Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 GÜNCEL C haberlerin devamı MEB, boş yöneticilik kadrolarına AKP’ye yakın duran EğitimBirSen üyelerini atadı 18 MAYIS 2007 CUMA GÜNDEM MUSTAFA BALBAY CÜNEYT ARCAYÜREK Ha ‘Bu’, Ha ‘O’ Kafa! örkemli sözcüğü İzmir mitinginin yanında sönük kalıyor. Sözcüklerin aciz kaldığı, İzmir’de izlenen o denli büyük bir ulusal gösteri ki, Osmanlı tokadı bile yanında yaya kalır. Ankara’da başlayıp İzmir’e uzanan, içimizde dışımızda Atatürk’ün, laikliğin, Türk halkının üzerinde yanlış hesap yapanları yerle bir eden dokuz şiddetinde bir deprem bu. Batı basını yüz binlerin laiklik için yürüdüğünü, meydanları doldurduğunu yazar, gazetelerimiz ve ekranlarımızdan Türkiye’nin laik kalacağını haykıran milyonların sesi yankılanırken… RTE ile Gül Abdullah veya AKP kadrosu neredeydi, daha da önemlisi İzmir mitingi için düşünceleri neydi, öğrenemedik. Gazetelerimizin, ekranlarımızın cin gibi genel yönetmenleri, RTE’nin nefes alışını bile duyurmak için birbiri ile yarışan demokrasi havarisi rolü kesen kimi gazete ve yazarlar, laikliğe layık olmayan AKP iktidarının, üstelik ağzı olan ve her gün konuşan RTE’nin İzmir mitingi ile ilgili görüş ve düşüncelerini öğrenip yansıtamadılar. RTE’den ve çevresinden ne bir ses ne de bir nefes. Ya şimdilik susmaya, İzmir ateşinin sönmesini beklemeye karar verdiler ya da... apışıp kaldılar. ??? Başbakan sıfatıyla öyle üst perdeden atarak, bindirilmiş kıtalar diyerek halkın coşkusunun üzerine şal örtemeyeceğini… AKP teşkilatına ilçelerden 18 bin kişiyi Erzurum’a ücretsiz taşıyarak, binlerce insana bedava bayrak dağıttırarak Cumhuriyet mitinglerinin taklit edilemeyeceğini, laik Cumhuriyet’e sahip çıkılamayacağını acaba anladı mı? Ya soldakiler… Beş bin kişiyi bir araya getirmeyi marifet sayanlara… Halk önünde el sıkışmayı bile teslim olma anlamında alanlara… Ulusal bir hedefte buluşan halkla terse düşmeyi göze alarak sanki Yunanlı bir partiyle işbirliği yapacaklarmış gibi (sözün kime ait olduğunu öğrenmek isteyenler Milliyet’teki lider söyleşilerine bakabilirler) “düşünsenize” diye başlayan “CHP’ye oy vermek, CHP’ye oy istemek durumunda kalacaklarını” söyleyen demece... birleşmenin, bütünleşmenin anlamını küçültenlere, küçümseyenlere ne demeli? Bu kafanın Cumhuriyet mitinglerinin anlamını kavrayamayanlardan, önemsemeyenlerden farkı yok. Ha “bu” kafa, ha “o” kafa! ??? RTE’nin Erzurum’daki sözleri, sorumluluğu, burnunun ucundaki geleceği göremediğini kanıtlayan itiraflar içeriyor. Cumhurbaşkanı seçiminde aylarca kendi ekseni etrafında kurguladığı planlar iflas etmiş…Tandoğan mitinginde yediği tokatla sarsılıp Çankaya sevdasından vazgeçmiş… Hayır! Ne cumhurbaşkanı planları yapmış, ne de Çankaya’ya çıkmayı istemiş… Masum bir genel başkan! Özal’ı, Demirel’i, Ahmet Necdet Sezer’i parlamentonun seçtiğini, aynı yöntemle Gül Abdullah’ı seçtirmek istediklerinde… muhalefetin aslında halkımızın “hayır” dediğini söylerken kendisiyle ilgili öykünün gerçek yönünü atlıyor. RTE’yi halkın Çankaya’da neden istemediğinden, RTE’ye hayır dediğinden söz etmiyor. Bu noktaya geldi mi kaçak güreşiyor. Kolay değil tabii. Halk istemedi diye Cumhurbaşkanlığı’ndan vazgeçtiğini söylemek. Üstelik karizması olduğu savıyla nefes alıp veren bir siyasetçi için… ??? Bir not: Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) 2007 Dünya Kongresi ve 56’ncı genel kurulu İstanbul’da toplandı. IPI’nın Türkiye temsilcisi Doğan Medya grubunda çalışan bir gazeteci. İstanbul toplantısında her açıdan Doğan grubunun ağırlığı hissediliyor. 1950’lerde kurulan IPI, gazete ve gazeteciler üzerinde baskı kuran iktidarlara karşı savaşım veren bir kuruluştu. Adnan Menderes’in basın üzerindeki baskılarına karşı savaşım verdi. Hiç değilse o dönemlerde gazeteler kimi dümenlerle devletin tabii hükümetin eline geçmiyordu. Bugün iktidarın medya üzerine kurduğu baskı Menderes dönemlerini aratır nitelik ve içerikte. Ama IPI’ya Türkiye’de onur verenler… elbette başta Doğan grubu geliyor bugün AKP’nin medya üzerinde uyguladığı baskıyı IPI’da gündeme getirmekten özenle kaçınmış görünüyor, böyle bir izlenim veriyorlar. Holdinglerine özgü sorunları çözmüş olabilir Doğan medyası. Ama meslek adına AKP’ye, tabii RTE’ye muhalefet yapıyor diye kimi yayın organlarının, örneğin muhalefet kanalı Kanaltürk’ü ortadan kaldırmaya yönelik türlü çeşit hükümet tertiplerini, bugün medyanın içinde bulunduğu durumu IPI’da neden gündeme getirmiyor veya getiremiyorlar? Bu kadar idarei maslahatçı davranışa, bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışına pes doğrusu… Ölçüt tarikat bağlantısı Zeynep ŞAHİN ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), Danıştay’ın yürütmesini durdurduğu yönetici atamalarına ilişkin yönetmelik kapsamında, okullardaki boş yöneticilik kadrolarına, İslami kesimlere yakınlığıyla bilinen EğitimBirSen üyelerini atadığı öğrenildi. Din kültürü öğretmenlerinin ilköğretim ve Yatılı İlköğretim Bölge Okulları’na (YİBO) yönetici olarak atanması dikkat çekerken, EğitimBirSen üyelerinin ağırlıklı olarak ilköğretim okullarında yönetici kademesine getirildiği görüldü. Eğitimİş Genel Örgütlenme Sekreteri Hasan Kütük, “Gece yarısı operasyonlarıyla şeffaflıktan uzak atama yaptılar. Ölçütleri ise tarikat bağlantısı oldu” dedi. Danıştay’ın, “idareye sınırsız yetki verdiğine ve kamu görevine atamada esas alınacak 2 temel ilke olan kariyer ve liyakatı göz ardı ettiğine” dikkat çekerek yürütmesini durdurduğu, MEB Eğitim Kurumlarına Yönetici Atama Yönetmeliği çerçevesinde yapılan atamalar, amacın “siyasi kadrolaşma” olduğu eleştirilerini akıllara getirdi. Eğitimİş il örgütlerinin derlediği atama listelerine göre, boş kadrolara yapılan atamalardaki ağırlığı AKP’ye ve İslami kesimlere yakınlığıyla bilinen EğitimBirSen üyesi öğretmenler oluşturdu. EğitimBirSen, üye sayısı bakımından Türkiye’nin 3. büyük eğitimci örgütlenmesi.. ancak Türk EğitimSen, EğitimSen, Eğitimİş ve Bağımsız Eğitimciler Sendikası’nın aksine, söz konusu yönetmeliği yargıya taşımamış, hatta eğitimcilerin sokaklara dökülerek tepki göstermesine karşın yönetmeliğe hiç “ses çıkarmamıştı”. Sadece, yönetmeliğin çıktığı gün MEB’e yaptığı başvuruyla, kazanılmış hakların korunmasını istemişti. Atama listelerine göre de Adana’da atanan 124 müdürden 60’ı EğitimBirSen üyesi. Bunlar içinde, ilköğretim okulları ile YİBO’lara atananların ağırlığı dikkat çekiyor. Söz konusu 60 müdür atamasından 50’si ilköğretim okullarına yapıldı. Ayrıca, müdürlerin 6 tanesi din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmenleri arasından seçilirken, biri liseye diğerleri ise yine ilköğretim okullarına atandı. Müdür başyardımcılığı atamalarında da tablo değişmedi. Adana’daki 40 müdür başyardımcısından 12’si EğitimBirSen üyesi. Atananların 7’si din kültürü öğretmeni ve 3’ünün görev yeri YİBO’lar. Eğitimİş Adana Şube Başkanı İrfan Irmak ise 27 günde illerinde 131 okul müdürü, 40 müdür başyardımcısı ve 216 müdür yardımcısı olmak üzere toplam 387 yönetici atandığını kaydetti. Irmak, “Atamalar hiçbir duyuru yapılmadan sonuçlandırıldı. Liyakat ve kariyer dikkate alınmadı. EğitimBirSen üyelerine atamada öncelik tanınarak hükümet yanlısı sendikaya destek olundu. İlk defa gereğinden fazla din kültürü öğretmeni yönetici olarak atandı” dedi. G Sevr’den Sonra BOP da Tarihin Çöplüğüne... Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde geçen yılın haziABD ran ayında yayımlanan bir harita, uzun süre Türkiye’nin gündeminde kalmıştı. 20’den fazla yayımlanmış kitabı ve yüzlerce makalesi bulunan emekli Albay Ralph Peters’in kaleme aldığı yazı eşliğinde yayımlanan haritada, Türkiye, İran, Suriye, Irak ve Pakistan’ın sınırları küçültülüyor, bunun yerine ABD küreselleşmesinin uşaklığını yapacak yeni devletler ortaya çıkarılıyordu. Bunun Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) haritasal izdüşümü olduğu anlaşılıyordu. Haritadaki imzaya ve yayımlandığı yere bakınca bunu görmemek için gaflet, dalalet ve hatta iktidar içinde olmak gerekirdi. Haritanın, özünde Sevr hedefinden bir farkı yoktu. Kurtuluş Savaşı öncesinde de emperyalist ülkeler Türkleri Anadolu’da sıkıştırabildikleri kadar küçük bir bölgeye sıkıştırıp kalan bölümlerde elde kalemcetvel istedikleri gibi oynayacaklardı. Olmadı... Geçen yıl ortaya çıkan BOP haritası da Cumhuriyet mitingleriyle birlikte yırtılmıştır. Türkler, Sevr’i olduğu gibi BOP haritasını da tarihte en çok hak ettiği yere, çöplüğe gönderdiler. ??? Bitti mi? Kesinlikle hayır. Hatta, tam tersine yeni başladı diyebiliriz. Daha doğrusu, yeni bir başlangıçtayız. Halkın koyduğu tavır bu; Ankara nasıl? Halkın tavrıyla örtüşüyor mu? İktidardakiler penceresinden bakılırsa, kesinlikle örtüşmüyor. AKP, yedi düveli arkama alıp nasıl Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı iktidarrejim savaşı yaparım, sorusunun yanıtını arıyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’la Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında İstanbul’da gerçekleşen 2 saatlik görüşmenin içeriğiyle ilgili açıklama yapılmadı. Bize ulaşan bilgiler, görüşmenin gerilimli geçtiği yönünde. Erdoğan’ın ne yapıp edip kafasındaki bir kişiyi cumhurbaşkanı yapma arayışında olduğu, Büyükanıt’ın, Genelkurmay Başkanlığı’nca 27 Nisan’da yapılan açıklamanın “kesin bir ifade” niteliği taşıdığını vurguladığı anlaşılıyor! Anayasa değişikliği konusundaki ısrarın ve Gül’ün “hâlâ adayım” sözlerinin arkasında Erdoğan’ın olduğunu görmek için özel çaba harcamaya gerek yok. AKP, 5 yıllık iktidarı döneminde kendisine her türlü desteği veren dış güçleri tam olarak arkasında görürse, yeni adımlar atmaya niyetli olabilir. Bu nedenle, Türkiye’de siyasetin sağlıklı bir rotaya oturmasını isteyenlere ayrıca sorumluluk düşüyor. Önümüzdeki dönem için en sağlıklı yol, AKP’nin sandığa gömülmesi... ??? Bunun başarılması için merkez partilerin seçmene umut verebilecek bir inanç ve güçle seçim sahasına çıkması gerekiyor. Bu bağlamda bütün gözler, CHPDSP hattında... Anlaşmazlık konuları nelerdir? Hangi taraf işi yokuşa sürüyor? Asıl niyet ne? Kamuoyu bütün bu sorulara yanıt arıyor. Biz de! Genel beklenti, önümüzdeki birkaç gün içinde netleşme olması... Ortak hareketi önleyenin, istemeyenin kim olduğunu kamuoyuna her yönüyle aktarmak, bizim de doğal görevimiz. Miting meydanlarına başka bir gözle baktığımızda şu saptamayı da yapabiliriz: Sağdan sola laiklik söylemi etrafında hiç bu kadar geniş bir yelpaze oluşmamıştı. Bunda elbet Türkiye’yi dünyaya pazarlayan AKP politikalarına tepkinin de etkisi vardı. Ancak miting meydanlarının örgüsüne baktığımızda, Batı’nın iddia ettiği gibi iki Türkiye olmadığını, bütünleşmiş bir Türkiye olduğunu söyleyebiliriz. Halk, bu havayı şimdi siyasette istiyor. Halk BOP haritalarını yırttı, bunu siyaset sahnesinde temsil edecek güçleri istiyor. Sevr’den BOP’a gönderme yapmak gerekirse, siyasilerin önünde iki yol var: Ya Mustafa Kemal hükümeti gibi hareket edecekler ya da Sevr’cilerin yolunu izleyecekler! Aklın yolu, aklın solu birincisi... Ortak hareketi engelleyen ikinciyle anılır! ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘Gece yarısı operasyonları yapıldı’ Çeşitli illerden alınan bilgiler de atamalarda izlenen yolun yurt genelinde aynı olduğunu gösterdi. Denizli, Eskişehir, Niğde, Kahramanmaraş ve İstanbul’daki eğitimciler, atamalardaki din kültürü öğretmeni sayısının önceki yıllardan fazla olduğuna, tüm atananlar içindeki ağırlığın ise EğitimBirSen üyelerine verildiğine işaret etti. Niğde’de 107, Kahramanmaraş’ta 131 atama yapıldığı belirtildi. Hasan Kütük de AKP hükümetinin iktidar süresinin dolmasına yakın, “yasa ve kuralları hiçe sayarak keyfi ve hızlı bir atama furyası” gerçekleştirdiğini vurguladı. “Atamalar gece yarısı operasyonlarıyla yapıldı” diyen Kütük, şunları söyledi: “Bu ülkenin başında ‘milli’ kelimesi bulunan iki bakanlığı var; biri Milli Eğitim Bakanlığı, diğeri Milli Savunma Bakanlığı... Bu, söz konusu kurumların ne kadar önemli ve iktidarlara göre değişen bir yapıda olmaması gerektiğini gösteriyor. İktidarlar değişir, gelir, gider.. ama bir ülkenin eğitimi, ulusal nitelikte olmalıdır. Çünkü ülkenin geleceği eğitim politikalarıyla belirlenir. Ama MEB’in atamalarda dikkate aldığı ölçü tarikat bağlantısı oldu. İlköğretim okullarına yapılan atamalarda bunun belirginlik kazanması ise durumu daha da vahim hale getirdi. Yaptıkları atamaları ilan etme cesaretini bile gösteremediler. Çünkü gizli kapaklı hareket ettiler.” Partiler yeni vitrin peşinde Halkın yakından tanıdığı ve oy yelpazesini genişletecek isim arayışına giren siyasi partiler, sanatçılar, gazeteciler, akademisyenler ve sporcularla yakın temas kuruyor Haber Merkezi Seçim takviminin belirlenmesinin ardından çalışmalarına hız veren siyasi partiler, seçmenin karşısına güçlü bir kadroyla çıkmak için tanınmış adayların peşine düştü. Cumhuriyet mitingleriyle ön plana çıkan Prof. Dr. Nur Serter ve Prof. Dr. Necla Arat’ın yanı sıra Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın, sanatçı Şahnaz Çakıralp, müzisyen Tolga Prof. Dr. Nur Serter. Çandar ile CumhurCHP başkanı Ahmet Necdet Sezer’in damadı Kemal Kısacıklıoğlu’nun isimleri CHP adaylığı için ön plana çıkarken seçim vitrinini yeniden düzenlemeye çalışan AKP’nin de milli futbolcu Hakan Şükür, gazeteci Suna Vidinli, eski THY Genel Müdürü Cem Kozlu, İSO Başkanı Hüsamettin Kavi gibi isimlere adaylık teklif etmeye hazırlandığı belirtiliyor. Ertuğrul Günay. Erken seçim tarihiAKP nin belirlenmesinin ardından seçim takvimi hızla işlerken “yeni vitrin” ve “güçlü kadro” arayışına giren partiler, bir yandan kamuoyunun yakından tanıdığı isimlere adaylık için teklif götürürken bir yandan da oy yelpazelerini genişletecek aday arayışında. Genel Başkan Deniz Baykal’ın, milletvekili aday listesini yüzde 25 eski, yüzde 75 yeni isimlerden oluşturacağı belirtilerek tasfiye sinyali verdiği, CHP’nin yeni vitrininde “merkez sağdan sola çeşitli kesimlerden siyasetçilerle sanatçılar, gazeteciler ve akademisyenlerin bulunacağı” belirtiliyor. Şahnaz Çakıralp. CHP İpek Cem. CHP Kemal Kısacıklıoğlu. CHP Tolga Çandar. CHP Hamza Yerlikaya. AKP Hakan Şükür. AKP Doğan Cansızlar. MHP Mehmet Ali Bayar. Yeni DP BAYKAL’IN YELPAZESİ GENİŞ Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen Prof. Serter ile Prof. Arat’a milletvekilliği için teklif götüren CHP, bu iki isimden de olumlu yanıt aldı. Cumhurbaşkanı Sezer’in damadı Kemal Kısacıklıoğlu, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Aşkın, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, müzisyen Tolga Çandar, sinema sanatçısı PM üyesi Şahnaz Çakıralp, gazeteci ve televizyon programcısı Metin U ca, bir süre önce yaşamını yitiren İsmail Cem’in kızı İpek Cem, gazeteci Yiğit Bulut, PM üyelerinden Prof. Esfender Korkmaz’ın isimleri CHP adaylığı için geçiyor. Ünlü aday arayışının yanı sıra “Merkez sağ seçmenin önemli bir kısmının CHP’ye oy vereceği” tezini savunan Baykal, merkez sağdan da önemli isimleri listesine katmak için uğraş veriyor. Hür Parti Genel Başkanı Yaşar Okuyan, Sümer Oral, Mehmet Ali Bayar ve İlhan Kesici CHP kulislerinde adı öne çıkan isimler. Türkiye’de genel başkan düzeyindeki tek kadın sendikacı TÜMBELSEN Genel Başkanı Vicdan Baykara da CHP İstanbul üçüncü bölgeden aday adaylığı için başvuruda bulundu. AKP GÜNAY’I İSTİYOR Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarında “yeni vitrin” mesajları verdiği AKP’de yeni yüzler için arayışlar son hızla sürüyor. AKP’de milli futbolcu Hakan Şükür, olimpiyat şampiyonu milli güreşçi Hamza Yerlikaya, gazeteci Suna Vidinli, eski THY Genel Müdürü Cem Kozlu, İSO Başkanı Hüsamettin Kavi gibi isimler adaylık için ön planda. AKP’nin listesinde yer vermek istediği isimler arasında eski CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay da bulunuyor. Fındık politikası nedeniyle Karadeniz’de oy kaybından endişe duyan AKP’nin, sosyal demokrat hareketin önemli isimlerinden, Günay’a teklif götürerek handikapı aşmaya çalışacağı konuşuluyor. Sürpriz başka isimlerin de gündeme geleceği, ancak şimdilik gizli tutulduğu kaydediliyor. DYP ve Anavatan Partisi’nde ise adaylık başvuruları ayrı ayrı ele alınıyor. Ancak listeler Yeni Demokrat Parti çatısı altında ortak hazırlanacak. Yeni Demokrat Parti’nin yeni yüzleri arasında gazeteci Nevval Sevindi ve Prof. Deniz Ülke Arıboğan öne çıkan isimler. Yeni Demokrat Parti’nin vitrininde yer alacak isimler arasında adı CHP’yle de anılan merkez sağın tanınmış isimlerinden Mehmet Ali Bayar da bulunuyor. Seçim çalışmalarını sessiz sedasız sürdüren MHP ise eski Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar ve eski DSP’li Kültür Bakanı İstemihan Talay’ı listelerine kattı.