23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

2 MART 2007 CUMA ekonomi PARİS’TEN Dünya Bankası Türkiye Baş Ekonomisti Chaves: Eğitim sisteminin verdiği becerilerle yatırımcının istedikleri çok farklı Yabancının aradığı sizde yok Fatma KOŞAR Büyük ümitlerle hazırlanan “Başarıya Giden Yolda Fırsatlar Ülkesi Türkiye” konferansının ilk günü beklenenden sönük geçti. Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından İstanbul’da düzenlenen “CEO’lar Zirvesi”nde Türkiye’nin, cazip yatırım alanları ve uluslararası sermayeyi çekici yönlerinden çok olumsuzlukları konuşuldu. Dünya Bankası Türkiye Baş Ekonomisti Rodrigo Chaves, “Yabancı yatırımcıların arayacağı beceriler toplamıyla bu ülkenin eğitim sisteminin ürettiği beceriler arasında çok büyük bir kopukluk söz konusu” diyerek eksikleri göz önüne sererken önde gelen yatırım bankalarının temsilcileri de, “Ya UĞUR HÜKÜM Wu Tianming ve Vesoul’lu torunları de gelen köylü kökenli simalarından. Kültür Devrimi süresinde 2,5 yıl hapis yatan, serbest bırakıldıktan birkaç hafta sonra ölen babasından pek söz etmek istemeyen Wu, “Sosyalizme inanıyorum, fakat Çin’de yaşanana değil. Kokuşmuşluk, çürümüşlüğün, milyar insana yapılan olağanüstü haksızlığın adı bu olamaz” diye konuşuyor. Festival süresinde gösterilen Çin, Japon, Kore çocuk ve çizgi filmlerine toplu gelen 45 yaşlarındaki küçükleri görünce, “Bu çocukların, gençlerin, yarının insanlarının rüyalarını bozmaya kimsenin hakkı yok” biçiminde duygularını aktarıyor. Yaptığımız uzun sohbetlerde eğitimini yarıda bıraktığı karanlık günleri sessizlikle geçiştirirken, derin Çin coğrafyasının taşrasında yıkık dökük devraldığı Xi’an Sinema Merkezi ve stüdyoları mucizesini anlatırken gözleri parlıyor. 79’da yardımcı atandığı merkezde önce Teng Wenji ile iki ortak film çekiyor. 1982’de tek başına imzaladığı “Vahşi Nehir” başlıklı filmi onu ulusal, 86 yapımı 1987’de Tokyo Festivali’nde büyük ödül kazanan “Eski Kuyu” filmiyse uluslararası planda öne çıkarıyor. 1984’te merkezin başına getirilen Wu’nun bir başka eşsiz katkısı, Zhang Yimou, Chen Kaige gibi bugün dünyaca ünlü yönetmen veya Gong Li gibi oyuncuları çıkartması, onların sinema yapımcılığını üstlenmesinde yatıyor. Bu aradan Wu’nun “Hayat” (1984), “Maskeler Kralı” (1995) ve “CEO” (2002) gibi başyapıtları Çin sinemasının klasikleri arasına giriyor. 1989’da konferans vermek için New York’ta bulunurken Tianenmen meydanı ve öğrenci olayları patlıyor. Kaliforniya’ya geçip Los Angeles’ta 4,5 yıl Çin Sineması tarihi dersleri veriyor. 2004’te Hong Kong kanalıyla Çin’e dönüşü “muhteşem” oluyor. 3 TV filmi 5 de dizi çekiyor. Çin televizyonunun gelmiş geçmiş en popüler dizisi, sayısız sansür ve tehdite rağmen hazırladığı, parti yöneticilerin yolsuzluklarını sergilediği “Kara Yüzler” dizisinin ardından 200 civarında üst düzey parti görevlisi yargılanıyor, hatta büyük bir kısmı hapse atılıyor. “Dizinin gösterildiği akşamlar büyük kentlerin sokaklarında gözle görülür bir tenhalık oluşuyordu. Haksızlığa hiç tahammül edemedim, özellikle de köylülere, kadınlara ve genç kızlara yapılanlara...” Taşra ve köylü kökenliliğine daima sahip çıkan feminist Wu’nun filmlerinde inanılması zor bir belgesel titizlik ve acı bir eleştirellik egemen... ??? İstanbul mu, Antalya mı olur bilemeyiz, ama Türkiyeli sinemasever bir biçimde Wu ile tanışmalı, eserini yakından görmeli diye düşünüyoruz... Wu, keyifli bir sabah kahvaltısında, festivalin açış konuşmasını yapan Vesoul Belediye Başkanı Alain Joyandet’nin, Konfüçyüs’ten aktardığı şu sözlerin kendisi için olduğu kadar kızı, torunu ve “yarınki torunlar” için hayati olduğunu hatırlattı: “Görüneceğim diye endişelenmeyin, görünür (kalıcı) işler için uğraşın...” ugur.hukum@gmail.com C 9 B O aşarıya Giden Yolda Fırsatlar Ülkesi Türkiye konferansının ilk gününde, Türkiye’nin yatırım cazibesinden çok eğitim sisteminin yetersizliği, kayıt dışı oranının yüksekliği, büyümenin sürdürülebilirliğine dönük endişeler konuşuldu. lumsuzlukları sıralayan Rodrigo Chaves, “Şirketlerin finansal şeffaflığını arttırın, Türk Ticaret Kanunu’nu, Mortgage ve sigorta yasalarını çıkarın. Bazı vergilerde, teşviklerde birtakım muafiyetler, yüzlerce devlet yardım programı var” dedi. tirdi. Doğrudan yabancı yatırım akışının önümüzdeki 56 yıl içinde yüzde 2 civarında seyretmesinin beklendiğini ve herkesin bu yabancı yatırımları çekmeye çalıştığını kaydeden Chaves, “Rusya ve Hindistan’da daha uygun yatırım olanakları var. Rekabet şiddetlenecek, çekmekte çok zorlanırsınız” dedi. Yabancı sermayenin amaç değil, araç olduğunu bildiren Chaves, bazı eksiklikleri şöyle sıraladı: Avrupa’ya yetişmek için yılda yüzde 6810 oranında büyümeli. Daha fazla yatırımla kronik cari açığı finanse etmeniz lazım. Bunun yolu da sıfırdan pacak çok iş var ama endişelenmeyin” mesajlarıyla dikkat çekti. Chaves, dünya genelinde doğrudan yabancı yatırım akışının geçen 15 yıl içinde 12 misli arttığını, ancak yabancı sermaye çekme konusunda “geleneksel” olarak pek başarılı olmayan Türkiye’de oldukça durgun seyrettiğini dile ge yatırımlardır. Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımları olduğundan zor hale getiren bir dizi sorun var. Bunların en önemlilerinden biri yapısal “gayri resmilik kanseri” yani kayıt dışı. İş gücünün yüzde 53’ü kayıt dışı. Vergi yükü kayıtlıların sırtında, oranlar çok yüksek. Yabancı yatırımcı neden vergilerin yüksek olduğu bir yere gelsin? Yabancıların arayacağı beceriler toplamıyla bu ülkenin eğitim sisteminin ürettiği beceriler arasında çok büyük bir kopukluk var. Hiç tartışmasız 2007 Türkiye’si iş ortamı açısından birkaç yıl öncesine göre çok daha iyi, olumlu bir yerde, Türkiye fırsatlar sunuyor... ama eksiklikler de çok... Şanghay Borsası’nda 140 milyar dolar bir günde buhar oldu ve dünya piyasaları sarsıldı Çin balonu borsada patladı Necdet ÇALIŞKAN Çin’de 2006 yılının sonlarında başlayan “hisse senedine hücum”, dünkü yüzde 9’luk kayıp ve 140 milyar doların buharlaşmasıyla tersine döndü. Çin’de Şanghay Borsası’nda endeks dün yüzde 8.84 oranında gerileyerek, 2 bin 772 puana indi. Uzmanlar, Çin’de yaşanan son 10 yılın en sert düşüşüyle, Çin devlet televizyonu, hisse senedi geçen yıl yüzde 130’luk yükselişle çılgınlığına ‘dur’ demek için halkı uyarmaya dünyanın en çok kazandıran boryönelik programlar yayımlamaya başladı. sası olan Şanghay Borsası’ndaki balonun büyük oranda patladığını ifade ediyorlar. Çin hükümetinin borsadaki spekülasyonlara karşı harekete geçeceği beklentileri artarken, 18 Şubat 1997’den bu yana en büyük düşüşünü yaşayan Şanghay Borsası’ndaki aşırı dalgalanmaların önümüzdeki günlerde de devam edeceği tahmin ediliyor. Yıllardır çift haneli rakamlarla büyüyen Çin’de Şanghay Borsası, 2006’nın Ekim ayından bu yana yüzde 190 değer kazanırken, endeks 1000 puandan 2800’lü puanlara kadar çıkmıştı. Yabancı yatırımcıların spekülasyon gücünün sınırlı olduğu anghay’ın en çok kazandıran borsa olmaÇin’de ancak özel yatırım izni olan kısıtlı sıyla, birkaç yıl önce gayimenkule hüsayıda yabancı yatırımcı alım satım yapacum eden Çin halkı da borsada hisse sebiliyor. Halen 55 yabancı fonun 10 milyar nedi almak için yarışır hale geldi. Ev kadındolarlık bir yatırım izni var. Geçen yıl 22 larından öğrencilere kadar yayılan borsamilyar doları bulan halka arzın etkisiyle da yatırım yapma çılgınlığıyla Şanghay halkın da borsaya ilgisi artmıştı. Borsası’nda geçen yıl yüzde 100’leri aşan Çılgınlığı frenlemeye çalışan Çin hüküyükselişler, Çinlilerin hisse senedi almak meti, televizyonda hisse senedi yatırımlaiçin evlerini ipotek ettirmeye kadar varan rının risklerini anlatan programlar yayımborçlanmalarına neden oldu. Çin’de lıyor. Hükümet, borsadaki alım satım kâr2006’nın sonunda günde ortalama 90 bin larının vergilenmesi yönünde de çalışmayatırımcı borsada işlem yapabilmek için lar yapıyor. Uzmanlar, Çin hükümetine hesap açıyordu. Aşırı değerlenen hisselehisse senedi fiyatlarının kontrolden çıktırin ani değer kaybına uğraması halinde büğı, senetlerin gerçek değerlerinin üzerinyük bir mali kriz yaşanabileceğinden endide alınıp satıldığı konusundaki uyarılarışelenen Çin Merkez Bankası, bu ayın banı artırırken; hükümetin özellikle borsada şında halkın borçlanarak borsaya girmesioluşan bu köpüğe karşı önlem alınması geni durdurmak için denetimlerini sıkılaştırektiğini vurguluyorlar. racağını açıklamıştı. İMKB dipte, dolar ateşlendi on 10 yılın en sert düşüşünü yaşayan Şanghay Borsası, İMKB başta olmak üzere dünya piyasalarını da allak bullak etti. Güne satışlarla başlayan İstanbul Borsası’nda ilk seansı yüzde 3 düşüşle kapatan Ulusal 100 Endeksi, günün tamamında yüzde 4.49’luk düşüşle 41 bin 774 puana kadar geriledi. Günlük düşüş 1963 puanı bulurken, işlem hacmi 1.5 milyar YTL oldu. Güne 1.37 YTL’den başlayan dolar ise yüzde 3 yükselerek 1.41 YTL sınırına dayandı. ABD’de açıklanan dayanıklı tüketim malı siparişlerinin ocakta yüzde 2.5 düşüş beklentisine karşılık yüzde 7.8 gerileme kaydetmesiyle Avrupa borsaları da yüzde 24 arasında değer yitirdi. ABD’de son açıklanan verilerle küresel ekonomideki durgunluk sinyallerinin de artması piyasalardaki tedirginliği de arttırdı. İran ile yaşanan nükleer gerginlik ve Çin borsasındaki sert düşüşün etkisiyle ABD borsaları da açılışta keskin bir şekilde düştü. Açılışta, Nasdaq endeksi yaklaşık yüzde 1.9 gerilerken, Dow Jones endeksi yüzde 1 düştü. Dünyanın en büyük ikinci petrol tüketicisi olan Çin’de yaşanan borsa şoku, ABD ham petrolünün varil fiyatını da 60 dolara kadar düşürdü. S Günde 90 bin yeni hesap Ş aliye Kanaltürk televizyonunda vergi incelemesi başlatmış. Yasal zeminde olduğu sürece başlatabilir. Buna kimsenin bir diyeceği olamaz. Zaten Kanaltürk çalışanları da işlemlerine ve kendilerine duydukları güvenle incelenmeye bir itirazlarının olmadığını belirtiyorlar. Ancak kuşkular, incelemenin yöntemine. Kanaltürk’te vergi incelemesi, Kanaltürk ortak ve yöneticilerinin hatta Kanaltürk’te programa katılanların, mal ve hesap hareketlerinin araştırılması şeklinde yürütülüyor. Yani Kanaltürk ile ilgisi olanlara “nereden buldun yasası” uygulanıyor. Bu uygulama sadece Kanaltürk televizyonuna mı yönelik, yoksa tüm basın yayın organlarını da kapsıyor mu? Yapılan işlem vergilemede genellik, yani aynı durumda olanlara aynı ilkelerin uygulanması ilkesine aykırı ise amacı ne? Peki AKP hükümeti, “nereden buldun yasası”nı davul zurna çalarak kaldırmamış mıydı? ??? Kanaltürk televizyonunda yürütülen vergi incelemesi bazı hatırlatmaları zorunlu kılıyor: Birinci hatırlatma vergi yönetimine: Devleti, bireylerin ekonomik gücünü ele geçirmekten ne alıkoyar? Devlet, bireylerin ekonomik gücüne yasaların öngördüğü kurallara uymadan el koyamaz. Bunun önünde anayasal kısıt M NOT DEFTERİ ZEKERİYA TEMİZEL Vergide Eşitlik ve Kanaltürk Görev süresi yaklaşık on buçuk yıl. Çok partili dönemde en uzun süre görev yapan Maliye Bakanı ise Hasan Polatkan. Yaklaşık on yıl. Oysa Maliye Bakanlığı’nda görev yapan denetim elemanlarının ortalama görev süresi on yılların çok üzerinde. Bakanlardan bağımsız olarak geleneklerini oluşturmuş bir bakanlıkta, yansız olarak görev yapmanın onurunu taşımışlar. Yerleşik bakanlıklarda her zaman “sel gider kum kalır” kuralı işlemiş. Bakanlığın yerleşik kurallarını çiğneyerek ve yasalara aykırı davranışlar sergileyerek hakkaniyet ve de adalet duygularını yok sayanlar, kısa bir süre sonra ayrılan bakanlarının ardında kalan kumda balçık oluşturmuşlar. Devletin sürekliliği için kalan kum, her seferinde iyice yıkanmış. Üçüncü hatırlatma basın yayın organlarında köşe başlarına yerleşmiş olan deneyimli gazetecilere: Bundan tam on yıl önce, iktidarın borazanını üflemedikleri için onlardan bazıları da vergi terörü ile lamalar vardır. Hükümetler bir kişiyi ve kurumu, adından, dininden, cinsiyetinden, düşüncesinden, özgürlüklerini kullanma biçiminden ötürü vergilendiremez ya da vergilendirmeye kalkışarak baskı altında tutamaz. Vergileme ve vergi incelemesi keyfi olamayacağı gibi yeknesaklık, genellik ve eşitlik ilkelerinden sapılarak da yapılamaz. Yapılırsa ne mi olur? İşlenen suç açıkça anayasayı ihlal yanında görevin kötüye kullanılmasıdır. İkinci hatırlatma ise kendilerini kamu görevlisi olarak değil de bakanların emir kulu sanan bakanlık çalışanlarına: TBMM’nin açılışından bu yana görev yapan Maliye bakanlarının sayısı tam 43. Bazı bakanların birden fazla göreve geldikleri de dikkate alındığında Maliye Bakanlığı, Cumhuriyet döneminde tam 53 kere el değiştirmiş. İlk Maliye Bakanı İsmail Hakkı Behiç Bayiç’in görev süresi sadece 1.5 ay. Cumhuriyet döneminin kesintisiz en uzun süre görev yapan Maliye Bakanı Ali Fuat Ağralı. karşı karşıya kalmışlardı. İktidarın hoşuna gitmeyen habercilikleri yüzünden seçilerek vergi denetimine alınmış, muhtemel vergi kaybına neden oldukları savıyla haklarında trilyonlarca liralık “ihtiyati tahakkuk” yapılarak bu tutarlar üzerinden de “ihtiyati haciz” uygulamasıyla varları yokları bloke edilmişti. Onlar, incelemeleri sonuçlandığında vergi kaçakçılığı ile ilgili bir bulguya ulaşılmaması nedeniyle “ihtiyaten” konulan önlemleri, kaldıran ve işlemleri düzelten kamu görevlileri saldırılara uğrarken de sessiz kalmışlardı. Bugün de adaletsiz ve eşitliksiz uygulamalara kulaklarını tıkıyorlar. Kendilerine vergi terörü uygulanmamasının nedenini ve bu terörü uygulayanları bu kadar hızla unutan ve derenin aşağısında yan gelip yatarak adaletsizliklere kulak tıkayanlar, suyu asla bulandırmayacaklarını sanıyorlar. ??? Son hatırlatma da Kanaltürk’ün ortak ve çalışanlarına: Hak ve haklıdan yana olduğunuz, halkın haber alma hakkına saygı gösterdiğiniz, Cumhuriyetin değer ve kurumlarını ödünsüz savunduğunuz sürece, bu tür olaylarla karşılaşacak, kamu gücünü kullanma adına saldırılara uğrayacaksınız. Ancak bu ülkede vicdan o kadar da sahipsiz değil. Haksızlık ve adaletsizliğin kazanma olasılığı yok. temizel@cumhuriyet.com.tr VESOUL “Ya seyredin, ya uyuyun; yok sıkılıyorsanız, çıkın dışarı! Böylece herkes memnun olur...” Jean Mace Ortaokulu Fransızca öğretmeni Mösyö Jonquet bu seneki 13’üncü Vesoul (Vözul) Uluslararası Asya Filmleri Festivali’nin (1320 Şubat) onur konuğu Çinli yönetmen, yapımcı Wu Tianming klasiği “Lao Jing / Eski Kuyu”’nun gösterimi başlamadan önce salondaki 50 kadar öğrencisini yukarıdaki sözlerle uyarıyordu. Çocuklardan kaçı uyudu bilemem, ama görebildiğimiz kadarıyla 124 dakikalık film süresince dışarı bir kişi bile çıkmadı. Daha da önemlisi: Ayıptır yazması, başta Cannes Film Festivali olmak üzere 15 yıldır epeyce festival, toplu gösteri, anma programı vs izledik. Sinema salonlarını haftada en azından 12 defa ziyaret ederiz. Bugüne değin dünyanın hiçbir yerinde genç yaşlı, kadın erkek farkı gözetmeksizin, Vözullu sinemasever kadar sinemaya, diğer sinema seyircisine saygılı, beyaz perdeyi huşu içersinde, neredeyse mutlak bir sessizlikle takip eden böyle bir topluluğa rastlamadık. Bu izlenim, en küçüğü 200, en büyüğü 1500 kişilik 5 ayrı salonda, her seansı tıklım tıklım dolu, 8 gün süren 27 filmlik bir sinema maratonu sonucunda edinilmiş bir izlenimdir... ??? Doğu Fransa’nın FrancheComte bölgesinin 18 bin nüfuslu, tek bir doğal güzelliği veya tarihi özelliği olmayan bu büyücek sıradan kasabası Vesoul’u cazip kılan en temel unsur tartışmasız “insan”, hem de katılımcı cinsinden... Daha önceki yazılarımızda (Cumhuriyet 19/3/2000 ve 16/2/2003 veya http://hukum.blogcu.com ) yaşam güzergâhlarını anlattığımız iki “milli eğitim” neferi, Martine ve JeanMarc Therouanne çiftinin özverili kişilikleri, ortak “Asya” ve “sinema” aşklarıyla birleşince 1995’te ortaya önce alçakgönüllü bir sinema buluşması çıkıyor. Bu girişim 2006’da 21 bin, 2007’de 23 bin biletli seyirciyi; 39 yönetmen, oyuncu, yapımcı, yazar, eleştirmen sinema insanını bir araya getiren, 70 filmli, 130 gösterimli ve bir dizi de sergi, konferans, konser ve konulu eğlence gecelerini içeren bir kültür şölenine dönüşüyor. Bu kolektif başarıda bölge ve il yöneticilerinin, Kültür Bakanlığı ve Ulusal Sinema Merkezi (CNC) sorumlularının payı, ancak en önemlisi Vesoul sakinlerinin katılımı belirleyici oluyor. Bildiri dağıtan çocuklardan, afiş asan gençlere; misafirleri ağırlayan, ulaşım ve türlü çeşitli ihtiyaçlarını gönüllü karşılayan öğrenci veya emekli öğretmen bayanlardan, festivali binlerce yönüyle fotoğraflayan Devlet Demiryolu Fotoğraf Kulübü mensuplarına satırlara sığmaz bir sevgi, dayanışma ağı 2007 randevusunu kimsenin ayrılmak istemediği sıcacık bir aile yuvası havasına sokuyor. ??? Bu ortamı en iyi takdir etmesini bilen kişilik ise 1939 doğumlu, Kültür Devrimi kurbanı, 5’inci nesil (son 20 yıl) Çin sinemasının hamisi, yeni akımın kurucusu sayılan Wu Tianming. Babası 1936–1966 yılları arasında Çin devriminin ön İran’dan Türkiye’ye doğalgaz uyarısı Ekonomi Servisi Tahran yönetimi, Türkiye’yi, İran’dan ithal ettiği doğalgazı diğer ülkelere ihraç etmeme konusunda uyardı. İran İSNA haber ajansına açıklama yapan Petrol Bakanı Kazım Veziri Hamaneh, “Anlaşma uyarınca Türkiye’nin İran’dan ithal ettiği doğalgazı üçüncü ülkelere ihraç etme hakkı yoktur” dedi. Hamaneh’in uyarısı İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in şubat ayı ortasında Ankara’ya yaptığı ziyaretin ardından geldi. İran’ın açıklaması İsrail’le Türkiye arasında yapılacak olası bir anlaşmaya yönelik uyarı niteliği taşıyor. 2001 yılından bu yana İran’dan doğalgaz satın alan Türkiye, doğalgaz ihtiyacının üçte birini bu ülkeden karşılıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear