28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 HABERLER Eşrefpaşa cinayeti yön değiştirdi 23 AĞUSTOS 1983 Davalarsoruşturmalar Barış Derneği davası İllerde siyasi durum ve partiler MDP İl Başkanı Aslantürk, "Ben" diyor "MDP'nin 400 milletvekili ile iktidar olmasına karşıyım. Öteki partiler de muhalefette söz sahibi olmah" ADIYAMAN miş, ancak "Tabii ben de istiyordum" diyor. Hüseyin Özbilgin, sporun hemen hemen her dalında amatörce oynamış, futbol ve voleybol hakemliği yapmış, Adıyaman Futbol Hakem Komitesi Başkanlığı ile bölge saha gözlemciliği görevlerini yürütmüş. Hayır • derneklerinde de elden geldiğince fahri olarak çalışmakta. Hüseyin Özbilgin'in "Neden politika?" biçimindeki soruma yamtı şöyle oldu: "Demokrasiye geçişte benim de bir katkım olsun istedim. Halka daha yakın olmak ve kendisine hizmet vermekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Onun için politika yapmaya karar verdim." Hüseyin özbilgin, SODEP İl Yönetim Kurulu'nun oluşmasını beklerken, merkez ilçe ve İl Disiplin Kurulu ile Besni, Gölbaşı, Gerger ve Kâhta ilçe örgütlerini biran önce kurmak için durmadan çahşıyor. Özbilgin, parti yöneticilerinden istenilen formalite çokluğundan yakınırken, "Evrakların noterden tastiki isteniyor. Noterin önü bugünlerde ana baba günü. Gübre ve tohumluk almak isteyen çiftçiler gerekli işlemlerini yerine getirmek için sabahın köründe noterin önünde kuynığa giriyorlar" diyor. SODEP'e karşı halkın büyük ilgi duyduğunu söyleyen tl Başkanı Özbilgin, "tlçelerde bu ilgi daha çok, belirgin ve bambaşka yansıyor. Örgütlerimiıi çok kısa sürede tamamlamaya çalışıyoruz. Partimiz Adıyaman'da seçimlerde çok iyi bir sonuç alacaktır. Buna inanıyorum," dedi. Adıyaman'ın çok eksiklernin bulunduğunu anımsatan SODEP İl Başkanı Hüseyin Özbilgin, şöyle devam ediyor: TEVECCÜH VAR "tlimiz, çok geri kalmış yöre * * lerimizden biridir. Sanayi yok. Tanm var ancak su yok. Adıyaman'dan S çay geçer, ancak bunlardan yararlanamıyor çiftçi." Anavatan Partisi tl Başkanı MühendisMimar Deliceoglu ile özel bürosunda görüştüm. tlk ve ortaokulu Adıyaman'da, liseyi Adana'da okuyan Deliceoglu, lstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü'nden 1973'temezunolmuş. 1973'ten 1982'ye kadar Istanbul'da serbest mimar olarak çalışmış. Memleketi olan Adıyaman'a, bir yapı kooperatifi tarafından ihaley^ çıkanlan yakla«şık 60 konutlukŞnşaat işini y a | ^ mak üzere 1982"de gelmiş. An'"1" cak, Toplu Konut Fonu'nun işJ lemeyeceğini anladıktan sonra • inşaat ihale sözleşmesini fesh etmiş ve burada serbest mühendismimarlığa devamda karar kılmış. Mehmet Deliceoglu, politikaya daha önce de ilgi ve yakınlık duyduğunu anlatıyor, şöyle diyor: "Politikada amacımız, memlekete hizmettir. Biz, Anavatan Partisi olarak örgütlerimizi kurarken memleket çıkarını gözeten, hiçbir şahsi çıkar düşüncesi olmayan arkadaşlarımın arıyoruz. Yurt düzeyinde olduğu gibi Anavatan Partisi'nin Adıyaman örgütleri de genç ve dinamik kadrolardan oluşuyor. Merkez ilçe dahil Samsat, Gölbaşı, Gerger ve Kâhta ilçe örgütlerimiz resmen kuruldu. Geriye Çelikhan ve Besni kaldı. Buralarda da kısa sürede örgütleneceğiz. Adıyaman'da partimize karşı büyük bir teveccüh var. Burada, şimdiden kaç milletvekilliği alacağımız hakkında konuşmak doğru olmaz. Ancak, burada en güçlü parti biz olacağız." Adıyaman'da parti yöneticileri arasındaki ilişkilerin ölçüsünü sorduğumda Deliceoglu şu yanıtı verdi: "Adıyaman küçük bir yerdir. Burada herkes birbirini tanır. MDP İl Başkanı Abuzer Aslantürk, SODEP tl Başkanı Hüseyin Özbilgin ile ilk ve ortaokulu ' birlikte okuduk. Aynı sıralarda oturduk. Çocukluğumda Hüseyin Özbilgin ile ayrıca aynı sokakta oturuyorduk. İyi bir ilişki içerisinde olacağımıza inanıyorum. Bence bütün partiler iyi ilişkiler içerisinde olmalılar." Adıyaman'ın başta imar hizmeti olmak üzere yol, su gibi önemli birçok sorunu bulunduğuna değinen Mehmet Deliceoglu, Atatürk Barajı göl alanmda kalacak yerleşim yerlerindeki yurttaşlara devletin sahip çıkarak bir yer göstermesinin gerekli olduğunu vurguluyor ve "Aksi takdirde onbinlerce vatandaş ortada kalır" diyor. Mehmet Deliceoglu, Parti Genel Başkanları Turgut özal'ı her yönüyle çok beğendiğini söylüyor. Deliceoglu, bugünlerde Emin Çölaşan'ın yazdığı "24 Ocak Perde Arkası" adli kitabı okuyor. Deliceoglu'na daha önce MDP, 11 Başkanlığı teklif etmiş, ancak bu teklifi geri çevirmiş. Adıyaman'da Halkçı Parti ile Doğru Yol Partisi henüz kurulmamıştı. Halkçı Parti kurucularından Ayhan Fırat, bir ay kadar önce Adıyaman'a gelmiş, ancak sonuç alınmamış. Doğru Yol'un da bu görüşmelerin yapıldığı ağustos başında bir çalışma yürüttüğü belirtiliyordu. (Bu yau son vetolardan önce yazılmiftır) Tarhan: Onurlu bir şekilde barışı savunduk, savunuyoruz tstanbul Haber Servisi Barış Derneği davasının 18 Ağustos tarihli duruşmasında savunma yapan Adana eski milletvekili ve KÖYKOOP Genel Başkanı Nedim Tarhan suçlamaların ciddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek "Onurlu bir şekilde banş ve ulusal banş hareketini savunduk ve savunuyoruz" dedi. Nedim Tarhan, mahkemeye verdiği 19 sayfalık savunma metninde kendileri tutsak olan insanların, özgür düşünce ile banş ve insan haklarını savunma sorumluluğunu nasıl gösterdiklerinin unutulmayacağını, yargıîanma süresince halkın gösterdiği ilginin yadsınamıyacağını belirtti. Tarhan, bu davayı dünya kamuoyunun nasıl izlediğinin ortada olduğunu söyleyerek savunmasını şöyle sürdürdü: "Kısaca belirtmek gerekirse görülmekte olan bu dava geniş kitleleri ilgilendiren ve banşı dış politikanın temeli sayan ulusumuz için tarihi bir davadır. Özelligi olan bir davadır. Bu özellik, banşın yargdanmasından düşiincenin yargdanmasından gelmektedir. Barışçı olmak bizlere ne kadar onur kazandınyorsa, iki bin yılına yaklaşırken Türkiye'de banşı savunmayı da o denli zul kabul ediyorum." Tarhan, iddiaya karşı ciddi ve hukuki dayanakların iddianamede bulunmadığını, iddiaların bilimsel verilerden uzak, hukuki yaklaşımlardan yoksun olduğunun söylendiğini iddiaların gerçekleri yansıtmadığınm delillerle kanıtlandığını bildirerek "Onurlu bir şekilde banş ve ulusal banş hareketini savunduk ve savunuyoruz" dedi. SAVAŞ HALİ Banş Derneği gibi özelliğinin olduğu söylenen bir davada "Savaş Hali" hükümleri uyarınca banşı savunmanın anlamlı olduğunu belirten Tarhan sözlerine şöyle devam etti: "Şüphesiz mahkemenizin mevcut yasa hükümlerine göre süreyi daha da fazla kısaltma yetkisi vardır. Ancak her yetki •nutlak kullanılacak demek değildir. Benim gibi 11 giinde 8 gece yolculuk yapma, 3 gün duruşüiaya katılma gibi sorunla karşılaşınca savunma hakkını kullanmanın güçlügü daha da çok ortaya çıkmaktadır. Güçlükleri aşmak bizim görevimizdir. Güçlükleri aşabilmek kadar banşı, demokrasiyi ve insan haklarını savunabilmek deönemlidir." Tarhan, savaş tehlikesinin her geçen gün biraz daha arttığının, savaş haberleri eksik olmayan gazetelerden öğrenilebileceğini savunarak, ulusal sorunların ağırlık kazandığı, banşın her aşamada dilden düşurülmediği bir ortamda banşı savunmalarının zorunlu olduğunu açıkladı. Tarhan, "Esasen bizim savunmamızı İran'da, Irak'ta devam eden savaşlar, Etiyopya'da açlıktan ölen insanlar, silahlanma girişimlerini protesto eden yüzbinler ve bunun gibi olaylar yapmaktadır. Çağımızın acı gerçekleri banşı ve bizi savunmaktadır. Bu denli insanlık dışı olaylar yaşanırken banşı savunmak, banşın önemini anlatmak hem zor, hem de kolaydır" dedi. EMİR İLE HAREKET ETMEK Dünya Banş Konseyinin sadece banş yanlısı olduğuna, banş hareketinin sadece SSCB ya da komünistlerin işi olmadığına, Banş Derneği'nin hiç kimseden emir almadığına değinen Tarhan, şunları söyledi: "Biz hiç kimsenin emri ile hareket etmeyiz. Hiç kimsenin de bir başkasının emri ile hareket etmesine rıza göstermeyiz. Özgiirlükleri savunuşumuzun ve bağımsızlıkçı oluşumuzun temelinde de bu yatar. Biz ıılusumuzun güvenliği neyi gerektirirse onu yaparız. Onun içindir ki, öncelikle ulusumuzun giivenliği açısından bölge barışını ve komşu iilkelerle dostça, banş içinde yaşamayı amaçlanz. Dünya banşının korunmasını isteriz." ZİHNtYET Tarhan, iddia makamının "..hesap sorduğumuz... Bu zihniyettir" dediğini hatırlatarak demokratik hukuk düzeni ve adil yargılama açısından kaygı duyulması gerektiğini savundu. Hükme göre, iddia makamının sanığa hatta sanığın zihniyetine, düşüncesine hesap sorma gibi bir görevi ve hakkı bulunmadığını belirten Tarhan, iddia makamının sanığın kendisini ve düşüncesini korumakla görevli olduğunu bildirdi. Tarhan, bu davada eylemleri nedeniyle yargılanmadıklannı, düşüncelerinden ötürü yargılandıklarını ileri sürerek, şunları söyledi: "Diişünceyi yargılamaktan diğini, bunun da suç sayıldıfcinı hatırlatarak, bunun suç sayılamayacağını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: "Derneğin ilişki kurduğu ileri siirülen dernekler, sendikalar ve mesleki teşekküllerin tamamı yasalarımıza göre kurulan, faaliyet gösteren kuruluşlardır. Bunların bir kısmı hakkmda hiç soruşturma açılmamış, bir kısmı hakkında takipsizlik ve beraat kararı verilmiştir. Siyasal partiler ise demokratik parlamenter rejimin vazgeçilmez unsurlandır. Bu durumda Banş Derneği nı siyasi partilerle ilişki kurmakla suçlamak demokratik parlamenter rejim anlayışının özüne ters diişer." Banş Derneği'nin TKP ile ilişki içinde bulunduğu iddiasının da doğru olmadığını bildiren Tarhan, "Yurtsever olmak, bağımsızlıkçı olmak, banşçı olmanın asgari gereğidır. Durum böyle olunca sen bağımsızlıkçısın, yurtseversin, barışcısın o halde TKP'lisin diye kimseyi suçlamak miimkün olmamalıdır. Bir kimse veya kuruluş doğruyu söylüyor diye doğruyu yadsımak akılcı bir davranış olamaz," dedi. NATO Tarhan, NATO'yu eliştirmenin de mütalaada suç sayıldığına değinerek, NATO'nun tabu olmadığını, eleştirilmesinin yasa Adıyaman'da nüfusun yüzde 80'i tarım ile uğraşır. Tarım ile uğraşan her ailenin de toprağı yoktur. Buradaki toprak, belirli kişiler ve ailelerin elinde toplanmış. Toprağı olmayan üretici ailesi, gerek yancılıkla ve gerekse kiralama yoluyla bu kişilerin toprağını işleyerek yaşamını sürdürecek kadar bir gelir sağlamaya çahşır. Ancak, Adıyaman'ın işlenebilir tarım arazisinin yüzde 9O'ı susuz. Onun için üretici, emeğinin karşılığını hiçbir zaman alamıyor. Hele ilkbahar aylarının kurak geçtiği yıllarda çoğu üretici, ektiğini bile topraktan geri alamaz. Bu yıl da kurak geçti. Kuraklık nedeniyle ne buğday, ne mercimekten kimse verim alamadı. Birçok yerde, özellikle yüksek kesimlerde buğday ve mercimeğin hasadı bile yapılmadı dane tutmadığı için. Bu yılki kuraklık, tüm Adıyaman'ın yaşamını allak bullak etti. Herkes partilerden çok kuraklığı konuşuyor, toprağı olan da olmayan da. Tüm Adıyaman göçmen oldu bu yıl. Yatağını, azığını kapan Çukurova ve İsmet Durdu, dün çıkarıldığı Amik Ovası'na koşuyor. Bu yıl mahkemece tutuklanarak cezaevı ürün alamayan büyük ölçüdeki toprak sahibi ailelerin bile pane konuldu. muk toplamaya gittikleri söyleniyor. Amma, kimse ilgilense de ilgilenmese de, göç olsa da olmasa da Adıyaman'da politika faaliyetleri sürüyor. Halkın belli bir kesimi, siyasi partilerin örgütlenme çahşmalarını yakından izliyor. Kendileri ile görüştüğümüz her kesimden yurttaşlar, tstanbul Haber Servisi Beyşimdilik seyirci durumunda bukoz'da geçtiğimiz çarşamba gülunduklannı ifade ediyor ve nü 26 yılhk kocasmı baltayla öl"Hele herşey tam ortaya çıksın, düren Rukiye Kumral (42) dün kimler var, kimler yok belli oltutuklandı, Kumral Taammüden adam öldürmeksuçundan tutuk sun, o zaman bize görev düşecek" diyorlar. landıktan sonra 1 yaşındaki çocuğu Idris Kumral ile beraber ceKESİNLİKLE HAYIR zaevine konuldu. Adıyaman'da il ve merkez ilPolis soruşturmasının tamamçe örgütlerini kurmuş, bağlı ilçelanrnasından spnra dün Beyko^: nöoetçi mahkemeye çıkanlan lerin büyük bölümünde teşkilat+ Rukiye Kumral ilk slo4r1gus,undHa, lanmış iki parti var. MDP ve Anavatan Partisi bunlar. SOeşini suçlâyârak şunlârı söyledi: DEP, il başkamnı bir hafta ön"Bana yaptığı işkencelere alışce atadı. SODEP İl Başkanı Hümıştım. Ama çocuklara eziyet seyin Özbilgin, öncelikle İl Dietmesine dayanamıyordum. siplin Kurulu ve Merkez Ilçe ÖrÇocuklanna eziyet etmeyeceğine gütü'nün kuruluşuyla başlatılasöz vermişti o gün yine içip, iş Jcak örgütlenmenin kısa sürede kenceye başlayınca onu öldürsonuçlanmasına çalışacağını mek zorunda kaldım" söylüyor. İzmir (Cumhuriyet Ege Bürosu) îkisi çocuk, 4 kişiyi önce bıçakla öldüren, daha sonra da boğazlarını kesen "Eşrefpaşa cinayeti"nin faili İsmet Durdu ifadesini 24 saat içinde ikinci kez değiştirdi. Sanık, katil zanlısı İsmet Durdu'nun ilk ifadesinde namus ağırhklı bir ifade verdiği, ancak daha sonra cinayeti para için işlediğini açıkladığı tzmir Emniyet Müdürlüğü'nce açıklandı. Bilgisine başvurduğumuz Emniyet Asayiş Şubesi Ağır Suç Masası yetkilileri, cinayetin işlendiği 592 Sokak No: ll'deki evde külliyetli miktarda para ve ziynet eşyası bulunduğunu, ancak sanığın cinayet sonrası girdiği şok nedeniyle bu parayı bulamadığını ifade ettiler. Yetkililer şu bilgiyi verdiler: "Katil İsmet Durdu namus konusunu savunmasını güçlendirmek için kullandı. Nitekim ahnan ifadesinde suçu paraya tamahen işlediğini açıklarken, basın mensuplanyla görüştürülmesi sırasında namustan söz etme gereği duymuştur. Sanık büyük bir ihtimalle olayı paraya tamahen işlemiştir." "Namus" Partilerden diyen MEHMET YAPICI ADIYAMAN Adıyaman, 4 kişinin yurdumuzun geri kalmış yörelerinden biri. Sanayi yok denecek katüi kadar az. Süt Endüstrisi Kuru• mu'na ait Süt Fabrikası, Et ve Balık Kurumu'na ait Et Ismet Durdu, nası, Sümerbank TekstilKombiFabrikası ve yeni açılan Çimento Fabşimdi de rikası ile özel sektöre ait 2 un fabrikası dışında tek bir sanayi iw para" diyor işletmesi yok. Bu işletmelerin tamamında çalışan insan sayısı bini geçmiyor. çok kuraklık konuşuluyor MDP İl Başkanı Aslantürk ANAP İl Başkanı Deliceoglu ni rahat bırakmadılar," derken karşılıklı gülüştük. Adıyaman Teknik Ziraat Müdürlüğü llçe Şube Başkanlığı görevinden 1975 yılında istifa eden Abuzer Aslantürk, Adıyaman'da sosyal amaçlı ve mesleki ne kadar demek varsa hemen hemen tamamında ya başkan ya da yönetim kurulu üyesiymiş parti başkanı olduğu güne kadar. Ammâ şimdi hepsinden istifa etmiş. Asıl mesleği nakliyecüik. Anlattığına göre daha önce hiç bir siyasi partide aktif görev almamış. Program ve tüzüğünü beğendiği ve sevdiği kişiler yer aldığı için MDP'de siyaset yap" maya karar vermiş. Aslantürk şöyle diyor: "Atatürk milliyetçiliğini savunduğu, eski küskünlükleri ortadan kaldıracak, küçük esnaf ve sanatkân destekleyecek. Türk şoför esnafının taşıt edinrriesini kolaylaştıracak, toplu konut sorununa çözüm getirecek ve 12 Eylül Harekatı ile ülkemize gelen banş ve huzuru, gelecekte de devam ettirecek proğram ve tüzüğe sahip olduğu için MDP'ye Evet dedim." KOMÜNİZM Ülkemizin bir numaralı sorununun komünizm olduğunu vurgulayan Abuzer Aslantürk, siyasi partiler arasında iyi bir diyaloğun memleket için yararh olacağına inandığını belirterek şu görüşlere yer veriyor: "Ülkemizi büyük tehlikeler bekliyor. Bir yandan komşularımız Iraktran savaşıyor. Bir yandan Asala dış temsilciliklerimize saldırıyor. Asala'yı yıllarca içimizde besledik. Bunların kimler tarafından üzerimize saldırıldığını biliyoruz. En büyük tehlike bizim için komünizm tehlikesidir. Bu tehlike ile herkes mücadele etmelidir. Siyasi partilerimizin, ülke çıkarlarına olan konularda birlik ve beraberlik SODEP tl Başkanı Özbilgin içerisinde olmalannda büyük yarar vardır. Duygusallığı bir yana bırakmalıyız. Ben, MDP'nin 400 milletvekili ile iktidar olmasına karşıyım. Öteki partiler de muhalefette söz sahibi olmalıdırlar." Milliyetçi Demokrasi Partisi'nin Adıyaman'da örgütlemesini tamamlayan tek parti olduğunu söyleyen Aslantürk, "Merkez ilçe, Kâhta, Samsat, Gerger, Çelikhan, Gölbaşı ve Besni ilçelerinde örgütlerimiz resmen kurulmuştur. Kadrolanmız genç ve dinamik arkadaşlardan oluşmaktadır. Halk, partimize büyük bir ilgi gösteriyor. Partimizin büyük bir çoğunlukla iktidar olacağına inanıyorum. Adıyaman'da 4 milletvekilliğinden şu kadannı alınz demek, hayalcilik olur. Ancak, burada da en başarılı parti olacagımızırahatlıkla söykyebiMrim." diyor. M,DP Adtyarnan İl Başkanı Aslantürk, iktidara geldiklerinde Kâhta ile Göksu çayları üzerinde iki baraj yapımı için çalışacaklarını, tütün üretim bölgesi olan Adıyaman'da bir sigara fabrikasının kurulmasım isteyeceklerini, özellikle köylerde yaşayanların ekonomik yönden kalkınmaları için kooperatifler kanalıyla el sanatlarının gelişmesine ağırlık vereceklerini de söylüyor. İSTİYORDUM İkinci görüşmeyi, SODEP İl Başkanı HUseyin Özbilgin ile, Avukat Celal Kızılkaya'mn Adliye binası arkasına düşen bürosunda yaptım. Hüseyin Özbilgin de, daha önce siyasi partilerde görev almamış. Çiftçilikle uğraşıyor. Ailesini geçindirecek kadar toprağı olduğunu belirtiyor. SODEP'ten birkaç gün önce İl Başkanlığı için teklif gelmiş. Daha çok, Sosyal Demokrat kesimin istemi ve zorlamasıyla görevi kabul et Beykoz'da kocasını öldüren 9 çocuklukadın tutuklandı NEDİM TARHAN "Bizim savunmamızı İran'da, Irak'ta devam eden savaşlar, Etiyopya'da açlıktan ölen insanlar, silahlanma girişimlerini protesto eden yüzbinler yapmaktadır." (Fotoğraf: Deniz TEZTEL) vazgeçmeliyiz. Diişünceyi yargılamanın ülkemize ve insanlığa hiç bir yararı yoktur. Diişünceyi yargılayarak çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmamız mümkün değildir. Diişünceyi yargılamak uretkenliği yok eder. Geri bıraktırılmış ülkelerde, bağımlılıktan kurtulmanın ön koşullanndan biri de üretken olabilmektir. Dolayısıyla düşünceyi özgür kılmaktır. Düşünceden, düşünen insandan, düşündüğünü özgürce açıklayan insandan korkmamalıyız. Düşüncelerin özgürce Uretilip, tartışüdığı, düşüncelerin yargdanmadığı, bir ortam yaratmalıyız. Bunun yolu ise (zihniyetleri yargdama) olmayıp özgür kılmaktır." Banşın duygusal bir olay olmadığını bildiren Tarhan, "Banşı sağlamanın yolu savaşa neden olan ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunların çözümünden geçer. Sömürüye son vermeden geçer. Savaşa, silahsızlanmaya, sömürüye, bağımlılığa hayır demeden, diyemeden banşı istiyoruz demek hiç bir şey ifade etmez" dedi. YASAL KURULUŞLAR Tarhan, mütalaada Banş Derneği'nin dernekler, partiler, sendikalar ve meslek kurüluşlan ile ilişkisinin bulunduğunun bildirilIarla sınırlandırılmadığını, NATO ittifakı içerisindeki dengeler ulusumuzun zararına gelişme gösteriyorsa bu durumu belirtmenin yurtseverlik olduğunu bildirdi. NATO'ya evet veya hayır demenin bir hak olduğunu savunan Tarhan şunları söyledi: "Bugün yetkililerin birçoğu NATO içerisindeki dengenin Türkiye aleyhine gelişme gösterdiğini ifade etmektedirler. Karşılıklı yarar ilişkisinden uzak, ulusal açıdan yarar sağlayıp sağlamayacağı tartışma konusu olan bir ittifakta dengeler ülkemiz aleyhine gelişmeler gösterirken NATO'yu eleştirmeyi suç kabul edemeyiz ve etmemeliyiz." Tarhan, Banş Derneği adına yapılmayan eylemlerle Banş derneği'ni ve Banş Derneği'nin yöneticilerinin suçlanmasının olanaksız olduğunu ileri sürerek savunmasını şöyle tamamladı: "Barış Derneği'nin kapatılması yolundaki istem haksız bir istemdir. O nedenle iddia makamının talep ve mütalaasına itibar etmeyiniz. Vereceğiniz karar Türkiye'de yasalann, banşı suç sayıp saymadığının göstergesi olacaktır. O nedenle önemli bir karardır." Üç ayrı kaçakçıhk davası mütalaaya kaldı ANKARA (ANKA) Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 4 Numaralı Askeri Mahkemesinde görülmekte olan üç ayrı kaçakçıhk davası, askeri savcının esas hakkındaki görüşlerini bildirmesi için ertelendi. Ali Açmak ve 141 arkadaşının yargılandığı silah kaçakçılığı davasında, askeri savcı esas hakkındaki görüşlerini bildirmek üzere süre istedi. Adıyaman'da ilk görüşmem MDP İl Başkanı Abuzer Aslantürk ile gerçekleşti. Abuzer Aslantürk'ü, siyasi partilerin kuruluşuna izin verilmesinden sonra yine Adıyaman'da yaptığım bir yoklama sırasında tanımıştım. O zaman, "Politikada var mısınız?" soruma, "Kesinlikle hayır" demişti. Abuzer Aslantürk, MDP Adıyaman İl Başkanı olarak bu görüşme için tl 2. Başkanı Abuzer Karaaslan'ın Mali Müşavirlik Bürosu'nda buluşurken güzekbir kahkaha attı ve "İnanın, o zaman politikaya atılmacağım dediğimde samimiydim. Ancak be 1 ay ara verilen MHP davasına devam ediliyor Mahkeme heyetinin yıllık izinlerini kullanabilmeleri amacıyla bir ay ara verilen MHP ve yan kuruluşları davasına bugün devam edilecek. ANKARA, (THA) Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (1) numaralı Askeri Mahkemesi'nde devam eden, "kapatılan Milliyetçi Hareket Partisi ve yan kuruluşlan davası" ikinci yılını doldurdu. Aralarında Parti Genel Başkanı Alpaslan Türkeş ve parti yöneticilerinden Necati Gültekin ve Mehmet Irmak'ın da bulunduğu 138 sanığın halen tutuklu olduğu davada, 359 kişi yargılanıyor. Mahkeme heyetinin yılhk izinlerini kullanabilme amacıyla bir ayhk ara verilen MHP ve yan kurüluşlan davasına bugün yeniden devam edilecek. Bugünkü duruşmada 12 Eylül öncesi Ankara'da Ülkücü kişi ve kuruluşlarca gerçekleştirildiği iddia edilen çeşitli anarşik eylemlerle ilgili 6 klasör halindeki belgeler okunacak. Silahlı Kuvvetler'in ülke yönetimine bütünüyle el koyduğu 12 Eylül 1980'in ilk saatlerinde Ankara'da MHP Genel Merkezi'nde ve çeşitli Ülkücü Demek binalarında yapılan aramalar nedeniyle başlatılan soruşturma, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından 945 sayfalık iddianamenin 29 nisan 1981 tarihinde açıklanmasıyla sona erdi. lddianamede, aralarında Alpaslan Türkeş'le parti yöneticilerinin de bulundğu 221 sanık hakkında ölüm cezası, 367 sanık hakkında da 5 yılla 20 yıl arasında değişen hapis cezaları istendi. Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından büyük davalar için hazırlanan yeni salonda, 19 ağustos 1981 tarihinde başlayan MHP davasının ilk duruşmasını 160 sanık avukatı ile 77 yerli ve yabancı basın mensubu izledi. Sanıkların kimlik tespitlerinin bitmesinden sonra başlatılan iddianamenin okunması 20 günde tamamlandı. lddianamede sanıklar hakkında şu suçlamalarda bulunuldu: "Türk halkını birbiri aleyhine silahlandırarak toplu kıyıma yöneltmek, toplu kıyıma neden olmak, bu amaçla silahlı cemiyet kurmak, gasp ve hırsızlık gibi suçlar işlemek. Anayasal düzeni Cumhuriyet ve Demokrasi prensiplerine aykırı olarak devletin tek bir kişi tarafından yönetilmesi amacına yönelik olarak değiştirilmesine zor yoluyla kalkışmak." İddianamenin okunmasının tamamlanmasından sonra, 14 ekim 1981 tarihinde, Alpaslan Türkeş'in sorgusuna başlandı. Türkeş, 200 sayfadan ve 11 klasörden oluşan sorgusunu 14 saatte tamamladı. Bu arada 15 ekim 1981 tarihinde Türkeş'in sorgusu sürerken, duruşma hakimi Vural Özenirler ve üye hakim yüzbaşı Ali Fahir Kayacan, "adına yargılama yapılan milletin, kullanacaklan oyda kuşkusunun olabileceği kanaatinde olduklanm" belirterek davadan çekildiklerini açıkladılar. Ancak bu karar Askeri Yargıtay tarafından uygun görülmedi. MHP ve yan kurüluşlan davasında sanıkların sorgulamalarının 1982 yılının mayıs ayı içinde tamamlanmasından sonra, yazılı belgelerin okunmasma başlandı. Eklenen klasörlerle beraber, 200'ü aşan bu belgelerin okunması ve incelenmesine de halen devam ediliyor. Okunan belgelerin arasında yazar, gazeteci, milletvekili, öğrenci ve öğretim üyesi olan çeşitli şahısların ev ve iş adresleri ile bazı özelliklerini anlatan yazılar da yer alıyor. Yazıh belgelerin yer aldığı 208 klasörün okunmasının tamamlandığı davada, Ankara bölgesinde meydana gelen çeşitli olaylarla ilgili belgelerin yer aldığı 6 klasörün okunmasına da 23 ağustos 1983 tarihli duruşmada başlanacak. TÜRKEŞ HASTANEDE Hakkında ölüm cezası istenen MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş, iki ayı aşkın bir süredir Mevki hastanesinde tedavi görüyor. Türkeş'in hastanede fizik tedavisi gördüğü ve bir süre daha kalacağı öğrenildi. Alpaslan Türkeş, daha önce de birçok kereler hastaneye kaldırılmış ve tedavi görmüştü. ÇEŞtTLt tL ÖRGÜTLERt HAKKINDAKİ DAVALAR öte yandan 14 ekim 1981 tarihli duruşmada çeşitli illerdeki olaylarla ilgili olarak yargılanan 285 kişinin dosyaları, " M H P ve yan kuruluşlan" davasından ayrıldı, ayrıca bu sanıkların ayrı ayrı yargılanmaları da kararlaştırıldı. Bu karar uyarınca MHP'nin Adana, tstanbul, (2 ayrı dava halinde) Bafra, tzmir, Bahkesir, Erzurum kesimleri ile ilgili davalar Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemeleri tarafından oluşturulan heyetlerde ayrı ayrı görülüyor. MHP ve yan kurüluşlan davasına haftada iki gün (salı ve perşembe günleri) Sıkıyönetim Komutanlığı yeni salonunda devam ediliyor. Davada, 138'i tutuklu 359 sanık yargılanıyor. tzmir'de İGD davası sonuçlandı: 6 mahkumiyet, 3 beraat Haber Merkezi Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesinde görülen 14 sanıklı tGD davası sonuçlandı. 6 sanık çeşitli hapis cezalarına çarptırılırken, 3'i beraat etti, 5'inin dosyası bu davadan ayrıldı. 12 Eylul öncesinde çeşitli eylemleri gerçekleştirdikleri saptanan sanıklardan Levent Koyupembe ve Abdullah Glille 8'er yıl, Kemal Doğan ve İbrahim Çakır 5'er yıl, Ali Küçükodacı ve Suat Akbulak 3'er yıl 4'er ay ağır hapis cezasma mahkum oldular. ANKARA 2 Numaralı Askeri Mahkeme'de Yargıtay'ın bozma kararına uyarak 8 sanıktan 5'inin beraatini kararla.ştırdı. Çeşitli yasa dış\ örgütlere üye oldukları iddiasıyla yargılanan sanıklardan tümü 5'er yıla mahkum olmuşlardı. Mahkeme Menderes Doğan, Ali Taşkın, Ali Çırak, Bayram Çakar ve Giiltekin Kayabaki'nin beraatlerini kararlaştınrken, Hiiseyin Kahraman'a 5 yıl, Metin Ulus'a 3 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Bir sanığın dosyası başka davayla birleştirildi. DİYARBAKIR Yasa dışı İGD davasında dün Zafer Bayram tahliye oldu. Bilirkişi 198081'deki 1 paket Marlboro'nun fiyatını 4,5 lira olarak belirledi ANKARA (UBA) Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (4) Nolu Askeri Mahkemesinin, silah kaçakçılığı samklarından Ali Tosun Asal ve 44 arkadaşının yargılandığı sigara ve elektronik eşya kaçakçılığı davasında verdiği görevsizlik karannın gerekçeli hükmü yayınlandı. Gerekçeli kararda suç tarihi olarak gösterilen 19801981 yıllarında bir paket Marlboro sigarasının nakliye giderleri sigorta pirimi ve malbedeli (CİF) değerinin bilirkişi tarafından 4.5 lira olarak belirlendiği vurgulandıktan sonra, kaçakçılığa konu olan malların toplam değerinin 1 milyon 219 bin 365 lira olduğu kaydedildi. Kararda, "Elde edilemeyen ve iki defa da ayrıca çıkartılan dört yiizer baks sigaranın da CİF değeri dahi nazara alınırsa, bunun mali portesinin yüksek boyutlara ulaşmadığı açıkça görülmektedir" denildi. Askeri mahkeme gerekçeli kararında, bu suçun mahiyeti, işleniş biçimi boyutları ve parasal yönü bakımından devletin, "Adli, iktisadi, askeri, siyasi ve idari güvenliğini bozacak derecelere ulaşmadığı ve sıkıyönetim ilan ve faaliyetlerine ilişkin olmadığı" gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği belirtildi. Suçun devletin iç ve dış güvenliğini tehdit etmediği ve bu güvenliği bozmak için işlendiği konusunda hiçbir delile rastlanmadığı belir• tilen kararda, davaya bakmanın adli yargıyı ilgilendirdiği belirtildi. Sanıklar önümüzdeki günlerde bu suçtan Kocaeli Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacaklar. DUYURU Halkçı Parti Içel II Başkanlığından Halkçı Parti Içel il örgutu çahşmalarını tamamlamış bulunmaktaAr. Şu anda gündemimizde sürenin kısa olması dolayısıyla milletvekili adaylanmızın saptanması vardır. Genel Merkezimizce milletvekili adaylanmızın tesbiti yapılacağından il yönetimi olarak, adaylarımızı bildirmek üzere 26 Ağustos 1983 Cuma günü saat 17.00'ye kadar adaylık için başvuracak arkadaşlarımızı partimizin lstiklâl Caddesi'ndeki il binamıza beklemekteyiz. İçel'deen güçlu ve guvenilir milletvekili listesini Halkçı Parti halkımızın onayına sunacaktır. HALKÇI PARTİ İÇEL İL BAŞKANI ALİ İHSAN ELGİN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle