19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/8 HABERLER 2 AĞUSTOS 1983 Türkiye'de yerel yönetimler Merkezi ve yerel yönetim arasında esnek bir işbölümüne gerek var Bclediyelerin yeniden düzenlenmesi sözkonusu olduğunda dört önemli konu üzerinde durmak yerinde olacaktır. Burada sırayla ele alınacak dört konu: a) Devletin işlevlerinin merkezi ve yerel yönetim arasında bölüşümünde belediyelerin görev alanı nasıl çizilmelidir: b) Merkezi yönetim ile belediyelerin ilişkisinin düzenlenmesinde temel ilke ne olmalıdır. c) Belediye yönetimlerine halkın kaîilımı nasıl artınlır: d) Belediye gelirlerinin yeniden düzenlenmesinde ilkeler neler olmalıdır, biçiminde ifade edilebilir. MERKEZİ VE YEREL YÖNETİM ARASINDAKt İŞ BÖLÜMÜ NASIL ÇİZtLMELİ? İyi bir belediyenin niteliklerini tartıştrken, merkezi ve yerel yönetim arasındaki iş bölümüne salt bir etkinlik sorunu olarak bakılamayacağı. belediye yönetimine ilişkin diğer değerlerin, bu iş bölümünde belediye işlevlerini artıncı yönde eğilimler yaratacağı üzerinde durulmuştu. Böyle genel bir ilkeden söz etmek kolay, ama bu ilkenin pratiğe geçiıılmesi oldukça güçtür. Türkiye'nin pratiğinde zaman içinde belediyelerin işlevlerinde ne tür değişmeler olduğunu gözlemek, bu iş bölümünün niteliğini yeniden düzenlerken yol gösterici olabilir. 193Oyıhndacıkarılan 1580 sayılı yasa gerçekte belediyelere çok geniş bir görev alanı çizmiştir. Gerçekten, o zamandan bu zamana geçen stıre içinde belediyelerin görev alanlannın sınırhlıjından yakınan pek clmamıştır. Yakınmalar daha çok belediyeletin bu görevleri görecek yeterli kaynaklarla donatılmamış olması ve bu nedenle görevlerini zaman içinde merkezi yönetime kaptırmış olmasıdır. Belediye başkanlan kentlerinde atılımcı bir uygulama yapmak istediklerinde, 1580 sayılı yasada bu uygulamalarına kolayca bir dayanak bulmuşlardır. Belediyelere geniş bir görev alanı çizilmiş olması, 1580 sayılı yasanın 50 yılı aşkın süredir değişmeden yürürlükte kalmasında, en önemli etkenlerden biri olmuştur. Oysa, Merkezi yönetim, sürekli olarak Belediyelerin bu görev alanını daraltacak yöndüzenlenmeyen sağlık hizmetleri arzında önemli ölçüde bölgelerarası dengesizlikler yaratılabileceğidir. Bu gerekçeler oldukça güçlü gerekçelerdir. Ama bu demek değildir ki, belediyelere önemli sağlık hizmetleri alanı kalmamaktadır. Bu alanlar nasıl bulunacaktır. Bunun yolu bugün merkezi olarak sunulan sağlık hizmetleri alanının boşluklannı bularak belediyeler için yeni görev alanlannı bir tür yaratıcıhkla ortaya koymak. örneğin, gecekondu mahallelerinde oluşturulacak küçük merkezlerde, ana Prof. Dr. İlhan TEKELİ "Geçmişte edindiğimiz deneyimler, merkezi ve yerel yönetim arasında durağan değil, esnek bir işbölümü tanımlaması yapılmasının yurarh olacağını gösteriyor." tısından dolayı daralmış, zaman içinde merkezi yönetim etkinliğini arttırarak bu görevleri üzerinde toplama eğilimi göstermiştir. Merkezi yönetimin bu konularda denetimi artırmasında , sağlık hizmetlerinin merkezileşmesindekine benzer haklı nedenler bulmak zor olacaktır. Eğer sanatta ve kültürde yaratıcılık ve çoğulculuk özendirilmek isteniyorsa, bu konuda yerel yönetimlerin katkısının artınlmasımn yararı çok yüksek olacaktır. Eğitim hizmetlerinde ve sosyal güvenlik hizmetlerinde belediye belediyeler yüklenmişti. 1981 yılında çıkartılan Toplu Konut Yasası'yla merkezi yönetim, bu konudaki görev alanına yeniden sahip çıkmaya çalışıyor. Bu durum, yaratıcı yerel yönetimlerin çalışmalarının, merkezi yönetimi nasıl aşamalar yapmaya zorladığınm ilginç bir kanıtı oluyor. Böyle karşıhklı etkileşimin bir başka ilginç örneği, imar planlaması alanında gözleniyor. Son yıllar içinde belediyeler imar planı yapma konusundaki yetkilerini önemli ölçüde merkezi yönetime kaptırmışlardır. Merkezi yönetim bir yandan planlar üzerindeki vesayetini arttırıp, planlar üzerinde değişiklik yaparak onaylama yetkisini almış, öte yandan metropoliten alanlarda planlama büroları kurarak kendisi plan yapar hale gelmiştir. Aynı zamanda da belediyenin kararını almadan belirli yöreler için plan yapma yetkisini elde etmiştir. Bu durumdaki yetki genişlemesi daha çok belediyelerin teknik güçlerinin yetersizliğine ve mahalli politik etkilere açık olmaya dayandınlmıştır. MERKEZİN YETKİLERtNtN GENtŞLEMESt VE SONUÇLARI "Belediyelere geniş bir görev alanı çizmesi 1580 sayılı yasanın elli yılı aşkın süredir yürürlükte kalmasında önemti bir etkendir. Oysa merkezi yönetim, sürekli olarak bu alanı daraltıp, kendi yetkilerini genişletmiştir.'"' de işlevlerini ve yetkilerini genişletmiştir. YEREL YÖNETİMtN SIN1RLANMASININ GEREKÇELERİ Eğer somut örneklere girersek, belediyeler 1930'lar sonrasında oldukça aktif oldukları sağhk hizmetleri ve özellikle kent hastaneleri konusunda görev alanlannı büyük ölçüde kısmış ve merkezi yönetime devretmiştir. Bu hizmetlerin merkezi yönetime geçmesi iki gerekçeye dayanmaktadır. Bunlardan birincisi, özellikle hastanelerin bugün ulaştıkları ekonomik büyüklüklerde hizmetleri. sadece bir beldeye smırlaması sözkonusu değildir. Bu kuruluşlar büyük bölgelere hizmet eder hale gelmişlerdir. İkinci gerekçe bir tür bölgelerarası eşitlik ilkesidir. Belediyelere bırakılan ve merkezden çocuk sağlığı ve ilk kademe sağlık hizmetleri sunmak gibi... Bu örnek gerçekte, merkezi yönetim ile yerel yönetim arasındaki görev bölüşümünün ilginç dinamiğini sergiliyor. Belediyelerin yetersiz kaldığı alanların nasıl merkezi yönetimin eline geçtiği, ama bu yeni koşullarda belediyelerin kendilerine yeni görev alanları tanımlayarak tüm sistemin performansının gelişmesine nasıl yardımcı olabileceğini sergiliyor. Sosyal ve kültürel hizmetler alanında daralmanın ilginç başka örnekleri üzerinde de durahm. 1930'lardan 1950'lere kadar uzanan sürede belediyelerin tiyattosundan, konservatuvanna, kütüphanesinden bandosuna uzanan kültürel işlevleri çok canlıdır. Bunlar zaman içinde çoğu kez belediyelerin kaynak sıkınlerin görev alanlannın zamanla daralması konusunda söylenecekler de büyük ölçüde sağlık ve kültürel hizmetler alanında söyleneceklere paralel olacaktır. YEREL YÖNETİMİN TEK GENİŞLEME ALANI: TOPLU KONUT 1973'ler sonrasmda yeni belediyecilik akımlarının gelişmesi sırasmda, belediyelerin merkezi hükümete karşı görev alanını genişlettiği tek sosyal işlev toplu konut girişimleri olmuştur denilebilir. Bu gelişim üstünde bir miktar durmakta yarar vardır. Gerçekte bu alanda da görev 1958 yılından sonra Imar ve lskân Bakanhğı'nın kurulmasıyla, merkezi yönetime verilmiştir. Ama merkezi yönetimin bu konuda başanlı olduğunu söylemek olanağı yoktur. 19731981 döneminde öncülüğü tamamen Elektrikier kesilirıce tiniversite sıııav sonuçları gerikti Belediye Başkanlan konuşuyor 1984he su sorunu kalmayacak İLHAN UYGUN ADAPAZARI Adapazarı Belediye Başkanı Turgut Arabacıoğlu, "1984 yılının sonunda Adapazan'mn su sorunu diye bir sorunu kalmayacaktır" dedi. 12 Ocak 1981'de Adapazarı Belediye Başkanlığı'na atanan Arabacıoğlu, kentin birinci derecede deprem bölgesi olduğunu, Sakarya Nehri kentten yüksekten aktığı için devamlı olarak sel tehlikesi altında bulunulduğunu söyledi, "Yeraltı su sevlyesi çok yüksektir. 70 santimetre kazıldığında su çıkmaktadır. Zemin gerilimi çok azdır. Bu yüzden 5 kattan daha yüksek binalara iztn verilmediğinden şehir süratle genişlemektedir" dedi. Turgut Arabacıolu Adapazarı Belediye Başkanı sı ve Sakarya Nehrinden aşağıArabacıoğlu, kentin kanalizasyon, su, elektrik, hal, otobüs ter da bulunması nedeniyle kanaliminali, yol, kent imar planı gibi zasyon sorununun çözümünde sorunları olduğunu kaydetti. güçlük çektiklerini söyledi, "Bu Başkan, kentin ovada kurulma konuda DSİ ile orlak çalışmalara girişildi ve plana dahi) edllen Sakarya Nehri'ne paralel bir kanal gerçekleştirildi. Ancak bu da yeterli değildir" dedi. Sakarya ilinin icme ve kullanma suyunun Sapanca Gölü'nden getirildiğini, 70 santimetre çapmdaki su hattının yeterli suyu taşıyamadığını belirterek, "Mevcut tesislerin devamlı çalışmasını sağlamak amacıvla 10 milyon Türk lirasına tngiltere'den iki adet motor getirilmiş ve 1 adet 1 milyon 250 bin liraya pompa yaptırılmıştır. Böylelikle mevcut şebekenin aksaksu çalışması sağlanmış bulunmaktadır. Buna rağmen şebekeye yaz aylarında yeterli su verilememektedir." şeklinde konuştu. Başkan Arabacıoğlu, hal, otobüs terminali, elektrik sorunlarına henüz tam olarak çözüm getiremediklerini kaydetti, itfaiyenin 4 araçla takviye edildiğini 3 arazöz, Hf, 4 de yeni çöp römorku alındığını ekledi. Adapazarı Belediye Başkanı Arabacıoğlu: ANKARA (Cumhuriyet Biirosıı) Oğrenci seçme ve yerleştiıme ikinci aşama sınav sonuçlannın bu hafta sonuna doğru helirlentneM bekleniyor. Öğrenci Scçme vc Yene^tirme Merkezi Ba'jkanı Prof. Altan Günalp, elektriklerin ÜSYM'nin bulunduğu bölgede sık sık kesilmesi nedeniyle sonuçların geciktiğini söyledi. Gunalp, ikinci aşama sınav sonuçlarının belirlenmesi için biı gun saptanamadığını, ancak ömiıuüzdeki perşembe ya da cuma gunü iı?lemlerin tamamlanabileceğini kaydetti. İkinci aşama sınavına 210 bin dolaylarında öğ'enci girmişti. Bu 210 bin öğrenciden 130 bini çe;.iıli yuksek okullara girebüeceklcr. Öıe >andan, Eskişehir AnadoKı Uni\ersitesi're bağlı Açık Öğrctinı Fakuhesi'ndeki öğrencilerin 34 eylul tarihlerinde yapılacak sınav giriş belgeleri bugünden itibarcn kcrıdilerine postalanııtak. vb.'lerini tüm dönem boyunca oldukça kararh şekilde korudukları görülüyor. Bu hizmetlerden belediyelerin merkezi yönetime devretmek zorunda kaldıkları daha çok teknolojik nedenlere dayanmakta. Bu konudaki en belirgin örnek elektrik üretim ve dağıtımındaki merkezileşme. 1930'lar Türkiye'sinde elektrik, kentlerdeki "oto prodüktör" tesislerde üretiliyordu. Ülke düzeyinde enterkonnekte bir şebekenin kurulması sözkonusu değildi. O zaman elektik üretimi belediyelerin görevi olarak görülüyor, ama bunun teknolojik nedenlerle ülke düzeyinde örgütlenmesi sözkonusu olunca, merkezi yönetim ya da TEK elinde toplanıyor. Bu gelişme, merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında yeni bir iş bölümü ortaya çıkarıyor. Üretim merkezi kuruluşu, hükümet görevi olarak görülürken, elektriğin dağıtımı belediyelerin görevi sayılıyor. Arkasmda çok güçlü bir teknolojik neden bulunan bu işbölümünün yadırganacak bir yanı yok. Ama 12 Eylül sonrasında gerçekleştirilen merkezileşme yönünden daha ileri bir adımm rasyonelini bulmak zor. Kent içi şebekenin kuruluşu ve elektriğin Merkezi yönetimin yetki genişlemesinin sonuçları, uzun dö dağmmında TEK'e verilmesini savunmak güç. Bu isteğin teknik nemde ortaya çıkıyor. Yerel yöbir gerekçesini bulmak zor. Arnetimden kopuk olarak merkezdında belediyelere, merkezi yöde yapılan planlar uygulamayı netim yeterli kaynak sağlamadığı yönlendiremiyor. Etkisiz planlama örgütleri haline geliyor. O durumlarda TEK ödemelerini yapmamış olmaları yatıyor. zaman yerel yönetimler, planlaHerhalde bu sorunun başka çömaya, merkezi yönetimin sahip zümleri bulunabilir. çıkamayacağı yeni bir düzeyde Bu görevin belediyelerden sahip çıkıyor. 1973 yılı sonrasınalınmasının ilk bakışta belki heda büyük kent belediye başkanmen görülemeyecek önemli bir lan, kendilerine bağlı belediye toplumsal sonucu var. Belediyebürokrasisinin dışında planlama lerde genellikle elektrik, su ve danışmanhklârı, planlama bürotoplu taşın hizmetlerinin yerine ları kuruyor. Proje ve yeni dügetirilmesi aynı kuruluş içinde şünceler üretiyor. Böylece yerel gerçekleştiriliyor. Bu ise elektrik yönetimler yalnız kendi planlagibi kazançlı işletmelerin, toplu malarına sahip çıkmıyor, aynı taşıma gibi zarar eden işletmeleri zamanda Türkiye'de kent planfinanse etmesine yarıyor. Bir anlamasına da yeni bir yol göstelamda, bu bütünlük toplumsal riyorlar. Böylece belediyeler gelirin yeniden dağıtılmasında, merkezi yönetimin görev alanlabir araç rolü görüyor. Elektriğin nnı sınırlandırmasına yaratıcı bir kent için dağıtımının TEK eline çözümle yanıt vermiş oluyorlar. geçmesi bu olanağı ortadan kaldıracaktır. Belediyelerin temel kentsel alt yapılardan yol, kanalizasyon, ÇEVRE BELEDtYELERİ su, elektrik, havagazı; kentsel Belediyeler ölçeğinde kentsel hizmetlerden çöp toplama, te altyapı hizmetlerinin görülmesimizlik, itfaiye, kamu ulaşımı, nin örgütlenmesinde ortaya çıekonomik nitelikteki görevler kan ve üzerinde durulması gereden hal, mezbaha pazar yerleri ken bir başka dinamik de metropoliten alanında gözlenen gelişmedir. Hızla büyüyen büyük kentlerde 1950'ler sonrasında ana belediyenin etrafında çok sayıda çevre belediyesi oluşmuştur. Örneğin lstanbul çevresinde 34, İzmir çevresinde 13 belediye ortaya çıkrnıştır. Gerçekte bu belediyeler bir buyük kenti parçalara bölmektedir. Bu nedenle kanalizasyon, su, otobüs hizmetleri, itfaiye vb. pek çok hizmetin bu tek kentsel alanda görülmesinin sürekliliği sorunlan ve bu hizmetlerin tek elden üretilmesinin sağlıyacağı değişik ölçek ekonomileri vardır. Bu durumda böyle hizmetlerin metropoliten alanınm tumünde görülmesi yonünde eğilimler doğmuştur. Nitekim 12 Eylül'den sonra yapılan düzenlemelerde, bu alanlardaki belediyeler tek bir belediye haline getirilerek, bu soruna bir yanıt bulunmaya çalışılmıştır. Süleyman Kuyumcu POUTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL \ Köyden Şehire Bundan birkaç yıl önce Çorlu'nun Sağlık mahallesi denilen bölgesine yerleştirilen Bulgar göçmenleri yanlarında birer de piyano getirmişlerdi. Gazeteler bunu yazdığında bazı aydınlarımız, "Demek Bulgar köylüleri evlerinde piyano da çalıyor" diy« şaşırmışlarrtı Ovw iş«n aslı şuydu". Göçmenler dışarı çıkarkeri yanlarında götüreb'lecekleri eşyanın türünü belirlemişlerdi. Bunun içinde müzik aleti olarak piyano da vardı. Yani bir mandolın yerme, her köylü bir piyano da götürebilirdi. Onlar da gitar yahut mandolın yerine piyanoyu yeğlemişlerdi, satarlarsa daha çok ederdi. Kim akıl vermişse iyi vermişti. Sanki Bulgar yöneticileri saldıkları göçmenlerin piyano çalmadıklannı bilmiyorlar mıydı? Bitiyorlardı ama, yasa böyleydi, uyacaki lardı. Arkadaşım Yalçın Bayer ve İsmail Gülgeç'le buraları dolaşırken bize bunları anlatmışlardı. Göçmenler yanlarında piyano getirmişlerdi ama, onlara büyük, kocaman taıiaları satan komisyoncu, ne elektrik verebilmişti, ne de su! Işıksızlıktan ve susuzluktan kırılıyorlardı. "Geldiğiniz yerde elektrik var mı?" diye sormuştum. "Var." dediler. "Su?" "Su da vardı" dediler. Gelen göçmenler kırsal bölge insanlarıydı. Çok çalışkandılar. Çalışma disiplinini almışlardı. Nitekim yörede bulunan fabrikalara işçi alınırken, çalışkanlıkları ve disiplinli oluşlarından ötürü fabrikacılar onları yeğliyordu. İşsiz kalanına da pek raslamadık. Peki, bizim kırsal bölge insanı kent varoşlarındaki gecekondulara ya da ayrılan bölgelere yerleştikleri zaman ne yapıyorlar? Çalışıyorlar, o yöreyi gönendiriyorlar mıydı? Hayır, öyle yapmıyorlardı. Hemen kondu sahibi olmak istiyorlar, bakkal, manav dükkânı açıyorlar, büyük bir hırsla, iş değil para pul sahibi olmaya yöneliyorlardı. Bir de Almanya sevdası vardı, gençleri Almanya'ya salmak istiyorlardı. Bu konuda birkaç yazı yazdım. Okurlarımdan Kartal Soğanlı'da oturan Cemal Çağlar'ın ilgisini çekmiş, bana anımsattı (2.6.198110.7.1983 günlü yazılarım). Mektubundan bazı satırlar alacağım. "... Bizim Kaçaklar diye bir köyümüz var. Toplam onbeş ev. 1950'den sonra kalkıp Istanbul'a yerleşiyorlar. Çarşamba'da kahvecilik, dükkâncılık ediyorlar. ıstanbul'a gelen iş buldu, ev kurdu, derken köy boşaldı. Şimdi köyde kimse kalmadı. Bir bölüğü Almanya'ya gitti. Otekiler de Gülsuyu'nda, Çayırova'da, Bahçelievlerde yerleştiler. Geçen yıl Ankara Asfaltı üstünde bir kaza oldu. Bir fabrikanın müdürü köylülerimizden ana ve kızını ötdürdü. Arabayla çiğnedi. Pazarlığa oturdular. Fabrika müdürü, "mahkemeye vermeyin, durumunuz kötü, çocuklarınıza iş verelim, okutalım, ev alalım" dedi. "Hayır", dediler. "Sen bize para ver." Anlaştılar ve parayı aldılar. Kadınlarımızın arasındaki konuşmalar da şöyle oluyor: "Anam, işleriniz nasıl? Çocuklar nasıl?" J "İşler iyi değil, elde sermaye yok". "Bizim de öyle. Çocuk dükkâna çeşit koyacak para bulamıyor" "Köyden kopup geldik, oraya buraya saldırıyoruz. Kentin nimetlerinden yararlanmaya bakıyoruz. Sürekli bir kavga." Cemal Çağlar'ın mektubu daha uzun. Gözlemleri de yerli yerinde. Kırsal bölgeden kentlere akın eden köylülerin romanları yazıldı, bunları da okumuş. Kimse de kentegelince yeniden köye dönmek istemiyor. Ne olsa gecekondu bölgesinde su, elektrik, yakında sinema var. Hamallık etsen üç beş kuruş kazanıyorsun. Ancak, öteki göçmenler gibi iş disiplinleri yok. Kentin alaveresine alışıyorlar. Herşeyin para üstüne kurulduğunu görüyorlar. Bizim Babıali hamalları bile değişti. Kot pantolon giyiyorlar, boyunlarında altın kolye var, öğleleri dönerciden bir ekmek içinde iki porsiyon döner yiyorlar. Muhabirler ise, yeniden çaysimite yatıyorlar. Bir dönerli sandviçi bulan muhabirler mutludur. Öyle bir kaza"riç aöhemırtâ gfrtfıkMİ?p'*a^iştifeOe kîminin b o l ! ğazındaki lokma baHanıyor, kimininki tıkanıp kalıyor. Araştırmacı değilim, sayılarla konuşmasını beceremem. Okurum Cemal * Çağlar da benim gibi. Ama ikimiz de gözlemciyiz, çevreye baktığımızda bunları görüyoruz. Elbette gördüklerimizin sosyal, ekonomik, psikolojik açıklaması vardır. Romanlarda, öykülerde kalmamalı, başka alanlara da yansımalı. Anlatmaya çalışıyorum. ağustos 83 PETER MAIWALD'DAN ŞİÎRLER MIKHAIL KRAPÇENKO Bugünün Dünyasında Yazın ve Sanat AFŞAR TİMUÇİN ile Geleneksel Kültür ve Geleceğin Kültürii Konusunda Tartışma GEORGE GROSZ'UN İKİ DÜNYASI ŞttRveYAŞAM KÜBA ULUSAL BALESt ya da ALICIA ALONSO AMERİKAN ROMANI John Steinbeck Erskıne Caldvvell Thomas Wolfe ERSK1NE CALDWELL'DEN ÖYKÜ FUTBOLUN OLDUĞU YERDE... HENR1 BARBUSSE Siperlerden Yükselen Ses SATRANÇ Yuırtiçı/Yıllık 1000 T L Yurtdışı/Yıllık 40 DM Tok ıstekter için 150 Lıraltk posta pulu gonderinız. Yazışma ve Havale adresı: P.K, 723, Kızılay Ankara. Abone Koşulları: Ordu Vhlisi ve Belediye Başkanı: Düzce Belediye Başkanı: "İlçemizin en büyük sorunu su ve kanalizasyon " HÜSEYİN KURU DÜZCE Düzce Belediye Başkanı Süleyman Kuyumcu, kentin en büyük sorunu su ve kanalizasyon olduğunu bildirdi. Başkan Kuyumcu, su sorununun kökünden halledilebileceğini, bunun için de çalışmalann sürdüğünü söyledi, kentçi taşımacılığını halletüklerini bildirdi. Düzce Belediye Başkanı Kuyumcu, satın alınan 12 otubüsün hizmete konulduğunu söyledi, "118 milyon liraya mal olan 12 otobüsün güzergâhları belirlendi. Halkı 25, asker ve öğrenciyi 10 liradan taşıyacağız." dedi. Belediye Başkanı Kuyumcu, 1977 yılında 196 milyon liraya kanalizasyon şebekesinin ihalesinin yapıldığını 1984 yılında bitirilmesi gerektiğini kaydetti. Düzce Belediye Başkanı Kuyumcu 1 milyon 385 bin liraya ihalesini yaptıkları pis su arıtma projesinin tamamlandığını, halen 4 bin parselin kanalizasyon bacalarının bitirildiğıni, bu rakamın yıl sonuna dek 8 bine ulaşmasının beklendiğini söyledi. Kentin önemli sorunlanndan biri olan yol yapımına da önümüzdeki yıl başlanabileceğini sözlerine ekleyen Başkan Kuyumcu, İller Bankasından 90 milyonluk ödenek ayrıldığını, Hasanlar Barajından yılda 9 milyon metreküp su sağlanarak su sorununu da halletmeye çalışacakların bildirdi. Kuyumcu İmar Plânına esas olacak harita yapımına da başlandığını, 20 milyon lira değerinde yol yapımında kullanılan yükleyici makine alacaklarını bildirdi, tmkânlar el vermiyor ki diğer sonulara da el atahm. tmkânlanmız dahilinde belli başli şu sorunları halletsek buna da şükür dedi. MEB'nin yurt dışma göndereceği öğrencilerîn başvuru süresi uzatıldı "Hizmetlerin yürütülmesi için mali kaynaklar yeterli değil" CEMtL CtĞERtM ORDU Ordu Valisi ve Belediye Başkanı M. Nermi Alyanak Ordu Belediyesi'nin sorunlarının başında mali sorun geldiğini söyleyerek, "HİHnetlerin yürütülmesi için mali kaynaklar yeterli değil. Bu nedenle Bakanlığın ve tller Bankası'nın bu konudaki fonlanndan yararlanmak için azami gayreti sarfediyoruz" dedi. Belediyedeki teknik personel eksikliğine de değinen Alyanak, "Özellikle içme ve kullanma suyunun yeterli, temiz olması için yıllardır kullanılmakta olan keson ve derin su kuyulan ele alınmış olup filtre ve temizleme işlemlerine münavebe ile başlanacaktır. Yedek kuyular için imar planı da gelmiş olduğundan buraların isale hattı projelendirilmek suretiyle tller Bankası'na gönderildi." dedi. Şahincili'deki toplam 1750 metreküplük su depolan ile Keçiköy'deki 500 metreküplük depo hizmete girdiğinde su gereksinmesinin 20 yıl süreyle karşılanabileceğini kaydeden Belediye Başkanı Alyanak, kent kanalizasyonunun yüzde 80'inin çalışmadığını, kirli sularm eski Hamamderesi, Bülbülderesi, Civil'e akmak suretiyle denize ulaştığını kaydetti. Vali ve Belediye Başkanı alt yapısı bulunmayan Yenimahalle ile Subaşı'nın sorunlarının giderilmesi için çalışmalarm hızla yürütüldüğünü söyledi. Eldeki olanaklarla kentiçi yolAlyanak, kentin temizliği konusunun önemini koruduğunu, temizliğin sadece belediye ekiplerince değil, vatandaş tarafından da yapılması koşuluğuyla gerçekleşebileceğini kaydetti. Sinyalizasyon konusunda da açıklamalarda bulunan Alyanak, "Bitıiğinde trafik daha düzenli bir şekilde akacak" dedi. Belediye Başkanı Nermi Alyanak, Ordu ilinin çiçekleriyle, bahçeleriyle en güzel hale getirileceğini söyledikten sonra onaylanan imar planının geldiğini söyledi, şunları ekledi: "İmar MüdürlüğU yeni çıkan yasalar çerçevesinde konuyu titizlikle takip etmektedir. Böylece şehrimiz senelerdir beklemekte olduğu imar planı ile yapılaşmasını en iyi şekilde sürdüreceğine inanıyorum." Bu örnekte çevre belediyeleri kaldırılarak metropoliten ölçekte, hizmetlerin görülmesinde etkinlik ilkesi gerçekleşürilmeye çalışılmıştır, ama bu çözümle belli sorular da açıkta kalmıştır. Böyle bir çözümle çevredeki özellikle gecekondu alanlarındaki gruplann yönetime katılımı ne kadar azalmıştır? Bu yörelerin belediye olarak varhklarını koruyarak hizmet üretmede etkinliği sağlayacak diğer çözumlere gidilmesi daha az yabancılaşmış bir yerel yönetim yaratmakta, daha yararlı olamaz mıydı? Bu sorulann üzerinde düşünülmesi gerekir. Eğer Türkiye'de yerel yönetimlerle merkezi yönetim arasındaki iş bölümünün tarihsel gelişimine bakarak bir sonuç çıkarmak istersek, bu iki yönetim arasında durağan bir işbolumu tanımı yapnıanın çok yararlı olmayacağı; her iki yönetimin görev alanlannı kendi olanaklarına gore, yaratıcı bir şekilde başarılarına bağlı olarak geliştirmelenne olanak verecek esnek bir tanımlamanın yararlı olacağı savunulabilir. Böyle esnek bir işbölümü ortaya çıkarmak için 1580 sayılı yas>a ile geçmişte izlenmiş yolun doğru olduğu, yani belediyeler için bazı alanlarda merkezi yönetimin görev alanı ile üsı üste düşse de biraz geniş bir işlev alanı tammlamak gerektiği söylenebilir. ANK\RA (UBA) Milli Lğium Bakanlığı kendi kuruluşlan ile diğer bakanlıklar ve KİTler adına yurt dışına masteT ve doktora oğrenimi yaptırmak aınacıyla gondeıeceği 365 öğrenci adayının başvuru süresini u/.attı. Bakanlık yetkililerinden edinilen bilgilere göre, 8 ağustos'ta sona ereceği onceden bildirilen başvuru suresi 15 ağustos akşanıma kadar u/atıkh. Adayların seçme smavlan 29 ağustos i eylul 1983 Uırihleri arasında İstanbul'ıla yapılacak. M. Nermi Alyanak ların hem asfalt onarımı hem de stabilize hale getirilmesine çalışıldığmı, sonra asfalt kaplama işlemlerine geçildiğini belirten SÜRECEK Enıekli bir ıııenıur havagazı zehirlenmesi sonucu öldü İslanhııl Haber Servisi Emekli bu meınur havagazı zehiılenmesi sonucu öldu. Şişli Şalak Sokakta lek başına oturan Muval'lak Uğursan'tn bir süre oııce olduğıı ve cesedin kokuşınaM u/erine komşuların polise lıabcı verdiği bıldirildi. Lîmckli Sandığı'nda memur oiarak çalıstıklan soııra emekli olan Muvaffak Uğursan'ın (55) innaga/ı nıusluğuııu açık bırakaKik ınııluı ı'itiği sanılıyor. TEK Mtidürü: Olağanüstti şartlar elektrik kısıntısı uygulanmayacak ANKARA (THA) Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürü Kâmll Toktaş, "Kuraklığın boyutları büyümezse ve termik santrallarda önemli bir arıza meydana gelmezse, evlerde elektrik kısmtılarına gidilmeyecek" dedi. Toktaş, THA muhabirine yaptığı açıklamada halen evlerde, küçük tiçarethanelerde, emniyet ve askeri tesisler ve rafineri ile kömür madenlerinde elektrik kısıtlamasının uygulanmadığını söyledi. Kâmil Toktaş, bu yıl meydana gelen kuraklığın elektrik üretimini önemli ölçüde aksattığını, suların önceki yıllara göre yaklaşık yüzde 30 oranında az geldiğini belirterek, 22.5 milyar kilowatsaat olan elektrik açığının santralları yükleme ve büyük fabrikalarla sanayi tesislerinde yapılan elektrik kısıtlaması ile karşılanabildiğini bildirdi. TEK Genel Müdürü Toktaş, ileri saat uygulaması, sokak aydınlatmalarında yapılan kısıtlamalar ve santrallardaki arızaları azaltacak bir dizi önlemler ile de açık olan elektriği kar$ıladıklarını kaydetti. ANKARA, (ANKA) İmd. ve Iskan Bakanı Ahmet Samsunlu, yurttaşların kaçak inşaat yapmamalarını isteyerek, "Gecekonduda önleme bölgelerinde arza vermeye hazırız." dedi. Atakent 3. Devlet mahallesinin 800 konutluk birinci bölum inşaatının temel atma töreninde bir konuşma yapam Bakan, Samsunlu, yılda 200 bin dolayında konutu açığı olduğunu söyledi. İmar Bakanı: Kaçak inşaat yapılnıasın, arsa vernıeye hazırız RESIM ÇALIŞMALARI ResimHeykel Müzeleri Derneği ile tstanbul ResimHeykel Müzesi'nin düzenlediği 512 yaş arası çocuklar, gençler ve yetişkinlere yönelik 3. yaz resim çahşmaları ve konferanslar 3 A.ğustos9 Eylül tarihleri arasında yapılacaktır. Gerekli bilgi müzeden (Tel: 161 42 98 99) alınabüir. SÜHAÖZTARTAR' SANAT GALERISİ 46 5940 KARMA RESİM SERGİS I 1 Hazıran 31 Ağustos. Devrim Erbil Huseyln Hazan ihsan Şurdum Metin Nigar • Mehmet Tesen Nihat Akyunak Orhan Ersoy Refia Çıtay Ruzin Gerçin Suha Öztarlar2ekl Kıral
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle