25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

C S takvim işlemeye başladı… TRATEJİ Türkmenlerin yaptığı bir gösteriden... 13 başlangıcı son buldu. 8 Şubat 1963'te Abdulselam Arif ile kardeşi Abdurrrahman Arif'in beş yıl süren iktidarları sonrası 17 Temmuz 1968 tarihinde Sosyalist Arap Baas Partisi bir darbe ile General Ahmet Hasan ElBakır başkanlığında iktidara geldi. Baas rejimi ilk iki sene içinde içte mutlak bir hakimiyet sağladı. 1979 yılına kadar iktidarı perde arkasında yürüten Saddam Hüseyin 16 Temmuz 1979’da başkan yardımcısıyken, AlBakır'ın yerine geçerek yönetimi eline aldı. NÜFUS YAPISI Saddam Hüseyin’in iktidarı boyunca Irak’taki Türk varlığı önemli bir hedef olma konumunu sürdürdü. Saddam Hüseyin, Irak’taki Türklerin merkezi durumundaki Kerkük’ü Araplaştırma politikasını büyük bir hızla uyguladı. Bir taraftan güneyde yaşayan Arapları Kerkük’e yerleştirirken, Kerkük’te yaşayan Türkmenleri de göçe zorladı. Kerkük’ün AlTamim olarak değiştirildi. Saddam Hüseyin, kentin Türk kimliğini ortadan kaldırıp, Anadolu ile bağını kesmek istiyordu. Kerkük’teki Türkmen nüfusun az gösterilmesini sağlamak üzere çeşitli uygulamalara gidildi. Kerkük'ün nüfusu 1947 sayımında 286 bin 5 olarak belirlendi (Irak nüfusunun yüzde 5.9'u). 1957 sayımında Kerkük’ün nüfusunun 388 bin 939’a yükseldiği ortaya çıktı (Genel nüfusun yüzde 6'sı). 1965 sayımında ise bu rakam 473 bin 626’ya ulaştı (toplam nüfusun 5.8'i). 1981 yılı istatistiklerinde Kerkük’ün nüfusu 567 bin 957 olarak tahmin ediliyordu. 1960'a kadar Kerkük nüfusunun %95'inin Türk olduğu gözönüne alındığında, bu rakamların Irak’taki Türk varlığı açısından önemi çok daha net olarak ortaya çıkıyor. Saddam Hüseyin yönetimi, 1975 – 1977 yılları arasında Kerkük ilinin alanını 19 bin 543 kilometrekareden 9 bin 426 kilometrekareye düşürdü. Amaç, nüfusun homojen yapısını zedelemekti. Baas rejiminin yürüttüğü Araplaştırma politikası nedeniyle binlerce Arap ailesi Kerkük'e yerleştirildi. Bunun yanı sıra civar illerdeki Kasım ayında referandumun gerçekleştirilmesi planlanan Kerkük’te, normalleştirme Türkiye’nin istemlerinin tam tersi şeklinde gerçekleşecek gibi görülüyor. köylerin yıktırılması ile Kürtler de Kerkük'e göç etmeye başladı. Dolayısıyla 1980'li yıllarda Kerkük'teki ezici Türk yoğunluğu zedelendi ve yüzde 95'lik bu oran yüzde 75'e kadar düştü. 1947 yılından 1987 yılına kadar geçen 40 yıllık süre içinde sayımlarda Kerkük nüfusunun Irak'ın toplam nüfusuna olan oranların bir ortalaması ortaya konduğunda bu rakamın yüzde 5.19 olduğu ortaya çıkıyor. Bunun da 1987 yılı sayımlarındaki toplam nüfus ile karşılaştırıldığı zaman, Kerkük'ün nüfusunun 830 bin 400 olması gerekiyor. sonra Anayasa’nın 140. maddesi ile Kerkük’e Kürt göçünün önünü yasal olarak açtılar. Sözkonusu anayasa maddesi, Kürt grupların ısrarı ile şöyle yazıldı: "Madde 140: 1. Yürütme organı, Irak Geçici İdare Yasası’nın (GİY) 58. maddesinin tüm fıkralarıyla uygulanmasının tamamlanması için gerekli adımları atar. 2. GİY’in 58. maddesinde yer alan ve Geçiş Hükümeti’nin sorumluluğunda uygulanan hususlar, bu anayasaya uygun olarak seçilecek yürütme organı tamamı yerine getirilene değin sürdürülür. Bu çalışmalar, normalleştirme, nüfus sayımı ve sakinlerinin iradesini tespit için Kerkük’te ve diğer anlaşmazlık bölgelerinde en geç 31.12.2007 tarihinde referandum düzenlenmesine kadar tamamlanmalıdır" Siyasi zemin, sadece Anayasa ile sınırlı kalmadı. Kürtler, Şii kökenli Başbakan Nuri El Maliki’ye de baskı yaparak, Kerkük konusunun Hükümet programına da girmesini sağladılar. Yani, Kerkük’te takvim hem anayasaya hem de hükümet programına göre işlemeye başladı. Peki bundan sonra ne olacak. Aslında işleyen takvim, Kerkük’teki bombanın piminin çekilmesi tarihine de işaret ediyor. Yani, sözkonusu takvime bağlanan sürecin sonunda, Kerkük’ün dini ve etnik açıdan patlamasına kesin gözüyle bakılıyor. Kürtler ve Kürtlerle anlaşması olan Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi dışında hiçbir Iraklı grup, Kerkük’ün bölgesel Kürt yönetimine bağlanmasına sıcak bakmıyor. Türkiye için de bu durum biraz modası geçmiş bir deyimle "kırmızı çizgi" Bu konuda Ankara’da hassasiyet en üst noktada. Askeri müdahale olasılıkları bile önemli tartışma konusu. Kerkük’ün bölgesel Kürt yönetiminin sınırları içine girmesi, bağımsızlık yolunda Kürt grupların önemli bir kazanım elde etmesi anlamına geliyor. Bu da, Türkiye’nin ısrarla üzerinde durduğu Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliği kavramlarının boşa çıkması anlamına geldiği gibi, Irak’taki Türk varlığının da artık resmen ortadan kalkması da demek. Kerkük için geri sayım sürerken, AnkaraWashington arasındaki çözüm arayışları da devam ediyor. Yani, Türkiye bin 300 yıllık Türk varlığının geleceğine ilişkin kararı kendi başına vermediği gibi, bu konuda Kürt kartını sonuna kadar oynamakta ısrarlı olan ABD’nin gözünün içine bakıyor. KÜRTLEŞTİRİLEN KERKÜK Kerkük’ün bir Türk şehri olduğu gerek tarihi gerekse bu tarih içinden gelen nüfus yapısıyla böyle ortaya konurken, bugün için durum tamamen değişmiş gibi görünüyor. ABD işgalinin ardından Kürt milislerin Kerkük’e girmesi, Irak’taki bu önemli Türk kenti için de sonun başlangıcı oldu. Peşmergeler önce tapu dairelerini yağlamadı ve bir anlamda kentin hafızasını sildiler. Sonra da hiç zaman yitirmeden Kürt göçünü teşvik etmeye başladılar. Kısa süre içinde kente önemli bir Kürt akını başladı. Kerkük’ün kenar mahallelerinde göçmen Kürtlerin varoşları oluşmaya başladı. Saddam Hüseyin döneminde Araplar ve Kerkük petrol şirteti çalışanları için yapılan konutlara da Kürtler çoktan yerleşmişler. Kerkük stadyumunun soyunma odalarına bile duvar örüp kendileri için ev yapmışlar. Toplam Kürt göçünün 622 bin civarında olduğu söyleniyor. Bugün Kerkük’ün toplum nüfusunun ise 1.5 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Saddam Hüseyin’in Kerkük dışına sürdüğü Kürtlerin toplam sayısının 4560 bin civarında olduğu gözönüne alındığı zaman, Kerkük’ün nasıl Kürtleştirilmekte olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Gözaltına alınan bir Türkmen... SİYASİ ALTYAPI HAZIR Kürt gruplar, bir taraftan kentin demografik yapısını değiştirirken diğer yandan da başarılı bir politika ile Kerkük’ün Kürtleştirilmesinin yasal zeminini sağladılar. Önce Geçici İdari Yasa’nın 58. maddesi,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear