Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İLİŞKİLERDE ABD FAKTÖRÜ Amr Musa, Çinli yetkililerle... C S TRATEJİ 17 taleplerine uymadığı sürece Hamas’ın tecrit edilmesinden yanadır. Dolayısıyla İsrail ile ABD’nin şiddetle karşı çıkmalarına rağmen, Türkiye ve Rusya’nın Hamas liderliğindeki Filistin yönetiminden bazı isimleri ve Dışişleri Bakanı Mahmud Zahar’ı konuk etmesinin ardından Çin de Hamas’ı ülkesine davet etti. Çin yönetimi Hamas’ı, şiddetten vazgeçmeye ve İsrail’i tanımaya çağırdı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhai Jun, 17 Mayıs 2006’da düzenlediği basın toplantısında, ÇinArap ilişkileri üzerine yapılacak toplantı için Pekin’e davet edilen 23 Arap ülkesi bakanları arasında Zahar’ın da bulunduğunu açıkladı. "Çin’in bölgedeki ülkelerle ilişkileri gelişirken bütün konularda yapıcı bir rol üstlendiğini" vurgulayan Zhai, Hamas’ın seçilmiş temsilcilerinin foruma katılması önünde bir engel olmadığını, Hamas’ın şiddeti kınama ve İsrail’i tanıma çağrılarına uymasını umduklarını dile getirdi. Bu gelişmelerin ardından İsrail 18 Mayıs’ta Çin’i protesto etti. İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Regev, Çin’in Zahar’ı davet etmesinden ülkesinin endişe duyduğunu, diyaloga ‘hayır’ terörizme ‘evet’ diyen Hamas’ı tanımanın, Ortadoğu’da istikrara katkıda bulunamayacağını dile getirdi. İsrail’deki Dışişleri Bakanlığı, Çin Büyükelçisi Chen Young Leng’i bakanlığa çağırarak, Zahar davetinin, teröre meşruiyet kazandıracağını, uluslararası toplumun Hamas karşısındaki duruşuna ve Çinİsrail ilişkilerine zarar vereceği için davetin iptal edilmesini istedi. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Liu Jianzhao, Çin’in Ortadoğu’daki durumla ilgilendiğini, siyasi tecrit veya ekonomik ablukadan yana olmadığını açıkladı. Sözcü, Ortadoğu’daki tarafların, sorunları siyasi istişareler yoluyla çözmeleri ve barış içinde bir arada yaşamaları gerektiğini yineledi. Liu, Çin’in geçmişte olduğu gibi gelecekte de Arap halkının yasal hak ve çıkarları için yaptığı haklı mücadeleleri, BM ilgili kararı ve "toprak karşılığında barış" temelinde, Ortadoğu sorununun görüşme yoluyla çözülmesini ve Filistinİsrail sorununun çözümüne ilişkin Arap ülkeleri tarafından ileri sürülen barış önerisini destekleyeceğini kaydetti. Sonuç olarak Çin, enerji uğruna ABD’nin rahatsız olduğu ülkelerle sıkı işbirliğine girmektedir. Arap ülkeleri ile ilişkisini geliştirerek bölgede etkisini artırmaya çalışan Çin’in Hamas çağrısının etkili olmayacağı açık. Bunun farkında olan Pekin hükümeti, Ortadoğu’da enerji teminini güvence altına almak için ABD karşısında Hamas kartını elde etmeye çalışıyor. Diğer yandan, ABD’nin baskısı altında olan Ortadoğu ülkeleri de bölgede son yıllarda yaşanan gelişmeler karşısında doğal olarak Çin ile yakın ilişki geliştirmeye çalışıyor. Bu durum, Washington’u zor durumda bırakıyor. ABD’nin çıkar bölgesi olan Ortadoğu’da etkin olma çabası Çin’i ABD ile karşı karşıya getirebilir. İngiltere, Fransa ve İsrail’in 1956 yılında Süveyş Kanalı’na askeri müdahale yapmasıyla Çin, İsrail’e verdiği desteği keserek Mısır, Suriye ve Yemen gibi Arap ülkeleri ile diplomatik ilişki kurmuştu. Uzmanlar bu olayı, ÇinArap ilişkilerinde dönüm noktası olarak nitelendiriyor. Sonraki yıllarda Çin İsrail’e karşı verdiği mücadelede Araplara büyük destek verdi, soğuk savaşın sona ermesiyle İsrail ile diplomatik ilişkisini geliştirdi. Sudan ve Suriye gibi Arap ülkeleri, ABD’nin kıskacından kurtulmanın yolunu Çin’le yakın ilişkiler kurmakta buldular. Akdeniz Havzası’nda yer alan Arap ülkeleri ile AB ülkeleri arasındaki işbirliğinin olası bir çıkmaza girmesi halinde, Çin ile işbirliğinin AB’ye alternatif olacağını düşünmüşlerdir. Soğuk savaş sonrası dönemde Çin’in Ortadoğu’ya yönelik politikasına bakıldığında, hem İsrail ile ilişkilerini geliştiren hem de eski dostlarını ihmal etmeyen denge politikası uygularken ABD benzeri bir askeri güç kullanmak yerine barışçıl yollarla ekonomik, siyasi ve askeri işbirliğini geliştirmeye gayret etti. Dolayısıyla, Ortadoğu’daki tüm ülkelerle iyi ilişkiler kurma girişiminde oldu. Nitekim İsrail ile diplomatik ilişkilerini geliştirmesinin yanı sıra, enerji zengini Sudan, Çin’in en önemli stratejik ortağı konumuna geldi. Sudan petrolünün üretimini kontrol altında tutan şirketler topluluğunun yarısını Çin şirketlerinin oluşturduğu ve Sudan’ın hafif ve ağır silah sanayilerinin de Çin tarafından kurulduğu biliniyor. ABD baskısıyla BM Güvenlik Konseyi’nde Darfur olaylarından dolayı Temmuz 2004’te Sudan’a yaptırım uygulanmasına, Rusya’nın yanı sıra Çin de karşı çıktı. Darfur sorununda ABD’ye engel olmaya devam eden Çin’in, bugünkü gücünü artırarak tutumunu sürdürmesi ve Ortadoğu’ya olan ilgisi, önümüzdeki yıllarda Çin ile ABD’nin bölgedeki mücadelesini şiddetlendirebilir. Enerji temini konusunda küresel alanda sürdürdüğü çabalarını Ortadoğu’ya da yansıtıyor. ABD’nin baskısı altında bulunan Arap ülkeleri ile Pekin’de forum gerçekleştiren Çin, Filistin’in Hamas üyesi Dışişleri Bakanı Zahar’ı ABD ve İsrail’in tepkilerine karşın davet etti. teknolojisinden yararlanmak amacıyla İsrail ile kurulan ilişki ABD ve Tayvan gibi ülkeleri rahatsız ediyor. Bu nedenle Çin, bu iki düşman ülke arasında çok ince bir denge politikası uyguluyor. Çin’in Ortadoğu’ya bakışı şu şekildedir: Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerini geliştirir; Ekonomik ve ticari ilişkilere önem verir; Ortadoğu’nun barış ve istikrar içinde olması dünya barışı ve kalkınmasında itici rol oynar; Ortadoğu barış sürecine aktif destek vermekle birlikte bunun bölge halkının ortak arzusu olduğuna ve temel çıkarlarına uyum sağladığına inanır; Ortadoğu barış sürecinin gelişmesinin bölge güvenliğinin teminatı olduğuna inanır; BM ve Madrid Görüşmeleri’nde toprak karşılığı barış prensibine destek verir; Çin’e göre Ortadoğu’nun istikrarsızlığının ana kaynağı Filistin sorunudur. ABD ile İsrail, İsrail’i tanıma Cintao’nun Arabistan ziyaretinden... ORTADOĞU’YA İNCE POLİTİKA Çin, İsrail ile 70’li yıllardan beri askeri işbirliği içinde olmasına rağmen, diplomatik ilişkilerini çok yönlü yeni dış politika uygulamaya başladığı 1992’de kurdu. Başlangıçtan beri İsrail’in Filistin’i işgaline karşı olan Çin’in İsrail ile yapılan silah ticareti anlaşmasındaki Erken Uyarı Hava Radar sistemi ABD’yi rahatsız etti. Çünkü olası bir savaşta Tayvan Hava Kuvvetleri’nin imhası kolaylaşıyor. Bu da Tayvan’ı destekleyen ABD’yi endişelendiriyor. Çin, Filistin’e BM daimi üyesi olarak destek veriyor, bu durum Arap ülkeleri tarafından memnuniyetle, İsrail tarafından tepkiyle karşılanıyor. Çin’in bu ülkelerle füze ve füze teknolojisi ticareti ise İsrail’in çıkarlarıyla uyuşmuyor. Buna karşın silah