19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet TAKVİM 2 Ağustos 1983 lmsak: 4.51 Guneş: 6.55 Öğle: 14.20 Sahibi: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Temsılciler: ANKARA: Yalçın Dogan, İZMİR: Hlkmel Çetinkaya, ADANA: Nadir Nadi, • Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Müdüru: Mehmel Mercan, • Servis Şefleri: tstanbul Haberleri: Selahaltin Giiler, Dış Emine Uşaklıgil, Yaa Işlerı Mudüru: Okay Gönensin, • Yazı Işleri Müdiır Haberler: Ergun Balcı, Ekonomi: Osman (Jlagay, Yurt Haberleri: Barbaros Yardımcısı: Ahmet Korulsan, Haber Merkezi Müdurü: Yalçın Bayer, Sayfa Gençak, Küllür: Aydın Emeç, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yücelman, Düzeltme: Konur Krtop. Araştırma: Şahin Alpay. Duzeni Yonetmeni: AH Acar. Akşam: 21.24 Yatsı: 23.12 Bürolar: • Ankara: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehir, Tel:175825175866, İdare: 183335, • lzmir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Ataturk Caddesi, T.H.K. tşhanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyel Matbaacrlık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, lst. PK: 246ist. Tel: 5209703 Telex: 22246 Yer: YENt AS1R Gazete ve Matbaacılık Ltd.Ş. Mecidiyeköyİst. İkindi: 18.15 AmerikaYunanistan üs anlaşmasının ardından: Ankara'nın ABD'ye karşı tepkisi somutlaşmadı Ankara, Yunanistan'a ödün verümediği konusunda ABD'nin açıklamasmdan ikna olmuş değil,ancak 715 milyon dolarlık 1984 yılı yardımı Kongrede görüşüldüğü sırada ABD'yi karşısına alacak bir davranışa girmek istemiyor. SEDAT ERGİN ANKARA Amerika Birleşik Devletleri'nin Yunanistan ile hazırladığı yeni üs anlaşmasında Ege'de güç dengesine iiişkin olarak Atina'ya verdiği ödünün Ankara'da yarattığı rahatsızlığın şu anda somut bir tepkiye dönüşmedıği gözleniyor. Anlaşmanın bundan 2 hafta kadar önce Atina'da parafe edilmesinden önce Ankara, Dışişleri Bakanı llter Türkmen'in ağzından Washington'u bir çok kez uyarmış ve anlaşmada Türkiye'nin adının dolaylı ya da doIaysız bir şekilde geçmesi halinde "ABD'nin Yunanistan ile ilişkilerinde sağlayacağı avantajlardan çok fazlasını Türkiye ile ilişkilerinde kaybedeceğini" duyurmuştu. Türkmen'in bu konuda ısrarla sürdürdüğü uyarılara karşılık, ABD'nin anlaşmada "Türkiye ile Yunanistan arasında güç dengesi"ne yer verilen dış yardım yasasına atıf yapması Ankara'yı bir yol ağztna getirdi. Iki durum söz konusuydu: (1) Ya Ankara daha önce kamuoyu karşısında kendisini bağladığı şekilde tepkisini TürkAmerikan ilişkilerinde somut şekilde hissettirecek bir davranışa girişecek, (2) Ya da bu gelişmeyi "sineye çekecekti". Türkmen, ABD Büyükelçisi Robert StrauzsHupe ile ilk görüşmesinde gelişmeyi "esefle karşıladığını" belirterek Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun istismarına imkan verildiğini duyurdu. Ancak Türkmen, ilettiği görüşleri kendi kişisel görüşleri olarak sınırlamaktaydı. Hükümet'in görüşü daha sonra iletilecekti. YOĞUN GÖRÜŞMELER Türkmen ile StrauzsHupe arasında 18 temmuz'da yapılan bu görüşmeden sonra 23 temmuz'da Washington Büyükelçimiz Şükrü Elekdağ Türk Hükümeti'nin bu konuda (Türkmen tarafından ifade edilen görüşlerini de içeren) görüşlerini ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Burt'e iletti. Türkiye'nin Washington'daki bu girişimi, aynt gün Ankara'da çok daha üst düzeyde bir girişimle desteklendi, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Necdet Öztorun ABD Büyükelçisi Robert StrauzsHupe'yi çağırarak Ankara'nın kaygılanm "En üst makam adına" kendisine iletti. Bu konuda Türk ve ABD'li yetkililer arasında yürütülen diplomatik trafik geride bıraktığımız haftaya da sıçradı. ABD Büyükelçisi StrauzsHupe 25 temmuz pazartesi günü yeniden Dışişleri Bakanhğı'na çağınldı. Türkmen aynı gün Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ercüment Yavuzalp ile de bir başka görüşme yaptı. Bu temaslar zincirinde diplomatlar tarafından yürütülenlerinde şöyle bir görününüm ortaya çıktı. ABD tarafı, yönetim olarak Türkiye ve Yunanistan'a yapılacak yardımlarda 10'a 7 oranının uygulanmasına karşı olduğunu, ayrıca Yunanistan'a sınırlarının güvenliği için istenen güvencenin verilmediğini bildirdi. "Anlaşmada atıf yapılan ve Türkiye ile Yunanistan arasında güç dengesi kavramının yer aldığı Dış Yardım Yasası'ndaki değişiklik ise 1978'den bu yana yürürlükteydi ve yeni birşey degildi. Kaldı ki, söz konusu atıfın yapıldığı bölümde bir sonraki cümlede NATO yükümlülükleri için Türkiye'ye yapılacak yardımların bundan etkilenmeyeceği belirtilmekteydi. Bu bir anlamda güç dengesi kavramının üstüne çıkan bir ifadeydi." Türk tarafı ise, daha önceden, "dolaylı bile olsa Türkiye'nin adının geçmesine karşı olduğunu" hatırlattı ve yapılan açıklamaları "doyurucu" ve "açık" bulmadığını bildirdi. Buna karşılık ABD tarafı, Ankara'nın dikkatini 1984 mali yılında yapılacak yardımlara çekmeye çalıştı ve bu yardımın Kongre'den çıkmasının herşeyden çok önem taşıdığını ve yardımı Kongreden önerildiği şekilde geçirmek için Reagan yönetiminin elinden gelen bütün çabayı sarfedeceğini bildirdi. "PAPANDREU'YA MİNİMUM ÖDÜN VERİLDİ" ABD tarafının Türk tarafına anlattığı bir başka husus, parafe edilen anlaşmayla Papandreu'nun taleplerinin "en az"ının (minimum) karşılandığı oldu. Bu arada diplomatik kulislere yayılan haberlerde, anlaşmanın ABD'nin Papandreu'dan önceki muhafazakar Rallis Hükiimeti ile sonuçlandırdığı, ancak seçimler nedeniyle imzalanamayan anlaşmanın oldukça gerisine düştüğü belirtilmekteydi. ABD diplomasisinin bu açıklamalanyla Ankara'yı tam bir şekilde ikna ettiği söylenemez. Ankara'nın açmazı da işte bu noktada doğuyor. ABD'nin tutumunu değiştirmesi beklenmezken Ankara ABD'nin Yunanistan'a verdiği ödünü kabullenemiyor, ancak 715 milyon dolarlık yardımın Kongrede görüşüldüğü bir sırada ABD'yi karşısına alabilecek bir davranışa da yönelemiyor. Gazi Eğitim'den 170 öğretim görevlisinin ılişkisi kesildi htanbul, İzmit, Bursa ve lzmir'deki fakültelerde ilgili bakanlıklara iade edilen öğretim görevlilerinin sayısı 573'e yükseldi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazi Eğitim Fakültesinden 170 öğretim görevlisinin üniversite ile ilişiği kesildi. Ankara Gazj Eğitim Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesindeki 300 dolayındaki öğretim görevlisinden 170 öğretim görevlisinin fakülte ile ilişiği kesilerek ilgili bakanlıklara iade edildi. KAPIKULEDE DÖNÜŞ KUYRUGU 7 KM. Yurda gelişte gümrük araması nedeniyle uzayan kuyruklar, dönüşte de polis araması nedeniyle uzuyor. Polis, yurt dışına çıkışında sakınca bulunan kişileri arayınca Kapıkule'de kuyruk 7 kılometreyı buluyor. 20 temmuz 1982 tarihinde yürürlüğe giren yüksek öğretim kurumlarını yeniden düzenleyen 41 sayılı kanun hükmündeki kararname ile çeşitli bakanlıklardar üniversitelere devredilen eğitimciler bir yıl süre ile kendi kadro larında kalabileceklerdi. Bunur yanı sıra fakültede kalacak öğretim görevlilerini de saptayacak bir komisyon oluşturulacaktı. Oluşturulacak olan bu komisyon iki yıllık Eğitim Enstitüsü çıkışlılar dışında, fakülte çıkış lı yüksek Iisanslı ya da doktoralı öğretim görevlilerinin arasından ihtiyaçları doğrultusunda seçim yapacaktı. Bu komisyon çalışmasını tamamladı ve 22 kişilik öğretim görevlisi kadrosu olan Gazi Eğitim Fakültesi Fransızca ana bilim dalından 14 öğretim görevlisinin üniversite ile ilişiğinin kesilmesine karar verdi. Ingilizce bölümünden 8, Almanca bölümünde 10 öğretim görevlisiyle diğer bölümlerdeki öğretim üyelerinin ise üçte ikisinin fakülte ile ilişiği kesildi. 573'E YÜKSELDİ Kadrolarıyla birlikte ilgili bakanlıklara iade edilen öğretim görevlilerin sayısı 573'e yükseldi. Daha önce de Erzurum Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesinden 140, İlahiyat Fakültesinden 24, diğer fakültelerinden 16, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesinden 7, İlahiyat Fakültesinden 4, lzmir Dokuz Eylül Üniversitesi çeşitli fakültelerinden 124, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinden 79 öğretim görevlisinin fakültelerle ilişkileri kesilerek ilgili Bakanlıklara iade edilmvşti. YÖK kararıyla "bilgi ve beceri yönünden" yetersiz oldukları (Arkası Sa. 11., Sü. Vde) \/ Işçiler video getirip, karpuz götürüyorlar FÜSUN ÖZBtLGEN EDtRNE Istanbul'dan Edirne'ye doğru E5 Karayoluna çıkınca içinde Türk işçüeri bulunan, plakaları ise yabancı araçlardan oluşan bir konvoy başlıyor. Minibüsler, Mercedesler en çok da Fordlar birbiriyle yarışa yarışa, acayip bir biçimde sollayarak hızla yol alıyorlar. Gurbetçilerimiz dönüş yolunda... Bayram tatilini geçirdikten sonra biraz da dinlenmişler, sonra hedef Almanya, Danimarka, Avusturya, Belçika, Hollanda, işbaşı yapmak üzere hızla yollara koyulmuşlar. Aceleleri var. öylesine var ki, trafik kuralları yok olmuş. Bu arada daha gidecekleri memlekete değil varmak, Türkiye sınırlarından çıkmadan çarpışan otomobiller görülüyor. Bir traktöre takılmış Alman plakalı araba hurdahaş olmuş çekiliyor. Bu acele acele gidiş Kapıkule'ye yaklaşırken yerini beklemeye bırakıyor. Edirne'den Kapıkule'ye doğru ilerleyen güzel asfaltın orta yerinde iki trafik polisi durmuş gelen araçlara bakıyorlar. Arabamla yaklaşıyorum. Biri "geç" işareti verirken diğeri soldaki servis yoluna dönmemi işaret ediyor. Son sıralarda sık sık ceza ver(Arkası 6 . Sayfada) Bonn hükümeti Zimmermannhn Ankara gezisinden çok memnun Yayınlanacak cevap hakkı metni Cumhuriyet gazetesi 24.6.1983 günlü 21130 sayılı nüshasının 12. sayfasında T.H.A. imzah ve 1. ve ikinci sütunlarında 2. sütun 10 Cm ebadında "KOCASINDAN BOŞANDIĞINI 8 YIL SONRA ÖĞRENDİV başlığı altında yayınlanan haber ve habere konu teşkil eden kişinin tamamen gerçek dışı beyanına dayanmaktadır. Şöyleki haber kaynağı olarak ismi geçen Zerrin ile 1969 yılında evlendik evlilikten kısa bir süre sonra rahatsızlanarak gerekli tedavisi yapılmış tedavisi bittikten sonra müşterek haneye dönmemiş baba evinde kalmayı tercih etmlştir. Bunun üzerine Kadıköy Asliye 3. Hukuk Hakimliğinin 1971/123 D.tş dosyası ile eve dönmesi için davet çıkartılmış bu davete de icabet etmemiştir. Aynı mahkemede 1971/717 esas sayılı Terk nedeni ile boşanma davası açılmış bu davada kendisini Av. Sedat özveri vekili sıfatı ile temsil etmiştir. Açılmış bulunan bu dava 1972/228 sayılı kararla mahkemece boşanmaya karar verilmiş bulunmaktadır. Aradan 5 yıl gibi bir süre geçtikten sonra 1977 yılında Kadıköy Asliye 3. Hukuk Mahkemesinde 1977/578 esas sayılı dosya ile boşanmanın iptali için iadeyi muhakeme talebinde bulunmuşlardır. Açmış bulundukları bu dava da 1978/794 sayılı kararla reddedilmiş bulunmaktadır. Konu haberde 3 çocuğundan bahsedilmekte ise de Zerrin ile olan evliliğimden iki çocuğum bulunmaktadır. Ayrıldıktan sonra 1977 yıhnda evlenmiş bulunuyorum, ikinci evliliğimden ise 2 çocuğum vardır ve mutlu bir evlilik sürmekteyim. Görülüyor ki haber tamamen gerçek dışı ve reklam amacına yöneliktir. Basın kuruluşları olarak haberin doğruluk derecesinin arıştırılmadan yayınlanması da kişi haklarım haleldar edici durumlar arz etmektedir. Bu nedenle ilk çıkacaki nüshalarında aynı punto ve aynı sütun santimlerle yayınlanmasını talep ederim. 26.7.1983 Hüsnü Aytekin Alman basın ı ve Bonn'a göre Ankara Zimmermanrfın önerîlerini kabııl ediyor ULYA ÜÇER BONN Alman basınında, Federal İçişleri Bakanı Friedrich Zimmermann'ın Ankara temaslarının yankıları sürüyor. Gezinin getirdiği sonuç "Bonn'la, Ankara arasında görüş birligi" başlıklarıyla kamuoyuna iletiliyor. Zimmermann'ın İçişleri Bakanı olarak yaptığı bu ilk yurt dışı gezisi hükümet çevrelerinde de olumlu değerlendirildi. Hükü met çevrelerinden, Bakan'ın Bonn'a dönüşünden sonra yapılan bir açıklamada, Zimmermann'ın önerilerinin Ankara'da anlayışla karşılandığı belirtildi. Açıklamada, Türk hükümetinin, ailelerin birleşmesine getirilecek kısıtlamaları ve Almanya'ya gelecek çocuklar için yaş sınırlamasını anlayışla karşıladığı, 1986 yılında başlaması beklenen serbest dolaşım hakkında da ısrar etmeyeceğini sezdirdiği bildirildi. tçişleri Bakanı'nın Türkiye gezisine katılan gazetecilerden haftalık Die Zeit gazetesi yazarı Nina Grunenberg'in değerlendirmesi de Bonn'dan yapılan açıklamayı doğrular nitelikte. Grunenberg, gazetesinin 29 temmuz tarihli son sayısında yayınlanan yazısında, Zimmermann'ın yabancılar politikasında iki noktaya özel önem verdiğini belirtiyor: Biri, anababalarının yanına gelecek çocuklara 6 yaş sınırlaması, ikincisi de 2. ve 3. kuşak işçi çocuklarının memleketlerinden evlilik yapmalarını engellemek. Yazar, Zimmermann'ın hedefinin yabancı sayısını her yıl 20 bin azaltmak olduğunu ekliyor. Die Zeit yazarı, Türk tarafının konumunu şöyle değerlendiriyor: "Sivil olsun, asker olsun Türk hükümetlerinin en büyük endişesi Avrupa'daki işçilerinin geri dönmeleridir. İki milyon Türkün yurt dışında bulunması zayıf bütçenin kesinleşmiş verilerinden biridir. Yüzde 2,1'lik doğum oranı ve gizli işsizlikle birlikte yüzde 25'e varan işsiz oranı karşısında Türk hükümetleri için bir kişinin bile ekmegini yurt dışında kazanması önem taşımaktadır. Ayrıca Türk'lerin 'Almanyalı' diye adlandırdıkları yurt dışı işçilerine bakışlan da ikirciklidir. Çoğu kalifiye işçi olan, disiplinli çahşmaya alışmış, ama bunun yanında birçok sosyal haklar da isteyen yurt dışı işcileri, memlekette kalanlann gözünde tehlikeli birer rakiptirler. tşlerini yurt dışından dönen kalifiye işçilere kaptıracakları endişesi vardır. Öte yandan döneceklerin sosyal alanda çeşitli haklara alışmış bulundukları ve bu hakları Türkiye'de de isteyecekleri akla yakındır. Onun için toplu dönüşler olursa, sosyal huzursuzlukların başgöstermesi doğaldır. İşin bir başka yönü, Türkiye'de birçok kişinin, yurt dışından gönderilen paralarla yaşadığıdır. 'Almanyalılar' dönerse onların dunımu da bozulacaktır." Türkiye'de hükümetlerin ve halkın Almanya'dan dönüşlere neden karşı olduğunu bu şekilde açıklayan yazar Nina Grünenberg, Federal İçişleri Baka(Arkası Sa. 11., Sü. Vde) DM üyelerine Toprak Reformu Tasarısıylu ilgili ilk brifing bugün ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Toprak ve Tarım Re' formu Yasa Tasarısıyla ilgili olarak Danışma Meclisi tarım, orman, köyişleri ve kooperatifler komisyonu üyelerine bu ayın ilk 10 günü içinde brifingler verilecek. tlk brifing bugün Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığı tarafından verilecek. Onu 3 ağustosta DPT'nin vereceği brifing izleyecek. 4 ağustosta Tarım ve Orman Bakanlığı, 9 ağustosta Köyişleri ve Kooperatifler Bakanlığı, komisyon üyelerine tasarıyla ilgili brifing verecekler. Son brifing ise 10 ağustosta Ziraat Odaları Birliği tarafından verilecek. Öte yandan, Toprak ve Tarım Reformu Yasa Tasarısı için Danışma Meclisi'nin 9 komisyonundan görüş istendi. Bu komisyonlardan bir bölümü görüş iletirken bazılarmdan henüz görüş gelmedi. Bu görüşlerin gelmesinden sonra tasarı, Tarım, Orman, Köyişleri ve Kooperatifler Komisyonunda görüşülmeye başlanacak. Toprak ve Tarım Reformu Yasa Tasarısı DM'nin yasama dönemi sona ermeden görüşülebildiği takdirde oldukça tartışmalı geçeceğe benziyor. da Velid Koran'ın konuşmasına oldukça kızmış "Sözümü kesmeyin. Konuşursam bazılarının uykulan kaçabilir" uyarısında bulunmuştu. Tüm bu tartışmalardan sonra Milli Güvenlik Konseyi Danışma Meclisi'nden çıkarılan metni tersine çevirerek toprakları kamulaştırılanların topraklarını geri almak için dava açamayacaklarını, açılmış davalann da düşeceğini hükme bağlamıştı. "HERŞEY BİTMİŞ DE ..." Tasarının görüşüleceğı esas komisyon olan Tarım, Orman Köyişleri ve Kooperatifler Komisyonu sözcüsü Doğan Gürbüz, Ziraat Odaları Birliği yayın organında kendisine yöneltilen soruları yanıtlarken "Şimdiye kadar Türkiye'de herşey bitmiş de tek toprak reformu kalmışcasına bu işin üstüne gidiliyor" dedi. Gürbüz'ün sözcüsü bulunduğu komisyonda tasarının ne şekil alacağı merakla bekleniyor. DM'ye sunulan Toprak ve Tarım Reformu Yasa Tasansı uyarınca, Müsteşarlıkça saptanan aile başkanları ile reşit ve mümeyiz erkeklere yeter gelir sağlayacak miktarda toprak verilecek. Bu miktar, 1982 yıh toptan eşya fıyatları endeksine göre yıllık 375 bin liralık tarımsal gelir sağlamaya yeterli arazi olacak. Yasaya göre yapılacak kamulaştırmalarda arazi ile üzerindeki her türlü yapı ve tesisin kamulaştırma bedelini bir tesbit komisyonu belirleyecek. Kamulaştırılan arazinin kamulaştırma bedeli, kamulaştırma kararının alındığı tarihteki gelir değeri esasına göre hesaplanacak. Yapılacak kamulaştırmalarda peşin ödenecek miktar, kamulaştırılan arazi ile üzerindeki tarım işletmeleri ile ilgili yapı ve tesislerin toplam kamulaştırma bedelinin yüzde 30'undan az olamayacak. Norveçli William Şereflikoçhisarlı Mustafayı dolandırdı tHSAN ÖZÜAĞ EDİRNE NATO'ya eşya taşıyan TIR konvoyunun şefi olduğunu söyleyen Norveç uyruklu William Berghmann'ın Şereflikoçhisar'lı Mustafa öksüz'ü motor onarımıyla ilgili araçgereç getireceğini vaadederek 950 bin Hra dolandırdığı îaptandı. Şereflikoçhisar'da öksüz Ticaret adıyla oto servisi ve parça satıcılığı yapan Mustafa öksüz'e, bundan bir süre önce Norveç'ten bir mektup getirdiğini belirten ve kendisini NATO'ya eşya taşıyan TIR konvoyunun şefi olarak tanıtan William Berghmann isimli kişi geldi. öksüz'Un kızı Mehtap Songül, Norveçli bir ailenin kızıyla mektuplaştığından, getirilen mektubu yadırgamadı ve Berghmann ailede konuk edildi. Berghmann bu arada Mustafa Öksüz'ün işyerini gezerek bir gereksinmesi olup olmadığını sordu. Öksüz, motor test cihazı, silindir torna makinası, krank taşlama cihazına gereksinmesi olduğunu söyledi. Berghmann, bunun gümrüğünün yaşlaşık 950 bin lira dolayında olduğunu, ödeyip ödeyemeyeceğini sordu. Sonuçta taraflar anlaştı. 15 temmuz 1983'de Türkiye'ye gelen William Berghmann, istenilen makinaları getirdiğini belirterek, gümrük işlemlerine ait evratyları Mustafa Öksüz'e verdi ve parayı da sağladıktan sonra birlikte lzmir NATO Askeri Havaalanı Gümrük Komutanlığı'na gittiler. Berghmann, burada gümrüğe girdi çıktı. Burada görevli Reşit Kayhan isimli kişinin yanında Mustafa öksüz'den 950 bin lirayı aldı ve yeniden gümrüğe girdi. Ancak uzun süre çıkmadı. Bunun üzerine Öksüz, Amerikan polisine başvurdu, ancak Norveçlinin izine rastlanamadı. Olayda bir "bit yeniği" sezen Öksüz, Edirne'ye geldi ve TIR Müdürlüğüne başvurdu. Başmüdür Nihat Altınöz'den evraklardaki adm ve mühürlerin sahte olduğunu öğrendi. Mustafa Öksüz, "Giden paralara üzülmüyorum. Kızlarım ona VVilliam amca dediler onu sevdiler" diye konuştu. TÜM tStMLER SAHTE Mustafa Öksüz'ün dolandınldığının anlaşılmasından sonra yapılan geniş çaplı araştırmada sahte evrakların üzerinde yazıldığı gibi "TC Gümrükleri KapıkuleEdirne TIR Giriş Gümrüğü MüdürlüğU" bulunmadığı, saptandı. Bu müdürlüğün adının "TIR Gümrük Müdürlüğü" olduğu ve Mürşit Eren'in yönettiği belirlendi. Ayrıca evrakların altında "Giriş GUmrüğü Müdürü tbrahim Bayraktar" adının sahte olduğunu, Tır Giriş Gümrüğü Antreposu bulunmadığı, Gültekin Doğanay isimli antrepo şefinin de olmadığı saptandı. Orta boylu, ablak suratlı, patlak gözlü ve 52 yaşlarında olduğu bildirilen William Berghmann'ın bir şebekeye mensup olduğu sanılıyor. Durum Interpol'e de duyurulacak. RUHSAT SONRA ALINACAK Eski adıyla Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin bahçesjnde bırı Rektörlük binası, diğeri toplantı salonu olmak Uzere iki inşaat 23 yıldır ruhsatsız olarak sürdürülüyor. (Fotoğraf: Ender ERKEK) Mimar Sinan Üniversitesi rektörlük binası inşaatının nıhsatı yok CENGtZ TURHAN "Kamu kuruluşları, özellikle üniversiteler inşaatlarına kaçak başlarlar, sonradan gelip ruhsat isterler. Biz nasılsa alırız derler." ' Bir belediye görevlisinin, kamu kuruluşlarının inşaatlarına başlarken ruhsat alma zahmetine katlanmamasına iiişkin sözleri bunlar. örnek; Fındıkh'daki, eski adıyla Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin, yeni adıyla Mimar Sinan Üniversitesi'nin bahçesinde üç yıldır süren inşaatlar... Oysa 2805 sayılı yasaya göre Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan inşaatlar dışında, askeri olanları dahil tüm kuruluşların inşaatlarına ruhsat alınması gerekiyor. Fındıkh'daki "Güzel" Sanatlar Akademisi'nin bahçesindeki "çirkin" görüntüyü yaratan iki inşaattan, bahçenin Tophane'ye bakan ucundaki bir toplantı salonu. Üç yıl kadar önce inşaatına başlanmış. Tabii "kaçak" olarak. Kamu inşaatlannm bilinen temposu içinde kaba işi ancak bu yıl bitmeye yüz tutmuş. Inşaatın henüz ruhsatı yok. Bahçenin Dolmabahçe yönündeki ucunda da "Rektörlük İdare Merkezi" inşaatı yapılıyor. Temeli geçen yıl atılmış, bu yıl da ilk katının çıkılmasına hazırlanılıyor. Tabii ruhsatı da "daha sonra" alınacak. Belediye ilgilileri, "sonradan da ruhsata bağlanması mümkündür," diyerek, bir üniversite sözkonusu olduğu için "fazla sıkıştırmıyor". İnşaatlar da henüz onaylanmamış projeler üzerinden sürdürülüyor. Mimar Sinan Üniversitesi yetkililerine bakıhrsa, inşaatlarla ilgili her şey Bayındırlık Bakanlı ğı Yapı lşleri 1. Bölge Müdürlüğü'ne devredilmiş. "Ruhsat Iş ÖN TEDBİRLER lemlerini onlann izlemesi gereki YASASI yor."Yapı îşleri'ndeki bazı yetDM'de geçen yıl görüşülen kililere göre ise işlemler Rektör "Toprak ve Tarım Reformu Ön lükçe yürütülüyor. Kimin elinde Tedbirler Yasa Tasansı 1 madkaldığı belli olmadığından ola deden oluşmasına karşılık üzecak, ruhsat başvurusuyla ilgili rinde 2 gün boyunca 27 üye söz dosyalarda bazı karışıklıklar da alarak görüş açıklamıştı. Bu araolmuş. Bir süre önce Rektörlük da, Urfa Ziraat Odası Meclis tdare Merkezi'nin projeleri Be Başkanı Avukat Adil Rastgeldi'lediye'de kaybolmuş. Yapı lşle nin kurulan geçici komisyonda ri Bölge Müdürlüğü tarafından dinlenmesi tartışma konusu yaçektirilen yeni kopyalar bir kaç pılmış, söz alan Komisyon Başgün önce dosyaya eklendi. Ruh kanı Necdet Gebeloğlu, Rastgelsat işlemleri biraz daha uzaya di'yi komisyona DM üyesi mercak. Çeşitli nedenlerden, bitmek hum Turgut Yeğenağa'nın davet bilmeyen "akademilik" inşaat ettiğini açıklamaktan kendini lar biraz daha gözleri rahatsız alamamıştı. Gebeloğlu, Rastgeldi' edecek. "Auditoryum" adı ve nin dinlenmesi konusunun oya rilen toplantı salonu,"Mimaride sunulduğunu, Turgut Yeğenağa, Cephe Sorunu", DUzensiz Kent Velid Koran ve Alaeddin Akleşme ve Ruh Sağiığı" gibi bilim soy'un oylarıyla dinlenmesine sel konferanslann verileceği gün karar verildiğini belirtmişti. leri bir süre üdha bekleyecek. Devlet Bakanı llhan Oztrak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle