28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 Ikineiteşrin 1938 Atatürkün Âziz Cumhurreisimiz, Atatürkün ölümüne takaddüm eden günlerden ihbaren son nefeslerini verdıkleri dakikaya kadar bütün Türk milleti, derin, fakat sakin ve vakur bir ıstırab içinde idi. dakika sonra herşey bitmiş, Atatürk gözerini hayata kapamıştı. Irtihallerinden bir saat kadar sonra Sıhhî Müze Müdürü Dr. Nuri saraya gelerek Atatürkün yüzünün ve ellerinin mulajlannı almıştır. Müdavi ve müşavir hekimlerden, yalnız Profesör Neş'et Ömer Irdelp sarayda kalmış, diğerleri, dün öğleden sonra, evlerine dönmüşlerdir. Hekimler, bu sabah, saat dokuzda, tekrar toplu bir halde saraya giderek, Atatürkün na'şını usulen son bir muayeneden geçireceklerdir. Son Günleri Ankaradaki diplomatlar Dün neşrolunan tebliğ heyeti Hariciye VekiliIstanbul 10 (sua.) T ü r k i y e Cumhuriyeti hükumetinin resmî mizin nezdînde tebliğidir: Ankara 10 (a.a.) Bugün «aat 17 de Hariciye Vekili Doktor Aras Ankaradaki ecnebi diplomatlarını heyet halinde kabul etmiştir. Duayen bulunan Efgan büyük el çisi ekselâns Sultan Ahmed Han diplomatlar heyeti namına atideki beyanatta bulunmuştur: « Bay Vekil, Gerek kendi namıma, gerekse duayeni buhındugum diplomatlar heyeti ve temsil ettiğimiz memleketler namına zatı devletinize bu büyük mateminizden dolayı derin teessürlerimizle samimî taziyetlerimizi arzederim. Şunu da zatı devletinize arzetmek isterim ki, bu Büyük dünya adamınm zıyaı sizin mîDetiniz gibi her birimizin miOetini de »on derece müteessir etmiftir. Bütün kalbimizle bu payansız kederinize iştirak ediyoruz.» Müdavi ve müşavir tabibleri nin neşredilen son raporu Atatürkün dünyaya gözlerini kapadığım bildirmektedir. Bu acı hâdise ile Türk vatani Büyük Yapıasmı, Türk milleti Ulu Sefini, insanlık Büyük evlâ dmı kaybetti. Milletimize içimiz yanarak bu tarife sıgmıyan zıyaından dolayı en derin taziyelerimizi sunanz. Kederlerimizin tesellisini ancak ve ancak onun büyük eserine baglıhkta ve ariz vatanımızm hizmetrnde aranz. Şurasmi da herseyden evvel beyan etmeliyiz ki ölmez olan onun büvük eseri Cumhuriyet Türldvesidir. Hükumetiniz, içinde bulundu?umuz bu mühim anda bugüne kadar olduğu gibi dikkatle vazife başmdadır. Müesses olan nizamı ve vaziyeti idame hususunu, büyük Türk mflletmin hükumetfle tek vucud olarak teyid ve temin edecegine şüphe yoktur. Teşkilâtı esasiye kanununun 33 üncü maddesi tnucibince Büyük Millet MecKsi Reisİ Abdül halik Renda Reisicumhur vekâleti vazifesini deruhde etmiş ve Gene Teskilâtî e«asive kanununun ^4 üncü rnacMesi mucihince Bü^ik MilM MecKsi Herh*\ vo"! Reisicumhuru intihab en büyulî makanvna TesVîlStî esasiye kanununa före s^ecek zatm etrafmcla hülcumetiJ°. «sanlı ordnsüe ve bütün Inıvve*''" T;;rlç Tnillptî sars<lmaz bîr varlık olan»U toplanacak ve edecektir. g neladığunîz ıiz Atatürk **er vaUît T»""k T"'F**tîne çüven' 1 '. EserI P " " ' bu en'iver'l'» v»t)tj. Hamesi esr^^Tn' < a istîl'Tnal ederek güvep ^ V l>î;»nîlr rn'"°fı*Tniz)e bıraktı. rini *r"'kîve onun îzinde 1 •• Büyük Önderin rahatsızlığı salı günü akşamı saat 6,5 ta bitdenbire vahim bir hal almış ve artık bütün gayreilere rağmen mukadder akıbetin onüne geçilememişiir Neşredilen ilk tebliğde d« tasrih edildi| i gibi, Atatürk, karaciğerinden hasta idi. Geçen şubat sonlarında, sureti mahsusada davet edılen Fransız profesörü Fiscnje, Atatürkü ilk müayenesinde, kendilerini tcdavi eden hekimlerimizin teşhisinde isabet görerek, ona göre müdavata devam edılmesini tavsiye etmişti. Profesör Fisenje, bundan sonra memleketimize üç defa Bu muayeneyi müteakıb na'şın tahnit «daha gelmişti. Fisenje'den başka, Viyanadan gelen H . Epinger, Berlinden gelen dilmesi muhtemeldir. Millî matem ilânı ve büyük cenaze meFon Bergman isimlerindeki profesörler de, müteaddıd konsültasyonlar yapmış rasimi için Ankarada hazırlanan programın bugün Vilâyete tebliğ edilmcsi beklardır. lenmektedir. Geçen temmuzun 30 uncu günü raporlarda isimleri zikredılen hekimlerimiz, Istanbul, felâketi ncuu öğrendi? ilk defa olarak bir konsültasyonla Büyük Şefin o zamanki sıhhî vaziyetlerini tesbit etmişlerdi. Bundan sonra, müdavi ve müşavir doktorlar hastalığın seyrini bir an takibden hâli kalmamış ve Büyük hastanın başından son dakikaya kadar ayrıl mamışlardır. Büyük Şefımiz Atatürkün yürekler sızlatan ölümüne aid kara haber dün sa bah, şehir içinde, yıldınm süratile her tarafa yayılmıştı. Saat daha on bire varmadan, Istanbul bir anda matem havasına büründü. Yalnız caddelerde, değil, iç sokaklarda bile, yarıya kadar çekılmiş bayraklar, taraf taraf göze çarpmağa başHastalık mutad seyrinde devam eder adı. ken, 16 teşrinievvel pazar günü anî suretİlk ve orta mekteblerin kapılan hınca te hazmî ve asabî bazı tehlikeli âraz baş hınc kalabalıkü. Çocuklar, yarıya kadar göstermistir. çekilen bayrakların önünde toplanmışlarAtatürk, bu ilk tehlikeyi bünyesinin dı. Içlerinde teessürlerini zaptedemiye sağlamlığı ve emsalsiz enerjisile birkaç gün rek hüngür hüngür ağlıyanlar çoktu. süren bir buhran devresinden sonra, atlat Zaten, gözlerile ağlamıyanlar da özlerile mıştı. Fakat, hastalığın seyrini durdurma çin için ağlaşmakta idiler. Saat on üçe doğru, gazetelerin çıkar ğa imkân yoktu. Büyük Şefımiz, gün gündıkları ikinci nüshalar, görülmemiş bir teden, erimekte idi. Kendısine, son zamanlarda, gıda olarak ancak bir miktar süt halukle halk tarafmdan yağma edilircesile portakal ve elma suyu ve arada bir çor ne kapışıhyordu. Omründe, belki hiç gazete almıyan kimselerin, sokak başlannba verilebiliyordu. da, gruplar halinde toplanarak, nemli İlk krizden sonra. hastalık seyrine degözlerle Büyük Şefin ölümünü bildren vam etmekle beraber, Atatürkün sıhhî vaziyetinde hissolunur bir salâh kaydedıl resmî raporlan hecelemeğe çahjtıkları gömekte idi. Bu salâh, onun bir dakıkalık rülmekte idi. Bütün Istanbul teessürün en yüksek hayatı için, ömürlerimn birkaç senesini feda etmeyi seve seve göze alan, Atatürk derecesile, adeta kendinden yarı geçmiş çocukları için, açık bırakılmış bir ümid bir halde idi. Sinema, tiyatro, ve diğer kapısıydı. Fakat ne yazık ki, çok geçme eğlence yerleri büyük mateme hürmeten den bu kapının da kapanması mukadder kapılarını kapamışlar, afişlerini indirmişdı. ler, resimlerini kaldırmışlardı. Şehir tramvaylanndan birinde halkın teessürü Hariciye Vekilimizin mukabelesi Hariciye Vekili Doktor Aras cevab olarak demiştir ki: « Bay duayen, büyük etçiler, orta elçiler, maslahatgüzaıiar, Mümtaz mümessilleri bulunduğunuz dost memleketler naırına gerek kaybettiğimiz Ulu Şefimiz, gerek o nun ölmez eseri olan Türkiye Cumhuriyeti hakkmda gösterdiğiniz bu derin ve müessir sempati tezahürü Türk milletinin ve Cumhuriyet hükumetinin ruhunda menkuş kalacak hr. Samimî taziyetlerinizden dolayı bütün kalbimle teşekkür ederim.» İki genc mektebli kızm zaphna muvaffak olamadıklan gözyaşlan Yunanistanda teessür Atina, 10 (Telefonla) Türkiye Cumhurreisi Atatürkün vefatı haberi burada derin bir teessür husule getirmiştir. Müessif haber ilk defa olarak Yunanistanın Ankara elçisi tarafından şahsan Başvekil M. Metaksasa telefonla bildirilmiştir. Atatürkün vefatını öğleden sonra haber alan Yunan gazeteleri derhal hususî tabılar yapmışlar, ve Büyük Dâhiye sayfalar tahsisine başlamışlardır. Hariciye Vekâleti Müsteşarı Mavrudi Türkiye elçisi Ruşen Eşrefi ziyaret ederek hükumetinin teessürlerini bildirmiştir. Başvekil M. Metaksas telgrafla Türkiye Başvekili Celâl Bayara ve Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Arasa taziyetlerini bildirmiştir. Büyük Devlet Reisinin cenaze merasiminde Yunan hükumetini bizzat M. Metaksas'ın temsil etmesi kuvvetle muhtemeldir. Yunan Erkânı Harbiye Reisi Papagos, Yunan ordusunu temsil edecektir. Selânik valisi, Başvekil Celâl Bayara telgraf çekerek Ulu Şefin doğduğu şehir halkının sonsuz kederine tercüman olmuştur. onun •«rasatJ»'"«»ktir. Türk Caddelerde, fevkalâde günlere mahsus Atatürkün sıhhî vaziyeti, son defa, geYarı inik bayraklarile bir ecnebi Anadolu Ajansından en son bülteni çen salı günü akşamı (8 teşrinisani) saat bir kaynaşma vardı. Fakat bu sakin, musmüessese binası almak istiyenler 6.30 da, birdenbire vahim bir şekle gir tarib bir kaynaşma idi. Kalabalık arasınmiştir. Bundan bir saat evvel, kendilerine da, gülümsiyen bir tek çehreye tesadüf bir miktar meyva suyu içirilmiştı; neş'esi edilmiyordu. El sıkışmalarda, açık bir yerinde görünüyordu. Fakat, bir müddet sonra, hafif bir bulantı hissetmeğe başja tarziye manası vardı. Bilhassa genclik kütleleri arasmda te dı. Bu bulantı tedricen artmış ve Büyük hasta kendisini kaybederek komadan ev essür, son derece fazla idi. Üniversi velki vaziyete girmişlerdir. Çarşamba gü teden başlıyarak lise, orta ve ilk nü (9 teşrinisani) hastanın halindeki vamekteblere kadar, bütün irfan muhiti, tahatnet artmakta devam etmiştir. Gece yaklaştığı sırada, Atatürk tam koma devresi rif edilmez bir teessür ve heyecan içinde kalmıştı. ne girmişti. İlkmekteblerin dağılma saatinde, herHasta etrafındakilerin hiç birini tanımıyordu. Son saatleri yaklaştığı zaman, gün gülüşerek, şakalaşarak, kol kol cvlebütün müdavi ve müşavir tabibleri, başu rine döndüklerini gördüğümüz çocuklar, cunda idiler. Teneffüs bir aralık son dedün bütün çocukluk neşelerini kaybetmişrece sıklaşarak evvelâ 40 a kadar çıkmış, bir müddet sonra, tedricen 33 e inmiş lerdi. Mekteb kapılarında, başbaşa verip, Sokaklarda bir genc grupu Ajans bültenini okuyor ağlaşan yavrulan görenler de, kendilerini ti. O Büyük Adam, dakikadan dakikaya tutamayıp, gözyaşlanna serbest bir cereağır ağır sönüyordu. yan veriyorlardı. Seyyar satıcılar bile, bu Nıhayet, bütün maddî varhklara niha büyük ve millî matem karşısında seslerini yet veren insafsız ve âmansız ölüm, yata kısmıjlardı. ğında, ıstırabsız ve dalgın uyur gibi görüBir çok mekteblerde, öğleden sonra, nen büyük ve eşsiz insanı, aramızdan çeders okutulmamış, öğretmenler, çocukları kip aldı. Saat, sabahm dokuzunu çaldığı zaman, etrafma toplıyarak onlara, Atatürkün öAtatürk son dakikalarını yaşıyordu. Beş lümünden duyduklan derin heyecanı tesTek bir şeye ihtiyacımız kin ve teselli edici sözler söylemişlerdir. Duçar oldugumuz büyük zıya karşı vardır: Çalışkan olmak. Servet ve onun neticei tabiiyesi smda, bütün ecnebi sefarethaneler, kon soloshaneler ve ecnebi tabiiyetinde buluolan ref ah ve saadet yalnız nan müesseseler, bayraklarmı yarıya kave ancak çahşkanların hak dar indirerek millî matemimize iştirak etkıdır. Dün, Dolmabahçenin kapalı kapısı önünde bir intıba mekte idiler. Kemal Atatürk, Türkün tarive gönlünde daima yaşîya Diplomatlar heyetinin teessürü Ankara 10 (a.a.) Haber almdiğına göre, duayen bulunan Efgan büyük elçisi ekselâns Sultan Ahmed Hanın riyasetinde toplanan ecnebi devlet mümessilleri, bugünden itibaren cenaze merasiminin hitamma kadar ziyafet vermemeyi, kabul resünleri yapmamayı, elçiliklere yan bayrak çekmeyi ve teessürlerine bir nişane olmak üzere, bu akşam İş^tanbuldan avdet etmekte olan Başvekil Celâl Bayarı İstasyonda heyet halinde karşılamayı ve B. M. Meclisinin yarmki toplantısında da bulunmayı kararlaştırmışlardır. Dünyada her kavmin mevcudiyeti, kıymeti, hakkı hürriyet ve istiklâli, malik olduğu ve yapa cağı medenî eserlerle mütenasibdir. Medenî eser vücude getirmek kabiliyetin den mahrum olan kavimler hürriyet ve istiklâllerinden tecrid olunmağa mahkumdurlar. Ecnebi mümessillerin taziyetleri Ankara 10 (a.a.) Memleketi • mizdeki bütün ecnebi devlet mümessilleri Hariciye Vekili Doktor Rüştü Arasa, millî matemimize samimî iştiraklerini "Tjildiren taziyet mektublan cöndermişlerdir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle