26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

20 Diplomatik başarısızlığın sonrası net değil… C S TRATEJİ İran’a ambargo zor Cavid VELİEV TUSAM Yakındoğu Araştırmaları Masası cveliev@tusam.net İ ran’ın nükleer enerjiye sahip olmasını engellemek için yaklaşık üç yıldır Avrupa, Rusya ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı (UAEA) arasında yürütülen görüşmelerin veya diplomatik çalışmaların başarısız olması İran’a yönelik diğer yaptırımları gündeme getiriyor. ABD tarafından İran’ın nükleer silaha sahip olmasını engellemek için devreye sokulması öngörülen birkaç müdahale türü bulunuyor. Askeri müdahale, ülke içerisindeki etnik ve muhalif grupları destekleyerek rejimi değiştirmek ve ekonomik yaptırımlar. ABD ilk olarak BM Güvenlik Konseyi’nden İran’a yönelik bir yaptırım kararı çıkarmaya çalışıyor. Fakat bunun gerçekleşmemesi durumunda Avrupa ile ortak veya tek başına başka yaptırımlar uygulamaya gidebilir. İran’a yönelik olası ekonomik yaptırımların başarılı olması için ABD’nin Avrupa, Rusya ve Çin’in desteğini alması şart. Çünkü 1979 İslam Devrimi’nden sonra ABD’nin İran’a karşı tek başına uyguladığı yaptırımlar başarılı olmadı. Ekonomik ambargonun başarılı olması için zincirin vazgeçilmez halkası Avrupa’dır. Çin ve Rusya İran’a uygulanacak ekonomik yaptırımlara katılmak istemiyor. Çin, Rusya ve diğer Ortadoğu ve Asya ülkelerinin yaptırım kararını uygulamaması, ABD’yi, Avrupa ile birlikte İran’a karşı yaptırım uygulamaya zorluyor. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad, 11 Nisan 2006’da İran’ın 110 ton uranyum zenginleştirdiğini ve İran’ın nükleer enerjiye sahip sekizinci ülke olduğunu açıkladı. Söz konusu açıklamayı Avrupa ve Rusya sert bir şekilde eleştirdiyse de Rusya hala ekonomik ve askeri yaptırımlara karşı olduğunu dile getiriyor. 9 Nisan 2006’da gerçekleştirilen AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda, İran’ın BM Nükleer çalışmaları nedeniyle ABD ile ilişkileri gerilen İran’a uluslararası ambargo uygulama düşüncesinin pratikte geçerli olması beklenmiyor. Çin, Hindistan gibi aktörlerin enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla İran’la yaptıkları anlaşmalar düşünüldüğünde bu tablo ortaya çıkıyor. verilere göre İran 125,8 milyar varillik petrol rezervleriyle Suudi Arabistan’dan sonra ikinci büyük petrol kaynaklarına sahip ülkedir. OPEC’in verilerine göre 70’li yılların başında İran’ın günlük petrol üretimi 6 milyon varilken devrim sonrası bu rakam 2,4 milyon varile kadar düştü. Günümüzde ise bu rakam 4,4 milyon varile yükselmiş durumda. Fakat İran’ın kendisinin de enerjiye olan ihtiyacı arttığı için bu miktarın yarısı iç piyasaya sürülüyor. 1975 yılında İran’ın petrol üretimi dünya petrol ihtiyacının yüzde 17,5’ni karşılarken günümüzde bu rakam yüzde 10’a düşmüş durumda. Bu düşüşte hem İran’ın petrol üretim miktarındaki düşüşün hem de iç tüketimin artmasının payı bulunuyor. İran 2005–2010 ekonomik planı içinde enerji ETROL SİLAH OLUR MU? stratejisine önem veriyor ve önümüzdeki yıllarda İran’a karşı uygulanan ambargoda İran’ın ana petrol üretimini tekrar eski gücüne kavuşturmayı ihraç maddesi olan petrol başta geliyor. Değişik planlıyor. İran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Vaziri’nin açıklamasına göre dördüncü beş yıllık plan Ahmedinecad Devrim Muhafızları’nı selamlıyor. çerçevesinde ülkenin petrol sanayisine 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak. Bakan, beş yılık plan çerçevesinde boru hatlarının döşenmesine, rafinerilerin artırılmasına ve modern teknolojinin araştırma ve üretimde kullanılmasına önem verileceğini belirtiyor. Tabii ki, bu yenilikler uygulanırsa İran petrol sanayisi büyük bir atılım gerçekleştirecektir. Fakat bunların gerçekleşmesi için İran’ın büyük miktarlarda yabancı sermayeye ihtiyacı bulunuyor. ABD İran’a uyguladığı ambargo çerçevesinde İran petrol rezervlerine 20 milyon doların üstünde yatırım yapılmasını engellemek istemişse de şimdiye kadar pek başarılı olduğu söylenemez. Aslında İran’ın Güvenlik Konseyi tarafından verilen "30 günlük sürede gerekli şartlara uymaması durumunda AB tarafından uygulanacak yaptırımlar" kararını AB Dışişleri ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana ve İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw "olasılık" olarak tanımladı. ABDAvrupaRusyaÇin arasındaki ve hatta ABD’de Pentagon ile Beyaz Saray arasındaki İran politikalarının farklılığından kaynaklanmış olacak ki, İran Cumhurbaşkanı 11 Nisan 2006’da İran’ın uranyum zenginleştirmeye başladığını açıkladı. Aslında Ahmedinecad’ın bu açıklamasının İran’ın aleyhine döndüğü söylenebilir. İran bu açıklamayı yapmadan önce ABD İran konusunda diğer ülkeleri yanına çekmekte zorlanmıştı ama İran’ın uranyum zenginleştirmeye başladığını açıklamasından sonra, Avrupa kolayca ABD çizgisine kayabilir. P
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear