Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 Gürol KIRAÇ TUSAM Türkistan Araştırmaları Masası gkirac@tusam.net ovyetler sonrası Orta Asya’nın kapalı kutu olmaktan kurtulması, yalnızca Orta Asya’ya komşu olanların değil, bölge dışından birçok devletin de bölgeye girişinin başlangıcı oldu. Bölgeye yönelik bu girişimlerin başlarda ortak bir paydası olduğundan söz edilebilir. Bu genç cumhuriyetlerin batılı siyasal ve ekonomik sistemlerle tanıştırılması, batılı örgütlerle entegrasyonları ve kendi ayakları üzerinde durarak Moskova’nın yıllarca süren etkinliğinin ortadan kaldırılmasına destek verilmesi ön plandaydı. Bu konuda uğraş veren devletler, diğer yandan da bölgedeki çıkarlarıyla ilgili gerekli siyasi altyapıyı kurma gayretindeydi. Bölge devletlerinin sahip olduğu petrol ve doğalgaz rezervleri ve bölgenin bakir bir pazar olması, bağımsızlığın ilk günlerinden itibaren yabancı güçler için bir çekim merkezi oldu. Çin’in bölgeye yönelik stratejisi Japonya’yı tedirgin ediyor C S TRATEJİ oluşturacakları politikalarda baş aktörün kendileri olmasını kabul etme olduğu dile getirildi. Bakan Aso Japonya’nın neden Orta Asya’ya ilgisi olduğunu ise dört maddede açıkladı. Bunlardan ilkinin, istikrar ve barış ortamının Orta Asya’da sağlanması olduğunu belirtti. Japonya’nın bölgedeki radikal dinci örgütler ve terör, uyuşturucu ticareti gibi güvenlik tehditlerini ortadan kaldırmaya yönelik girişimleri desteklediğini söyledi. İkinci neden ise enerji kaynakları olarak gösterildi. Japonya’nın, dünyadaki en önemli enerji ithalatçısı ülkelerden biri olduğunu ve Orta Asya’daki enerji, hammadde kaynaklarının da dünya piyasasında gittikçe öneminin artması nedeniyle bölgede sağlanacak istikrarın dünya enerji piyasalarına da katkı sağlayacağı belirtildi. Bakan Aso üçüncü neden olarak Orta Asya devletleri ve Japonya’nın birbirlerine olan ilgisini gösterdi. Orta Asya devletlerinin, Japonya’nın 2. Dünya Savaşı sonrasındaki yeniden yapılanma modeli olan "Ekonomik refah ve demokrasiden kaynaklanan barış ve mutluluğun" nasıl gerçekleşebildiğini öğrenmek konusunda arzulu olduğu ifade edildi. Dördüncü ve son nedenin ise Japonya’nın Orta Asya’yla daha sıkı işbirliği içerisinde olmayı arzulaması olarak açıklandı. Bakan, uluslararası alanda yeni bir atmosferin oluştuğunu ve Orta Asya konusu tartışılırken Japonya’nın yok sayılmasının imkansız olduğunu belirtti. S Tokyo’nun Orta Asya açılımı 2) Bölgede Yürütülecek İşbirliği a) Terörizm ve narkotik tehdit konusunda alınacak önlemler b) Bölgedeki antipersonel mayınlarının temizlenmesi c) Yoksullukla mücadele d) Sağlık hizmetleri ve tıbbi bakım e) Çevre f) Felaketleri önleme ve azaltma g) Enerji ve su konularında işbirliği h) Ticaret ve yatırım i) Ulaştırma ve taşımacılık 3) Ticarette Teşvik Sağlanması 4) Entelektüel Diyalog 5) Kültürel ve İnsan Kaynakları Değişimi Konularında İşbirliği JAPONYA’NIN POLİTİKALARI Tokyo yönetimi Ocak 1992’de Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan’la, Nisan 1992’de de Türkmenistan’la diplomatik ilişki kurarak bölgeye yönelik girişimlerini başlattı. 1990’lı yıllarda eğitim, sağlık, ulaştırma altyapısı, elektrik jeneratör istasyonları ve inşaat sektöründe Orta Asya devletlerine maddi yardımlarla destek veren ve işbirliğini geliştiren Japonya, 2000’li yılların başından itibaren, 11 Eylül süreciyle yaşanan gelişmelerle de paralel olarak, bu coğrafyaya olan ilgisini daha da arttırdı. 26–30 Ağustos 2004 tarihinde Japonya Dışişleri Bakanı Yoriko Kavaguchi’nin Orta Asya devletlerine gerçekleştirdiği ziyaret son yılların en üst düzey resmi teması oldu. Bu diplomatik atak Japonya’nın bölgeye olan ilgisindeki artışı gösteren önemli bir işaretti. Çünkü bu ziyaret çerçevesinde "Orta Asya artı Japonya" diyalog grubu oluşturuldu ve ilk toplantısını KazakistanAstana’da gerçekleştirdi. Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan Dışişleri Bakanları toplantıya katılırken Türkmenistan toplantıya Kazakistan’daki Büyükelçisini gözlemci olarak gönderdi. Toplantıda bölgesel işbirliğinin önemi, ekonomi, enerji alanlarındaki işbirliği konuları, terör ve uyuşturucuyla mücadele, ülkeler arasındaki yatırım ve ticaretin geliştirilmesi noktaları ele alındı. Japonya tüm bölge ülkeleriyle bir çalışma grubu oluşturarak işbirliği çalışmalarında bölgesel bir bütünlük arzuladığını gösterdi. Bu diyalog grubunun ikinci toplantısı ise 5 Haziran 2006’da Tokyo’da gerçekleştirildi. Japonya Dışişleri Bakanı Taro Aso başkanlığında yapılan toplantıya Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan Dışişleri Bakanları katılırken Kazakistan toplantıya Dışişleri Bakan Yardımcısı Kairat Abdırahmanov’la iştirak etti. Toplantıda ayrıca Afganistan Dışişleri Bakanı Rangin Dadfar Spanta da yer aldı. Toplantıda öncelikle "Orta Asya artı Japonya" diyalogunun temel prensiplerinin "farklılıklara saygı" (kültür ve medeniyet), "rekabet ve koordinasyon" ve "açık işbirliği" olduğu belirtildi. Diyalog grubunun, ikincisi düzenlenen bu toplantısında değinilen en önemli nokta, söz konusu işbirliği çalışmalarının temel dinamiklerinin kamuoyuna açıklanmasıydı. İşbirliğinin beş temel başlığı ve bu başlıkların alt maddeleri kamuoyuna duyuruldu. Bunlar: 1) Politik Diyalog a) "Orta Asya artı Japonya" diyalog grubu çerçevesinde işbirliği b) Uluslararası arenada işbirliği TOKYO’NUN STRATEJİSİ T Japonya’nın tarihten bu yana çekiştiği Çin’in her geçen gün Orta Asya’da nüfuzunu artırıyor olması Tokyo yönetimi için tehlike çanlarının çalmasına neden oluyor. Özellikle enerji alanlarına yönelik Pekin yatırımları, Japon yatırımcılar için de rekabette çeşitli sorunlar yaratıyor. Çin’in ayrıca Şangay İşbirliği Örgütü gibi enstrümanlarla Orta Asya’daki ülkelerle güvenlik ve askeri bağlamda da yakınlaşması, Tokyo yönetiminin daha aktif bir politika izlemesini tetikleyen nedenler OKYO’NUN VERDİĞİ ÖNEM olarak değerlendirilmektedir. Japonya Dışişleri Bakanı Taro Aso’nun toplantıdan Bu çerçevede RusyaÇin yakınlaşması da Japonya dört gün önce 1 Haziran 2006’da Japon Milli Basın için bir tehdit niteliğinde görülebilir. Her geçen gün Kulübü’nde yaptığı açıklamaları, Tokyo yönetiminin Moskova ve Pekin’in siyasi ve askeri yönden dirsek Orta Asya’ya bakışındaki ayrıntıları yakalamak temasını güçlendirmesi, Tokyo’nun uykularını kaçırıyor açısından son derece önemlidir. olabilir. ABD’nin gücünü dengelemeye çalışan bu iki Bakan Taro Aso, bölgedeki enerji ve yeraltı Asya devinin Orta Asya’da da ekonomik, siyasi ve kaynaklarına yönelik mücadelede Orta Asya askeri hakimiyeti ele almaları Japonya gibi devletler devletlerinin, bölge dışından gelen devletlerin çıkarları açısından da risk niteliğindedir. Çin’in yakın çevresinde doğrultusunda hareket etmeye zorlanamayacağını, bu uyguladığı enerji güvenliği politikaları ve askeri coğrafyadaki mücadelede başat rolün Orta Asya girişimler orta vadede Japonya için sıkıntı yaratabilir. devletleri haricinde kimse tarafından Japonya’nın bu girişimlerinin diğer bir nedeninin ise, üstlenilemeyeceğini vurguladı. Bu düşüncenin Tokyo ABD tarafından Tokyo yönetimine yapılan telkinler yönetiminin Orta Asya politikasındaki rehber felsefesi olduğu düşünülüyor. Özbekistan’daki askeri üssünü olduğunu yani, bölge devletlerinin mülkiyet hakkını kaybederek bölgede etkinlik kaybı yaşayan Washington tanıma ve kendi gelecekleriyle ilgili kararlarda, yönetiminin, kendisine karşı hareketli bir birliktelik sergileyen MoskovaPekin Japon Dışişleri Bakanı ikilisinin Orta Asya’ya müdahalelerini Taro Aso kısıtlayıcı girişimleri desteklemesi mümkün görünüyor. Bush yönetiminin Orta Asya’daki RusÇin etkisini kırmaya yönelik girişimlerine benzer başka bir örnek vermek daha gerekirse, ABD’nin Asya Pasifik’te adeta üssü konumunda olan G. Kore’nin, Mart 2006’da Özbekistan’la imzaladığı Stratejik Ortaklık Deklarasyonu’ndan bahsedilebilir. Washington’un G. Kore’yi Orta Asya’da daha etkin bir rolle görevlendirmesi olarak değerlendirilen bu gelişmenin, Orta Asyalı devletlerin MoskovaPekin eksenine daha fazla kaymalarını engelleyen faktörlerden biri olduğu açıktır. Orta Asya üzerindeki mücadele tüm hızıyla yayılıyor. Son gelişmelerle birlikte Japon Denizi’ne ulaşan etkinlik savaşının, önümüzdeki dönem sınırlarını daha da genişletmesi beklenmektedir.