03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 Ikinciteşrin 1938 CUMHURIYE1 Macera ve seyahat hikâyeleri Kap memleketindeki elmasîar Jak Breton, dış sahneleri C e n u b î Afrikada çevrilecek büyük bir filmin operatörlüğünü yap mak üzere buralara gelmiş, sonra arkadaşjarile beraber dönmiyerek sık ormanlık havalideyerleşip kalmiîtı Çünkü bir kere böyle uzak yerlere seyahat edilince adamakıllı zengin olma dan vatana dönmck hiç de akıllı kâri degildi. Afrika kıt'a sında lâalettayin herkesin gözlerine görünmiyen birçok sayısız servet membalan vardı. Onları keşfetmek fırsatını kaçır mak istemiyordu. Hatta Natal limanmdaki kahvede anlanlan korkunc hikâyeler bile onun cesaretini kırmamışn. Kuş uçmaz kervan geçmez sık ormanlarda bir takım sergüzeştlere atılarak hiçbir şey yapamadan geri dönmüş maceracılar, Kango ismi verilen yerli rakıyı çektikçe hikâyelerindeki mubalâga ve dehşeti artınyorlardı. Jak bunlardan korkacağı yerde bilâkis istifade ediyor, nerelerden gidilmesi, nerelerde konaklanması icab ettiğini daha iyi tayin edebiliyordu. Nihayet, bir gün düşündüğü seyahate çıkmağa kat'î surette karar verdi. Dur ban'da bankalardan birine memleketine dönmek için muhtac olduğu yol parasını yatırdıktan sonra, omzunda taşıyabileceği kadar küçük bir bagajla ormanlara gid«n patikalardan birinde ilerlemeğe başladı. Yolda birçok avcılara ve dcvekuşu tüyü tacirlerine rasgeldi, onlarla ahbab ol<iu.llk geceyi de Movvbray çiftliğinde geçirdi. FAYDAU BÎL6ÎLER | Farelerin aklı Fareler akıllı bir hayvan mıdır? Ya pılan tecrübeler bu suale kısmen «evet> cevabmı verdiriyor. Ta insaniyetin ilk devirlerinde Girid adasmda mabudlardan Teze, oradaki meşhur Labirent içi dolambaçlı kor.dorlarla kaplı sa ray a kapatılmış, orada yolu ancak bir fare sayesinde bularak kurtulmuş ve sevgılisi Ariande'a kavuşmuştu. Şüp hesiz bu bir efsanedir. Fakat son gün Bilmeceyi Çözenler merakh ^eyler] Bir îtalyanın sırtındaki dövme Afrika vahşilerinin vücudlerine dövme yaptırmaktaki merakları meşhur dur. Birçok medenî insanlar ve bahri yeliler de bu çeşid süslenmeyı severler. Fakat şimdiye kadar tesadüf olunan dövmeler arasında, Marsilya hastane lerinden b'rine ameliyat olmak üzere yatan bir Italyan amelenin sırtındaki , dövme kadar enteresanı görülmemi§ti. Movvbray hem avcı, hem de hayvan besleyip yetiştiren bir adamdı. Çiftlığind« bilhassa bu hususa ehemmiyet veri yor, ayni zamanda orman yolculanna lâzım gelen misafirperverligi göstermekten geri kalmıyordu. Çiftlikte her zaman kazan kaynar, anî gelen misafirlerin karmlarım doyurabilecek yemekler bulu nurdu. Mowbray'ın yegâne zevki ko nuklannm anlattıklan kısmen hakikî kısmen hayalî hikâyeleri, maceralan dinlemekti. Mister Mowbray bu akşamki milafirlerin* de güleryüzlc. Hos, geldiniz, safalar getirdiniz! Dedi. Movvbray yalnız yaşıyan bir adamdı. Ne kansı, ne de çtrcuklan vardı. Yalnız yerlilerden küçük bîr delikanlı misafirlere hizmet ediyordu Gencin sjrinliği Jak'm nazarmdan kiçmamıştı. Movvbray'a: Galiba, dedi, bu zenciyi kendinize evlâd edinmişsiniz! Movvbray: Klaas'tan mı bahsetmek istiycrsunuz? îsmini bilmiyorum.. Bize hizmet eden çocuk.. Evet, ta kendisi.. Bunu bir çapulcu çetesi annesinin babasmm yanından çalmış, başka bir tarafa götürüp köle diye satacaklarmış.. Parayı ben vererek elIerinden aldım. Klaas o zaman yedi sekiz yaşında kadardı. Nekadar büyümüş, Dik'le Felton bu safiyane lâkırdıları değil mi? O benim yoldaşım, ben de o gürültülü birer kahkaha ile karşıladılar. nun hem anası, hem babasıyım.. Yalnız gülmiyen ayakta duran Kiaas'tı Movvbray sözünü uzun bir kahkaha ve üç yolcuyu da ciddî nazarlarla süzüile bitirdi. Klaas kapıda efendisine köpek yordu. Genc zenci, misafirlerin üşüme kadar sadık nazarlarla bakarak bekliyor mesi için ocağa bir yığm odun daha atlMMiıtııııııııııııtııı ıı • ı ıı ı ıııi ıı 11 ıı ı ır ıııııı ııtıııııııııııı mıştı. Biraz sonra hararet o derece fazlalaştı ki Jak birkaç metre geri çekilerek yattığı yeri deği|tirmek mecburiyetinde kaldı. Sonra Klaas'a takıldı: Yahu beni kızartmak niyetindesin galiba! Klaas eğilerek Jak'm kulağına şu sözleri fısıldadı: Mister Movvbray'ın sıtma nöbetini hafifletmek için bana yardım ederseniz, ben de size elmas daman bulmanız hususunda muavenet gösteririm. Fakat ben doktor değilim ki.. Herhalde çantanızda biraz kinin vardır.. Ha.. Kinin istiyorsan o var.. Niçin bunu daha evvel söylemedin.. Al yav rum.. Teşekkür ederim, Mister Jak!.. Zenci memnun ve minnettar bir va ziyette efendisinin yanına gitti. Dik'le Felton gözlerinin önünde cereyan eden Güler Kâni Gürsu sahneyi merakla takib ediyorlardı. Klaas du. Bir iki adım ilerledikten sonra Jak'a dönerek pürüzsüz bir ingilizce ile: Efendim bana çok iyilik etri.. Münasib bir fırsatta kendisine büyük bir hazine bulup getirecek ve ancak bu suretle hakkmı ödeyeceğim! dedi. Mister Movvbray piposundan derin nefesler çekerekten cevab verdi: Aman o kadar zengin olmayı istemem.. Muhakkak başıma bir belâ gelir, hırsızlar, katiller etrafımda dolaşmağa başlarlar. Olduğum gibi yasıyayım, her zaman misafirlerim olsun.. Bu, bana kâ fi.. Klaas birden telâşla: Mister Movvbray, zannediyorum ki sıtma nöbetleriniz sizi yoklamak üzere.. Haydi, kalkm yataŞmıza uzanın!. Hakkm var küçük, hakikaten kendimi iyi hissetmiyorum. Bu mel'un Zambezi sıtması bir türlü yakamı bırakmıyor. Allah rahatlık versin baylar! Allah rahatlık versin, Mister' Movvbray! Bu hangar gibi yerde diğer yolcularla Jak yalnız kalmıştı. Herk«6 kendi piltpırtısına sarılarak uyuyacaktı. Jak'ın göz»kapaklan da, üzerlerine birer adam oturmu? kadar ağırlaşmıştı. Küçük kilimi yere serdi. Bavulunu başının altına yastık yaptı. Üzerine keten çadır bezini çeke rek uzandı. Tam dalmak üzere idi ki hayalmeyal kulağına şu mükâleme çalmdı. Dik ismindeki genc yolcu: Garib, diyordu, şu Oranj nehri hakkında bildiklerimiz çok az.. Şelâie nin garb tarafındaki arazi hemen hemen keşfolunmamış bir vaziyette.. Denizle dağlar arasına şimdiye kadar hiç kimsenin indiğini zannetmiyorum. Ihtiyar Felton lâkaydane cevab veriyordu: Diğer yerlerde ne bulduksa orada o vardır.. Bilirsin ki Grikalad vadisinde tam on sene bir zenci gibi çalıştım. Herhalde tek bir elmas parçası bile bulamadım. Ele geçirdiğim ancak karışık, bulasık bazı taşlardı. Onlarla ancak bir tüfekle diğer bir kısım av levazımatım tedarik edebildim. Yalnız istifadem şu oldu. Muhayyel madenler aramak ve vahşi hayvanlar peşinde koşmak zevkini kazandım. Jak, bavulunun üstünden başını kal dırdı ve derin derin içini çekerek lâfa karıştı: Ben, dedi, doğrusunu isterseniz elması fildisine tercih ederim. Çünkü yükte hafif, pahada ağırdır. lerde Berlinde yapılan tecrübeler eski zamanm bu masalmdaki hakikati kuvvetlendırecek bir netice vermiştir. Her tarafı aynalarla kaplı küçük mikyasta bir labirent'e müteaddid defalar konan fareler, her seferinde yolu bulup çık maya muvaffak olmuşlardır. Acaba fareler bu yolu akıllarile mi, yoksa sevki tabiilerile mi keşfediyorlar? Orası he nüz belli değil. Hayvanların ruhî haletlerile meşgul olan âlımler şimdi bunu anlamaya çalışıyorlar. Kediler ve musiki Kediler, biliyorsunuz ki bazan tek başlarına, bazan da birkaç tanesi bir likte musiki fasılları tertib ederler. Bu musiki fasıllanndan biz insanlar rahat sız oluruz. Çünkü mübareklerin mıyavamaları hiçbir notaya ve hiçbir tempoya tâbi değildir. Kendileri bize nazaran Bümeceyı doğru çozenlerden bize fo7 Fatıh Yavuzselım caddesı 54 No. toğraf gönderenlerin res mlerini bas da Sıdıka İnan. mıya devam edıyoruz. Fakat burada 8 Bolvadin ekmekçi Mehmedin oğresmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış lu Bekir Köktürk. olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat ka9 Uzunköprü ga7ete bavıi Kemal. zananlarm ismi her ayın ilk haftasmda 10 Gebze ilk okul 303 thsane Malkoç neşrolunan büyük listeye yazılır. Sol11 Galata Yazıcı sokak Zarif apardan sağa sıra ile: tımanı 12 No. da Lui Goldenberg. 12 Öğretmen okulu 51 Halid. 1 Emirgân Hamam sokak No. 1 de 13 îstanbul Vefa lisesi 317 Münif Muammer Kırkanlar. 2 Edırne İstiklâl ük okulu 199 Ke Akmanoğlu. 14 Kadıköy Talimhane Celâlmuh mal Oğur. tar sokak 12 numarada Süruri Tuğcu. 3 Çatalca Şube reisinin oğlu Nec15 Erzurum Erzincankapısı Cennetdet Zeren. oğlu sokak Orhan. 4 Hasköy Hüdaverdi gemisinde T. 16 Unkapanı Yesiltulumba 10 nuünef. marada Mustafa Pakvüz. 5 Denizli Tuğbayının oğlu O. Şengir 17 Erenköv kız lisesi 373 Jale Altan 6 Hadımköy dördüncü topçu alayı 18 Beyoğlu 37 nci ilk okul 222 Hüsnü. üstçavuş M. Noyan. Bu adam arkasma Leonard de Vinci'ntı meşhur Joconda tablosunun kahramanı Mona Lisa'mn resmini dövme olarak kodurtmuştur. Lâkin Mona Lisa orada diğer dövmelerde olduğu gibi sade bir renkte değil, esas tablodaki hakikî renklerile görünmektedir. Balıklar musikiden hoşlanırlar mı? Norveçte Joris Hıbbert isminde çok meşhur bir balıkçı vardır. Her zaman sayısız balık tutar. Fak^t avlandığı yere gizlice gider, kîmseyr ni belli etmez. Bir gün arkadaşları ( pusuya düşürmüşler ve haberi olmar!an kendisini takib etmişlerdir. Ne görseler beğenir « 2. iı ci teşrin bulmacası Bir tayyareci u çağından atlamış ve şu gördüğünüz yere düşmüştür. Eğan CBU bulraak isterseniz bu resmi üç renk kalemle boyayınız. Kalemler kırmızı, sarı ve mavi olmalıdır. Kır mızıyı işaretile f gösterilen yerlere, sarıyı işaretile gösterilen yerlere ve maviyi de X işaretile gösterilen yerlere sürünüz. Muhtelıf işaretle gösterilen yerlere ise onlara aid renk leri karıştırarak sürünüz. Ondan son ra tayyareciyi göreceksiniz. Bu bulmacayı tarif ettiğimiz tarzda halledip gönderenlerden bir kışiye 5 lira, bir kişiye 2 lira, bir kişıye 1 lira takdim olunacak, diğer 100 kişıye muhtelif hediyeler verilecektir. Cevabların siniz; Joris Hibbert demir atıp kayığmı emin bir yerde durduruyor ve birlikte etirdıği saksifonunu torbasından çıka rıp gayet hazin havalar çalmaya başlı yor. Bir saat içnde tam on yedi tane kiymettar ve nadir balık tutuyor. O zaman anlıyorlar ki Joris Hibbert musiki ile balıkları mestedivor ve a ğının içerisine düşürüyor. Şımdı Nor veçte diğer balıkcılar da bu usulü tat bika gırişmişlerse de, aradan henüz uzun bir zaman geçmediği için cidden avdalı olup olmadığını anlayamamış ardır. ^ böyle saçma sapan bir mukisi yaratmaj anna rağmen kediler bizim yarattığı mız tarzdaki muntazam musiki ile alâ kadar olmaktan geri kalmamaktadırlar. Fakat gerek şarkı, gerekse her cins konserler kedilerin üzerinde daima gıcıklayıcı bir tesir yapmakta, onları hoplatıp sıçratmakta, kızdırıp bağırtmakta ve sırtlarım kabartmaktadır. Bu vaziyetten âlimler, musiki ihtizazlarmın ve elektrik dalgalarmm kedile rin bevinlerindeki hücrelerde büyük bir aksi tesir yapmakta olduğu neticesini çıkarmışlardır. Fıkralar Satılık köşk Babam, Suadıyedeki köşkümüzü satmak istiyordu. Bir muharrir arkadaşma rica etti. Arkadaşı gazetede fev kalâde bir reklâm yaptı. Köşkümüzü dehşetli ballandıra ballandıra metetti. Tabiî bu reklâm yüzünden yüksek bir fiatla köşkü sattımz değil mi? Bilâkis, babam reklâmı okuyunca, bizim köşk amma güzel şeymiş.. Hiç böyle mal elden çıkarılır mı, diye sat maktan vazgeçti. Hayvanları tanıyalım Maymuna benziyen hayvanlar 2 nciteşrinin sonuna kadar «CumhuriMaymunlara benziyen ve onların cinyet gazetesi Çocuk Sahifesi> adres ne inden olan birçok hayvanlar vardır. gönderilmesi şarttır. Geç kalanlar mü Bunların ekserısme Madağaskar adasmda tesadüf olunur. Yalnız gündüz gezıp kâfat kazanamazlar. tozabilirler. Geceleri gözleri görmedi ği için bir tarafa sığınıp kalırlar. Makkatta ve Vari isimîerıni taşıyanlar bu nevıdendırler. Galagoslar tıpkı maymunlar gibi insana çabuk alışırlar. Medenî biriktirir! Küçük Faiz, Cumhuriyetin 15 inci yıldönümü münasebetile sokaklara asılmış vecizelerden birini okuvordu: «Vahşi tasarruf bilmez, medenî biriktirir!» Birden yanmdaki arkadaşının kula ğma eğilerek: Vahşinin de bir «îş Kumbarası» olsa, o da biriktirir, dedi. uzaklaştıktan sonra Jak'a kinayeli bir arzda: Artık zengin oldunuz demektir.. Jünkü genc zenci sizin elmas bulmanıza yardım edecek! Jak sakin ve heyecansız cevab verdi: Benim zengin olmaklığım sizin zengin olmanızı da temin edecektir baylar.. ,'ünkü ben sizden ayrılmak niyetinde değilim.. Maamafih bununla Klaas'ın vadine güvendiğimi zannetmeyin.. Verdi ;im kininler mukabili onlann ağırlığmca ;aş almak hulyasına kapılmadım. Eğer Mister Movvbray'ın ağrıları sükunet buursa kendimi kâfi derecede mükâfatlanmış sayacağım. Fakat ne oluyor?. Dı >arıdaki ağlamaları, haykırmalan duyuyor musunuz? Hakikaten Mister Movvbray'ın yattığı barakadan müthiş hıçkmklar, feryadlar geliyordu. Üç arkadaş hemen dışarıya fırladılar. Dik: Klaas'ın bu çırpmışma nazaran muhakkak bir felâket var!.. diye mml dandı. * "Arkası gelecek defa YAZISIZ HÎKÂYE Çocuk portreleri Lorıler ıse ancak HindistaHda bulu nurlar. Maymunla fare arasında bir vücude sah.b olan Aye Ayeler, yarasalar gibi kat'iyyen ziyadan hoşlanmazlar. Resimde gördüğünüz cinse ise gözleri nin kocamanlığmdan kinaye olarak «projektör> adı verilmiştir. Maymuna benziyen bütün bu hayvanların çoğu nun kürkünden, bilhassa güzel tüylü kuyruklarmdan ist fade olunur. Bakm. bu şekilde ve bu isimde hay vanları belkı de siz ilk defa işitiyorsunuz. Çünkü bu çeşid havvanlar dünva üzerinde o kadar nadirdir ki birçok kitablar onlardan bahsetmeği adeta lü zumsuz bulur. Halbuki her şeyi bılmek, bilmemekten iyidir, diye meşhur atalar sözünü bu hareketlerıle unutmuş olurIar. f 1 inci teşrin bulmacasında hediye kazananlarm isimteri pazartesi günkü sayımızda basılacaktır. "\
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle