03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUKİYET 4 Ikinciteşrin 1938^ Evin perisi Değirmenci Hacı Arif Efendi değirmen taşlarından birinin çemberini yaptırmak üzere kasabaya gidecekti. Karısının hazırladığı ekmek çıkınmı aldı, damda bağlanan eşeğini dışan çıkardı. Hava bir az bulutlu idi. Esen rüzgârda yakın yerlere düşen yağmurun tatlı serinliği vardı. İhtiyar değirmenci boz eşeğine binerken, değirmenin kapısında duran kansma : Allah vere de yolda yağmura tutıılmasam! dedi. Aksi gibi, bu çemberi yaptırıp yarın yerine takmam lâzım. Bir taşın işlememesi bize günde en az on lira kaybettiriyor. Sonra eşeğini yola doğru sürdü. Kadm, kocası söğüdlerin gölgelediği ırmak kenarındaki yolda kaybolunca, başını salladı, ve içeri girdi. Değirmen taşının gürültüsüne uyarak : Irmak kenarında bittlm büı/üdüm. Cüzeller içinde aldım uürüdüm Kıymelimi bilene bir top sülüdüm Nidem dostlar sevda başım bürüdü Şerif Hulusi Behçef Sabit Erduran Ürolog, Operatör Hastalannı bugünden itibaren pazartesi, çarşamba, perşembe ve cumartesi günleri olmak üzere haftada dört gün görebilecektir. Adres: Taksim Bahçesi karşısmda Ceylân apartımanı. Dördüncü kat. Telefon: 49323 Profesör Doktor RADYO Ne tarzda aşk sahneleri oynamak istersiniz? Alman artistlerinden Güstave Fröhlich, Lida Barova, Lil Dagover, Hans Albers, Olga Çekova ve Maria Andergast'ın cevabları akşamkî program ) ANKARA: Uzun dalga 1639 M. 183 Kcs. Kısa dalga T.AP. 19,74 M. 15195 Kcs. > > T.A.O. 31,70 M. 9465 Kcs. 12,30 müzlk (türkçe eserler) 13 saat ayarı ve haberler 13,10 konuşma, moda hakkmda 13.25 müzik (küçük orkestra eski operetler) 18,30 müzik (neş'eli PD19,15 saat ayarı ve haberler 19,25 müzik (deniz türküteri) 19,40 konuşma 19,50 müzik (dağ türküleri) 20 müzik (Riyaseticumhur filârmonik orkestrası. Şef: Praetorius) 21 arabca söylev 21,10 müzik (şan konseri) 21,30 konuşma (Koca Sinanm birkaç eseri önünde) Yazan ve söyliyen: Ekrem Reşid 21,45 müzik (Süıanın duyduğu nağmeler: Seyid Nuh Itri 22,05 Sinanın duyduğu şiirlerden 22,10 müzik (17 nci asır) 22,45 bir operanm tamamı 23,45 son haberler ve yarınki program. türküsünü söylemiye başladı. îçinde sebebini bilmediği bir sıkmtı vardı. Vakit ikindiye yakındı. Bakkaldan yağ almak için köye gitmeyi düşündü ve kendi kendine: Bizim Haticelere kapıdan bir uğrarım! dedi. Hasbayı epeydir görmedim, özledim.. Aç, ben geldim, ben! Başma bir örtü aldı, ve değirmenden Hacı Arif efendinin haremi bu hiç bekçıktı. Çırak Ahmede etrafa gözkulak ol lenmedik sese kulak kabarttı, dinledi: masmı tenbih etti. Yolda yürürken esen Aç, benim ! rüzgâr kuzuların melemelerini, tarlalarKocasının sesi... Bu baskından kendan yükselen ot kokusunu getiriyor. Fa dini nasıl kurtaracak! Telâşlı bir halle, kat, kulaklannda mütemadiyen : bu felâketten kurtulmak çaresini bulsun diye, imamın yüzüne bakrı. Sanki, kocası Nidem dostlar sevda basım bürüdü. bu yağmurlu havada gökten değirmenin mısraının musikisi çınlıyordu. Köyun damları görününce, sevindi. Biraz daha yürü üstüne düşmüş bir yıldırımdı. Nerede ise dü. Köye girmişti. Şimdi, salına salına ikisini de yakacak. îmam ayakta durukahve önündeki büyük çınarın gölgesinde yor, gene etrafma bakmakta devam edioturan köy kızanlannın yanından geçti. yordu. Kadınm kendisine bir oyun oynaKöyün imamı Hafız Ömer Efendiyi göz dığma kanidi. Fakat, Hacı Arif efendilerinin içine bakar görünce, şaşırmadı. O nin haremi dolabdaki büyük zenbili hanun bu ihtiraslı bakışlarına yabancı değıl tırladı, gözüne tavanda asılı duran urgan di. Kahveden her geçişinde onu çmar di ilişti. Hemen yerinden kalktı, dolaba koşbindeki peykeye bağdaş. kurup oturmuş tu. Zenbili çıkardı ve hocaya: görürdü. Sanki, kadınm geçecegini birisi ona evvelden haber verirdi. Lâkin, kırmızı yüzlü, kır sakallı adam bu defa, evvelki karşılaşmalarda olduğu gibi, kadına bakmakla iktifa etmedi; arkasından o da bakkal dükkânına kadar yürüdü. Hacı Arif Efendinin haremi yağ alırken, imam da sigara alıyor, ve kadmın dolgun göğsünü, elâ gözlerini seyrediyordu. Biri önde, öteki arkada dükkândan çıktılar. Kadın Kolsuzların Haticeye uğramak üzere köyün yegâne demirci dükkânının yanından saptı. Imam pek ileri varamadı, bir avrat yüzünden herkesin gözünde küçülmekten korktu. Maamafi, köşebaşında durdu; ve kadınm dönüp bakmasını bekledi. Hacı Arif Efendinin haremi bir kapı önünde durdu, ve kapıyı çalmadan evvel köşe başına baktı. Imam hâlâ bekliyordu. Kadınm kulaklan gene : Nidem dostlar""' Aman, bunun içine girin! diye yalvardı. Adam bu emre itaat etti. Kadm zenbili saplarından urganla bağladı, ve tavana çekti. Imam yukarıda asılı bir vaziyette idi, ve kadın büyük tehlikeyi atlattığı için sevinçle koştu, ve kocasına kapıyı açtı. Hacı Arif efendi sırsıklamdı. Kapıda beklettiği için kansma çıkıştı, o : Uyuyordum. Gök gürültüsünü duy masam uyanamıyacaktım. Neden sonra kapının vurulduğunu duydum! cevabmı verdi. Değirmenci eşeği dama çekip bağladıktan sonra, karı koca odaya girdiler. Hacı Arif Efendi soyundu. Islak ayaklanm ocağm kızıl ateşine karşı uzattı. Değirmenci hava bozulunca, karısının evde tek basına korkacağını düşiinmüş, yarı yoldan değirmene dönmüştü. İkisi de, zenbilde asılı adamla beraber, dışardaki gök gürültülerini, yağmurun şakırtısını dinlediler. Fakat, biraz evvel korkunca imama sokulan kadın, şimdi kocasına sokulmuyor, yaklaşmak istermiş gibi arasıra zenbile bakıyordu. Karanlık içinde acaib şekillere bürünmüş olan taşları görünce evvelâ yüreği hopladı, hiç bir ses işitmeyince sakinleşti. Kadınla beraber odaya girdiler. Ocağın önündeki pöstekinin üstüne oturdular. İmam bağdaş kurmuş, kadın diz çökmüş vaziyette idi. Uzun müddet konuşamadılar. Karşılarında yanan alevde arzulannı kızıştırdılar, aralarındaki soğukluğu eritmiye çalışhlar. İmam bir iki defa kadınm canlı gözlerine, ateş gibi yanan dudaklarına bakmıya cesaret etti, fakat gözleri kadınmkilerle karşılaşınca, başını öne iğdi. Nihayet, adam dayanamadı, kadmın yumuşak ellerini tuttu, titrediklerini gördü. Eğer, bu elleri biraz kendine çekse, Hacı Arif efendinin haremi belki hemen dudaklarını uzahverecekti. Gece sanki sükutunu bütün ağırhğile bu birbirine susamış iki insanın üstüne çöktürmüştü. Bu ağırlıktan kurtulamıyorlardı. Fakat, adam birden kadını belinden yakaladı. Tam bu sırada siddetli bir gök gürültüsü ikisini de sarstı. Korkudan biribirlerine sokuldular. Fakat, rüzgâr çoktan şiddetlenmiş, yağmur çoktan dışandaki sessizliği harekete getirmişi. Onlar dalmış oldukları esrarlı ve dilsiz âlemde bu rüzgârın uğultusunu, sessizliğin hareketini işitmemişlerdi. Birden kapı çalındı : Döşeli, dayalı kiralık apartıman Taksimde Şair Abdülhak Hâmid sokağında bulunan Kasım Zeynel apartımanının dört numaralı dairesi son moda eşyasile döşeli, dayalı olarak tez elden kiraya verilecektir. Arzu edenler içinde oturan Bayan Zehra Zeynelle görüşebilirler. HARRY BAUR, BEYOGLUNDA Büyük ve dehakâr Fransız artisti HARRY BAUR ve Parisin en büyük tiyatrolarımn en mükemmel artistle rinden mürekkeb Komedi Fransez Trupu pek yakında şehrimıze muvasalat edecekler ve 11 ile 14 sonteşrinde Bey oğlunda Fransız tiyatrosunda temsil lerini vereceklerdir. Temsiller programı: 11 sonteşrin cuma saat 21 de BETNSTEİN'in kuvvetli piyesi. 12 sonteşrin cumartesi ve 13 pazar Süvarede: J A Z Z PAĞNOL'un en son piyesi Caz ve figüranlan sahnede, 14 sonteşrin pazartesi Harry Baur'un şerefine veda temsili olarak I S T E D i G i M Z E V C VERNEUİL'in güzel komedisi Biletler bugünden itibaren tiyatro gişesinde satılmaktadır. Yabancı merkezlerden (orta dalga) müntehab parçalar Operalar ve operetler 21,05 22,15 17,50 Beromünster: Windsor'un şen kadmları. Strassburg: Alceste. Büyük konserter Londra (Regional): Senfonik konser. 18,30 Stra&sburg: Orkestra konseri. 21,15 Laypzig: Çaykovski'nin eserleri. 21,35 Berlin: Beethoven'in eserleri. 21,50 Saarbrucken: Rus musikisi. 22,05 Stuttgart: Senfonik konser. 22,20 Varşova: Senfonik orkestra. 22.35 Roma; Orkestra konseri. 24,15 Hilversum I : Orkestra konseri. 19,15 Hamburg: Beethoven'in eserleri. 20,05 Stuttgart: Musiki incileri. 21,15 Kolonya: Alman Fransız musikl cemiyetinin konseri. 23,20 Luxenburg: Muhtelif parçalar. Varşova: Keman konseri. Berlin: Şopen'ln sonatlan. Stuttgart: Küçük konser. Doyçlandzender: Keman ve plyano konseri. 20,20 Königsberg: Plyano konseri. 21,15 Münih: Muhtelif parçalar. 21,35 Frankfurt: Schubert'in «Kas. seyahati» parçası. 22,35 Kolonya: Şan konseri. 17,35 18,05 19,05 19,35 S A MS O N GuMav Fröhlich Berlinden yazılıyor: Aşağı yukan her filmin mevzuu, ekseri edebî eserler gibi bir veya birkaç aşk macerasınm etrafında cereyan eder. Kordelânm başrollerini temsil eden artistler o eserde muhtelif aşk sahneleri yaratırlar. Muhtelif ıdiyorum, çünkü aşk sahnelermin nişanlıhk esnasında, itiraf zamanında, affetme devrinde birçpk ayrı ayrı şekilleri vardır. Her artist bunlardan bir kısmmı daha iyi oynar da, diğerlerini şöyle böyle ibda eder. Bu mesele etra fında Almanyanın tanınmış filim san'atkârları arasında bir anket yaptım. Neticesini hulâsaten bildiriyorum. Evvelâ Lil Dagover'e müracaat et tim. Kendisini bulmak için birçok defalar telefonla aradıktan sonra nihayet mütaleasmı alabildim. Son olarak «Yarm tevkif olunacağım!» filmini çevirmekte bulunan san'atkâr: Ben, dedi, arzu ettiğim aşk sahnesini henüz bcyaz perdeye aksettireme dim. Temsil ctmek istedigim aşk sahnesi şudur: Sevdiğim, amma pek çok sevdiğim bir insanın hatırasmı yadederekten bir aşk sahnesi yaratmak... Yapayalmz, sade sevdiğimi hatırlatan ve bende o büyük aşkın yeniden uyanmasına sebebiyet veren eşya arasında olacağım.. Maziyi gözlerimin önünde canlandıraraktan ebedî bir saadet duyacağım.. Hans Albers ekseriya gazetecilerle görüşmekten çekindiği halde müracaatimi memnuniyetle kabul etti ve benimle uzun uzadıya konuştu. Sualime şu cevabı verdi: Ben kendimden ziyade meçhulürn olan yüzbinlerce seyircinin ruhunu tat min için oynarım. Binaenaleyh onların hayat ve saadet idealini hayalen yaşamalarmı temin edecek aşk sahneleri yarat Lida Barova mak isterim.. Bunlar hengisidir, bilmi yorum, o halde her filmimde ayrı ayrı aşk sahneleri temsil etmeği tercih ederim. Olga Çekova'yı Berlin tiyatrolarından birinde temsil etmekte olduğu piyesin perde arasında kuliste yakaladım. Gülerek: Bence aşk sahnelerinin cinsi, nev'i ehemmiyete şayan değildir. Hangisi o lursa olsun onu bütün ruhum, kalbim ve mevcudiyetimle oynarım. Gustave Fröhlich'i Deutschlandshallede verilen bir boks maçının istirahat d«vresinde ele geçirdim. Sualime ccvab vermeği önce pek istemedi. Fakat evvelce gazetecilik etmiş olduğu için yakasmı benden kolayhkla sıyıramıyacağuıı anladığı için: Oynamasmı tercih ettiğim, dedi, sevgilimdcn ayrılma devresine aid olan aşk sahnesidir. Çünkü insan bir kadm dan ayrıldığı zaman, onun yerini ergeç diğer bir kadınm alacağına kat'iyyen kanidir. Gene artist Maria Andergast telefonda epey bir müddet tereddüd gösterdik ten sonfa şu itirafta feulundu: Bana hıyanet eden ve beni birçok beklettikten sonra dönüp gelen adamı affettiğim devre aid aşk sahnesini oynamağa bayılırım. Çünkü düşünürüm ki bu af çocuğumuzun saadetini temin edecektir. Ben o adamı iradem haricinde daima sevdim ve daima seveceğim.. «Meçhul kadın» filmini çevirmekte oIan güzel artist Licla Brova şık ve kokulu bir mektubla bana şu itirafta bulundu: Uzun senelerden sonra büyük fedakârlıklar göstererek kendisini bekîediğim bir erkegi ilk gördüğüm andaki heyecanımla bir aşk sahnesi yaratmak isterim.. Bakalım buna ne zaman nail ola cağım! Oda musikileri Solistlerin konserleri Fransız Tiyatrosunda ı Münir Nureddin Mevsimin ilk büyük 15 Teşrinisanı Salı Akşamı NÖBETÇİ ECZANELER Konserini veriyor A S T î Sinemada ^ Bugün : 2 Büyük Film 1 • Kahkaha ve Eğlence Fılmi Gör, işit, Söyleme Donanma Geliyor DICK POWEL tarafından FERNANDEL tarafından 2 Meşhur roman filmi Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerindeki nobetçi eczaneler şunlardır; Istanbul ciheti: Eminönünde (Minasyan), Küçükpazarda (Necati Ahmed), Akmdarda (Esad), Kumkapıda (Cemil), Bakırkoyde (Merkez), Fatihte (Universite), Eyübde (Hlknvt Atiamaz) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: İstiklâl caddesind« (Galatasaray), Tü • • nelde (Matkoviç), Galata Okçumusada CYe niyol), Fındıklıda (Mustafa Nail), Taksim Cumhuriyet caddesinde (Kürkçiyan), Kal> yoncukuUukta (Zafiropulos), Piruzağada (ErtuğruU, Şişlide (Asım), Halıcıoğlunda (Barbud), Kasımpaşada (Vasıf), Be§iktaşta (Nail Halid) eczaneleri. Kadıköy Muvakklthane caddesinde (8a » adet), Soğüdlüçeşmede (Osman Hulusi), Sarıyerde (Nuri), Buyükadada (Şinasi Rıza), Heybelide (Halk), Üsküdarda (İmra hor) eczaneleri. AKSiM sinemasıl 8u akşam KATE NAGY ve Büyük ve yeni programda iki büyük Fransız yıldızı Tashih Dünkü gazetemizin 4 üncü sahifesinin üçüncü sütunundaki teşekkür yazısın daki Hüsnü ismi sehven Hasan şeklinde yazılmıştır. Keyfiyet tashih olunur. t Mısraının musikisi ile zonklamıya başladı. Elile tuhaf bir işaret yaptı. Tam bu sırada kapıyı çaldı, ve Hatice göründü. Öpüştüler, kokuştular. Ayak üstü birkaç lâf ettiler. Kadm dostundan ayrıldı. Değirmenin yoluna döneceği zaman imama, bilinmez nasıl bir cesaretle, fakat kalbi şiddetle çarparak : Akşama gel ! dedi. tmamm kırmızı yüzü heyecan ve telâştan sapsan oluverdi. Birşey söylemeden geri döndü. Biri köyün kahvesinde, öteki değirmen taşlannın gürültüsü arasında gün ışıklarının sönmesini beklediler. Sürüler yavaş yavaş dönmiye başladı. Köy yollarını uzaktan gelen sevinc feryadlan doldurduğu sırada, köylüler birer birer kahveden kalktılar. Herkes evinde kendilerini bekliyen sıcak çorbanın başma koştuğu bir zamanda, köyün imamı, arzularm sarhoşluğile kendinden geçmiş bir halde, karanhk yollara düştü. Rüzgâr biraz daha siddetlenmişti, serinlik biraz daha artmıştı. Hacı Arif Efendinin haremi işçiler paydos ettikten sonra, değirmenin sokak kapısmı kapamış, odasma girmiş, ocaktaki ateşi yakmıya çalışıyordu. imamm karanhk köy yollarında gecenin ıssızlığına dolan ayak seslerini işitiyormuş gibi, her an yaklaşan sesleri yakalamak arzusile pencereye koşuyor, fakat, kimseyi göremeyince gelip yerine oturuyordu. Yol kısaldıkca imamm heyecanı artıyor, etrafın sessizliği fazîala?tıkça kadmın sevînci kalbinde sızı veren bir düzüm haline geliyordu. Tak tak kapı çalındı. Ocak kenarındaki taşın üstünde yanan muma gözlerini dikmiş olan kadın daldığı rüyadan uyandı, ve kapıya koştu. Karşısında kırmızı yüzlü, kır sakallı imamı görünce, evvelâ biraz geriledi. Fakat, derhal kendini topladı. Heyecandan eli ayağı titriyen zr dama : Buyurun imam efendi! dedi. Adam etrafına şaşkın şaşkm, ve ayni zamanda d'kkatle bakıyordu. Bir tuzağa düsmekten korktuğu halinden belliydi. ( Askerlik îşleri Şubeye davet Hacı Arif efendinin haremi zenbilin altını sarkmış görünce büyük bir heyecana düştü. Şimdi, parçalanıverecek, adam da odanın ortasına düşüverecek. Al sana bir belâ! Hacı Arif ikisini de kıtır kıtır bıçakla keserdi. Aman, buna bir çare. Kadın gerinmiye başladı. Kocasına : Efendi, benim uykum var! dedi. Sen de yorgunsun. Öteki odada yatak hazır. Gidip yatalım!.. Kocasını kandırabilse, o soyunurken, hemen zenbili aşağı indirecek, ve adamı dolabın içine saklıyacak. Fakat, kocası razı olmadı: Aman, hatun! Çok yoruldum, ben buraya uzanıvereceğim. Bana bir yorgan ver, yeter. Aldatamadı. Zenbilin altı çöküyor, hatta kopan kısımlardan imamm elbisesinin ucu görünüyor. Ne yapmalı ki... Nerede ise odanın ortasına düşecek. Kadınm heyecandan yüreği parçalanacak. Elile mütemadiyen boğazını uğuşturuyor. Haydi efendi, öteki odada yatalım. Canım, çok yorgunum. Senin nene gerek, ben burada yatmıya razıyım. Olmadı. Zenbilin altı biraz daha sarktı. Odanın ortasına ağır bir cismin düşmesile, kadınm mumu söndürmesi, ve bu düşen ağırlığm kapıya doğru koşması bir oldu. Değirmenci de yerinden fırladı, ve koşan şeyin arkasından seğirtti. Fakat kansı yolunu kesti: Aman efendi, ne yapiyorsun? O, herhalde evin perisi olacak. Maazallah çarpılırsın. O da neymiş' Evin perisi olur mu? Olur ya! Onlar olmasa, evlerin üstünden felâket eksik olmazmış. Bu konuşma esnasında imam kapıyı boylamış, soluğu sokakta almıştı. Yağ JEAN MURAT ın temsilleri PRENSLERİN GECELERİ Lüks içinde geçen Hissl ve aşk maceralannı gösteren büyük film J. Kesselin büyük romanından •JC Lionel Barrymore son çevirmekte olduğu «Noel şarkısı» ismindeki filmin bir sahnesinde kolu incindiği için çalış mağa devam imkânını bulamamıştır. O nun yerine rolü temsüe Reginald Owen çağırılmışsa da o da «üstadın deruhde ettiği bir role ben nasıl çıkarım?» diyerek bu vazifeyi kabulden imtina etmiştir. JT Annabella Londrada «Kocaları nızı gözetin!» ve «Frenchie» isimlerinde iki filim çevirecektir. •Jc Tanınmış İngiliz muharriri Ber nard Shaw'm «Sezar ve Kleopatra» ismindeki piyesi yakında filme çekilecektir. Bu kordelâda Kleopatra rolünü gene Fransız artisti Maria Dea oynıyacak tır. Maria Dea'nın bu vazifeye seçilmesine piyesin Paristeki temsili esnasında gösterdiği muvaffakiyet sebeb olmuştur. •^T Esmer güzeli Kay Francis «Centilmen gazeteciler» isminde bir filim vücude getirmektedir. llfiveten : Ekler Jurnal Yerlerinizi evvelden alınız. Tel : 43191 murda ıslanarak, çamurlu yollarda bata çıka köye kadar koşmu}, kendini sağ salim evine atmıştı. Hacı Arif efendi ertesi gün imama heyecanla : Aman hoca, dün gece bizim odaya ev perisi düşmesin mi? diye anlatmıya başIaymca, o içinden tövbe ve istiğfar edip kadınm fedakârlığına karşı duyduğu minnet hissile : Ev perileri çok mukaddestir! Onlar olmasa, halimiz ne olur! Başımıza gelmedik felâket, ukubet kalmaz! demişti. Fatih, Eminönü, Beyoğlu, Beşiktaş, Sarıyer, Bakırkoy askerlik şubelerinde kayıdh bulunan yerli ve yoklama kaçağı yabancı erattan 316 332 dahil doğumlu topcularla gayri islâmlardan 316 331 dahil doğumlu olup henüz askerliğini yapmamıg olanların s^vkedilnıek üzere hemen şubelerine mü racaatleri ve bunlardan bedel vermek lsti•^ Simone'Simon halihazırda Fransa yenlerin bedellerinin 10 ikinciteşrin Ö38 günü akşamına kadar kabul edileceği ilân da bulunmasından bilislifade eski bir da olunur. vasını tazelemeği ihmal etmemiştir. 1935 te ExportFilm kumpanyası tarafından Harry Baur'la birlikte «Siyah gözler» îrtihal Haydarpaşa lisesi edebiyat filmini çevirmeğe davet olunan artist muallimlerinden Baki Gölpınarlırun anmezkur şirketle akdcttiği mukavelede nesi ve merhum Şeyhulmuhabirin Bakendi isminin de Harry Baur'unki gibi ba Ahmed Efendinin zevcesi Aliye dün büyük harflerle yazılmasını şart koşmuş, sabah Hakka kavuşmuş ve öğleyin Se fakat filim gösterilmeğe başlandığı vakit yidahmed deresindeki merkadine defbu şarta riayet edilmediğini görmüştür. nedilmiştir. Hak Ehli beyte mülhak eyBundan dolayı mahkemeye müracaat liye. * * * ederek 60 bin frank tazminat istemişse de mahkeme ancak 4 bin frank tazminata Vefat Cezairi Bahri Sefid Valisi hükmetmiştir. Simone Simon işte bu se ve Abidin Paşanm torunu, Rasih Beyin, fer o karan temyiz ederek 60 bin frank oğlu Ali Dino dün Atinada vefat etmiştir. Kendisi çok tanınmış bir karikatütazminat talebinde ısrar etmiştir. rist olup Yunan karikatüristleri cemi •* ^ Avrupanın en güzel sayfiye yerle veti reisi idi. rinden biri olan Chamonix'de «Hayat ne Ali Dino, dört san'atkâr kardeşten en güzeldir!» isminde bir filim çevrilmskte büyüğü ve en kıymetlisidir. Kederdide dir. Bu kordelâda başrolleri Jean Ser ailesine ve dostlarma sabır ve merhuma vais ve Katia Lova oynamaktadırlar. tanndan mağfiret dileriz. C Olum Aynaroz Kadısı Türk san'atkârları, Türk Rejisör, Musikişinas ve Teknik Adarnları tarahndan, memleketimizde Hlme alınrnışt<r. Büyük Edibimiz Musahib Zade Celâlin ölmez eseri Ç Evlenmeler ) Nikâh Denizbank Neşriyat şubesi müdür muavini Lutfi Kökselle Bayan Saimenin nikâh töreni dün Beyoğlu Nikâh memurluğunda icra edilmiş, nikâh merasimini Güneş kulübünde bir toplantı takib etmiştir. Gene evlilere saadetler dileriz. i PEK Sinemasında B U G U N Fransızca sözlfl muazzam MOthiş Heyecanlı ve hârikulâde bir şaheser Harb Esirleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle