18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 2 EKiM 1982 1952de Akşam’da istırwaratolmuştum. Tam o sı şefi rada bir burs olanağı çıktı. Galatasaray Lisesi’nde Fran Sizca dersleri eski bölüm müdürü ve Kültür Ataşesi Camille Bergeaud’nun aracıbğı ile dokuz aylık bir Fran sa bursu buldum. Gazetedeki görevimi de bırakmak Burs Sona erin ce yine Akşama dönecektim. Bunun için Kazım Şina si Dersan’dan dokuz aylık bir izin istedim. 0 süre için de gazeteye Fransa’dan yazı lar gönderecektim. Kazım bey bu önerimi biraz soğuk karşıladı, Bizim Paris’te bir muhabirimiz var. Orada başka bir muhabire ihtiyacımız yok ama. bir düşüneyim, dıye yanıt verdi. Gazetenin muhabiri durumunda kişi olan d’Ori ent takma adıyla Paris’ten Akşam’a iki üç ayda bir çok genel şeyler yazan kökenli bir Musevi’ydi. Hiç Türkçe bilmiyor ve yazıları nını Fransızca gönderiyorc:u. Onları çevirmek beyin göreviydi. Ama, ben gazeteye girdikten sonra Hil bey bu işi bana yükledi. Çünkü bu çeviriler için ayrı bir ücret almıyordu.. İşin hoş p Bursla gittiği m Fransa’dan gazeteye yazılar gönderdim Eski 9yanı. Josö d’Orient de bu ya zılar için para alınıyordu. kendisine Çünkü Akşam Fransa’da bir basın kartı sağlamıştı, Böyle bir kart için de iki ayda bir Akşama yazı gönderilirdi elbette. bey birkaç gün düşündüktenSonra bana, dedi size Pekala, dokuz için izin veriyorum. ay Gazeteye haftada iki yazı Yazı başına beş gönderin. liradan ayda size 50 lira ödeyeceğiz! bey bana para ver meyecek diye Fransaya git.mekteıı yaz geçecek kabul ettim. Ayligım degildim; 230 liradan 50 liraya inmiş oldu. Bunun yanı sıra Adnail Tahir’le de aniastım. Ad oan »‘Ylı’mincj adlı haftalık bir derginin Ona yöneticisiydi, da haftada bır yazı göndarip beş lira akıcaktım. Böylece ayda elime 70 lira geçecekti. Bir ekim sabahı Istanbuldan vapurla Marsilya’va gel dim. Oradan trene bindim. TÇcmpartımanda karşımda bir Fransız oturuyordu. n Bütüyol boyunca adam içenustu da konuştı.ı! Hiçbir Şey anlamadım. Oysa. iyi Fıansızca bildiğimi sanıyordum. Müthiş nioralim bozul du, Paris’te doktora kurlarına yazılacaktım. Böyle bir AKŞAM’m H1f741 TOPUZ Fransızca ile dersleri hiç izloyemiyeceği sandım. Berekot, Paris’e başkalori geldi bizim Onlarla bir güzei lçr:. nuşur) anlaştık. Kendime gol cliıTy‘\4ogOrbenim yol ıırloıdsı.gım Maı’silyalıymış. OtoIçıler de Marsilyalının dilini pek anlamadılar. . AVNİ vE NEJAD Parjse gelir gelmez ilk i$iın Fransa’da yaşayan Türk ressamlarını aramak oldu. Kimler vardı o düı:emcie? Fikret Mualla, Avni Arbaş. Selim Turaıı, Nejad Devıim ve Ragıp Gükçeıı. Abidin daha Parise gelip yerleşmemişti. Avni ‘yi biraz biraz Galatasaray’dan da Akademi’den tanıyordum. Avni e za olanlar .‘Scola Cantarunı. SonYılları lou dAutomn” crr, n bahar Sadonun’da gençlere pek yer verilmemişti, Yem.‘7 4(] “Sabn de Mal. denen Mayıs so Mösyö Ragıp, diyordu, siz portreyi peyzallardan da ha iyi yapıyorsunuz. Çalışmalarmızı bu yönde geliştirin. Bakın, şu portreyi yarım saatte yaptımz, ne güzel oldu, Şu peyzajla iki gün dür uğraşıyorsunuz, daha birşey ortaya çıkmadı. Siz yaz geçiıı şu peyzai işinden! Ragıp Gökean patrona, Mösyö Louis, dedi sen ne söylüyorsun? Ben aç oldu gum zaman iyi resim yaparım. Portre siparişlerini hep aç olduğum zamanlar kabul ediyorum. Yoksa etmem ki.. Patron güldü, Olmuyor yllkselemlyorum. bir türlü. Yaşam beni zorla bohem yapıyor!. Fikret durmadan Alanlatıyordu: Üsküdar. manya, heyecanlı aşk sivil polisler, duruşmalar. develer, kardeşinin veraset ilamları, ser giler. Kamondo Hani, Kediköy’de bir baba evi, Adliye yangın:ı, Balıkpazarı. Kireçburnu. Boğaziçi. .. Ga latasaray’da resim hocalığL Fikret o zamanlar 25 yaşındachr. Çabuk sıkılır bu işten. Bir aybaşı maaşını aldıgı gibi atlar trene, ver elini Berlin. Yoldan da bir mektup Galatasaıay’a • atar. .Siz, der, kendinize başka bir enayi bulun!.’. 1929’da Fikret yine 5 İstanbul’ döner, Meyhane ve ka rakol dönemi yeniden başlar. Bunu akıl hastanesi izler. Fikret artık bunalımlar içindedir İkinci Dünya Sa“aşı’ndan önce yine trene 1 Armaga nı Yarışması YunusNADİ . . Nejad Devrim: ireldiği zaman doyurmali. Sanattan tlnl.itturmalı, Aç insan bir taNonun önüne heyecan onu zevk ona açlığını duyduğu L,nurıu Niatisse’den Chagai’a ve kaduı l)UtUfl Picassoit unlü resamlar salonu na katılıyorlardı. Bazı gençlcj bu salondan uzakiaşarak OctOrbre Ekim’ salonunu kurdular, Nejari da bunlardon biriydi, Yıllar sonra ilk Icarşılastığımız zaman Ne ed bana şöyle demişti: Beııiın iÇin Sanat öyle birşey olmalı ki, aç bir insan bir tablo.nuıı önüne gelciiği zaman duvdugu nın.’. Sanatheyecan tan duyduğu zevk ona açtignıı c) yıllarda 1 staf pr LJ EKMEKÇİ .Mu. Fikret Mualliı ile karşılastığım zaman tüvleıj kanca ile tutturulmuç bir lurka Mösyö Ragıp, dedi, anıldı. Iyi resim yapmanız nın Sizi hep aç bırakmam gerekecek! FİKRET MUALLA’DAN İLK ANILAR. Fikret Mualin’yı ilk kez kasımının iliç günieı’inde ‘Impasse Rouet denen çıLmaz sokaktaki stüdyosun cin tanıdım. Yedinci katta oturuyordu. Kapıyı çekmerek ç:aidım• Çünku Fikret gazetecileri sevmez, kovademişleıdi, Kapıyı kendisi açtı. Üzerinde tüyiari dökülmüş. düğmelerı kapmu, bıı hırka. vardı. Yakala nnı bır kanıalı igne i]e ., Ben Akşam gazete»un. den geliyorum, ciediııı. Sizin le bu’ röpoı’taj yapmak iste. miştim de.. Aman, kardaşIm, buyu run hoş geldiniz, diye beni agırladı. Çok sefil bir odada kalıyordu. diyebilecegim Yeıde bir yatak, ortada bir masa. Yanda bir resim sehpre:. boyalaı.. Masanın üze rinde birkaç armut, elma, biber ve birkaç baş sogan . Yerde boş iki şarap şişesi, bir çay bardağı,. Pencereden kapıya gerilmiş bir ip. Bunun üzerinde asılı bir don ve bir çift çorap,, Yanmayan bir soba.. Yıpranmış bir çift terlik,, Konuşmaya Bohemliğe hiç merakım yoktur, dedi. Bu odanın havasından hiç zevk almıyo nırn. Ben rahatını seven bir insanım, Geniş, ışıklı bir evim, güzel eşyalarım olsun, istemez miyim? Hem de eski tarz eşyalarım olmalı, Stil bir masa ve birkaç koltuk, bir ceviz kitaplık. Ben Bitüzerine pazarı düzeyinin vardı. Bayram Ertesi... Olay. Burhamye’ye yakın yazlı.kta Artur’da geçti. Sacide hanım, balkon kapattıracaktı. emekli eğitimci Lütfi Dağlar, yardımına geldi. Komşusu tl Dağlar. yetmiş beş yaşında. tığ gibiydi. Adana’da Dtiziçi Enstitüsti’nde yıllarca çalışmış, o yöreye ızcıliği Köy de götürmüştti. Izmir’de oturuyorlardı; eşi Sakine hanım’la yazları, Artur’a gidiyorlardı. Lütfi bey çağdaş bir kişiydi. Saeide hanım, bir sandalye verir misiniz? Sacide hanım, sandalyeyi getirdi. Lütfi Dağlar, sandalyeye çıkıp kepengi kapayacaktı. Bir de gazete rica edeyim, sandalyeniz kirlenmesin! Sacide hanım, Cumimriyet okuruydu; gitti bir Cum. huriyat getirdi. LÜtfi bey: Sackie hanım, dedi. başka gazete yok mu? Ben bu gazeteyi ayak altına alamam! Orta öğretimden emekli bayan Mualla Aksoy, soru• nunu anlatnıadan önce mektubuna şöyle «Sayın Ekmekçi, Şu tür bir tümce kullanırsam beni bağışlayınız! DI. yebilirim ki; rahmetli anamın karnında iken, Cumbu. riyet gazetesi okumaya başladım. Dünyaya «merhaba» dediğim zaman çevremde; Cumhuriyet, Ulus, Akşam ga. zeteleri vardı. Onlarla yoğruldum, büyüdükçe onlardan ayrılamaz oldum... 1953’lüyıllarda, Ulus ve Cumhuriyet gazetesi oku. duğum için, Anadolu’da çalıştığım ilçenin il’ine bağlı o günkü deyimiyle, o ilin şarkı sayılan. bir iıçealne rülmekle tehdft edildim, yılmadım. Sizi de bu gazeteye geçişinizle tanımış oldum. ı(ltaplarınızı okumak şansına sahibim. Kltapıığımda durur. Zaman zaman, tekrar okur daha çok bilinçlentrim. Parasal sorunlar nedeniyle bir.iki aydır yalnız bir tek gazete alabiilyorum: Cumhuriyet. . değil ‘Tl, 300 Tl. olsa gene alacağım. yaşadıkça. Sn. Ekmekçi, Değlnnıenizi, sütununuzda satır aralarında bile olsa. yazulanızı istediğim bir konu var. Rica ediyorum: Sa• yin Yılmaz Şipal da zannederim, bu konuların kompeta. nı. Malum, bugünkü hükümet şubat 1982 tarihinde, Mil. Il Eğitim, Sağlık vb. bakanlıkların personeline ek gos terge uygulayan 2593 sayılı bir yasa çıkardı. (Cumhuri. yet tarihinde böyle bir yasa çıktığını anımsamıyorum). Birinci derecenin dördüncü kademesinden emekli maaşı almaktayım. Tüm bu durumda olan arkadaşlar, yasadan yararlanmak Için dilekçe verdik. Uzun yazış. malardan sonra yanıt: Kadronuz beşinci derece olduğundan ek göstergeden yararlanamayacaksmız. Kadrosu olanlar, ayda 5300Tl. bizlerden fazla alıvorlar. Mart 1982’den geçerli olarak birikmiş paraları. nı aldılar. Ayni yıl çıkışlı öğretmenlerin bir bölümü aizyor, bir bölümü alamıyor. Ilk Öğretim ve orta öğretlmde durıım aynı... Sn. Ekmekçi, Bu uygulama, sosyal adaletle ne ölçüde bağdaşıyor? Yazın aileye çıktığmiiz yurt gezisinde, Türk toplumunun çok blllnçlendiğlni gördük. Sevindik. Beni okumak lütfunda bulunduğunuzdan, en içten saygılarla, sağlıklı, mutlu günler diler, tOm Cumhuriyet çalışanlarına, sevgi dolu selam yoliarım. Ilethıla. Hoşça kalınız.... Gazeteleri yaşatan, okiirlarının ilgisidir. Bursa’da yüztiriü görmediğim bir öğretmenden gelen, bir bay. ram kartmd8 şunlar yazıla aSözlerime, kalıplaşmış olan «yaailarınlzi sürekli okuyor beğeniyorum» diyerek mi başlasam? Yoksa, .satır aralarınin gidişatım alarak beskenı. yori.iz» mu diyer€k başlasaydıın? Şu da var: Bizden birisi gibi, hIzInı dilimizle yazan, bizim sorunlarınhizm içinde mi desem? Neyse, çağdaş bir gazete olan Cumhuriyet bir üyesi gibi desem, daha özgün olur değil mi? Bayranuıu candan kutlarım!> Ergin Günce’nin oğlu Dadal, minicik çocukken, bebasına ışığın çevresinde dolanıp uçan bbceği gösterip sormuş: Baba. bu böceğin adı ne? Helikopter böceği oğlum! Amma attm baba! demiş Dadal, heilkopter yolc. ken adı neydi peki? Ekonomi Profesörü Sadun Aren’In ilk adı Bilmiyordum. Prof. Sadun .Aren, Dil Okulu’nda tu. tuklu. 18 gün Mamak’ta kaldıktan sonra, Dil Okulu’na nakledildi. Şimdi orada yatıyor. Davası, henUz açılmadı.. Sadun Aren. bayramda ziyarete giden eşi Munise Aren’den şunları istedi: Üç lop yumurta, birkaç baş sarımsak, bir mavi çakmak, büyiik bir FransızcaTürkçe sözitik... Munise hanım, giderken baikondaki sardunyadazı dsi bir dal koparıp götürdü. Ankara’de cezaevlerlnde bay raznlaşma ilginç oldu. Bu bayram, geçen bayram uygulanan, bir güzel şey ylneiendl. Tutuklu anababalar, çocuklarıyla Bu hoşgörüytl, insancıl davranışı belirtmem gerek. kuçaklaştılar. Bayramda mezarlıklara da gidilir. Ölüler, emin. Bir okur, Karşıyaka Mezarlığında. Hakan mezarmdakl resmin kırıldığını, Yusuf Aslan’m Yusuf’. unun parçalanıp atıldığını görmüş. Oltilere de saygı kalmamış! diye düşündüm... denen bir müzik okulunun yanında aynı adı taşıyan bir pansiyonda kalıyordu. Kimler kalmadı bu pansi‘»‘onda? Sabahattin Abidin, EyüboğItı, Pertev Boratav, Mühim Oğuz.,. Avni e yıl daha 34 yaşındaydı. Paris’e geleli sekiz yıl olmuştu, 0 günlerde .‘ROue’. galerisinde bir serObservatuer. gisi açılmış, Combat. Arts ve Lettres Françaises’de Avni’yi öven yazılar çıkmıştı. Avni’flin önünde pırıl pırı’ aydınlık bir sanat dünyasının umutları heliriyordu. Avni de ertık bütün sıkıntılı günlerin geride kalacağı kanısındaydı. Nejad’ı da ilkokuldan tanıyordum. Sonra uzun yıllar hiç karşılaşmamıştık, Nejad 0 dönemde ‘.Octorbresalonu adında bir birlik kurmaya çalışıyordu. Çünkü Sa söe de I’Art Modern»e bir resmi alınınıştı. Nejad çok mutlu yarınlara hazırlanı:;rdo. otuz yıl geç ii. 0 salonların hiçbiri kolmodı. Nejad e Ya tek başına Paris’te sergı açıyor. ya New York’ta, ya Istanbul’da, ya da Polonya’da. Ve direniyor. Çevresiyle, ailesiyle, yakınlarıyla ilişkiödün lerini kesiyor ama, yem, iyor. . KAHVE DUVARLARINI RESİMLEYEN BİR RESSAMI ,, Ragıp Gökcan •Monsieur le Prince. bir sckağında kahveye yerleşmiş duvarlara resim yapıyordu. Zaman zaman kahvenin müşterileri de Ragıp’a resim ısmarlıyor lar ve Ragıp Gökcan böylece geçinip gidiyordu. Kahveye ilk gittiğim gün Regıp’ı patronla tartışırken yakaladım. Patron ona. » NEJAD DEVRİM Nejad Devrim 1l157’de Paris’te yaşıyordu. r,5O‘ 1 M. Venizelos mühim bir mülakat verdi Kablnenln iktidar mevkiinden çekilme. siat bu dakikaya kadar dtişünmedim. Fakat hükümet mevkiine gene cumhuriyetçiler gelecek olduktan sonra benim başkanlık ettığim hükümet çekulsede ne çıkar? Cumhuriyetçi olmayan bir partinin iktidar mevkiine gelmesi ise imkan haricindedir. Kısaca cumhuriyetçi olan her parti hilkümet kurabilir. Hatta M. Çaldaris bile, arı cak partisinin cumhuriyetçi olduğunu açık lıkla ve tereddütsüz olarak temin etmek şartıyla! Eğer bu şart gerçekleşirse M. Çaldaris’e hükümeti teslim etmekte hiç bir mahsur yoktur. Memleketin yüksek menfaaci için şahısların önemi yoktur. Mesele rejim meselesi ve hüktimet şeklinin emrihuriyetten ayrılmaması meselesidir ki bu da teminat altına alimıustır.> , . 2 EKİM 1932 Atina 28 (1lususi) Yunanistan’da iki aydan beri devam eden şiddetli seçim mücadelesi geçen pazar günü seçimin yapı). masıyla son bulmuş fakat hiç bir parti yeni mebusan meclısinde kuvvetli bir kilkümet teşkil edecek derecede çoğunkik sağlayamamıştır, Esasen Yunanistan’da bu defa tatkik almaya müsait değildir. Seçimin verdiği bu netice üzerine hükümetin vaziyeti, ne şekilde ve kimler ‘arafından teşelıktll ede. ceği bura siyasi çevrelerinde korıuşulmaya başlanıiınıştır. Bu husustaki fikirlerini anlamak için en fazla selahiyet sahibi olan M. Venezilos’tan eCunıhuriyeta namina bir mülakat aldık. Kendileri,Reisicumhur ile görüşmeden döndtikleri akşam bize şu beyanatta . Size b!r şey söylemeden evvel «Cumhurlyet» Başmuharrlrl Yuııus Nadi Beyefendiyeteşekkürlerimi azzederim. his. kaleleriyle müşterek maksada hizmet adiyoriar. Benim en büyük emellerimden bi. risi bu dostluğun daima takviyesi daima ilerlemesidir. Binaenaieyh Nadi Beyefendive tekrar tekrar teşekkür etmeyi bir vaatte ederim. Seçimlerin netteeslnden rıemnım. Her halde benim partim olan liberaller muhant partilerden fazla çıkarmıştır. Bizden başka cumhuriyetçi diğer partilerin de hayli mebusları vardır. Şu halde camIçin hiç bir tehlike yoktur ve ola. edilen nispi usu>de kuvvetlibir eksenyet atlar, gelir ve yerleşir. Yeni bir dönem başlamıştır İkinci yaşammda. Dünya Savaşı işgal yılları, içki, korku, kovuşturmalar.. Fikret hep öldürülme bunalımı içindedir. Çevresinde herkes polis ve ajarıdır’ Evine ilk gittiğim zaman FikreL’in duvarırda iki ıesim vardı. Biıi Sovyet büyükelçi resmi; öteki de İngiliz Kralı’nın! Bunları nasıl uzlaştırıyorsunuz? soracak oldiye dum. Fikret, büyük banlardan gelir. Ben kendime göre önlem alıyorum. dedi. Fikret’e o gün. . Sanat anlayışınız nedir? diye sormuştum. Şöyle yanıt vermişti: .Ne isterlerse onu yapıyorum. Geçen gün bir tanıdik iki natürınontla bir pey rai sipariş etti. Şimdi onları hazırlıyorum. Mutlaka figüratif, veya mutjaka abatre yapacağım diye bir endişem yok. Hepsini yaparım. Başkalarıyla ilgili değilim. Bütün akımlann dışındayan. Eski resimlerime karşul çok gerilerdeyim. Gerlleinek istiyorum. Sivrllenler göze batıyor. Sjvrilenleıden korkuyorlar. Onun Için ben iliç sivrilmek istemiyorum. Benim gözüm hep gerilerde. Ama, şu da yarı bana .Boynunu diyorlar. Yağma yok ,eğersem baltayı indirecekler. Egilmiyorum. Ne Ileri gidiyorum, ne geri. Orta yerde kalıverdlm! . RESİM ALIR MISINIZ? Fikret Mualla Ile ilk röportajımm unutulmaz bir anısı var. Fikret Benden bir resim almaz mısmız? dedi. Alacak kadar param yok diye yanıt verdim. Yanımda topu topu on frangım vardı On frangım var, Bana bir esiçizinizi verin yeter. dedim. Fikret’jn şimdi üç bin, beş bin franga satılan o zaman 30 40 franga akvarellarI ;atılıyordu Fikret, Verin siz bana o on frangı. dedi. Verdim. Bana en güzel ak varellerjnden btrjni verdj. Kabul etmek istemedlın, dayattı. Geri çeviremedim. Size bir kadeh şarap bi’ le veremedim. Çok üzülüyorum şimdi aşağıdaHaydi. ki bara gidelim. dedi. Gittik. Fikret önce bir paket •Gaulloise. sigarası aldı. Sonra şarap ısmarladı, İçtik. 0 yine anlattı. anlattı anlattı... Dost olduk, Ölümüne kadar da dost kaldık. beri Fikretin sa yısiz hikayesi anlatılır, Bun ların en birini şimdi Brüksel Büyükelçiliği’nden olan dos ayrılmakta tum Halük Kara anlatmıştı. Yıl galiba 1946, Paris BüyükelçimizNuman Menemencioğlu Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Türkleri elçiliğe çağırmıştır, Kendisi de bir konuşma yapar. Salonda Fikret MuallA da vardır. Numan beyi dinlerken Fikret kendini bağı. nVerir: Yapma Numan!. Kulakları ağır işittiği Için Nun,jan bey bu sözü pek du konuşmasını sürdürür. Az sonra Fikret yine haykırır: KONU: Cumhuriyet basEnı ve demokrasi 1983’te 59’uncu yılını 60 bitirip yaşına basacaktır. Okurlarımızın pek iyi CUMHURIYET bildiği gibi Cumhuriyet’in kuruluş tarihçesi bağımsız Cumhurlyet’ımlz ‘Te Atatürk devrinıleriyle eşzamanlı ve eşanlamlıdır. Gazetemizin kurucusu Yunus Nadi. ulusal bağımsızlık savaşının gerilimli günlerinde çıkardlğı Yenigün gazetesini İngiliz işgali altındaki Istanbul’dan Ankara’ya kaçırmış, Mustafa Kemal Paşa’nın yanında zafere kadar yayınını Kurtuluştan sonra Istanbul’a dönen Yusürdürmüştü. nus Nadi, Cumhuriyet devrimiyle birllkte gazetemizi de kurmuştur. Cumhuriyet’e adını veren Gazi Mustafa Kemal Paşa’dır. Gazetemizin yıllarda Cumhuriyet devrlminl savunan yok gibiydi. Istanbul basınında, Atatürk’e ve Ankara’ya karşı muhalefetin birikimleri güçlüydü. Devrimler birbiri ardısıra gerçekleştikçe Cumhı.friyet’ln görevi de zorlaşıyordu. Ankara yönetiminin, toplumu Ortaçağ baskılarından ve medrese Ideololisinden kurtarmaya yönelik demokratik içeriğini basında savunmak kolay bir görev değildi. Daha. sonra denemesi yapılan çok partili girişimde ise Atatürk Serbest Fırka’nın çevresinde devrimlerinin biçiminde önce parti, sonra da altı ilke Anayasa’ya girmesi 1930’ları kapsar. tiknel Dünya Savaşının gerilimli yıllarından ve San Francisco Konferansından sonra benimsediğimiz çok partili rejimde basınımızı yine agir sorumluluklar beklemektedir. Çok partili re geriye değil ileriye açık bir oluşumu sağlaması Için basının, çağdaşlığın gereklerini yerine getirmesi. vicdan özgürlüğünü savunması, demokrasiyi «geriye dönüş aracı» gibi yorumlamaktan kaçınması gerekiyordu. Bu ilerigeri eksenindeki gelgit’ler cok partili rejimde 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül olgularıyla belirginleşmiştir. Aradan geçen sürede Türg basını teknik açıdan da büyük değişikliklere uğramış, gerek baskı gerek dağıtım koşul1arı gelişmiştir. Kuşkusuz basının değlşlml.nde çeşitli etkenler rol oynamıştır ve oynamaktadır. Bugünkü yapısıyla Türk basını gerçekten İncelenmeye değer bir kurumsalhk kazanmıştır. Harf devriminden bu yana okuma yazma oranının artması. Anadolu’da ulaşımın gelişmesi. ekono mik yapıdaki değişimlerin gazetelere yansıması. üzerinde durulması gereken konulardır. Cumhuriyet, 1982 1983 Yunus Nadi konusunu bu alanda saptamıştır. Armağanının bu yıl yarışmayı Devletimizle yaşıt olan gazetemiz konusuna «Cumhuriyet Basım ve Demokrasi> incelemeler arasında düzenlemektedir. ilişkin 1923’ten bu yana Türk basınındaki gelişmeleri incelemeler yarışmaya katılabilecektir. Bu ince lemeler, «basın» ve «demokrasi» kavramlarını toplumsal kökenleri ve derinlikleri içinde Türk kültür yaşamına, demokratik kavrayabilirlerse gelişmeye ve basınımıza yol gösterici değerler umm Atatürkçülüğe karşı devrim niteliğine tehlikesi vardı. Demokratik sürecin dönüşmesi demokrasi göstergeleri açısından konu edinen icereblltrler, böylece yarışmanın amacı da gerçek.leşebi lir. Yarışma koşulları 1) Yarışma herkese açıktır. Yarışmacılar birden fazla yapıtia katılabilirler. 2) Katılan yapıtlar (2 aralıklı daktilo en az 50 sayfa olmalıdır. 3) Daha önce yayınlanmış yapıtlar yarısmaya katılamaz. 4) Yarışmacıların yapıtlarını 3 nüsha olarak 20 mart 1983 tarihine kadar ‘Cumhuriyet YUnUS Nadi Armağanı, Gazetest, Cağaloğlu, 13. tanbul’. adresine elden teslim etmeleri ya da taahhütlü olarak postalamaları 5) Yarışmacılar yapıtlarıyla birlikte açık adresları, yaşam öyküleri ve bir fotoğraflarını görıdermelid C) Yarışmanın sonucu 29 haziran 1983 açıklarıacaktır. T) Yarışma SOnuCU kczzananlarrn dışında katıkınların kimlikleri açıklanmayacaktır. 8) Katılan yapıtlar geri gönderilmeyecelatjr. 9) Yarışmanın parasal ödülleri şöyledir’ 100 bin Türk Lirası 60 bin Türk Lirası İkinciye Üçüncüye 40 bin Türk Lirası Etme 0 Deniz Kızı Etfalya Deniz kızı Eftalya Sadi Hanım Saiıi’bi nin Sesi’nde. BestekAr Marko Beyin: Dünı. tek, Cigaram Yak Gidelim. Bestekar Hafıı Sadettin Beyin, Dizlerine Kapansam, Karlı Değin Yıldızı. Numsa bey yine duymaz, ve konuşmasını sürdürür. Bir süre sonra Fikret Muall haykırın yine Atma Numan!. Numan bey birşeyler duyar ibi olur. g Ne oluyor. der, birşey mi söylediniz? . Kravat deyip geçmeyiniz! Halük Kura hemen Flkret koluna glrerek, Haydi gel Fikret, der, biraz hava Ve çıkarlar. YARIN ı NECMETrtN Iyi bir kravat görnleğüıizi daha elbisenizi daha düzgün ve sizi daha casip gösterir. Ipeldş’in B. B. markalı kmvatlarım bir tecrübe edinis. Y£
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle