27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 * ran Islam Cumhuriyeti îstanbul Başkonsolosundan geçende gazeteye bir mektup geldi, benim 22 ocak 1982 tarihli ve «Çarşaf Sorunu» başlıklı yazıma ilişkin olarak. Ben o yazımda, tran üstüne suçlayıcı «ifadelerle dolu eleştlrllerde» bulunmuşum da, Başkonsolos sözü edilen konulara açıkhk «kazandırmak» lstiyormuş... Ekte bana seslenen uzun blr yazı. Genel Yayın Müdürtimüz Hasan Cemal, «Ben yayımlamam, siz isterseniz kendi yerinizde yamtlayın» dedi, bu mektup için. Ben de ilk iş olarak, 22 ocak tarihll yazımı bulup okudum. İran Islam Cumhuriyetinl suçlayan bir tek sözcük yok içinde. Nerden çıkarmış bu savı başuonsolos? Ben, tam tersine, «İranhlarıa. kapitalizmle, emperyalizmle savaşta çarşafa dayanmalarına biz karışamayız, kendi bilecekleri iştir» demişim. Pekl, îranlı hanımların örtünmelerini neden konu edindim öyleyse? O yazunı okumamış olanlar İçin yeniden döneyim konuya: İran îslam Cumhuriyeti Îstanbul Başkonsoloslugu ka pısındaki tanıtma vltrininde gördüğüm yazılardan biri beni düşündürmüştü: «Ce zayir'dekl Fransız'lar en çok kadınlann örtünmesinden korkuyorlardı» deniyordu o yazıda. Ben de buna karşı, «Atatürk blr yabancı sömUriicU olduğu için mi giysi devrimine girişti?» diye sordum. Saym Başkonsolos, mektubunda bu sorunu yanıtsız bırakmış, benimle siyasal bir tartışmaya kalkmak istemiş... Keşke böyle blr ige girişmeseydi!. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 5 MART 1982 İ Uygun Düşmedi Melih Cevdet ANDAY lı yoldan eleştlrme anlamına gelir bu. ilkelerinden biri, sömürülen ülkedeki halKomşumuzun büyük sıkmtılar içinde bu kın geleneklerine saygıdır. Hayret. Bu lunduğunu biliyorum; bu duruında iken konuda pek çok acı deneyimin'ı yaşadıgı bize yaşama biçimi dersl vermeğe kalk Orta Doğulu bir aydın bu kadar yanlış ve ması en azından yersizdir. Bizim Tahran teslimiyetçi bir yorumun sahibl nasıl olaBaşkonsolosumuz, Türkiye Cumhuriyeti bilir?» Başkonsoloslugu kapısına laisizml öven Benim kültür düzeyim bu tür konuşsözler koysa kim bilir ne olur? Dini, devlemayı anlamaya elverişli değilair; ama batin temeli yapmış bir tilkede. lalsizmin övkarsınız, Tabendi'yi, Ali Şeriati'yi okuyagüsüne katlanılacağını hiç sanmam. rak bir gün ben de doğru yoıu bulmuİş bununla bitse gene iyi... İran bas şum, başlamışım öğretmenliğe, herkese konsolosu, yolladığı mektupta bize yol gös ders vermeye, hakaret etmeye... önemli teriyor, ders veriyor ve daha da önemli değil, biz mektubu okumayı sürdürelim olarak. Türkiye Cumhuriyetl'nl küçümse ve başkonsolosun beni değil, bu ülkenin diğini hiç çekinmeden ama dolaylı yoldan en sevgili evlâdını. küçültme amacına yöbelirtiyor. Cezayir'de Fransızlar en çob nelik olduğunu görelim: kadınlann örtünmesinden korkuyorlar«Batıhlann batılılaşmaktan Korktukmış. Fransız asıllı Cezayirli ya^ar Frantz Panon yazmış bunu, Dr. Tabendl de Fars ları nasıl doğru olabilir? Biz Mttslümança'ya çevlrmiş. Dr. Ali Şeriati, kitapların lar, faraza tnümkün olsa, Batıhlann Müskorkar mıyız? Biz da kültür sömürgeciliği, yabancılaşma gi Itimanlaşmasından bi konuları anlatmışmış, o kaynaklara her îslâınlaşmadan sevinç duyar, guç kabakmah imişlm. Teşekkür ederiro, bakar zanırız. Batılılar da iç ve dış sömürü için mıyım, bakmaz mıyun, o benim bilece son derece elverişli olan Batılı yaşayış ğim bir iştlr artık. Ancak benim kültür tarzlarını ve böyle blr hayat anlayışım şeklllendirecek Batüılaşma bakış açısı ve terbiyem, «Sömürgeciligin temel ilkelerin yönelişini hiç bir zaman tehlikeli bulmaden biri, sömürülen ülkedeki halRin ge mış, tam aksine teşvik etmişlerdir. Batıleneklerine saygıdır» biçimindekl sözü lılar, Islâm ülkeleri Batılılaşsın aa iyice mü doğrulayan kitapları salık vermeğe sömürebllsinler diye nice Batüılaşma hayatkm değildir. Iran'ın Îstanbul Başkon reketlerini, reform ve devrinrterini dessolosu, kendl yaşayış biçimlerinl. dünya teklemişlerdir. Acaba, Batılılar, Batılılagörüşlerini tanıtmak için konferanslar şan devletlerden ne zarar görmüşlerdir? versin, sergiler açsın, ama bizi dolaylı, Tam aksine Batılılaşan her devlet, Batıdolaysız eleştirme durumuna glrmesin, lüaşma oranına göre Batının sömürgesi, hele Atatürkçülüğü burada yermeğe kalk koyrugu olmuştur sadece. Somut örnekmasın... Nerden mi çıkanyorum bunları? ler mi istiyorsunuz? tşte Ortadoğu coğIşte, mektubundan bir parça: rafyası önünüzde. Bu onursuzluktan kur«... Size ıröre somürgeclligln temel tulmak için henüz başarıya ulaşamamış fakat devam eden fslâm'a döntiş taareketinin kaynadığı çok sayıda ülke.» Ben 22 Ocak tarihll yazımda, iran Îstanbul Başkonsoloslugu kapısına asılan sözlerden birtakımının Atatürk'ün ülkesinde yadırgatıcı olduğunu belirtmiş, fakat İran Islâm Cumhurlyetini eleştiren hiç bir düşünce ileri sürmemiştim. Bu yazı üzerine İran Başkonsolosunun yalnız ba na değil, Türkiye Cumhuriyetme ders ver meye kalkabileceği, ilk antiemperyalist savaşm kahramanı, bağımsızlık şampiyonu Atatürk'e dil uzatabileceği aklımdan geçmezdl. Atatürk emperyalistleri yenilgiye uğrattıktan sonra Türk ulusuna çağdaş uygarlığı aşma amacını gösterdi. O hiç bir zaman Batının kuyruğu olmadı. Başkonsolos «Batılılaşan her devlet» derken dikkatli olmalıydı, yoksa maksatlı olduğu açık seçlk ortaya çıkar. Ben de iran Başkonsolosuna birkaç Türk bilim aaa» mının yeni Türkiye üstüne inceıeme kitaplarmı okumasmı öğütleyeyim; Prof. Niyazi Berkes'in, Doğan Avcıoğlu'nun kitaplarını örneğin. Ne demektir çağaaşlaşmak? Genç bilim adamımız Doç. Dr. Emre Kongar son yazılarından birinde, «Ata türk Devriminln bir büttin olarak başarısının altında, önce siyasal otoriteyi dinselgeleneksel nitelikten, lâiKulusal nitelige dönüştürmesi yatmaktadır» diyor* Başkonsolos bunu «teslimiyetçillk» ya da «kâfirlik» sayabilir, bunu bize mektupla bildirmesi ve mektubunun yayınlanmasını istemesi uygun düşmez. Bu yazımı gazeteye getirirken, İran Îstanbul Başkonsolosluğu'nun kapısunda, baktım. yeni bir levha asılmıştı, Milliyet Gazetesi'nde basılmış bir karikatür sergileniyordu, yanında şu yazı: «Bu karikatür tslam'a, Kur'ana ve Allah'a korkunç bir tecavüzdür.» Olmaz böyle şey. Iran'm Istanbul Başkonsolosunu, âmirlerine, Iran'm Ankara Büyükelçisine, tran Hükümetine şikâyet ediyorum. Dün Dündii; Bugün Nedir? olitika ile ekonomi birbiriyle bağıntılıdır. Herkes bu yalın gerçeği bilir. Ekonomik lktidan elinde bulunduran güç, slyasayı da bellrler. Siyasayı saptamanın araçları değişik olabilir; bazan seçim sandığı, bazan asker silahı, bazan banka karası, bazan gerilla taktiği, bazan terör tuzağı kullanılabilir. Bu değiçkenlik aldatıcıdır. örnek: Amerikan iç ve dış politikasmda Yahudl etkinllği Yahudllerin elindeki büyük sermaye gücünden doğar. Sermayeciliğin kurallarına dinsel inançla bağlı blr sistemde büyük sermayenin en güçlü lobisi siyasayı istediği gibi eğip bükebilir. • Konuyu Türkiye'ye aktanrsak ülkemizde dışa bağımlı büyük sermayenin en büyük güç olduğunu görmek gerekir. Bu güç, kuşkusuz dış ilişkilerden doğmaktadır; ama, ne olursa olsun, büyük sermaye önündeki engelleri aşarak bugüne gelebilmiştir. 1960'lar ve 1970'lerde sürekli atılım yapan büyük sermaye, 1980'lerde yenl bir siyasayı benimsemiş ve uygulamaya koymuştur. 1960'larda Türkiye'de iki deyim sıksık kullanılırdı: 1) Planlı ekonomi, 2) Ithal ikamesi. Büyük sermaye bu formülleri kapitalizmi geliştirmek için ustalıkla kullandı. Program şöyleydi: Yüksek gümrük duvarlarıyla korunan iç pazarda dışa bağıralı kapitalizmin tüketim malları satılacaktır. Alıcı yaratmak için para basılacaktır. Ücretler ve tarım taban fiyatları, gerçek değerleri düşük enflasyon banknotlanyla pompalanacaktır. Böylece kendi pazarını sömürebilen sermaye kesimi yaratılacaktır. 1973'ten sonra yoğunlaşan dünya bunahmında çıkmazı derlnleşen bu ekonomi politikası, Iflas etmiştir. îflasm somut göstergeleri var: Döviz açmazı, terör, anarşl, kurumlarm yozlaşıp yıkılması, rejimîn çözülmesi... • 1980'lerde ise yeni bir dönem başlamıştır. Dışa bağımlı büyük sermaye, yeni bir ekonomik siyasayı ıormtilleştirmiştir. Artık «ithal İkamesi» tukaka olmuştur. Çünkü ekonomik lktidan elinde tutanlar öyle îstiyorlar. Bu kez iki slogan reklâmcılık sanatının btitün olanaklarıyla ylneleniyor: 1) Serbest piyasa ekonomisi.. 2) Dışa açılma. Formül. Şikago okulundan alman şablonda yazılıdır. IMF ile Amerika'da odaklaşan yeni reçete çoğu ülkede uygulanıyor. Bu şablonun kendine özgü sloganlan var: Yapı degişiml, yeniden yapılanmak, ekonominin yeniden yapılanması gibi... Bu deylmler, IMF ile ilişkilerdeki raporlarda, Ticaret odalannm broşürlerinde, yetkililerin konuşmalarmda kullanılmakta: «Kapitalizmin restorasyonu» anlamma gelmektedir: çünkü sanayileşmeyi rafa kaldırmış bir ekonomi politlkasmda «yapısal değişim» en azından yavaşlamıştır. • Dıja bağımlı büyük sermayenin yenl ekonomi politikasmda artık iç pazarda alıcı yaratmak için Banknot Matbaasını çalıştırmak yoktur. «Enflasyon en büyük canavardır» sözü bu yaklaşımı vurgular. İşçl ve memur aylıklannın kısıtlanması ve tarım taban flyatlarının frenlenmesl lçerde alıcıyı yok etmek demektir. Halkın, yaşam düzeyinln düşürülmesiyle sağlanacak iç birikimler büyük sermayeye «sübvansiyon» olarak akıtılacak; lçerde alıcı bulamıyan malın dışarda satılması sağlanacaktır. Devlet gücü bu kez «büyük işadamı»na, lçerde değil, dışarda müşteri yaratmak için kullamlmaktadır. • Dün dündü: ve büyük sermayenin dünkü ekonomik politikası iflas ettl; bugün de bugündUr; yeni politika büyük sermayenin rotasını çiziyor. Sonucunu hep birlikte göreceğiz. P Şimdl beni dlnlesin... Biz konuksever lnsanlanzdır, ülkemlzde görevll yabancı ülke temsilcilerine saygıda kusur etmeyiz; ama onlardan da bu tutumu beklemek, toplumumuza saygı göstermelerini istemek en doğal hakkımız sayılmalı. Glysi devriml yapmış bir Olkede, yabancı bir devletln temsilcisi, kapısma kadmlann örtünmesi gerektiğine ilişkin sözler, resimler astı mı, o ülkenln yaşayış biçimini dolay HAVIR OKTAY AKBAL Tarih Böyle Yazar omain Rolland'ın «Danton» adlı ünlü oyununu okuyorum.. Nerdeyse kırk yıl oldu Şehir Tiyatrosunda bu güzel ve anlamlı oyunu seyredeli.. Hüseyin Kemal, Robespierre rolündeydi; Hadi Hün de Danton. Uzun zaman etkisinde kaldım. Kim haklıydı, kim doğru yoldaydı: Danton ve arkadagları mı, Robespierre, Saint Juste ve çevresi mi? Tarih o günden bu yana hızla ilerledi, yıllar yılları izledi. O mu haklı, bu mu haklı diye bir konu kalmadı. Hepsi, herşey geçmişin tozları altmda... Şimdi blrl çıkar Robespierre'i savunur. başka biri Danton'u, daha başka biri de hepsini yerin dibine batırıp Krallık düzeninln övgüsünü yapar! Üst üste kapanır tarih yapraklan. Biri silinirken, yeni bir bakış açısı ortaya çıkar. Tutumlara, görüşlere, inanışlara, çıkarlara göre yazalır tarih.. Kimse kesinlikle bllemez bugünün eylemlerinin yann da bugünkü anlamıyle yargüanacağını... R Danton'la Robespierre'in arası açılmıştır. Genel Güvenlik Komitesine egemen olan Robespierre. eski arkadaşlarını etkisiz kıimak ortadan kaldırmak istemektedir, ama duygusallıkla bu İşe kalkışamamaktadır. Bay Giyotin'in buluşu olan giyotin adlı öldürme aracı durmadan işlemektedir o günlerde... Kral ve Kraliçe ile yandaşlan, soylular, zenginler, daha sonra lhtilalin sagcı politikacıları, Hebert'in yandaşlan giyotine gönderilmişlerdir. Birbirini izler ölümler... Şimdi sıra yeni bir hesaplaşmadadır, Robespierre'Ie Danton, Fransız devriminin iki önemli kişisl, yandaşlan İle birllkte karşı karşıyadırlar. Romain Rolland oyununda bu çatışmayı başarıh bir gerçekçilikle sergilemiştir. Danton'un Fransız Devrlmindeki rolü büyüktür. Robespierre, arkadaşlarına bunu anımsatır, ama yirmi altı yaşındaki Saint Juste şöyle der, «Halk yararını savuıunuş, ama sonra bu tutumundan geri dönmiiş. Bu halk çıkarına karşı savaşım vermiş olanlarınkinden daha ağır bir suçtur. ÇünkU o iyl yoldan kendi isteğiyle dönmüştör.» ... Sonunda Dantonia arkadaşları Devrim Mahkemesince tutuklanır ve halkın önünde yargüanırlar. Danton'un mahkemedeki tutumu, konuşması seyirciler üzerinde büyük etki uyandınr. Halk «tşte bu Oanton, konuşan o! Duydun mu, öfkeden kudarmuş! Bekle bak nasıl kükreyecek! Ne konuşuyor! Bravo Danton! Onu mahkum edebilirler mi? Sırası geldiğinde konuşsnn da gör» demektedir. Danton, korku içindeki arkadaşlarını şöyle yüreklendirir: «Biz bir tarih yaratıyornz.» Desmoulins'in buna yanıtı şudur: «Tarlh pek umorumdaydt sankü.» Birden Desmoutins ki Bastille'in yıkılmasmda en büyük rolü oynamıg kişidlr seylrciler arasmda genç bir adam görür. «Bir karabasan bu, kendimi görüyorum orada» der. «Kendimi gördüm o adamm yerinde. Girondins'leri mahkum ettirdiğim günfi yaşadım.» Hep sırayla gitmişlerdir giyotine. Blrbirlerinin ardı sıra... Genç adamlardır hepsi de. Fransa'da büyük bir devrimi gerçekleştiren eylemcilerdlr bunlar. Siyasal düşüncelert az çok degişiktir. Devrimler kendi çocuklarmı yemektedir. Hep de yiyecektir. Arabalara bindiriltp meydanda yenl kurbanlar bekleyen giyotine gideceklerdir. Danton'un içtenlikli konusmalan sonunda Robespierre ve yandaşları kötü duruma düşer hale gelir. Halk homurdanır, Danton'un şu sözleri coşturur halkı: «özgürlük özgürlügü yok etmek mi Istlyor? Danton, Danton'u yok etmek mi istiyor? Bana iyi baksanıza. Özgürlük dediginiz, işte benim... Benim gibi bir insan kendini savunmaz; başardıgım eylemler benim adıma konuşur. Savunacak hiç bir şeyim yok, açıklayacak hiç bir şeyim yok. Yaşammıda glzll hiç bir yan yok.» Halk nerdeyse yargıçlara karşı saldırıya geçecektir. Danton'un ve arkadaşlannın sözleri davranışlan, Fransız halkını etkilemiştir. Bakarlar ki durum kötti, duruşmayı durdurur, bir açıklama yaparlar, dağıtılmak üzere Paris'e un gelmistir. Açhktan kmlan halk mahkemeyi. davayı, Danton'u unutur, koşuşur un dağıtılan yere... Herşey bitmiştir. Halk, küçük çıkarları için kahramanlannı. devrimcilerini unutuvenniştir. Danton'la arKadaşları giyotine giderler, Danton'un sözü şudur: «Cellat bn bası lıalka göster, görmeye ueger»Bir sure sonra Robespierre'Ie Saint Juste ve arkadasları da giyotinin yolunu tutacaklardır. Böylodir bu! Adaletsiz kıyımları başlatanlar. sürdürenler çevrelerine, topluma, şiddet tohumu ekenler, o fırtına içinde kendileri de er geç yitip gideceklerdir. Tarih böyle yazar. Hep de böyle yazacaktır. hurlyetlmizln kurucusu Büyük Atatiirk'ün devrımlerinin gerçekleşmesinde, yanındaki gonc devrlmcilerin de etkilj yardımları olmuştur. Bu genc devrlmciler arasmda, Dr. R»çH Gallp (18921934) ve Mustafa Necati'nin (18941929) özel yerleri vardır. Her ikisi de Milli Eğitim Bakanlığı görevlerinde bulunan ve ulusal eğitimin gslişmesinde büyük katkıları olan bu iki genc ül kücüden Mustafa Necati, henüz 35. Dr. Reşit Galip ise, 42 yaşmda v 9 en verimll cağ larında yaşama gözlerlni kapamışlardı. Bundan 48 yıl önce bugün (5 mart 1934'te), kitaplarla do lu çalışma odasındakf mütevazi demir karyolasmdo, ya şammı yitiren Dr. Reşit Galip' in, cok yönlü ve Hginç blr kl şiliği vardır. Rodo3 adosında dünya'ya gelen Reşit Galip, Izmir Idadlsinl bltlrdlktsn son ra tıp öğrenlmlne boşlamış ve 1917'de heklm olmuştu. Ancak daha öğrenclllk yıllonnda gönüllü olarak Balkan ve Birinci Dünya Savaşlanna katılmış ve cok genc yoslarında iken, gercek blr üılkücü ol duğunu kanıtlamışti. Bir ara İstanbul Tıp Fakültesl'nde osistanlık görevinde de bulunan Reşit Galfp. 1919'da koylüleri kaikındırrnak karartyla, Kütahya'mrt Tavçanlı kosaba3inda calrşmalorını sürdürmüş, ancak Kötahya'nın Yunanlılar tarafından Işgall üzerine, Denlzli yöresine gelerek burada Kızılay hekimliği görevini üstlenmlştlr. Kütahya ve çevreslndek! Mudofaal Hu kuk derneklerinin kürulmasında da en ön sıralorda yer alan Reşit Gallp Adana'mn kurtuluşunda, Mersln hukümet doktorluğuna atanmıştı. Reşit Gaiip'in Atatürk'le ilk karşılaşmosı, Büyük Kurtarıcı' nın 1923'de Mersln'l ziyaret günlerine rastlar. O günlerde Mersin Türk Ocağı Başkonı olap Reşit Galip, Gazi'nin hu zurunda yaptığı konuşmasmda, O'nun kişiliğini ceşitli vön lerinden dile getlrdlkten son ra. konuşmaaının bir yerinde de: tSenin asıt büyüklüğün, Ben bu mllletln bir ferd) olmakla onur duyarım, demendir» demesl, Atatürk'ü cok duvgulandırmıştı. Dr. Reşlt Gaiip'in bütön yaşamını konu alan ve Cılküle rini (ideallerlnl) dile getiren cok ilginc bir yapıt kimyacı Albay Ahmet Şevket Elmon ta rafından yayınlanmıştı. Bu ya pıt'ta Dr. Reşit Golip, bütün vönlerivle. avrıntıloro varıncaya değin Incelenmiştir. Kitapda Reşit Galip lcin blr cai: C Unutulmayacak Bir Ülkücü . ULUSAL EĞİTİMİMİZE BÜYÜK KATKISI OLAN REŞÎT GALİP, ÜLKÜCÜ MİLLİ EĞİTİM BAKANLARIMIZDAN BİRİYDİ. O'NUN DEVRİMCİLİĞİ BÜTÜN GENÇLERE ÖRNEK OLMAUDIR. dönümünde Behçet Kemal Çağ lar, yazdığı yazısının bir yerinde 'O'ndan şöyle söz etmişti: «Reşit Gaiip'in bir yandan Türk halkınm kalbine, bfr yandan Türk tarihinln derlnllğlne eğilen güzel başını, ideal yolunda dlk ve ışıkiı yürürken görür gibi oluyorum.» Ancak son yıllarda, Reşit Gaiip'in, bu büyük ülkücü adı gıt gide daha az işitılmeye baş lonıldı. Ama ülküleri ve devrim clllği bütün gençliğe örnek olması gereken Reşit Galip'i, ger cek ülkücüler hic bir zaman unutmayacaklar ve o'nun anısını her zaman taze ve canlı yaşatacaklardır. Prof. Dr. Muvaffak SEYHAN yazarların, devlet adamları, bilim adamları ve ceşitli mes leklere mensup kimselerin, yazdıklarına da yer verllmlştir. Reşit Gaiip'in Atatürk İle yakın llişkilerl olmuştur. Kızı lay yararına verilen blr balo' da büyük kurtarıcı. Yumı» Nddl Bey'e şunları söylemlşti: «Ben! dlnleyinlz, Reşid'i ben buldum, mühim bir gün gelecek, doktor iş başına gec dlyecekslniz ve bu adam İş görecek» Gercekten o önemli gün gelmiş ve Atatürk, Re şlt Galip'l. Cumhuriyet tarihimizin en genc Milii Eğitim Bakan'lorından biri olarak, bu Bakanlık'ın başına getirmişti. Reşit Gaiip'in, Millî Eğitim Ba kanlığına getirilmesl, o zaman basın'da büyük yankılar uyandırmış v» zamanın ünlü başyazarları. bu konuda övgülü yazılor yazmışlardı. Reşit Galip, Atatürk'ün 1933 Üniversite Reform'unda, en büyük yardımcılarından biri olmuştur. istanbul Darülfünunu'nun koldırılması nedeniyle, 31 Temmuz 1933'te Anadolu Ajansı'na verdiği demeç, bugün bile tazeliğini korumoktadır. Bu demeclnln blr yerinde Reşit Gallp şunları Söylüyordu: tAslındo 10 yıldan berl jstanbul Darülfünunu, kendl kendisinl düzeltmek İçin kendisine verilmls olan ve her yıl tokrorlanan bol ve genl? fırsatlardan faydalanamadı. Geçen zaman İle, geçlrilen deneme de yeterll Idl. Büyük Millet Mecllsl, Dorülfünunun 1932 bütçeslni, ancak bir yabancı uzman getirterek bu kuruluşun esaslı blr blçimde düzeltllmesl ve reorganlzasyonu koşuluyla kabul etmiştl. Bu amaç lcin cağrılan yabancı uzman, geçen yıl Darülfünun'da Incelemeler yaptı, gördüklorlni ve düşüncelerlnl blr raporla hukumete blldlrdl.» Gercekten bu amac lcin Isvicre'li pedagoji profesörü Albert Malch davet edilmlş ve hükümete verdiği raporunun kimi bölümlerinde, ünlversite'de yayınlann yok denecek derecede az olduğu, bir cok profesörün dış iş ve ilgilerinin cokluğu nedeniyle, Darülfünun daki görevlerinl Iklnci derecede sayacak kadar kuruluşla ilgilerinin azalması, Darölfünun'da öğretlmln, ulkenin sorunlarlyle bağlantısını kaybederek yatmzlığa Itilmesl, kiml profesörlerin yıllardan berl Da rülfünun'do çalıştıklan halde, ortaya henüz bllimsel değerde belll başlı bir yapıt çıkaromamaları, yalın bir çevlrlnin blle tez olarak kabul edilmesi ve bu yüzden kişisel incelemelerin değerce hiçe indlrllmesi, ayni Fakülte'dekl öğretim üyeleri arasında bile, mutlu ve verimll blr düşünce ve Ideal birliği ve ortak bilimsel aroştırmalar yerlne, cellşki ve nefretin hüküm sürmesl, Rektör'lük, Dekan'lık ve divan üyelikleri gibl görevlerin kiml profesörler arasında, ihtiras ve kıskanclık doğuran bir makam ve rütbe halini alması sorunlarını dile getirmişti. Bir düzeltme ve özür Dün yayınlanan yazımın sondan üçüncü tümcesl «1981 endeksi» yerlne, benim hatamla «1979 endeksi» şeklinde çıkmıştır. Bu şekilde tümceden anlam çık mıyor. Yazmın sonu şöyle olacaktır: «îstanbul geçinme en» deksinde ise 1663 «100» kabul edilirse, 1981 endeksi on bir ayda 907.5 puan artıp, sonunda 4246'yı bulmuştur. Bu artış ise 1978 ve 1979 yıllarındaki fiyat artış toplamına eşittir. Resmi rakamlar blr de böyle yorumlanabilir.» Sorumluluğu tümüyle bana ait bu yanlıştan dolayı okuyucularımdan özür dilerlm. Arslan Ba»er KAFAOĞLU ••• MENKUL SATIŞ İLANI 1981/14604 İSTANBUL 12 İCRA MEMURLUĞÜNDAN Mohcuz olup satıtmasına karar verilen 70.600 TL. kıy metinde 6 odet tovson luğü çicekli kadın kazağı bir çlm biçme maklnası bir kristal 4 lambalı avfzenin 1. açık artırması 8/3/1982 günü saat 1212.30 arasmda istanbul Sultanahmet adllye yanı ücler sokok no 8/B inan yedieminlik müesesesinde yapılacaktır. O gün verilecek bedel muhammen kıymetin %75' nl bulmadığı taktirde 2. artırması 9/3/1982 günü aynı mahal ve saatte yapılarak en cok artırana peşln paro ile Ihale edilecektlr tellalfye ve Ihale karar pul ları alıcıya alt olup talipllle rın mahalllnde bulunacak satış memuruna müracaat ları ilan olunur. Basın: 2161 Reşit Galip, yeni Üniversite' nin acılma8indan kısa bir süre önce geçirdiğ! büyük bir deniz kazası sonucu hastalanması nedeniyle, görevinden oyrıldı, bir kac ay sonra da, zatürreeden cok genc yaşında hayata gözlenni yumdu. O' nun ölümü, ülkede derin bir üzüntü yarattı. Bu konuda Hasan Âll Yücel yayınladığı uzun yazısının bir yerinde şunları yazmıştı: «Reşit Galip'l, küçük lerl kadar, akranları da kıskanmıştır. Her yerdeklnden cok daha merhametsiz ve Insaftız olan bizim polltlka âlemlmiz, ezlcl ve kıskanc havasiyle, Reşit Gallp'e nefes aldırmamıştır. Geçirdlğl denlz kazasından blr muclze olarak kurtulan Reşit Galip, Keçiören' dekl evine kapandıktan sonra, bu manevî boskı içinde boğulmuştur.» Reşit Gaiip'in öiümünden sonra Ankara'dan başka, Mersin, Adarta, Aydın, Urfa, Rodos. Giresun, Nazllli ve İstanbul'da da ceşitli anmo törenleri düzenlendi ve daha sonra ki yıllarda da, özeillkle Ankara'da Şevket Elman'ın kişisel girişimleriyle bu törenler ölüm yıl dönümlerinde sürdürüldü. Öte yandan, ölümünün 20. yıl ÎL A N 13. SULH HÜKUK HAKtMLİĞİTVDEN îstanbul Eczanı çıkmazı Sipahioglu Ap. Daire 16 Bebekte ikamet eden Kkri Erdöş Aynı yerde ikamet eden ve baba ve annesinin ölmüş olduğu anlaşılan küçük Nerlınan Erdöş'e 15/2/982 tarlh ve 982/1674 sayı ile vasi t». yin edllmiştir. Keyöyet İlan olunur. 15/2/982 B: 21K (Cumhuriyet 5 MART 1932 GAZt HZ. DÜN AKŞAM ANKARA'YA HAREKET BUYTJRDULAR tstanbul'un aziz misaflri BUyük Gazi, 12 ocaktan berl hussurile seref verdiği şehrimizden dün aksam aynlmışlar ve Ankara'ya hareket buyurmuşlardır. Gazi Hz. ile beraber Sıhhl. ye Vekili Refik Bey de Ankara'ya avdet etmiştir. IGünün îlanıl SİYAHLI KADININ KOKUSU 'Harikulade macera romam, «Yeni Gün» Gaston Lerout'un bu meşhur eserlni bugünden ltibaren okuyuculanna ilave olarak takdim ediyor. 1 LA N 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞÎ'NDEN 981/103 ves, Şişli, Ergenekon mah. Poyraz sok. no: 11/6 adresinde ikâmet eden Zehra Çelebi'ye aynı adreste ik&met eden esi Mehmet Nazım Çelebl'nln 15.2582 tarihll ve 981/103982/11 esas karar sayılı ilaına vasî tayin edilmiştir. Keyfiyef Uân olunur. 15.3.1982 ft 2144 TARIK US İLKOKULU FENER • Derneğimiz 1982 yılı olar ğan genel kurul toplantısı 12.3.1982 saat 10'da yapılacaktır. GÜNDEM: 1) Açılış ve divan heyetinin eeçimi 2) Yönetim kurulu ve denetçi raporlannm müzakeresi ve ibrası 3) 1982 btitçe tasansı 4) Yönetim kurulu ve Uyelerl denetçi, 5) Dilekler, temenniler ve kapanış. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet MatbaacılıkveGazetecilikT.A.Ş. adına . „ . . NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü:. Müe»5ese Müdürü: Yazı Ijleri Müdürö: Basan v« Yayan WE ARE LOOKING FOR A LADY TRANSLATOR If you know and can use Turkish and English with equal perfection and preferably have experience in translation would you like to work 34 days a week from 5ü hours a day? If your answer is positive, please call 43 55 67, and please note that this is not an offer for translators who want to work at home. ALTAN TERCÜME BÜROSU . HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN Cumhuriyet Matbaacılık ve Oazetecllik T.A.Ş. Posta Kutusu: 246 İstanbul Tel: 20 97 03 (5 Hat) BÜROLAR • ANKARA:KonurSokakno.24/4 Yenişehir Tel: 17 5£ 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 • IZMİR: Hallt Zlya Bulvarı No: 65/3 Tel: 2 5 4 7 0 9 1 3 1 2 3 0 • A D A N A : Atatürk Caddesf, Türk Hava Kurumu Işhanı Kal 2/3 Tel;1455019731 YENİ ADRESIMIZ YALOVA GÜZELLEŞTİRME DERNEĞt Cumhuriyet Caddesi Çamlar Inşaat No: 38, Daire 9'daki adresine taşındı. TAKVİM İM3AK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ 5 Mart 1983 AKŞAM YATSr 5.52 7.27 13.25 16.37 19.04 20.35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle