23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Hatta bazı gruplar toptan intihar ediyorlar.(9) Bu veriler üzerine kurulan binyılcılık aynen tarihin sonu modeli gibi ucu kapalı bir tarih bilinciyle örtüşmektedir. Evanjelik akımın günümüz politik olaylarını Eski Ahit’e göre yorumlamaları ve İsrail’i desteklemeleri doğrudan İsa Mesih’in dönüşü inancıyla bağlantılıdır. Filistin topraklarında Müslümanların kutsal yerlerini yıkarak üçüncü tapınağı inşa etme eğilimi böyle bir kehanetin ürünüdür. Evanjelist yoruma göre bu savaşın aktörleri ABD ve İsrail’dir. Bu çıkarım salt politik bir mesele değil, aynı zaman da teolojiktir. "JudeoHıristiyanlık İsrail devletinin varlığını teolojik olarak yorumlar ve bu görüşü: Tanrı, Yahudileri rehberliğinden hariç tutmamıştır önermesine bağlar ve şu yorumu ekler: JudeoHıristiyanlık düşüncesine göre ABD İsrail halkı gibi, İsrail’e aittir. Ayrıca Hıristiyan geleneği şu esasa dayanır: Bir bütün olarak kilise, Kutsal Ruh’a göre İsrail’dir. Hıristiyan kilisesi Kutsal Ruh’a göre kendini İsrail olarak tanımlar. Bu gerçek uzun süre unutulmuş olsa bile, Hıristiyanlığın, kökleri Yahudi kökünden gelir."(10) Teolojik gerekçelere giydirilen bu ifadeler karşılığını İsrail’in yaptığı işler Tanrı’nın onayladığı işlerdir sözünde bulur. Kudüs’teki ağlama duvarı... C S TRATEJİ 17 İşin garip tarafı İsevi krallığın kuruluşu, günümüzde ABD’li liderler ve işadamları tarafından dile getirilmekte ve bu inanç, küresel siyasetin parçası yapılmaktadır. Köktenci akımların dünya tasavvuru ile küresel politik stratejinin savaş üzerine yoğunlaşmış mantığı arasında tam bir benzerlik var. Dini kehanetlere dayalı olarak beklenen Armagedon ile GOP üzerinden yapılmak istenenler aynı sonuca çıkmaktadır. İnsanlığın böyle bir döneme girdiğini söyleyenler sadece köktenci papazlar değil, ABD devletini yöneten Reagan ve Bush gibi liderlerdir. Günümüz dünyasında bunların etrafında yer alan şirketler ve politikacılar dünya krallığını gerçekleştirmek için küresel ölçekte nükleer savaşı çıkarmak peşindedirler. Niçin, ülkemizde, bazı dini gruplar Mesih’in etrafında birleşelim çağrısı yapıyorlar? Bunun bir yerli bir de batılı nedeni bulunmaktadır. Yerli nedeni, bu çevrelerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni İslâm’dan kopmuş bir yapı olarak görmeleridir. Batılı nedeni ise Mesih’in şahsında gerçekleşecek olan Teokratik krallığın yegâne düşmanının Türkler olmasıdır. Dinietnik bölücülüğün içinde yer alan aydınlar tayfasının her türlü cemaat despotizmini hoşgörü kelimesiyle örterken, devletin kurumlarını egemen gücün diliyle yerden yere vurması batı merkezli damarın uzantısıdır. Ortak bir amacın uzantısı olan bu durum bile küresel tehdidin kime yönelik olduğunu açıkça göstermektedir. "Çünkü bu krallığın kurulması için zorunlu görülen Armagedon savaşı bizim yanı başımızda olacaktır. İsrail Krallığının toprakları ise bizim Güney Doğu Anadolu bölgemizi kaplayacak kadar geniş olacaktır." Eski Ahit’te yer alan şu metin bu ideolojinin esasını oluşturur: "O gün Rab Abramla ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı... senin zürriyetine verdim." (Tekvin, 16/18–19) Bu Tanrı’nın emridir. Evanjelist inanca göre Türkiye’nin bölünmesi Tanrı’nın KUDÜS’Ü KİM İŞGAL EDECEK? İsa Mesih ve ordusu adalet için savaşacaktır. Karşısında Kudüs’ü işgal edecek olan Deccal’ın ordusu bulunur. Öyleyse bu sorunun cevabı Hıristiyan ve Yahudiler açısından bellidir. "Deccal bazen Rusya, bazen Çin’dir. Fakat 11 Eylül’den sonra bunun cevabı: Müslüman ülkelerdir. Vaat edilmiş topraklar açısından bakılırsa cevap oldukça nettir."(11) Çünkü İslâm, Hıristiyanlığın çarpıtılmış biçimi, Hz. Muhammed ise bunu gerçekleştiren şeytandır.(12) Türkler ise bu dinin dünya ölçeğinde yayılmasını sağlamış millettir. Burada sormak lazım, eğer kastedilen bunlar değilse, kimdir bu kötüler? Anladık Hıristiyanlar değil, ateistler mi, laikler mi? Evanjelist anlayışa göre Mesih’in ordusunu ABD temsil ediyor. Öyleyse Hıristiyan ve Yahudilerle birlikte olmayan herkes Deccal’ın ordusudur. 1970’lerde giderek ivme kazanan bu hareket; ABD’yi yeni Kudüs yapmak peşindedir. 1976’da Amerikalıları Watergate günahından kurtarmak için dini inançlarını öne çıkaran inançlı bir Babtist, J. Carter ABD başkanı oldu. 1980’de rakibi R. Reagan başkanlığa seçilmesi Moral Majority: Ahlaki Çoğunluk diye bilinen dinisiyasi kuruluşların desteğini alarak seçildi. Bunalımlı bir ABD’den yeni bir Kudüs yaratmak isteyen Evanjelik seçmenlerin katkısı büyük oldu. 1970’li yıllarda ABD’de giderek yaygınlaşan bu anlayış, toplumun tüm kesimlerine yansıdı. Sadece kırsal eyaletlerde değil, şehirlerin merkezlerine doğru uzanan ve dönüştüren bu hareket, iletişim ağlarını ele geçirdi. İçlerinden bazıları J. Carter ve R. Reagan aracılığıyla Beyaz Saray’a ve yüksek kurumlara yerleştiler. İktidarın imkânlarından yararlanarak Hıristiyan değerlerine saygı üzerine kurulu bir toplum kavramını Tanrı krallığı öğretisi ile günümüzde Ortadoğu’da hüküm süren anlayış açısından Türkiye’nin bir bölümü de vaat edilmiş topraklar kapsamında bulunuyor. Ayrıca Türkler, İslam’ın yayılmasını sağlayan millet olarak ‘şeytan’ kabul ediliyor. geliştirdiler.(13) Tam bu noktada cevaplanması gereken soru şudur: Mesih geldiğinde neyi uygulayacak? Şeriatı. Peki, hangi Şeriat’ı uygulayacaktır ve Mesih’in gelişiyle son bulacak olan nedir? Öyle anlaşılıyor ki son bulacak olan demokratik ve laik devlet anlayışlarıdır. Teokratik dünya krallığının bunun dışında bir anlamı yoktur. Bu inanca çağrı aslında teokratik dünya krallığına çağrı olduğuna göre hem ABD’nin demokrasi ve özgürlük adına mücadele verdiği hem de bu çağrı etrafında birleşen dini grupların özgürlük ve diyalog adına sergiledikleri tavır sahtedir. Çünkü ABD’nin demokratik ve insan haklarına saygılı bir devlet olduğunu söylemek oldukça zordur. Müslüman olduklarını söyleyen bazı grupların böyle bir proje etrafında niçin saf tuttuğu bellidir. Bu gruplar, ördükleri dini strateji içerisinde var olma imkânlarını batı ile ittifak etmekte görmüşlerdir. Müttefikruhani birlik, mücadelesini Deccal’a karşı verecektir. Bugün ülkemizde İslâm adına hareket ettiklerini ileri süren bazı grupların Türkiye’nin bağımsızlığını savunacakları yerde AB ve ABD’nin kilise merkezli stratejilerinin içinde yer almaları hem İslam’ın içini boşaltmaya hem de cumhuriyetin kuruluş felsefesini tahrip etmeye yöneliktir. emridir! Dipnotlar: 1 Grace Hallsell (1986: 8283) Prophecy an Politics: Militant Evangelists on The Road Nuclear War, Connecticut: Lawrance HillCompany. 2 Papa VI. Paul (1965: Mad: 9) AD: GENTES: On The Mission Activity Of The Church, (18 Kasım 1965) 3 Arnold Toynbee (1978: II / 357) Tarih Bilinci, İst: Bateş Yay. 4 R. Kağan Kurt (2004: 2930) Evangelizm,, İst: Birharf Yay. 5 Michael Barkun (1997: 247, 259260) "The Christian Identity Movement: Constructing Milleanilism On The Racist Right" (Ed: T. Robbins, S. Palmer) Millenium, Messiahs and Mayhem, Philadelphia: Routledge. 6 Phillip Lamy (1996: 61) Millenial Rage: Survivalists, White Supremacits, and The Doomsday Prophesy, New York: Plenum. 7 Kurt (2006: 3839) 8 Bkz: Stephan O’leary (1994) Arguing the Apocalyse: A Theory of Millenial Rhetoric, Cambridge: Harvard University. 9 Catherine Wessengir (1999: 82) How The Millennium Comes Violently: From Jonestown to Heaven’s Gate: New York: Seven Bridges. 10 Peter Sonder, Osten Sacken (1986: 23) ChristianJewish Dialogue Thelogical Foundations, :Philadelphia 11 Grace Hallsell (2003: 43) Tanrı’yı Kıyamete Zorlamak, (Çev: M. Acar, H. Özmen) Ankara: Kim Yay. 12 Rana Kabbani (1986: 5) Europe’s Myth of The Orient, Bloogmington: Indiana University. 13 Gilles Kepel (1992: 14, 15) Tanrı’nın İntikamı, (Çev: S. Kırmız) İst: İletişim Yay. 14 Hallsell (1986:85)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear