28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 C S TRATEJİ Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren, “Terörle rejimin değişmesi, C UMHURİYET STRATEJİ Türkiye, Osmanlı’dan kalma ayaklanmalar, sağsol terörü, bölücü ve dinsel motifli terörle geçmişte uğraştı, günümüzde uğraşıyor. Terörün dış destekleri bazı mahkeme zabıtlarına kadar yansıdı. 11 Eylül saldırılarının ardından teröre karşı duyarlılık yükseldi. Türkiye’nin duyarlılığı ise bu noktaya çoktan gelmişti. Son dönemdeki gelişmeler terörün farklı türlerinin yeniden gündeme getirilmeye çalışıldığı değerlendirmelerini gündeme getiriyor. Konuyla ilgili araştırmalar yapan Ankara Üniversitesi SBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren’in, sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: Türkiye’de güvenlik sorunu var mı, varsa, bunun için alınan önlemler demokrasi ile çelişiyor mu? Türkiye’de güvenlik sorunları elbette var. Bu güvenlik sorunları öncelikle terörizmden kaynaklanıyor. Güvenlik sorunlarına yol açtığını söylediğimiz terörizm de, öncelikle gerici terörizm ve bölücü terörizm, sonra da, küresel terörizmdir. Diğer taraftan Türkiye’nin yakın çevresinde Balkanlarda, Kafkasya’da ve Ortadoğu’da çıkan ya da çıkacak kriz ve silahlı çatışmaların yarattığı ya da yaratacağı güvenlik sorunları da vardır. Özellikle Irak’taki durum ve İran’da gelişmekte olduğunu düşündüğüm kriz, silahlı çatışmalara dönüşürse, Türkiye için güvenlik sorunları yaratacaktır. Buna karşılık Türkiye’nin komşularıyla kendi ilişkilerinden doğacak güvenlik sorunları eskiye bakarak azalmıştır. Geçtiğimiz günlerde Ege uluslararası hava sahasında Türk ve Yunan savaş uçakları çarpışarak düştü. Üzerinde çok durulmadı. Oysa eski yıllarda böyle bir olayın silahlı çatışmaya dönüşme olasılığı çok yüksekti. Sorunuzun ikinci kısmı demokrasi ile bağlantılı. Böyle olunca ben özellikle terörizmin yarattığı güvenlik sorunları ile ilgileneceğimizi düşünüyorum ve sorunuzun ikinci kısmını da şöyle anlıyorum: Terörizmin yarattığı güvenlik sorunlarının çözülmesi için tedbirler alınmasına demokrasi engel olur mu? Hayır olmaz. Zaten bu gün Türkiye’nin terörizmi bastırmak için demokrasiden vazgeçtiğini söylemek de mümkün değildir. Bir taraftan demokratikleşme yolunda yeni adımlar atılırken diğer taraftan da terörizmle mücadele edilmektedir. Güvenlikdemokrasi ilişkisi kısaca nedir, biri diğerinin koşulu mudur, öncelik sıralaması var mıdır? Bence mesele, güvenlik ve demokrasi arasında bir tercih yapmak meselesi değildir. Önemli olan, demokrasi içinde güvenliği sağlayabilmek, terörizmle demokrasi içinde mücadele edebilmektir. İşaret ettiğiniz noktayı görüyorum, terörizm demokrasilerde demokrasinin nimetlerinden istifade etmektedir. Mesela, haberleşme özgürlüğü, konut dokunulmazlığı özel hayatın gizliliği teröristin işini kolaylaştırmaktadır. Teröristin işini kolaylaştıran bunlara benzer daha pek çok hususa değinebilirim ama terörizmi önlemek için demokrasi ile bağdaşmayan tedbirler almak yanlıştır. Terörist haberleşme özgürlüğünden istifade ediyor diye haberleşme özgürlüğünü ya da konut dokunulmazlığından istifade ediyor diye konut dokunulmazlığını ortadan kaldıramazsınız. Kısaca terörist suistimal ediyor diye demokrasiden vazgeçemezsiniz. Demokrasi dışında tedbirler almak demokrasilerin kendi kendilerini vurması anlamına gelir. Belki demokrasiden vazgeçilip alınacak sert tedbirlerle kısa sürede belli ölçülerde bir başarı sağlanabilir ama uzun vadede daha ağır başka sorunlar ortaya çıkar. Teröristin istediği de budur, devleti demokrasi ve hukuk dışı bastırıcı tedbirler almaya tahrik edip bundan mağdur olacak halkı devletin karşısına dikmeye çalışır. Açık bir ifadeyle demokrasi dışı tedbirler almak teröristin maksadına hizmet eder. Türkiye’nin teröre dönüşebilecek birçok iç çelişkisinden, zıtlıklarından bahsediliyor. Geçmişte sağ sol, günümüzde laikantilaik, etnik sorunlar gibi… Bunu aşmanın yolu yok mu, eğer varsa, dış etkiler engellenemez mi? Sağsol sözcükleri ile ideolojik boyutlu terörizmden söz ediyorsunuz. Bu tür terörizm artık soğuk savaş yıllarındaki kadar önemli değil. Ülkemizde hala bu grup altında görülebilecek son derece tehlikeli örgütler var. Bu tür terörizm tamamen ortadan kalktı demiyorum ama genel olarak bakıldığında yarattığı tehlike nispeten azaldı. Sorunuzda sözünü ettiğiniz diğer iki konu daha önemli. Cumhuriyetimizin temel ilkelerinden birisi olan laiklik, demokrasimizin temel taşıdır, bir arada yaşayabilmemizin teminatıdır ve hepimizin savunması gereken bir ilkedir. Nüfusumuzun çok büyük bir yüzdesinin mensubu olduğu İslam Dini’nin Dünyada en saygın şekilde uygulandığı ülkelerden birisi Türkiye’dir. Ülkemizde yüz bin cami var. Bunların her birinde devletin maaşını ödediği imamlar var. Bu laiklik sayesinde mümkün olmaktadır. Sorun laikliği ortadan kaldırmak için uğraşan gerici kalkışmanın varlığından kaynaklanmaktadır. Yanlış olan laikliğin karşısında laikliğe karşı bir cephe oluşturmak ve bundan medet ummaktır. Danıştay’a yapılan saldırının gerçekleşmesine de bu türden sorumsuz beyanlar zemin hazırlamıştır. Türkiye’de laik düzene yapılan tek saldırı Danıştay’a yapılan saldırı değil ama en büyüklerinden birisi, bu nedenle, Danıştay’a yapılan saldırı üzerinden konuşuyoruz. Son olarak yapılan bu menfur saldırıda da görüldüğü gibi, gericilik terörizme başvurmaktan çekinmemektedir. Laiklikle laikliğe karşı olmak arasında söz konusu edilen zıtlık tamamen laiklik lehine çözülmelidir. Zıtlığı azaltmak ya da yumuşatmak adına laikliği yumuşatmak çözüm değildir. Zıtlığı azaltmak ya da yumuşatmak adına laikliği yumuşatmak, gericiliğe ödün vermek demektir, demokrasiden ödün vermek demektir, Cumhuriyet’in kazanımlarından ve bizzat Cumhuriyet’ten ödün vermek demektir. Laikliğe karşı girişimleri ortadan kaldırmak elbette mümkündür. Sorunuzda işaret ettiğiniz gibi Türkiye’deki laik rejimi değiştirmek isteyen dış güçler vardır. Bunların Türkiye’de terörizme destek verdiklerini de biliyoruz. Bahriye Üçok’tan Ahmet Taner Kışlalı’ya pek çok Atatürkçü düşünürümüzün kaybına yol açtılar. Uluslararası hukuku ihlal eden bu durum mahkeme tutanaklarına yansıdı, kitaplara Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren ‘Sorun laikliği ortadan kaldırmak için uğraşan gerici kalkışmanın varlığından kaynaklanmaktadır. Yanlış olan laikliğin karşısında laikliğe karşı bir cephe oluşturmak ve bundan medet ummaktır. Danıştay’a yapılan saldırının gerçekleşmesine de bu türden sorumsuz beyanlar zemin hazırlamıştır.’ Fotoğraflar: Erdem Sevgi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear