Katalog

Cumhuriyet Sahıhı C umhurı\rl M.ılh,ı.Kilık \c Cıa/ıUıi!ık Turk Vıoıımı "jirki.li adın.ı Vadır Nudı. • Cıcııo! \avın Mııdııııı Hasan ( emal, MUV.NM.M. Mudıırıı Fmıne l saklıgıl. \ .1/1 Klcn MııJıırıı Okav (»ıınenMn. • Na/ı Ivlorı \ljdur *l jı JIIIK M \hmel koruKan. Haber Meıkı/ı Muduru \aKın Baver. Savt.ı l)u/v.nı > O[H.ıııwnı \lı \ıar TAKVIM 28 Vralık 1983 Imsak 6 39 Guneş 8 23 Oğle remsıhıhı \\K\K\ \d\\n Dngan. I/MIR Hikmel (.elınkava. M M N \ MehımI Merıan, • Senn'fetterı Isiaııbııl Habtrlcrı Vlahallın<>ıılır. |)ıs Haberlu hrjjun Bakı, L konomı Osman l lagav. kııllıır \\dın hım\. \l ı ga/ın >alıın Ptkşen. Spor DaniMiıaııı \bdulkadır \uıt'lmjn. Du/clıım. Rıtık Durbav. Vaslııma Sjhın \lpa\ Hurulur • Ankara: konur Sokak No 24/4 Yenışehır, Tcl 175825 17^866, Idare 1 8 1 1 ^ . • Izmir. Halıl Zıya Bulvarı No 6 5 ' 3 Tel 254709I3I23O • \dana Maıurk Caddesı, T H k Ishanı Kaı 2 13 Tel 1455019731 • Basan ve \a\an Cumhunyrl Matbaaulık ve Cazeıeulık T A !> Turk CkağıCad 39'41 C agaloğlu Isl Pk 246 İM Tel 5209703 Telex 22246 13 15 Ikındı 15 35 Ak$am f 48 Yatsı 19 26 Sayın bakanım kutlaran, şu bizim işi de bîr halletsek KUŞATMA ALT1NDAKİ BAKANLIKLARDAN AHMET TAN ANKARA Once hukume Yeni bakanların bugünlerde en çok duyduğu söz: ALMANYÂ NOTLARI ERGU\ BALCI "Sayın bakanım bir emriniz var mı? Bir emrinız tın kuruluşu, sonra burokrası operasyonu ve guvenovu. Bayoksa, bizim kuçuk bir ricamız olacaktı da." kanlarla goruşme onlara rıca Sanayi Bakamna: "Şu Halk Bankası faizlerini du ıletme yarışı da hemen başladı Adeta start almak ıçın bekleven şursenız." tek tek va da gruplar halınde "riSağlık Bakamna: "Mecburi hizmet mağdur etti cacilar", Ozel Kalem Mudurluklerıne başvuruvorlar "Sayın baefendim." kan ile muhakkak ve ozel goruşUlaştırma Bakamna: "Acaba, bir super tercihh te memiz gerek." Bu bunaltıcı ataklar karşısınlefon..'.' da çoğu kez "kontrpi\e"de kaBaşbakan Yardımcısına: "Faiz konusu çok mühım lan ozel kalem mudurlerı, katı bir savunma anlayışi ıçınde, ama..." atarak Devlet Bakanı Özdağlar'a: "Baraj için işçi lazı/n zaman zaman topu taca "Sayın rahatlamaya çalışıyorlar; mış" bakan toplantıda... Bir yabancı heveti kabul edivorlar... Kesin lalimatları var... RahaİMz edilmek istemivorlar... Başbakanla ozel goruşme vapıvorlar..." Zıyaretçıler de pışkın ve emın, top çevırıvorlar "Olsun. biz beklenz. Hem de dinlenmiş oluruz." Bakanı vakalayan zıyaretçı once bir gırızgâh yapıyor Sayın bakanım bir emrinız var mı? Bakan, "Eslağfurullah" dı vor, "O nasıl soz..." Zıyaretçı sadede gelmeye başlıyor. Savın bakanım. sizin bir emriniz yoksa, bizim kuçuk bir YÖK, "icraatını savunma" kitapçığı hazırlattı Kıtapçıkta, yuksek oğretımde "bol kayıt az dıploma" sıstemımn surduruleceğı ortaya konuyor. ANKARA, (Cumhurıyet Btırosu) YOk'un ıkı yıllık çalışmalarını anlatmak uzere hazırlattığı kıtapçık, unı\ersıtelere şımdıkınden de daha fazla oğrencı alınacağını ve çok oğrencı alıp çok oğrencı atma ("bol kayıt az diploma") sıstemımn surduruleceğını ortava koyuyor Kıtapçıkta, YOK'un faalıyete başlamasından bu yana yuksek oğretım kontenjanların yuzde 126 oranında arttırıldığı ama "buna ragmen plan hedeflerinin çok allında kalındıgı" belırtılıyor YOK'un kıtapçığında, vıze sınavlarının ne kadar yararlı olduğu anlatılırken, "devam >e ara sınavlara girme mecburi>etı ile başansızlık halınde universite ile ilişki kesılmesı ıhtimali"nın oğrencılerı daha çok çalışma>a yonelttığı, sonucun "gerek ulke gerekse oğrencilerin varanna" olğu savunulu>or Sonra aynen şu sozler gelıvor "Bu surelle esasen sınırlı olan konlenjan ve kavnaklann başarılı olmavan ogrencilerle israf edilmesi onlenerek, yeni gelecek ogrencilere imkân saglanmıştır." YOK'un icraatını savunma kıtapçığında, "Butun bu faaliyetlerin yuksek oğretim alanında ulkeye sağladığı tartışma kabul etmez buyuk yararlarına ragmen," denıyor, "kendileriıtı hiçbir makam \e>a kuruluşa karşı sorumlu gormeyen bazı kimseleri memnun etmemiş olması da tabiî karşılanabilir." YOK, faahvet suresı ıçınde yuksek oğretımde başarının ne kadar arttırıldığını, hangı unıversıtelerın oğretım elemanı ıhtıyaçlarının nasıl gıdenldığını sayılarla doktuğu kıtapçığında, son ıkı yılda çeşıtlı nedenlerle unıversıtelerden ayrılan. ayrılmak zorunda kalan oğretım elerrı^nları hakkında herhangı bir bılgıve yer vermıvor Turkıye Turıng ve Otomobil Kurumu'nca onanlarak duzenlemesi \apılan tarihi Çadır Koşku dun lstanbul Belediye Başkanı Abdullah Tırtıl (solda) tarafından hizmete açıldı. Turing Kurumu Genel Muduru Çelik Gulerso), (ortada) Ytldız Parkı'ndaki koşkun onarımı ıçin 14 milyon lira harcandığını bildırdi. Gulersoy, koşke Sultan II. Abdulhamid ile onun tutuklatlmp bu binada işkenceyle sorguya çektirdiği Mithat Paşa'nın yağltboya portrelerinin bir koşeye yanyana asıldığını beürtti ve buna nasıl bir anlam yuklediklerini soyle anlattı: 'Bir olgu olarak kabul edilmesi gereken tarıhin bugunun koşullarıyla yargılanmaması, dargmlıkların ulusça unutulması, barış, uretim ve daha iyi bir yaşam için senteze gidilmesi tezini sergilemek uzere boyle bir uygulama ilk defa yapılıyor. Eskiden işkence yeri olarak kullamlan bir koşkte kultur, turızm, sanat \e barış adına simdi çay ve kah\e sen isi sunuluyor.'" Çadır Koşku, çay satonu, kokteyl \ekonferans salonu, toplantı mekam olarak hizmet gorecek. (Fotoğraf SERPIL GU\DUZ) ricamız olacaktı da.." 3 yıl sonra secımle gelen ılk bakanların, "kuşatma" altındakı ılk gunlerının, ozel kalem mudurluklerı odalarından gorulen "manzarai umumivesi" şoyle SAN AYİ VE TİCARET BAKANLIGI, Bakan Cahit Aral en ışlek bakanlıklardan bırının, ozel kalem deyımıyle, "patronu." 3 mılletvekılı kendısıne kulak ve ağzıyla, kuşatma sırasında yardımcı oluyor En çok, ışçı şırketlerınden heyetler gelıvor Her heyet 10'ar kışı Rıcacılar bir bolumu Anadolu'dan esnaf ve tıcaret erbabı "Sebebi ziyaretleri," bir "goreviniz hayırlı olsun'Ma karışık"Şu Halk Bankası faizlerini biraz duşursenız" olu yor ULAŞTIRMA BAKANLIĞI: Kabınenın tek bekar bakanı Yeysel Atasoy, aıle duzenını rıske sokmadan en uzun mesaıyı vapabılen hukumet uyesı Atasoy, Devreklıhemşehrilerini kabul edıyor Rıcaların başında "super tercihli normal telefon ve teleks" eelıyor DEVLET BAKANI IGI: Ya yın kurumlarıyla ılgılı Devlet Bakanı Mesut Yılmaz'ın rıcacı ve kutlayıcıları arasında reklamcılar on sırada Bunlar, "dış tanılma" ile ılgılı çeşıtlı konuları ar zedıyorlar Bakan Karadenızlı Dolayısıvla, konusu olmasa da hemşehrılerınınfındık ve tutunlu rıcalannı da dınlemek zorunda BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI: Kava Erdem kabınenın "agır topu." Rıcacıları ve kutlayıcıları da ozel sektorun ve burokrasının "agır topları." Zıya retçılerın "faizekonomi" yorumlarını uzun oğle yemeklerınde dınlemeyı tercıh edıyor DEVLET BAKANLIGI: En genç bakan Ismail Özdaglar, Urfa'dan kalabalık heyetlerı ağırlıyor Ataturk Barajı'nın5 bın kı şılık ışçı ıhtıyacını duyanlar gruplar halınde bakana gelıyor Ikna ıçın kolların ve pazuların, tabı ınşaat ışçılığı ile ılgılı olarak, gosterıldığı de oluyor MALtVE VE GUMRLK BAKANLIGI: Vural Ankan'ın makam odasında nufus yoğunluğu ortalama 14 kışıyı buluyor Bakanın gorevlılerı, başlarına bir ANAP mılletvekılını de alarak bakanı zıvaret edıvorlar PARLAMLNTO \ E BISIkLET Diger milletvekıllerının olomobıllerle geldıgi parlamentoya Yeşiller bisikletle gelip, resimde goruldugu gibi bisikletlennı kapının onune bırakıvorlar. Sanayi toplumunda insancd bir ses: Yeşiller Yeşiller kapitalızme karşı oldukları gibi, Doğu A vrupa'da uygulanan sosyalist modele de karşı, "Devrimciyiz ama şiddete inanmıyoruz" diyorlar. Reagan'ın politikasını çok tehlikeli bulan Yeşiller, ABD'nin Almanya'yı serüvene sürüklediğine inanıyorlar. "ABD'nin sıçrama tahtası olmak istemiyoruz" diyorlar. Batı Berlın'de Yeşıller'ın Bundestag'takı (parlamento) 28 milletvekılınden bırı olan Bayan Rita Kantemir'ı zıyarete gıttık Gosterışsız bir bınada Yeşıller'ın merkezi Kapıyı kot pantolon ve balıkçı kazağı gıymış 3035 yaslarında bir bayan açtı Içeri buyurun" dedı Bayanı Rita Kantemir'ın sekreterı sandık Meğer kendısı ımış. Gırdığımız ufacık daıre, bir partı merkezınden çok ünıversite oğrencılerının kaldıkları pansıyonu andırıyordu Sağda solda broşurler, kıtaplar, dergıler, poster ve resımler.. Bırkaç daktılonun başında, kot pantolonlu, balıkçı kazaklı sekreter kızlar Bızı kuçuk bir odaya aldı Bayan Kantemir Alman mıhmandarımız, Nokta dergısınden Nilay Karman've bıze tercumanlık eden Berlın'de yaşavan bir vatandaşımız Ufak bir masanın başına oturduk Masada kahve ile ıçınde toz şeker bulunan bir kap duruyor lyı de, ortada kaşık yok Bayan Kanlemirwde kahvesını ıçerken, bızım huzunlu huzunlu bir kahveye bir de kendısıne baktığımızı görunce, sordu, "Neden kahvenizı içmijorsunuz?" "Şey..." dedık "Kahveyi şekersiz içemeyiz de, bir kaşık rica edecektik." Bavan Kantemir, derhal ıçerıdekı sekreter kızlardan bırını çağırdı "Masava kaşık koymayı unutmuşuz. Konuklanmıza birer kaşık getirin lutfen" Kız bıraz sonra elınde tek bir kaşıkla geldı. Dığerlerini bulamamış. Kaşığı sırayla kullanarından gelıyor Gençler arasında bu denlı destek bulmalarının temel nedenı de galıba bu. Kahve ıçın kaşık getırmeyı unutan, kapı kılıdı kırık odada çalışan ve pencerenın perdesı ellerınde kalan kot pantolonlu, balıkçı kazaklı bu insanlar Almanya'nın gunumuzde en onemlı sorunlarını gundeme getırerek, Alman toplumunu çalkalıyorlar. Çevre kırlenmesıne karşı savaştan \ola çıkan Yeşiller, Almanya'nın ABD'ye karşı bağımsızlığı, hukumranlığı ve nukleer fuzeler gibi duyarlı konularda onculuğu almışlar O kadar kı, tabanın gıderek Yeşıller'e kaydığını goren Sosyal C mokrat Partı, şımdı aynı sloganlara sarılmı^ 1979'da Cnıise ve Pershing2 fuzelenne "evet" dıyen Sosyal Demokratlar, şımdı bu sılahlara karşı çıkıyorlar Çe\re kırlenmesıne karşı mucadeleyı artık ağızlarından duşurmuyorlar ABD'ye karşı daba mesafelı bir pohtıkavı savunuyorlar ABD işgaline pa>dos Dış polıtıka konusunda \eşıller, ABD'nin tutumuna şıddetle karşı çıkıyor Hamburg'da goruştuğumuz Yeşıl mılletvekılı, Erıch Krohn, "Reagan, ABD'yi dunvanın bir numaralısı yapmak istiyor. Bu çok tehlikeli ve seruvenci bir politikadır. Almanva ABD'nin seruvenine suruklendi" dıyerek şoyle devam edıyor "ABD, Kore, \ ietnam ve Almanya'nın bolunmesinden sorumludur. Federal Almanva hâlâ hukumran bir devlet olmayıp, işgal statusune tabidir. Biz bu durumun sona ermesini istıyoruz. \BD'nin sıçrama tahtası olmak istemiyoruz." Cruıse ve Pershıng2 fuzelenne şıddetle karşı çıkan Yeşiller, Federal Almanya'nın NATO'dan * çıkmasını ıstıyorlar Ancak bu konuda hayalcı değıller Michael Schroeren şoyle dıyor "NATO'dan çıkmanın bugunden yarına gerçekleşmeyecegıni biliyoruz. Ama uzun vadeli bir politika geliştirebiliriz. Almanya NATO'dan, Dogu Almanya da Yarşova Paktı'ndan çıkar" "Peki, So\yetler bunu kabul eder mi?" diye sorduğumuzda, "Bâü Almanya NATO'dan çıkarsa neden kabul etmesin?" dıvor Kendısıne, "Bazı çevreler, Federal Almanya NATO'dan çıkarsa Sovyetler'in \lmanva'va saldıracagını one sunıvor. Boyle bir olasılık hakkında ne duşunuyorsunuz?" dıve soruvoruz "Bızım guncel sorunumuz, Sovyetler gelirse ne vapacagımız değil, halen Almanva'da bulunan Amerikalılarla ne yapacagımızdır" dıve vanıt verıvor "Ghina3" adlı kosterin 11 personeli 18 gündür kayıp Haber Merkezi Iskenderun Lımaru'ndan KKTC'nın Gazı Magosa Lımanı'na arpa goturmekte olan Panama bandıralı "Ghina3" adlı kosterden '8 gundur haber alınamıyor Ak.1e nız'ın Turk karasuları dahılınde yaptlan aramalardan bir sonuç alınamazken, gemının battığı ya da havanın sert olması nedenıv le başka bir lımana sığınmış olabıleceğı belırtılıvor Gemının 11 kışılık Turk personelının aılelerı endışe ıçınde ılgılılerden bir haber beklıjor Panama'da "Convi\" fırmasına kavıtlı olan kosterin 56 a>dır Iskenderun'dan TMO'nın FOB satışıvla KKTC>e arpa goturduğu, son olarak 10 aralık gunu Iskenderun hmanından avrıldıktan ıkı saat sonra kendısınden hıçbır mesaj alınamadığı bıldınldı Iskenderun ve KKTC sahıl radvoları, kavıp kosterle ılgılı herhangı bir v ağrı mesajı gelme dığını açıklarken, Surı>e'nın Lazkıve Lımanfndakı arastırmalarda da bolgede bovle bir gemının ızıne rastlanmadığı belırtıldı l250DWtonlukgemı 1300 ton arpa yukluydu. Gemının Istanbul'dakı \etkı lı acentası Hamil Tomba, CHINA3'un Iskenderun Lıınanı'ndan ayrıldıktan sonra gemı personelınden hıçbır haber alınanıaııidM vt gt.ınıııın ızıue idslld namaması uzerıne Turk, KKTC ve Surıye makamlarına vaptık ları başvurulardan hıçbır olumlu veva olumsuz vanıt alamadıklarını belırterek, "Geminin fırtına nedenivle baltıgı veva Turk karasuları dışına çıkmış olabıleceginden el konulma ihtimali bulundugunu" sovledı Turkıveıle KKTC arasında denızden \e havadan yapılan araştırmalar, bu tarıhler arasında bir gemının bolgede batmadığını gosterdı Kosterin Turk kaptanı ve 10 personeli hakkında bugune ka dar bir bılgı alamavan aılelerı, endışe ve merak ıçınde beklı\orlar TürkJş* işçi sorunlarını OzaVa paket halinde sunacak \NlsARA (t umhurıvel Burosu) Turklş Genel Baskanı ^evkel Vılmaz ve Yonetım kurulu uvelerı dun Başbakan Turgul Ozal Çalışma ve Sosval Gınenlık Bakanı, Mustafa kalemlı ile Sanavı ve Titaret Bakanı Cahil \ral'ı zıvarel eiuler Zıvaret sonunda TurkIş'ın çalışma vasamına ılışkın sorunları ıvedı lık derecesıne göre sıralavarak huku mete sunması kararlastırıldı Ozal goruşme sırasında Turk ls vonelıcılerını seçılmelerı dola>ısıv!a kutlarken, Yılmaz da goruşmeden gazetetılerı ışc,ı sorunlannın hallı ı^ın getıreıeklen gundemın rnuzakereM nı Basbakana kubal eltırdıklerını be Iırııı ve "Kendilen Turkjş'e gelecekler, bovlelıkle bu gundemın maddelerını sıravia goruşmeve başlavaıagız." dedı Dehşet dengesi Schroeren. dunya barışının dehşet dengesı dıy adlandırılan nukleer denge sayesınde korunduğu savını da kabul etmıvor "Bu, Bonn'la Munih arasında işleyen bir trenın şimdiye kadar kaza vapmamasına benzer. \ma bundan sonra da kaza olmayacagına emin olamazsınız" dıyor Schroeren'e gore, sılahlanma varışı once durdurulmalı. sonra da sılahların azaltılmasına gıdılmelı Schroeren'e, "En buyuk korkunuz ne?" dıye soruvoruz "En buyuk korkum nukleer silahlar. Insanlıgın onundeki en buyuk tehlike nukleer silah yanşıdır" dıvor Yeşıller'ın yonetıcısıne gore, Alman halkında savunma polıtıkası konusundakı uzlaşma sona erıyor "Almanya'da artık NATO hakkında birçok sorular soruluyor. Fuzeler konusu, gerek Almanya'da gerekse Avrupa'da ulusal sorunu ortaya çıkardı." dıyor Ya Yeşiller ıç polıtıka konusunda ne duşunuvorlar, kendılerını nasıl nıtelıyorlardı9 Anladığımız kadarı ile bu konuda, dış poiıtikadakı gıbı kesın çızgılerı yok Rita Kantemır'e, "Marksist misiniz?" dıye sorduk "Kapitalızme karşıyız. Ama bize Marksist denemez. Çunku bunyemizde, sosyalistler, ilericiler, komunistler ve çevre kirlenmesine karşı olan merkezciler gibi değişik gruplar var. Sosvalizme karşı değiliz" dedı Erıch Krohn ıse "Biz kapitalizme karşı oldugumuz gibi, Doğu Avrupa'da uygulanan burokratık sisteme de karşıyız" dedı. d'Estaing'in dolandırıcılara kaptırdığı 500 milyon frank Franscfyı karıştırdı MEHMET ALTAN Geçtığımız çarşamba gunu ya\ınlanan haftahk Canard Enchaıne gazetesı, eskı Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing ve eskı Başbakan Raymond Barre ıçın çok "can sıkıcı" olabılecek bir raporun, Sayıştay arşıvınden yok edıldığını haber verıyordu Aynı gun ıse bu haber, ağır ıthamlarla bırlıkte ve daha detaylı olarak, Devlet Butçe Musteşarı Henri Emmanuelli tarafından parlamentoda tekrarlanıvordu Giscard d'Estaing zamanında yapılan ve nereyegıttıği bılınmeyen 500 milyon franklık bir odeme>e aıt ınceleme raporları devlet arşıvınden yok edılmıştı. Bu ağır suçlamalar uzerıne, eskı Cumhurbaşkanı televızyona çıkıyor, suçlamaları ağır bir dılle cevaplıyor ve kaybolduğu soylenen raporun bir nushasını televızyondan halka gosterıyordu Boylece Fransa bir yolsuzluk olayı ıçınde çalkalanmava başlıyordu OLAY NASIL GELtŞTİ? Olayın baslangıcı. ılk petrol krızı ertesınde Batı'nın ağır bunalımm etkılerını tyıce hıssettığı doneme dayanıyordu. Bu sırada "bilgin" olduklarını ıddıa eden Alain de V illages de SaintPierre adlı bir Beiçıkah kont ile Aldo Bonassoli adlı bir Italyan onemlı bir proje gelıştırdiklennı ıddıa etmeye başladı Bu ıddıaya gore, denızlerdekı ve gollerdekı petrol kaynaklarını manyetık dalgalar göndererek bulabılecek bir uçak tasarısı gehştirılmıştı Ayrıca bu tasarı gerçekleşırse, ulusal sularda seyredecek olan yabancı denızaltıların saptanması da kolaylaşacaktı Bu "onemli proje" sahıbı "iki bilgin", zamanın yonetımı nezdınde buyuk ıtıbarı olan eskı bakanlardan Antoine Pınay ile ılışkı kurdu \maçları bu projeyı Fransa" v a kabul ettırmektı Jean Violet adlı, az tanınan bir avukat da, ıkı bılgının projesının finans kaynaklannı koordıne etmek ıçın Isvıçre bankalarıyla ılışkıdeydı. Eskı bakan Antoine Pına>, Fransa Ulusal Petrol Bırlığı olanElfAquitian'ın Genel Muduru Pierre Guillaulat ve Cumhurbaşkanı Giscard d'Estaing'le goruşerek, projemn onemını kendılerıne kabul ettırdı. PROJE VURÜRLLĞE GİRİYOR 1977 ağustosunda proje vururluğe kondu "İki bilgin" ve bir avukata, bir de Philippe Harrieux adlı bırı katılmıştt Harrieux, derhal projenın gerçekleşmesı ıçın Bruksel'de "Cer" adlı bir uçak şırketı kurdu Araştırmalar Belçıka başkentınde bir vıllada tutuluyordu Fransız araştırmacılar da Belçıka'ya taşınıp duruyorlardı. Olaylann gelışımını Giscard d'Estaing de bızzat takıp edıyordu I978 yıh sonunda ElfAquitian Genel Muduru ıkı önemlı karar aldı. Bırıncısı projeye dayanarak Afrika ulkelerınde petrol araştırması yapmak ıçın ulke yonetımlennden yenı ruhsatlar elde etmek Ikıncısı bu proje sonunda ortaya çıkacak uçakları Amerıkan piyasasında pazarlamak. Ancak olaylann gelışıminden zamanın Sanayi Bakanı Andre Giraud »uphelenmıştı. Genel Mudurun bu >enı kararlarına karşı ko>du Sonra da projenın nıtelığı hakkında kendı olanaklarıyla bir araştırma yaptırdı Sonuçta, mufettışler, projenın tam bir sahtecılık olduğunu, bugune kadar bılınenler otesınde yenı bir şev getırmedığını bıldırdıler İŞ BLYLYOR Bakanın gınşımıyle ış buyudu, o gune kadar Fransa ve Isvıçre bankalarına tam 500 milyon frank odenmiştı Ve ortada bir şey yoktu Sayıştay, odemelerle ılgih bir rapor duzenledı. Işte bugunku çalkantının sebebi bu unlu rapor Herhalde bu skandal kolay kolay kapanmayacak Hele kurulan uçak şırketının kendını lağvettığını, uçak şırketını kuran Philippe Halleu\'un ortalardan kaybolduğunu, Belçıkalı kontun ızıne raslanamadığını ve 500 milyon doların da "sırra kadem" bastığını bılınce, ınsan buna daha da cok ınanıvor 3 bankanm işten çıkarılan personeline hâlâ tazminat ödenmedi ANKARA. (Cumhuriyet Burosu) Zıraat Bankası Genel Muduru Rahmi Önen, bu bankava devredılen Hisarbank, İstanbul Bankası ve Odibank'ın ışten çıkarılan ışçılenne kıdem tazmınatlarının odeneceğını açıkladı Buna karşın ışten çıkarılan ışçıler tazmınatlannın odenmedığını bıldırdıler Turklş Genel Başkanı Şevket Yılmaz, "Kışta kıyamette ısçileri kapı dışına bırakmanın buyuk bir vanılgı oldugunu" soyledı Zıraat Bankası Genel Mudu ru Onen, soz konusu uç bankanın ışten çıkarılan ışçılerın kiii sel durumlarının araştırıldığını, bu araştırmanın yıl sonuna kadar tamamlanacağını bıldırdı Yasalar gereğınce ışten çıkarılan çalısanların haklannın bılındığını ılade ettı Tazmınaıların ne zaman odeneceğını behrtmedı Turk Iş Genel Başkanı Yılmaz, Hisarbank, lstanbul Bankası ve Odıbank ^alışanları memurlaşmayı kabul ederlerse maaşlarının buvuk olçude duşeceğını yıneleverek, "Bu kışta kı>amette işçılerı kapı dışına bırakmak buvuk vanılgıdır. Bu ışcilerın atılması işsı/lıgın daha buyuk boyutlara ulaşmasına neden olacaklır" dedı MİCH\EL SCHROEREN \eşillerın yonetıcisi, "en buyuk korkum nukleer silahlar" divor. rak kahvelerımıze şeker koyduk. . Bonn'da Veşıller'ın vonetıcılerınden Bav Michael Schroeren'le goruşmek uzere partı merkezıne gıttık Veşiller'ın unlu lıderı Petra Kelly de parlamentoda ışı olmadığı zaman, çalışmak ıçın burava gelırmış Kapıyı kot pantolonlu, balıkçı kazağı gıymış genç bir kız açtı "Bav Schroeren'ın içeride misafirleri var, biraz bekleyin lutfen" dıyerek bızı bir odaya aldı. Bekleme odasında, moble olarak bir tahta masa, uç tane de tahta ıskemle Paltomuzu asacak bir ver bulamadığımızdan kucağımıza koymak zorunda kaldık. Duvarlarda nukleer sılahlanma aleyhtarı bir dızı poster Tavanın badanası yer yer bozulmuş Gozumuz odanın kapısına ılıştı. Kılıdı kırılmıştı. Ferde elinde kaldı Bırkaı, dakıka sonra kazaklı genç bırı gırdı oda ya Michael Schroeren'mış "Çalışma odama bujrun" dedı Ufacık çalışma masasına oturdu Onunde de ıkı tahta ıskemle duruyordu Şovle daha rahatçana oturacak bir yer var mı dıve odaya kaçamak bir goz attık Yoktu Ister ıstemez vıne tahta ıskemlelere oturduk Michael Schroeren, bir ara avağa kalkarak, "Perdeyi açavım içeri daha fazla ışık girsin" dedı Pencereve gıderek perdey ı çektı Ve perde şangur şungur duşerek Bay Schroeren'ın elınde kaldı. Bay Schroeren sıkıigan bıçımde "Bu katta birçok şeyin tamire ihtiyacı var, ama mali olanaklanmız kısıtlı olduğundan henuz gerçekleştıremedık" dedı. Sonra gulerek, elımızdekı fotoğraf makıneMnı ışaret ettı "Bu sahnenin resmini çekmeliydiniz" dedı Tahmın etsek ka^ırır mıydık'' Şiddet. devrinı i(,iıı zorunlıı degil Michael Schroeren daha da açık konuşuyor. "Marksizmin artık modası geçmiştir" dedıkten sonra şoyle devam edıvor "Yeşiller toplumu radikal biçimde degiştirmek ıstivorlar. Bu anlamda devrimciyiz. Ama şiddet kullanmanın alevhindeyiz. Şiddet, devrim için zorunlu degildir." Kendısıne Yugoslavya'da uvgulanan ozvonetım hakkında ne duşunduğunu soruyoruz "Yugoslav sislemi Sovyet sisteminden daha iyi. Ama orada da burokrasi var" dıyor Yeşiller acaba kendılerını bir sınıf partısı olarak goruyorlar mıydı'1 Orneğın ışçı sınıfını temsıl ettıklerıne ınannorlar mıvdı7 Yeşıllerın Hamburg temsılcısı Erich Krohn, bu soruyu jovle yanıtlıyordu "Biz işçileri degil, çogunlukla gençliği temsil edivoruz. İşçiler, parlamenloda kravatlı. şık givinişli burjuvalar tarafından temsil edilmek ist*>rler." Kkoııomik progranı Pekı 'ı eşıller'ın ekonomık programları nevdı11 Kapitalızme karşı çıkıvorlardı Dıvelım ıktıdara geldıler buvuk sanavıı mıllıleştırecekler mıydı 1 Erıch Krohn bu soruyu da şoyle yanıtlıyordu: /. Sayjada) Sıcak kanlı, se\inıli insanlar Yeşıller'ın goruşlerı ile uyuşmavabılırsınız. Gerçekçı bulmavabılırsınız Romantık olduklarını so>leyebılırsınız Ama kendilen ile goruşup. konuştuktan sonra son derece sıcak kanlı, sevımlı ve vapmacıksız insanlar olduklarını herhalde ınkâr edemezsıni7 Sıcak kanlılıkları ve rahallıkları, savundukları ınsancıl değerlere ıçtenlıkle ınanmala