kadar ilgi çekici. îran kendi ülkesindeki Kürt ayrıhkçı örgütleriyle mücadele ettiği için Irak Kürtler'ini çok kesin ve açık bir biçimde desteklemiyordu. Ancak, Mesut Barzani'nin Iran Kürdistan'ındaki Kürt isyancılarının bastırılmasında lran kuvvetlerine yardım etmesi üzerine sağlanan güvenden sonra, lran birlikleriyle Barzani'nin gerillaları ilk kez ortak bir harekâta gilik kısmına paralel yeni bir boru riştiler. Iranlılar'ın Irak Kürtler'hattı döşeniyor. Diğer taraftan ine silahlar sağladığı gözlendi. kapasitenin yeni pompalar ekle Barzani kuvvetlerinin elinde Sam7'ler, Sovyet yapısı Strela nerek artırılmasına çahşılıyor. KerkükYumurtalık boru hat uçaksavar füzeleri dikkat çekti. Siyasi açıdan üzerinde önemtı ilave çalışmalannın maliyetinin 100 milyon dolar civarında ol le durulması gereken bir ikinci ması bekleniyor. Sürdürülen ça nokta, lran'ın bugüne dek Irak'hşmalara halen 1000'i Türk, ta Saddam'ın yerini alacak bir 400'ü Irakh olmak üzere 1400 iş iktidarın tek sahibi olarak görmek istediği Şii grupların da çi katılıyor. Türkiye'nin Irak petrolünden Kürtler'Ie birlikte yanyana savaelde ettiği gelir varil başına 65 şa girmeleri. İyi silahlanmış Şii sent (yaklaşık 163 TL), yıllık ge gruplan sınırdan Kerkük'e doğlir ise yaklaşık 250 milyon dolar. ru uzanan Hamilton adlı asfalt yolu ele geçirdiler. Böylece, lran savasın başından bu yana ilk kez Kuzeyli Sünni Kürtler de, Güney Iraklı Şii Araplar arasında bir (Baştarafı 12. sayfada) koalisyonu onaylamış sayılıyor. aşamada seçim ve genel kurullar, Bu durumda, Saddam'ın devribu takvime sığdırılamayacak ka lerek yerine salt bir Islâm Cumdar yoğun. huriyeti kurulması amacı da ; Yasanın öngördüğü işlemlerin zımnen terkedilmiş kabul edih''" yetişebilmesi için, birçok sendi yor. En'önerhlisî, "îrcik'fak'i Sad " ka, tartışmalı hükümlere yanıt ı dam rejimi, irarMraVtörfu'stti1"' gelmeden tüzük genel kurullan nun çoğunluğunu oluşturan Günı yapma zorunluluğunu duydu. ney'deki Şiiler ve Kuzey'deki Takvimi yetiştirebilmek için Sünni Kürtler ittifakı ile bundan özellikle olağanüstü tüzük genel böyle karşı karşıya bulunuyor. kurullarını daha fazla bekleteSon gelişmelerin Kürtler açımeyen sendikalar, sorularına sından siyasi anlamı ise Şiiler ile Çalışma Bakanlığı'ndan yazıh işbiriiği yapmalar. Kürtler'in bu yanıt alamayınca bir kısım tüzük ittifaka girmeleri, Saddam rejimaddelerinin sonradan iptal minin yıkılması durumunda baedilmesini göze alarak, değişik ğımsız bir devlet kurma amacılik olabilecek bir kısım madde na yönelmeyip, Bağdat'ta kuru) ler için de, tüzüğe yoruma elve lacak yeni rejime katılacakları rişli hükümler koyma yolunu biçimde değerlendiriliyor. seçtiler. Böylece yasalarda olalran'ın açtığı dördüncü cephebilecek gelişmelere ya da yasada nin uluslararası politika açısındeğişiklik olmazsa, Çalışma Badan da taşıdığı boyutlar var. kanlığı'ndan gelecek yazıh yoEconomist dergisi, son lran harumlara göre, uygulama ile, yarekâtının Kerkük'e ulaşmasının salara uyum sağlamaya çahşılaçok zor olduğunu yazıyor ve ,* cak. lran Dışişleri Bakanı Velayeti'nin bir demecine atıfta bulunaAncak özellikle şube delege rak harekâtın zaten sona ermiş seçimleri için tüzüğe esnek bir olduğuna değiniyor; lran girişihüküm konarak yeni bir genel minin Iraklılar'a stratejik olkurul yapma zorunda kalmadan maktan çok psikolojik bir darsoruna çözüm aranırken, fedebe olduğuna işaret ediyor. rasyonlar ya da bölünecek senEconomist, lran harekâtının dikalar için aynı yöntemle çöen çarpıcı amacının Fransa'ya züm bulma olanağı yok. Hele biyönelik olduğuna dikkati çekirinci kısım federasyonların olayor. Savaşta, Irak'ın askeri bir ğanüstü genel kurul yaparak tüçözüm elde etmekten umudunu x zük değişikliği ile milli tip senkestiği belirtilerek Bağdat'ın tek dika olma uygulamalarına karşı bılım adamlarının söz konusu umudunu lran petrol ihracatının uygulamanın yasal olmadığında yapıldığı Kharg Adası'na Exocet füzeleriyle saldırmaya bağladığı görüş birliğine varmaları, işleri iyice karıştırdı. Şimdi ne diğer öne sürülüyor. Falkland Savaşı'federasyonlar genel kurul yap nda önemli rol oynayan Exocet'maya cesaret edebiliyor, ne de leri etkili biçimde kullanmak için genel kurul yapıp tüzük değiştir Irak, Fransa'dan 5 SüperStandard uçağı alacak. Iraklı pimiş olanlar, yasal olmadığı ilan edilen bu tüzüklerinin devamın lotların eğitimi yıl sonuna dek da, üye sendikalarının "kendile bitecek. lran, bu durumda, KerkükMusul petrol havzalarını rini feshetme, bu sendikaya katılma" uygulamalarına geçebili ve petrol boru hattını tehdit alyorlar. Tabii bakanlıktan açık tında tutarak caydırıcı rol oynalık getirilecek yorum ya da yasa mayı hesaplıyor. değişikliği beklenirken, zaman Bu da tutrnazsa, lran, Köriyice daralıyor. fez'deki petrol trafığini kesmekle ya da çeşitli Körfez ülkelerinin Federasyonlar kadar zaman petrol havzalarına darbe indiraçısından açmaza düşme, bumekle Batı'yı tehdit ediyor. Bu günkü yasa düzenlemesi ile böihtimallerin sözünü eden Econolünme durumunda olan ancak mist, yazısını şu cümleyle bitirinasıl bölüneceğine formül buluyor: namayan Petrollş için geçerli. Çalışma Bakanlığı'ndan yazıh "Körfez'deki gelişmeler. transorularına yanıt gelmeyince, zaIrak Savaşı'nda bugüne dek man da kalmaymca Petrollş yöolup biten herşeyi önemsiz çatış : netimi 1819 ağustos tarihleri malar durumuna sokacak çapa ' için genel kurul kararı almış. Ayulaşabilir." nı delegeler ve aynı genel kurul içinde iki sendika tüzüğü yaparak iki sendika olmayı en geçerli çözüm görmüşler. Hukuk açısından bunun tartışma götürdü (Baştarafı 1. Sayfada) ğünü, ancak daha sağlıklı bir çö cehresini ve amaçlannı en iyi dezüm de bulamadıklarını bildiri ğeriendirme şansına sahip bulunyorlar. Federasyonların duru duklarını" vurguladı. Sunalp, muna açıklık gelmezse, daha "Şahsen," dedi, "komünist idefazla zaman kalmadığı için diğer . olojinin, komünist kültürün nefederasyonlar da Türklş'in ha ler olduğunu yıllarca etüt ve müzırladığı tek tip tüzük ilkesine şahade etmiş bir kimseyim." uyarak, bilim adamlarınca yasal MDP Başkanı, kendisiyle birlikolmadığı ilân edilen yönteme te "bu nitelikte değerli arkadaşbaşvurarak ağustos ayının ikin larının" da MDP'de yer aldığıci yarısı içinde Genel Kurul yap nı, bu sayede komünizme karşı ma zorunluluğu içinde oldukla nasıl mücadele edileceğini bildiklerini söyledi. rını âçıklıyorlar. Sendikalar i Sunalp
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle