25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 14 Mart 1951 "Uçan daireleri ben uçurdra!,, DenizyoUarı dış hatlan yaz tarifesi Avrupa limanlan ile Mıstr ve Lübnan arasmda yeni bir hat tesis edildi Denizyollan İdaresi, dış hatlar yaz programlannı hazırlamıştır Yeni programa göre, Bab Akdeniz seferi eskisi gibi 15 günde bir cuma günleri yapılacaktır. Bu hatta Ankara vapuru tahsis edilmiştir. Doğugüney Akdeniz hattında ise değişiklik yapılmıştır. Bu hattın hususiyetleri gözönünde tutularak Beyrut . İskenderiye, Malta Napoli, Marsilya, Cenova limanlan arasında bir servis ihdas edilmiştir 14 gün sürecek olan bu seferi Samsun ve İskenderun vapurlan yapacaktır. Aynca, bu hat ile irtibat tesis edilmek üzere İstenbul, Çanakkale, İzmir, Pire ve İskenderiye arasında yeni bir servis kurulmuştur. Her hafta cumartesi günleri, İzmir sürat postalarile tevhiden yapılacak bu seferlere Adana ve İstanbul vapurlan tahsis edilecektir Bu yeni servisler sayesüıde Mısır, Lübnan ve Avrupa limanlan arasmda daha sık sefer yapmak imkânı hasıl olacaktır. Şoförler klâkson yasağından =haberleri Cumhuriyet Kredi işlerimizi bir takım dağınık tedbirlerle düzeltmek imkânsızdır! Yazan: Prof. Dr. Refii Şükrü Suvla Merkez Bankası, iskonto muamelesinde tatbik ettiği faiz haddini geçenlerde % 4 ten % 3 e indirdi Bu çeşid kararlar garb memleketlerinde geniş akislere ve türlü tefsirlere yol açtığı halde hâdise bizde alâka toplayamadı. Merkez Ban kasının tebliği gazetelerin küçük haberler arasma kanştı ve iz bı rakmadan unutuldu. Merkez Bankasınm resmî iskonto haddini indirmesi, hükumetin kredi fıatını ucuzlatmak kararında olduğunu göstermektedir. Öyle an laşılıyor ki emisyon müessesemiz, piyasa bankalarını ikraz muamele lerinde tatbik ettikleri faiz hadlerini düşürmeğe sevketmek arzusun^ dadır. Fakat bankalar kredi satış lanndaki faizlerde henüz değişiklik yapmamışlardır. Mevduata % 4 1/2 a kadar faiz yürüttükten başka üstelik türlü ikramiye masraflanna katlanan bankaların Merkez Bankasınm izinde yürümeğe pek hâhişli olmadıklan görülmektedir. Bankalar ikraz muamelelerinde «Odünc para verme işleri kanunu» ndaki azamî faiz hadlerini tatbika devam etmektedirler. Bilindiği gibi bu kanunda teminath borclara azamî % 8 1/2, açık kredilere ise en çok % 12 faiz yürütülebileceği hakkında hükümler vartiır. Merkez Bankasınm reeskont muamelesindeki faiz haddini indirmesinden şimdilik sadece bankalaı faydalanmaktadır; çünkü reeskonta başvuran bankalann maliyet masraflan, yeni karar sayesinde biı miktar hafiflemiştir. Bize öyle geliyor ki, hükumet, bankalann krediyi ucuzlatmalan için sadece resmî iskonto haddinin indirilmesile iktifa etmiyecek, «Ödünc para verme işleri kanunu» nu tadil eden bir tasanyı hazırlayıp Meclise eevketmek cihetine gidecektir Kanunda yapılacak değişikliklerlo azamî faiz haddinin teminatlı ikrazlarda % 7, açık kredilerde isa % 10 civanna indirileceği umulmaktadır. Kanun bu tarzda tadil idildiği Ukdirde bankalann halen tasarruf mevduatuıa ödedikleri •üksek faiz ve ikramiyelere dayalabüecekleri şüphelidlr. Bu sebeble ödünc para verme işleri kanunu tadil edilince bankalann mevduata yürüttükleri faizleri vakit geçirmeden bir revizyona tâbi tutmalan iktiza edecektir. Fakat devletle Ziraat Bankası % 7 faiz getiren ve her türlü vergiden muaf bulunan Uhvil ihracuu' durdunnadıklan takdirde bankalar, tasarruf tevdiatına ödedikleri faizi indirmekte ereddüd gösterecekler ve böyle bir hareketin mevduat sahibleri nezdindeki menfî tesirlerinden endişe edeceklerdir. Bankalar tasarruf erbabına ödedikleri faizi indirmek zorunda kaldıklan takdirde bu ameliyeyi belki de yeni bir ikramiye kampanyasile maskelemeğe çalışacaklardır. Anestezüi operasyonu andıracak jlan bu nazik işin devlet yüksek Eaizli yeni tahvil ihracına gitmez;e muvaffakıyetle başanlabileceğili zannediyoruz. Mevduata ödenen faizler düşürülunce mevcud devlet tahvillerinin yüksek faizleri dolayısüe zamanZ ihrac fiatlarının hayli fevkine çıkması memuldür. Bu hâdise taakkuk edince devlet konversiyon ameliyesine başvurarak tahvillerıni düşük faizli obligasyonlarla değişirebilir. Bu da bütçeyi tazyık eden ımme borclan servisinın hafiflemesine ve bu yoldan devlet mali;sinde ferahlığa yol açar. Bahis me%zuu ihtimallerin tahakkuku ^in devletin istikraz siyasetine, ıele yüksek faizli tahvil ihracı işiıe nihayet vermesi şarttır. Merkez Bankasınm resmî iskonto ıaddini düşürmesi bankalann kâ•ını artürmaktan ziyade piyasada rediyi ucuzlatmak gayesini güt;üğünden bu tedbirin henüz hede•ine ulaşmadığını tekrar belirtmek ;teriz. Bankalann, reeskonttan gep.iş mikyasta faydalanamadıklannı ^eri sürerek resmî iskonto haddine jyak uydurmıyacakları önceden bimdığine göre, Merkez Bankasınm aran tatbikte acele ettiğini söylienlerin iddiaları pek aykın olmasa gerektir. Odunç para verme işleri kanununun tadilı ile bankalann ikraz muamelelerinde tatbik ettikleri faiz hadlerinde sukut temin edilince kredi işlerimizin düzeldiğine hukmedüebilecek miyiz? Bize kalırsa, bu tedbirler kredi meselemizin halli için kâfi değildir. Çapraşık veçhearzeden bu meselenin daha etafiı tedbirleri istilzam ettiğini tahmin ediyoruz. millî sermaye ile millî geliri arttırma işlerinde fasid bir daire içinde bulunduğumuz meydandadır. ikraz muamelelerinin genişletilmesi mev duatın artmasma bağlı olduğundan teşebbüs erbabma bol ve ucuz sermaye temin etmemize şimdilik imkân olmadığı kendiliğinden belirmektedir. Kredi darhğının yabancı sermaye celbi suretile giderilebileceği akla gelirse de bugünkü şartlar altında memleketimize kısa zamanda bol sermaye getirmenin pek guç bir JŞ olduğunu itiraf etmemiz icab eder. Yabancı sermaye halen kiı'u i=lere girmekten ziyade siyasî ve ilttisadi kanşıklıklardan korunmaya gayret etmekte ve bilhassa enflâsyona karşı emniyet tedbırleri aramaktadır Mevzuatımızdaki tahdidlerı kaldırarak yabancı kapitale serbest hareket imkânmı temin etsek, ecnebi sermayedar ve müteşebbisleıe heı türlü kolaylıkla beraber yuksek gelir de sağlasak bıle memleketimize hemen bir sermaye akını olacağına hükmedemeyiz. Bu iş sıyasî şartlann iyileşmesine ve yabancı sermayenin memleketimize alışmasına bağlıdır. Bununla beraber döviz işlerini kayıd altında tutan mevzuatta yabancı sermaye lehine geniş tadilâta gitmekte ve sermaye gelirlerine hareket serbestisi tanımakta daha ziyade gecikmemeliyiz. Yabana sermayeye icabmda asgarî rantabilite garantisi vermekten de çekinmemeliyiz. Bu işler yürütülürken beynelmilel malî piyasalan memleketimizdeki yatırım imkânlan hakkında tenvir etmeyi ihma] etmememiz icab eder. Bu hususta bilhassa bankalanmızdan himmet bekiemekteyiz. Yabancı sermayenin memleketimizde iş gormek için yerli sermaye ile işbirliğini tercih ettiği anlaşılmaktadır. Bu yol memleket menfaaüerine de uygundur. Sermaye arzının gelışmesinde yabancı kapitalden kısa zamanda büyük yardım bekleyemiyeceğımize göre bu hususta şimdilik fç imkânlara güvenebıleceğimiz anlaşılmaktadır. Tasarruf kudretimiz mahdud olduğundan vergi yolile cebrî sermaye teşkili de bu iş hem güçtür, hem de devletçılığe yol açmaktadır mahzurdan salım bulunmadığından piyasamızın daha bir m ü d ' det kredi darhğı çekeceği anlaşılmaktadır. Bu vaziyet karşısmda kredi darhğını hafifletmek ve faiz haddini indirmek için fuzuli sermaye talebini kısmak ve mevcud 6ermayeyi millî geliri süratle arttırabilecek yatınmlara sevketmek gerekecektir. Bu işin yürüyebilmesi için ilkağızda devlet istikrazlanna nihayet verilmesi lâzımdır. Yüksek faiz ödiyerek bol kredi alan devlet, sermaye piyasasmdan çekilince darlık nisbeten hafifliyecektir. Bundan sonra mevcud kredi imkânlarının ziraat, ticaret, sanayi, münakalât ve emlâk sahalanna plân daıresinde aktanlmasma gidilecektir. Bu arada istihlâk kredisi işinin de gözden uzak tutulmaması lâzım gelecektir. Bize öyle geliyor ki mevcud kredi imkânlarının kalkınma işlerimize makul bir tarzda tevziini sağlayacak bir mekanizmanın kurulmasma ihtiyac vardır. Bu yola gidilmediği takdirde tasarruf sahibleri aleyhine ucuzlatılacak olan krediden bugün olduğu gibi. dar bir sektör faydalanmağa devam edecektir. Kredi fiatını tanzim ederken mevcud sermayeyi millî geliri arttırma öl^usüne göre muhtelif istihsal" saha'arma tevzi edebilecek müessese Merkez Bankasıdır. Fakat bu iş için Merkez Bankasınm durumunu düzeltmek ve kendisine daha geniş hareket imkânı bahşetmek lâzımdu*. Merkez Bankasınm reeskont mekanizmasmın bugünkü haîıle işaret ettiğimiz işi başarabileceğini ummuyoruz. Bilindiği gibi bankanın reeskont kudreti, senedat cüzdanının âmme bonolarile bloke olmasmdan dolayı pek mahduddur. Kredi işlerimizin Merkez Bankası tarahndan nasıl yürütülebileceğini başjca bir yazıda tetkik edeceğız. NOT: Iktisadçılar Derneğinde «Faiz ve kredi politikamız» ile «Yabana sermaye celbi» hakkında geçenlerde münakaşalı konferanslar verilmiştir. S. Bekterle Dr. C. Birtek taranndan yapılan tebliğler ve bunlan müteakıb cereyan eden münakaşalar broşür halinde neşrolunacaktır. İHEM NALINA M1HINA İşfe onsın için. unan ordasu Başkomatanı Mareşal Papagos bir Ingiliz gazetesinin Atina muhabirine şöyle demiş: «Batı Avrupa, ıstilâ tehlikesine uğradığı takdirde Yunanistan, Türkiye ve Yugoslavya ittıfakı, takriben 60 tümenle müstevlinin kanadına karşı en ciddî bir tehdid te§kıl eder.» Yonan Mareşalının bu sözü üzerine Londrada çıkan haftalık bir Ingiliz dergisi «Giiney Doğu Avrupanın müriafaasm başhğı altında yazdığı yazıda TürkiyeYunanistan Yugoslavya askerî ittifakının ehemmiyetini belirterek üç devletin ordulan hakkında bazı mütalealar Ueri sürüyor. İşte Tıirk ordusu ve Türkiye için yazdıkları: «Türk ordusu 1922 den Kore seferine gelincıye kadar hiç harbetmemiş ise de Korede parlak bir surette temayüz etmişür. Bütün askerî mütehassıslar, Türk ordusunun en yüksek vasıflara sahib olduğunu soylemekte müttefiktirler. «Strateji bakımmdan Türkiyenin müdafaası güçtür; çünkü bu memleket, ajTiı zamanda Balkanlardan ve Kafkasyadan yapılacak bir hücuma uğrayabiür. iki cephe arasında, münakale bakımmdan fakir, geniş bir dağlık bolge mevcuddur. Bir cepheden ötekine bir kaç tümenin nakli için bile haftalara ihtiyac vardır. Fakat Doğu Akdenize yapılacak her taarruza karşı müthiş bir yan seddi ve maniası teşkıl eden Türkiyenin Boğazların müiafaasında, işbirlıği elzemdir.» İngiliz askeri muharriri, yazısı» nın sonunda Türk Ynnan Yugoslav ittifakmın ehemmiyetini tebarüz ettiriyor. Bu ittifakın, Batı Avrupanrn müdafaasına büyük yar dımı olacağını, Ortadoğunun emnlyetini bir hayli arttıracağını ve İngiliz Amerikan deniz hakimiyeti sayesinde mütemadiyen desteklenebileceğini ve takviye edilebileeeğini »oyledîkten sonra şöyle diyor: «Bu Ittifak, fi'len Boğazlann yegâne müdafaa imkânını teşkil edecek; bu suretle Atlantik devletlerine Karadeniz yolunu, bir harb halinde kat'î bir netice alabilecekleri bir bölgeyi açık bulunduracaktır.» İngiliz derglsinin stratejik görüşü doğrudur. Biz de daima böyle bir ittifakın lüzumu ve faydası üzerinde durdnk. Yalnız muharririn memleketimizden bahsederken «Türkiyenin strateji bakımmdan müdafaası güçtür» sözü dikkatimin çekti. Bu düsunce, Atlantik Paktı devletlerinden bazılannın kafalannda yer etmiş olacak ki Türkiyenin pakta alınmasma bir türlü razı olmuyorlar. Galiba dost Amerika da aynı mülâhaza ile bizimle bir itiifak akdine yanaşmıyor. İşto enım içindir ki biz de, taarruza uğrayabilecejrinıiz bütün cephelerda kuvvetli olmak için, askeri yardımın azamî dereccye çıkanlmasını isteyip duruyoruz. Uçan dairelerden birinin yerden alınıp biiyütülmüş rcsna «Uçan daireler» in s ı m nihayet çözülmüj ve an tayfalık bir rapor dört senedenberi dunya efkârını ır.eşgul eden bir muammayı aydınlatmıştır. Amerikan deniz kuvvetleri araşnrma dairesi başkanı Dr. Liddel'in hazırladığı bu raporun neşrine Amerikan hükumeti cartık gizli tutmakta hiç bir sebeb görmediği» için müsaade etmij ve bu raporun neşrile, chalk arasmda türlü rivayetlere yol açan mahud uçan dairelerin hakikt mahiyetinin anlaşümasım uygun bulduğunu» belirtmiştir. Asnmızın cn muammah efsanelerinden birini teşkil eden bu «uçan daireler» in kimisi hayal oldufunu söylemiş, kimisi de başka dünyadan gelen şeyler olduğunu iddia etmişti. Bugün Dr. Urner Liddel'in raporundan anlaşıldığına gdre «uçan daireler» hayal mahsulü değildir, elle tutulur, gözle görülür bir hakikattir. Fakat «daire» değildir, balondur. 33 metre kutrunda, plâstik maddeden mamul birer balon olan bu «acayib şeyler» Amerikan denız kuvvetleri araştırma dairesirün kozmik ışınlar üzerindeki tetkiklerinde kullanılmıştır. O işte çahşanların «gok kancası» adını verdıkleri bu balonlar havaya nrlaüldıktan sonra saatte 240 küometre gibi büyük bir süratle uçmakta ve yerden 30 bin metreye kadar yükselmekteydıler. Yalnız, 15 bin metreye kadar çıktıklan zaman yerden ve gökyüzünden (tayyarelerden) gorülebiliyor, daha yukan yükseldıkleri zaman gözden kayboluyordu. Bunun için, «uçan daireler»l görenler veya kovalamağa çıkanlar onlan ancak bir ıkı saniye müşahede edebiliyorlar, sonra izini kaybediyorlardı. verilmiştir. Hahrlardadır ki «uçan dairelerin» mevcudiyetinden dünya ilk defa 1947 senesinde haberdar olmuş, rivayetler ve hakikatten uzak tefsirler de ertesi ve daha ertesi sene birbirini takib etmiştir. Bu husustaki yazılara geçen sene daha az tesadüf edilmesi elde tefsir sekli kalmamasüe izah edilebilirse de asü aebeb, araştırmalann 1950 de daha küçük mikyasta yapılnu} olmasıdır. Bugün gene Dr. Liddel'in raporundan öğrendiğimize göre, «uçan daireler» in en büyüğünün ortasın da 76 kilo ağırlığında bir kutu bulunuyordu ki bunun içinde muhteUf ölçü ve kayıd aletleri vardı. Bunlar arasında, atom kuvvetin) ö'çen meşhur Geiger aleti de en mühim yeri işgal ediyordu. Balonlar Minneapolis'dekl «General Mills» fabrikalan taranndan yapümış ve Amerikanın hemen hemen her köşesindeki tecrübe istasyonlanndan, Büyük Okyanustaki Amerikan adalarından veya ttçaktaşır gemilerinden uçurulmuştur. Balonlar havada en fazla sekiz saat kalmıj ;e bundan sonra kutu kendüiğinden açılarak içindeki aletler paraşütle yere inmiştır. Ağırlıktan kurtulan balon, içindeki gaz bitinciye kadar göklerde uçmasına devam etmiş, sonra meç hul bir istikamete doğru uçup meçhul bir noktaya düşmüştür. İşte, tayyarelcrden veyı karadan görülen «uçan daireler» in çoğu bunlardır. B.ılonlar çak hızlı uçtukları için hakiki mahiyetlerı seyırcilerin gozunden kaçmış, kurcvî şekil ancak bir daire bıçiminde gönilebilmıstir. şikâyetçi Belediyenln uç gündenberl klâkson yasaglnı tatblk etmekte olduju malumdur. Bir kısım gürültünün azalmasından halk memnun lse de »okakta yüriımeyl bilmiyen bir çok kimselerin durumu karşısında bu yasagın tatbikı 50förleri «inlrlendirmektedlr. Belediye tramvay yolunda etrafına bakmaksızın yürüyen hallun takib ve cezalandırılması İçin slvil memurlar tayinlni düjünmektedir. Şoforler Cenüyetl Ba;kan veklll Mehmed Erdem dun kendislle göriijen blr munarririmize gunları •öylemisür: < Şoförler iki gündenberl cemlyet erkezme gelerek klâkson çalınmaması ıakkmdaki kararın fena neticelerinden rana yakıla bahsetmekte ve bu kararın latbıkmdan vazgeçilmesini istemektedirer.. Bir heyet halinde Vali ve Belediye ;aşkanı ziyaret edılerek bunun mah:urlarl bildırildl. Belediye Başkanı. bunun yalnız tramvay yollarında tatbik edilip muvazi yollarda tatblk edllmlyeceği vadınde bulunmuşlarsa da bu da ırkadaşları tatmin etmemektedir. Klâkon yasağı dunyanın hiç bir yerlnde Coktur. Bazı Avrupa memleketlerinde aalk daha dıkkatli yurüdugü İçin joıorler kendiliklerınden klâkson çalmamaktadırlar > Ortaşarkın iktisadî vaziyetine dair Birleşmiş Nilletlerin raporu Birleşmiş Milletlerin iktisadî ve içtimaî konseji şubatın yirmisinde Cenubi Amerikada Şili'nin başşehri Santiago'da on ikinci devre toplantılarına başlamıştır. Teşkilât tarafından t Ortaşarkın Ekonomik Durumu» hakkında hazırlanan rapor da ruznameye alınmıştır. Memleketimizin iktisadî vaziyetile alâkalı mülâhazalan ihtiva eden bu raporda bir mukaddeme ve istatistik eklerinden başka dört kısım vardır. Raporun chemmiyetli kısımlannı iktibas ediyoruz: artışıdır. Mısınn nüfusu 1937 de 15,9 milyon iken 1347 de 19,L milyona varmıştu:. Türkiyenin nüfusu 1940 ta 17,8 milyonken 1945 te 183 milyona çıkmıştır. (1950 de nüfusumuzun 21 milyonu geçtiği raporda zıkredilmemiştir.) Ortaşarktaki nüfus artışı vaktile mmtakanın geçinme imkânlanna uygun bir seyir takib ediyordu. Bu ahenk harb yıllan içinde nüfusta görülen arüşla bozulmuştur. Ortaşark bölgesinde ,harb yülannda haricle iktisadî münasebetler zorlaşmış bulunduğundan, hububat ziraati genişletilmiş ve bazı ihracat mahsulleri yerine zahire istih saline gidilmiştir. Netice itibarile harb yıllannda Ortaşarkuı toplu ziraî istihsali artmış, fakat bu artış yüksek nisbetlere varamamıştır. Mısırda istihsal (193438: 100), 1947 de 102 ye, 1948 de 115 e çıkmıştır. Türkiyenin aynı tarihlerdeki ziraî istihsal indeksi 100, 101 ve 120 dir. Ortaşark halen dünya hububatının Tc3 ünü ve dünya pamuğunun %10 unu istihsal etmektedir. Ham madde fiatlarında var Bir aralık öyle olmuş ki herkesin bahsettiği auçan daıreler» den bu balonları uçuranlar bıle şüphe Bu balonlarda kozmik ışınlann etnıeye başlamışlardır. Zira, balonsırlarını tesbit edecek ve ölçecek larm daire şeklinde görülebıleceğihassas aletler bulunuyordu. Bu i$, ni tahmin etmemiş'.er ve herkesin atom araştırmalarile ilgiliydi; zira diline destan olan uçan dairelerin kâinattaki kozmik ışın hâdisesi kendi balonlarından başka bir şey yeryüzünde patlaülan atom bora olacağını düşünmeye başİET.ışiarbaîannın esasını teşkil etmekteydi. dır. Fakat sonra «uçan daireler» in uçurduklan «Uçan daireler» deki aletler gök görülmesile onlarm yüzündeki atom infilâkı hâdisele balonlann tarihi birbirine uyduğu rini öğrenip bunlardan yeryüzün» için, bunların aynı jey olduğunu dekilere ders çıkarmak vazifesile anlamışlardır. mükelleftiler. «Uçan daireler» efsanesinin en Dr. Liddel raporunda diyor ki: heyecanh hâdisesi, Meksiko şehri «Bu araştırmalann atom bomba c:varında bir cesedin bulunması olsı imalile alâkası yoktur. Bizim muştur. Yanıp kömürleşmiş bir balonlar tabiatin atom infilâkından halde bulunan cesed, mahud dairebu kuvvetin sulh dünyasında kul lerin Merih yıldızından geldiği ve lanılması için bir çok yeni esaslar bu ölünün de bir Merihli olduğu ribulmamıza yardım etmiştir. Bu vayetine yol açmış, hattâ söylentiler husustaki bilgılerimiz ilerledıği ağızdan ağza şekıl değıştırerek, Metakdirde, bir gun olup bir bardak rihlılerin canlı olarak yere ayak suyu kaynatıp koskoca bir şehri bast klan bıle iddia edilmişti. Gene bugün öğrendiğ.mize göre, lsıtmağa muvaffak olabıleceğiz. Bu nu düşünmek ve ümıd etmek hiç bu cesed, auçan daireler »i takibe de boş bir hayal değildir.» çıkan Mantell adında bir tayyareAmerikan deniz kuvvet'eri araş cinin ölüsüdür. Zavallı tayyareci, tırma dairesi hükumetin deniz lâ gördüğü daireyi takib için çok yük boratuarlarına verdıği senelık 40 seklere çıkmış ve ihtimal havasıztnilvon dolar tahsısattan aldığı hktan boğularak tayyaresile berapayla çalısmaktadır. Bu dairenın ber düşmüştür. girıştiği en mühim teşebbüs, dünBugün bize uçan daireîer muamyanın «uçan daireler» muamma ma5inın içyüzünu anlatan Dr. Lideüe kaberriar olduğu bu esrprengiz del bir şey d?ha haber veriyor: tecrubelerdır. Araştırmcnın ehem Amerikan Deniz Kuvvetleri Araşmıyeti dolavısile tecrübe'er gizli tırma Dairesi yeryüzünden 40 bin tutulmuş, crtada dolaşan turlü riva metreye kadar yükselecek yeni bayetler karşısmda resrnî makimlar lonlar yapmak üzeredir. Bu balonve işi bilen kirnseler şimdiye kadar larla girişilecek daha geniş ölçüdehiç bir izah veya ifşada buîuhma ki araştırmalar sonunda atom infinı?vı tercih etır.ışlerdir. | lâkı ve kozmik ışınlar sahasında İ!k «gökv iizü ksncalan» 1947 de 1 çok daha mühim keşifler yapılacağı fır.aLılrr.:§, 43 ve 43 senelcrInde j tahmin edilmektedir. (Tempo'dan) bu faaliyete daha büyük bir hızl Irg:l.z atorr. âlımı Br. Alhbore «Aton ererjisı ve sanayıde tatbıkatı mevzu'u konferansınm lkinci kısmını ysrın saıt 17 de Fen Fakulte? rde verecek: ve fcu konferans Doç?nt Said Akpınar teirafından rurkceye tercome edi Belediye ceçimlerl münasebetlle Millet artisi tarafından tertlblenen bir toplantıda konusmsken Cumhur Başkamna hakaret ettigi lddiasile hakkında takiba:a başlanan emekli General Sadık Aldo;an hakkındaki davaya dun Asliye nci Cezada devam edilmiştir. Dunku oturumda Ankarada bulunan ahidlerin lstlnabe varakaları okunmuş. luruşma. diğerlerinin çağırılıp dinlennelerı için başka bir gune bırakılmıştır. Mılli Turk Talebe Blrl'ğırin Edebiyat F&ku.îesl Demeği dun Çlçek Pal&s loIşslz münevverler mevzuunda jir toplar.tl yapmıştır. Muhtellı flklrerln ienledildlğl bu toplantıda, bir •aporun hazırlanarak ilgilllere gönde•ılmesl kararlaştınlmıstır. Sadık Aldoğan aleyhindeki davaya dün bakıldı Işsiz münevverler Bazı terzıhanelerde çalı;an kalfalar, patronlardan fazla vergıye tâbl tutuldukları ve meselâ patron senede 360 lira verlrken kenailerinin 560 lırs gibi Jr vergi vermek mecburiyetinde kaldıklarını Böylıyerek içtimal adaletl sağlıyacağı umulan gelir vergisınden şıkâyet etmişlerdîr. Bu husust» Defterdarlıktan şu malümatı aldık: € Boyle bir vaztyet yokrur. Evvelce terzt kalfiları karneye tâbl idiler ve her sene cuz'î bir vergi verlrlerdi. Şımdı kaifalar uç sınıf uzennden goturu ergiye tâbi ktiınmışlardır. Bunlardan Irıncı ?ınıfa dahıl olanlara haftada 75 lira. ikıncl smıfa dah 1 olanlara 40 ve üçuncu sınıfa glrenlere 20 lira ucret takdır ed'lerek ona gore vergılendirilnışlerdır. Bazı terziler verdikleTİ kiranın düuk'uğü yuzur.den esr.af vergisine tâbl rdır. Bu \azıyette bulunanlara karrjn az vergi takdır ettığinden bazan patrorlarm bırmci sınıf kalfalardan az vergi ödemeleri mumkundur. Fakat şurası da muhakkak kı bu hal şamll bir mah'yet arzetmekteoır. Bu vsziyette bulunan beş on kişiyi Patronlardan fazla vergi veren terzi kalfalan Atom âliminin konferansı i Vefatmı teessjrie kaydettiğimiz eski tanbul milletvekili Ferıd Hamalın ceıazesl dun Çarşıkapıdakl evlnden taldırıiarak Topkapı aıle mezarlığına lefnedılmıştır. İstanbulda hamallar aranrda ilk teşkılâcı yaptığından dolayı h'amal soyadını a'.mış olan rahmetliin' cerazesmde akTabaları. do^tları le C. H. Partüilerden murekkeb ka)ajalık bir kaf.le ve bir hamal kafilesi lazır hulunmuştur. Ferid Hamalın cenazesi dün kaldırıldı AYŞE ÇİFAY ile Kücük UMAN Haberler ABDÜLKADİB îstanbul Nikâhlandılar. 12 mart 1951 M^lije Bakanlığı Hssab Uzmanı NECMİ YLCEL'in r GELİR \ ERGİSİNDE TUKK MLSIKISI KONSEKİ Beyanname Tanzimi Yakıncîa vereceğmiz Geür Vergi'.i beyannamelerini hazırlarken size en salâhiyetli bir yardımcı olataktır. Vergi oet\rEİleri Arnortisman nisbetleri Yapıştırılacak pvllar. MAÇKA TAŞL1K SÂRK GAZİNOSU Salonîarında verilecek konserlerin ilkıni 15 Mart Perşembe saat 21,30 da İNKILÂP KİTABEVİ Heemi Rıza Ahıskan takdım edecektir. Eilet ^atış yerleri: Valikonağı cadclesi SeHme Tek. No. 33 Tel: 81183 Necmi Kıza Mağazası Tel: 40633 ve Taşlık Gazinosu. 'TIB BAYRAMI 1 Bugün çıkan, bir tıbbî mizah dereisinin adıdır. Diplomasız Peyami Safa ve dığer imzalir. İstanbul, Ankara, İzmir, nasız Eskisehir ve Bursada bulacaksınız. Fiatı 50 kurus. anir, "1 * SAĞLIK ve Sosyal Yardım Mudurü Dr. Fa;k Yargıcı dün âni olarak hastpr.eleri tefttş etmıştır. Sağlık ekipleri ae smema otel, lokanta ve bekâr odaarını tathırata tâbl tutmuşlar. bu araa pis gorı;!en yerlerin sakinleri cezaı£ndı^ılmıştır. * ORTAKOY Fıkaraperver Cemlyetllin yılhk kongresi 18 31951 pazar î'jı .i ssat 10 da L'.do salcnlarmda Bkled'lecektir. * 18 3 951 PAZAB günü saat 15 te ;?"i:>ale zaferi senei devriyesi dolajısı'e Fatıhin Istanbula girış kapısı olan Etî:rne!capıya Şanlı Turk bayrağı meKredi davamızın düğüm noktası ra.=ınnle cekilecektlr. lemleketimizdeki sermaye kıtlığı•• BEYOĞLU bekçi tahsr.darlıgında * ;ul'jnduğu Eirada zimmetine lhtilâs ır. Bunun da sebebi tasarruf zihni u'etıle 1200 lira geçiren Halll İbrahim •etinin henüz gelişmeye başlaması 'dıida birl dun bu sucundan dolayı e tasarruf kudretimizin düşük olincı Ağır Cezaya seı kcdümistlr. * ISTANBUL •=erg.siT,n bu sene açı masıdır. Bilindiği gibi tasarruf, sa»bılmesi İçin Belediye Mecl'slnin yeni dece isteğe değil, geniş ölçüde kud ~t\r sergi komiserı ve komitesi seçmesi ete bağlıdır. Tasarruf kudretinin âzıtn gelmektedir. miyan da gelirdir. Nufus başına isabet eden millî gelirımiz pek düMart 14 ^emaziyelâhır 6 ) şük olduğundan halkımızın tasarruf yolu ile sermaye teşkili husuE X £ S unda eide bulundurduğu imkâna O £ & < r mahduddur. O Millî gelirimızin yükselmesi is6 14 12 23 15 44 18 15 19 45 4 35 V. ihsal işlerine bo! sermaye yatırma• E. 111.59 6.C9 9.29 12.00 1JO| 10.20 mıza mütevakkıf olduğuna göre IPU J I Mukaddemede Ortaşarkın 10 mil yon kilometre karelik bir sahaya yayıldığına ve 100 milyon nüfusu barmdırdığına işaret olunduktan sonra bu mıntakadaki memleketler arasmda ekonomik bağlardan ziyade kültür rabıtalannın mevcudiyetine temas edilmekte ve kültür birliğinin teşekkülünde Islâmiyetle Osmanh Imrapatorluğunun oynadığı büyük rol belirtilmektedir. Bilâhare Ortaşarktaki yeni geUşmelerden bahsedilmekte ve bu arada petrol kaynaklarının işletilmesıle bu mmtakanın iktisadî durumunda Ortaşarkta sınaî istihsal harb yılepey değişiklik meydana geldiği larmda ithalât zorluğundan zorkaydolunmaktadır. lanmış, harbden sonra ise mevcud Girış kısmının sonunda Ortaşark tesisatın genişletdmesıne ve yeni taki millî ekonomilerin birbirine fabrikalann kurulmasma başvurulbenzemesinin ve halkm hayat se muştur. Mıntakanın sınaî istihsaviyesindeki düşüklüğün bu bölge linde 1938 ile 1948 arssuıda görülen nın iktisadî bir ünıte teşkil etme artış şoyledır: Elektrik ^100, kösine engel olduğu tebarüz ettiril mür (Türkiyede) ^60, çelık (Tıirmekte, şurada burada görülen sa kiyede ve Mısırda ^200, şeker nayileşme hareketlerinin iktisadî 7c20, mamul tütün Tc60, alkollü içbünyede henüz esaslı tahavvül do kıler ^c50, pamuk iplıği %70, çığuramadığı misallerle izah olun mento Tc60, cam (Türkiye, Mısır ve Fılistinde) %400, kâğıd (Türkiye, maktadır. Raporun esas bölümlerinde aşa Mısır ve Filistinde) Tr200. Umumî ğıdaki kısımlar göze çarpmaktadır: sanayi istihsali 1838 de 100 den Tür kiyede 1948 de 156 ya, Mısırda 1947 Ortaşarkta iktisadî bünyenin tede 151 e çıkmıştır. Israil sanayiinde meli ziraate dayanır. Fakat yağışçalışan iş gücü 1939 da 100 den, lardaki noksanlık ve yağmurlardaki 1950 nisanında 206 ya yukselmiştır. intizamsızhk yüzünden bir kısım topraklar ziraate kapalı kalmaktaOrtaşarkın dünya ticaretindeki dır. Nüfusun takriben altıda biri hissesi 1937 de 7c2.7 idi. Petrol sevha>vanalıkla yaşamakta ve göçebe kiyatı ve artan ithalât sayesinde bu hayatı sürmektedir. Yağış noksanı nisbet 1949 da ^ 4 e çucmıştır. Bazı bu mmtakada eskidenberi sulama Ortaşark memleketlerinde ihracatın yolu ile ziraate başvurulmasmı is dörtte üçü bir veya iki maddeye tilzam etmiştir. Meselâ, pamuk bu dayanmaktadır. Amerika ile İngilusulle istihsal edilmektedir. Fakat tere ithalâtın %30 ilâ 40 ını temin sulama işleri, sermaye kıtlığından etmektedirlerf Ortaşark memleketgenişletilememiştir. Sulama ile sıh leri arasmda mübadele azdır. Mınhat işleri (sıtma) da alâkalıdır. takanın ithalât fazlasını bazı memOrtaşark memleketleri iktisadî leketler Import Export Banktan ve sosyal cihetten müşterek vasıf elde ettikleri kredilerle, Türkiye ise lara sahibdirler. Ancak Israil bazı Marshall yardımile kapatmaktadır. hususlarda komşularından farklı Ortaşark bugün dunyanın en mü durumdadır. Ortaşarkta. nüfus sür him petrol havzasıdır. Dünya petatle artmaktadır. Fakat artan nüfus rol ihtiyatlannın 23 ü bu mıntageçim sıkıntısı çekmektedir. Sağlık kadadır. Ortaşark, dünya petroluşartlanndaki noksanlık yüzünden nun halen beşte birini istihsal etölüm nisbeti yüksektir. Okuma yaz mektedir. Bu bölgedeki petrol sama bilmiyenlerin sayısı da çok ka nayiine yatmlmış olan Amerıkanbanktır. Millî gelirın ana kaynağı İngiliz sermayesi bir mılyar dolarziraat olduğu halde, sermaye ve dan fazladır. Petrolun çıkanlması, teknik bilgi kifayetsizliğinden bu nakliyesi ve satışı yabancı fınnasahadaki müstahsiliyet azdır. Bu larda olduğundan mmtakanın pethalin tabiî neticesi olarak Ortaşarroldan elde ettiği döviz miktan azkın millî geliri çok düşüktür. Bu dır. Ham petrol istihsali 1938 de 16 mıntakanın millî geliri Asya memmilyon tonken, 1949 da 71 milyon leketlerinden umumiyetle yüksek olmakla beraber Lâtin Ameıikadan tona çıkmıştır. Müstahsil memledüşüktur. Vaziyet, zaten düşük o ketler şunlardır: İran 27^ milyon, lan millî gelirin inkısamındaki bü Suudî Arabistan 232, Küveyt 12.4, yük farklar dolayısüe büsbütün va Irak 4.3 milyon ton.. İstihsalin üsthamet arzetmektedir. Ithalâtım tarafa Bahreyn adalanna ve Mısıra mahsul ve maden ihracile karşıla aiddir. Ortaşarkta petrol istihsal yamıyan Ortaşarkm tedıye muva masrafları Amerika ve Venezüelâya nazaran düşüktür. Bu sebebîe istihzenesi de açıktır. sal genişlemeğe namzeddir. Petrol Ortaşarktaki iktisadî temayüle işleri mahiyeti iktizası az işçiye ihgelince, nazan dikkati celbeden baş tiyaç gösterdıginden, çıkarma ve lıca mesele son otuz yıldaki nüfus tasfiye tesislerinde kullanılan iş Kore harbinin müzminleşip mevziî bir mahiyet alması ve Pariste Dış İşleri Bakan muavinleri konferansının işe başlaması üzerine dünya piyasalannda ham madde fiatlanndaki gevşeklik daha ziyade şayanı dikkat bir hal almıştır. Hububat fiatlanndaki hızh jdüşüş bilhassa göze çarpmaktadır. Bundan başka pamuk fiaünda da sukut vardır. NewYork pamuk borsası Bu sürate can kurbanî hâlâ kapalıdır. Fakat Mısırda fiatİzmitten 20 şubatta postaya velar düşmektedir. Amerikada pamuk rilmiş olan bir mektubu 8 martta borsalan açüınca fiatlann orada aldım ve postarruzın bu yıldu"im da düşmeğe başlayacağı anlaşılsüratine hayran oldum. Bu mektub maktadır. İzmitten İstanbula yaya gelen bir Londrada kalay fiaünda hisso adama verilseydi 17 günde 10 defa lunur derecede sukut vardır. Buna elime geçerdi. İzmıt postanesi gasebeb Amerikanın stratejik stok liba, bu mektubu kaplumbağalan hareketini yavaşlatması ve sivil da kıskandıracak bir vasıta ile kalay istihlâkindeki tahdidleri göndermiş. Doğrusu bu sürate can gevşetmesidir.* Beynelmilel piyasakurban. larda mart başındaki ham madde fiatlanru aşağıda kaydediyoruz: Buğday/Şikago 162951 23951 sentbuşel 260 1 2 240 1/2 Tıbbiycnin 125 inci jnldönümii bugün kutlanacak Mısır/Şikago Modern Turk Tıbb.yesinin kunıluşusentbuşel 188 3'8 176 1/4 nun 125 incı yıldonumu munasebetile Çinko/NewYork bugun saat 9 3n da Istanbul Universıtesi sentlibre 17 1/2 17 1/2 konferans salonunda bir kutiama toreni Bakır/NewYork ı tertıb edilm ştır. sentlibre 24 5'8 24 5/8, Kauçuk 'Londra penslibre 68 1/2 70 1/4 TEŞEKKÜR Kalay /Londra Ailemizden Bayan sterlinton 1510 (•) 1485 NAFİYE YARIMBIYIĞIN Ham maddelerm tevziini ve fiatvefaü dolayısilo cenaze melann kontrolu işini müzakereye rasimine iştirak etmek veya memur beynelmilel konferans telgraf ve mektubla acılanNewYorkta 1 martta toplantılarma başlam:ştır. 18 devlet murahhasuv.n rr.ızı paylaşmak suretile dei^tirak ettiği kcnferans celseleri ğerli alâkalsrını gösteren akgizlidir. Konferans alü komite haraba ve yakın dostlarımıza linde çahşmaktadır. Nisan basında ayrı ayn ttfckkürde bulunmühim kararlara varılacağı anlaşılmağa teessurlerimiz mani bumaktadır. lunduğundsn bu hususta muhterem gazeienizin tavas(*) 2321951 deki fiat. EUtunu rica ederiz. Yarımbıyık ailesi gücü geniş hacım arzetmemektedir. Ortaşarkta son otuz yıl içmde iktisadî bir gelişme görülmüşse de, MEVLÎD nüfus artışı bu gelişmsyi hemen İBRAHİM Fi:RİDUN (Faşa) tamamile massetmiştir. Ortaşarkta, VEFAİOĞLUnun diğer geri kalmış bölgelerde clduğu gibi sermaye kıtiığı ishhsali azlz rui".una ıthaf edJmsk uzere ikı^ct bium yı'ma rr.jsadıf 15 mart 1951 p^ düşük bb? seviyede tutmakta, is «err<be gıınü öğle namazırı mute^kîJ tihsalin kifayetsizliği de sermave Ter."k'ye Camıi Şer fınde jlev.ıdl Neteşekkülüne mâni olmaktadır. Bu bevi kıraat olur.acağıncan ıhvanı dinıa suretle meşhur fasid daireye dü teşrifleri rlca olunur. Eşi: Masu^ne Vc/fltopltl şülmektedir. Tasarrufta ve sermaHemşiresi: Saktbe Baötir yeleşmede görülen noksanlığı yabancı sermaye yatırımları telâfi edememektedir. SAYIN DOKTOB VE ECZACILABA Ortaşarkta ziraatin geri kalmasıBETALJİN Komprime aclı nın sebebleri şu hususlara irca' olumüstahzanma yeniden bol nabihr: Yağışlarda kifayetsizlik, miktarda niyasaya arzedilve intizamsızhk, teknikteki gerilirk; miştir. SAEPER Labcratutoprak mülkiyetinin dağıhşmda vc varı SuîtanshTied ziraî rejimde rastlanan ahenksizlik. Ecz. Mahmut Esen • Sanayiin geri kalmasının sebebleri ise şunlardır: İç piyasanın darlığı, ham madde kifayetsizliği ve çeşid noksanı, idarî ve teknik işlerde ıhtısas sahıbi eleman darhğı, sermayesizlik vesahe. Sermaye ve teknik eleman ciheöksürüğü keser. HKl tinden İsrail daha müsaid bir durumdadır. kaç yıldır devletin önderliğile zirsî Ortaşarkın iktisadî gelişmesini ipotek ve sanayi bankalan da kuhususî teşebbüs yürütmektedir. Mı rulmuj*ur. Türkiye ve İranda sansır, Israil, Lübnan ve Suriyede en yiin inkışafır.a âmme işletmelerii 2 düstrinin tamamı hususî sermaye dev'.et âmil ohr.uştur. elindedir. Bununla beraber rnshıOrtaşarkta maarıf ve sıhhiye i?yetleri iktizası sulama işferi, derr.ir lerini bizzat devlet başarmaktadjr. yollan, hava yollan, telgraf ve te Ziraî kooperatıfçilik de devlet H lefon devlet işletmesindedir. Bir mayesi altında inkişaf etmekted .. TURÂLI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle