Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET 3 Temmtız 1937 Marmara limanTürk Vekilleri Gergükte Doğruca Iarına gidebilecekler nasıl karşılandılar Hariciye Vekilimiz Dr. Rüştü Aras şerefine iki yüzden fazla kurban kesildi Taze yemiş, sebze ve balık gibi deniz mahsulâtımızı satm almak üzere gelen ecnebi bandıralı vapurlar limanımızda bekliyerek bu malları buradan almaktadırlar. Bu vaziyet iki noktadan mahzurlu görülmüştür. Taze sebze, yemiş ve bahklar istihsal merkezlerinden İstanbula gelinciye kadar vakit kaybolmaktadır. Bu mallar için bu yerlerden transit limanı olan İstanbula nakli için verilen ücretler mahsullerimizin maliyetine tesir etmektedir. İşte bu sebeblerden dolayı, Marmara adalarile bu civarda istihsal olunan malIarımızı almak üzere memleketimize ge len ecnebi vapurların doğrudan doğruya bu iskelelere giderek mal yüklemelerine müsaade edilmiştir. Bu karar bilhassa Marmara havzasının en mühim istihsal maddesi olan bahklarımızın daha iyi şartlarla satılmasında müessir olacaktır. Irak mehtubu Ecnebi vapurlar Büyük Harb felâkeiini kimler hazırlamıştı ? Bunda ikinci derecede âmil olan Kayzer işin bir Avrupa harbîne dayanacağını tahmin etmiyordu, maksadı Sırbistanı cezalandırmak ve Avusturyayı kendisine karşı bir kere daha minnettar kılmaktı Winston Churchill, «Le Journal» da] Harbi Umuminin içyüzüne ve mes'ul lerine dair neşrettiği bir makalede, 23 sene evvel patlak veren ve bütün dün yayı sarsan bu umumî facianm ilk per desini teşkil eden Saray Bosna cinayetini herkesçe malum olan tafsilâtile anlattık tan sonra, buna tekaddüm eden bazı teferrüatı da mevzuu bahsetmekte ve bil hassa, Arşidük François Ferdinand'ın İmparatorun rızası hilâfcna Kontes Chotek'le evlenmesinin, İmparatorla arasını açmış olduğunu anlatmaktadır. Chur chill'in makalesinde şayanı dikkat nokta, Arşidükle zevcesinin Saray Bosna'ya seyahat ettıkleri gün, orada alınan inzıbatî iedbirin, Avusturya Macar hükumetinin Arşidükün hayatına pek fazla ehemmiArşidük Fransuva Ferdinandla zevcesinin SarayBosnada yet vermediği kanaatini uyandıracak ka katlinden biraz evvle alınmış resimleri dar gevşek olduğu ve alay belediye dazırı olup, yüksek mevki ışgal eden insan carıstana tam bir muzaherette bulunaca» iresine gelmeden evvel atılan ilk bombadan sonra, Arşidükün, bombayı atan sui lar arasında nadir görülür derecede âciz ğını, İmparatora yazdığı bir cevabda kasdcı hakkında söylediği şu sözlerdir: bir adam olan Kont Berchtold, erkânı şöyle vadetmişti: «Sulha merbutiyeti malum ve müseî» «Onu kabil olduğu kadar çabuk asınız; harbiye reisi General Conrad von Hoetzendorf'un nüfuzu altında idi. lem olan zatı hükümdarıleri için Sırbistan zira, Viyananm kendisine nişan vermesi Askerden ziyade dipiomat ve sevkül üzerine yürümenin nekadar elim olduğu» ıhtimali vardır.» ceyşçiden ziyade siyaset adamı olan Con nu anlıyorum. Fakat, şayed Sırbistana Winston Churchill'in Saray Bosna rad, dahilî ihtilâflarla zâfa düşen Avuskarşı harb açmak lüzumuna kanaat gefaciasından sonraki hadisata tahsis ettiği turya Macirastan împaratorluğunu kuvtirdinizse, hahhazırm, tamamen lehiniz« ikinci makalesi, Harbi Umumî müsebbib vetli ve yırtıcı düşmanlarla muhat zan olduğunu nazan itibara almazsanız çok leri hakkında şayanı dikkat ithamları ih nediyordu. Bütün bu düşmanlar ittihad şayanı esef olur.» tiva ettiğinden onu aynen alıyoruz: ettiği takdirde Krallığm mahvolacağı Avusturya elçisi, kendi împaratoruna «Saray Bosna faciasını müteakıb, ge muhakkaktı. Bu itibarla, erkânıharbiye bu yolda rapor vermiş ve Kayzer, karaniş împaratorluk arazisi dahilinde yaşıyan reisi, bu düşmanlan ayrı ayn tepelemek nnı Başvekil BethmannHolvveg'e ve er« muhtelif ırklara mensub zümreler, müşte üzere, silsile halinde bir vikaye harbi kânıharbiye reisine tebliğ ettikten sonra tasarlıyordu. Norveç sularında seyahate çıkmıştı. Berchtold'un yardımile, imparatorun 7 temmuz sabahı, İmparatorun Ho » da fıkrini çelmeğe muvaffak oldu. Fakat henzollern yatı, içinde, milyonlarca insaMacar Başvekili KontTısza, Conard ile nın hayatını elinde tutan adam bulunduBerchtold'un Sırbistanla hesab görmek ğu halde, üç hafta müddetle seyahat ettabir ettıkleri bu harblere şiddetle mua mek üzere Norveç'e doğru yol alıyordu. nzdı. Felâketi tahrik ettikten sonra, ikinci Guitmparator mütereddid llaume, eğleniyordu. François Joseph tereddüd ediyordu. Hakikatte Kayzer, işin bir Avrupa Sırbistana taarruz eder ve Rusya, Avus harbıne kadar dayanacağını tahmin etmituryayı geriden bir tecavüze maruz bıra yordu. Maksadı, Sırbistanı Avusturya kırsa, Almanyaya güvenebılecek miydi? vasıtasile cezalandırmak ve Avusturya» Viyanadaki Prusya elçisi Baron Tschurs yı, kendisine karşı, bir kere daha minchky, şiddetten tevakki etmesini söyle nettar kılmaktı. mişti. Fakat bu tereddüdler çabuk zail Fransa ile îngiltere, harbden korkoldu. tuklan, yahud sulha merbutiyetleri, veya Kayser, kendi sefirinin muslihane tarzı sadece maddî ve manevî hazırlıktan mahhal aramak hususunda yaptığı teşebbüs rum bulunmaları dolayısile, Rusyayı, a lere dair olan dosyayı okuduktan sonra, çıkta durmağa ikna için ellerinden geleni evrakın üstüne şu meşhur derkenan yaz yaptılar. Rusya, İttifakı Müsellesin lü • mıştı: zumsuzluğuna kani olduğu için, ittifak«Tschurschky'ye, böyle hareket etme tan ayrılmak üzereydi. Merkezî İmparaEski Alman İmparatoru Vilhelm rek büyük bir kin ve nefret dalgasile Sır si için kim salâhiyet verdi? Baştanbaşa torlukların tek başına kalan Sırbistanm üsaçma bir hareket !Bu onun vazifesi de zerine elbirliğile atılıp onu mağlub etmebistanın üstüne atıldılar. ğildir. Bu işte ancak Avusturya bir ka leri ihtimali kuvvetliydi. Maamafih, ihtiyar împarator, tebaa rar verebilir. Teşebbüslerine nihayet versınm hiddetine iştirak etmiyordu. Kont Ve, Viyanada toplanan vükelâ mecde Paar, müthiş haberi kendisine bildir sin. Manasız şey. Sırplara karşı harekete lisinde: «Harbin tevakkisi imkânsız bif diği zaman, İmparatorun ilk sözü şu ol geçilmelidir, hem de pek yakında...» hale getirilmesi için» Sırbistandan, kabul muştu: Birkaç gün sonra Prusya elçisi, Fran edilemiyecek kadar ağır taleblerde buluı « Müthiş birşey; Allah, kendi'ile is çois Joseph'in huzuruna çıkmış ve ona nulmasına karar verildi. tihza edilmesine müsaade etmez... Benim, şu cevabı götürmüştü: «împaratorum, AAvusturya Hariciye Nezaretinin giz * maalesef, hürmet ettirmeğe muvaffak o vusturya Macaristanın vereceği her tür li dosyalannda, üç sene evvel hazırlan lamadığım an'anevî mzamı, daha büyük lü kat'î karara muzaheret gösterecektir.» mış bir vesika vardı. Kullanılması zamabir kuvvet tekrar tesis etmiş oldu...» Esasen son derece müteheyyic bir hale nı artık gelmiş olan bu vesika bir ültimaFakat, François Josepf, uzun ömrünün gelmiş olan müttefik bir milleti tahrik tomdu. Bu ültimatomda, Avusturya, düşson felâketlerini mütevekkilâne karşıla için bundan daha açık bir teklif tasavvur manma karşı duyduğu bütün kini ifade makla, hatta bunları Allah tarafmdan ge edilemezdi. edıyor ve o zamana kadar söylemeğe celen bir himaye telâkki etmekle beraber, Kayzer, 5 temmuzda, Avusturya saret edemediği şeyleri yüksekten söylüeline geçen fırsattan istifadeyi de ihmal Macar elçisini Potsdam'a öğle yemeğine yordu. Bu ültimatomda bir iki ufak değietmiyordu. Hadisatm artık süratle inki davet etti. Elçi kendisine, François şiklık yapıldı, zemin ve zamana muva şaf etmesi mukadderdi ve bunun önüne Joseph'in şahsî bir mektubile Viyananm fık bir şekle konuîdu. hiç kimse geçemezdi. plânlanna dair bir takım izahat verdi. Vıyana saraymm karan, Belgrada 23 Avusturya Macaristan Hariciye Na Buna mukabil, Kayser, Avusturya Ma temmuzda tebliğ edıldi. Makinede yazılan bu birkaç sahife yazı, hiç kimsenin kimse görmedim. ü. tahmin edemediği birşeyi daha ihtiva Görüyorum ki beni pek düşünüyor Mekteb arkadaşlarından kimse de edıyordu ki, o da Habsburg İmparatorsunuz. Gelecek efendi genc değil midir? gelmedi mi? luğunun, Büyük Petro Rusyasının ve Bana genc diyebilirseniz ne âlâ... Bısmark Almanyasının idam kararıydı. Hayır... Sanmm oturduğu yeri Madam Roza bir kahkaha daha fır gizliyor da. Harbi Umumî felâketinin hakikî selattı ve bu musahabeden pek memnun 0beblerini izah ve isbat için, yirmi üç seKapı çalmdı. Madam Roza misafi larak ayağa kalktı. Yandaki odaya geçnedenberi birçok sözler söylendi. rinden müsaade istiyerek gitti, kapıyı açti. Bir tek kıvılcımla tutuşacak bir barut tı. Gelen Leylâdı. Burası yemek odasıydı. Büfeden tatlı fıçısı haline gelen Avrupanın tutuşmasıGenc kız, beyaz bir bluz üstüne lâcicıkardı, bir tepsiye koyarak misafirine na sebeb olan hâdiseleri ve bu hâdiseleverd kostüm tayyörile son derece sade ikram etti. Artık aralan pek tathlaşmıştı. rin müsebbiblerini araştırırsak şunlan göbir kıyafet, fakat tazeliğinin ve güzelli Madam Roza vakit geçtiği halde Leyrürüz. ğinin verdiği itinalı bir tuvalet içindeydi. lânm dönmediğini görerek: Evvelâ, Saray Bosnada Arşidükü ölMadam Roza ona gülerek: düren adam gelir. Şaşılacak şey; dedi. Leylânın bu Havadisim var!..« Sonra, bir dünya harbi tehlikesini, bikadar sokakta kaldığı hiç olmamıştır. Diye yukanda bekliyen baba dostunu le bile göze alıp, Almanyanın AvusturHele sabah sabah... Demek pek az sokağa çıkıyor. Hiç haber vereceği sırada kapı tekrar çalındı. yaya muzaheret edeceğini söyliyen adam geleni, gideni, eşi dostu yok mu? Onu Leylâ henüz taşlıkta ve Madam Roza ve nihayet, Sırbistana hitaben yazılan ülnm sözünü bekliyordu. Kapı açıldığı sı timatomu kaleme alan ve gönderen adam. sinemaya, gezmeğe götüren?.. rada biraz geri çekilerek bekledi. Ancak İşte Büyük Harb faciasının başlıca şa Bugüne kadar ne erkek, ne kadın yüzünü görmediği binsinin Madam Ro hısları bunlardır. Fakat, bunlann arkabir tanıdığını görmedim. zaya: smda, yüzlerce yüksek memur, ayni cürYabancı adam şüpheli bir bakışla: Leylâ Hanımi görmek istiyorum! mün tahakkuku için, azim ve imanla ça Hele hele... dedi. On sekiz, yirmi Dediğini işitince hayretle ortaya çıktı hşmışlardır. yaşmda bir kız... Beyoğlunun göbeğinFakat, Roma İmparatorluğunun inkıde, yapayalnız otursun da eşi dostu ol ve kapıyı çalan gencle karşı karşıya masın. Benden saklamayınız Madam geldi. Bu İrfandı. Onu görünce Leylâ razındanberi, dünya yüzünde görülen bu en büyük facianm asıl mes'ulleri, harbi Roza... donmus kalmıştı: intac eden harekete şahsan iştirak etmif Hayır efendim, ne saklıyayım. İlk îrfan! olaulardır.» defa ziyaretine gelen sizsiniz. Başka (Arkası var} SABAYBOSNA FACİASINDAN SONRA Bir tngiliz takımı Âmerikada İngiltere lik şampiyonasmda ıkinci olan Karlton Atletık takımı Florida muhtelitile yaptığı maçı 4 1 gibi büyuk bir farkla kazanmıştır. İngiliz takımı Âmerikada daha dokuz maç yapacaktır. Galatasaray Halkevi basketbol müsabakası Galatasaray kulubunün otuz ikinci yıldönümü münasebetile Galatasarayla Beyoğlu Halkevi takımları arasında bir basketbol müsabakası yapılacaktır. Miisabaka Taksim stadmda olacaktır. Gergükte, Türk Vekillerini istikbal için koşusan halk kütleleri; aşağıda Türk Vekilleri Gergüke ayak basınca kurbanlar kesiliyor Gergük (Hususî) Tüpkiye Ha^"N, Vekili Tevfik Rüştü Arasla İktı, veL.A Celâl Bayar ve maiyetlerinde uıunan heyet Bağdada giderken uğraıış olduklan Gergükte cidden fevkalâde emsalsiz tezahüratla istikbal ve teşyi dilmişlerdir. İki Türk Vekilinin geleceği haberi iergükü günlerce evvelinden derin bir seince garketmiştir. Yalnız ziyaret günüün ancak bir gün evvel kat'î olarak taakkuk etmesi Gergüklüleri istedikleri kilde hazırlanamamak bahtsızlığma uğıtmıştı. Buna rağmen halk derhal aralanda para toplamış, büyük bir faaliyet*• Türk bayrakları yapılmağa, evler, iikkânlar ve otomobiller süslenmeğe aşlanmıştı. i Ertesi sabah saat 10 da Tevfik Rüşt Aras, Celâl Bayar ve maiyeti erkânı iergük mutasarrıfı Hüsameddin, Fırka umandanı Ahmed Rüştü ve kendıkrini rşılıyan diğer hükumet erkânile beraber »rgük hududunda Daramana muvasaetmişler ve burada Gergükün ileri geleri ve coşkun bir halk kütlesi tarafma hararetle karşılanmışlardır. Rüştü Aras burada otomobilinden int, otomobili saran halkı çok samimî şekilde selâmlamıştır. Bu esnada her ıftan «Yaşasın Türkiye! Yaşasın ıtürk! Yaşasın Rüştü Aras!» sesleri seliyordu. Bu meyanda orada hazır bulunan değerli Türk şairi üstad Hicrî Dede de irticalen şu beyti okumuştur: «Tevfikimizi» rejık eden hak Elbette eder bizi muvaffak Halkın tarif edilemez coşkunluğu arasında yoluna devam eden Türkiye Hariciye ve İktısad Vekilleri kendilerini üç yüze yakın otomobil takib ettiği halde Gergüke varmışlardır. Burada başta Türkiyenin Bağdad elçisi Tahir Lutfi, Gergük Belediye Reisi olduğu halde güzide bir kalabalık ve bütün Gergük halkı tarafmdan karşılanmışlardır. Bütün çarşılar kapanmış ve halk kadınlı erkekli yollann güzergâhına dizilmişti. Rüştü Aras otomobilden indikten sonra askerî bandonun çaldığı Türk ve Irak millî marşlarının nağmeleri arasında selâm duran bir kıt'a askeri teftiş ve kendilerini arabca olarak: « Merhaba eyyühelcunud!» cümlesile selâmlamıştır. Biraz daha ilerliyen Türkiye Hariciye Vekili halk saflarına varmış ve burada şerefine kesilen 200 den ziyade kurbanın arasından geçerek şimendifer is tasyonuna gitmiştir. Burada Türk misafirlerine tahsis edilen Darüzziyafede öğle yemeği yenmiştir. İstirahati müteakıb iki Vekil neft kuyularını ziyaret etmişler ve gece saat 9 da hususî trenle Bağdada hareket etmişlerdir. Türk Vekilleri giderlerken de çok Bu hafta Şeref stadmda güreş yapılmıyacak Beşiktaş Şeref stadyomundaki güreş sahasının inşası dolayısile yalnız bu hafta için millî güreşlere devam edilmiye cektir. Beynelmilel sigorta prodüktörleri kongresi Temmuzun sekizinde Pariste toplanacak olan beynelmilel sigorta prodük törleri umumî kongresine Türk sigortacılığının da davet edildiğini evvelce yazmıştık. Bu kongrede bulunmak üzere seçılen murahhaslar dün akşamki ekspresle Parise müteveccıhen hareket etmişlerdir. Heyetimize Millî Reasürans umum müdurü Refi Bayar riyaset etmekte ve heyette Saıd Rıza Sözsan ıle Türkiye sigorta produktörleri birliği idare heyetinden Kemal Başaran ve Kemal Sumer bulunmaktadır. candan bir alâka ile uğurlanmışlardir. Gergük bugünün şerefine tam manasile bir bayram havası yaşamış, gündüz her taraf Türk bayraklarile süslenmiş olduğu gibi gece de şehir elektriklerle tenvir edilmiştir. M. S1DDIK Irak matbuatında dostane neşriyat Vekillerimizin otomobilini sararak kendilerini alkışlıyan Gergüklüler Bağdad 1 (Hususî) Hariciye Vekilimiz Tevfik Rüştü Arasla İktısad Vekilimiz Celâl Bayarın Bağdadı ziyaret leri münasebetile Irak matbuatı Türkiye Cumhuriyeti hakkında çok dostane ya zılar neşretmektedir. Bağdadda çıkmakta olan Elâlemül Arabî, Türk Vekillerinin Bağdadı ziyaretinden bahisle neşrettiği bir başmakalede: «Her sahada zafer ve muvaffaki yet kazanan Büyük Türk Dâhisi Atatürk, yalnız Türklerin değil bütün şark âleminin Atasıdır. Refaha kavuşmak için hep Ondan ilham alacağız, Onun izinden yürüyeceğiz» demekte ve yazısını «Yaşasın Türk ve Arab dostluğu» kelimelerile bitirmektedir. hassis oldu. Başını sallıyarak: Dünyada sizin gibi ne iyi kalbli insanlar var... Babasını tanırsmız, diye kızını arayıp tarıyörsunuz. Tek yardım edesiniz dıye... Değil mi? Tabiî, yoksa ben ne beklerim bu genc kızdan?.. Yaşı asla belli olmıyan ve kıyafeti, zarafeti bir genc, elleri ve yüzünün bazı çizgileri yaşını başmı çoktan almış olduğunu gösteren yabancı adam Madam Rozayı onun da farkedeceği bir dikkatle süzüyor, vücudünün hatlannı elbisesinin üstünden hayalinde çizmeğe çalışıyordu. Aralarında kaçamak bakışlarla bir an laşma imkânı araştırıyor gibiydiler. Ya bancı zat yumuşak bir sesle: Evli misiniz Madam Roza? Diye sordu. Madam Roza gözlerini başka taraf a çevirip gülümsiyerek: Hayır, efendim! Cevabını verdi. Demek ki yalnız bekâr kiracı alır sınız. Kaç kiracmız var? İki erkek, bir kadın. Fakat erkeklerin ikisi de pinpondur. Ne yazık!... Bunlardan biri çıkacak. Bari yerine bir genc gelseydi... Madam Roza civelek bir kahkaha at 1 HACI RAŞiD «Cumhariyet» in millî sergüzeşt romanı : 4 0 Leylâyı nereden tanırsmız? Babasınm yakın dostuyum. Babasınm mı? Babası ö'lmüş gaa.. 7 Evet, çoktan öldü. Bu kızcağız isesiz kaldı. Öyleymiş. Çok acıyorum; iyi bir :a benziyor. Ah, onun hayatını bilmezsiniz. ınkü muhakkak evinizde sekiz on gün\>ir kiracıdır; değil mi? Neler çek•, neler başına gelmiştir bu kızcağıBilmiyorum, amma halinden an ror. Ben onlara karışmam, yalnız 1 nasıl verecek, onu merak ediyoMerak etmeyiniz, elbet bir çaresi r. adam Roza hararetlendi ve biraz ev. iltifatm tesiri altında cilveli bir eda Siz pek nazik bir efendiye benzi J yorsunuz. Babasınm yakın dastu mu yoksa kendisinin yakın dostu musunuz? Bılmem. Ama elbette ona yardım edersiniz. Yanlış anlamaymız. Ben babasınm mektebden arkadaşı idim. Senelerdenberi taşralarda dolaşıyordum. Babasile mek tublaşarak dostluğumuza devam ediyorduk. Tam İstanbula geldim, adamcağızm öldüğünü, kızının perişan ve sefil kaldığını öğrendim. Kızı aramaya karar verdım; yoksa Leylâ beni tanımaz bile. Belki yalnız ismimi işitmiştir... * Peki buraya taşındığını nasıl öğ rendiniz? Evet, bu mesele oldu. Evini kapamış, konuya komşuya bir şey söylemeden kaybolmuş; gitmiş. Ben onu mektebden aradım. Mektebe uğramadığını da öğrenince en yakın arkadaşlannı mektebde bularak onlardan sordum. İçlerinden birisi Leylânm buraya taşındığını kendisinden öğrenmiş, benden gizlemedi. Madam Roza bu izahattan pek müte