Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 tatürk'teki •düşünme edlmi» (akfıîl «ökellk» (dehâet, geniallte) kavramını da yanında getirir. Bilineceği üzera böyleleıi «yorotıcı yetenek*in en yuksek düzeyine erişmiş kişilerdlr. Felsefesine «feişilik* sorununu odak yapmış, ünlü Alman filozofu Max Scheler (18741928), 'ökeler*l «güzellik*. *salt bilgi*. •toplumlara yeni bir düzen getirme idelerini içeren» ayn üç öbekte toplamıştır. Bu bölümlemenin uygulamadaki karşılıkları 'sanatçı*, *filozof», 'Toplumları değiştiren kişiler»âlr. İNANAN ADAM Bir ozanımız •Zeheriya, zikrini bir son8uz âh'a verdi / Doğdu İsa bikrini Meryem 'Allah'a verdi.'» diyorsa da ozan sözü. bilgin sözüne hiç benzemez Bilim bakımmdan tsa'nm doğuşu 'Kutsal Bakire • Tann* cinsel ilîşkisinden • ki buna inananlar Tann'yı da Meryem'l de rezil etmektedirler değil. Filistin'deki Eski Yahudi budununun, aşınnın aşırısı bir smıflaşmasından kaynaklanmaktadır Bundan dolayı İsa lçinden çıktığı toplumsal sınıfm tasalanm, benliğinin derinliğinde gerçekten duymuş bir 'inanan adam*d\; *Köle, yofesul, ezilen, horlanan ümmetimin kurtuluşu için!» demekteydi; sonunda ümmetine baş tacı oldu; ama kötülük güçleri (şer kuvvetleri) onun yakasını asla bırakmayıp. Romalı general Pontius Pilatus'a gammazladüar. Bu general, İsaiçin «Ecco Homo* (işte ardından gidilecek tek adam) demesine karşm sonunda onu tutuklattı Kısa bir yargılatmadan sonra 'Golgatha Tepesine taşlatarak çıkartıp orada çarmıha gerdirtti. Aslında 'insanın insanı sömürmesi* olgusunun ya da T Hobbes'un şu çok ünlü özdeyişiyle 'insan insanın kurdudur* (Homo homlni lupus) açıklamasmm amansız yandaşlan oian o güçler. zamanla toplumsal bakımdan biçim değiştirerek 26 ağustos 1922'de 'Müşir Gazi Mustafa Kemal Paşa*yı da *Kocatepe*ye çıkmaya zorunlu kılmışlardır. Batası adı *anamalcı elkoyuculuk* (kapitalist emperyalizm) olan o güçlerin yerine göre destekleyicisi, yerine göre çok etkili bir «afyon»u olan bu «haç», bu kez onun karşısına yüzyılların kiniyle dopdolu, çağdaş silâhlarla donatılmış, «Megaloİdea* diye sayıklayan, koskocaınan bir ordu kimliğlnde dikilmiştir. OLAYLAR VE GÖRÖŞLER 26 AĞUSTOS 1982 A 26 Ağustos 1922'nin Inanan Âdamı Doç. Dr. Sırrı AKINCI cı* değil, «varsayım»larla oyalanan hiç değil, «gerçefeçi», 'düşünen* bir «adam»dı... Giderek (hatta) ben onun «Kocotepe»de askersel büyük saldınyı başlatacağı sabah çekilen gotoğrafıyla A. Rodin'in (18401917) 'Düşünen Adam* yontusu arasmda kimi benzerlikler bile bulmuşumdur Örneğin biri ayakta. öteki oturan iki *adam*m sırtları hafifçe öne eğiktir, ikisinin de birer elleri çeneye gitmiştir; ikisinin de yüzünde *gülme*, »gülumseme*. *ağlama», «öffeelenme». •şaşkınlık» v.ö. gibi durumlann çizgileri değil bir •düşünme edimUnm (akt'ının) anlatımı saptanmaktadır Bundan dolayı Atatürk'ün doğumunun 100. Yılı nedeniyle kamusal bir kuruluşta verdiğim on konferansta ondan kimi kez 'Kocatepe'nin Düşünen Adami' diye söz ettim Bu 'Düşünen Adam*. «Koca<epe»ye çıkmadan üç yıl önce. Anadolu topraklarına ayak bastığından beri «mazlum ulusumun kurtuluşu için!* demekteydi; sonunda sömürge yapılmış ya da yapılacak bütün 'mazlum uluslar»m gönül tahtlanna kuruluverdi. Şaşırtıcıdır şu insanlık tarihi Bir buyrukla bir tepede kana bulanarak «Hop» kutsallaşır... Bir buyrukla başka bir tepede gene kana bulanarak «haç» paramparça oluverir... Aslında bunlar hep eytişimsel (diyalektik) sürecin toplumlardaki yer yer dalgalanmalarımn gösterileridir Böyle olduğu için, bir anakarada 'Yüzyıl Savaşları* dinginlik içersinde sürer gider, siyasal coğrafyayı doğru dürüst etkilemezken gün gelir Anadolu yaylasınm bir kentinde, postallan savaşa girerken zoraki sağlanabilmiş bir ordu, «Kocatepe»den aldığı bir buyrukla 'Akdeniz* doğrultusunda saldınya geçerek yepyeni bir *evren*i, eşdeyimle •mazlum ulusların uyandığı dünya»yı birden kurduruverir. SONUÇ: Büyük bir ozanımız 'Kurtuluş Savaşı Destanı* başhğım taşryan yapıtında «Afavi gözlü Başkumandan / Baktı saatına: saat beş otuz / ve başladı topçu ateşiyle ve fecirle birlikte böyüfe taarruz!* demektedlr Bu «taarruz» (askersel saldırı) 'her safhasıyla düşünülmüş'tür, çünku «Kocatepe»deki •Düşünen Adam»ın kafasından çıkmıştır Ordusundan, ulusundan asla soyutlanamayacak. •harizmatih önder* (ekinsel değişime uğramış bir toplumun yapısını yepyeni, bambaşka bir görünüme sokan kişi) sayılan bu 'adam*, öfee» niteliğini de taşıdığına göre bütün insanlıkla bütünleşmiş, bütün insanlığa değgin Hegel'ci anlamdaki *çağm ruhu*nv (zeitgeist) benli ğinde duymuş demektir Öyleyse onun 28 Ağustos 1922'deki «savaş ptonı», bu planm uygulamasmın sağladığı «utfew». bu 'Uthu* nun üzerine oturtulmuş 'Atatürh DevrimU, 'Kocatepe'nin Düşünen Adamı*mn Türk ordusunun. dolayısıyla Türk ulusunun yapıtları sayılabilecegi oranda, kıyıcılığa. saldırganlığa, sınıflaşmaya, haksızlığa, bilgisizliğe, her türlü yobazlığa karşı olan. olması gereken, halk erki (demokrasi) yandaşı »gerçek insanlık»m da malı olmuştur. Bu yazımı, minnet ve şükran duygulanyla bağlı olduğumuz «eşsiz kahraman» Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 26 Ağustos Büyük Saldınsma vo 30 Ağustos Utkusuna ilişkin Büyük Söylev (Nutuk)inden aldığım sözleriyle bitirmek istiyorum: «20 Ağustos 1922 günü öğleden sonra saat dörtte, Batı Cephesi Karargâhında, yani Akşehir'de bulunuyordum. Kısa bir görüşmeden sonra, 26 Ağustos 1922 sabahı düşmana saldırmah için Cephe Komutanvna buyruk verdim. 2021 ağustos 1929 gecest Birinci v* tklnd Ordu Komutanlarım da Cephe Ka rargahtna çağtrdım. Genelhurmay Bafkam ile Cephe Komutanının yamnda saldınnm nanl yapılacağını harita üzerinde kısa bir savaş oyunu biçiminde açıkladıktan Monra, Cephe Komutanına o gün vermiş olduğum buyruğu yineledim. Komutanlar ise koyuldular. Saldırımız, her bakımdan bir bashın biçiminde yapılacaktı. 24 Ağustos 1922'de Karargâhlarımızı Akşehir'den saldırı cephesi gerisindeki Şuhut kasabasına getirdik. 25 Ağustos 1922 sabahı da Şuhut'tan savaşları yönettiğimiz Kocatepe'nin güneybatısındaki çadırh Orduguha gittih. 28 Ağustos sabahı Kocatepe'de buîunuyorduk. Sabah saat 5.30'da topçu ateşimizle saldırı başladı. Baylar, 26 ve 27 Ağustos günlerinde, yani 2 gün içinde, Afyonkarahisar'm güneyinde 50 ve doğusunda 2030 kilometre uzunluğunda bulunan berkitilmiş düşman cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun büyüh kuvvetlerini 30 Ağustos'a değin, Aslıhanlar yöresinde çevirdik. 30 Ağustos'ta yaptığımız savaş sonunda )buna Başkomutan Savaşı adı verilmiştir) düşmanm ana kuvvetlerini yoh ettik je tutsdh kıldık. Düşman ordusunun Başkomutanlvğını yapan General Trikopis de tutsaklar arasındaydı. Demek, tasarladığımız kesin sonuç 5 gün içinde alınmış oldu. 31 Ağustos 1922 günü Ordülarımız, ana kuvvetleri ile tzmir'e doğru yürürken başka birlikleriyle de düşmanın Eskişehir ve kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenmeh üzere ilerliyorlardı. Baylar. Başkomutan Savaşı'nm sonucuna değin her gün büyük başarılarla gelişen saldırımızı resmi bildirilerde çok önemsiz savaşlarmış gibi gösteriyorduk Amacımız durumu elden geldiğince Dünyadan gizlemekti. Çünkü, düşman ordusunun tümünü yofe edeceğimize güvenimiz vardı Bunu anlayıp düşman ordusunu yikımdan kurtarmak isteyeceklerin yent girişimlerlne meydan vermemeyi uygun görmüştük* (*). (*) Büyük Söylevin Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu tarafmdan bugünkü dile aktanlmış olan Atatürk'ün SÖYLEV'inin, Çağdaş Yayınlarınca yapüan 9. basısının 362363. sayfalarmdan ahnmıştır. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeteclük T.A.Ş. adma NADİR NADİ Cenel Yayın Müdüril MüesseseMüdürü Yazı Işleri Müdürü Yazı Işleri Müdür Yardımcısı HaberMerkezi Müdürü Mizan paj Yönetmeni TEMSİLJCİLER • HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMETMERCAN • ANKARA : . İZMİR : • ADANA : SERVtS ŞEFLERİ * Istanbul HaberlerhSelahattin GÜLERDış Haberîer : Ergun BALCI Ekonomi: Osman U L A G A Y Y u r i Haberleri: Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazin.YalçınPEKSEN Spor: Mehmet TEZKAN Araştırma: ŞahinALPAY Düzeltme: KonurERTOP BÜROLAR * KonurSokak No. 24/4YenlşehlrANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 Hallt Zlya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Tel: 254709131230 Atalürk Caddesl, T.H.K Işhanı Kat2/13 «.ADANA Tel:1455019731 BasanveYayan: cı I M H I I R I V F T Ma»baacıtıkve ftaîetPcnTkT A.f. Türkocağı Cad. No: 39 41, Cağaloğlu İSTANBUL P.K.: 246 İstanbul, Tel.: 20 97 03 (5 hat) TAKVİM . IMSAK 4.28 GÜNEŞ 6.18 ÖĞLE 13.16 ' 28 Ağustos 1082 IKİNDİ AKŞAM YATSI 17.00 19.52 21.30 EYLEMİN DÜŞÜNCENİN ADAM1 Gazl Mustafa Kemal Ataturk «feuran* CVCT OKTAY AKBAL Gecmis Zamanda Dolasmak... anavasa için Hukuk devleti kavramı kâğıt üzerinde kalacak Taslağa bir göz atmca, geçen 10 aylık sürenln boşuna harcanmadığı hemen göze çarpıyor. Ekonomik ve siyasi Urtldar btlyUk sermayenin elinde olacak, basın sustunılacak, hukuk devleti kavramı kâğıt üzerinde kalacak, yerini polis devleti alacak, sendikalar felç edilip iş hayatrna müdahaleleri önlenecek, dernekler birer kulüp haline getirilecek,, meslek odalarmm Ulke sorunlan komısunda görtlş bildirmeleTl suo sayılacaktır. Amaç açıktır. Taslağm maddelerl arasmd&kl tutarsızlıklar, çellşkller, dil hatalan gibi öza inmeyen yanlışlıklann acele ile ya da tesadüfen yapıldığına inanmak sordur. Danısma Meclisine kısa çalışma süresinde, bu kaba hatalar nedef olarak gösteriliyor. Meclis süresl içinde bu gibi ikincil konularla uğrassm, sonunda, yine aynı amaca yönellk ama redaksiyonu düzeltilmiş bir metin hazırlansm ve böylelikle Meclis görevini yaptı denilebilsin isteniyor. Danışma Meclisinin sayın Uyelerinin bir bölümü de göründüğU kadar istenilen yola ne yazık ki sürüklenebilmiştir. Şu nokta da gaj"et ilgi çekicidir M, böylesine detaylı bir taslak (ya da genel yönetmelik) hazırlayabflen komisyon her fırsatta 1961 Anayasasını suçlamakta, ancak suçlarken beylik gö rüşleri tekrarlamakla yetinmektedir.' En azmdan aynı yöntemle hareket etmesi, yani Türkiye'yi terör ortanuna getirdiği iddia edilen 1961 Anayasasının eksikliklerini, kusurlannı ve hatta suçunu, aynı dikkatli itina ile ve ay nntılan ile irdeleyerek ve oıaylara bağlayarak, "herkesi lnandıracak şekilde acıklaması gerekmez miydi? Anayasa taslağı aynen kabul edllse, hatta özgürlükler daha da yok edılir duruma getirildikten sonra kabul edilse bile terör, anarşi ve ekonomik bozukluklarm önlenemiyeceği açık seçik ortadadır. özgürlükleri yok ederek duze çıkılacak olsaydı, Güney Amerika ülkeleri dünyanın en müreffeh Ulkeleri, halklan da en mutlu insaman olurdu. Milletimiz, aziz Atatiirkün «Haklmiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir» vecizesınin gereğini yerine getirecektfr. Rıfat EHEN EmekU Haldm İZMİR ki Amerika'da bizim nüfusumuz sayısına göre birkaç misli nüfusa sahip olan bu memleketlerde. 200'ün üstünde milletvekili olduğunu bir yerde okumuştum. 45 milyon nüfusumuza bu miktar parlamenter çok olsa gerek. Bizim ekonomik bakımdan sıkmtı ve doğum sancısı çeken bir memleket olduğumuzu, tüm dünya bilmektedir. Hatta para bulmak için gece gündüz o memleketlerde kalan Bakanlanmız var. Bu bir vakıadır. Bizim mali bünyemize vo nüfusumuz adedine göre 200 milletvekili yeter de artar bile, Bir tarihte Meclis'te bir İS müzakere olurken, bir mebus uyukluyormus. Bu biçim parlamenterlerle Meclis'leri doldurmıyahm. Az ve öz olmalı. Gerçl, bunun seçimi bilinçli seçmene ait ise de, partiler de; memleket sever ve menfaatini memleketin önünde değil, arkasında aramak durumunda olmalıdırlar. Ferhat Nacl TURNA İSTANBUL sa'nm, Ulusumuzun istediği biçimde bir içerikle duzenlenmesi dileğiyle. Yusuf KUTLUTÜRK Cağaloğlu İSTANBUL VEFAT Şeyhül Muhabirin merhum Ahmet Agâh efendi ve merhume Aliyye Şöhret Hanımın oğlu, Abdülboki Gölpınarlı 25.8.1982 günü Hakka yürümüş ve aynı gün Sedef'l şerifleri Seyid Ahmet Deresi kabristanmda valldeslnin ayak ucuna sırlanmıştır. Hakk ehlibeyte mülhâk eyleye. TÜKSEL GÖLPINAELI NOT: tş bu llân merhumun vasiyetl üzerine defninden sonra verilmiştir. # «GBçtünuz sonsuzhıktan 8te sonsuzluğaSınırsız boşluklarda ltayan kuyruklu yıldızlar gibi . Kemikleriniz biç çürümez miydiı bu mumya kim Söyleyln hanginiz Promethe İşte yonttuğunuz taşlar, işte papirüsleriniz . Evinlz, yatağınız, sarayınız, tacmız Us'un zamansız ve uzaysız dünyalarında Uçar bala çürüyen parmaklaruuzın guneş ışmlan Çağlar gerisinden duymaktayım sesinizi Bir düşün mfiydünüz, ıştk mıydınız, neydiniz Sallayın beşiğimi sallayın beşiğiml • Ben daha bttyflyec»gim.» Britlsh Museum'u, bu dizelerin çairi Osman Türkay'la dolaşıyoruz. Onun kaçıncı gelişi, bllemem. Ben bu ünlü müzeye sonunda gelebildim. Daha önceki gelişlerimde bir türlü olmamıştı burayı gezebilmek. Oysa Londra'nm göbeğinde, koskoca bir yapı. Öyle bir iki saatte gezilip görülecek yer değil. Ne var ki biz saat beşe kadar gezmek, görmek zorundayız, yani iki buçuk saatte. Osman Türkay'm 1970 öncesindo yazdığı bir şiin «Britanya Müzesinden İzlenimler» Bu şilriylo Londra'da ödül do almış. «Çağlar gerisinden duymaktayım sesinizi.» Mısır, Yunan, Roma, Ortaçağ, Tarih öncesl... Yazılar, mumyalar, heykeller, anıtlar. Koca bir yapuun içine sığmış. Yüzlerce, binlerc9 yıl. tnanılır şey midir?... British Museum... Adma bakmayın, Ingilizlerle, Büyük Britanya ile pek az şey var burda Görülen, seyredilen, hep Anadolu'dan, Orta Doğu'dan, Yunandan getirilenler. Niya Britanya Müzesi öyleyse?.. Zaman nedir? Bir su mu bir kuş mu? Zaman ne değildir ki?.. Zaman uçup gitmiş bir değerdir. Güneş doğar batar, işte size geçmiş bir gün. Her geçen günle insanoğlu yaşlanu. Bir gün gelir bitirir işlevini, yok olur, yerini başkasına bırakır.. Ama bu yapıtlar, bu yazılar, bu mezarlar, bu anıtlar zamanı yenmiş. işte bir ölü. Üç bin yıl önceden kalmış bir insan, yana dönmüş yatmış. «Ginger hair», yani Kızıl Saç adını vermişler. Tebai'den kaJan mumyalar. İnsan biçimindeki tabut kapağı bir sanat yapıtı... Kutsal hayvanlar, horozlar, kediler. timsahlar, ceylanlar, akbabalar bile mumyalanmış. Binlerce yıldır canlı gibi kalmışlar. Kimler çizmış bu resımleri, kimler yapmış bu heykellerı?.. Nereye gitmiş o usta eller?.. Zamanın sonsuzluğuna. «Gözler, gerçeğin güneş ışınlan, radyo dalgaları . Bakarlar hep birden, ya da ayn ayn . Evrensel zamanın çukurlarmdan.» Zamanın çukurlarını dolduran güç, sanattır. Zamanı alt eden tek güç, tek değer... «Anılann zaman sırasına göre öykülenişiymiş tarih Akan bir ırmakta sürüp giden çatışma Ya da tutsak pazarlannda kırbaç şaklaması» diye yazmış Türkay...: Hallkamas Bahkçısı'nı anımsadun birden. British Museum'un yöneticisine bir mektup yazmış, demiş ki «Sizin müzenizdeki Mozoleus anıtı o kapah yapıdan çok açık havaya, kendi yerine daha çok yakışır. Onu bize verin, yeniden Bodrum'a kuraiım, dört yanı Akdeniz mavisiyle dolsun, böyle bi r mavilikte bütün görkemiyle görünsün.» Bir süre sonra müze yöEeticisinden yanıt gelmiş, teşekkür etmişler Bahkçı'run ilgisine. «Evet, haklısınız bu anıta mavi fon daha çok yakışacak, biz de Mozoleus'un bulunduğu salonun tavanını ve arka duvarlarını denlz mavisine boyattık,» Gidip gördük Mozoleus'u. Tarihin yedi olağanüstu yapıtından biri. Gerçekten olağanüstü yapıtından biri. Gerçekten olağanüstü. «Ama nerde Akdeniz'in mavisi?..» Duvar ve tavan açık bir maviye boyanmış. ama olmamış ki! Britanya Müzesinden çok Bodrun'un ufuklanna yerleşmeli bu anıt. Ama hiç olur mu, hiç geri verirler mi kaçırdıklan güzellikleri? Gerçi Yunanislan Kültür Bakanı Meîina Mercuri de Yunanistan'dan ahp götürülen anıtları, yapıtlerı geri istiyor. Vermezlerse Ingiliz hükümeöni Adalet katına götüreceğini söylüyor. Ama sonuç alabilir mi, hiç sanmam. El oğlu elde ettlğinı bırakır mı?.. Uzak bir geçmişto yaşadım iki buçuk saat. O eski zaman insanlannın evreninde. Osman Türkay'm dediği gibi «Siz hep çizgilerde yaşardınız. yontulmuş kayalarda Şu kuş sesinin resmini çîzen de kim Şu kuzu meleyişinde kimin heykeli.» İnsan, «tnsanlıgı» böyle yerlerde anlıyor. Belirli bir zaman parçasmda yaşayıp yok olan bir yaratık olmadığmı, kabcı. ölümsüz yanını... Suskun toplum yaratılıyor Çağdaş ve demokratik AnayaBa adı altında, tamamen çağdışı ve antidemokratik bir Anayasa halkımıza dayatıhyor, bu Anayasa ile. Böylece kişi Szgürlüğü basın ftzgürlüiu, hak arama özgürlüğu, düşünme özgürlüğu yokedilerek suskun bir toplum yaratılmak isteniyor. Geniş kitlelerin yönetime katılması da ortadan kaldınlıyor. Kısacası, işçi, memur ,esnaf, köylü ve küçük ve orta tabakaya yasaklardan başka hiçbir şey getirmiyor. Kenan CANOĞLU Şoför. Kartal tSTANBUL İ L A N DANIŞTAY YEDİNCİ DAİRE BAŞKANÜĞINDAN Esas No. 1982/3157 îstanbul Veraset Vergl Dairesl Müdürlüğü tarafından veraset vergisi ışinden dolayı Temyiz Komisyonu Yedinci Dairesinin 11.12.1980 gün ve 1980/ 4982 sayılı karann bozulması dileğiyle Cevanna Keskinoğlu'na karşı açılan davaya ait dilekçenin. davalmm adresinde bulunmaması nedeniyle muhatabına tebliğ olunamadığı anlaşılmıştır. Muhatabın son ilân günunden itibaren 15 günün bitlminden başlamak üzere 30 gün içinde dava dilekçesini almak üzere Danıştay Yedinci Dairesi Başkanlığına başvurması veya dilekçe kendisine göndenlmek üzere açık adresini bildirilmesi 7201 sayılı Tebügat Kanunu'nun 28'nci maddesi gereğince tebliğ yerine geçmek üzere duyurulur. (Basm:20623) • Kazanılmış haklar geri alınıyor Kısa... Kısa.. • «Güçltt devlet, yönetenlerle yönetiJenlerin uyum içinde olduğu devlettir. YenJ Anayasa taslağı, Atatürk'ün ulus egemenllğl ilkesüıden ayrılmaktadır.» Mustafa ŞENTÜRK Başkoy Kaman • «Üniversite özerkligini kaldıran, Türk halkınm iradesini hiçe sayan taslağa göre tüm çalışanlann haklan geri alınmış durumdadır. Taslak özgürlükçü demokratik sisteme aykınlığı neüeniyle Atatürk'ün çağdaş uysarlık görüşlerine te^s düşmektedir. Türk halkma yakışan bir Anayasa'nın balkoyuna sunulması dıleğiyle.» H. Hüseyin MERSINLI öğretmen Uşak • «Blr işçi olarak, yeni Anayasa taslagının, işçileri ilüilendiren bölümünil okuyunca, bu taslağm TürHye'ye huzur ve eşitlik (tetirmekten çok, huzursuziuk ve fşitsizlik söydüm. Devletin ödevi, fizeHikle çalışanlann haklannı konımaktadır.» Serdar KANIK ÜSKtDAR # «Devletin kuvvetli olmasmda çalışan işçilerin büyük katkısı vardır. Atatürk'ün şu sözünü işçiler hiç unutmamıştır. «Çahşanlar bizdendir. Çalışmayanlar bizden değildir.» Atatürk'ün bu deyişinden üham ilan işçiler maalesef yeni Anayasa'da unutulmuştur. Işçilerln yasal haklan korunmalıdır. 61 Anayasasındaki işçi haklan aynen korunmalıdır.» Mustafa ERDOCAN işçi Tavşanlı • «Aldıkaçtı'nın Anayasa taslağı 192(1 model geri vitese takıh Chevrolet marka arabaya benzetiliyor. Ben bu gdrüse katılmıyornm. Y.Ö.K. başkanımızın bile tez kitablan kopya edilip ABD'de baçka imzalar ile yayınlanmaktadır, belime dahi değiştirmeye gerek görmeden. Şimdi İdmbllir Anayasa taslağımızı da kimler kopya çekip sahip çıkacaklardır. Taslağa, sahip çıkalım.» ^ •' Cavît DEMİRCİ s'' Memur Teklrdağ • «Anayasa taslagım hazırlayanlar, başta Atatürkçülüğün, gerekli gösterciği düşünce özgürliigünün, kışi hakıarının karşısına durmuşlardır. Bu, «Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir» esasına da ters düşüyor. ülusal çıkarlanmız doğrultusundaki kişiliği, bu kl. şiliğın gelirdiği haklar. baskı altında tutuldukça acaba, demokratik gr'.ışmeleritnize ve ekonomik kalkınmalanmıza gerçekçi ve sağhklı çözümler mi getirilecek?» Ismet GÜNEŞ öğretmen Kmkhan • «Yeni Anayasa taslağımn temel hak lara ilişkin hükümlrri insanı dehşette düşürüyor. Bu hükiimler tam anlatmyla temel insan haklannı korumaya değil, yoketmeye yöneliktir.» Mustafa KARAÇALI K. Maltepe . İstanbul # DM üyelerini anlıyabilmek olanaklı değil Beklenen Anayasa «tostodı* bitlrildi. Anayasa Komisyonu Başkanı tarafmdan basma açıklanmasmdan sonra bu 'taslak* çeşitli çevrelerçe yorumlanmaya devam ediyor. Çağdaş bir Anayasa yaptık deniliyor. Bu Anayasanm gelişmiş demokratik yönetimlerle yönetilen ülkelerin Anayasalann lncelenmesi sonucunda ortaya çıkanldığı söyleniyor. Işçller ve tüm çahşanlara göre ve bildiğimiz kadanyla bu gelişmiş çağdaş demokratik ülkeleri demokratik yapan o ülke insanlannın temel hak ve görevlerinln korunup geliştirilmesidir. Yıllardır büyük uğraşlar sonucunda işçilerin ve tüm çalışanlann kazandığı haklar bu yapılan Anayasayla ellerinden alınmak lsteniliyor. Bu Anayasa çalışanlann tüm haklannı bir çırpıda hasır altı ediyor. Biz çalışanlann geleceğini işverenlerin ellerine bırakıyor, yani biz çahşanlar bu Anayasa İle açlıga, işsizliğe ve işverenlerin baskısına terkediliyoruz. Biz bu Anayasaya gereken yanıtı sandık başmda vereceğiz Hamit ALTINBAŞ Tekel îşçisl Beyoğlu 3. lcra Memurluğundan Gayrimenkulün Açıkartırma İlânı Dosya No: 982/67 Satılmasma karar verilen gayrimenkulün cınsi, kıy. meti, adedi, evsafı: 1 TAPU KAYDI: Beyoğlu ömeravni mahalleslnde kain 1486 Ada, 2 parsel sayılı apartmanda 4/140 ar* sa paylı çekme kat 7. B. Bölüm nolu depo. 2 IMAR DURUMU: Parselin tamammda bitişlk nizamda 12.50 M. yükseküğinde inşaat yapmaya müsaittir. 3 HALÎ HAZ1R DURUM: Tapu kaydında depo denmekde ise fle halen dairedır. 1 giriş holü, 2 oda, mutfak ve WC'den itarettır. Elektrik ve su tesisatı vardır, oda hol ve mutfak zeminleri karo mozaik duvarlan sıvaüstü badana kaplıdır. 4 KIYMETt: 1.200.000.00 tiradır. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış 8.10.1982 günü saat 10.00'dan 10.30'a kadar Beyoğlu 3. lcra Daıresmde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %75 ni ve rüçhanlı slacaklıiar vaısa alacakları mecmuunu ve satış masraflanm geçmek şartı ile ıhale olunur. Böyle bir beüelle alıcı çjkrnazss en çok artıranm taahhüdü baki kalmak şartiyle 18.10.1982 günü aynı yerde saat 10.00 10.30'da ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağım ve satış masraflanm geçmesi şartiyle en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştırak edeceklerin tahmm edilen kıymetin %10'u nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermelerl lâzımdır. Satış peşin para iledır, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehıl verilebiür. Dellâliye resmi ıhale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler stıtış bedelinden ödenir. 3 tpotok sahibi alacaklılarla diğer ılgılilerin ( + ) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususıyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayana§ı belgeler ile onbeş gün içinde daıremizp bıldirmeleri lâzımdır; aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeü hemen veya verilen mühlet İçinde ödenmezse îcra ve îflâs Kanununun 133. maddesl gereğince ıhalp feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %ıo faizden Blıcı ve kefilleri mesul tutulscak ve hiç bir hükme haeet kalmadan kendüerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tsrihindfin itibaren herkesin göre bilmesi için dairede açık OIUD rnasrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir Crnegi gönderilebilir. 6 Satışa istirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatım kabul etmiş sayılanaklan. başkaca bilgi alaak isleyenlerin sayılı dosva numarasiyle memurluğumuza baçvurmalan ilân olunur. 7.8.1983 < + ) tlgililer tâblrlne Irhfak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 8864) Danışma Meclisinde tümü üzerinde yapılan görüşmelerin sonuçlandığı yeni Anayasa tasansı, Türk toplumunun demokrasi merdiveninden çiKmış olduğu basamaklardan geri dönmesl şeklınde yorumlanabilir. DemoKrasimn özünü teşkil eden temel hak ve özgürlüklerde, getirilen kısıtlamalaraa özgürlükler özünden yaralanmış durumdadır. Tasarıyı eleştiren Danışma Mecllsinin sayın Uyelerinin bir Konudaki ısrarlı sözlerini hukuksal açıdan anlayabilmek olanaklı değil. Birçok üye, «Bu yetkilerle donatılmış bir Cumhurbaşka nının halk tarafmdan seçilmesi gerektt gini» vurguluyorlar. Çoğulcu parlamen ter sistem ile bu yetkilerle donatılmış bir Cumhurbaşkanı uyumlu bir bütun teşkil etmekte midlr? Özlenen gerçes demokrasi, bu taslakla buna ulaşılama yacağı açıktır. Hasan AKBAY ^ TRABZON • Eşit işe eşit ücret • 200 Milletvekıli yeterdeartar bile Parlamenter adedinin 400 olması kabul edilme meyilinde plduğunu geçen akşam radyodan işitebildim. Benim naciz kanaatime göre bu miktar bizim memleket için çokça değil mi? Nüfusumuz adedine göre, kesin olarak hatırhyamıyorum ama, Fransa veya Ingiltere ve bel Bir ulusun yaşamı Anayasasıyla belirlenir. 1961 Anayasasmda dogru olan maddelere zarar vermeden; ki, doğru olanlar çoğunluktadır. Sakıncah maddelerl çıkanlarak blr düzenlemeye gidilmeslnin dogru olacağına Inamyorum. Türk ulusu çağdaş bir ulus olması nedeniyle. çağdaş uygarlığın gerektirdiği tüm olanaklardan yararlanma bakkına da sahip olmalıdır. Aynı niteliğe sahip ve aynı oranda çalışan lnsanlanmızm, doğaldır ki, hakHn eşdeğerde olmalıdır. Ne acıdır ki, yurdumuzda bu aşamada kesinlikle çok büyük farklılık arzetmektedir Köklü bir çözüm için de Anayasada özdeyişlni bulan, eşit iseeşit ücret verilmesi için uygulamaya gidilmemiştir. Bu konuda belirgin bir çalışma da yapılmamıştır. DMinin değerli üyeleri. önumüzdeki calışma günlerinde. basın yoluyla insanlarımızm ileri sürdükleri gerçek feörüşlerini dikkate alarak. kendilerinin de katkılanyla çalışmalannda, insanlık için iyi, doğru ve güzelden yana olanını yapaoaklanna lnanıyorum. Yeni Anaya