27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 12 26 TEMMUZ 1982 Kral Hüseyin: Iran, bölgede birfelâkete yol açabilir «İran'dan kaynaklanan radikal İslamcı akım, Siinni Şii bölünmesine yol açarak, bölgede en büyük felâkete neden olabilir.» Dıs Haberler Servîsi îran' m iki hafta önce Iıak'a karşı giriştigi saldından en çok kaygılananlardan biri de Ürdün Kralı Hüseyin. Billndiği gibi, Kral Hüseyin, îran Irak smva şmda Irak'ı destekliyor. Hüseyin, İran'a karşı sav&şmak içm İrak'a gönüllü de gönderdi. «TSme» dergisi, îran'm irak'a saldırısından birkag gün sonra Kral Hüseyin'le bir görüşnıe yaptı. Görüşmeyi okurlarunıza sunuyoruz: TİME İran'ın irak'a karşı beslediğî enıeller sizi çok kaygılandırıyor nıu? HÜSEYİN Saddam Hüseyin geniş görüşlü ve tutarlı bir liderdlr. Ona, güvenebileceğira bir arkadaş gözü ile ba. kanm Irak'ın tüm bölgenin geleceği bakımından çok, çok Kral Hüseyin: «îran, îsrail ve Sovyetler'den yardım aldı..önemli olduğuna içtenlikle inanıyorum. Irak, Suudi Arabistan ve Basra Körfezi'nin kalbine giden yoldur. Körfez ülkeleri Îran Irak savaşından çok kaygılanıyorlar mı? Sünni ve Şii müslümenlar arasında bölünme olasılığı var. Böyle birşey bölge için en büyük felâket olur.. Kadikal İslamcı akım, Tahran'dan kaynaklanıyor ve bir med dalgasını andırıyor. Zamanla ortadan kaybolacak. Ama yok oluncaya kadar bölgede büyük yıkıma yol açabilir. Birçok hükümeti beraberinde sürüldeyebilir. Araplarm çoğtınluğu bu akı ma karşı mücadele etmezsc, bölgede btiyük kanşıklıklar çılcabilir. Sovyetler, bölgeye glrmek için tran Irak savaşnu kullanıyor mu? Halen iki gelişme, bu sonucu hazırlayıcı nitelikte görünüyor. İran bir yandan İsrail' cien yardım alırken, öte yandan da Suriye gibi ülkelerden Sovyet süahları a'dı. Sovyetlerin izni olmadan, Suriye'nin bu s;lahlan İran'a gönderemeyeceğini çok iyi bitiyoruz. Peki, AED bu bunalınıa ne dereceye kadar karıştı? ABD, İran . Irak savaşma dolaysız olarak kanşmadı. Ama İsrail karıştı. Araplar için, tehlikede olan şeyler nelerdir? Benliğimiz, kimliğimiz, gecmişimiz ve gelecek kuşakların bölgede Arap halkları ola rak özgür biçımde yaşayabilmeleri. İran, tüm bunlan tehdtt ediyor Bölge, bölünme teh likesi altında. Bundan ötürü. Irak'ı desteklîyoruz. ABD, ne yapnbilir? ABD, hem irak'a silah sp.vkiyatını riurdtırdu. hem de dünyanın başka yerierınde Amerikan lisansı ile üretilen sı lahların irak'a gönderilmesinı yasakladı. Bunu çok iyi biliyoruz. Çünkü Batı Avrupa ile Uzak Dogu'da Irak için silan aradık. Ama alamadık. Oj'sa İsrail İran'a bir «Silah Köprüsü» kurdu. Bu ülkeye bol bol silah satıyor. Belki ABD, bu kontıda birşey yapabilir1. Doç. Erogul ve Dr. Sabuncu tartisıyor Eroğul: Düşünceyi acıklamayı önlemek düsünce özgürlüğünü korumak sayılmaz Erbil TUŞALP 2ANKARA SBF Anayasa birimi elemanlan Doç. D'. Cem Eroğul ile Dr. Yavuz Sabuncu anayasa tasarısının temel haklaıia ügili düzenlemelerinı irdelediler. Doç. Eroğul, Cumhuriyet ınuhabiri ile söyleşisini şöyle sürdürdü: SORU Saym Erogul. anayasa tasarısında temel haklarla ilgili genel hükümlerden sonra biraz daha, ayrıntıya girersek, önemi hiç de daha az olınayan hüküm ler yer alıyor . Doç. Eroğul Evet var. Temel haklar içinde en önemli hak, yaşama hakkıdır. Yaşam hakkı konusunda, tasarıda, bir anayasa metnin Tasarıne getiriyor? de asla bulunnıamabi geıeken bir muglakhk ve çelişki yer almaktadır. Tasannın 137/7, 14/2 ve 1.8/5 maddelerine bakılırsa öldürme f'iilinin hangi hallerde anayasaya uygun sayjlacagı hususunda bir çelişkinin ortaya çıktığı açıkça görülüyor. Olağanüstü halleri düzenleyen 137 maddenin 2. fıkrası olağanüstü hallerde uyguianacak sınırlamalarla ilgili olarak. tasannm 14. maddesine yollama yapmak tadır. Bu maddede ancak sa vaş hukukuna uygun fiiller dea doğan öldürme ile idanı ce/.asmın yerine getirilnıesi. olağanüstü hallerde hukuka uygun sayılmaktadır. BuriH karşılık tasapnın 16/5. mad desinde. anayasaya uygun sayılan öldürme fiilleri buıi "Özgürlüklerin ici bosaltıldı,, Prof. Tiirker: Sermayenin yönlendirdiği biçimde lıazırlanmış. Doç. Alemdar: Basınm yakmdan kontrolü iktidarlar için iyi sonuç vermez. Nalbantoğlu: 1961 Anayasasi'mn aldığı mesateden geriye gidiliyor. Habet Merkezi 1982 Anayasa Tasansı'na tepkiler yoğun biçimde devam ediyor. Öğretim üyeleri ve çeşitli kuruluşlarca yapılan açıklamalarda, özellikle taslağm temel hak ve özgüvlükleri kısıtladıgı görüşüne yer verildi. A.Ü. Hukuk Fakültesi Anayasa kürsüsü öğretim tiyelerinden Doç. Dr. Oya Araslı, Anayasa Tasansı ile özgürluklerin içinin boşaltJİdığmı bildirdi. Doç. Araslı, şunlan söyledi: «Bu tasannın özclllkle temel hak ve özsürliikler. yasama. yürütme ve yargı organlannın yapılan, ilişkileri bakımından 1961 Anayasasmdan oldukça farklı görUndUğüne işaret etmek isterim. Nitekim temel hak ve özgürlükler alanmda en çarpm değişiklik snıırlandırmada kctnlisini cöstermektedir. 1961 Anayasasında smırlandır manm özü zedelemeyecek ölçiide ve yasa ile yamlabilecegl belirtilmiştir. 1924 Anayasasmıla da yasa ile suıırlandırma ilkesl kabul edllmiştir. Tasarıdaı ise, bu tür ölçülere hlç yer verilmpmistir. Bu dtınımu ancak. tasannın siyasi iktîdan hak ve özgürlükleri sınırlandırmak konusunda yasa koyucnnun zilıniyetine göre, içerifeî değişebilccek, bir takım sıuırlama ııedeııleriniır kabulü de tasarıda adeta özgürluklerin istisna. sınırlamanın asil olduğu gibi bir görünüm ortaya çıkarmış, öîgürlüklerin içi boşaltumıştır. Ba tasan, toplumumuzu yeni »orunlarla karşı karşıya getire cek ve özellikle özsürlükler açısıudan dar kabplar içerisinde sıktştıracak niteliktedlr.» SON YILLARIN HASTAL1G1 Haziran sayna nna göre blir ay içinde, yurt dışmdan 4 bin roıkli televizyon, 7 bin de video getirilmi.ş. Bıınlardan 2500 TV İle 3500 videoııuıı gümrilk verçîlcıi Kapıkule'de ödenmlş. Bu yıl en çok getirilen eşyanm başında video teyp çeliyor. Yııkanda «Gur betçfolerimizden bazdan yurt dışından getirdikleri eşyalan ile... (Folo: Asemı ÖZKAN) £ İşçilerimiz, renkli TV'den cok videoteyp getiriyor Kapıkule'de günlük ortalama 15 milyon lira gümrük vergisi tahsil ediliyor; üstelik getirilenlerin yüzde 90'ının vergüerinin iç gümrükte tahsis edilmesine izin verildiği halde... Reha OZ Türkiye'nîn son bir kaç yılrtır süregelen en büyük bastalığı nedir? diye sorsak ne yanıt verirsiniz? Sizi bilmeyiz ama bizce «Video» ve de «renkli televizyon» hastahğıdır bunun adı. Açın bakın son bir yülık gazetelere, hemen hergün «Vicleo» konusu, bir «renkli televiz you» tartışması. Yalnız gazetelerde mi görüyoruz «Videonyu ya âa «renkli televizyon»u? Gidin Kapıkule'ye bir bakın, akın akın gelen işçi arabalanna; hangisinde bir «Video», bir «renkll televlıyon» yok ki. Bunu Gümrük yetkilileri d« yadsımıyorlar: «Bu sene en çok getlrilen e?yanın başında video teyp ge liyor» diyor bir yetkili. Peki, ya renkli televizyon? Haaa!. îşte btırada bir gerçek ortaya çıkıyor. Ne mi, o? Renkli Televizyonun pabucunun» neredeyse «dama* atıldığı. îşte bir yetkilinin sözleri: «Renkli televizyon, geçtiğimiz yıllara nazaran daha az. GeçtiRimiz yıllarda çok geldlği süyle niyor. Bu sene video teyp daha fazla çetirilivor.» Haziran ayı sayılarına göre bir ay içinde 4 bin renkli televizyon, 7 bin de video getirilmiş. Bunlardan 2500 TV ile 3500 videonun da gUmrük vergılerj Kapıkule'de ödenmiş. Bu kadarı bile, bu salgımn büyük bir göstergesi oluyor. kuşkusuz. «Her pasaport sahlbinin bir tek video getirme tankânı var» diye konuşuyorlar yetkililer ve ekliyorlar. «örneğin ne kadar video getirebillr?» sonısuna yanıt olarak: «Video teybin vergisi 70U mark. Diyelim ki bir allede seldz kişi var, sekizinin de yurt dışında ikraetgâhı varsa sckizi de video getirirse, bu seldz videonun da ithall mümkün. Ai le başina diye bir şay yok. Müs takil pasaportu varsa. 700 mark karşılıçıntla mümkün.» «Peki böyle örnekler oluyormu?» «Efendim, oluyor, rastlıyoruz. tîç dört Hşl bir aileden, çoluğu çocuğu var, her blri ayn bir video getlrmlş.» «Ne yapıyorlar bu kadar vıdeo'yu?» «Bunlar ne yapılır? Onu bilemem» diye yamtlıyor yetkili. «Biz vatandaşın hakkım teslim ediyoruz. Diger konulan bileme yiz. satıyor mu, satmıyor mu? <) bizim dışımızda olan bir ko nu.» Video konusu böyle ya he men usumuza vergilendirmenin nasıl yapildığı geliyor ve (Arkası 9. Sayfada) 7 yasanın Anayasaya uygunluğu gerekecek 12 Eylülden sonra çıkarılan Hakimler ve SavcılarYüksek Kurulu, YÖK, Danıştay, Dev'.et Denetlcme Kurulu, Yüksek Hakimler Kurulu. bayram ve tatil günleri, toplu konut yasahrı Anayasal hüküm haline getirildi. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) 12 Eylül 1980'den sonra Milli Güvenlik Konseyi tarafından çıkarılan yasalardan 7'si anayasa tasarısmdaki duzenlemelere girdi. Ancak bunlardan bazılarımn anayasaya uygunluğu açısmdan değişürilmesi gerekiyor. Hakimler ve Savcüar Yük sek Kurulu, Yüksek öğretim Yasası, Danıştay, Devlet Denetleme Kurulu, Yüksek Hakem Kurulu, ulusal bayram ve genel tatil günleri hakkında yasa ile toplu konut yasası anayasada hü küm haline getirildi. HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU Hakimler ve Savcılar Yük sek Kurulu. Anayasa'nın 196. maddesinde yer aldı. An cak anayasada yer alan mad de uyarmca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yasasının değiştirilmesi gerekiyor. Anayasada. kurula bakanlık adına bakan ve müşteşardan başkasmın katılamayacağı, Cumhuriyet Başsavcısı veya vekilinin kurulun tabii üyesi olduğu hük mü yer aldı. Yasada tse, kurulun Adalet Bakanının bulunmadığı zamanlarda başkanlık etmek üzere seçimle gelen asil üyeler arasından girli oyla ve salt çoğunlukla bir başkan vekıli seçmesi öngörülüyor. Ayrıca anayasada kurulun dört asil ve dört yedek Genel Kurulu'nun kendi üye leri arasından, iki asil ve iki yedek üyenin Danıştay Gene) Kurulu'nun kendi üyeleri arasından. her bir üyelik için gösterecekleri üçer kat aday arasından Cumhurbaş kanınca dört yjl için seçilmeleri hiikmü yer alıyor. Yasada ise kurul üyelerinden iki asil ve iki yedek üyenin Yargıtay Genel Kurulunun kendi daire başkan ve üyeleri, iki asil iki yedek üyenin Danıştay Genel Kurulu'nun kendi daire başkan ve üyeleri arasından se (Arkası 9. Sayfada) Işıklar: 4 yıl önceyi azından iddianameye bakmam gerekir £ DÎSK Genel Sekreteri'nin sorgusunda Askeri Savcı, Isıklar'm sorgu sınırlarını aştığmı eliııdeki notlardan yararlandığım söyledi. Malıkeme Savcı'nın tâlebini uygun buldu. AÎTÎA öğretim üyelerinden Prof. Kaya Türker. «Bu Anayasa Taslağı ile ABD'deki Başkanlık sistemi parlaıneııter sistemle karma hale Retirilmeye çalışılmıştır» dedi. Prof. Türker, taslakta Türk Dil Akademisi'nin kurulmasımn öngorülmesinin de ters oldu.Sunu belirterek şunlan söyledi: . «Atatürk zamanımİA da. Türk DiU Akademisi günd«me gelmiş, ancak Atatürk dilde kemikleşme olacağından ve menln duracagindan endişe duy duğundan Akademi yerine Türk Dll Knrumu'nu kurmuştur. Aldıkaçtı. billnen çevrelertn. yönetlm kurulu üyesi oldufıı gj!7rlenin isteei doğrultıısunda Atatürk'e rağmen akademiııin kurulmasını önRÖrmektedir.. Aldıkaçtı'nın yabancı kökenli sözcük kullanma alışkanlığınm Anayasa Taslagı'na da yansımış oldugunu bildiren Prof. Türker, şöyle devam etti: «Saym Aldıkaçtı, 1961 Anayasası'na sadık kaldıklannı açıkladı. Oysa. taslakta 61 Anaya(Arkası 9. Sayfada) Prof. Türker: Sermayenin yönlendirdiği biçimde hazırlanmış. dan çol< daha genış bir kap samda düzenlenmiştir. Dolayısıyla öldürme fiîlinin anayasaya uygunluğu bakımıhdan 14/2'de yer alan sınırlamanın mı. yoksa ondan cok daha geniş olan nvö'de yer alan düzenlemenin mi geçerli olacaği bellı degildir. Bu belirsizligin özellikle ola ganüstü hallerde cok tehlikeli olabileceği açıktır Yaşam hakkı ile ilgili bu tehlikeli düzenlemelerin yanı sıra, kişi güvenliği v e dü şünce özgürlüğü ile ilgîü çok sakıncalı hükümler de vardır. ÖZKN GÖSTERMÎİ? SAYILMAZ SOTiU Onlara geçnıedrn bir soru sormaU istiyorum îzniııizle. Tasarıda temel hakların korunmasına grösterilmeyen özen, ölüm ce /asına ve öldürme fiiline gös terilmiş diyebilîr miyiz? Doç. Eroğul Gerçekton de Hiiayasa t.asansı ne ya>:\k ki. öldürme fhhnin harıgi. hallerde anayasaya uy#un olacağını göstermıs *âyılmaz. Anayasa Komisyonu, idam cezasını korumak. idam cezası dışındaki öldür me fiillerinin de birçok hallerde anayasaya aykırı, dolayısıyla hukuka aykırı say\lmayacağın\ kanıtlamak ıcin olağanüstü blr çaba içı ne girmis, görünüyor Gerçi idam cezası ve öldürme fiili ile ilgili düzenlemelerin geniş ölçüde Avrupa însan Hakiarı sözleşmesrain 2maddesinden alındığj 1leri sürülebîlir. Bu noktada iki hususu belirtmekte yarar vardır. Bir kere bu sözlesme kabuı edildikten sonra birçok Avrupa ülkesinde idam cezası koidınimıştır. Bugün artık idam cezasını koruyan Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin sayısı son derece azalmıştır. Ikinci nokta da. şudur ki. tasannın 16/5. maddesîrıde getirilen düzenleme. Avrupa İnsan Haklan Sözleşnıesinin 2. maddesinin ötesine git mektedir. Nitekim iktisadi bir nedenle de ilan edilebilecek olağanüstü halde, yetki li merciin verdiği emriu uy gulanması sebebi İle bir ftldürme fülinin yer alması bi zim 1982 tasarısınm aksine yaşam hakkmın ihlali sayılmazlık etmemektedır. (Arkası 9. Sarlada) Sayıstay Baskanc Kötümser yorumlara katılmıyorum ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 1982 Anayasa Tasansı Uzerinde görüş bildirenlerden Sayıstay Başkanı Cahit Eren, «kötümser yorumlara katılmadıgmı» belirterek, «Bn tasarıda yan başkanlık sistemî içinde bir yaklaşım bulunduğuna kar naat getlrmekteyiz» dedi. Anayasa Tasansı konusunda «Cumhuriyet»in sorulannı yanıtlayan Cahit Eren, daha önce 1961 Anayasası'nda tanınan temel hak ve özgürlüklerden geriye ciönülmemesini önerdiklerini ammsattı. «Temel haklar vc özgürlükler konusunda önerdi|;leriııiz çerçekleşti mi?» M> rusuna Eren, «henüz temel hükümleri inceleme, tartma olana£> buldum. Kötümser yorum Jara katılarnıyorum» dedi. Eren, ysrutıtıda Sayıştây'm dB^ ha da güclendirilmesiyle Sayıştay'ın yüksek yargı organlan dizisindeki yerinin açık bir şekilde vurgvılandığma da değmdi. Eren, Anayasa Tasarısı'nın kesinleşmesi halinde Sayıstay' da da ona paralel bir düzenlemeye gidileceğini beürtti. Yürütmenin güçlendirildiğinı söyleven Eren. «Bu tasarıda Cumhurbaşkanltğını ba?kan> lık sıstenıi irinde bir yaklaîŞMnla güçlendirme bulunduğuna kaıuuıt getirmekteyiz» dedi. Eren, Sayıstay olarak Cumtuırbaşkanma açık yetkiler verilmesinden yana olduklannı vurguladı. Eren. bir soruya yamt verirken. «¥üce Divan görevinin Anayasa Mahkemcsi tarafından yiirütülmesı nslinda Anayasa Mahkenıesi'nin aııa nıisyontı bakımından polemiklere yot açmakta ve saygınlığına bir ölçfide RÖIge (lüşürmektedir» dedi. Eren, tasarınm 28. maddesindeki, «devlete ait çizll bîlgiierln» yayınlanmaması konusundaki sorumuza karsıhk, «bunu basınm sansür edilemeyeceğine illşkin genel llkeyle nasıl hağdaştırabillriz? Bunu yapabllmek için tasannın gerekçeslni incelemek gerck. Geıekçeyi tam olarak bilmediğimize g5re peşin bir yonun yapılamaz. Ama. ana sfstem ltlbany. le bunun kötü bir yorumla flu hırakılması veya uygulamaya bırakılması olamazj» yanıtım verdl. Eren, «Sayın Aldıkaçtı yargı organlan belirleyecek demlsti» sorumuza karşüık da, «Ben yapayım da gitsia orada temlzlesin manasında bir «ornm olamaz. Targi organlannın yargı görevlerini yapabilmc Jeri !çln belîrH verllere salıip nlmaları gerekir» dedi. hatırlamak için en ...Amazonlar dolmuşu kalkıyor,, Bodrum'da kadın nülusu erkek nülusundan çok Jazla. Tutuculuktan uzak, ho^görüşü nedeniyle, kadııılann en çok ragbet ettiği yer Bodrum'dur. Cip şoförü de ounun farkında olmalı ki, «... Amazonlar dolmusu kalkıyor, Gümbet pilajlarına bir kişl...» diye bağınyor. Gerçekten de hanımlar plaj kıyafetleri içinde çok görkemli. Hele Boarum sandaletlerini giyenlerin amazon'dan farkı yok. Plajlar sokaklar tıklım, tıklun. Bir ara duraklayan iç turizmde bir hızlanma var. Renk renk giysiler içinde kadın ve kızlarımızı göstererek soruyorum Bodrumlu yaşlı nineye. «... Nasıl buluyorsunuz kalabahğı?» Kıvırcık saçlanyla önünaen geçen kızları gösteriyor. «... Kadınların saçları çok pls, öne öy|e kıvır kıvır, blt dolup duru...» Yeni bir moda olinalı kızların gözlen saçlardan görünmüyor. Belki de hippi modasıdır kim bilir. Ama, seksenlik nine ekliyor. «... Şu pis boyalarla ne edip durular. Bunlar bizden daha güzel, biz bile boyanmadık bu giine dek.... Belli ki moda denen şey onu ilgilendirmiyor. DEVECtNtN ZEKÂS1 Turistler 7 yılda açtığı söylenen sabırlık çiçeklerine uzanmış, dokunmak savaşı vertyorlar. Yanlarında develer ve deveci vaı, 45 metre boyundaki narin sürgünierin ucunda şamdanlan anımsatan, san san Çiçekler var. Turistlerin yardımına koşan deveci, önce devesini ıhtınyor, sonra da kaptığı turist kızı bindiriyor deveye. Ytizlerinde heyecan var turistlerin. Sonra da deveyi kat dırıyor, çekiyor çiçeğin dibine. tlk .^çlçekli kol kızın önündedir. Bir alkıj ^icopuyor. Çiçekler koparıhyor, resimler çeklliyor, devecinin adresi alınıyor. Aynlırken, kız bir de öpücük konduruyor deveclnln yanağına. Deveci mutlu bir ayrılış yaparken, dudaklarında yol boyu Unlü Bodrum türküsü yankı lanıyor. «Cfîkertmeden çıktım Halillm, aman başım selamet. Bltez de yalısına varmadan aman koptu kıyamet..j» ULUSD'NUN ÇAĞIRDIGI HEYET Daha önce sayın Ulusu, Bodrum'dan bir heyet istemiş ve Bodrum*un sorunlan hakkında bilgi ataııştı. Şimdi heyet Uyelerini sıkıştınyorlar gördiiklerl yerlerde. «... Hep sizln yüzünüzden başınuza gelenler. Der. dimizl doğrn dörüst anlatsaydınız Ankara'dan mutlaka bir ses çıkardı...» diyerekten. Kiralanan tarlalara kuyular kanlıyor. Petrol boru hatlan gibi, su boru haüanna yüzbinler ödenlyor. Ama, Bodrum*a susuzluktan kurtancak birileri <to ortalarda görünü 44 BODftUM MEKTUBU tstanbul Haber Servisi DİSK davasmda, U temmuz. günlü ıiuruşmada sorgusu süraürülen Genel Sekreter Fehmi Işıklar, BISK'in cephe ile ilgıli yaklaşımlarımn sendikal düzeyde olduğum söyledi. Ser.dıkalarır. emperyaJizm. taşizim her türlü baskı ve toplumsal adaletsızlilüere karşı ortak cephede mücadele ver rnesınin sendikal görev olduğunu belirtri. Işıklar, iddianamede, «ihtilai meclisi* olarak değerlendiriîen Ören toplantılannın tüzüksel, istişari nitelikte ve içeriği kamu oyuna açıklanmış toplanülar clduğunu bildirdi. Dunışrna Yargıcı Çelin Güvener. DISK'm cephe çalışmalanna ılişkin soru yöneltti. Fehmi Işıklar, özetle şöyle dedi: «Bizim cephe: ile ilgili yaklaşımıınız sendikal düzeydedlr. Çalışmalarımız, iddianamenin 4"48. sayfatarı incelendlğinde, dünyadaki tüm sfiüdikalara. cmperyalizme, taşizme. sömiirgeciliğe, ırkçılığa. her türlü baskıya, eşitsizliklere, toplumsal attaletsizliklere, toplumsal ayrıcalıklara. ç(,k ulnslu tekelltre karşı ortak cephede mücadele vermc çağnsında hulııııduk. Çünkii diimnda gerçekten senoikai örgütler hu olımsuzJuklara karşı ayn ayrı mücadele vermektetürtPi. Vani scndîkai görevlerinin arasındadır. Cepheye ilışkin çalısmalarıımzı bu anlamda yorumlamak, sendikal öreiit olduftumuzu gö/ ardı etmcmek şerekirj» (Arkası ». Sayfada) MustOTOYEŞfLOVA KU KLUX KLAN ŞİMDİ DE DANİMARKA'DA ÖRGÜTLENİYOR Abdullah GÖRGÜN kl ünlü ırkçı örgüt Ku Klux Klan ırkçı eğilimlerin ve yaban cı düşmanlıgmın günden gune daha da arttığı Danimarka'da da örgütlenıyor. örgütün Danimarka'da açtığı şubeye şimdlye kadar seksen kadar üye topladığı sanılıyor. Danimarka'nm başkentl Kopenhag'ta her yerde örgütün afişlerine raslamak mümkün. Irkçı aflşlerde üye kaydı için özel bir posta kutusu şirketinin adresi veriliyor. Afişlerde Türk lenn, Moğollann. Tatarlann, Zencilerin, Yahudİlerin ve Katoliklerin üyeliğe kabul edllmeyecekleri blldirillyor ve bunun dısmdak) herkes üyeliğe çağnîıyor. (Arkuı 9. S»yf»da> KOPENHAG Amerlka'da Geldı denenler geimıyor, oldu denenleı olmuyor. Çardaklara, ormanlardan yaprak taşıyan kervanları saymazsak, yani aeveien bir yana itelersek, hayvanlarla insaniarın ortaklaşa kullandıkları sokaklarda, irıekieı. davarlar, özellikle de köpekler vUruyüşün tadını çıkarıyorlar. I'rafiğin hızını kesrııekte biraz da faydalı oluyorlar desek yeridir. çünkü Bodrum'un daı sokaklarında tuzlı geçen araçlar anne ve babaların yüreklerinı ağızlarına getiriyordu. Hayvan sahipıeri nayvanlannı denizde yıkıyorlar. Özellikle de plaj yakınlarında, kalabalık yerlerde. Bodrum köpeklen ise, artık denizde yiKanmayı öğrenmişler. Kendileri denize girip yıkanıyorlar. Aslında, buna yıkanmak demek pek doğru olmaz. Çünkü yazın bunaltıcı sıcagı vüzünden denize girip serinliyorlar... Gerçekte Bodrum'un iki yüzü var. Blrisl kent yüzü, ötekisi köy yüzü. Kent yüzunü yazın Bodrum'a taşınan büyük keııtıerin insanları; yerli ve yabancı turistler, Bodrum'a yerleşen emekliler, Bodrum'u sevenler oluşturuyor. tlginç olan. bu Kadar blrblrinden ayn yerlerden gelen bu insanlann Bodrum'da bir aile gibi kaynaşmasıdır. Bodnnn'da kendi evlerinden daha rahattırlar ve Bodrum'da yabancılık çeken insan bulmak zordur. Havasında insanı xendlne çağıran bir dlşillk vardır. Üdnci yüzü ise, bir köyden tarksızdır. Gece saat Uçte, eşek seslerine, köpekler katkıaa bulunur. Onlar sussa bile, bu kez de horozlar meydanı boş bırakmazlar. Aslında Bodrum bir kenttir ama, köylü giysilerini sırttndan çıkarmamıstır, bu giysiler ona cok da yakışmaktadır... Beledlye Beşkanı'mn ç«kUnwsbul«n aon(ArfcMi 9.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle