11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet TAKVİM 7 Tetnmuz 1983 Imsak: 3.34 Güneş: 5.32 öğle: 13.14 Sahıbı Cumhîınyel Maıbaacılık ve Ga/etecılik Turk Anonım Şirketi adına Nadir Nadi, • Ciencl Yayın Muduru Hasan t'emal, Muessese Müdurır Kmine U^aklı^il, Ya/ı Işlerı Muduru Okay (.onensin, # Ya/i Işlerı Mudur Yardımusı Ahmel Korulsan, Habcr Merkc/ı Muduru: Yalçın Bajer, Sayla Du/cnı Yonclmcni Ali Acar. Akşam: 20.45 Yatsı: 22.34 TemsilcHer: ANKARA. Yalçın Dofc»n, IZMIR Hikmet Çelinkıya. ADANA Burolar: • Ankara: Konur Sokak No 24/4 Yeni*eriır, Tel I75K25175866, Mehmet Mercan, • Servis Şefleri: Istanbul Haberlerı Şelahaltin Guler, D15 Idare I833Î5. • 1/mır JHalil Zıya Bulvarı No f>5/\ Tel 254709 111230 Adana: Aıaturk Caddesı, T H K Işhanı Kaı 2/13, Tel I455OI97ÎI Haberler Ergun Balcı, Ekonomı Osman Ulagay, Yurt Haberlerı Barbaros • 0 Hasan ve Yayan: Cumhurıyel Matbaacılık ve Ga/eıeut\k T A Ş Turk Gençak, Kultur: Aydın Emeç, Magazın Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı Abdulkadir Yucclman, Duzeltme Konur'Erlop, Araştırma !>ahin Alpay. Oiağı Cad 39/41, Cağaloğlu, Isl PK 246lsl Tel: 5209703 Telen 22246 1 Ikindi: 17.13 Basıldığt Yer: YEN1 AS1R Gazele ve Matbaacılık Ltd. Ş Mecıdıyekoylst. Yaşamımıza sızan plastik sağhğımızı tehdit ediyor PVC denilen plastiğin bileşiminde bulunan Vinil Klorür'ünkanser yapıcı etkisini, dünya, 1971 1974 döneminde saptayabilmiş. Ve ondan sonra Vinil Klorür'ün plastikten gıdalara geçip geçmediği ya da hangi koşullarda insan sağhğına etki yapmadan kuHanılabileceği saptanraış. ğında ya da "acı patlıcanı kırağı çalmaz" umursamazhğında yılları elekten geçirmişsek.. Şairin dediği gibi "kabahatın birazı... hatta çoğu sendeyse... bendeyse... bizdeyse..." Harflerin en kocamanını seçip "TEHLİKE" diye yazmak farzolmuştur. O tehlikenin KANsağlam adamdı, turp gibiydi" SER çanlarını çaldığını da... NİLGÜN UYSAL Eminim ki, elde birçok araşdedirtmek üzere... Gıdaların içinde saklandığı tırma var... Benim elime geçeni Hani o sabahları kapınızı ça plastik ambalajların tehlike saç TÜBÎTAK'ın yaptığı.. Hem de lan sokak sütçüsünün "plastik tığını söylemek hiç kuşkusuz bir birisi 1978 öteki de 1980 tarihbidonu" var ya... çok çevrenin hoşuna gitmeye li... 1978 nerede 1983 nerede? Hani irili ufaklı tombul plas cektir. Ama tehlikeler "hoşa git"Kabahatın çoğu bizde" detik ambalajlarda satılan o güzel meyecek diye" de saklanıp giz mek sanıyorum haksızlık değil. kaymaklı yoğurtlar... Onlar var lenemezler. Hele hele yaşadığıSözkonusu araştırma metinleya... mız bu ülkede Sağlık Bakanlığı rini almaya gittiğim zaman TÜYa da deterjanı bittikten son "plastiklerin gıda ambalajların BİTAK yetkilileri özellikle şunu ra atmaya kıyamayıp yiyecek da hangi koşullarda ve nelere vurgulamaya çalışıyorlardı: saklamak için kullandığınız plas dikkat edilmek kaydıyla kullanı"TÜBİTAK otonom bir kutik kaplar... lacağını bir bir belirleyen" kural ruluştur. Piyasadan çeşitli ör"Yaşamınızı, sağlığınızı, için ların ya da gerekli tüzükleri yıl nekler toplar, o örneklere göre için torpilliyorlar her giin. Hem lardır bir türlü pişirip kota araştırmalarını yürutur. Bunun de sinsi sinsi... Zaman içinde bi ramamışsa... ötesindeki görevler TÜBİT AK'a rike birike... Bir gün birden "neVe sizler ve bizler... "ne ola ait degildir. Biz gerekli uyarıladen böyle oldu. Allah allah, çok cak o da birşey mi?" gamsızlı rı yapar, arastırmalarımızı gerekli makamlara Uetiriz. Yoksa, "hançi firmanın hangi malmda ne gibi sakıncalan göriilmüştür" sorusuna açıklık getirmekbizl aşan bir şeydir." Bu sözler, hiç kuşkusuz işinin bilincinde, soğukkanlı ve dünya standartlannda bir bilim adamının mantığını yansıtıyordu. Kendi sınırları içinde, haklı, anlaşılabilir bir mantıktı... Ne var ki, uluslararası birçok normun ete kemiğe bir türlü bürünemediği bir ülkede yaşıyorduk. Böyle bir ülkede de biz gazeteciler karşılaştığımız şorunları, "bilimsel rasyonel"in imbiğinden geçirmeye dikkat ettiğimiz ölçüde, bu sorunların dünya çapında ne anlama geldiğini de araştırmak zorundaydık. TUBÎTAK'taki bilim adamları, Türkiye'de yapılan bütün plastik gıda ambalajlarının sağlığa aykırı olmadığını, önemli bir bölumünün sakınca taşımadığını söylüyorlardı ama... Plastik gıda ambalajlan konusu da düpedüz "sahipsiz"di... "Hangi gıda maddesinde ne tür plastik kullanılabilir" sorunu dünyada her an adım adım izlemiyor, izlenmek zorunda. Bu alan, yeni yeni icatlara açık bir alan cünkü . Türkiye'de ise, gıda ambalajında "cam"ın, "teneke"nin standardıbelirlenmisı..7 Plastiğin standardı yok. Plastik ambalaj kullanımı Sağlık Bakanhğı'mn iznine bağlanmış okadar... Ve neredeyse on yıla yakın bir süredir bu plastiklerin gıda ambalajında kullanımını disipline eden tüzüğün hazırlanması sorunu raflarda sürünüvor... PVC denilen plastiğin bileşiminde bulunan Vinil klorür'ün (VC) kanser yapıcı etkisini.dünya, 197174 döneminde saptayabilmiş... Ve ondan sonra Vinil Klorür'ün plastikten gıdalara geçip geçmediği ya da hangi koşullarda insan sağhğına etki yapmadan kuHanılabileceği saptanmış Birçok yeni icadı yüzyıllarca geriden izleyebilmiş bir ülkede "plastikler, evimizin, ntutfağımızın, yaşamımızın her anına sızmış olan plastikler, dikkat edilmezse sağhğımızı tehdit eder" sorununu on yıl geriden izliyorsak... Bu da birşeydir belki de... MumcuIlıcak davası Fehmi Güneş: Telemen'in Uğur Mumcu ~ ile görüşme isteğini Celasun ve Ozkın'la değerlendirdik Istanbul Haber Servisi Tercüman Gazetesi sahibi Kemal Dıcak'ın yazarımız Uğur Mumcu ve Genel Yaym eski Müdürümüz Oktay Kurtböke aleyhine açtığı ceza davasına Toplu Basm Mahkemesi'nde devam edildi. Kemal Ilıcak, söz konusu davada, Uğur Mumcu'nun 13.10.1980 günü gazetemizde yayınlanan "Telemen'in ifadesi" başlıklı yazısmda kendisine hakaret edildiğini ileri sürmekte. Silah ve uyuşturucu madde kaçakcılığı olaylarına karışan 1brahim Telemen'in 1972 yılında izmir Sıkıyönetim Savcılığı'na verdiği ifadelerde silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığının iç ve dış örgütsel odaklarını açıklayarak isimler vermekte idi. Telemen'in el yazısı ile verdiği bu ifadede Tercüman Gazetesi sahibi Kemal Ilıcak'ın da adı geçmekte idi. 1979 yılında Telemen, Uğur mumcu'ya bir mektup göndererek silah ve uyuşturucu madde kaçakcılığı yapanlar^ açıklamış ve görüşmek istemiv ti. Ancak bu görüşme yapılamamış Telemen kaldığı otelin önünde esrarlı bir şekilde ölü olarak bulunmuştu. Telemen'in mektubunu ve görüşme isteğini yetkili makamlara bildiren Mumcu, silah ve uyuşturucu madde kaçakİADE EDİLDİ 24 rnayıs 1981de Haliç yolcu uçağını Bulgaristan'ın Burgaz kentine 3 arkadaşı ile cılığı olaylarını mceleme ve araşbirlikte kaçıran Ekrem Kdıç Türkiye'ye iade edildi. tırma görevini yaparken Tele • men'in ifadesini de yayınlamıştı.Bu yayın nedeniyle açılan davanın dünkü duruşmasında, Ankara'da tanık olarak dinlenen , Içişleri eski Bakanı Hasan Feh mi Güneş'in ifadesi okundu. EDIRNE, (Cumhuriyet) ne kaçırmışlardı. Sol bir örgüt de edilen sanığın Baki Okan tak Güneş ifadesinde Mumcu'nun THY'nın "Haliç" yolcu uçağını üyesi olduğu bildirilen militanlar ma adlı Ekrem Kılıç olduğu an Telemen'in kendisine yaptığı 24 mayıs 1981 günü Bulgaristan1 o tarihte yargılanarak mahkum laşıldı. Üç yıl hapse mahkum açıklamalan ve görüşme isteğiolan korsanın iade edildikten ın Burgaz kentine kaçıran dört olmuşlardı. ni Jandarma Genel Komutanı hava korsanından Ekrem Kılıç O tarihte gazetelerde korsan sonra tstanbul'a gönderileceği Orgeneral Sedat Celasun ve Emdün Kapıkule'de Türk makamla isimleri Ahmet Balkan (18), Ba öğrenildi. rına iade edildi. 112 yolcusuyla kaçınlan uçak, niyet eski Genel Müdürü Haydar ki Okan (19), Celal Aytan (21) ve Özkın ile birlikte değerlendirdikMuş ilinin Varto ilçesi nüfusu Cem Gülsoy (19) olarak geçmiş 32 saatlik bir bekleyişten sonra lerini belirtti. na kayıth olan 1961 doğmlu Ek ti. Sanıklardan birinin Yeşilköy yolcu ve mürettebatın ortak giDünkü duruşmada toplanan . rem Kılıç ve Uç arkadaşi, îstan de askerlik yaptığı bildirilmişti. rişimiyle kurtarılmıştı. Yolcular delillere göre davacı vekilleri id \ bul'dan Ankara'ya giden uçağı Dün Kapıkule'den Bulgar ma dan 5'i hafif, 2 korsan da ağır dialannı tekrarladılar: Telemen'Yalova uzerinden Burgaz kenti kamlarınca Türk yetkililerine ia yaralanmıştı. in ifadesinde Kemal Ilıcak'ın isminin geçmediği yolundaki eski savlarından vazgeçen avukatlar arasından zaman geçmesi nedeni ile bu ifadenin açıklanmasının suç olduğunu, bu nedenle Uğur Mumcu'nun cezalandınlmasını istediler. Gazetemiz Avukatı Orhan Apaydın, Telemen'in ifadesinin güncelliğinin kanıtı olarak Hürriyet Gazetesi'nin 4 temmuz 1983 tarihli sayısında yer alan silah ve uyuşturucu madde kaçakpıyoı ar; taştan el değirmenleri, cısı "Sarı Avni" ile ilgili haberi hayvan boynuzlarma gömülmüş mahkemeye sundu. Apaydın,! kesici taşlardan oraklar v.b. tüm Eylül öncesinde sağ ve sol ayrıbu etkinliklerin ilginç aletleri. mı yapılmadan milyarlarca liraAynı zamanda yerleşme dönemihk silahı Türkiye'de tekör örgütdir bu: Işte kerpiç ve ahşaptan lerine satan ve Interpol tarafmbir ev modeli. Kapısı yok, damdan hakkında tutuklama kararı dan giriliyor. tçeride,ocağıve seçıkarılan "Sarı Avni" Avni Kakileri var. Daha sonra, sanat derakuş'un isminin de Telemen'in ğeri az olmakla birlikte, üstün ihbar mektubunda yer aldığını arkeoloik değer taşıyan insan fibelirtti. Ayrıca Telemen'in ifagürleri sıralanıyor. Ve bu arada desinde açıkladığı ve aralannda kadının "ezeli ve ebedi" meraTercüman Gazetesi sahibi Kemal kı, süslenme başlıyor: BoncukIlıcak'ın da bulunduğu kişiler lar, boncuk dizileri, deniz ürünhakkında soruşturma açıldığına lerinin kabuklarmdan süs eşyailişkin resmi belgelerin bulunduları. Bu dönemin kadın figürleğu Apaydın tarafından mahkerinde üreme organlan abartılmış meye bildirildi. olarak gösteriliyor. "Nereden Mahkeme Uğur Mumcu tarageldik?" sorusuna, "doğum gifından dosyaya konan yazılı sazi"ne yanıt arama çabaları dikvunmanın okunması, Kemal Ilıkati çekmekte. Ayrıca elle yapıcak hakkındaki soruşturmaya lan ilk çanak çömlekleri ilişkin belgenin ibrazı ve savungörüyoruz. manın yapılması için duruşma Aya lrini sergisinde yapıtlar yı ileri bir tarihe erteledi. kronolojik olarak düzenlendiği APAYDIN GÖZE için kültürlerin birbirlerine etkiTercüman Gazetesi yazan Erguı leri açık seçik görülebiliyor. IşGöze'ninYazıişleri Müdürümü te cilalı Taş (Neolitik) çağından HİTtT MEZAR STELİ Kollannı birbirine atmış, yüksekarkalık Okay Gönensin ve avukut Bo ileri üretime dayalı yaşam düze lı bir koltuğa oturmuş bir çift. Kadın sol elinde ayna tutuyor. Kenine(Kalkolitik çağa)geçişin ilk merinde çağın modasım yansıtan Frig fibulan takılı. Ayak bilekle (Arkası Sa. 11., Sü. 6'da) belirtileri: Vazoların, çeşitli kap rine "hal hal" geçirmiş. Klinderüzüm salkımı tutan erkek kadın ların biçimleri, fıgürler gelişiyor. (Fotoğraf: UGUR GÜNYÜZ) gibi uzun giysili... Artık üretimde bakır yer alıyor. İnsan doğanın doğurganlığını cusu ve bereketin simgesi ArteSonraları, insan bakırla kalayı karıştırıp bronz yapmayı öğre "Bereket Ana" ile simgeleştirir mis'e, sevgi ve güzellik tanrıçanince ise İlk Tunç Çağı başlıyor: ken y^şamın sürekliliğini de bel sı Afrodit'e kaynak olacaktı. Alacahöyük Horoztepe, Mah geledi. Günümüzden üç bin yıl Işte Hitit dönemi'nden kalma matlar, Hasanoğlan, Eskiyapar öncçJLrigya Kyebele adım alan zarif bir çaydanlık. Üstünde ilk ve tkiztepe maden buluntuları Bereket Ana (Ana Tanrıça), son Hitit uygarlığının başkenti Habu çağın benzersiz öjnekleridir. rakı çağlarda gençliğin koruyu tuşaş'ta yaşamış zeytin gözlü genç kadmın parmak îzTerTTıâlâ duruyordu sanki. tstanbul Haber Servisi Bu eşsiz sanat yapıtlanm hay Darphane ve Damga Matbaa ranlıkla seyrederken uzmanla Genel Müdürlüğü Anadolu M rın, sergi için söyledikleri geçi deniyetleri Sergisi nedeniyle h yordu usumdan. Prof. Nevzat tıra para ve madolyanlar bastı Ilhan şunları söylüyordu: dı. Darphanenin tarihinde i "Türkiye'de ilk kez çok kısa sü kez satmak için hazırladığı ha rede gerçekleştirilen böylesine ra para vemadalyonlann üzer büyük bir sanat olayı, nedense, de dün ada basıian IIK aıtın r. Bakanlıklar ve TRT tarafından ralardaKİ desenler bulunuyor, değerlendirilmiyor. Tüm eğitim tın paralar 50 bin, nikel para kunımlarına temel eğitim malze 500, altın kaplama bronz mad mesi olacak bu eşsiz kültUr ve sa yonlar 6 bin, bronz okside n nat olayına Milli Eğitim Bakan dalyonlar ise 3 bin liraya satı lığı ilgisiz kalıyor. Olayı bütün cak. Satışlara bugün başlanac dünya yansıtırken bizim TRT Darphane ve Damga Mat sanki özellikle susuyor. Kanım ası Genel Müdürü Salih Yard Sıw»1 ca bu, Cumhuriyet Türkiye'sin cı bu madajyonların Anad de bir def ada ve çok kısa sürede Medeniyetleri Sergisini ölüms yaratılmış en kapsamlı kültür sa leştirmek amacıyla basıldıj nat olayıdır." bildirdi. ABD'nin eroin ihtiyacının yurısını Pakistan karşılıyor Yekililere göre eroin merkezi son aylarda Hayber Geçiti'ne kaymış durumda. Eskiden Iran ve Türkiye 'den gerçekleştirilen eroin kaçakçılığının alınan sıkı önlemler sayesinde Pakistan ve Afganistan'a kaydığı belirtiliyor. Dış Haberler Servisi Amerikalı yetkililere gdre, New York'ta satılan eroinin yuzde 9O'ı Pakistan ve Afganistan'daki Hayber geçidinden geliyor. Yetkililere göre, eroin merkezi de son aylarda Hayber geçidine kaymış durumda. Eskiden Iran ve Türkiye 'den gerçekleştirilen eroin kaçakçılığının tran devrimi ve Türkiye'de alınan sıkı önlemler sayesinde Pakistan ve Afganistan'a kaydığı belirtiliyor. "International Herald Tribune" gazetesinde yer alan haberlerde halen ABD'deki eroinin yarısından fazlasının Hayber geçidinden geldiği belirtiliyor. Yetkililer, Pakistan polisi tarafından son 18 ay içinde 2 ton saf eroin ele geçirildiğini bildiriyorlar. Piyasa değeri 500 milyon dolar olan bu eroin, ABD'deki eroinmanların 6 aylık gereksmımlerini karşılayabilecek miktarda. Yetkililerin tahminine göre Pathau Kabileleri tarafından ilkel laboratuvarlarda üretilen iki üç kat daha fazla eroin de çeşitli yollardan Pakistan'ı terketrniş durumda. Böylece, Hayber Geçidi bölgesi "altın iiçgen" diye bilinen Tayland Burma Laos yöresinin yerini almış durumda. ni belirtiyorlar. Bunlar, Güneydoğu Asya, Meksika ve Pakistan. Bu yetkililerden biri "bildiğim kadanyla" diyor, "ilk kez böyle bir durumla karşılaşıyoruz." ABD, Eroin Kaçakçdığı Bürosu yetkililerinden Douglas Waukel ise şöyle diyor: "Halen dünya piyasalannda, her zamandan bol erion var" Amerikalı yetkilileri en çok İMPARAiORLUK korkutan Pakistan'daki uyuştuPakistan narkotik polisi ülke rucunun bir süre sonra engellede eroinin büyük boyutlara ulaş nemeyecek boyutlara ulaşması. tığını biliyor. Narkotik Denetle Bir Amerika'lı yetkili "Böyle bir me Kurulu Başkanı Meyraj Hü şey olursa, korkunç bir durumseyin "eroin üretimi, kaçırüması la karşılaşırız. Koca bir imparave satışı bizi şaşkına çevirdi" di torlukla mücadele edtyoruz" yor. Huseyin yetkililerin sorunu diyor. çözmekten çok uzak olduklanAZALTILDI nı kaydediyor. llginç bir olay da Pakistan'da Amerikalı yetkililer eroinin ülkeye üç ayrı kaynaktan girdiği haşhaş ekilen bölgelerin önemli ölçüde daraltılmasına rağmen eroin imalatı ve kaçakçılığının çok geniş boyutlara ulaşma..ı. Ülkede 32 bin hektarlık ekim alanı 4 bin hektara indirilmij. Ne var ki, Afganistan'la Pakistan arasındaki Hayber geçidi bölgesi denetlenemiyor. Afganistan'da üretilen esrar bu geçitten Pakistan'a girerek laboratuvarlarda işleniyor. Pakistan'a özellikle Peşaver bölgesinde yoğunlaşan laboratuvarlar oldukça ilkel. 1981 yılında Bulgaristarfa uçak kaçıran dört hava korsanından biri iade edildi Anadolu Medeniyetleri Sergisi • Aya lrini Müzesı Asırlık eski yapı insan soyıınun 10 bin yılını sakhyor MUAMMER TUNCER Son yıllarda belirlenen istatistikler, dünyanın her yanında sanat olaylarının giderek artan bir ilgiyle izlendiğini gösteriyor: Artık müzeleri, sergileri gezenlerin sayısı, stadyumları dolduranların sayısını aşıyor. Üstelik insanlar kendi ülkelerinin sanat yapıtlarını görmekle yetinmiyor, başka ülkelerdeki sanat olaylarını da büyük bir ilgiyle izliyorlar. Sanat yapıtlannm insanhğın ortak malı olduğu bilinci her gün biraz daha güç kazanıyor. Avrupa Konseyi'nin 18. Avrupa Saınat Sergisi olan "Anadolu Medeniyetleri Sergisi" de böylesine bilinçlenmenin ürünlerinden biri. Sanat tarihi profesörü Sayın Nurhan Atasoy'un başkanhğındaki yürütme komitesinin, hemen hemen tümüyle Türk uzmanlarla (yalnızca hah yıkamada ve çadır onarımında yabanci'ı uzmana başvuruldu) bir yıl gibi akıl almayacak kadar kısa sürede başardığı bu büyük iş gerçekten her türlü beğeninin üstünde. Dilerseniz, bu büyük sanat olayını, serginin her bölümünü gezerek izlemeye çalışalım. l.S. 6. yüzyılda kilise olarak yapılmış, çeşitli dönemlerde yeniden yapım ve onarım işiemi gördükten sonra 19. yüzyıhn ilk yarısında müze haline getirilmiş eski bir yapının içindeyiz: Aya trini. Bu görkemli yapı şimdi insan soyunun 10 bin yılını barındınyor. Yokuş aşağı loş bir geçitten inip sağa sapınca dar bir koridorda aydınhk vitrinler görüyoruz. Burada insanın 10 bin yıllık yaşam serüveni başhyor. tnsanoğlunun on bin yıl önce elinibeYİninin buyruğunaverip alet yapabilir duruma gelmesi için geçen süre birkaç milyon yılı buluyor. tlk vitrinde Anadolu'nun en eski sakinlerinin, Yontma Taş Çağı'nda dayanıklı maddelerden yaptıklan aletleri görüyoruz: Çakmaktaşı el baltaları, İcazıyıcılar, deliciler, çeşitli uçlar, kesiciler ve kalemler. Bu dönemde insan avcı ve besin toplavıcıdır. Az ötede üretim çağı başlıyor. Insanlar artık hayvanları evcilleştiriyorlar, hasırlar örüyorlar, yetiştirdikleri buğdaydan un ya Yollş "MiUi Tip" sendika oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yollş Federasyonu 23 temmuz tarihlerinde toplanan Olağanüstü Genel Kurul kararı ile Türkiye çapında örgütlenen "milli tip" sendika oldu. Olağanüstü Genel Kurul, Federasyon'un tüzüğünü yeni sendikalar yasası uyarınca yasaya göre değiştirdi. Genel Kurul, karayolu işçilerinin 16, YSE işçilerinin 18 şube halinde bölgesel örgütlenmelerine karar aldı. Genel Kurul kararına göre, özel sektör inşaat işçileri 3, Yapıİmar ve DLH işçileri birer şubede örgütlenecek. Eroinle yakalanmışlardı ce 1 kilo 150 gram eroinle yakalanan, aralannda Pakistanlı ünlii film yıldızı Aasma Ahmad'ın da bulunduğu 4 kişi tutuklandı. Bir sanığın ise tutuksuz olarak yargılanmasına karar verildi. Türkiye Uzerinden Avrupa'ya eroin kaçırmak isterken Yeşilköy Havaalanı'nda yapılan bir operasyon sonucu yakalanan 5 sanık dün mahkemeye sevk edildiler. Bakırköy Nöbetçi Mahkemesine tutuklama istemiyle sevk edilen sanıklardan Pakistanlı film yıldızı Aasma Almad, Mirza Shams Beach, Mahbob Alam ile Hanife Lülecioğlu (Tttrk) ilk sorgularından sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sanıklardan Malik Abdulgaffar'ın tuluklanmasına gerek görülmedi. Sanıkların yargüanmalanna önumüzdeki gunlerde Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak. Anadolu Medeniyetleri Sergisi nedeniyk hatıra para ve madalyon bastırıldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle