Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 İkinciteşrin 1938 CUMHURtYET (Baştarafı 1 inci sahifede) Hatib demiştir ki: «Hakemlerin Macarları şükran ve minnettarlığını beyana mecbur eden ihiâsa makrun ı t mes'uliyetlerle malî olan mesaisi bütün Macarların anavatana kavuşmaları neticesini vermiştir. Birçok Macar kardeşlerimiz ve çok kıymetli ve tarihî birçok Macar topraklan gene yeni hududlann haricinde kalmaktadır. Fakat Münih kararlarının esası olan etnik prensip mucibince bu hal, içtinabı gayrlkabil birşeydi. Mademki iki büyük devlet, vermi§ oldukları karann mes'uliyetini kabul etmişlerdir, Macarların da verilmiş olan hakem kararını kabul etmeleri icab eder.» Başvekil, Macaristanın sırf delâil si lâhile ve Almanya, îtalya ve Polonyanın muzaheretile haklı davasını kazanmış olduğundan gurur ve iftıharla bahsetmiştir. Mumaileyh demiştir ki: « Macaristan, yirmi seneden sonra daha büyük olmuştur. Bugün, Macaristanın ilk sevinc günüdür.» îmredi, bundan sonra sarsılmaz ima nından dolayı Macar mületini mükâfata nail etmiş olan Cenabı Hakka teşekkür etmiştir. Liste dün alâkadarlara Prens Konoye Uzakşarka aid bütün muahedelerin Macar Başvekili bir nutukla Almanyaya ve tebliğ edildi Radyo ile muharririn bir Italyaya şükranlarını bildirdi; Macaristanda Maarif Vekâleti, Maarif teşkilâtmda umumî surette yeniden gözden geçirilmesini istiyor eserinin neşredilmesi yeniden bazı terfi, tayin ve nakiller ya(Baştarafı 1 tnd sahiiede) sında ŞanKayŞek'in defedilmesi şartile halk sokaklarda bayram yapıyor parak alâkadarlara bildirmiştir. Buna göHankeu'nun işgali Çin Japon anlaş bir tesviye sureti kabul edecekleri tahmin Nevyork'u birbirine kattı Çesko Slovo şöyle diyor: «Slovaklarla birlikte ayni kederleri hissediyoruz.» A. Zet şöyle yazıyor: «Macaristanla müşterek hudud meselesinde pek acı bir hayal inkisarı.» Polizni List, şöyle demektedir: «Millî facianın son noktası.» re Haydarpaşa Lisesi fizik muallimlerinden Zeki Şezin 30 lira aslî maaşla mezkur mekteb Yardirektörlüğüne, Said Özcelik, 60 lira aslî maaş ile Galatasaray lisesi Yardirektörlüğüne; Halime Pekeser, 40 lira aslî maaşla Erenköy Kız lisesi Yar direktörlüğüne, Müzik Oğretmen Okulu mezunlarm Rifat, 17,5 lira aslî maaşla Turgutlu orta mekteb müzik stajiyerliğiğine; İstanbul Üniversitesi îdare Hukuku Ordinaryüs Profesörü Sıddik Sami Onar, 25 lira aslî maaşla İstanbul Yüksek İktısad ve Ticaret Mektebi tcra ve İflâs Hukuku öğretmenliğine; Atıfa Ayzıt 25 lira aslî maaşla Beyoğlu orta okul Yardirektörlüğüne ; Münevver Kılıc, 48 lira asli maaşla Kasımpaşa orta okul ingilizce yardımcı öğretmenliğine; Kollej mezunlarından Mehmed Ali Üzümcüoğlu, 40 lira aslî maaşla Karagümrük orta okul fransızca muallimliğine, kimya şubesi mezunlarından Emel Yeğin, 25 lira aslî maaşla İstanbul Erkek Lisesi kimya stajiyerliğine; İstanbul San'at Metkebi muallimlerinden Cevdet Koçak, Izmir Bölge San'at okulu ağaç işleri atelyesi ve resim öğretmenliğine; Halide Zahid Turfan, 36 lira aslî maaşla Kadıköy (Pendik) yardımcı almanca öğretmenliğine; Mazhar Nazım Resmer, 30 lira aslî maaşla Ankara îsmetpaşa Kız Enstitüsü resim muallimliğine; Fen Fakültesi talebelerinden Saadet Angun, Cağaloğlu orta okul tabiî ilimler yardımcı öğretmenliğine, istanbul Erkek Terzilik Okulu matematik muallimi Şükrü Toloy, Edirne Bölge San'at Okulu muallimliğine tayin edilmişlerdir. mazlığının nihayet bulması demek değil edilmektedir. dir. Harb ancak yeni başlıyor. Bu vaziDört Çin şehri daha Japonlara yet Japon millet ve hükumetinin sarsılgeçti maz bir imanla nihaî gayeye varmak için Tokyo 3 (a.a.) Hankeu mmtakayüksek bir gayret sarfmı istilzam etmektesındaki Japon kuvvetleri, aşağıdaki dört dir.» Çin şehrini elde etmişlerdır. «Bütün dünyaya karşı iktısadî Kanton Hankeu demiryolu üzerinde harb» Puçi, Yangtse nehri üzerinde Kiaku, Nevyork 3 (a.a.) Nevyork Tay Sienninigin 28 kilometre cenubu şarkisinmis gazetesi, Japon Başvekilinin Çinde de Şaoling, Tungşanın 18 kilometre ?i açıkkapı siyasetine müteallik olan beya mali şarkisi Aypaşin. natının bütün dünyaya ilân edilmiş iktı sadî bir harb olduğunu yazmaktadır. Japonya, sadece Amerikanın açıkkapı prensipinin muhafazası hakkındaki Amerika talebine sert bir cevab vermekle kalma (Baştarafı 1 inct sahifede) mak, belki Hul'ün haricî ticaret millî Çemberlayn'in yakında Berlindekı İnmeclisi huzurunda prensiplerini izah etmiş giliz sefirine gönderilecek olan yeni plâolduğu ticarî mübadelelere müteallik Anı münasebetile Danziger Norposten şöymerikan hükumeti programının esasını le yazıyor: reddeylemektedir. «Teslihatm tahdidine müteallik olan Japon Maliye Nazırının sözleri ilk teklifler, Almanya ve bilhassa geçen Tokyo 3 (a.a.) Gazeteler, bu sa ilkbaharda Hitler tarafmdan yapılmış bah Maliye Nazırı Ideke'nin beyanatını olduğundan Berlinin îngiliz tekliflerini neşretmektedirler. kayıd ve şartsız tetkike amade olduğunu Mumaileyh, bu beyanatında «fedakâr farzetmek mümkündür.» Iıklar devresinin kapanmış olduğunu mil Çemberlayn Hitler mülâkatı mı? lete ihtar etmekte ve mesai birliğinde bu Paris 3 (a.a.) Bayan Tabui, Övr lunmasını istemektedir. gazetesinde İngiliz siyasetinden bahse Geçen aym otuzuncu günü akşamı Nevyork ve civarında, radyo neşriyatı yüzünden büyük bir kargaşalık çıkmış, ahali sokaklara dökülmüştür. Hâdise şudur: 0 gece, radyo istsyonu, meşhur İngiliz muharriri H. G. Wells'in, «Dün«• yalar Harbi» isimli eserinden yapılan bir senaryoyu neşredecekti. Piyesin mevzuu, Merihlilerin, hacerisemavilere binip yeryüzüne hücum etmeleri esası üzerinde işlenmiştir. Wells'in her eseri gibi harikulâdeiıklerle, fevkalbeşer hâdiselerle dolu olan bu eserin korkunc sahnelerini fazla realist bir şekilde neşretmeğe kalkışan radyo istasyonu önce hava raporunu vermiş, bu sırada, birdenbire, Merıh seyyaresinde gayritabiî intilâklar vuku bulduğuna dair bir haber neşretmiştir. Bunu, bir dans musikisi takib etmis., fakat ancak birkaç dakika süren bu musiki birdenbire kesilerek, onun yerine, bir tebliğ okunmağa başlamıştır. Dahiliye Nezareti başta olden yazısmda Çemberlayn'in tekrar Al mak üzere resmî makamattan verildiği manyaya gideceğine dair dün akşam in söylenen bu tebliğde, hacerisemavilere giliz gazetelerinde intişar etmiş olan ha binmiş Merihlilerin arza yaklaştıkları bildiriliyor, ilk tahribata dair malumat veberi tekzib etmektedir. riliyor, halka tavsiyelerde ve tenbihlerde Bayan Tabui ilâve ediyor: bulunuluyordu. «Çemberlayn'in bugünlerde BerlindeRadyo neşriyatını dinliyen ahali bu ki İngiliz sefiri Henderson'a Alman hükumetine tevdıi edilmek üzere, müspet korkunc haberleri işitince, yeryüzünü teklifler göndereceği muhakkaktır. Bu kaplıyacak olan boğucu gazlerden kurteklifler açık şehirlerin bombardıman tulmak için başlarına ıslak havlular saraedilmemesine karşı misaklar akdi ve bü rak sokaklara dökülmüşler, sığınacak yer tün meseleler hakkmda iki memleket ara aramak için koşuşmağa başlamışlardır. sında istişareler yapılması şeklinde ola Binlerce kişinin şaşkın şaşkın sağa sola koşuşmaları şehirde büyük bir panık caktır.» uyandırmış, halkı teskin etmek için, birMaten gazetesi, Londradan istihbar çok yerlerde zabıtanın müdahalesine mecediyor: • buriyet hasıl olmuştur. Sinemalar boşal«Çemberlayn'le Hitler arasındaki gö mış, Nevyork'un bombardıman edilmek rüşmelerin Noelden evvel yapılacağı tah üzere olduğu haberi ağızdan ağıza her min edilmektedir. Eğer bu görüşmeler, tarafa yayılarak tarif edilmez bir korku beklenilen neticeleri verecek olursa dört ve heyecan uyandırmıs,, tam o sırada, devlet yani Almanya, Fransa, İngiltere Nevyork'un birkaç mahallesinde elektrik ve İtalya arasında müzakereler icrasına cereyanınm tesadüfen kesilmesi, rivayetimkân hasıl olacaktır.^ lerin tahakkukuna bir işaret sayılarak umumî korkuyu büsbütün artırmışhr. Viyanada verilen karar Peşteyi memnun etti Orta tedrisatta yeni tayinler Japon Başvekilinin mühim bir nutku Wells'in mubalâğasınm beklenmiyen neticesi Nazırlar Viyanadan döndüler Viyana 3 (a.a.) Şvalkovski, bu sabah Praga gitmek üzere Viyanadan hareket etmiştir. Diğer taraftan Kanya da, Budapeşteye gitmek üzere Viyanadan ayrılmıştır. Slovak Başvekili Papayi edecek ziyaret İngiliz İtalyan itilâfı dün Londra'da tasdik olundu Prag 3 (a.a.) Slovakya Başvekili Tisso, yakında Vatikan'ı ziyaret etmeğe karar vermiştir. Rütenyada örfi idare Prag 3 (a.a.) Çeleka Ajansma göre Karpatlaraltı Rusyası hükumeti, ecnebi memleketlerden gelen tahrikâtçıların şimal hudud mıntakasında çıkarmakta oldukları kargaşalıklar münasebetile Volov mıntakasında örfî idare ilân etmiştir. Alınan haberlere göre bundan üç gün evvel Polonyalı tethişçilerle Çekoslovak jandarmaları arasında bir çarpışma ol Peştede sevinc nümayişleri muş ve bu çarpışma esnasında iki jandarBudapeşte 3 (a.a.) Viyanada vema ile birçok tethişçi maktul düşmüştür. rilmiş, olan hakem kararı alındıktan sonra Italyan gazetelerinin mütaleası muhtelif cemiyetler, muazzam bir nüma Roma 3 (a.a.) İtalyan gazeteleri, yiş tertib etmişlerdir. On binlerce kişi, hürMussolini ve onun siyaseri için bir zafer riyet meydanında memleketin şimal, şark, cenub ve garbmdan koparılıp alınmış ara telâkki etmekte olduklan Viyana mülâ ziyi temsil eden abideler önünde toplan katına uzun sahifeler tahsis etmektedirler. mıştır. Müteakıben halk, ellerinde meş'a Gazeteler, 1919 senesindenberi Mussolileler olduğu halde Tryanon muahedesin ni'nin Macaristan için adalet istemiş oldudenberi yarı çekilmiş bulunan millî san ğunu hatırlatmaktadırlar. Gazeteler diyor ki: cağın önüne gitmiştir. Bugün adalet tamamile yerini bulmuşBundan sonra halk, İtalya, Almanya tur ve hakem kararı Çekoslovakyanın ve Polonya sefarethaneleri ve nihayet memnuniyetsizliğine bais olmadan Maca Başvekâlet dairesi önüne gitmiştir. Talebe mümessillerinden birisi, Baş ristanı tatmin etmeğe muvaffak olmuştur. Gazeteler, Çekoslovakya hakkmda vekil îmredi'yi tebrik etmiş ve mumaileyh, vermiş olduğu cevabda, son haftalar zar dostane hisler izhar etmektedirler. Filvaki, fında memleketin asabını çetin bir imti Çekoslovakya, Popolo di Roma gazetesihana tâbi tutmiş olan hâdiseleri hatırlat ne göre, şimdi yenileşmiş bir vifak ve teşmıştır. Başvekil, hükumetin yalnız çok riki mesai havası içinde kendisine mürefhaklı olan Macar davasından değil, pek feh ve emin bir istikbal hazırlıyacak olan kıymetli olan Macar kanmdan mes'ul ol yeni hayatına başlamak imkânını bulacakduğunu söylemiştir. Mumaileyh, Maca tır. Messagero, işin henüz ikmal edilmemiş ristana çok müşkül bir vaziyette muzaheolduğunu, halledilecek daha bir takım ret etmiş olan kuvvetli dostları îtalya, Almanya ve Polonyaya karşı minnet ve meseleler bulunduğu mütaleasındadır. şükran hissetmekte olduğunu söylemiştir. Fransız gazetelerinin mütaleası Hatib, demiştir ki: Paris 3 (a.a.) Çekoslovakyadaki « Sevinc günlerini, çetin mesaî gün vaziyet ve Ciano Ribbentrop tarafmdan Ieri takib edecektir. Biz, askeri zihniyete, verilen hakem kararı münasebetile Pragnasyonalist ve etnik bir vicdana, hıristiyan da Figaro gazetesine telefonla şu haber ahlâkına ve içtimaî adalet hissine sahib verilmiştir: bir Macaristan vücude getirmek istiyo Çekoslovakya, pek ziyade heyecan ruz,» içindedir. Ve Viyana konferansı kararlaBaşvekilin sözleri halk tarafmdan sü rından müteessirdir. Tisso'nun Ribben rekli surette alkışlanmıştır. trop'la yapacağı görüşme neticesinde taAhali, bundan sonra Kral saraymm ö hassül edeceği tahmin olunan bütün ümidnünde toplanmış ve Naibi hükumet Ami ler boşa çıkmıştır. ral Horti'yi şiddetle alkışlamıştır. Çekoslovakya, Münih itilâflarınm akdi Japonya ŞankKayŞek'i istemiyor Ege sahillerinde yapılan kaçakçılık hareketleri (Baştaraiı 1 inci sahifede) kardeş yaşıyacaklarmı söylemiştir. Şehirde Cumhuriyet bayramı tezahüratının hararetini görünce: Atatürk yalnız Türklerin değil, bizlerin de atasıdır. Onun kurduğu temellere dayan,arak elbirliği ile yürüyen iki Çinlilerin mukavemet azimlerinin kırımilletin sevgi ve dostluğunun sonu yok lacağmı ve Çin zimamdarları arasında nitur. Bunu hiç bir kuvvet bozamıyacaktır. fak zuhur edeceğini ümid eden Japonla demiştir. rın muhasematın uzaması ihtimali karşı Şerefine, Muhafız Bölük Komutam tarafından bir ziyafet verilmiştir. Ziyafette, Türk Komutanı, Türk milletinin dost ve komşu Yunanlılara ve onu idare edenlere k,arşı derin bir sevgi taşıdığını, onları nerede görseler bir kardeş görmekten mütevellid sevinci duyduklarını söylemiş, kaza kaymakamı da ayni mevzu üzerinde durmuş ve buna misafir Başmüdür cevab vererek buradaki intıba ve tahassüslerini Yunanistana gidince matbuatta tebarüz et tireceğini bildirmiştir. Anastatos, gene motörle dönmüş ve uğurlanmışhr. Şanghay 3 (a.a.) Müşahidler, Japonya Hariciye Nezareti namma söz söyliyen zatın beyanatındaki «Japonya komünizm lehindeki ve Japonya aleyhindeki hattı hareketini terkettiği takdirde Kuomintang'la teşriki mesai etmeği reddetmiyecektir.» fıkrasile pek ziyade alâkadar olmaktadırlar. Japonya, Çine karşı değil, ŞanKayŞek'e karşı muharebe etmektedir. Müşahidler, Japonyanm bu hattı hareketi Kuomintang erkânı arasında tefrika çıkarmağa matuf bir manevra addetmektedirler. Müşahidler, bu beya natm Kanton'un sukutunu takib etmiş olan yarıresmî müzakereler icrası teşeb büslerinin suya düşmüş olduğu manasını ifade etmekte bulunduğunu söylemekte dirler. ( Marsilya yangınının kurbanları 72 yi buldu j Daha garibi, radyo neşriyatını dinli yenlerden pek çoğunun polis merkezlerine telefonlarla müracaat etmeleri üzerine bizzat zabıtanın da bu haberlere inanmış olmasKhr. Zat maaşları sahiblerinin T. sani 1938 ikinci altı ayhk yoklama muamelesi İstanbul Defterdarlığmdan: 1 4/11/938 tarihinden itibaren 25/11/938 tarihine kadar tekaüd, dul ve yetimlerin yoklama muamelesi yapılacaktır. 2 Yoklama her gün saat 9 dan 12 ye ve 13 ten 17 ye kadar devam edecektir. 3 Maaş sahibleri; fotoğraflı hüviyet ve maaş cüzdanlarile, resmî senedleri ve yoklama ilmühaberlerile ve imza yerine mühür kullanan maaş sahiblerinin isim ve soy adları yazıh mahkuk tatbik mühürlerile malul olanlar ayni zamanda maluliyet raporlarile birlikte mensub oldukları kaza malmüdürlüğüne müra caat etmesi ilân olunur. mek, bu sevgiyi zaa.fa uğratmak hayalinden geçmemişti. Ona olan düşkünlüğü hiç bir kuvvet karşısında sarsmtıya uğramıyacaktı. Böyle karşı karşıya hem memleket, hem de sevdikleri için ağlaşırlarken Serabın içli yüreğinde bir titreme daha oldu. Gözyaşlarının arasında yanık yüzlü, geniş alınlı, hâkim bir erkek belirsiz adımlarla yanına yaklaştı. Büyük ellerinin ateşini parcnak uclarından avuçlarına geçirerek ayrılacakları dakikada olduğu gibi gözlerine bakmıya başladı. Gene kalbine o siyah bakışlardan damla damla ateşler dökülüyor, gözlerile beraber ruhu da yanıyordu. Varlığının bir gizli ateşle tutuştuğunu bir kere daha kuvvetle duydu ve bu hissedişledir ki, ince kanadlarını tit rek alevlerin ucunda yakan bir gece böceği gibi titredi, ürperdi. Meçhul bir aşka bağlanıp sürükîenmekten korkuyordu. «Ahmed, hayatıma hükmedebilecek erkek!» içinde canlanan bu ses dudaklarından taşmadan gene kalbine dökülüyor, bu dökülüşle hızını büsbütün arthrıyordu. (Arkasi ror) tzmirde millî konser îzmir, 3 (a.a.) Dün akşam Halkevinde Vali ve Parti Başkanı Fazlı Gülecin de bulunduğu güzide bir halk kütlesi önünde Denizlinin Çal köyünden gelen sekiz kişilik bir heyet tarafmdan bir konser verilmiştir. Kaval ve sazla çahnan millî ve mahallî halk türküleri, dinleyicilerin Marsilya yangınindan bir görünüş takdirini kazanarak şiddetle alkışlanmışMarsilya 3 (a.a.) Marsilya faciası ler» mağazaları müstahdeminindendir tır. Konser hoparlörlerle bütün şehirde nın son bilânçosuna göre, 72 kayıb var 44 cesed enkaz altından çıkarılmış ve dinletilmiştir. dır. Bunların altmış altısı «yeni galöri yedisinin hüviyeti tesbit edilmiştır. lerimi yüzüne, gözüne süreyim» diye feryad ediyordu. ötede iki gene hiç konuşmadan, hatta birbirlerine bakmaktan ürkerek sabahı bekliyorlardı. Serab masanın karşısındaki geniş koltuğa gömülmüştü. Vücudu daha narin, yüzü daha ince ve gözleri harikulâde görünüyordu. Varlığından taşan birşey vardı. Alnmda, dudaklarında, boynunda meçhul ürpertiler dolaşıyordu. Bir bakışı ile ruhunun sükununu bozan askeri düşünmemek istedikçe, onun siyah bakışlarının ateşi durmıyan bir hızla kalbine geçiyordu. Göğsünün altında korkak bir vuruş vardı. Sanki yüreğinin gizli bir köşesine ateşten bir damla düşmüştü. «Sevmek için ne zaman, ne de yer bahis mevzuudur, diye düşünüyordu. Onu yabancı insanlar arasında gördüm. Bir dakika bile yalnız kalmadan. Ancak birkaç defa bakışlarımız birbirine değdi. Böy le olduğu halde varlığım, varlığının ardından sürüklendi, gitti. Sevginin vatanı olmadığı gibi müddeti de yokmuş meğer...» luyordu. Geçen her dakika doktorla ara5inda açılan uçurumu genişletiyor, daha yekdiğerinin gözlerinin hududu içinde olduklan halde birbirlerinden aynlmış, uzaklaşmış görünüyorlardı. Doktor Nafiz, bu son geceye büyük ümidler bağlamıştı. Aynlmadan önce gene kızm kilidli ruhu biraz kapısmı aralıyacak ve güzel gözleri sıcak, cana yakın bakışlarla kendisine vaidlerde bulunacaktı. O böyle düşünmüş, bunu beklemişti. O zaman gene kızm önünde bir gölge gibi yerinden süzülerek dize gelecek, bu sevgiyi ömrü oldukça mukaddes tanıyacağma yemin edecekti. Hayal, hakikatin derin mânası karşısmda daima yıkılmıya mahkumdur. Onîar birbirlerinden yekdiğerini sadece seven, sayan ve bağlılıklarınm temizliğine inanan iki dost gibi ayrıldılar. * * * reği. Dünyada hiç bir sevgi evlâd muhabbetinin yerini tutmaz. îleride bir gün bunu sen de öğrenecek ve bana hak vereceksin evlâdım. Bu ateşin ne olduğunu şüphesiz sizin kadar değil, fakat biraz ben de bilirim teyze. Ben de anasız büyüdüm. Ben de küçük yaşta kimsesizliğin ne demek olduğunu hissettiğim için belki vaktinden daha erken yeliştim. Fakat ağlamayınız. Mademki bu göz yaşları söylediklerimizi dilediğimiz anda bize geri verdirecek kudrette değildirler. Ah, diye Mürşide Hanım içini çekti. Onun hayatı yoluna bir ömür değil, bin bir ömrüm olsaydı bir dakika düşünmeden verirdim. Gene kız, kumral başını yaşlı kadının dizlerine yatırdı. O da ağlıyordu. Ana sevgisine uzak ve kapalı kalan gönlü, geniş yaprakh bir çiçek gibi açılmış, içine sıcak ve karışık hisler dolmuştu. Babasını düşünüyordu. Yıllarca kendi babası diye bildiği, annesinin yerine de sevdiği büyük ruhlu adamı gözlerinin önüne getiriyordu. Onu o kadar sevmiş, ona o kadar inanmıştı ki, hayatmın içli hakikatini öğrendikten sonra da bu sevgiden vazgeç Bir hafta bayram Budapeşte 3 (a.a.) Belediye reisinin bir emirnamesine nazaran Budapeşte şehri 3 teşrinisaniden 10 teşrinisaniye kadar bayraklarla süslenecektir. Çek gazetelerinin nesriyatı Prag 3 (a.a.) Gazeteler, Viyana tebliğini büyük başlıklar altmda neşret mektedirler. sırasında olduğu gibi, kendi zararına olarak memleketler amalinin tatmin edilmiş olduğunu hissetmektedir. Bilhassa dört mühim merkez, kendisinden alınmak istenilmiştir ki şunlardır: Bratislava, Nitra, Kosice ve Luselee. Almanların vaidlerine rağmen bu dört şehirden yalnız ikisi Çekoslovakyaya kalmıştır. Rütenyada teessür daha fazladır. ATEŞTEN DAMLA MÜKERREM KAMtL SU Serab dalgındı. Ahmedin, harb roman1 hi olsa ona bir ümid vermiş sayılırdı. Bu larında okuna okuna gene kız muhayyi ümidi örselememek, evinden, anasından, lelerine yerleşen kudretli bir erkek tipine memleketinden ayrılacak gene adamın hamalik olduğunu düşünüyordu. Onda gö yaline gölge düşürmemek lâzımdı. nülleri çeken bir kuvvet vardı. İnsanda Ahmed umulmadık bir anda, hiç bekarkasından yürümek, onunla beraber sa lenilmiyen bir gecede birden bire çakıp sövaşmak ve ölmek arzularım uyandınyor nen bir şimşek tesiri yapmıştı. Onun göz du. kamaştırıcı ışığına ruhunu kaptırmamak, beğenişini dostluk sınırlarından aşırmamak Serab, içinde fena bir duygu beslemeden arkadaşını öven, onu da anası kadar ve kalbini hummalı olacağım tahmin ettisevdiğini söyliyen iyi yürekli gence rik ği büyük bir aşkm alevine kapıp koyuverkatle baktı. Muhakkak ki doktor, büyük memek lâzımdı. Doktor çok düşünceli ve kırık görünüruhlu bir adamdı. Onun tarafmdan sevildiğini biliyordu. Gene adamın temiz yordu. Annesi son gece doya doya oğlusevgisi bakışlarında ve yumuşak hareket na bakmak, onu sevip okşamak istiyordu lerinde tütüyordu. Şimdiye kadar bu sev amma belki iki gene başbaşa birşeyler koo\ye karşılık vermemeyi aklından bile ge nuşur düşüncesi ile Ahmed gittiken sonra çirmemişti. Yurdu ateş içinde bocalama odasma çıkmıştı. Soyunmadan sedirin üs•aydı, bu hissî anlaşmayı bu kadar uzat tüne uzanmış, daha şimdiden başladığmı Tiıya belki lüzum görmiyecekti. Evlene sandığı derin bir hasret ateşi ile kıvranmı'im dediği zaman «sonra» demişti. Daha ya başlamışh. Kalbi: «Gel yavrum. Kümüsaid şartlar altında konuşmayı savaş çüklüğünde olduğu gibi gene başmı dizledönüşüne btrakmıştı. Bir sözü ile küçük da rime yatır. Senin için kuvvetini tüketen el Doktor uzaklaşır uzaklaşmaz annesi, varlığım bir külçe haline getiren ayrılık acısile gene kızı kollarına aldı. îçli gözyaşları buruşuk yanaklarmdan süzülüyor, göğsü hıçkınklarla dolup taşıyordu: Serabcığım, bu gözyaşlan seni üzKomşu bahçelerden horozların çırpımesin. Kusura bakma yavrum. Ana yünan kanad sesîeri ile keskin ötüşleri duyu