25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

25 MAYIS 2007 CUMA spor GÖRÜŞ Fotoğraflar:SAMİ GÜRELFATİH ERDOĞDU HALİT DERİNGÖR alatasarayFenerbahçe rekabeti eskisi gibi kutsal bir rekabet değil. O çok eski yıllarda kaldı. Yani bizim kuşağımızda... Son yıllar bu özelliğini kaybetti ve de bir kan davasına dönüştü. Zaman zaman bu benzetmem karşısında, “Halit Bey olayı abartıyorsunuz, böyle bir şey olmaz” diyenlerle de karşılaşıyorum. Peki sormak gerek, cumartesi günü sahadaki rekabete ne isim koymalı? Maç değil, sanki Kunuri savaşı. Herhalde ayaklarımız suya ermiştir. Dünyada görülmeyen olaylar sergilendi sahada. Fenerbahçe’de 65 yıllık bir eski futbolcuyum, Galatasaray derbilerinde yıllarca karşı karşıya geldik ama böyle çirkin bir olay görmedim. Peki bu olayların senaryosunu kim yazdı? İlk nazarda Galatasaray demek kolay. Ancak bu tarihsel ve değerli kulübü yönetenler bu kadar basiretsiz olabilir mi? Tarihe böyle çirkin olay geçirtmeyi göze alabilirler mi? Bence sahadaki olayları tezgâhlayan yöneticilerin yarattığı Frankeştayn’lardır. İyiden iyiye kontrolden çıktılar, hepsinin gözleri dönmüş adeta. Ne ülkenin ne de kendi kulüplerinin onuru onları pek ilgilendirmiyor. Karşılarında emniyet güçleri bile aciz kalıyor. 2 yıldır Galatasaray Kulübü tam bir ıstakoz sepetine döndü. Karmakarışık... Aman dışarıya sır vermeyelim diye olaylar hep kapatıldı. Ne var ki, hepimizin bildiği gibi Galatasaray kamuoyu yönetimden mutlu değil. Özellikle başkan Canaydın’ın bir an önce gitmesini istiyorlar. Bu beyefendi insan bir türlü sevdiği ve de alacaklı olduğu kulübün yönetimini bırakmak istemiyor. Ama başarısızlıklar birbirini kovalıyor. UEFA şampiyonu olmuş GS sıradan bir takım kimliğine döndü. İşte bütün bunlar bardağı taşıran son damla oldu. Yoksa Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye yenilmesi o kadar önemli değil. Bazı fanatik Galatasaraylılar “Sen kendi Fener’ine bak” diyebilirler. Beni okuyanlar zaman zaman Fenerbahçe’yi de ölesiye eleştirdiğimi bilirler. Bu ülkenin insanlarının aynı tarlanın mahsulleri olduğunu, birbirinden pek farkları olmadığını bilirim. Ama cumartesi günkü Ali Sami Yen’de derbi ayıbı C 19 Sanki Kan Davası G Cumhur Önder ARSLAN li Sami Yen’de uzun yıllar unutulmayacak bir karşılaşma oynandı. G.SarayF.Bahçe derbisinde maç öncesi ve sonrası büyük olaylar çıktı. Sahaya 90 dakika boyunca yabancı madde atılması nedeniyle maçın hakemi Bülent Demirlek, oyunu ilk yarıda iki kez durdurmak zorunda kaldı. Top F.Bahçeli oyuncuların ayağına geldiğinde sahaya pet şişeler yağarken, konuk ekibin yedek kulübesi de zor anlar yaşadı. F.Bahçe maça çıkarken sahaya çeşitli maddeler atılmaya başlandı. Bunların bazıları Sarı Lacivertli oyunculardan Deivid ve Kemal’e isabet etti. Ayrıca seremoni yapılacağı sırada F.Bahçeli oyunculara yine birçok madde atıldı. Teknik direktör Zico yedek kulübesine girmekte zorlandı. İkinci yarının başlamasıyla birlikte sahaya yine yabancı maddeler atılırken bu kez de meşaleler zemine atıldı. Hakem Demirlek önce bir süre oyunu durdurmak zorunda kaldı. Ortaya çıkan görüntüler bir derbiden çok sava A şı andırıyordu. 55. dakikadan sonra ise Demirlek olayların sürmesi üzerine bu kez soyunma odasına gitti. Tatil olma konusu gündeme gelirken hakem 15 dakika sonra yeniden sahaya geldi ve karşılaşma devam etti. Maçın ikinci yarısında sahaya çok sayıda meşalenin atılmasıyla oyunu durdurup soyunma odasına giden Bülent Demirlek’e ‘Maçı bitir’ talimatı geldiği iddia edildi. Ayrıca bazı G.Saraylı futbolcuların küfrettiği iddia edilen 4. hakem Cem Deda’nın tribünlerden gelecek tepkiyi düşünerek bu oyuncuları ihrac edemediği de gelen haberler arasında. Sezonun son derbisinde saha içinde olduğu gibi saha dışında da olaylar çıktı. F.Bahçeli taraftarlar Mecidiyeköy’de bulunan G.Saray Store’u sarı lacivert renklere boyarken yanıt da gecikmedi. Sarı Kırmızılı yandaşlar da tepki olarak Cevahir Alışveriş Merkezi’nde bulunan Fenerium’a saldırmak istedi. Özel güvenlik güçleri biber gazı sıkarak olayları önledi. G.Saraylı bir grup taraftar, Ali Sami Yen Stadı çevresinde de olay çıkardı. Mecidiyeköy’de toplanan yandaşlar slogan atarak yürümeye başladı. Üzerinde sarı lacivert renkte kıyafeti olan kişi arayan taraftarlar, bir şirket minibüsünün önünü keserek içeride böyle bir kıyafeti bulunan şahısa saldırmak istedi. Minibüsü yumruklayan taraftarlar aynaları kırarken, daha sonra kendilerine hakaret ettiğini belirttikleri bir kişiyi Mecidiyeköy metro durağının girişine dek kovaladı. F.Bahçe otobüsü stada giriş yaparken SarıKırmızılı izleyiciler tarafından bira şişesi atıldı. G.Saraylı taraftarlar, maçın başlamasından 2.5 saat önce stat içinde az sayıda bulunan F.Bahçe yandaşlarına yönelik küfür etti. F.Bahçe taraftarları ise buna sadece “Şampiyon Fener” diye karşılık vermekle yetindi. Karşılaşma öncesi ev sahibi takım taraftarları ile güvenlik güçleri arasında yaşanan kavgayla ortalık bir anda savaş alanına döndü. Kendilerine müdahale eden polis memurlarına sinirlenen Sarı Kırmızılı yandaşlar adeta çılgına döndü. Polise saldıran kızgın seyirciler büyük arbede yaşanmasına neden oldu.Çok sayıda polisin yaralandığı olayda bir güvenlik görevlisi de linç edil mekten son anda kurtarıldı. Çevik kuvvet tribüne biber gazı sıktı. G.Saray’ın kendi sahasında aldığı 21’lik mağlubiyete tepki gösteren taraftarlar maç sonunda ise plastik koltukları ateşe verip sahaya attı. Tribünlerde küçük çaplı yangınlar çıktı. Stat boşaltıldıktan sonra sahaya giren itfaiye aracıyla ateşler söndürüldü. Kapalı tribündeki yerlerini terk etmemekte direnen tarftarlarla polis arasında yine olay çıktı. Koltukların havada uçuştuğu kavgada biber gazı kullanan güvenlik güçleri kızgın yandaşlara copla müdahale etti. SarıKırmızılı izleyiciler başkan Özhan Canaydın’ı istifaya davet etti. G.Saray’da sakatlığı geçmediği için kadroyada yer almayan Hasan Şaş, ilk maçta kendisine küfür ettiğini iddia ettiği Lugano’yla tartıştı. Öte yandan F.Bahçe’nin G.Saray’ı Ali Sami Yen’de 21 yenmesi İstanbul’un Anadolu yakasında coşkuyla kutlandı. Florya’da toplanan kızgın G.Saray taraftarlarını polis zor kullanarak dağıttı. Sırp Kezman hayati tehlike atlattıklarını belirtirken. Adnan Polat ise yaşananları G.Saray tarihindeki kara bir leke olarak yorumladı. maç, şimdiye kadar olanların dışında bir maçtı. Ayrı özellik taşıyor. Maç değil sanki bir savaş yaptılar. Böyle tarihe geçecekler. Tersine, Fenerbahçeliler maç içerisinde savaşmak yerine soğukkanlı ve barışık davranmaya çaba gösterdiler ve centilmenlikle büyük puan kazandılar. Bu da Fenerbahçe tarihine artı olarak geçecek. Ben tarihsel rakibimizin her zaman her açıdan kuvvetli olmasını isterim. Galatasaray olmayınca Fenerbahçe olmaz. Bunlar birbirine kişilik veren takımlardır. Bizim kuşak futbolcuları, bu tarihsel derbilerde değerlendirildi. Hepimiz, bu maçlarda değer kazandık. Maç cumartesi günü oynandığında aklımdan çok şey geçti. Galatasaray Batı’ya açılan pencere... Batı’ya açılmak ne demek? Demokratik, çağdaş, aydınlıkçı ve ilerici olmak demek... Hem de bu yakıştırma 100 yıl önce padişahlık zamanında yapılmış. Galatasaray bu özellikleriyle her zaman kendini ayrıcalıklı bir toplum olarak düşünmüştür. Aşağı yukarı böyle olduklarını da kamuoyuna kabul ettirmişlerdir. Galatasaraylı olunca, her kapı açılıyor. Bizim kuşağımızda Galatasaray Lisesi’nde okumak da herkesin harcı değildi. Ancak aristokrat kesim bu okulda okuyabiliyordu. Bu özlemler bazen kıskançlığı da ortaya getiriyordu. Bunların dışında Galatasaraylılık; kibarlığın, inceliğin ve zarafetin timsali olarak gözükürdü. Karma ve milli maçlarda her zaman Galatasaraylı futbolcular rağbet kazanırdı. Ama cumartesi günü izlediğimiz Batı’ya açılan pencereden kulübün içine artık güveler girmiş ve Galatasaray’ı iyiden iyiye kemirmiş. Olayı sadece şampiyonluğu kaybetme açısından değerlendirmek doğru değil. Bu yönetime bir tepkidir. Önü alınamıyor ve bundan sonra da alınması çok zor. Bence istenmeyen Galatasaray yönetiminin bir an evvel istifa etmesi gerekir. Yoksa olayların önü alınamaz. Tarihsel Galatasaray Kulübü daha da çok yıpranır. Galatasaray yönetiminin ise böyle bir şeye hakkı olmamalıdır. Konu sadece Galatasaray değil ulusal bir sorundur... hderingor?hotmail.com Süper baba Engin KEHALE İki hafta önce perşembe sabahı saat 4 gibi kalktım. İşe gitmeme birkaç saat kalmıştı. Ancak Memo’lu Utah Jazz’ı izleme zevkinden mahrum kalamazdım. Stockton ve Malone’la Utah efsanesini yaratan adam Jerry Sloan, yeni ve genç bir takımla büyük başarılara imza atacak gibi gözüküyor. Karşılarında NBA’in normal sezonda en iyi takımı olan Dallas’ı ilk turda eleyen Golden State Warriors vardı. Jazz karşısında gene hızlı oyunu ve mücadelesiyle alkış almalarına karşın rakibinin güçlü uzunları karşısında direnemediler. Basketbolseverlerin zihninde San Antonio Spurs’a 0.4 saniye kala attığı basketle kendine bir yer ayıran Derek Fisher, bu kez bir aile dramıyla yüreklerimizdeki yerini aldı. Fisher, takımının Golden State karşısında oynadığı ilk maçta ailevi nedenlerden forma giyemeyeceğini bildirdi. Ancak konunun detayları hakkında bir açıklama yapmadı. Daha sonra (Derek bunu ancak ikinci maçtan sonra açıkladı) öğrenildi ki Fisher’ın daha 10 aylık olan ikiz bebeklerinden biri olan Tatum ‘retinoblastoma’ isimli bir hastalığa yakalanmıştı. İsmi bile pek duyulmayan bu hastalık, çocuklarda retinada görülen bir tümör, bir kanser türü. Gözün ışığa hassas bölgesinde yer alan bu tümör ancak çok erken fark edildiğinde tedavi edilebiliyor. Los Angeles’ta bir hastanenin yaptığı açıklamaya göre dünya genelinde bu hastalığa yakalanan çocukların yüzde 87’sinin sonu ölüm. İşte bu şartlar altında bir babanın yaşayabileceği en büyük acılardan birini çekiyordu Derek Fisher... ABD saatine göre ikinci maçın oynanacağı çarşamba gününün sabahı saat 6.5’ta Fisher ailesi New York’ta bebeklerini doktorların eline teslim etti. Ameliyat akşam üstü 4’ü çeyrek geçe (9 saat 45 dakika sürdü) bitti. Maçın başlamasına birkaç saat kalmıştı. Doktorlar kızının eve gidebileceğini söyleyince Derek karısı ve kızını kapıp havaalanının yolunu tuttu. Maçın başlama saatine yetişmesi imkânsızdı ama o ilk olarak iyi bir profesyoneldi ve hayatının bu zor döneminde basketbolun ona kendini ne ka BAKAN TOPU YİNE FEDERASYONA ATTI Spordan sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, olaylara üzüldüğünü belirterek, “Şampiyonun önceden belli olduğu maçta bu tip olaylar yaşanmamalıydı. Biz daha önceden yasal düzenlemeyi yapmıştık. Ancak daha sonra uygulamada sorunlar çıktığı için bazı maddeleri yeniden düzenledik. Futbol sahalarının sahipleri federasyon ve kulüplerdir. Bu olayların önlenmesi için birtakım taleplerle bize gelebilirlerdi. Siyası kurumlara birtakım önerilerde bulunabilirlerdi” dedi. “Şu anda yasanın uygulanmasıyla ilgili birtakım sorunlar var. Bazı illerde güvenlik kurulları yasaları titizlikle uygularken, bazı illerde es geçiliyor. Futbol Federasyonu ‘İşimize karışmayın’ diyor. Ben özerkliğe inanıyorum. Futbol ailesinin gerçek aktörlerine bir araya gelip bu konulara çözüm bulmaları için çağrıda bulunuyorum” diye konuştu. ERZİK: HERKES SORUMLULUK ALSIN UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, olaylı G.Saray F.Bahçe derbisinde yaşananların organize bir şekilde gerçekleştirildiğini belirterek, “Tek yöntem empati. Karşınızdakinin yerine kendinizi koyacaksınız. Popülist politikalar uğruna yanlış açıklamalar verilmemeli” dedi. “Bu gemi artık batıyor. Konuyla ilgili bütün makamlar bir otorite boşluğu oluşturuyor. Sahanın içinde binlerce insan varken bu olayların ortaya çıkması o kadar kolay ki! Daha önce polise böyle bir saldırı yapıldığını gördünüz mü? O maddeler aynı anda tesadüfen atılmış olabilir mi? Olaylar tedbir alınmadıkça öyle bir yere doğru gidiyor ki!” diye konuşan Erzik, şöyle devam etti: “Eylem yaparak kararlılık gösterilmeli. Türkiye’nin 21. yüzyılda bundan daha kötü bir imajı olamaz. Olayların önüne geçilmekte geç kalındı. Herkes çözümün ortağı olmak zorunda...” Başkan Canaydın tribün kökenli yönetici Üstünel’e tepki gösterdi, Galatasaray’da hasar büyük Derbinin faturası ağır Nevzat DİNDAR Ali Sami Yen’de oynanan futbolumuza kara bir leke olarak geçen derbi maçın yankıları sürerken, G.Saray’da fatura stattan sorumlu yönetici Haldun Üstünel’e çıkarıldı. Ortaya çıkan tablo, Başkan Özhan Canaydın’ı çileden çıkardı. Maçı televizyondan izleyen Canaydın’ın Adnan Polat ve Haldun Üstünel’i telefonla arayarak hesap sorduğu öğrenildi. Canaydın’ın “Bu olayların sorumlusu kim? Artık kombine bilet satamayız” dediği öğrenilirken, özellikle Haldun Üstünel’in sert şekilde ikaz edildiği belirtildi. Üstünel’in tribün liderlerine yakın kişilerle toplantı yaptığı ortaya çıkarken, yönetim içerisinde de düşülen durum ‘acizlik ve utanç’ olarak yorumlandı. Bazı yöneticilerin çıkan olaylardan sorumlu olarak AdG.Saray F.Bahçe maçının öncesinden başlayan olaylar karşılaşma sonrasına kadar sürerken polis biber gazı kullandı. (SAMİ GÜRELFATİH ERDOĞDU) nan Polat’ı göstermelerine karşın Başkan Yardımcısı’na (Adnan Polat) yakın bir isim olan Haldun Üstünel’in istifasıyla suların durulacağı belirtiliyor. Yönetime girdiğinden bu yana hep tartışılan isim olan Üstünel’in taraftar gruplarıyla yakınlığı biliniyordu. Başkan Canaydın’ın istifasının istendiği bir dönemde genç yönetici için açılan “İçimizden biri Haldun Üstünel” parkartı büyük tartışma yaratmıştı. Ayrıca eski başkanlardan Faruk Süren’e ettiği küfürler nedeniyle Haldun Üstünel, daha önce disiplin kuruluna verilmiş ve kulüpten ihraç edilmişti. Ancak genel kurul kararıyla tekrar geri dönmüştü. Çıkan olaylar G.Saray camiasında da sert eleştirilere yol açtı. Yönetim boşluğu nedeniyle bu durumlara gelindiği savunulurken, “3 büyük statta yıllardır süre gülen olaylar sahamızda patlak verdi” yorumları yapıldı. Fenerbahçe’ye 21 yenilerek ağır bir yara alan Galatasaray’da sonuç kadar, çıkan olaylar da hasarın büyümesine neden oldu. Sarı Kırmızılıların çıkan olaylar nedeniyle en az 45 maç seyircisiz oynayacağı belirtiliyor. Bu sezon 3 kez seyircisiz mücadele eden Sarı Kırmızılıların cezası bu kez katlanarak artacağından ağır yaptırımla karşı karşıya kalacak. Ayrıca Ali Sami Yen’de yaklaşık 7 bin koltuk kırıldığı tespit edilirken zararın 70 bin dolar olduğu tahmin ediliyor. G.Saray’a çıkan ağır fatura sadece bununla da sınırlı değil. Şampiyonlar Ligi’ne kalamayarak 10 milyon Avro’ya yakın bir gelirden olunurken, önümüzdeki yıl yapılması düşünülen yıldız transferlerinin de zora girdiği belirtiliyor. dar iyi hissettirebileceğini iyi biliyordu. Salona gitmeliydi. Bir charter uçağına atlayıp Salt Lake City’nin yolunu tuttular. Peki bu sıralarda maçın oynandığı Energy Solutions Arena’da neler oluyordu dersiniz? Maçın daha ilk dakikasında Utah’ın genç oyun kurucusu Deron Willams 2 faul alıp kenara alınıyor, ikinci oyun kurucu Dee Brown da bir pozisyonda Memo’nun darbesiyle sakatlanıyordu. Bu, Utah Jazz’ın oyun kurucusuz kalması demekti ve Fisher hiç olmadığı kadar aranıyordu. Derek havaalanından bir polis arabası eşliğinde salona geldi. Isınacak vakti yoktu, çünkü 3. periyot oynanıyordu. Hemen yedek kulübesindeki yerini aldı. Üçüncü periyodun bitimine 3 dakika 18 saniye kala oyuna girerken herkes onu ayakta alkışlıyordu. Energy Solutions Arena hiçbir zaman sessiz bir salon olmadı ancak bu kez yükselen sesler normal bir maçtan daha fazlaydı. Maçın sonunda Warriors 121’lik bir seri yakalayarak 5 sayı öne geçti. Dallas’tan sonra Utah’a da ilk sürprizi yapmaya hazırlanıyorlardı. Fisher rakibin oyun kurucusu Baron Davis’e (belki de play off’ların şu ana kadarki en iyi oyuncusu) müthiş bir savunma yaptı ve Davis çizgiye bastı. 27.4 saniye kala kapılan bu top altın değerindeydi. Utah bu andan sonra toparlandı ve maçı uzatmaya taşıdı. Uzatmada çok kritik bir 3’lük atan Derek Fisher, maçı Utah’a getiren isim oldu. Maç sonrası mikrofonun karşısına geçtiğinde herkes Fisher’ın ne söyleyeceğini merak ediyordu... “Bu geceyi nasıl atlattığımı bilmiyorum, gerçekten bilemiyorum…” diyordu Fisher... Deron Williams’ın söyledikleri aslında durumu açıklamaya yetiyordu: “Onun hakkında ve onun bu gece yaptıkları hakkında söylenebilecek yeterli şey yok.” Fisher, bundan sonraki karşılaşmalarda da takımının Carlos Boozer’la birlikte en önemli ismi oldu, Utah’ın yıllar sonra konferans finali oynamasına müthiş katkı yaptı. Ailesi çok zor bir dönem geçirirken onların yanında olan Fisher, takımını da yalnız bırakmadı. En zor anlarda yine takım arkadaşlarının yanında oldu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear