25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 16 Ocak 1967 CUMHURtYET UZAK KOMŞU RUSYADAN GEZİ NOTLARI Işıksızdı Kars sokaklan. Bir fayton bizi Turistik Palas Oteline göturdu. Kaloriferli bir oteldi burası, içi sımsıcaktı. Doğu Anadoluda kalorı ferlı. elektrikli, akar sulu otel bulmak ne demek1 Lokanta sorduk Soyledıler, yeme gimizi yiyip geldik. Bırkaç kadeh rakıyla ısınmıştık. Ben Birinci Dünya Savaşında Türklere karsı savaştun, Türklerin değerlerini tanıdun, seninle kan kardeşi olalmı, demişti. Gumüş bıçaklarla kollar çizilmiş; akan kan gümüş bir kapta toplanmış ve torenîe kan kardeşi olunmuştu. Ibrahim, Turistik Palas'ın bir kd şesinde yatağa ilişmiş konuşuyordu Mum ışıkları, topat uşaklar, gu müş kaplar, akan kan, Radzıwiller, Lituanya, Baltık kıyıları, Ikinci Dünya Savaşı oncesi . Ben kapıya yaslanmış ayakta dın liyordum. Gecenm saatleri isliyordu Odaya bir goz attun. Dük Radzıwill'in kan kardeşınin bu akşam kalacağı yer pek mütevazi gdrünü yordu. Sağda bir masa, ustiinde sürahi. Yanında lavabo. Solda duvarda bir takım elbise, naylon torbada asılı duruyordu. O elbise birkaç aydan beri orada asılı dururmuş, sahıbi Erzuruma gitmiş, ddnmemiş. Otelci böyle soylemi?ti. Mum ışığı titriyor, biteceğini ilân edıyordu. Ibrahim'i yatağtnın kıyıcığında guzel Prenses Sophie ıle başbaşa bırakıp aynldım. Dük RadzıwıH'ın asaletli kan kardesıne iyi geceler dılemeyi unutmamıştım elbet. Ne var kı sabah kendisini bir sürpriz bekliyordu. Otel Turistik Palas'ta seher vakti sular da kesilmış ve asaletlu Ibrahim Çamlı bir sürahi su ıle hem tnaş olmak, hem de taharetlenmek gibi güç bir mevkide kalmıştı. Anadolunun tabıi hayatıdır bu. Bizler Istanbulda o hayaü bir süre unutsak bile taşraya çıkınca ha tırlamak zorunda kahnz. Sabah hudut treniyle Karsfa Kızılçakçak'a doğru yoia çıkük. Oğle den sonra Sovyet hududuna varabil dık. Çunkü tren yolda koylere su dağıtıyordu. Gümruk memurlanmız ve bütün ilgılüer tunstlere karşı gayet iyi, yardımcı guleryuzııı idıler. Sovyet smınnda Inturist'in bir me muru bizi karşıladı. Sovyet trenıne aktarma ettık. Bakımh bir trendı bu. Resmî elbiseli kadınlar çalışıyordu. Lokomotıf hareket etti. Leninakan'a doğru yollandık. Smırdan geçtikten sonra manzara bıçakla kesılır gıbi değişiverdi. Sağda solda bakımh evler, ağaçlar, istasyonlar, sürülmuş topraklar. Istasyonlarda güzel giyimlı ço cuklar oynuyorlar, duzgün kıyafetli işçiler, köylüler çalışıyorlardı. Düzenli çiftlikler ve kdyler goruyorduk. Doğu sınırımızdan Avrupaya geç miştık. Bu yazılardan bir parçayı Cumhurıyet'tekı koseme aldım. Okuyucuiardan hemen olumlu \ e olumsuz tepkıler yağmağd başladı. Babıâli basınında Demırperde cehennemı konusunda bıtmek tukenmek bılmez yazıları okuya okuja kafası perdahlanmış olanlar arasında Sı\avuşgıl'ı kuşkuyla karsılavanlar vardı. Aldığım mektuplardan bırı«ır.ı hıç unutamam, dıyordu kı bir okuyucu : Siyavnşgil'in yol bovunca rördflgii meyva ağaçlannı koraünistler sâf kisileri kandırmak için mahsus yetislirmislerdir. Dnzenli köyler dekordnr, fabrikaların içi bostnr. Komünistlerin msksadı sizi avlamaktır. Kars sınırından geçtikten sonra tıren penceresınden gorduğum manzara bana bu mektubu hatırlattı. Yol boyunca bakımh çiftlikler, duzenli ıstasyonlar, ıstasyonlarda oynıyan neşeli çocuklar, iyi giyimli insanlar ve fabrikalarla tam bır Avrupa manzarası içine dalınca, kendi kendıme : Hımmm, namassaz komünistler dekonı ivi tertiplemisler, dedım. Daha sonra bu dekor Leninakan'a, Erıvan'a, Moskova'j a, Azerbaycan'a ve taa Kazakıstan a kadar uzanınca büsbütün bozul " dum. Ov«a bozulmak için çok bır sebep yoktu. Sabri Esat Sıyavuşgıl'in Demırperde geztsinden bu yana koprulenn altından sular akmıştı. t; İLHAN SELÇUK KARS'tan AVRUPA'ya Cereyan kesildi onduğumüzde oteli karanlıkta bulduk. Cereyan kesılmıştı. Elımize bırer mum tutuşturdular. OdaJarımıza çıktık. Ibrahim Çamlı'nın odası hemen yanımdavdı. Kapısı açıktı. Bir ara baktım. Ibrahım yatakta oturuyor du. Içtığıraiz üç dört kadeh rakı, mum ışığına karışıyor gibıydi. Fena mı, dedim. mum ısığını öteden beri severim ben. Dalgmdı Ibrahim: Ben de. dedi. Ve anlattr Ikınci Dunya Savaşı henüz baş lamamıştı. Belçikada oğrenciydi îbrahim. Lituanya'h bir arkadaşı onu tâtilde memleketine çağırmıştı. Baltık kıyılarına yanaşmış bu cski ülkede o zamanlar Sovyet rejımi yoktu. Asiller asaletlerini sürdurüyorlardı daha.. îbrahım'i, arkadaşmın ailecek ta nıdıkları olan Dük Radzıwill'ler bir akşam yemeğe dâvet etmişlerdi. Eski bir konakta mum ışığında bir akşam yemeği. Topal bir uşak hizmet edıyordu. Prenses Sophie sessiz oturuyordu. Dük Radzmill jaraplar içildikçe coşmus: D Demırperde ülkeleri dekorculukta o kadar ıierı gıtmışlerdı kı, sahneye, bu dekorlara uygun yenı ovunlar koymak gereğını duymuslar ve kapılarını tunstlere acmıslardı. Artık Istanbulun kaymak tabakasından tutun Babıâhdekı meslektaşlarımıza kadar gıden gıdene ıdı komunıst ulkelere.. Yaz tatıllerını Bulgarıstan'ın Varna ve Romanya'nın Mamaya kıyılarında geçırenlerı mı ıstersınız, Yugoslavja'da, Macarıstan'da fink atanları mı ararsınız.. Parlâmento heyetleri Rusya>a çağrılmı«lar, Moskovavı gezmı»ler donmusler, gozlemlerinı dostlarına, ahbaplarına anlatmışlardı. Yıkıhyordu Demırperde . Avrupanın gazetelerinde tunzm mevsimini haber veren ilânlar ve reklâmlar, bızim Demirperde gerisinde saydığımız ülfeelerın çağrılarını taşıj'ordu : G«Iiniı, görünüz; h»T»tın fadını, cennet plijlsnmızd», lüks otellerimizde, sakin ormanlarınuzda çıkannız! Demirperde cehennemi turizm cenneti olmuştu birdenbire.. Ne var ki, bütün bu gelişmelerden bızım halkımızm çoğunlukla haberı yoktur. Çok satısh gazetelerimiz ikıde bır eskı minval uzre haberler uçurur, Demirperde cehenneminden kaçanlann fotoğraflarını ve hıkâyelerını yayınlar.. Boylece okuyucuyu aldatır, geçinir gidenz. Gerçi ben okuyucu değil, yazı vazan bir kişivim, atna ne de ol JEMIRPERDE CEHENNEMİ TUBİZM CENNETİ sa yazmaktan çok okurum. Bu gıbı propagandalarm az da olsa etkısi altında kalmıyacağımı kımse temin edemez. Bunun ıçindir kı, Kızılçakçak jır.ınndan aşıp da Doğudan Avrupaya geçince önce bir şasaladım. Trenımız, eskıden Gumrü adını taşıyan Leninakan'a kadar şasırtıcı tablolar arasından aktı. OLCE MUYDÜ? Dekor üstüne dekor S anırım uç jıl kadar onceydı Sabri Esat Siyavuşgil Bulgarıstan'a davet edılmısti. Donuşte gezi notlarını yayınladı. llgıyle okuyordum. Sabrı Esat'ın Bulganstan konusunda anlattıkları Babıâlı basınında çıkanlara benzemiyordu. Duzenli köylerden, yol boyunca sıralanmış meyva ağaçlarından, bakımh insanlardan, fabrıkalardan, çiftliklerden; sözün kısası güzel seylerden sor açıyordu Sı> avusgıl . Andrey Andreyeviç enınakan'da bizi Sovyet Gazetecıler Bırhğinden birkaç kışıyle beraber tercumanımız Andrey Andreyeviç Kirilof karşıladı. Sızlere Andrey Andreyeviç Kırilof'u tanıtmadan önce bir hâtıramı anlatmak istıyorum : Benim çocukluğum Anadolunun çeşitli yerlerinde geçmistır. Babam subay olduğu için, oradan buraya tâyin edilır, biz de I ona uyarak orada burada çesitlı okullarda okurduk. Bu arada nasibimıze lise eğitimıni Adanada yapmak du«tu. Adana, şıvesıyle, kebabıyla, ınsanıyla, yaşantısıyla daha nice marıfetiyle renkli ve sıcak bır yerdır. Adanada iyi arkadaşlar tanıdım. Yirmi yıl geçti; ama arada sırada ftrsat buldukça toplanır, eski gün leri konuşuruz. Geçen yıl lisenln llk yıllarmdan ben gormediğım bir arkadaşla boyle blr toplantıda buluştuk. Ahırkapıda denıze bakan bir meyhane. Dört beş kışıyiz. Arkadaşımızın adı diyelim kı Rabmı olsun. Rahmi bir devlet kunmıunda önemh mevki sahibi. Belii ki bana karşı sevgisi, dostluğu elcsılmemiş.. llk tutukluk dakikalan geçip sohbet ısındıktan sonra Rahrru: Ilhan sana bir şey soracağım, dedı. Sor! dedim. Dedim ama farkına varcl'm kl sıkılıyor Rabml Sorsarn mı, sormasam mı dıye bır tereddüt goçiyor yüzünden . Ve vazgeçti Bahmi. Aradan bir kaç dakıka geçtikten sonra Rahmi gene: İlhan sana bir şey soracağım. Sor birader. Gene vazgeçti Rahmi. Aradan bır kaç dakıka geçtikten sonra Rahmi gene: İlhan sana bir şey soracağım, ama kızmıyacaksın; deyince anladım Bana bak Rahmi, «Sen komiınist misin?» dije soracaksın bana galiba.. Rahmi hafif bozuldu, sıkıldı: Nereden bildin? Bilirim ben! Yalnn önce ben sana bir şey soracağım: Komünist ne demek? Rahmi sustu. Bak ben sana anlatayım. Komünist senin kafana göre imansız. ahiâksız, Moskova uşağı. Peki: ben böyle bir kişi olabilir mivim? Eğer benden şüphe ediyorsan. bu masada benimle ne tsin var? Rahmi btisbütün utandı tabtl.. Dedi ki: Bu yolda çok propaganda ym pıyorlar, ben onlara gerekli cevabı veriyorom. «İlhan 6yle çey olmaz» diyomm. Rahmi kl bir devlet kurumunun önemll koltuklanna kadar yükselmişti, daha da çocukça düşünceler içmdeydi. Bizim Türkjyemizde komünist ne demektir? Bir canavar, bir haydut; köşebaşmdan çıkıverecelt ve karanlıkta kızıl dişlerini gösterip insanı hap diye yutuverecek bir öcü! Naraus ve ahlâk arama o rezilde.. Andrey ile tanıştığımızda bütün bunları hatırladım. Andrey Andreyeviç Kirilof tercümanımızdı. Moskovada Asya Afrika EnstitusTinde Türkçeyi oğrenmiştL Y A R I N AMERİKA ve RUSYA Dişi Bond MODESTV eUAISE EVCT • • CUVCUM J DUVCUM... YUM. BULMACA İ S T A N B Ü L 06 25 06.10 06 45 06.K1 07 on n7 05 07.30 07 43 07 50 07 55 08 (VI 08 2(1 fl8 40 09 n,l 09 lıl 09 30 09 45 10 00 10 15 1025 10.40 11.00 11 ftfl 1105 1140 11 55 12 10 12 15 12 30 12.45 1Î00 13 20 13.30 14.00 15.55 16.00 16 55 1710 17 15 17 20 17.25 17.50 19 00 19.40 19 45 20 0(1 20 15 20.35 20 55 21.00 21 20 21 33 21 40 22 00 22 45 23 00 23 30 24 00 Acılıs Droeram Turkuler eecıdi f l ) Konusma Turkuler eecidi (î> Kove haberler Sabah melodıleri Haberler v e nava durumu Istanbulda b u ı ü n Shldvo G den Kuçuk ilânlar Hafıf muzılc R hafıf müıik orkestrası Keman soloları Gunumuz Sorunlarımız Istanbulun sesı Pasadobleler F Turlcândnn turkuier Müzık kutusu Kadın ve «\re«l A. Karacandan sarkılar Arkası yarın Kısa haberler Kısa haberler. müzDc kus»6l Sabah konsert Caz sarkılar Orhan Avsar oricestrası Kucuk ilânlar 4 ses. 4 sazdan turkuler Selma Ersozden sarkılar Hıza Rıtten sarkılar Haberler R G. de bueun Stüd%o Gdcn Reklâm Droeramları KaDanıs * Acılıs. Droeram KBtım radvosu Cocuk bahcesı Bir sev unutmadınız va? Cocuk korosu Kısa haberler Karma fasıl tooluluSu Reklam Drocranüarı Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlnr Mavi Isıklar orkestra» N Hllkat Culhadan sarkılar Lıed Droeramı Türk müziünl tamvalım 24 saatin olavlan. K. ilânlar Smnat dünvamız Sevdiklerinltle b e n b e r Kucuk ılânlar Tıvatro Okulu Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Senfonık siirler Barok müzik KaDinıs D£» UE.MEU VOUAJJCI OUÜS2MU? mazan geceleri kılınan namaz. 7 YtJKARDAN AŞAĞTA: Eksiksiz, kol 1 Artık çalışamıyacak hale gelrnış olanlar için kuflanılan ikl 1 2 3 4 3 6 7 8 9 lanmızın vilcusozlü bır terim. 2 Kamımızı dürcüze yapıştıdoyuran ekmek (Divan edebıyaUst tında), «tekme atar» karşılıfı bır çekim. 3 Bır ülke veya bolgeyi 8 «Dürtüştüdolduran halk topliiluğn, bır eren hangi kişi?» dat. 4 Banyo dairelerindeki yımânasına iki kanma işlerinde kullanılan kuçuk söz. 9 ıtÇift tesisler (çoful). 5 Tersi saülıvaldeye sahip ğa çıkanlmış olan eşyadır (Os DtmkTI babnacaıua durumda» anlamanlıca), Doruk. 6 Yalnız Ra balledllmla *ekU mına ıkı söz. SOLDAN SAĞA: 1 Osmanlı tarıhinin en acıklı bır sahıfesi olan donanjnamızın Haçlı donannjası tarafmd&n yakıldığı körfezin adı. 2 Bır olay hakkmda tanıklık eden kişi, gelecek zaman parçası 3 Doğru veya yanlış herhangi bir fıknnde ve sözunde direnmek (iki soz). 4 Tersı «tatlı istek» dır, çevrılince dağ kovuğu olur. 5 Hazer golüne akan nehırlerden bırinın eskı adı, salatası yapılıp yenılen bır çeşıt bıtkı. 6 Bır harfın okunuşu. bır cıns pamuklu bez. 7 Çevrüince «gerilip üzerıne çamaşır asılacak şeyı bana uzat!» mânasına ikı sozlü bir emir belirir, «geçmış» ın dörtte ikisi. 8 Kendisıne şimsır tarak yukışacak kafa, elektrik veren kaynaklardan. 9 Tersi boşuna havaya giden çabayı belırten eski bır sozdür, Arap alfabesınde ki bır harfjn okunuşu. Garth VOIZMUŞ tiU O/LEVSE. İK.I OkJLASI CLPÜ DtTNKtî BULMACANIN HALLEDtLMIŞ ŞEKIJ NAS1L HALLEDİLECEK7 rukartdaki rakamb baimacada &adece 6 tane anahtar (ipucn) ve 6 tane sonuç vardır. Bos olan 12 karenin ıçine 1 den 9 a kadaı uygun bireı rakam boyarak ve toplama. çarpma. çıkartma. bolme ısaretleruıe dikkaı jerek foldan sağa ve yukandan «sağrıya baimacada gösterilen tonaçları bolnnm Biraz vakriniTi alır ama, bos vaktimzı boşça g( 1 3 olursunuz 1 TIFFANY JONES: ÖSK ve OLÜM 35 . Niye yemeğe gelmiyo'sun? Böyle geç kalırsan annen senın de saçını çeker, benım de. Yemek odasına gırmeden once elını yiızünü yıkasın dedı se nin ıçın. Banyoda ısıcacık su hazır ettim sana. Hadı çabuk koş. Geldı dı>e ben haber vereyım onlara.» Robert yalnız ablasının kapısından ıçerı seslenmek için bır durdu« Yarın goreceğim. Yaşasın! ( Sonra. mıs gıbı sabun kokuları içinde, karnı da aç. yemek odasından ıçerı paldır kuldur gırdı, pan tolonunun yırtık kıçı gorunmesin diye de turlü çeşıt manavralar çevırerekten. Annesınm soğuk soğuk ba kışım gormemezlıkten geldı. « Nerelerdeydın, Robert Saunders?» « Anne, or'da bir asker var, dıyor ki bız eve de asker a2abilırmi|ız» Babası, yaprak cigarasınm dumanlan arasından: «Ne alabilırmışiz?» dıye sordu. • Asker« Asker mi?> < Evet, efendim. O öyle «öylüyorj • O da kim?» € Donald'ın bulunduğu evdeki asker. Biz de bir asker alabılirmışik» « Nasıl alabılırmişız?> « Onu söylemedi. Ama, diyor ki nasıl almacağmı ablam bılırmış.> Karıkoca Saunders'ler, küçük Robert tabağına eğilip de yemeğıni kaşıklamaya başlaymca, onun başmın üstunden bırbırlerıne baktılar. III Frisco Limited tireninden, Mıssouri, 2 nısan, 1919 Sevgılı Margaret, Bilmiyorum senın de beru göreceğin geldi mi benim senı goreceğim geldığı gıbi. Vallahi, St. Louis'de pek eğienemedim. Bır yarım gün kaldım or'da. Beni beklemen içın yazıyorum bunlan sana. Çok kotü oldu senden o kadar çabuk ayrıtoıak zorunda kalışım. Annemi goreceğim, bir iki iş var, onlara bakacağım, sonra çabucak sana geleceğim. Geceyi günduze katarak çalışacağım senin için Margaret. Bu kısa mektubu sana benim bekleyesin diye yazıyorum. Şu körolası tren de öyle sarsıyor ki yazanuyorum. Neyse, Giligan.'a selâm ederim, soyle ona, ben gelinceye kadar kolunu kırmasın. Seni daima seveceğim. Sevgıler, Juiıan « O çocuğun soyadı neydi, Joe?» Margaret Powers, düz, koyu renk elbiselerinden bırıni giymiş, sundurmada, güneşte ayakta duruyordu. Sabah esıntısi saçlarının içınde, elbisesınin altmda su gıbi oynaşıyor, kendisıyle bırükte güneş getirıyordu. Kilısenın kulesi üzerinde güvercınler gümuş gibi, eğrılemesine \'urulmuş parça parça tâze yağlıboya gibi duruyordu. Parmakîıklara doğru alça lan çımenhk çiğden gümusulesmişti, bır arap da, teklıfsizce, iç fanılesıyle. onlükle, otların üzerinde bir çimbiçer gezdiriyor, makinesının arkasında kat kat acılan bir halı gibi daha koyu >e§ılden bir ız bııakı 'illiom FAULKNER ç..«» Vahdet eittTEKİN yordu. Bıçağın dönen ağzılarından otlar sıçnyor, ada mın bacaklarına ıslak ıslak yapışıyordu. c Hangi çocuk?* Joe Gıllıga^ı sert bir şayak elbisenin, keten yaka hğın ıçinde rahatsız, parmakhğm üzerıne oturmug. duşunceli düşunceli cigara içiyordu. Margaret Powers onun sorduğuna karşılık olarak mektubu uzatu, Joe Gühgan da, cigarası ağzının ucundan sarkarken, dumandan şaşı şaşı bakarak, okudu. « Ha, 5u aga. Lowe onun so>adı.> « A, öyle ya: Lowe. O gittikten sonra kaç kere düşundüm, birtürlü haürlayamadım.> Joe Gilligan mektubu gene ona verdi. « Tuhaf çocuk, değil mi? Demek benim sevgime burun buktün, onun sevgısini kabul ettin, ha?« Esintili elbise kadmı uzun uzun sardı. • Bahçeye çıkaiım da bır sıgara içeyim.» T « Bur'da da içebilirsin. Peder kızmaz sanınm.» • « Kızmaz, onu biliyorum. Onun cemaatinden çekiniyorum. Sabahın sekızır.de papaz evmin sundurmasmda kara bir yabancı kadının cigara içtiğıni goriırlerse ne demezler'» • Teğmen o Fransız bilmem ne'erinden birini almış getirmiş derier. Senin adımn iyi tanıiLnış olma sı işi düzeltir onlar seni iyice tamyınca » • Adımın iyi tanmmış olmaEi senı ilgilendirtr, beni değil.. • Beni mi ilgilendirir? O da ne demek?» « Bizim adımızın iyi tanınmış olmasıyla ilgilenenler erkeklerdir. Çünkü onu bize veren onlardır. Bizim ise başka tasalanmız vardır. Sızin iyi bir ad dediğiniz şey rahatça giyılemiyecek kadar insanın üzerinden kaçan bir elbiseye benzer. Gel, bahçeye çı kalun. Joe Galligan: «Söylediğine sen de inanmıyorsun ya> dedi. Margaret Powers, yüzünü ona doğru çevirmeden, belli belirsiz gülümsedi. Basamaklardan aşağı inerek, gene: cGel» dedı. Arkalarında bir serçe'hercümerciyle bir de tâze ot kokusu bıraktılar, gül ağaçları arasmdaki çakıl doşeh yoldan yürüdüler. Yol pek resmi eğitmiş iki meşe ağacjnm altmdan geçiyordu. Bir duvara tırmanan daha cıhz güller onlann yanısıra uzanıyordu. Joe Gilligan, kadının uzun adımlannı izleyerekten, pek kıvrak, özenü gidiyordu. Çiçekler arasında oldu mu, kadmiarla dolu bir odaya girmiş gibi gelirdi ona hep: Kumda yürüyormuş gıbi, akh hep govdesinde, jTirüyuşünde olurdu. Bunun için de, çıçekleri pek sev mediğini düşünürdü. Margaret Powers aradabir duruyor, tomurcuk lar. çiçekler üzerindeki çiğleri kokluyor, tadıyordu. Sonra, yol menekçe tarhlannm arasından geçti, ya kında zambaklann açacağı kma ağaçlarından bir çıte çıktı. i Margaıet Powers bır manolva ağacının altındaki yesıle boyalı demır sıranın yanında durdu. Bir karatavuk uçtu. «Bır tane var. Joe Görüjor musun'« » «Bır tane ne var? Kuş yuvası mı?» (Uevamj var) ANKARA M 25 Acılıs. crocram 06 3f) Gunaydın (17 00 Kove haberler 07 05 G. Sovler v e T. Tooer'den sarkılar 07 30 Haberler v e hav» durumu 07 45 Sabah mâzıjzi 08 rıı) Ankarada bueun 08 05 Kucuk ılânlar 08 10 Her telden 08 4(1 Kucük ılânlar 08 45 Neclâ Eroldan turküler 09 00 Gunumuz Sorunlarımu f)9 20 Sabah konserı 09 15 Kısa haberler. X. llinl»ı (19 40 Arkası varın 10 00 Eeıtım radvoau (1) 10 55 Melodiden n ı e l o d n e 11 15 Cocuk bahcesi 11 30 Konser saatı 12 1X1 HaXıf muzık 12 15 K ı b n s »aati 12 25 Kucuk ılânlar 12 30 Beraber v e IOIO u r k ı l a r 13 00 Haberler. Resm] Gazetede busün v e hava durumu 13 20 Plâklar arnsında 13 30 Reklâm Droeramlan 14 00 Cocuk bahcesi 14 15 H Gokmenden sarkılar 14 35 Bueun ıcın sectıklerınılı 14 55 Kısa haberler v e K. UAnlar 15 0(1 E e i t i m r a d v o s u (Jt 15 55 N . Dadaloeludan türküler 16 III Hafif muzfk 16 20 Meral A r m » i a n d a n tarkılar 16 40 Müzik d m l e v e l i m 16 55 Kısa haberler v e K il&nlar 17 00 Yurttan sesler 17 30 I s donusu 17 50 R e k l â m Drogramları 19 0(1 Haberler v e h a v a durumu 19 40 Kücıik ilânlar 19 45 N . Tufekcıden turkıiler 20 00 U v k u d a n önce 20 03 KuMu P a v a s l ı d ş n » r k ı i » r ) 20 25 U n l u aolistler. Ü . orkestralar! 21 (10 24 saatin olavlan 21 Oj Mikrofonda tİTatro 22 05 TBMM. saati 22 25 Hafif mıizık 22 30 Hacer Bulustan türküler 22 45 Haberler ve hava durumu 23 00 ODera albumunden 23 45 Gece varısma doâru 24 00 Proeram ve kaoanıs ISTAVBUL İL RADYOSC 16 35 Acılıs v e Drosrram 17 00 Sızm ıcın 17 10 Kucuk konser 18 01) Ivı aksamlar 18 30 Senfonık müzik 19 00 Cesıtli melodıler ]?.3O Aksam konseri 20 15 Beraber seçeiim 2100 4 ruzeârın eetırdıâi ezsiler 21 15 Sonat saatı 21 45 Almanvadan melodiler 22 00 Gece konseri 23 00 Caz saatı 23 30 Sevılen sarkılar 24 00 Pıvano soloları 00 IS Tanara ve Paaodobleier 00 30 Hafif müzik 01 00 Proorarn ve k a c ı n u konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU 1 akıncı 6 BEYAZGUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle