Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 ÖLAYLAR VE GÖRÜŞLER 26 TEMMUZ 1982 Temmuz Erzurnm Kongresi'nin, 24 Temmuz da Lozan Andlaşması'mn yıldönümleri. Bunlar Türk ulusal tarihinde, insanhk tarihinin de birer dönürn noktası. Çünkü önderliğini yapan Mustafa Kemal Atatürk'ün dünya toplum ve insan anlayışı, meşruluk ölçüleriyle ve otorite simgeleriyle, 20. yüzyıl insanlıgınm düşünme biçimini asan, ona yol gösteren bir anlayıştır. İnsardık tarihinde yeni dönem açan bütün büyük önderler gibi Atatürk de cagınm izleyicisi değil, yepyeni sentezlerle çağını aşan bir önderdir. O'nun düşünce ve yönetim önderliğini bugün de işlevsel kılan bu özelüğini tüm yurttaşlar bütün boyutlan ile doğru ve tam olarak biknelidir. Yeni anayasamızm, Atatürkçü düşünce çevresinde toplumumuzu birleştirip çağdaş gelişme düzeyinin üstüne çıkaracak bir anayasa olması buna bağlıdır. Devlet kurmak, hele «sonsuzluğa de~ ğin», yani insan kavrayışımn algıhyabileceği en uzun zaman dönemleri boyunca yaşarhğını koruyacak bir devlet kurmak ve yürütmek, bilim alanında olduğu gibi feîsefe ve sanat alanlannda da temel ?sreklerl olan bir yüce iştir. Yaşarhğı olan bir devlet cahillerin ve bencillerin destegine bel bağlanarak, başka deyişle cahilliğe ve bencilliğe dayanılarak kurulup yürutülemez. Atatürk'ün Öt Kaynaklari: Atatürk, kendi deyimiyle, «toplumsal ve uygar» insanların önderidir. Bagımsız, demokratîk ulusal bir toplum gerçekleştirmek istemektedîr. Bu amaçla ulusunu, Duhamel'in yazdtğı gibi «bilim fplsefesi, düşünce yöntemi, kısacası 'gelece~"i değiştirme' yoluna götürmeye girişm ffinr * Bu önderliğın iki ana kaynağı vardtr: İnsan sevgisi ve özgurlük tutkusu. Kendi sözleriyle: «... Yaşamda tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek kuşaklann şerefi. varlıgı. mutluluğu için çalışmakta bulunabilir.» •Özgurlük ve bağımsızlık benim karakterimdir... Bence bir ulusta şerefin, hajr siyetin, namusun ve insanlığm varlığı ve sürekliliği, kesinlikle o ulusun özgurlük ve bağımsızhğına sahip olmasıyla olanaklıdır.» «Bireyler düşünür olmadıkça bir toplumu îyi ya da kötu yöne herkes sürükleyebilir.» Bilimsel Düşünüş ve Üstun Yönetim Sanati: Bunun için tek yol vardır: Bilimsel yöntemi toplum yönetiminde egemen kümak. Bilim herşeyden önce doğru düşünme. neden sonuç bağlarını doğru kurma. doğru taru (= teşhis) yapma yöntenıidir. Bu yöntemin temel gsrekleri vardır. Nesnellik, somutluk, bütünsellik bunlann başlıcalarıdır. Atatürk. ömeğin. tarih vazmak tarih yapmak kadar önemJidir. Yazan yapana doğrulukla bağh kalmazsa, değişmiyen gerçek bir gün insanlığı şaşırtıcı bir nitelik alabilir» uyansmda bulunurken nesnellik ilkesini vurgnlamaktadır. «... Aydınlarımız içinde çok lyi düştlnenler vardır. Ama genell'kle şu yanl'^ımız da vardır ki araştırma ve inceleme Anayasa Yapılırken Atatürk'ten Ilkeler YAŞARLIĞI OLAN BİR DEVLET CAHİLLİĞE VE BENÇİLLtĞE DAYANILARAK KURULUP YÜRÜTÜLEMEZ. ATATÜRK KENDİ DEYİMİYLE «TOPLUMSAL VE UYGAR» İNSANLARIN ÖNDERİDİR. Prof. Dr. Özer OZANKAYA Siyasal Bilgiler Fakültesi lerimize dayanak olarak çoğunlukla kendi ülkemizi, kendi tarihimizi, kendi gelenekîerimizi, kendi özelliklerimizi ve gereksinimlerimizi almayız. Aydınlarımız belki bütün ba$ka uluslan tanır ama kendimizi bilmeyiz» derken de somut gerçeği temel almak gerektiğini belirtir. Eğitimin kuramsal kalmayıp kesinlikle araştırma ve uygulamayla bütünleştirilmesini istemesi de aynı doğ rultudadır. Atatürk toplumun. hem uluslararası boyutlarıyla birlikte bir «sistem» olarak, hem de siyaset, hukuk. ekonomik, aile. kent, köy, töre, sanat... gibi birimlerin bu sistem içindeki özel durumlan ile tanınma sı gereğini vurgulayan sosyoloji anlayışına sahipti. Laikliği yeni Türk toplumumın tüm kurumlannm ve kavramlannm genel niteliği, bağ dokusu yapışı bu anlayışın ifadesidir: Devlet, hukuk, eğitim ve genel olarak kültür laikleştirilmiştir. Üstün Siyaset Sanati: Devlet kurup yürütmek üstün bir sanatçı yeteneği g«rektirir. Atatürk'ün burada tümüyle anlatmamıza olanak bulunmayan pek çok üstün niteliklerinden biri de, yine engin insan sevgisi ve özgurlük tutkusundan güç alan yüksek siyaset sanati yeteneğidir. O'nun için amaç insanlann onuru ve mutlulugudur. «Değişmenin sabit ve duragan kurallannın bulunmadığımn» bllinciyle, avnı amaca değişik koşullarda değişik açılardan bakmak ilkesinin uygulanabilirliğini kan<t lamıştır. Hedefini hiçbir zaman gözden uzat tutmamakla birlikte, uzlaşmalann güzelliğini gösterebilmiş ve böylece kendisiyle savaşacak olanlara savaşma fırsatı ver miyerek ulusun kanını, huzurunu sakınabilmiştir. Önderliğin bir uca dayanmaktan değil, iki, (kaç tane varsa) uçla birden temas içinde olup, onlardan bagımsız yeni sentezler yapabilmek demek olduğunu bilerek davranmıştır. Gerçeğin kimine göre gül gibi yumuşak, kimine göre taş gibi sert oldugunu görmektedir. Atatürk'ün Özgurlük ve Siyasal Efeonomi Anlayışu Kısacası, Atatürk'ün toplumumuza kazandırdığı ilke, kavram ve kıtrumlar, toplumsal uyum ile toplumsal iler leme sureçlerini en iyi biçimde bağdaştıracak niteliktedir. Tümüyle alınmak koşuluy la Atatürk ilkeleri toplumsal uyuşmanın 'uyumak ve uyutulmak' biçimini almasını önleyen, toplumsal uyanış ve ilerlemenin de 'hırçınlaşmadan. yanı yöreyi dan, gerçekleşmesini sağlıyan ilkelerdir. Yeni anayasamızm kabul edilme çahşmalannm ilerlemekte olduğu şu gunlerdo. buyük Atatürk'ün Özgürlük ve Siyasal Ekonomi kavramlarına getirdiği çok yetkin tanımlama ve açıklamaları özetlemek tartışmalara en güvenilir ışığı tutmak o!acaktır, kanısmdayım. Atatürk'ün bu düş'.m celerinin tüm yurttaşlara radyo, TV. basın. okullar... yoluyla ve bütünlüğü içinde ulas tınlmasmm da Anayasa tartışmalan için çok verimli bir ortam. sağlıyacağına inanıyorum. Özgürlükler konusunda Atatürk «devletin temeli ve amacmın bireysel hafe» oldugunu belirtir ve bunu şöyle açıklar: «Bireyin birinci hakkı doğal yeteneklerini özgürce geliştirebilmesidir. Bu gelişimi sağlamak için en iyi araç bireye, başkasınm aynı hakkına zarar vermeksizin kendi ken disini istediğl gibi yönlendirip yönetmesı. ne müsaade etmektir. Bu özgür gelişimı sağlamak. bireysel hakların oluşturdu^u türlü özgurlüklerin tamam amacıdır. Bu haklara saygı göstermiyen siyasal toplum temel görevinde kusur etmiş olur ve devlet. varhğımn hikmetmi ve anlammı yitirir. •Ancak bu kadar yüksek ve değer'i olan birev özgurlüğünün uygar ve demokrat bir ulusta neyi anîattığı, özgürlük soz cüğünün mutlak biçimde düşünülebilen an lamıyla anlaşılamaz. Söz konusu olan özgürlük toplumsal ve uygar insan özgürlüğudür. Birey özgüriüğünü düşünürken her 'bireyin ve en sonunda bütün ulusun ortak yararı ve devlet varlığı gözönünde bulundurulmak gerekir... Devlet birey özgürlugünü sağlıyan bir örgüt olmakla birlikte, aynı zamanda bütün özel faaliyetleri genel ve ulusal amaçlar içtn birleştirmekle vü kumlüdür... Bu hususlardaki önlemleMTi şiddetini ve sınırlannı ölçmek büyük bjr sanattır... Bu sanatta yerinde davranabılme ölçüsü. özgurlüklerin suıırlannı çizen yasada görülebilir.» Siyasal Ekonomi ya da Devletin Görevleri: Atatürk'ün çağdaş demokrattk, güçlü bir ulusal devletin lcurucusu olarak. bu devletin ekonomik düzeni konusunda belirgin bir görüş ve tutum sahibi olmadığı elbette ki düşünülemez! Atatürk bu sorunun özünü oluşturan 'devletin görevleri' konusunu tum yönleriyle incelemış. bu konuda vardığı çag açıcı özgun sentezini kapitalizmin de, sosyalizmin de açık sözlü, komplekssiz, dürust irdelemesir's eleştirisine ve değerlendirmesine dayandırmıştır. Devletin görevleri konusunda bireyci ve devletçi görüşleri, «demokrasinin belirgin niteliklerini gözönünde bulundurarak» irdelemek ve Türk devletinin ekonomik dü zenini bu irdelemenin ışıgmda saptama."t gerektiğini aöyleyen Atatürk. bu konuda özetle şöyle düşunmektedir : «Devlet. asıl varlık nedeni olan «dısarıya karşı ulusal bagımsızlığı, içerde de gıivenlik ve adaleti sağlamak» görevlerini ge reğince yerine getirebilmek için «gürbüi anlayışlan, ulusal duyguları, yurt sevgileri yuksek. herhangi sanat ve meslekte zamanımız ilerlemelerinin gerektirdlgi Olçüde başarılı yurttaşlara muhtactır.» Devlet, ülkenin gtivenlik ve savunması için yollarla. demiryoHarıyla, limanlarl'i. deniz araçlanyla, telefonla. ülkenin havvanlanyla. her türlü ulaşım araçlanyla, ulusun genel servetiyle yakmdan ilgllidir. Ülke yönetımi ve savunmasında bu sa dık Jarımız toptan, tüfekten. her türlü silahtai daha önemlidir. Özellikle cara, her türlü aracm üstünde bir varhk silahıdır.» Bu işlerin bir yandan bireylerin yarar larını, bir yandan ulusun ortak yarannı 1 1 gilendirdiğine işaret eden Atatürk, yalnız özel yarara dayanılarak ekonomik düzen kurulamıyacafmı. «bu sanıda olanlann ken dilerini bir serap karşısında aldatılmav« koyuverenler» oldugunu \'urgular. Bireyler ve özel ortakhklann dovlet örgutüne göre zayıf oldugunu; ozgur yanşmanın (serbest rekabetin) «zayiflarla güçlüleri vanv mada karşı karşıya bırakmak gibi toplumsal sakıncalan» bulunduğunu anımsatır. «Uluslarda özgürlük ve uygarlık fiteliştiS;! oranda devletin görevleri ve sorumlulukları çoğahr... Devlet herkesin ortak yarannı ve ilerlemesini düşünür. Bireylerin özel a kar duygusundan ne ölçude uzaklaştınlabileceâri incelenmeğe değer der. «Devletin ekonomik faaliyetlerinin «nınnı çizmek, yurttaşın bireysel girişim ve özgürlüğunü sınırlandırmamış olmak ve kisisei faaliyetleri ekonomik gelişmenin asıl kaynagı olarak korumak. devletl yönetmeğe yetkill kılınanlann düşünüp saptama sı gereken konulardır.» •Ulusal servetin dagıtımında daha yet kin bir adalet ve emek harcıyanlann daha yuksek gonenci ulusal birliğin korunması için şarttır. Bu şartı sürekli gözönünde bu lundurmak, ulusal biriiein temsilcısi olan dev!°'ın önemli görevidir» Mustafa Kemal Atatürk H. Melzig'in belirttiği gibi Eflatun'un 2000 yıllık .filozof devlet adamı» d'jsünü kişiliğinde ger çekleştirmiş eşsiz bir önderdi, Yazımı Atatürk'ün yasa koyucu'da bulunması gerekli nitelikler konusundaki bir göruşüyle bitirmek istiyorum. «Efendiler, yasa koyucu insanlığın bü tün duygulannı, tutkulannı tanımalı. ama kendisi bütün kemaliyle bunlann üstünde kalmasmı bilmelidir. Yasalar duygulara kapılarak ve bağımlı olunarak yapılamaz efendiler!» Taslak!.. Günlük yaşamda taslak sözcüğü çeşitü anlamlarda kullanılır: Adam taslağı, avukat taslağı, mühendıs taslağı. profesör taslağı, şair taslağı gibi... Bu yönden bakarsak Sayın Profesör Orhan Aldıkaçtı'nın hazırladığı «Anayasa Taslağı» tam bir taslaktır. Cumhurbaşkanını sorumsuzlaştırdıktan sonra olağanüstü yetkilerle donatmak; Başbakanı sorumlu kıldıktan sonra Cumhurbaşkanma Başbakanı «azletme» gücünü vermek kimin aklına gelebilirdt ki? «Serseri» denen (şuna açıkça köle denseydl ya..) vurttaşlarm özgürlükten yoksun olacaklannı saptayan bir anayasa mantığını okuması yazman olmayan kişiler, hukuk fakültesi öğrendleri, doçentleri üretemezlerdi. Ancak usta ve deneylmli bir hukuk profesöru bu i$i becerebilirdi. Nitekim becerdi. Talihsizlik. ekonomiyi Turgut Özal'ın, hukuku Aldıkaçtı'nm ellerine bırakmaktan doğuyor. Birincisi gltti. ikincisinin marifeti ortada... • Tarihin vurdugu damgayı kimse değiştiremez. 1924 Anayasası. devrimci anayasadır. Saltanatı ve hilafeti yıkıp yerine cumhuriyeti getiren: insanlığın uyanış cağını vurgulayan vicdan özgürlügunü içeren; laikliği devletin temel Ilkesi yapan sürecin anayasası. Türkiye'nin tarihinde en buyuk devrimci belgedir. 1961 Anayasası, demokratik örsrürlükleri. sosyal devleti, emekçi haklannı güvencelere bağlamakla çağdaşlık yolunda bir adım niteliği kazanmıştır, Ya 1982'nin Aldıkaçtı taslağı nedır? Çağdashğa sırtinı çevirerek geriye dönüş özIemlerini dile getiren bu taslak, anayasal hukukun doğal mantığından ve sistem anlayışından da yoksundur Sımrlan belirsiz sözcüklerle hukuk dişı ucuz edebiyat vapmakta; özgurlüklerin kısıtlanmasını, emekçi haklannın kısılmasını. demokrasinin kirpılmasmı örtmeve çalışmaktadır Aldıkncti taslajhnm temel felsefesi kurna7İıktan kaynaklanıyor ve yurttaşı aptal yerine kovuyor. * Anayasa sözcüğünün tarihçesl 18'inci yüzvıhn ortalanndan başlar. Anayasalardan önce de devletler vardı. fHem de çok güçlü devletler..) Anayasalar, devletl huktıka, yurttaş haklannı güvenceye bağlamak İçin oluşmu?lardır. Aldıkaçtı taslağı bu tarihse! gerçeği yadsımaktadır. 19aı Anayasası yaklaşık 20 yıl sürdü. Türkiye'nin anayasal tarihinde bu süre en uzunudur Cünkü 1981 Anayasası'nı benimseyen toplumsal gücler. siyasal partiler. işçi konfederasyonları. üniversiteler. aydınlar vardı Aldıkaçtı taslağı vasalasırsn no kadar sürebillr? Yürütmenin sonımlusu olacak bir. Başbakan, kendisme sürekli ayakbağı olacak so' rumsuz bir Cumhurbaskanına dönüp demez mi ki: Sayin Cumhurbaşkanım; böyle davramrsanız. ben anamuhalefetle anlaşıp parlamentoda üçte, ikiyi bulun anayasayı değiştirerek yetkilerinizl kı.. sanm, Osmanlıda oyun coook .. Bu durumda Cumhurbaşkam yansızlığını yitirlp oyunlann Icine girecek. va da IMidar partisine tes. lim olmak zorunluğunu duvacaktır. Hi? kimsö' iktidannın gücünü kağıt üzerindeki maddeierde bolam*z. ^Toplumsal gerçekler herşeyin Ostüne çıkar. Günüm|Jzdeki ^eçipi,, dengelerin yıllar boyu sürebileceğine înanmak, akıl ve sağduyu işi değildir. Oysa akla ve sağduyuya öylesine gereksinmemiz var ki... + Dif Kooperatifciliği Gelistireceksek... Dr. Selçuk CİNGİ Hacettepe Üniversitesi tşletme Yönetimi Bölümü 1976 yılından bu yana her yıl temmuzun ilk haftası «Kooperatlfçilik Haftası» olarak kutlaruyor. (Bilindiği gibi, haftarun başlangıç günü olan 30 hazirsn, Atatürk'ün 1936 yüında Süiflce Tekir ÇUUlği 8 nolu Tanm Kredi Kooperatifine 1 numara ile ortaklık kaydının yapıldığl gündür.) Kooperatilçtlik Haftası dolayısıyla yapüan toplantılarda kooperatifçüiğin amacı, ilkeleri ekonomik ve sosyal kalkınmadaki önemiyle işlevleri tanıtılmalrta, Özellikle ülkemizde bu alanda karşılaşılan temel sorunlar anlatümakta ve çözümler önerilnıektedlr. Bu tür kongrelerda ya da Türkiye'de Kooperatillerin gelişimine Uişkin yapılan çalışmalarda yıllar boyu buyük ölçüde aynı sorunların tartışüdığı anlaşılmaktadır. Söz konusu sorunlan kalın çizgüerle aşagıdaki başlıklar altında toplamak olansklıdır: Örgütlenme, Devlet • Kooperatif Uişkisl, Pinansman, Personel, Eğitim. Bu beş başlık altında topladığunız sorunlar birbirleriyle olan içsel bağlantıları nedeniyle sürekli bir etküeşim içinde bulunmaktadır. BütUnü oluşturan parçalann ahalizi inceleme kolaylığı nedeniyle bütUnden soyutlanarak yapüabilmekteyse de bütüne ait çözümlerin Uretilmesi ancak, bUtUncul yaklaşımlar çerçevesinde olanaklıdır. Şundiye değin bu beş başlık altında anlatılanlardan 119 yıllık kooperatif deneyiminin başarılı sayüabilecek uir gelişimi deyimlemediği ve bunun da gerismdeki eucenlerın çok boyutlu, sosyo ekonomik ve kultürel nitelikll olduğu anlaşılmaktaâır. Türkiye'ue kooperatil hareketln giderek gUçlenmesini olanaklı kılacak ve sağlıklı gelisiminin sürekliliğlni sağlayabUecek, kooperatif hareKetln bütününe ilişkin eşgüdümrien sorumlu olabilecek bir merkezin oluşturulması, bu başlıklar altmda anılan sorunlar kümesine bütüncul yaklaşumn bir gereği olmaktadır. Aşağıda sıralanan ve birbirlerınden bağlantısız olarak ortaya çıkan oluşumlan geleceğm eşgUdUmlü kooperatif hareketine ivme kazandıracak nitelikte etkenler olarak görmekteyiz. Bu etkenlerin başmda, kuşkusuz, kooperatif aorunlanna önyargı ile ve duygusalük içinde çözümler önermek yerine bilimsel yaklaşımlann yeraldıgını sevinerek gözlemekteyiz. Kooperatiflere ilişkin araştırmalarda tanmcı, bukukçu, sosyolog ve sosyal politikacılann yanında iktisatÇüarın da yer aldığını görmekteyiz. Yüksek ögretim Kurumlarımızda çok kua bir stlre önce kurulmuş bulunan bagımsız kooperatifçilik bölUmlerinde önlisans, lisans ve lisansüstü öğretime başlnnmıştır. Ege Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Ankara İktisadi ve Ticari tlimler Akademisi bu alanda saptayabildiğimız öncü kurumlar olmuştur. Sendikaların özellikle tüketim ve konut kooperatifçilığine karşı ilgUerinın arttığı ve bu yolda araştırma birimleri kurarak çalışmalarını yUrüttukierinl ögrenmekteyiz. Konut sorununa çözüm getirmeyi ve planlı kentleşmeyi amaçlaması bakımından Kent . Koop"un çalısmalanna Devlet desteğinin kooperatif örgütlenme öngörüsuyle Toplu Konut Yasası aracUığıyla saglanması güven verici olmuştur. Türk Kooperatifçilik Kurumunca kuruluş çalışmaları yUrUtUlen Kooperatifçilik Eğitim Vakfı da bu alandaki bir boşluğu doldurma vaadini taşımaktadır. Yeni anayasal düzenlemeyle de, devletin kooperatif hareketi güçlendirme görevini ustlenmesl demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinden beklenmektedir. Gerçekten de özellikle azgelişmiş olarak anılan ülkelerde kooperatiflerden kalkınma aracı olarak yararlanma olanaklan araştırılmakta ve çoğukez, yaşanılan kötü deneytm lere karşın, kooperatif hareketten vazgeçtlmesinin düşünülmesi yerine geliştirilmesi Uzerinde çalışmalann yapıldığı bilinmektedir. Bunun önkoşulunun da saglam ve tutarlı biçimde çizilmiş yasal çerçeve olduğu kugkusuzdur. s> ı: Yapı Kredi saygıyia duyuruı (5OVlÖnCE C Cumhuriyet 26 TEMMUZ IJ»32 TÜTÜN KONGRESİ DÜN TOPLANDI Tütün kongresi dün saat tiçte înhisarlar ümum Müdürduğü'nde ilk toplantısını yapmıştır. Toplantıda, kongrenin toplanmasma se bep olan 1071 numaralı tütün kanununun ticari, idari ve zirai noktalardan değiştirilmesi konusu etra fmda görüşmeler yapılmıştır. DünkU toplantıda bu kanunun 9. maddesi okunmuş, neticede înhisarlar ıdarpsi hukuk müşavlri Hamıt Beyin başkanlıgmda bir encumen kurulmuş tur. Bu encümerı kanun uzerinde incelemeler yapıp ıcap eden degişikliklerl tespit ederek, kongre umumi heyetıne arzedecektır. Kongre, encümen mesaisini bıtirdikten sonra, ikinci bir toplantı yaparak hazırlanacak degişikük esaslarını görüşecektir. vapı ve WBdl Bankası Fatlh 5«Desi,Macar Kardesio Cad No. 48 C IGünün ilanlarıCZD AT YARÎŞLARI • '' Fatih Şubemiz tümhizmet erini iti Danen sM yeni yennde, kendi binasmda süıdürece <tir. YAPI ve KREDİ BANKASI 'hizmette sınır yoKtuf' , (Telefonlanmı? aeg'Smemıştır > At yarışlan 29 temmuz cuma gunü saat 15'de Veliefendi çayınnda başlıyor. Velıefendı'ye hususi trenler Sırkecı'den kalkmaktadır. Döntlş ıçın de trenler vardır. Ayrıca Sırkecı'den hususi otobüsler. Bahsi müşterek, çifte bahis, büfe vardjr. CumhuriyeC «ahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına ,. NADİR NADİ G«ne! Yaym Müdürü: MüesseseMüdürü: Yazı Işlerı Müdürü: HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAY GÖNENSİN •••an vt Yayan .'Cumhuriyel Malbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Potta Kutusu: 246 IStanbul Tel: 20 97 03 {5 Hal) BÜHOLAR. • ANKARA: Konur Sokak no. 24 '4 Yenişehir Tel. 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 3335 • İZMİR: • ADANA: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3 T»l 25 47 091312 30 Atatürk Caddesl, Türk Hava Kurumu Ishanl Kat 5/'3 Tel:1455019731 AYDIN VE ÇAGI EROL TOY BÜTÜN KİTAPÇILARDA OPERATÖR Dr. KÂZIM SARI Mecldlyeköy. Kervangeçm*** Sok. No. * Karamet Apt (Keçeciler Garaiı yanı) TeU 66 47 48 TAKVİM. İM6AK OÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ 2fi Temmuz 1982 AKŞAM YATSI Genel Cerrahi Uzmam 3.40 5.48 13.20 17.17 20.32 22.24 1