25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

18 Nejat TARAKÇI ntarakci@gmail.com Mazlum milletlere örnek olması, emperyalistlerin hoşuna gitmiyor C S TRATEJİ olarak pazarı seçmek, bir kelime ile, Atatürk’ün Türkiye’de yaptığı gibi toplumu tamamen laikleştirmek söz konusu olmaya başlamıştır. Muhafazakar çevrelerde görülen tepkilerin artmasından endişe edilerek tasarlanan yeni tedbir ve reformların uygulamasında gecikmeler ve yumuşamalar başlamıştır. Daha sonra gelen oğul Rıza Pehlevi’de reformları devam ettirmeye çalışmışsa da, başlangıçta verilen tavizler devam edegelmiştir. Netice olarak, 1978 yılında mollaların dediği olmuş İran tekrar dini ve gerici bir yönetimin esiri haline gelmiştir. Bunun nedenleri açık olmakla beraber devrimlerde nerede, Nasıl hata yapılmıştır? ? Şah reformları halkına anlatamamış, inandıramamış ve halka indirememiştir. ? Halk için halkla beraber prensibini uygulamamıştır. ? Eğitimi yaygın ve kaliteli hale getirememiştir. ? Başlangıçta devrimlerden taviz verilmiştir, kararlılık gösterilememiştir. Özellikle laiklik ilkesinin uygulanmasında kesin kararlılık gerekmektedir. ? Gelir dağılımını dengeli hale getirememiş, orduyu güçlendirmek ve hoş tutmakla kendi güvenliğini ve rejimi devam ettirilebileceğini zannetmiştir. ? Dış politikada tek bir devlete bağlanmış, yanlış politikalar uygulamıştır. ? Son zamanlarda halkına karşı cinayet, işkence ve zulüm içeren uygulamalar içine girmiştir. Afganistan: Afganistan’da Emir Amanullah, yirmili yılların başında, Türk öğretmen ve müşavirlerine geniş yer vererek, batılılaşma ve modernleşme programına başlamıştır. İlk önceleri, reformlar orduda ve eğitim sisteminde yapılmıştır. Adalet yapısının ve idarenin nisbi olarak laikleştirilmesi, kadının özgürlüğü için tedbirler, batılı elbise giyme zorunluluğu vs. 1928’de, yakındoğu ve Avrupa’ya yaptığı büyük seyahatinden Batı Virüsü’ne tamamen bulaşmış olarak dönen Amanullah, hatta, mollaların büyük skandal çıkarmasına rağmen, kadınların peçelerini açmalarını ve onlara saçlarını modaya uygun olarak kesme hakkının verilmesini teklif etmeğe kadar gitmiştir. Gerçek şu ki olaylar kötü sonuçlanmıştır. Afgan kabilelerinin şiddetli baş kaldırmalarıyla karşılaşan Emir, Avrupa’dan dönüşünden sadece bir kaç ay sonra, yaptığı reformların ekserisinden vazgeçmiş ve nihayet sürgüne gitmeye razı olmuştur. Amanullah’ın reformlarının hayata geçirilememesinin nedenlerine gelince. ? Devlet geleneği olmaması, kabile ve aşiret yapısı. ? Bağımsızlık savaşı yapmamaları, ? Afgan Emiri’nin güçlü bir orduya sahip olmaması ?Reformları halka indirecek inançlı bir kadronun bulunmaması olarak sıralayabiliriz. Şeriat kıskacında ve ABD işgalindeki Afganistan’ın sömürge devlet dışında geleceği ile ilgili bir ümit ortaya koymak mümkün mü? eksen sekiz yıldan bu yana, Kemalist ideolojinin evrenselliği ve hala tüm dünyayı etkilemeye devam ettiği açıkça görülüyor. Atatürk’ün; düşünceleri, eserleri, zaferleri ve verdiği gerçek örneklerle dünyaya telkin ettiği ve büyük bir sirayet gücü olduğunu yakın tarihin belgelediği ilkeleri şöyle sıralayabiliriz: ? Antiemperyalizm. ? Tam Bağımsızlık ? Laiklik Bunların ne olduğu konusunda ciltlerle dolu eserler yazılmıştır. Bu yazıda ilkelerin dünya ülkeleri üzerindeki etki ve yansımaları irdelenmeye çalışılacak. Batı’nın öncelikle Türkiye’de olmak üzere Kemalist ideolojiyi zayıflatmayı neden hedef aldığı, onun evrensel etkilerini ortaya koyarak açıklanmaya çalışılacak. Atatürk’ten önce, yeryüzünde 50 kadar bağımsız devlet varken, bu gün 180’i aşmış olması gerçeğini yaratmış olan faktörlerin başında, şüphesiz Atatürk faktörü bulunuyor. Onun 2. Dünya Savaşı öncesi ikaz ve değerlendirmelerine itibar etmeyenler, kendi halklarını acı ve yoksulluğa yuvarlamışlardır. Türkiye laiklik düzeyine, sadece kahraman liderinin görüşü ve teşviki ile değil, bir çok tarihi tecrübelerin etkisi ile gelmiştir. Aslında Müslüman ülkelerin en Müslümanı olan Türkiye’de esasında dinle ilgisi olmayan, taassup yorumlarının ıstırabını en çok çekmiş olan ülkede, laiklik gibi din ilkelerine uygun ve dini yüceltici, fakat politik düşüncelerin üzerine çıkarıcı bir hareketin doğmuş olması, olayların mantığına uygun bir gelişmedir. Böyle tarihi sebeplerin yarattığı büyük bir hareketin yerel kalması düşünülemez. Şimdi ülke ve bölge bazında etki ve yansımaları inceleyelim. S Atatürk felsefesinin küresel etkileri Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken ortaya koyduğu yaklaşımdan dönemin mazlum milletlerinin tamamı etkilendi. Atatürk’ün felsefesi, emperyalizme karşı savaş veren bütün ulusların ışığı oldu. Rıza, daha Türkiye’de bulunduğu sırada, başbakanına, Tahran’a döndüğünde ne çarşaf, ne fes, ne de türban görmek istemediğini bildirmiştir. Bir süre sonra İranlı kadınlar peçenin resmen kaldırılmasına uyum sağlamaya mecbur olmuşlar, erkekler de, Avrupai fötr şapkayı veya Kemalist kasketi seçmek zorunda kalmışlardır. Toprak ağalarının protestolarına ve Şii mollaların afaroz etmelerine rağmen, arkadan diğer tedbirlerin gelmesi gecikmemiştir. Çok evliliğin kaldırılması, kadının eşitsizliğini kaldırmaya yönelik yasalar, asalet unvanlarının kaldırılması, Türk modeline uygun üniversitelerin kurulması. Daha sonra, İran başkentinde, Arap harfleri yerine Latin alfabesini almak, hicri takviminden vazgeçmek, hafta sonu tatili ATATÜRK YANSIMALARI İran: 1921’de iktidara gelen Şah Rıza Pehlevi, memleketini modernleştirmek için, hemen, Türkiye’de yapılanlardan ilham almıştır. 1934’te Anadolu’da yaptığı bir aylık gezi, onun, yeni Türk rejimine duyduğu hayranlığı güçlendirmiştir; ziyareti esnasında, bizzat Mustafa Kemal tarafından gezdirilen Şah, modern Türkiye’nin gerçekleştirdiklerini kendi gözleri ile görebilmiş ve gerçeklerin, anlatılan efsaneye uyduğunu şaşkınlıkla müşahede etmiştir. Avrupai tarzda giyinmiş memurlar, şehir hayatına yaraşır tarzda vekiller ve milletvekilleri, pudralı ve makyajlı kadınlar, öte yandan, meslek okulları, örnek çiftlikler, pilot fabrikalar, demiryolları, liman tesisleri, gemi inşatı ve sonsuz milli yenileşme çabasını şahane bir biçimde özetleyen yeni Ankara şehri ve steplerin ortasından fışkırmakta olan devasa Bakanlıklar Mahallesi. Ev sahipliği yapan Mustafa Kemal kadar Atatürk, bir vatandaşın coşkulu ve arzulu olan Şah sorununu dinlerken... ORTADOĞU Türk Rönesansına ait, reform programının
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear